Halk Edebiyatı Antolojisi/Öksüz Dede

ÖKSÜZ DEDE

XVI ncı asrın sonlarında yaşıyan Öksüz Dede, Yeniçeri şairlerindendir. Rumelili olduğu anlaşılan bu âşıkın eserlerinde mahallî hayatı aksettiren parçalar da görmekteyiz.

―1―

Bu garip gönlümün nesin sorarsın
Her dem yâr elinden yaralı sine
Yâr merhem etmezse unulmaz yaram
Ölür de giderim yaralı sine

Sinem şerha şerha yaraladığın
Yâr kendi bilmez mi yaraladığın
Sarmayınca kendi yaraladığın
Kim karışır anın yaralısına

Sinem satpâredir yâra var söyle
Tabibe yalvarıp yara var söyle
Seversen Mevlâyı yâra var söyle
Görsün ne olmuştur yaralı sine

Bu kadar âşıklar gelir yaralı
Anlar da hep yâr elinden yaralı
Değmeyince unulmaz ol yâr eli
Tatlı merhem sürsün yaralısına

ÖKSÜZ kaydubend olmuş bendine
Bendolmuşum ben de senin bendine
Nola sual etse bir de kendime
Yaran nerde dese yaralısına

―2―

Elâ gözlerine kurban olduğum
Ecelim gelmeden öldürme beni
Gizlice uğrunca severim seni
Sırrımı kimseye bildirme benim

Seni bana veren ol Yüce Gani
Alırlar elimden korkarım seni
Kaddimi büküp te öldürsen beni
Üstüme düşmanım göldürme beni

ÖKSÜZ ÂŞIK bunu böyle söyledi
İndi aşkın deryasını boyladı
Senin aşkın beni mecnun eyledi
Dağlara düşürüp gezdirme beni

―3―

Bülbülüm başladım feryadü zâra
Aç hüsnün bağını nâz eyle bâri
Kalmadı takatim cevrin çekmeğe
İltifat yok cevrin az eyle bâri

Güzeller içinde bir nam komuşsun
Canlar yakıcı bir afet imişsin
Ben kulunu öldürürüm demişsin
Bana bu ihsanı tez eyle bâri

Can arzular cemalini görmeğe
Ermesin rakipler beni sürmeğe
Çün hicap edersin selâm vermeğe
Her gelip geçtikçe göz eyle bâri

ÖKSÜZ ÂŞIK merttir söyle sözünü
Ben kuluna teslim eyle özünü
Kimseler duymasın gizli râzını
Bana bir tenhada söz söyle bâri

―4―

Gene evvel bahar oldu
Dalgalandı cuşum benim
Dağlar yeşil don giyince
Küheylandır eşim benim

Bir yat ile konuşunca
Zaman geçer alışınca
Nazlı yâre buluşunca
Durmaz akar yaşım benim

ÖKSÜZ ÂŞIK eder ana
Şükrüm vardır Mevlâm sana
Seyrimde verildi bana
Hayra yora duşum benim

―5―

Misali cennettir evvel baharı
Açılır kırmızı gülü Tuna'nın
Öter bülbülleri leylü neharı
Eser badı saba yeli Tuna'nın

Hiç kimseler bilmez kandedir başı
Tazelenip akar yeyindir cuşu
Eksik değil yalısının savaşı
Leş ile doludur gölü Tuna'nın

Alaman dağından beri geçmiştir
Engerus elinden yollar açmıştır
Analar ağlatmış kanlar içmiştir
söylemeğe yoktur dili Tuna'nın

Türaba garkolmuş yerdedir yüzü
Arzulayıp akar Karadenizi
Cemreler düşünce sökülür buzu
Ovalara çıkar seli Tuna'nın

ÖKSÜZ ÂŞIK bunu böyle dedi mi
İndi ovalara bastı kademi
Selâmlamış Usturgon'la Budun'u
Belgrad'a uğrar yolu Tuna'nın