Hülâsâ-i Ahvâli’l-Buldan fi Memâlik-i Devlet-i Âl-i Osmân

(161a)…Kızıl Adalar dahî Kartal Nâhiyesi’ne dahil olup, Maltepe ve Üsküdâr arasında Bostancıbaşı köprüsü nâmıyla çay üzerinde bir büyük taş köprü vardır. Buradan ilerisi Üsküdâr şehri [tarafından] idare olunur. Bir mikdâr Üsküdâr’a doğru gidildiğinde Üsküdâr Bağlarına girilir. Bağların iç taraflarında Ayrılık Çeşmesi nâmıyla bir büyük çeşme ve leziz su akar ve koruluk meşcer saffeler ile bir mesîre olup Anadolı’ya giden râhiller ve ‘ale’l-husûs Hüccâc-ı Kirâm’a ihvânıyla mahall-i vedâ’ add olundığından Ayrılık Çeşmesi deyu isim tesmiyye olunmuşdur. Du‘a Meydânı, Ayrılık Çeşmesi’yle Üsküdâr arasında bir düz ve çayırlık meydân ve vâsi’a ve bir tarafında meşcer setler ve mâ-i lezîz-i cârî ve müferrah bir mesîre olup hüccâc-ı kirâmın mürûr ve ubûrunda mevki‘-i du‘a olmağla Du‘a Meydânı deyu isim tesmiyye olunmuşdur İbrâhim Ağa Çayırı, Üsküdâr bağları arasında bir düz çayır

(162a) ve bir tarafında mâ-i cârî ve meşcer [ve] meyvesi olmağla ferâhfezâ bir mahall olup mevsim-i bahar’da esb rabt iderler. Haydar Paşa, Kadıköy ile Üsküdâr aralarında ve bağlar derûnunda kasr-ı âlî ve mâ-i cârî ile meşcer ve çemenzâr bir mesîre-i dilrübâdır. Fenerbağçesi, Üsküdâr’ın taraf-ı garb-ı cenûbunda ve İslambol ile Kızıl Adalar arasından Marmara Deryâ’sına doğru çıkmış bir düz burunun ucunda bir sebze bağçesi ve vâfir kavak ve kara ağaç eşcârlarıyla müzeyyen bir mesîre-i mahall ve kasr ve havz ve mâ-i cârî ve bir kahve ile mesîre-i ferâhfezâ olup, burun-ı mezkûrun intihâsında kârgîr bir fenâr kulesi ve bir kandilci odası mebnî olmağla beher gice şeb-tabâ sefer-i selâmet-i sefâyin ve rü’yet-i Boğaz-ı İslambol içün taraf-ı Saltanât-ı Seniyye’den ikâd-ı kandîl-i kebîr olunur. Hattâ işbu fenerin mukâbilinde İslambol Kal’ası’nın Çatladı Kapu tarafında bir burcunun üzerinde bu makûle bir fenâr-ı cesîm olmağla leyâli-i muzlîmede Ak Deniz’den gelen sefâyin iki tarafın fenerlerinden İslambol Boğazı’nı fark eyleyüb eshel vechile dâhil-i boğaz olur. Moda Burunu, Fenerbağçesiyle Kadıköy arasında bir mürtefî‘ burun ve etrâfı bağât ve hadâ’ikdir. Kadıköy, Moda burunu ile Üsküdâr’ın arasında ve Üsküdâr’ın munfasılân taraf-ı garbında ve bağların derûnen esfelinde ve leb-i deryâda verâset-i İslambol’a karşu câmi‘ ve hamâm ve miyâh-ı câriye ve esvâk-ı ma’mure ve iskele ve ekâbir sâhilhâneleri ve re’âyâ mahallesi ve kilise ve mey-kedeler ve ‘âlî bağlar ve bağ ve büyût ve kusûrlarını müştemil bir kasabacık ve âb ve havâsı hûb ve engür ve meyvası esmâr-ı cihâne fâ’ik ve mergûb olup bağları Üsküdâr bağlarına mahlûtdur. Ve bu Üsküdâr Bağlarının vâdileri taşra-i memâlik bağlarına kıyâs kabul itmeyüb ekseri Küberâ-yı Saltanat-ı Seniyye’den zevât-ı kirâmın malları ve etrâfları kârgîr divârlar ile mestûr ve mahfûz ve müzeyyen kusûr-ı ‘aliyye ve mâ-i cârî ile ma’mur olup hattâ bazılarının dâhiliyye ve hâriciyye dâ’ireleri mükemmel, büyût-ı ‘aliyyeleri ve Tâif’den ma‘dâ misli bir diyârda bulunmaz çavuş üzümleri

(162b) ve rû-yı nigâr ve karadene ve havra üzümleri ve Üsküdâr kirazı ta’bir olunan envâ‘i kiraz vesâ’ir esmâr- mütenevvi‘-i memdûha hâsıl olur ki bu makûle meyva bir diyârda dahî hâsıl olmayup, mevsim-i kiraz ve engürde ashâb-ı bağât vesâ’ir erbâb-ı zevk gürûh gürûh Üsküdâr bağlarına gidüp herkesin hâline göre ahbâb ve ihvânıyla bezl-i mâl ve zevk-i safâ iderler ki bu makûle zevk u şevk bir diyârda mümkün olmayup Sâye-i Seniyye-i Hazret-i Şahâne’de mutlakâ Üsküdâr bağlarına mahsûsdur. Ve bağlar ile Üsküdâr arasında vâki’ ve Nefs-i Üsküdâr’a mülâsık gûristânda medfûn Kibâr-ı Ehlullah’dan nice meşhûr zevât-ı kirâm ve ziyâretgâhlar olup hattâ Üsküdâr ve İslambol makâbiri memâlik-i sâ’ire makâbiri misillü eşcârdan hâli olmamağla bi’l-cümle gûristân servî vesâ’ir eşcâr-ı kebîre ile müzeyyen olduğundan Üsküdâr makâbiri aralarında birkaç mahallde setler ve kuyular ve meyveden ma‘dud yerler olmağla bazısını kenâl bulup makbere muştakî olan ihtiyâr zatlar ma’hed mesîrelerde hallerine münâsib yarân ile cünbüş iderler. Medine-i Üsküdâr, arz ve tûlda İslambol ile müsâvî olup Cezâyir-i Hâlid altmış buçuk derece tûl ve hatt-ı üstüvâdın kırk bir derece arzda İklim-i Asya ile İklim-i Avrupa’nın arasını fasl iden İslambol Boğazı’nın cânib-i cenûbunda ve İslambol’un Saray-ı Hümâyûn burunu ile Galata ve kasaba-i seng-i mihenk tahmînen üçer mile karîb râset karşularında ve leb-i deryâda verâda olan üç cibâle peyveste olup, üç aded cebel-i mütevassıtı ihâta eylemiş âb u havâ ve resm-i büyût ve binâ ve ahlâk-ı ahâlî ve cemi‘ idâre İslambol ile müsâvî bir şehr-i ‘azîm ve bender-i kadîm olup cevâmi‘-i kesîre-i kebîre ve mesâcid ve medâris-i vefîre ve ‘imârat-ı ‘aliyye ve kitâbhâneler ve sebiller ve bimârhâne ve muvakkithâne ve tobhâne ve kalenderhâne ve hankâhât ve zevâyâ ve hayrât-ı sâ’ire ve miskînhâne ve kırmızı sahtiyânın gâyet â‘lâsı Üsküdâr’a mahsûs olmağla, cesîm debbağhâne ve mumhâne ve salhâne ve basmahâne ve boyahâneler ve taraf taraf esvâk-ı ma‘mure ve bezestân ve haffâfhâne ve sarachâne

(163a) ve at pazarı ve bit pazarı ve sebze pazarı ve mahallât çarşuları ve iskeleler ve miyâh-ı câriye ve hamâmât-ı latîfe ve hanât-ı kesîre ve meydânlar ve kusûr-ı sultânî ve ekâbir konakları ve sâhilhâneler ve büyût-ı aliyye ve Rum ve Ermenî ve Yahûd mahallât ve kilise ve havrâ ve mey-kedelerini müştemil, büyût ve cem‘iyyet ve cesâmetde Edirne’ye karîb ve ekser menâzili eşcâr-ı müsemmîr ve hadâ’ik ile müzeyyen tahmînen onbeş bin hâneden ziyâdece bir şehr-i cesîm ve kazâsı dokuz nâhiyye-i kebîri müştemil bilâd-ı semâniden mevleviyyet-i cesîme olup ve esvâkât-ı ma’muresinde mukîm olan cemi‘ ehl-i hirfet ve esnâf-ı san‘atın hâsıl olan emti‘a u eşyâ ve ahz u î‘tâ ve bey‘ u şirâ‘sı vechile İslambol ile yek-sibâk olmağla İslambol’da her ne mevcûd ise Üsküdâr’da dahî mevcûd ve bahaları müsâvî olup yalnız engür ve kirazın bahaları İslambol’dan bir mikdâr ehvencedir. Ve İslambol ile Galata ve Eyüb ve Üsküdâr ki işbu dört belde-i cesîmede der-yektâ-yı gerânümayân bahr-ı ref’et ve sâye-i mu‘addeleti âleme çehr-rahet olan İmâmü’l-Müslimîn ve Halife-i Ruy-ı Zemîn efendimiz hazretlerinin edâ-yı salât-ı cum‘a içün teşrîf buyurdukları cevâmi‘-i meşhûrede zât-ı hümâyûnlarına mahsûs kafes-i müzeyyen ile mestûr ve fevkânî birer mahfil-i hümâyûn olmağla Kafes-i Sultânî ile müzeyyen olan cevâmi’-i kebîreye selâtîn ta’bir olunmak mu‘tâd olduğuna mebnî, Medîne-i Üsküdâr’da dahî cevâmi‘-i meşhûreden Yeni Vâlide câmi‘-i şerîfi semt-i deryâya civâr ve düzde iki minâreli ve kârgîr ve yek kubbe ve kebîr ve kafes-i sultânî ile müzeyyen ve medâris ve ‘imâret ve mekteb ve sebîl ve muvakkithâne ve kitâbhâne ve hamâm ve evkâf-ı sâ’iresi mükemmel bir câmi‘-i şerîf-i bî-misildir. Mihrimâh Sultan câmî‘-i şerîfi, Yeni Vâlide ile muhâzî ve civâr-ı deryâda iki minâreli ve kârgîr ve kebîr ve yek kubbe muhassıl-ı mülûkâne ile müzeyyen bir câmi‘-i şerîf ve medâris ve ‘imâret ve kütübhâne ve muvakkithâne ve mekteb ve sebîl ve hamâm ve evkâf-ı kesîresi mükemmeldir ve civârında kârgîr mirî zâhire ‘anbarları olmağla mirî hıntasıyla memlûdur. Eski Vâlide, vâsıt-ı Üsküdâr’da ve bir mikdâr bayırda iki minâreli ve kârgîr ve kebîr ve yek kubbe ve kafes-i sultânî ile müzeyyen ve ‘imâret ve medrese ve sebîl ve mekteb ve kitâbhâne

(163b) ve evkâf-ı kesîresi mükemmel bir câmi‘-i şerîfdir. Selimiye Câmi‘-i Şerîfi, verâ-yı Üsküdâr’da Kavak Sarayı civârında cennetmekân şehîd Sultân Selîm Hân tabe serâhû binâsıyla iki minâreli ve kârgîr ve kebîr ve gâyet latîf ve yek kubbe ve kafes-i sultânî ile müzeyyen bir câmi‘-i şerîf ve hayrât-i sâ‘ire ve evkâf-ı kesîresi mükemmel olup civârında büyût-ı ‘aliyye ve esvâk-ı ma’mure ve dârü’l-tabâ’ ve bâ‘zı sandalcılar tezgâhları ve müferrah hamâm ve kahveler ve bir Nakşibendî tekkesi olup, Kavak Sarayı mahallinde dahî Mehmed Paşa Kasrı nâmıyla set başında ve deryâya nâzır bir ‘âlî ve müzeyyen kasr-ı sultânî ve civârında mâ-i cârî olmağla mesîregâh-ı mülûkdır. Şemsi Paşa Câmi‘-i Şerîfi, Şemsi Paşa Sarayı’nın taraf-ı şarkında ve bir sâhilhâne ve mahalde bir minâreli ve kârgîr ve yek kubbe ve sagîr bir câmi‘-i şerîf olup ve saray-ı mezkûr dahî Galata ve Sarayburnu’na mukâbil olan burunda sâhil-i deryâ’da gâyet müsenna‘ ve müferrah ve dilgüşâ kusûr-ı müzeyyene ile Biniş-i Hümâyûn’a mahsûs saray-ı sultânî’dir. ‘Adliyye Câmi‘-i Şerîfi, Şemsi Paşa Sarayı’nın ittisâlen Ayazma İskelesi tarafında sâhil-i deryâ’da bir minâreli ve kafes-i hümâyûn ile müzeyyen ve latîf ve kurşun puşîdeli bir câmi‘-i ranâ olup, cennetmekân firdevs-âşiyân Sultan Mahmud Han tâbe serâhu hazretlerinin binâ ve hayrât-ı hümâyûnlarıdır. Ayazma Câmi‘-i Şerîfi, İhsâniyye’nin üzerinde bir mürtefî’ mahalde bir minâreli ve kârgîr ve metbû’ ve yek kubbe ve kafes-i sultânî ile müzeyyen ve Cennetmekân-ı Sânî Sultân Mustafa Han tâbe serâhu binâsı olup ve zeylinde olan Ayazma İskelesi nâm mahalde deryâya nâzır müferrah konaklar ve sâhilhâneler ve mesîreden ma‘dud kahveler vardır ve Ayazma’dan taraf-ı garb-ı cenûbe Salacak İskelesi’nde bir câmi‘-i şerîf ve kahveler ve ilerüsinde İhsâniyye İskelesi ve Müeyyet İskelesi vâki’ olup bunların üst tarafları bayır ve set başı yerler olmağla cümlesinin konakları mu’teber olup bi’l-‘umûm Ayazma ‘add olunur. Mehmed Paşa Câmi‘-i Şerifi, Şemsi Paşa Sarayı’nın üst tarafında bayırda bir minâreli ve kârgîr ve yek kubbe ve mutavassıt bir câmi‘-i şerîfdir. Hudâyî Mahmûd Efendi Câmi‘-i Şerîfi, dahî Şemsi

(164a) Paşa verâlarında ve bayırda kârgîr ve yek kubbe bir câmi‘-i şerîf olup civârında ‘azîz-i müşarûnileyhin âsitâne-i kebîre-i mertebe ve türbe-i lâtîfesi olmağla ziyâretgâh-ı enâm olup, Medîne-i Üsküdâr’da tahrîre şâyân nice cevâmi’-i lâtîfe vardır. Ve şehr-i merkûmda vâki’ meşâhir-i ziyârâtdan Karaca Ahmed nâm mahalde Karaca Ahmed Sultan nâm ‘azîzin türbesi ziyâretgâh-ı enâm olup hattâ ‘azîz-i müşârunileyhin Rumili’nde ve Anadolı’da kırk yerde türbe ve makâmları olmağla bu dahî makâm olmak tahmîn olunur ve Karaca Ahmed civârında ashâb-ı kirâmdan Hazret-i Ebu’l-Dürdâ Radıya’l-lahû Ta’alâ Anh’ın makâmı ile Yeni Çeşme’nin dibinde sokakda bir sagîr türbe derûnunda iki zât-ı şerîf medfûnlar olmağla, ashâb-ı kirâmdandır deyu meşhûrdur ve Doğancılar Meydânı nâm meydân ve vasi‘a-ı Üsküdâr’ın balâsında ve mahallât arasında bir vasi‘ çemenzâr meydân olup ‘âlî konaklar ve müferrah kahvehâneler ve çarşusı olmağla mesîreden ‘add olunup civârında vâkî’ tekkesinde Nasûhî Efendi ile oğlu ‘Âlaeddîn Efendi türbelerinde medfûn ve meydân-ı mezkûrun aşağı tarafında tekkesinde vâki‘ türbesinde Rufî Efendi ve Zincirli Kuyu karşusında ve tekkesinde türbesinde Halîm Dede ve Selim Dede ve Gülüm Dede ve Tabutcularda tekkesinde vâki’ türbesinde Saçlı Hüseyîn Efendi ve Hüdâyî Yokuşu’nda bir türbe ile Gizlice Evliyâ nâm ‘azîz ve Menzilhâne civârında tekkesinde vâki’ türbede Feyzi Efendi ve Menzilhâneden aşağıda tekkesinde vâki’ türbede İskender Baba ve Kaymak Baba medfûn olup işbu tekke ve türbeyi sancıya uğramış hayvânâta tavâf itdirmeleriyle nadân Allahu Ta’alâ ref’ olur deyu meşhûrdur ve Eski Menzilhâne yokuşunda Tulu’î Tekkesi’nde Nalçacı Halîl Efendi ve Divitçiler Tekkesi’nde vâki’ türbesinde Bezcizâde Muhyi’d-dîn Efendi mincihetü’l-‘am cedd-i â’lâ-yı çâkerânem olan Himmet Efendi ve oğlu ‘Abdu’l-lah Efendi ve Çitli nâm mahalde Ümmi Ahmed Efendi ve Alaca minâre nâm mahallde Fahri Efendi ve debbâğhâne civârında Şeyh Yusuf Efendi ve Çınâr nâm mahalde Selâmi Efendi ve Çınârlı tekkede Çamlıcalı ‘Ali Efendi ve Emîrler Türbesi’nde Yusuf Efendi vesâ’ir yerlerde Fenâyi Efendi ve Hâşim Baba ve’l-hâsıl bî-nihâye ehlullah-ı kirâm nevverallahu merâkedehum el-‘azîzûn medfûnlar ve ziyâretgâhlardır ve bu şehr-i cesîmin verâsı

(164b) kabristân ve bağât ile mahdûd olup lâkin sâhil-i deryâ olan taraflarında dahî câ-be-câ iskeleler olmağla Selimiyye tarafında Harem İskelesi ve Müeyyet İskelesi nâmıyla iki iskele ve İhsâniyye’de Kız Kulesi’ne karşu bir iskele ve beri tarafda Çarşu-yı Kebîr civârında Büyük İskele ve Balaban İskelesi namlarında iki iskele olup lâkîn aralıkda câ-be-câ sagîr iskeleler olmağla Balaban İskelesi’nde nakl-ı ricâl ve mahsûs piyâde ta’bir olunan sagîr kayıklardan ma’dâ nakl-ı ahmâl ve hayvânât içün mavna ta’bir olunan mutavassıt-ı sefâyin-i kesîre vardır ve Üsküdâr’da tahrîre şâyeste mevâd her ne kadar ziyâde ise de cümlenin ma’lûmı olduğından terk olunub bu kadarca eş’ârımız Memâlik-i ‘Osmâniyye ahâlisinden olup İslambol ile bilâd-ı selâseyi ru’yet eylememiş zevât haklarında bir ay ifâde-i icmâl olmağla Nefs-i Şehr-i Üsküdâr’dan bu kadarca tahrîr ile iktifâ olundı. Kız Kulesi Saray-ı Hümâyun burunı ile Üsküdâr’ın Ayazma ve İhsaniyye’si arasında ve tahmînen Ayazma’ya nısf ve Saray Burnuna dahî iki mil mahalde cezîre misillü vasıt-ı deryâda etrâfı yüz zirâ’ olur bir sagîr ve düz cezîrecik üzerinde çar-gûşe bir palankacık ve derûnunda bir kurşun puşîdeli kule-i kebîre ve yine bir müstakil kenâr kuleciği ve zindân ve sahrınc ve cebehâne ve mühimmât-ı sâ’ire ve toblar ve dizdâr ve neferât ve beyt-i dizdâr ve neferât ve bir oda-i müsâfirîn ve dizdâr kasrı ile mükemmel olmağla İslambol Boğazı’nı seyr eyleyüb ve feneri cânib-i mîrîden beher gece şeb tâbe seher suzân olunur bir kal’a-i vacibü’t-temâşâdır. Öküz Limânı Üsküdâr’ın taraf-ı şarkında ve Boğaziçi tarafına vâki’ ve Üsküdâr ile Kuzguncuk arasında ve leb-i deryâda bir sagîr limân ve körfezcik ve sâhilinde bir meydân ve altı göz kebîr ve kârgîr ve bî-misil mîri zahîre ‘anbârları ve zehâ’ir ile memlû ve civârında bir câmi‘-i şerîf ve rihâm-ı tırâşide ile bir kebîr ve â’lâ su çeşmesi olup yemîn ve yesârî ekâbir sâhilhâneleriyle müzeyyendir. Kuzguncuk bu dahî Öküz Limânı’ndan yukaru ve mülâsakân sâhil-i deryâda câmi‘ ve hamâm ve esvâk-ı ma’mure ve iskele ve miyâh ve basmacı ve boyacı kârhâneleri ve kibâr sâhilhâneleri ve re’ayâ ve ‘alîü’l-husûs külliyetlü Yahûd mahallât ve kilise ve havrâ

(165a) ve mey-kedelerini müştemil bir kasaba olup bunun basmahânelerinde basılan elvân ve â’lâ mücessem yemenîlerin bir diyârda nazırı olmayub danesi elli guruşa kadar yemenî basılmağla Kuzguncuk yemenîsi ve çitleri ve hâs boyası cem’-i diyârda meşhûr ve mu’teberdir. İstavroz, Kuzguncuk ile Beğlerbeği arasında ve Kuzguncuk’dan Beğlerbeği’ne kadar mümted ve muttasıl ve verâları müferrah ve bağlar ve bağçeler ile müzeyyen ‘umûmen kenâr-ı sâhilhâneleri olup cevâmi’ ve iskele ve Beğlerbeği tarafında bayıra doğru bir kebîr mahallesi dahî olmağla havâdâr ve müreffah bir mahalledir ve Üsküdâr’dan hâric bağât arasından ibtidâ ile işbu İstavroz üzerine gelinceye kadar birkaç memdûh ve mu’teber yerler olup evveli Kısıklı nâm mahaldir ki Öküz Limânı’ndan Beğlerbeği üzerine gelinceye kadar mümted olan dağın üzerinde Üsküdâr tarafında ve Öküz Limânı verâlarında âb u havâ ve nazâratlı ve câmi‘ ve sûk-ı muhtasarı ve İslambol’da mu’teber ve esvâkda bey’ olunan Kısıklı suyunun cârî çeşmesi ve bi’l-cümle kenârın büyût-ı ‘aliyye ve kusûr-ı fâhire ve bağât-ı memdûheleriyle müzeyyen ve çenân-ı dünyâdan ma’rûd bir mevkı’-i lâtîf ve mahalle-i kebîre olup bundan aşağı iki dağın arasında ve ‘arîzice bir vâsi’ boğazın içinde ve Üsküdâr’ın verâsından Ak Deniz tarafına doğru nazâratlı olan Bulgurlu nâm mahalde dahî iki câmi‘ ve bir hamâm ve sûk-i ma’mure ve miyâh-ı câriye ve kenâr-ı bağât menâzilleri ve yüz kadar büyût-ı ahâli ile bir mahalle-i cennetnümâ olmağla âb u havâ ve letâfet cihetiyle misilli yokdur ve cânib-i cenûb-ı şarkîsinde Küçük Çamlıca nâm mahal dahî müstakil bir cebelde vâki’ ve patika Bulgurlu misillü büyût ve kusûr ve bağât-ı ekâbir ile müzeyyen âb-ı lezîz ve havâsı mergûb ve nazâratlı bir berca-yı ferâhfezâdır. Büyük Çamlıca dahî Kısıklı’dan bir mikdâr yukaru bir cebel-i refî’in balâsında ve İstavroz’un râset-i verâsında beş on hedâyî eşcâr-ı çam ve çemenzâr ve âb-ı hayât-ı sâni mâ-i lezîz cârî ile müzeyyen âb uhavâsı gâyet hûb ve nazârat ve letâfet cihetiyle müsâ’ir-i sâ’ireden vechile memdûh ve mergûb ve cümle ‘indinde meşhûr ve müsellem bir mesîre olup bunun mâ-i lezîzi makbûl ve mu’teber ve gâyet hafîf olmağla fercîler ile Üsküdâr ve İslambol’a nakl olunub müstakil sucı dükkânları bey’

(165b) olunur. Beğlerbeği İstavroz ile Çengelköy arasında Sâhil-i Deryâ’da bir meydân ve leb-i deryâda cennetmekân firdevs-i âşiyân Sultan Abdü’l-Mecîd Hân tâbe serâhu binâsıyla iki minâreli ve kâr-gîr ve yek kubbe ve kafes-i sultânî ile müzeyyen bir câmi‘-i şerîf ve hayrât-ı sâ’ire ve miyâh-ı câriye ve esvâk-ı ma’mure ve saray-ı sultânî ve müreffah kahveler ve hamâm ve iskele ve verâsı mahallât ve büyût-ı ‘aliyye ve mesîreleri müştemil bir kasaba-i ma’mure ve âb u havâ ve nazâratı hûb olmağla verâsında bir âsiyâb âbı olduğundan İslambol’da vâki’ Hamidiyye ‘imâratının fodula dakîki bu âsiyâbda tahin olunub beher yevm pazar kayığı ta’bir olunan zevrak-ı mütevassıt ile dakîk-i mezkûr rûz-ı merre ‘imâret-i müşârun ileyhe sevk olunur ve bu Boğaziçi’nin ekser kasabât ve kurrâsında bu makûle birer pazar kayığı olmağla pazar kayıkları beher hâl beher yevm İslambol’a gidüb ve gelmek mu’tâd olup ricâl ve nisvândan fakîr mağdûrü’l-hâl olanlar onar ve yirmişer pâre nevl-i mu’ayyeneleri edâsıyla zevrak-ı mezkûre rakiben mürûr ve ‘ubûr iderler. Çengelköy Beğlerbeği ile Kuleli arasında ve Defterdâr Burunı karşularında ve leb-i deryâda cevâmi’ ve iskele ve çarşu ve hamâm ve miyâh-ı câriye ve zevrak-ı pazar ve Havuz Kapusı ile Kuleli kireçhânelerine kadar muttasılan sâhilhâneler ve hadâ’ik-i kesîre ile müzeyyen bir karye-i kebîre olup Kuleli tarafına vâki’ re’ayâ sâhilhâneleri ile bir re’ayâ mahallesi vardır. Havuz Kapusı nâmıyla beynü’l-hadâ’ik bir havuz-ı cesîm ile bir mesîresi olup lâkin nazâret ve letâfeti yokdur. Kuleli bağçeleri Çengelköy ile Vaniköyü’nün arasında ve iki tarafından dahî büyûtdan munfasıl dağ zeylinde ve karîrde ve leb-i deryâda çemenzâr ve meşcer ve saffeler ve mâ-i cârî ile müzeyyen nazâret ve âb u havâsı hûb bir mesîre-i mergûb olup verâsında sebze ve meyva ağaçları ve işbu Kuleli’nin yemîn ve yesârında olan cibâl ve sâhil birer mikdârca hâlî ve sengistân olmağla semt-i garbı olan Çengelköy tarafında birkaç ‘aded kireçhâne ve kireç ocakları olup ‘amelesi ve ashâbı ma’rifetiyle mîri vesâ’ir kireç ihrâk olunub etrâfa ve İslambol’a kireç kayıklarıyla nakl ve bey’ olunur. Vaniköy Kuleli ile Kandilli arasında yemîn ve yesârına ittisâli

(166a) olmayarak leb-i deryâda yalnızca bir câmi‘ ile çarşu ve şenliksiz ve mâ-i câri ve sâhilhâneler İslâm Mahallesi’yle bir karyedir. Kandilli Vaniköy ile Küçüksu arasında ve Rumili Akındı Burnu ve Bebek karşularında vâkî’ Şeytan Akındısı nâm burundan poyraz ve cânib-i şimâle karşu zeyl-i cebelde câmi‘ ve hamâm ve iskele ve esvâk-ı ma’mure ve miyâh-ı câriye ve kahveler ve zevrak-ı pazar ve kibâr sâhilhâneleri ve büyût-ı mahallât ve verâsında zirve-i cebele doğru re’ayâ konakları ve Mahalle-i Kefere, bağat-ı ‘aliyye ve kusûr-ı müzeyyene ile bir karye-i kebîre olup Şeytan Akındısı nâm burundan deryâ şiddetle ceryân itmekle burun-ı mezkûrın sâhilinde cânib-i mîri içün hatab sevkıne me’murların yerleri olup Kara Deniz tarafından tevârüs iden hatab sefînelerini dâ’imâ İslambol’a üserâ iderler ve karye-i mezkûrun Küçüksu tarafındaki bağçelere muttasıl Kabaklı ta’bir olunan tarafın deryâsında ve mevsiminde lüfer balığı saydı içün leylen birkaç yüz piyâde kayıkları ile zürefâ-yı İslambol cem’ olup beher piyâdede sûzan olan kanâdil ile rûy-ı deryâyı donanma misillü tezyîn ve sayd-ı semek iderler. Küçüksu Kandilli ile Anadolı Hisarı’nın arasında iki çay câri olup Kandilli tarafında olan çaya Küçüksu ve Anadolı Hisârı tarafında olan çaya Göksu ta’bir olunmağla Küçüksu Çayı sebze bostanları arasından cereyân ve Kabaklı kenârında bahre mansıb olmağla işbu Küçüksu’nun yanında ve düzde ve müşeccer ve çayırlık meydân-ı ferahfezâ’-yı vasi’a ve leb-i deryâda kusûr-ı ‘adîde-i müzeyyeneyi müştemil Biniş-i Hümâyûn içün mükemmel bir Kasr-ı Sultânî ve verâsında câmi‘-i şerîf ve matbah ve gerüsinde sebze bağçeleri ve Kasr-ı Hümâyûn’un etrâfında miyâh-ı câriye ve meşcer setler ve saffeler olmağla bu makûle bir mesîre-i beheşt-asâ bir deryâda yokdur. Göksu Anadolı Hisârı Kal’asının yanında deryâya mülhak olan çayın bir mil kadar içerüsinde ve bir cisr-i ahşâb ve meşcer ve humpara ve saffeler ve miyâh-ı câriye ve birkaç kasr ile bir mesîre ve rabt-ı hayvânât içün bir çayırlık ve her tarafı bî-nihâye sebze bağçeleri olup Göksu patlıcanı deyu

(166b) meşhûr olan dânesi nısf zirâ’ gelür mu’teber patlıcanlar işbu hadâ’ikde hâsıl olmağla sâir sebze ve meyvesi dahî mergûbdur deyu Göksu’da küncü kârhâneleri olduğundan kebîr ve sagîr küpler ve bâdiyeler ve destiler ve saksılar ve çanaklar ve bardaklar ve ibrikler ve’l-hâsıl cem’i avâni-i tîn resm-i tabh olunub İslambol ve cem’i Boğaziçine sevk ve bey’ olunur ve işbu Göksu Deresi kenârında Anadolı Hisârı’nın ba’zı sâhilhâneleri var ise de havâsının vehâmetinden nâşî i’tibârdan berilerdir. Anadolı Hisârı nâm diğer Güzelce Hisâr Göksu ile Bahâi Körfezi arasında ve Rumili Hisârı’yla râsıt-ı mukâbil ve araları tahminen bir milden ziyâdece ve Göksu Deresi’ne muttasıl zeyl-i cebelde bir mikdârca yokuşca yerde ve Sâhil-i Deryâ’da cennetmekân firdevs-i âşiyân Ebu’l-feth Sultan Mehmed Han tâbe serâhu binâsıyla tahminen etrâfı beş yüz zirâ’ olur burûc ve baru ve kuleler ve zindân ve iç kal’a ve cebehâne ve sahrınc ve mâ-i cârî ve toblar ve dizdâr ve neferât ve yirmi kadar büyûtı müştemil bir kal’a-i sagîre ve hâricen kal’a divârından ba’idce leb-i deryâda bir dizdâr kasrı ve bir sıra üzeri kiremid puşîdeli sakaf-ı tavîl tahtında toblar ile müzeyyen ve derûn boğazı Rumili Hisârı ile ma’ân sedd-i ahenîn misâl sed ü bend eylemiş bir kal’a-i hasîne olup hâric-i kal’ada cevâmi’ ve miyâh-ı câriye ve iki kebîr iskele ve esvâk-ı ma’mure ve hamâm-ı latîfe ve müferrah kahveler zevrak-ı pazar ve â’lî sâhilhâneler ve nısf-ı cebele kadar verâsında büyût-ı mahallâtı müştemil vehîmü’l-hevâ bir kasaba ve eyyâm-ı sayfda hammesi kesîr olup balâ-yı mahallâtda bir türbe ve zâviye ve zirve-i â’lâ-yı cebelde Akşemse’d-dîn kuddüse sırrehu’l-‘azîz’in hin-i fetihde ‘ibâdet ve münâcat eylediği mahalde üç ‘aded çam eşcârları olmağla Üsküdâr kurra-yı erba’a nâmıyla müstakilce bir nâhiyye misillü beher hafta bir nâ’ibi çıkub Kadıköy’den işbu Hisâr’a kadar mürûr ve iktizâ iden umûrlarını rü’yet eyleyüb bundan ilerüsi Beykoz nâhiyyesine mesâfedir. Nâhiyye-i Beykoz bu nâhiyye Anadolı Hisârı civârından tâ Kara Deniz Boğazı hâricinde vâki’ İrve Kal’ası’na kadar mümted ve nâ’ibi Beykoz Kasabası’nda mukîm ve verâsında beş

(167a) on pâre kurra ile on kadar çiftlikâni olmağla kurralarının mu’tad üzere salyâne ve tevzi’ ve taksîmi Beykoz Nâ’ibi tarafından tanzîm olunur lâkin ifâdesinde kasabasından ibtidâ olunmayub Boğaziçi Sevâhili ta’dâdı münâsebetiyle Bahâi Körfezi’nden tahrîre mübâşeret olunmuşdur. Bahâi Körfezi Anadolı Hisârı ile Kanlıcak arasında bir sagîr körfezcik ve bir mescid ve bir iskelecik ve bi’l-umûm sâhilhâneler ile müzeyyen ve verâları cebel ve fındıklık olup balâ-yı cebel’de Kavacık nâmıyla bir mesîre ve mâ-i câri ve tûl ve ‘arzı ellişer zirâ’ olur bir havz-ı kebîri var ise de asîrü’l-‘urûc olduğundan ekser ezminede hâlîdir. Kanlıcak Bahâi Körfezi’ne muttasıl cevâmi’ ve hamâm ve iskele ve esvâk-ı ma’mure ve kahveler ve zevrak-ı pazar ve miyâh-ı câriye ve kibâr sâhilhâneleri ve büyût-ı mahallât ile müzeyyen ve âb u havâsı hûb bir karye-i mergûbdur. Çubuklu Kanlıcak ile Paşa Bahçesi arasında zeyl-i cebelde ve leb-i deryâda mâ-i câri ve bir meydân-ı vasi’a ve meşcer ve çemenzâr saffeler ve sebze bağçeleri ile müzeyyen bir mesîredir. Paşa Bağçesi Çubuklu ile İncirköy arasında câmi‘ ve iskele ve hamâm ve sûk-i muhtasarı ve büyût ve miyâh-ı câriye ve sâhilhâneler ile havâsı gayrı mu’teber yalnızca bir karyedir. İncirköy Paşa Bağçesiyle Sultaniyye arasında iki tarafı hâli ve leb-i deryâda câmi‘ ve hamâm ve iskele ve miyâh-ı câriye ve sûk-i muhtasarı ve büyût-ı sâ’ire ve kibâr sâhilhâneleriyle müzeyyen yalnızca bir karye ve hadâ’ik ve esmârı kesîr olup lâkin havâsı sakîl olmağla bunun sâhilhâneleri mu’teber değildir. Sultâniyye İncirköy ile Beykoz arasında çemenzâr ve meşcer ve saffeler ve setler ve mâ-i câri ile müzeyyen bir mesîre olup hadâ’ik-i sebzesi bisyârdır. Beykoz Sultâniyye ile Hünkâr İskelesi arasında vâki’ cevâmi’ ve iskele ve zevrak-ı pazar ve esvâk-ı ma’mure ve miyâh-ı câriye ve hamâm ve sâhilhâneler vesâ’ir büyût-ı mahallât ve mahkeme ile mükemmel ve havâsı gayrı mu’teber ve sâhilhânelerinin bahaları ehven bir kasaba olup çarşusı ortasında mincihetü’l-âmm cedd-i â’lâmız olan Malkoç Efendi’nin binâ ve hayrâtı olarak Çeşmebaşı nâmıyla üç kubbelü lülehâ-yı ‘adîdeden câri bir çeşme-i ferahfezâ olmağla ahâr-ı ferîde Gümrükcü İshâk Ağa’nın ‘ilâvesiyle havz ve iki kubbe ve cenâhlar

(167b) dahî binâ olunub â’lâ bir mesîre olmuşdur. Balıköy Beykoz’a muttasıl leb-i deryâda bir câmi‘ ve iskele ve sâhilhâneler ve büyût ile bir mahalledir. Hünkâr İskelesi Balıköy ile Servi Burunu arasında iki cebel beyninde tûlâni ve çemenzâr ve câ-be-câ meşcer ve düz bir sahrâ ve deryâ tarafında leb-i deryâda çemenzâr ve müseccer saffeler ve setler ve mâ-i câri ve iskele ile bir müferrah mesîre olup ve bu sahrâdan bir çay ceryân itmekle çay-ı mezkûrdan çarhları dâ’ir olur hücerât-ı ‘adîde ve ebniyye-i ‘aliyye ve kasr-ı müzeyyeneyi hâvî mîri kâğıdhânesi olup müstakil kâğıd emîni ve ustabaşı ve ‘amelesi olmağla envâ’ kâğıd i’mâl olunub mîri kâğıdcıbaşıya teslîm ve bâ’zen etrâfa bey’ olunur. Bu çayın üzerinde Tokat ve Dereseki ve Akbaba namlarında birbirinden ilerüce üç yerde müseccer ve çemenzâr ve saffeler ve havzlar ile müstakil birer mesîreler olup bâ’zen sebze bostanları dahî vardır. Servi Burunu Hünkâr İskelesiyle Kireç Burunu arasında bir hâli burûn olup üzerinde bir mâ-i lezîz câri ve birkaç setler ve birkaç servi eşcârları olmağla bir tenhâ mesîrecikdir. Kireç Burunu Servi Burunu ile Umûr Yeri arasında bir hâli ve sengistân burûn olup bunda kireç ocakları olmağla dâ’imâ kireç ihrâk olunub İslambol ve civâra irsâl ve bey’ olunur. Yuşa’ ‘aliyyü’s-selâm’ın kabr-i şerîfi olan cebel-i mürtefî‘ Hünkâr İskelesi ve Servi Burunu ve Kireç Burunu’nun üzerlerine müşerref bir cebel-i refi’a olup üzerinde bir mescid-i şerîf ve bir iki hücerât ve mâ-i câri ve Yuşa’ ‘Aliyyü’s-selâm tûlı yirmi zirâ’dan ziyâde olup kabr-i şerîfi ziyâretgâh-ı enâm ve ba’zı senelerde cem’iyyet-i kesîre-i meşâyih ile mevlidi olmağla Mısır mevlidlerine karîb bir mevlid olur idi. Lâkin el-yevm men’ olmuşdur. Enbiyâ-i ‘azâm salâvâtu’l-lâh-ı ‘alî nebinâ ve ‘aleyhümü’s-selâm hazretlerinden bir ferd Diyâr-ı Rum’da olmadıkları cem’i tevârihden müstebân oldukdan mâ’adâ Yuşa’ ‘Aliyyü’s-selâm’ın mu’arretü’l-nu’mânda ve kariyye-i küfr-i harîsde türbe-i ‘aliyyeleri olduğunı ekser tevârih iş’âr ve tahrîr itmekle bu mahalde Yuşa’ ‘aliyyü’s-selâm’ın medfûn oldukları bir târihde mastûr olunub bu dahî bir makâm olmak ihtimâldir

(168a) Kal’a-i Yoroz Umûryeri ve Macar Tabyası’nın verâlarındaki dağın nısfında ve deryâya nâzır yamaçda ve deryâdan nısf sâ’at gerüde kefermânda burûc ve baru ve zindân ve sahrınc ve cevâmi’ ve büyût ve esvâk muhtasarı ve bir sagîr hamâm ve mâ-i cârisi mükemmel dâhil-i kal’ada bir kasabacık ve âb ve havâsı gâyet hûb ve ahâlisi tavilü’l-‘ömr, mahbûb-ı mahbûbesi müstesnâ ve mergûb olup lâkin bir mikdâr Etrâk mizaclardır Umûryeri bu dahî Kireç Burunu ile Macar Tabyası arasında bir burun olup ekseriyâ â’lâ semek sayd olunur. Macar Tabyası Umûryeri ile Anadolı Kavağı’nın arasında ve Rumili tarafında vâki’ Telli Tabya ile râsıt mühâzi bir burunda ve karşusındaki tabya ile arası tahminen bir mil yakîn leb-i deryâda bir set üzerinde yonma taşdan mebnî müstakil kal’a misillü bir kebîr tabya olup derûnunda toblar ve cebehâne ve mühimmât-ı sâ’ire ve neferât-ı mürettebe-i kesîre ve kasr ve câmi‘ ve mâ-i câri ve sûk-ı muhtasarı ve hâricinde iskelesi ve verâ-yı tabyada ba’zen hadâ’iki müştemil bir palanka-i metîne olmağla sedd-i ahenîn misâl bir tabya-i mu’teberedir. Anadolı Kavağı Macar Tabyası’yla Karınca Tabyası’nın beyninde ve Rumili Kavağı rasıt karşusında ve kenâr-ı deryâda burûc ve baru ve zindân ve sahrınc ve tob ve cebehâne ve mühimmât-ı sâ’ire ve dizdâr ve neferât-ı mürettebe ve câmi‘ ve mâ-i câri ve büyûtı müştemil bir kal’a-i metîne ve hâricinde câmi‘ ve hamâm ve esvâk ve iskele ve mâ-i câri ve büyût ile bir kasaba ve ahâlisi Etrâk mizac ve balıkcı ve kayıkcı ve bağçevân makûlesi olup bunun bağçelerinde bir nev’i batlıcan inciri hâsıl olmağla Kavak İnciri deyu İslambol’da mu’teber olduğundan kûfeler ile mevsiminde İslambol’a nakl olunub ve yoğurtcu kârhânelerinde gâyet â’lâ çanak yoğurtları tabh olunmağla anlar dahî endâmiyle İslambol’a sevk olunub bey’ olunur. Karınca Tabya Anadolı Kavağı’yla Anadolı Feneri arasında ve Rumili tarafında vâki’ Poyraz Limânı Tabyası karşularında ve birbiründe som taşdan mebnî bir tabya-i kesîre ve derûnında toblar ve cebehâne ve mühimmât-ı sâ’ire ve neferât-ı mürettebe ve câmi‘ ve mâ-i câri ve hamâm ve büyût ve sûk-ı muhtasarı ve iskele ile mükemmel bir kal’adır. Anadolu Feneri Karınca Tabyası’ndan ilerü ve Bahr-ı Siyâh Boğazı’nın

(168b) ağzındaki burunda ve Rumili tarafı fener kal’asıyla râsıt muhâzi ve araları tahminen iki mil ba’id leb-i deryâda burûc ve baru ve zindân ve sahrınc ve tob ve cebehâne ve mühimmât-ı sâ’ire ve dizdâr ve neferât-ı mürettebe ve câmi‘ ve büyût ve mâ-i cârisi mükemmel bir kal’a-i hasîne ve divâr-ı kal’ada mebnî yalakdır(?) Fener kulesi ve derûn-ı kulede taraf-ı saltanat-ı seniyye’den selâmet-i sefâyin içün şeb-tâbe sihr-i ikâd olunur kebîr kandîl olup ve hâric-i kal’ada dahî câmi‘ ve hamâm ve miyâh-ı câriye ve esvâk-ı ma’mure ve iskele ve yoğurt kârhâneleri ve büyût ve bağât ve hadâ’ik ile bir kasaba olup ahâlisi balıkcı ve kayıkcıdır. İrve (Ağva) Anadolı Feneri’nden hâricde ve Şile tarafına vâki’ ve Bahr-ı Siyâh’a karşu düz yerde ve bir körfezin içinde ve ber-i Beykoz’a altı sâ‘at ve Beykoz’a tâbi’ burûc ve baru ve tob ve cebehâne ve mühimmât-ı sâ‘ire ve neferât ve câmi‘ ve mâ-i câri ve hamâm ve sûk-ı muhtasarı ve ba‘zı büyût ve iskeleyi muhtevî bir kal’a olup ve civârında bir karyesi ve kayıkları olup ahâlisi hatabcı olmağla İklim-i Asya’dan Devlet-i ‘Aliyye-i ‘ibâdu’l-lâh ‘amek hisse-i celîlesi bu mahallde şeref-i hitâme resîde olup …

İlk kez Osmanlı İmparatorluğu'nda yayınlanan bu çalışma devletin uluslararası telif anlaşmalarına taraf olmaması sebebiyle kamu malıdır.