Eski Bir Alkoliğin Günlüğü/Gece

 
GECE

Alkolizmin Zararları

Alkol bağımlısı olmadan, fazla miktarda alınmış alkol: Bu aşırı kullanım, komaya hatta ölüme götürebilir. Aşırı alkol tüketimi, kadında günde iki bardaktan, erkekte ise üç bardaktan fazla alkol alınmasına denir.

Kronik alkolizm: Sağlığa zarar verecek şekilde içmek”tir, alkole karşı zayıf düşmektir yani kendine artık hâkim olamamaktır.

Kronik alkolizm ve sayılar: Dünyada 140 milyon kişi, alkolizm hastalığına tutulmuştur. Her sene 2,5 milyon kişi alkol yüzünden ölmektedir.

Örneğin, Fransa’da 5 milyon aşırı tüketici, 2 milyon alkol bağımlısı vardır. Senede 1 kişi 15,6 litre alkol almaktadır. Bu oran, 173 şarap şişesine tekabül eder. %18 fazla içen taraf, erkeklerdir (18-75 yaş arası). Tüketicilerin %6’sı kadındır. 2005-2010 yılları arası alkol tüketimi azalmış ancak 18-34 yaş arasındaki bireylerde artışa geçmiştir.


Alkol, 45-50 bin kişinin ölüm sebebidir ve bu oranla sigaradan sonra ikinci sırada yer alır. Erkekler, kadınlara kıyasla alkol tüketimi nedeniyle 5 kat daha fazla ölmektedir.

Alkolizmden korunma: Kadınlara, günde iki üniteden fazla, erkeklere ise üç üniteden fazla içmemeleri tavsiye edilir. Bir ünite, 10 grama, 10 gram da 1 bardağa eşittir.

Alkolizmin nedenleri:

  1. Aile: Ailede 1 kişi alkolikse risk fazladır.
  2. Zorluklardan kaçmak: Parasızlık, antisosyallik, işsizlik ve bazı iş ortamları kişiye içmeye itebilir.
  3. Kültürel faktörler.
  4. Psikolojik faktörler: Stres, depresyon, kişilik bozukluğu.[1]

Geceleri aynı iş yerinde çalıştığım kız arkadaşımın kapısına dayanmalar ve onu telefonla rahatsız etmeler, rutinim hâline gelmişti. İş yerinde arkadaşlarımın bana taktığı “Redbull Ali” lakabını, her gece rakı masasında oluşuma ve sabah 4 sularında yatıp 9’da işe gidişime borçluydum.

Alkolün Acıları Unutturduğu Yalanı

Alkolün acıları unutturduğu yalanı, nerede duracağını bilmeyen alkoliklerin bir sanrısı, bir uydurmasıdır.


 Alkol, sizin bazı şeyleri takmamanızı sağlayabilir evet. Bazı şeyleri umursamamanızı da. Size aşk acılarını da unutturur, ailenizle yaşadığınız problemleri de, geçmişteki kötü anılarınızı da. Hayatınızda yaşadığınız tüm hayal kırıklığını da unutturabilir size. Peki kaç saatliğine? 3, 4, bilemedin 5-6. Sonra alkolün etkisiyle geç uyur, karanlıkların ve şeytanın tetiklediği o iğrenç rüyaları görür, sabah da kan ter içinde uyanıp hiç bir şeyin değişmediğini fark edersiniz. Değil mi?

Bir alkol bağımlısı, geçmişini ve alkol içince söylediği yalanları unutamaz. İçindeki hisleri bitiremez asla.

Alkol sizin dostunuz olmadı hiç bir zaman. Hiçbir zaman size destek olmadı. Sizi hep daha çok yanlışa sürükledi aslında. Kız arkadaşlarınızla kavga edişleriniz, sinirli halleriniz, hep alkolün tetikleyici ihbarlarıdır. Bunu hiç mi görmediniz? Alkol ile savaşamazsınız. Savaşmaya kalkarsanız alkol yine galip gelerek sizi tekrar hapseder. Alkolü yenmek için tek yol, alkol bağımlısı olduğunuzu kabul edip ailenizin desteğiyle bir hastaneye yatmaktır. Doğrusu da, yapılması gereken de budur.

Alkol size acılarınızı unutturmaz. Tam tersi daha fazla hatırlatır: Kâh romantik şarkılarla, kâh geçmişinizdeki kötü anılarla. Sadece zihinsel olarak ayıksanız işte o zaman üzülmezsiniz. Daha sağlıklı düşünür, ona göre hareket eder ve daha güçlü olursunuz.

Ayık olduğunuz her günü, sabahları yüzünüzü yıkarken sayın. Hastaneden ve tedavi olmaktan korkmayın. Doğrusu budur. Kafanızdaki olumsuz tabuları yıkın! Her gece alkol almak sizi kandırır. Bir alkol bağımlısı alkolden kurtulmadıkça, etrafındaki insanlar da azalır. Alkol, acıları unutturmaz, bilakis tetikler. Bunu unutmayın.


“Alkole hayır!” deyin.

Alkolün Sahte Arkadaşları

Sahte arkadaşlar, sizi durmadan gaza getiren, cebinde parası olmadığı hâlde her daim sizin yanınıza gelen, siz sarhoş da olsanız, içmeye hâliniz kalmamış da olsa boş bardağınıza içki koymaya devam eden, paranızın olduğunu bilen, bir “şeytan” olduğunu neden sonra fark ettiğiniz şahıslardır.

Bu şahıslar, genellikle sizden yaşça küçük olurlar. Bir ortama girdiğinizde “Ulan ne işin var bu adamlarla?” diye direkt tepki alırsınız. Evet, ne işim vardı?

Beni alkole daha çok yaklaştıran da böyle sahte bir arkadaştı. 3-4 günde bir içen ben, sayesinde daha sık aralıklarla içmeye başlamıştım.

Cebinde parası olmayan arkadaşa 1-2 kere içki ısmarlanır evet, ama daha fazla ısmarlarsanız -kusuruma bakmayın alkolik ya da eski alkolik kardeşim-, siz her şeyi hak ediyorsunuz demektir. Güldür-geç bir olay değil bu. Bu sadece, ileri derecede saflıktır. Ağır oldu biliyorum ama ben yaptığım için bunu, sizin de yapmanızı istemiyorum!

Hesap geldiğinde siz 100 TL verirken o 30 TL veriyorsa örneğin, burada bir sıkıntı var demektir. Uzak durun siz sarhoşken ya da daha bardağınız bitmemişken bardağınıza sürekli içki doldurandan.

Alkolün sahte arkadaşları vardır…

O hep dibinizdedir.

Onu hayatınızdan silmeyi öğrenin. Çok sevseniz de size bir şey katmayan, sizi daha kötü duruma iten ve alkolik edip rakının yanındaki mezesi yapan adamlardan uzak durun!

1999 yılında başlayan alkol alma maceram Aralık 2010’da ilk blackout’u (kendinden geçme) yaşamamla son buldu. Genel bir ifadeyle “bilinç yitimi” ya da “kendinden geçme” olarak tanımlanan “blackout”u yaşamanın ve daha sonrasında neler yaşandığını hatırlamamanın ağırlığı çok büyüktür. Daha da ağır olanı ise hayatınızda yapmayacağınız hareketleri yapıp bunları yapmış olmayı kabul etmemektir. Her ilacın etkisinin büyüklüğünü biliyor olmak da ayrı bir deneyimdir tabii…

Blackout Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Çok ama çok önemli bir konudur “blackout”. Sadece madde bağımlılarının değil, aynı zamanda alkol bağımlılarının da sık sık yaşadığı bir etkendir. Etkenden kasıt, “kararma”dır.

Belirli bir dönemden sonra hiçbir şeyi görmüyorsunuz, ne yaptığınızı, yaşadıklarınızı ve -eğer sinirliyseniz- sağa sola verdiğiniz zararı hatırlamıyorsunuz. Yaşadığınız ve içine düştüğünüz olaylar sonrasında “Acaba nerede hata yaptım?” diye günlerce düşünüyorsunuz.

Benim yaşadığım blackoutlar genellikle geçmişte kalan hayal kırıklıklarımla alakalı olurdu. Evde ne varsa sağa sola atardım. Üstelik bunu çok sert şekilde yapardım.

En son yaşadığım blackout’ta hatırlamak istediğim şeylerden biri, meyhaneden çıkarken saygısızlık yapıp yapmadığımdı. Sonradan öğrendim, saygısızlık yapmamışım, sevindim. Ona sevindim ama aileme hafif zarar vermişim, onları polislerle uğraştırmışım, tüm apartmanı ayağa kaldırmış ve intihar etmeye kadar gitmişim. (İntihar olayının numara olduğunu düşünüyorum: Hastaneye yatmak için yapılan klasik bir alkolik yalanıdır çünkü.)

Bu karartma -yani blackout’u- yaşamamak için örneğin rakıda 12 dubleden fazla içmemek gerekir. Bir şişe viskiyi (kalitesine göre değişir) sek şekilde bitirmemek gerekir. Birada ise ben, 15 şişenin üstünde bu blackout’ları yaşadım.

Kısacası, ileride “Bu hareketi yaptığım için utanıyorum.” dememek için alkol limitini geçmeyin. Eski bir alkolik olarak şu anda bununla boğuşanlara tavsiyem şudur: Limitinizi bilin ve limitinize geldiğinizde durun. Ayrıca sahte alkol arkadaşlarınızdan, boş bardağınızı sürekli dolduran şeytanlardan uzak durun! Onlar gerçek dost değil, sahte arkadaştır. Sadece sizin ne hâle geldiğinizi ve ne rezillikler yapacağınızı sağa sola anlatmak için yanınızda durur. Ona göre kendinizi koruyun -yanınızda her zaman iyi bir melek bulunmayabilir!


Sosyal İçici Olamamak

Sosyal içici olamamak… Bunu fark ettiğim zaman 21 yaşındaydım. Evet, daha 21 yaşında “normal” insanlar gibi sosyal içici olamadığımı kabul etmiştim.

Eski sevgilimin bana söylediği “Sen gündüz çok farklısın, akşam 10.00’dan sonra değişiyorsun sözünü hiç unutamam. Eski sevgililerimi unuttum çoktan o ayrı bir konu ama bu sözleri unutamam. Bir tanesinin de babası bana: “Oğlum ben de içiyorum ama ağzımla içiyorum!”’ diye ayar vermişti.

Kafam “güzelken” yaşadığım blackoutlar sebebiyle ertesi sabah çoğu kez ne yaptığımı bilmeden uyanırdım. Cep telefonumdaki 87 cevapsız çağrıyı, 22 okunmamış mesajı görüp “Yine ne yaşadım da hatırlamıyorum?” desem de akşamki programın içeri değişmezdi: Salaş bir meyhanede beni bekleyen rakı sofrası.

Tüm bunları yaşarken etrafımdaki insanların zaman geçtikçe azaldığını hissediyordum. Etrafımda insanlar vardı evet ama onlar sadece içki masama eşlik ederdi.


 Bir düşünün, oturduğunuz yerde 7/24 açık olan 10’un üzerinde meyhane, 20’nin üzerinde tekel büfesi var! Madde bağımlıları bu bakımdan daha şanslı! En azından eksikliğini çektikleri maddeyi bulmaları, ortak arkadaşları ya da tanıdık torbacıları yoksa çok zor! Hiç kusuruma bakmayın ama benim bağımlığım yasal bir bağımlıktı. İstediğim anda ulaşırdım alkole. Şimdi çıkayım dışarı, hemen alkol alabileceğim bir yer bulabilir ve içmeye başlayabilirim -ama içmiyorum. Engellemem lazım o dürtüyü. Engelleyemezsemsonucun çok daha ağır olacağını biliyorum. Dönüş yok artık. Sabretmem lazım. Sizin de sabretmeniz lazım!

Benim tek kabul edemediğim sosyal içici olamadığım. Neden mi?

İnsanlar sevgilileriyle ya da arkadaşlarıyla bir bara ya da meyhaneye gidiyor, masaya bir şişe içki söyleyip 3-4 saat boyunca içki şişesini yenilemeden oturuyor ya da 2’şer bira içip kalkıyor. Ne güzel değil mi? İşte biz, eski alkol bağımlıları, bunu yapamıyoruz... Bir başladık mı devamı geliyor. 10-15 duble rakı içmek zaten blackout’a götürüyor sizi.

Şunu iyi bilin ki bir meyhaneye arkadaşlarınızla değil tek başınıza gitmeye başladıysanız ve boş içki bardaklarını masaya bir bir sıralıyorsanız, siz de artık soysal içici değilsiniz. Bu durumda atılacak ilk adım, sosyal içici olmadığınızı kabullenip en kısa sürede içkiyi azaltmanız. Aksi takdirde unutkanlık başlar, yalan söylemeye meyledersiniz. Bundan sonraki süreç ise çok daha ağırdır: Blackout’a kadar gider...

Sosyal içici olmayı ve ortam sohbetleri özledim

Sosyal İçici Olabilir misiniz?

Alkol sorunu olan çoğu kişi, sosyal içici olmak ister. Yani her gün içmemeyi, içtiği zaman da az içebilmeyi. Bunu başarmaksa o kadar kolay değildir.

Sosyal içici olmayı veya az içmeyi öğrenebilirsiniz, eğer:

  1. 5 seneden az bir süredir içiyorsanız.
  2. 45 yaşından küçükseniz.
  1. Yoksunluk belirtisi sizde yoksa ya da hiç hissetmediyseniz.
  2. Başka önemli probleminiz yoksa (iş, depresyon).
  3. Daha önce normal miktarlarda içtiyseniz.
  4. Etrafınızda normal miktarda içen varsa.
  5. Fiziki durumunuzda alkole bağlı bir hasar yoksa.
  6. Ailenizde alkol sorunu olan yoksa.

Sosyal içici olma şansınız daha az, eğer:

  1. Alkolle uzun bir geçmişiniz varsa.
  2. Yoksunluk belirtileriniz olduysa.
  3. Alkolün etkilerini görmek için içiyorsanız.
  4. Hep söz verdiniz ama çok sık kontrolü kaybettinizse.
  5. İşinizle ilgili, kendinizle ilgili problemleriniz varsa.
  6. Alkole bağlı fiziki problemleriniz varsa.
  7. Etrafınızdakiler çok içiyorsa.[2]

Sosyal İçici olmak zordur. Buna kendinizi alıştırın.

Votka bittikten sonra birayla devam etmiştik. Bu durum

her gün aynı şekilde devam etti. 2 saat içinde kafalarımız güzel oluyor, akşamları hiçbir şeye hâlimiz kalmıyordu. 20.00’de hotele gidip 00.00’a kadar uyuyor, daha sonra kalkıp içmeye devam ediyorduk.

2 kere üst üste bayıldım bu tatilde.

Fransa’nın güneyinde yer alan güzide Nice şehrinde de benzer bir duruma şahit oldum. Yaz sezonunda, 16-18 yaş aralığındaki güya dil öğrenmek için Fransa’ya gelmiş gençlerle birlikte rehber sıfatıyla gittiğim Nice’de.

Zengin ve özgür olmanın kendilerine verdiği öz güvenle içmeye gündüz başlıyorlar, gece de devam ediyorlardı. Her gece, başta kızlar olmak üzere birçok kişi hastanelik oluyordu. O zaman 22 yaşında olan ben, onların hâlini gördükten sonra sağ salim bu turu tamamladığım için şükrettim. İşin içinde uyuşturucu da vardı ve ben bunu sonradan öğrenmiştim. Eh 30 tane gençle tek başınıza nasıl ilgileneceksiniz? Gayet normal fark etmemiş olmam...

Kışın alkol almakla yazın alkol almak arasında şöyle bir fark var: Kışın insanlar kapalı yerlerde içerken yazın -özellikle güneyde, yazlık yerlerde- güneşin altında içiyorlar ki bu kişiyi ölüme kadar götürebilir.

Çevrenizdeki gençleri uyarmak sizin göreviniz. Lütfen böyle bir şey gördüğünüzde bu gençleri, arkadaşları, yetişkinleri, erkekleri, kızları uyarın. Güneş altında alkol almak hem bünyeyi bitirir hem de kişiyi ölüme kadar götürür.


Alkolizmin Zararları

Alkol kullanımı, yaralanmalar, ruhsal ve davranışsal hastalıklar, gastrointestinal rahatsızlıklar, kanserler, kalp damar hastalıkları, immünolojik bozukluklar, akciğer hastalıkları, kas ve iskelet sistemi rahatsızlıkları, düşük doğum ağırlığı ve artmış düşük riskini içeren üreme ile ilgili bozukluklar ve doğum öncesi hasarlar, gibi 60 değişik hastalık ve rahatsızlığa neden olmaktadır.

Alkol kullanımı her ne kadar keyif verici olarak ifade edilse de, genellikle doza bağlı olarak çok çeşitli toplumsal zararların riskini de artırmaktadır. Örneğin, aşırı alkol tüketimi yüksek risk demektir. Başka birinin içmesi suretiyle ortaya çıkan zararlar, toplum huzurunun bozulmasından; aile içi şiddet uygulanması, çocukların istismar edilmesi, suç işlenmesi, şiddet ve cinayet gibi daha kötü sonuçlara doğru uzanmaktadır.

Tüketilen alkol miktarı, sıklığı ve düzensiz olarak ağır derecede alkol kullanımı etmenlerinden her biri, birbirinden bağımsız olarak şiddet riskini artırmaktadır.

  • Aile Yapısının Bozulması

Başta aile içi huzursuzluk ve şiddet olmak üzere aile düzeninin bozulması, toplumun temel taşı olan ailenin yıkımı anlamına gelmektedir.


2006 TUİK raporuna göre ülkemizdeki boşanmaların %12,2’si içki ve kumar sebebiyledir. 2008 yılında 99.663 çift boşanmıştır. Verilen yüzde dikkate alındığında alkol sebebiyle boşanan çift sayısı 12.158’dir. Ancak diğer boşanma sebepleri olan sorumsuzluk ve ilgisizlik, evin geçimini sağlayamama, saygısız davranma, dayak, eşe ve çocuklara karşı kötü muamelenin ana faktörlerinden birinin de alkol olabileceği düşünüldüğü takdirde alkolün boşanmalardaki etkisi belirtilen yüzdenin üzerine çıkmaktadır.

(Türk halkının %83’ü ana boşanma sebepleri arasında alkolü saymaktadır.)

Alkole harcanan paranın aile içi gelir gider dengesini bozmasıyla, hesaplanamayan birçok zararın da varlığı söz konusudur.[3]

Geceleri daha çok kendini hissettiren alkol alma isteğim, Afrika’nın incisi Gabon’da tercümanlık ve personel şefliği yaptığım sırada (2014 yılı) ayyuka çıktı. Yapacak bir şey yoktu, kendimi oyalayacak bir şeyler bulamıyordum ve viski burada çok ucuzdu. Dolayısıyla her gece kendimi alkolün kollarında buluyordum. Gece başka, gündüz başka bir adamdım. “Sen geceleri şeytanlaşıyorsun, sinirli oluyorsun, asabileşiyorsun ama gündüzleri adeta bir melek adamsın.’’ diyordu tüm sevdiklerim.

Alkolün Karanlık Yüzü


 Cinayetlerde hiçbir şekilde din, mezhep, ülke, vatandaş, insan ayrımımı yapılmamalı ancak Türkiye’de alkol ve madde eşittir şiddet. Bir alkol bağımlısı blackout yaşayıp farkına varmadan bir canlıyı öldürebilir. Zaten genellikle}} alkol aldığında cinayet işleyenler bu karartmayı bahane edip ceza almamayı başarırlar.

“Alkol neden bu kadar fazla tüketiliyor?” sorusunun cevabı ise:

“Medya ve pazarların küreselleşmesi ile gelişen satış ve pazarlama teknikleri, alkol gibi potansiyel zararlı maddelerin tüketimi de dâhil olmak üzere, tüketimi arttırmak için saldırgan hâle gelmiştir. Bu tetikleyici sebep yanında, hızlı sosyal ve ekonomik değişiklik, sivil çatışma, yoksulluk, evsizlik ve izolasyon da alkol tüketimini artırmış ve insanların hayatlarında alkolün yıkıcı bir rol oynama ihtimalini yükseltmiştir.

Alkol alışkanlığının bazı kesimde sınıf atlama aracı olarak yorumlanması; genç ve güçlü olmanın göstergesi olarak sunulması; dostluğu pekiştirici, dertleri unutturucu olarak gösterilmesi sonucu her kesimin bilinçaltına alkol kullanma zorunluluğu yerleştirilmiştir. Özellikle yılbaşı kutlamaları, gençlik partileri, doğum günü partileri ve kokteyller ile insanlar ve özellikle gençler alkol kullanımına teşvik edilmiştir.

Acı gün, mutlu gün derken alkolün hayatımızdaki yeri günden güne artmakta ve alkol kullanım yaşı da sürekli düşmektedir?” [4]


 Sabah telefonunuzu elinize aldığınızda gördüğünüz cevapsız çağrılar, sizi sevenleri yine ne kadar kaygılandırmış olduğunuzun en açık göstergesi olur böyle günlerde. Ayılıp da olanları idrak etmeye başladığınızda çağrı sahiplerinin yüzüne bakmak istemezsiniz. Uzak kalmak… En iyisi bu…

Alkolün Sosyal Hayata Etkileri

Alkolizm, ilerleyen bir hastalıktır. İlk başta alkoliğin çevresindeki kişiler onun içmesinden çok fazla etkilenmezler. Ancak, kişi giderek artan miktarlarda ve sıklıkta alkol kullanmaya devam edeceği ve çoğunlukla kontrol kaybı yaşayacağı için tüm ilişkileri ve sosyal hayatı kötü bir şekilde etkilenecektir. Hastalığın ileri dönemlerinde sızıncaya kadar içen ya da sabah kalkar kalmaz içmeye başlayan kişi, işine gidemeyecek ve sonunda işini kaybedecektir.

Alkol hayatının en önemli amacı hâline geleceği için eskiden yaptığı hiçbir şeyi yapmayarak kişi sadece içki içecek ve tüm sorumluluklarını bir kenara itecek ve yakınlarından gelen yardım tekliflerini de geri çevirecektir. Buna bağlı olarak ailesiyle ve yakın çevresiyle ilişkileri bozulacaktır. Ne yazık ki alkoliklerin evlilikleri genellikle boşanmayla sonuçlanır.

Kontrol kaybına bağlı olarak, alkolikler çok fazla kaza yaparlar. Başlarına ev, iş ya da trafik kazası gelme ihtimali çok yüksektir.

Gene, kontrol kaybına bağlı olarak, alkolikler suç işleme eğilimi gösterirler ve karıştıkları kavga ya da benzer durumlar yüzünden adli problemlerle karşılaşabilirler.[5]

Alkol ve Futbol

Alkolün spora direkt etkisi özellikle taraftar bazında çok olmuştur. 1980’ler ve 1990’ların başına kadar özellikle İngiltere, Fransa, İtalya, Belçika gibi ülkelerde, holiganizmin ne kadar arttığını ve alkol ile uyuşturucu sayesinde bunların olduğunu görebilirsiniz.

Örneğin Roma’da Feyennord taraftarı alkol alıp Roma’nın merkezini dağıtmış ve polislerle çatışmıştı. Chelsea taraftarı da benzer şekilde Paris’te Fransız bir siyahi vatandaşa ırkçı saldırıda bulunmuştu.

Geçmişte bu olaylar çok daha sık yaşanıyordu. Hele İngiltere-İtalya arasında oynanan millî maçlarda… Heysel faciası olduktan sonra İngiltere Futbol Federasyonu UEFA’dan senelerce ceza alınca, insanlar maçtan önce alkol alıp alıp bir sürü insanın ölmesine neden olmuştu, hatırlarsınız. İngiltere Futbol Federasyonu da büyük yaptırımlar getirmiş, maçların özellikle gündüz saatinde yapılmasına karar vermiş ve böylelikle insanların alkol almasını önlemiştir. Ayrıca holiganlara sağlam cezalar vermiş ve alkollü ya da uyuşturucu almış olan taraftarları tribünlere sokmamıştır.

Bir diğeri de futbolcuların alkol alma konusudur. Örneğin Meşhur George Best ve Sokrates’in alkolle büyük savaşları olmuş ancak maalesef bu kişiler savaşın sonunda yenilmişlerdir.


 “Yarisaha blogu”nda: “Eğer alkol sosyal içicilik evresinde kullanılırsa doğru olabilir.” deniliyor. Alkol ve futbol hiçbir zaman aynı kefeye konulmaması gereken iki önemli unsur.

O sözle bitirelim: “Alkolün sportif faaliyetleri etkileyip etkilemediği konusu çelişkisini koruyor. Performans üzerinde zararlı bir etkisinin olduğuna inanılsa da acının ve paniğin azalmasında katkıda bulunabilir. Alkolün sportif performansa etkisi alkolün tipi ve miktarına, düzenli kullanımına, alkolün dışarı atılma oranına ve egzersizin tipine göre değişir.”.

Hastaneye yatmak ayıp da suç da değildir. Bundan çekinmeyin. Alkol bağımlısı olduysanız asla ve asla sosyal içici olamazsınız.

Anılarım ve Tavsiyelerim… Hepsi İç İçe.

Hastaneye yatmanın en zor yanı, ailenin yanına gidememek. Hemen pes etmeyin, sakın! İlk gün çok zor olacaktır mesela sizin açınızdan: Hastaneye yattığınız gün, o serumun takılışı -damarınızı bulamamaları- gibi zorlu süreçlerden geçeceksiniz. Bunlardan korkmayın. Size bol bol ilaç verecekler, bundan da korkmayın.


 İlk başlarda elleriniz feci şekilde titreyecek, kendinizi bir garip hissedeceksiniz ama bu titreme gün geçtikçe azalacak, azaldıkça daha mutlu olacaksınız. Bu durumu yaşamanız alkolün sizi çağırdığı ve vücudunuzdan çıktığı anlamına gelir. Alkol ilk gece tetikler (madde gibi değil) ama serum iyidir, cicidir ve candır. Bu nedenle serumu hareket etmeden bitirmeyi, ilk iki gün aklınızdan çıkarmayın.

2010 yılında hastaneye ilk yattığım zaman, Noel’i ve yılbaşını, sadece alkol bağımlısı değil, şizofreni, manik depresif, bipolar bozukluğu ve intihara teşebbüsü olan güzel insanlarla ve tabii alkol bağımlıları kadar dikkat çeken madde bağımlıları ile birlikte geçirdim. İlginç insanlar tanıdım. “Hastanede yaşananlar hastanede kalır.” biliyorsunuz.

Hastanede yatmaktan korkmayın -çok ilginç bir tecrübe. Burada sabah 06.00’da kalkar, akşam da ilaçların etkisiyle en geç saat 10.00’da yatarsınız.

Hemşirelerin davranışlarını farklı yorumlayıp onlara âşık olanlardan tutun, bir alkol bağımlısının, -nasıl bir hastalık olduğunu bilmediği için- bir şizofreni hastasının hastaneden nasıl kaçacağını kendisine anlatması karşısında onu ciddiye almasına kadar pek çok komik olaya şahit olursunuz. Benim hastanede yattığım dönem, alkol bağımlısı ile psikozlar ve şizofrenler aynı yerdeydi. Şimdi ayrıldı -ki zaten doğrusu da buydu. Alkol bağımlıları ile madde bağımlılarının bile aynı yere koyulmaması gerekir normalde.

Azaltmak mı İyi, Tamamen Kesmek mi? Alkol bağımlısı kişiler için alkolü tamamen bırakmak daha kolaydır. İçkiyi azaltmak çok dikkat ister ve etrafınızdakileri huzursuz eder. Yine de az içmeyi denemek istiyor musunuz?

Cevabınız evetse size uzun bir süre içmemenizi, bazı ilaçlardan (doktorunuzun tavsiye edeceği) ve profesyonellerden yardım almanızı öneririm. Ancak o zaman bilinçli şekilde az içmeyi öğrenebilirsiniz. Çoğu kişi bunu başaramıyor. Ne yazık ki az içmeyi deneyen kişi, belli bir süre sonra eski alışkanlığına dönüyor. Özellikle bir hayal kırıklığı yaşadığı veya baskı altında olduğunu hissettiği zaman. Dolayısıyla hiç alkol almamak, en hayırlısı.

“Bir Gün Alkolik Her Zaman Alkolik”

Alkol almayı bırakan kişinin bir rüyası vardır: Alkolün izlerini vücudundan silmek ve bu arınmadan sonra tekrar serbestçe içebilmek -fakat bu sefer mantıklıca ve aşırıya kaçmadan.

Bu, alkol bağımlısı olmayan kişiler için geçerli olabilir ama bağımlı olmuş kişi, alkol miktarını azaltamaz ve durduramaz. Sonuçlarını ve zararlarını bile bile içmeye devam eder.

Yapılan anketler, alkol hastalığını/bağımlığını bitirmek için hiç içmemek gerektiğini, ancak bu şekilde kişilerin bu hastalıktan kurtulabilineceğini göstermiştir. Tekrar içmeye başlayınca beyin hücreleri uyarılır bu nedenle diyebiliriz ki: Bir gün alkolik, her zaman alkolik.


 Eski alkolik veya ex-alkolik yoktur. İçmeye devam eden alkolikler ve tedavi olmuş, hiç içmeyen alkolikler vardır (yani aktif olmayan alkolikler). 2 sene sonra, 10 sene sonra, 20 sene sonra, üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin alkolü bırakmanın, bir kadeh içen alkolik duramaz ve içmeye devam eder. Kısa bir süre sonra eskisi gibi içmeye başlar. Başka bir deyişle hiçbir zaman tam anlamıyla bir “arınma”dan bahsedilemez.

Arınmış bir alkolik tedavi olur ve daha güzel bir hayata sahip olur. Arınma, zorunlu bir geçiştir, kaliteli bir hayata geçebilmenin tek yoludur. Bu nedenle asla ve asla “Bir kadeh içerim, sonra içmem.” demeyin. Bunun sonu yoktur. Hiç içmeyin. Siz alkol bağımlısınız ve bir alkol bağımlısı hiçbir zaman sosyal içici olamaz, olamayacaktır.

Alkolik Bahaneleri Çeşitli çeşitli bahanelerimiz vardır bizim, sizin, onların ve diğer eski alkoliklerin.

Şunu unutmamak gerekir ki, alkolizm davranışsal bir bozukluktur ve sürekli ve artan miktarlarda alınan alkole bağlı problemlerin gelişmesi anlamına gelir.

Bir alkolik, tüm kötü sonuçlarına rağmen sürekli alkol içmeye devam eder ve bir süre sonra alkol alımını sınırlayamaz bir hâle gelir.

Alkolikler genellikle, alkol içen kişilerle arkadaşlık eder, hatta eşlerini bile onların arasından seçebilir.

Alkolik bir insan, içmek için her zaman bir sebep bulur. Bu mutluluk, mutsuzluk, gerginlik, üzüntü, neşesizlik olabilir. Ayrıca, içmek için her zaman fırsat yaratırlar -maç, av, parti, doğum günü, düğün, sünnet vb.


Alkolizmin ilerledikçe, alkolik kişilerin sorunları da artmaktadır. Örneğin, yalnız içmeye başlarlar, çevrelerinden saklayarak gizli içerler, şişeleri saklarlar. Bütün bu davranışların sebebi alkolik olduklarını çevrelerinden saklama arzusu duymalarıdır.

Gittikçe artan bir suçluluk duygusu geliştirirler, bu suçluluk duygusu, pişmanlıkla birleşir ve bu duyguları bastırmak için daha çok içmeye başlarlar. Hatta sabah kalkar kalmaz içmeye başlarlar.

Alkolizm bir kısır döngüye dönüşür. Suçluluğa ve alkolün yaptığı tahribata bağlı olarak kişide anksiyete ve depresyon başlar ve bu yüzden kişi daha çok alkol tüketir. Alkol tüketimi arttıkça depresyon derinleşir, kişi uyuyamamaya ya da sızmaya başlar, geceleri uyanır, depresif bir duygu durumu içine girer, kendisini sürekli huzursuz ve sıkıntılı hisseder, panik nöbetleri geçirir, göğüs ağrısı, çarpıntı ve nefes almada zorluk çeker.[6]


  1. Alıntıdır
  2. Yukarıdaki veriler, son yıllardaki alkol bağımlılarından alınmış olup gözlemlerimle de örtüşmektedir.
  3. Alıntıdır.
  4. Alıntıdır
  5. Alıntıdır.
  6. Alıntıdır.