Gönülle Başbaşa
Dudakları bir dal ateş mercan gibi,
Bakışları masûm bir heyecan gibi;
Yürürken titreyen o nârin endâmı
Pembe bir gül açmış tâze fidan gibi.
Saçlarında bağlı aşkın kördüğümü,
Fark ediyorum gözle gördüğümü;
Bir tatlı rüyâ mı, bir canlı büyü mü?
Elim dokunuyor, fakat yalan gibi.
Karşımda duruyor, rüyâ değil gerçek;
Sesi bülbüllerin âhı gibi titrek;
Hâli öyle nazlı, üyle ürkek,
Ormanda avcıdan kaçan ceylân gibi.
Gönül! Neden böyle kesildi nefesin?
Sen ki aşk işinde bir ehl-i hibresin…
Korkarım bu sevdâ seni incitmesin:
Yaşlı gibisin sen, o pek civan gibi.
Yaşı henüz aşkın alev senesinde.
Arar yakacak can o pervânesinde,
Bûseler uzanmış pembe çenesinde:
Beni kopar diyen bir erguvan gibi.
Acelen mi vardı? Niye doğdun erken?
Bak sen perişansın, o böyle güzelken.
Gönül! Düşünmeden açma sakın yelken!
Yolun ummân gibi, bahtın yaman gibi!