Figen Yüksekdağ'ın 13 Nisan 2017'deki savunması
Ben öncelikle mahkeme salonundakileri selamlıyorum. Geçen süre içerisinde yaptığım savunmama ek olarak bir kaç şey söylemek istiyorum.
Suç olduğu iddia edilen konuşmalarımın dökümü halen tarafıma iletilmedi. Bu davanın bu zamana kadar ya hiç açılmamış olması ya da bu yargılamanın durdurulması gerekiyordu. Usul ve esas olarak çok sıkıntıları olan bir davadır.
Ben HDP Eş Genel Başkanı olarak bir milletvekili iken, geçici bir madde ile milletvekilliğinden alındım. Bu kesinlikle Anayasa hükümlerine aykırıdır. Çok temel bir hakkımdan mahrum bırakıldım. Bu beni seçen 6 milyon yurttaşın hakkının elinden alınması demektir. Ayrıca bu konuda biz Anayasa Mahkemesi'ne de başvuruda bulunduk. Dokunulmazlıklar ve bu yargılamalar hakkında başvuruda bulunduk.
Buranın kararı beklenmeden hakkımızdaki yargılamalar devam ediyor. Bunun beklenmesi gerekir. Hakkımda yürütülen davalarda Anayasa ihlali yapılmaktadır. Anayasa'nın temel hükümleri ihlal edilmektedir. Keza evrensel hukuk normları da ihlal edilmektedir.
Türkiye’nin seçilmiş 3. büyük partisinin milletvekili, eş başkanı yargılanmaktadır. Dünyada bunun örneği yoktur. Bu tür uygulamalar sadece diktatörlüklerde yapılır. Bu yönetimler de hapishanelere atılırlar.
Yine yargılama kriterlerine göre de yargılamanın durdurulmasına karar verilmesi gerekir. Benim hakkımda yargının verdiği karar beni seçenler yerine verilmiş bir karar gibidir. Seçmen ve halk iradesinin üstündedir. Siyasi iktidar sürekli milletin iradesinden bahsetmektedir. Bu yargılamalar halkın iradesinin gasp edilmesi demektir. Tarihte de böyle tanımlanacaktır. Kimse halkın yerine kendini koyup bizim görevimizi, haklarımızı elimizden alamaz. Vekillik öncesi yargı kararları gerekçe gösterilerek halkın, seçmenin kararı yerine konulamaz. Bu halkın iradesini engellemek anlamına gelmektedir.
Yargı bağımsız olduğu yerlerde hakem, denge rolü görmektedir. Biz yargıyı bu şekilde görürüz. Ancak yargı bağımsızlığı Türkiye’de çok büyük zarar görmüştür. Ağır bir baskı altındadır. Bizim yargıya veremeyeceğimiz hesabımız yoktur. Halka hesabını veremeyeceğimiz hiç bir şey yoktur. Yargı kurumu bugün demokrasi üzerinde bir enstrümana dönüştürülmektedir. Siyaset ve iktidar yargı kurumu üzerinde haksız bir baskı kurmaktadır. Yargı kurumları da muhalif siyaset üzerinde baskı aracına dönüştürülmektedir.
Bugün ne yazık ki, hiç bir kurum kendi işlevini bağımsız ve özgür bir şekilde yapamıyor. Siyaset kurumu da özgür bir biçimde yasama görevini yapamıyor. Ben bir siyasetçi olarak söylediğim sözlerden yargılanmaktayım. Bir siyasetçinin görevi budur. Siyasetçi bu konuda özgürdür. Ancak ne yazık ki, Türkiye’de merkezi siyasette bu engellenmektedir. Ne yazık ki, söz söyleme hakkımız elimizden alınıyor. Ben bu nedenle hakkımızdaki davaların öncelikle siyasetteki özgürlüğümüzü kısıtladığını düşünüyorum.
Biz birçok yerde konuşma yapıyoruz. Halen daha içeriği hakkında bir bilgim yoktur. Söz söyleme hakkımızın hiç bir güvencesi yok. Söylediğimiz sözler bizim baskıya ve tutuklanmamıza sebep olabiliyor.
Bizim hakkımızda sürekli yargı kararları veriliyor. Biz bunları hukuka uygun görmüyoruz. Bizim hakkımızda karar veren hakimler şu an görevde değildir. FETÖ ile ilgilerinden dolayı ya tutuklanmıştır ya da ihraç edilmiştir. Bir taraftan mahkeme hakimleri görevden alınıyor. Bir taraftan onların ceza verdikleri terörist ilan ediliyor.
Ülkede birçok kişi terör soruşturması geçirmektedir. Siyaset 'hayır diyorsan teröristsin' şeklinde ithamda bulunuyor. Ortada bir yönetim sorunu vardır.
Ben herhangi bir insan değilim. Ben 6 milyon insanın oyları ile seçtiği bir insanım. Ben 6 milyon insan adına konuşuyorum. Çözümleme tutanağı elime geldikten sonra bana isnat edilen suçla ilgili kapsamlı bir değerlendirme yapacağım. Sözlerim karşısında tahammülsüzlük gösterildiği iddianamededir. Yargılama aşamasındaki taleplerimi tekrar ediyorum. Bir gazete röportajından yargılanmak çok vahim bir durumdur.
Son olarak da avukatlarıma ve izleyici olarak katılanlara selamlarımı iletiyorum. Bu davalar bizi yolumuzdan ayıramayacak. Biz bugün de 'hayır' diyoruz yarın da 'hayır' diyeceğiz.
Figen Yüksekdağ
Halkların Demokratik Partisi Eş Genel Başkanı
13 Nisan 2017