Ergenekon iddianamesi/BÖLÜM V ŞÜPHELİLERİN BİREYSEL DURUMLARI 22-ŞÜPHELİ MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK

22-ŞÜPHELİ MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK

a-Emniyet ifadesinde özetle; değiştir

07.02.1962 yılında Konya'da doğduğunu, babasının asker olması nedeniyle farklı illerde yaşadığını, ilkokulu Bitlis 'te başlayıp Adapazarı 'nda bitirdiğini ve ortaokula başladığını, ortaokulu İzmit 'te liseyi istanbul 'da bitirdiğini, Ankara 'da Kara Harp Okulunu 1985 yılında bitirerek Teğmen rütbesi ile mezun olduğunu, Tuzla Piyade Okulunda bir yıl eğitim alarak 1986yılında Tekirdağ Malkara ilçesinde kıta görevine başladığını, 1989 yılında İzlem ÖZTÜRK isimli bayanla evlendiğini ve bu evliliğinden bir erkek çocuğunun olduğunu, 1991 yılında Mardin ili Ömerli ilçesine atandığını, 1994 yılında Bursa Gemlik ilçesine atandığını, 1997yılında Şırnak ili Silopi ilçesine atandığını, 1999 yılında istanbul Alemdağ 'a atandığını, 2001 yılı Nisan ayında kendi isteği ile istifa ederek Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayrıldığını, 2003 yılında emekli sandığından emekliliğimi kazandığını, 2003 yılından bu yana basın sektöründe TV programcılığı ve araştırmacı-yazar olarak işime devam etmekte olduğunu. 2004-2007 tarihlerinde Önce Vatan Gazetesinde köşe yazarlığı yaptığını, Kongreturk isimli haber ve stratejik analiz konularını içeren internet sitesinin kurulum aşamasında bulunduğunu, 2001 yılında istanbul Emniyet Müdürlüğünden Yeşil Pasaport aldığını, bu pasaport ile 2003 yılında Fransa 'ya gezi amaçlı gittiğini ve başka yurt dışı çıkışının olmadığını, illegal yollardan da çıkış yapmadığını. 2006 yılında Danıştay olayından dolayı gözaltına alındığını, bunun haricinde gözaltına alınmadığını, - "Kınama" isimli word belgesi içerisinde, "Türkiye Cumhuriyeti'nin temel kurumlarından biri olan Danıştay'a bugün yapılan üzücü saldırının hem tarihi, hem de yeri açısından rastlantısal olmadığını düşünmekteyiz." Şeklinde başlayıp, "Mehmet Refik YÜCEL, SIRYAD Fahri Başkanı, DİİD Fahri Başkanı, DDDSK Fahri Başkam,mehmetrefıkyucel@yahoo.com,www.siryad.org.tr www.dogainsanisbirligidernegi.org.tr www.ddsk.org.tr" şeklinde sona eren (1) bir sayfalık yazı, - "Yiğit Olamayanlar" isimli word belgesi içerisinde, "YİĞİT OLAMAYANLAR" başlığı ile başlayıp, "Mehmet Refik YÜCEL, SIRYAD Fahri Başkanı, DİİD Fahri Başkanı, DDDSK Fahri Başkanı,mehmetrefikyucel@yahoo.com,www.siryad.org.tr www.dogainsanisbirligidernegi.org.tr www.ddsk.org.tr" şeklinde sona eren (3) üç sayfalık yazı olduğu tespit edilmiştir, bu cd yi kimden ne amaçla temin ettiniz?. Bu CD'nin Vatan Severler Partisinin tanıtım Cd'si olabileceğini, Mehmet Refik YÜCEL 'i tanımadığını, Vatan Severler Partisinin başkanı olabileceğini, bir panelde verilen çay molasında Vatan Severler Partisi yeni kuruldu denilerek verilen CD olabileceğini, tam olarak hatırlamadığını, CD-28: 4Ekim 2006 isimli CD içeriğinde; -Şemdinli/2006-32 C.S.E. 5 Başlıklı dokümanın içeriğinde " Van Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütümlükte olan Şemdinli olayları ile alakalı Tahkikat evraklarının" scanner ortamında taranarak dijital ortama yüklenmiş" 361 sayfalık doküman olduğu, -Şemdinli/2006-32 C.S.E. 6 Başlıklı dokümanın içeriğinde "Van Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütümlükte olan Şemdinli olayları ile alakalı olarak verilmiş Tefrik karan ve tahkikat evraklarının" scanner ortamında taranarak dijital ortama yüklenmiş" 204 sayfalık doküman olduğu, -Şemdinli/ 2006-32 C.S.E. 7 Başlıklı dokümanın içeriğinde "Timur SAHAN ve Uğur BALIK' m yazmış oldukları "İTİRAFÇI" (Bir Jitemci Anlattı...) isimli kitabın 3. Baskısı, Ram-Toplum yayıncılık tarafından basılmış, Başbakanlık Teftiş kurulu Başkanı Kutlu SAVAŞ' ın hazırlamış olduğu " SUSURLUK RAPORU", Cumhuriyet savcısına

hitaben yazılmış, "Sayın Savcım ile başlayan Vatanını gerçekten seven bir Türk çocuğu" ile biten, Van Cumhuriyet Başsavcılığınca haklarında işlem yapılan, PKK örgütü mensubu Olcay ZİREK ve Fettah DURGUN'a ait Tahkikat evrakları ve konuyla alakalı gazete kupürleri, insan haklan raporları, Şemdinli olayı ile alakalı olarak gazete kupürleri ve scanner ortamında taranarak dijital ortama yüklenmiş" 553 sayfalık doküman olduğu, -Şemdinli/ 2006-32 C.S.E. 8 Başlıklı dokümanın içeriğinde " Şemdinli Umut kitap evinde meydana gelen patlama olayı ile alakalı olarak Van Cumhuriyet Başsavcılığına ait tahkikat evrakları, kriminal raporu, otopsi raporu, adli emanet yazılarının scanner ortamında taranarak dijital ortama yüklenmiş" 130 sayfalık doküman olduğu, TESPİT EDİLMİŞTİR. BU CD Yİ KİMDEN NE AMAÇLA TEMİN ETTİNİZ? BU KONULAR HAKKINDA BİLGİ VERİNİZ. CD'yi kendisinin oluşturduğunu, CD'de geçen Şemdinli olayı ile ilgili bilgileri internet ortamından ve birçok gazeteciden topladığını, bunun nedeninin araştırmacı-yazar olmasından dolayı olduğunu, bulduğu bilgilerin birçok gazetecide bulunduğunu, Ayrıca bu olaylarda dava açıldığı için aleniyet kazandığını ve gizliliğinin kalmadığını, - (1) adet, San renkli üzerinde CAMBRIDGE ibaresi bulunan telli not defteri içeriğinde, Emekli Albay Nazmi ERDEM, Emekli Albay Necati ÇANKAYA, Emekli Albay Necati Ulunay UCUZSATAR, Emekli Albay Necdet KUZUCU, Emekli Albay Necip ÇELEBİOĞLU, Emekli Albay Necip UYGUR isimleri altında Gizli Türk İçimizdeki Türk ibaresinin yer aldığı tespit edilmiştir, ismi geçen şahıslan tanıyor musunuz? gizli türk içimizdeki türk ibareleri ile anlatılmak istenen nedir? diye sorulduğunda; ismi geçen şahısları tanımadığını, "Gizli Türk içimizdeki Türk" konusu başka bir konuyla alakalı almış olduğu bir not olduğunu, ne amaçla aldığını hatırlamadığını,. ismi geçen şahısları tanıdığını, Muzaffer TEKİN 'i 2005 yılında AKM de verilen bir Asılsız Ermeni iddiaları konulu konferansta tanıdığını, emekli asker olduğunu bildiğini, kendisi ile sohbetlerinin olduğunu, bir yıl önce meydana gelen Danıştay olayından sonrada bütün ilişkisini kestiğini, ismail NOVA isimli şahsı hatırlamadığını, "Rafet Abim" olarak bahsettiği şahsın Rafet ARSLAN olduğunu, Muzaffer TEKİN 'in devresi olduğunu ve aynı konferansta tanıştığını, Rafet ARSLAN'ı emekli subay olarak tanıdığını ve yaklaşık bir yıldır görüşmediğini, "Füsun Hanım" olarak bahsettiği şahsı, bir panelde tanıdığını, Ayrıntılı bilgisinin olmadığını, Sevgi ERENEROL isimli şahsı; Türk Ortodoks Kilisesi sözcüsü olarak tanıdığını, Nerede ve ne zaman tanıştığını hatırlamadığını, sık olarak görüşmediğini, Kemal KERINÇSIZ isimli şahsı; Büyük Hukukçular Derneği olarak bildiğini, 2005 yılında bir panelde tanıştıklarını, görüşmesinin olmadığını, Levent TEMİZ ve Hanifi isimli şahısları da böyle bir ortamda tanıdığını, kendileriyle görüşmesinin olmadığını, Abdullah AĞAR isimli şahsın; emekli asker ve yazar olduğunu, kendisini yazarlığı döneminde 2003 yılında tanıdığını, ara sıra telefon görüşmelerinin olduğunu, Terör ve Güneydoğu konularında kitap yazdığını bildiğini, kendisinin bu isimleri yazmasının nedeninin, 2005 yılında, Beyoğlu Taksim de istiklal Caddesinde Yunanistan'da açılan Pontus Soykırımı Anıtının Protesto edilmesi olayında orada gördüğünü, bu protesto gösterisini organize eden kendisi olmadığını, oraya kendisinin çağırmadığını, orada gördüğünden dolayı defterine not olarak isimleri yazdığını, Şemdinli olayları ile ilgili olarak basında adı geçen ve meslekten uzaklaştırılan savcı hakkında kendince aldığı soru notları olduğunu, Van savcısının basında çok fazla tartışıldığı için kendisinin de kafasındaki soruları araştırma konusu yaparak olaylar hakkında yazılar yazdığını, Buradaki güvenlik güçlerinden kastın; Asker ve Polis dahil olmak üzere bütün güvenlik güçleri olduğunu,


(63-68) inci sayfalarda Muzaffer TEKİN , Oktay YILDIRIM, Alparslan ARSLAN ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün resimlerinin de bulunduğu Ümraniye'de patlayıcı maddelerin ele geçirilmesi olayının çeşitli gazetelerde yayınlanan haberlerin renkli bilgisayar çıktılarının bulunduğu tespit edilmiştir. Bu konu hakkında bilgisi sorulduğunda; Kendisinin işi gereği bu tür güncel haberleri takip ettiğini, ayrıca bu haber de ilgisi olmamasına rağmen kendisinin resminin ve isminin geçmesinden dolayı dokümanların kendisinde mevcut olduğunu, bu haberi yapan gazetelere düzeltme yazısı gönderdiğini ve gerekli düzeltmeleri yaptırdığını, (1) Kahverenkli üzerinde TENEUES ibareli not defteri içeriğinde; Toplum ve birey kendini nasıl dengeleyecek kafalarda oluşturulan eski yapı doğrusu ile nasıl karşılaşacak. Kafadaki çatışma nasıl olacak. Topluma nasıl yansıyacak. Gladio deşifre yani ne olduğu biliniyor, sadece yaptıklarından dolayı cezalandırılmadı, mesele gladioyu deşifre etmek değil toplumun ortak zihnini başka bir düzleme çekmek bu düzlem ne kadar haki kamufulaj renkli ise çatışma başlama oranı o denli yüksek Derin devlet gladio gibi spakülatif konularda dikkatler Irak ve Kuzeyinden oluşan gelişmeleri gözlerden uzak tutmaya çalışıyor. Önce Vatan, Yeniçağ gazetemi aradığını söyleyen biri 16 Mart 1978 katliamı Akyürek-Tuncay ÖZKAN, Mumcu, şeklinde yazının bulunduğu tespit edilmiştir, gladio nedir ve bu yazıyı ne amaçla yazdığı sorulduğunda; Yazmış olduğu köşe yazıları sonucunda kendisine gelen bir e-mail olduğunu, Altta geçen isimlerin de bu yazı ile alakalı olduğunu zannetmediğini, kendisinin bu e-maili not defterine "daha sonra bir yerde kullanırım aklımda kalsın " diye not ettiğini, zaten karışık bir yazı olduğunu, Gladio 'nun temelde italya 'da ortaya çıkmış bir kavram olduğunu, Türkiye 'de de karşılığına güvenlik güçleri sivil kuruluşlar bazı şahıslar örgütler olarak lanse edilen bir kavram olduğunu, italya 'da aynı zamanda Mason localarıyla ilişkilendirildiğini, - (1) Kahverenkli üzerinde TENEUES ibareli not defteri içeriğinde; İKAYA eşi 28 ŞUBAT'a kadar Kara Çarşaflı, iddianame, ihbar mektuplar S.V. tarafından hazırlanmış Başsavcı İbrahim ÖZEN; şeklinde yazının bulunduğu tespit edilmiştir. Bu yazıyı ne amaçla yazdığı sorulduğunda; Şemdinli olayı ile ilgili almış olduğu bir not olduğunu, İKAYA ve başsavcı ibrahim ÖZEN isimli şahısları şu an hatırlamadığını, bir yerde okuyup veya gördüğü ve not aldığı isimler olduğunu, - (1) Kahverenkli üzerinde TENEUES ibareli not defteri içeriğinde; Atabeylerden önce TSK'nm gözde birimleri Emn. Tarafından dinleniyor (10) on kadar daha dosya var. şeklinde yazının bulunduğu tespit edilmiştir, bu yazıyı ne amaçla yazdığı sorulduğunda; Bu notu hatırladığını, Atabeyler olayından sonra bir yerde gördüğü ve okuduktan sonra not aldığı bir yazı olduğunu, bir konuşmadan da aldığı bir not olabileceğini tam olarak hatırlamadığını, - (I) Kahverenkli üzerinde TENEUES ibareli not defteri içeriğinde; Nuri OK dosyayı iyi Savcıya vermiş iyi bir tepki name şeklinde yazının bulunduğu tespit edilmiştir, bu yazıyı ne amaçla yazdığı sorulduğunda; Bunu bir yerden not almış olabileceğini, şu an hatırlamadığını, kendisinin yolda yürürken bile not aldığını, İskenderpaşa Cemaati Korkut ÖZAL kontrolünde, Korkut ÖZAL riskli, M.İhsan ASLAN : Kim tarafından refize edildi (İskenderpaşa C.) Abdül Gül'ün İ.Paşa Cemaati ile berrak değil, Mücahit ASLAN AKP çalışmalarını yapıyor, Öngörü cemaatler içinde doğu batı ayrılığı oluştur.

Beyan Asker Sahaya indi Tayvan Darbe Sessiz Soluksuz geçti riskli dedim doğruladı. AKP'nin sosyal alanda oyu %25-26. küreselleşme AKP'nin yaptığı. Çok ZAPSUYU Korkut ÖZ AL getirdi. Konu hakkında ifadesi sorulduğunda; Bir konuşma veya bir yerden aldığı not olabileceğini, yazıyı hatırladığını ancak nereden ve ne zaman not aldığını hatırlamadığını, Yargılama yapmıyorlar sıkı talimat almışlar ve karar vermişler, başkan süresi dolduğu halde gitmiyor, Ferhat SARIKAYA karan itiraz kesinleşmedi. G.Doğu M.vekilleri G.Doğu'da Av.Para topluyor. Mahkeme Savcı F. SARIKAYA'ya sahip çıkmak için ikinci duruşmada karar verdi. Mahkemeye başka bir dosya giriyor. . şeklinde yazının bulunduğu tespit edilmiştir, bu yazıyı ne amaçla yazdığı sorulduğunda; Bu notu hatırladığını, bu notun yine Şemdinli olayı ile ilgili yazmış olduğu notlar olduğunu, yine birilerinin aktarmış olduğu ve kendisinin aldığı notlar olduğunu, - (I) Kahverenkli üzerinde TENEUES ibareli not defteri içeriğinde; DANIŞTAY-ŞEMDİNLİ-CEM-BİTLİS-HABLEMİTşeklinde yazının bulunduğu tespit edilmiştir, bu yazıyı ne amaçla yazdınız, bu konu hakkında bilgi veriniz. Bu yazı notunu hatırladığını, bir yerde gündeme getirilen internet ortamı içerisinde gündeme gelen bir dizge olduğunu, kendisinin oradan aldığını, ERKE Paşayla yemek 24.11.06 Erke lideri ol herkes olabilir Turan'a lideri ol dedim, (bu ne anlama geliyor, başı boşluk) Erke dış ticaret- Erke Çelik İnşaat ve Beton Mamulleri sanayi tic.ltd.Şti. 77'de PKK ile mücadele ettim. Kasrik'te tatbikat yaptım GELECEĞİMİZ BİR MOTOR BİR GİZEM BİR BİLİM BİR PARTİ Sivil harekat yapın geleyim. Bilimsel bir açıklama yok ben söylüyorum. 21 Kasım-14 Aralık Tunceli'ye göndermediler, iki gün önce İ.BAŞBUĞ'a bilgi verdim şeklinde yazının bulunduğu tespit edilmiştir, bu yazıyı ne amaçla yazdınız, bu konu hakkında bilgi veriniz. Bu notun kendisinin notu olduğunu, yakıtsız çalışan maddenin atalet kuvveti teorisine dayanarak geliştirildiği iddia edilen ve yakıtsız çalışan motorun yapıldığını iddia eden erke isimli bu şirkette genel koordinatör görevinde bulunan isminin hatırlayamadığı paşa ile bu konu hakkında bilgi almak maksatlı yediği yemek olduğunu, GELECEĞİMİZ BİR MOTOR BİR GİZEM BİR BİLİM BİR PARTİ yazısı ise bu yakıtsız çalışan motorun sloganı olduğunu, diğerlerinin ise yine kendisinin aldığı çeşitli notlar olduğu, Onları evlerinden merkezlerinden çıkardık. Öldürttük sonra sahip çıkmadık. Ben bir ölüyüm bu kadar AKP bu kadar eş cinseli inan bir arada göremem şeklinde yazının bulunduğu tespit edilmiştir, bu yazıyı ne amaçla yazdı sorulduğunda; "Bu birinin ifadesidir. Ben not almışımdır. " Dediği, Düzenek Bomba Hakkari, Emn.Md. Şemdinli Em.Md. Polisleri dışında tuttular (Atilla Uzun) Kemal KAÇAN Van başsavcı şeklinde yazının bulunduğu tespit edilmiştir, bu yazıyı ne amaçla yazdığı sorulduğunda; Yine Şemdinli olayı ile ilgili olarak aktarılan bir bilgi notu olduğunu, buradaki isimleri tanımadığını, - (1) adet, CLIPFİLE ibareli plastik dosya içersinde tarafımızdan (01-117) arası numaralandırılmış dokümanlar içeriğinde; GİZLİ/ÖZEL ibareli Uluslar arası İnsan Kaçakçığı Raporu başlığı altında raporun yer aldığı tespit edilmiştir, kimin tarafından yazıldığı belli olmayan bu raporu kimden ve ne amaçla temin ettiği sorulduğunda;


Bu raporu 2002 yılında kendisinin hazırladığını, "Uluslar arası bir alan ve italya bu konuya muhalif gibi görünüyor ve BM para alıyordu aynı zamanda insan kaçakçılığından terör örgütleri de para alıyordu" iddiaları karşısında Türkiye 'de bu mekanizmanın nasıl çalıştığını irdelediğini ve yazdığını, Gizli/ÖZEL ibaresi basmasının nedeni gayri meşru camiada bulunan insanların adının geçmesinden dolayı olduğu, bu notları bir yere vermediğini ve yayınlamadığını, - Çok sayıda ve tarafımızdan sarı zarfa konulan not kağıtları içeriğinde; Turan AKAY 0533 321 43 11 Çerkezköy VKGB şeklinde yazılı not kağıdı, Liste (Bingöl) Alevi-şafî Hedefe destek veriyor, Niğde organizasyonu, Gerilla var-ölü şeklinde yazılı not kağıdı, Oktay YILDIRIM 0505 810 87 91, 0542 531 53 68, 0216 641 12 94, e.posta erkaspian@hotmail.com , erkaspian@ttnet.net.tr şeklinde yazılı not kağıdı Türkmeneli Partisi başlığı altında Türkmen Cephesi, Türkmen Partisi, karar Hasan TURHAN, Fevzi EKREM, Feryad TUZLU isimlerinin altında Askeri eğitim- Mukavet gücü-silahlanma şeklinde yazının bulunduğu tespit edilmiştir. Turan AKAY isimli şahsı hatırlamadığını, 2005 yılında İstanbul ilinde katıldığı Vatan Sever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği (VKGB) davetinde almış olduğu bir not olduğunu, kendisinin Vatan Sever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği üyesi olmadığını, kendisinin 2005 yılında Muzaffer TEKİN ile tanıştığı sıralarda İstanbul'da bu Derneğin kurulma aşamasında olduğunu ve muhtelif zamanlarda birkaç davetine iştirak ettiğini, bu Derneğin merkezinin Ankara'da olduğunu, o tarihteki başkanının Taner ÜNAL olduğunu bildiğini ve kendisini tanımadığını, Muzaffer TEKÎN'in bu harekete üye olmadığını, bu hareketin herhangi bir üyesini tanımadığını, bu derneğin Ankara 'da ne zaman kurulduğunu ve nerelerde şubeleri olduğunu bilmediğini, Kuvayi Milliye ve Kuvai Milliye veya başka şekilde yazılan bu derneklerle Vatan Sever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği ile bir ilişkisinin olup olmadığını bilmediğini, kendisinin VKGBH Derneğinin birkaç davetine katılmasından başka herhangi bir ilişkisinin olmadığını, İstanbul'da kurulup kurulmadığını bilmediğini ve ne amaçla kurulduğunu da bilmediğini, Bingöl ile alakalı notun bölücü bir siteden aldığı yazı dizi olabileceği, Oktay YILDIRIM ile bir VKGBH Derneğinin bir davetinde tanıştığını, kullanmış olduğu telefon numaralarını not olarak aldığını veya kendisinin verdiğini Erkaspian 'ı bir roman olarak hatırladığını, kimin e-mail adresi olduğunu şu an hatırlamadığını, Türkmeneli Partisinin Kerkükte Türkmenlerin kurmuş olduğu bir parti olduğu ve bu yazılanların basında geçen haberler olduğu, bu isimlerin Türkiye'ye gelip giden parti görevlileri olduğu, görüştüğünü, Dışişleri Bakanlığı ve ilgili kurumlar ile resmi statüde devamlı irtibat halinde olduklarını, - Çok sayıda ve tarafımızdan sarı zarfa konulan not kağıtları içeriğinde; (1) ÇÎLLER ÖZEL ÖRGÜTÜ BAŞLIĞI ALTINDA, - CİA-ÖZEL BÜRO-MOSSAD, CİA ALTINDA T , Ö , M , K MOSSAD BAŞLIĞI ALTINDA, M , İ , A... , A ANKARA-ÎSTANBUL-İZMİR-WASHİNGTON-TEL-AVİV. ÖZEL BÜRO: Söylemez Çetesi Ç örgütüne bağlı çalışıyor. l.Azerbeycan'da Aliev'e darbe, 2.Çeçenistan'a müdahale, 3.Avrasya feribotunun kaçırılması, 4. Uluslar arası nükleer madde, uyuşturucu kaçakçılığı (Ö ), 5.Ç Örgütü-PKK uyuşturucu işbirliği, 6."Suikast Timi" Ülkücü mafyanın tetikçi olarak kullanılması, 7.MİT'i ele geçirmek için Tolga ATİKLİ MİT'e sokuldu. EYLEMLERİ : (öldürüldü) Mehmet URHAN, Aksar SİMİTKO, Lazım ESMAEİLİ, Behçet CANTÜRK, Tarık ÜMİT, Yusuf EKİNCİ, Savaş BULDAN, Hacı KORAY, Teyfık AĞANSOY. Adnan YILDIRIM, Medet SERHAT, Cem

ERSEVER, Neval BOZ, Mustafa DENİZ şema halinde isimlerin yer aldığı tespit edilmiştir. bu şemayı siz mi çizdiniz? ne amaçla çizdiği sorulduğunda; Bu notu hatırladığını, kendisinin yazdığı bir not olmadığını, kimden aldığını hatırlamadığını, şematik bir not olduğunu, Susurluk davası sonrasında olaylarda ilişkilendirilen şahıslar olduğu, muhtelif internet sitelerinde mevcut olduğu ve bu bilgilere herkesin ulaşalabileceğini, - (1) adet, Kırmızı renkli plastik dosya içersinde tarafımızdan (01-157) arası rakamlarla numaralandırılmış dokümanlar içeriğinde; - (1-15) inci sayfalar arasında Hürriyet gazetesi yazan Emin ÇÖLAŞAN'a yazılmış 15 sayfalık mektup tespit edilmiştir. Konu hakkında ifadesi sorulduğunda; Bu dokümanı hatırladığını, bunu posta kutusundan 6-7 ay kadar önce aldığını, isimsiz ve imzasız olduğu için pek fazla dikkate almadığını, bu yazının niye kendisine gönderildiğini bilmediğini, - (1) adet, Kırmızı renkli plastik dosya içersinde tarafımızdan (01-157) arası rakamlarla numaralandırılmış dokümanlar içeriğinde; - (143) üncü sayfalı dokümanda, Bir A4 kağıdı üzerine ortada Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN, köşelerde Osman PAMUKOĞLU, Mehmet AĞAR, Ümit ÖZDAĞ, Celalettin CERRAH'm isimlerinin yer aldığı şema ve bu şemanın SAREM (Stratejik Araştırma ve Etüt Merkezi) antetli not kağıdına yazılı olduğu tespit edilmiştir. Bu şemayı ne amaçla çizdiniz, ne amaçla bulunduruyorsunuz? bu sarem antetli not kağıdını kimden temin ettiği sorulduğunda; Günlük haber akışı içersinde basın açıklaması veya konuşması olan şahısların o güne ait konuşmalarını takip etmek ve unutmamak için aldığı notlar olduğunu, Bunun bir şema olmadığını, bahsedilen kağıttaki SAREM ifadesinin antet şeklinde olmadığını, bu kağıdın üzerine SAREM filigranı olarak tasarlanmış kağıt olduğunu, ne zaman aldığını hatırlamadığını ancak bu kağıtlardan kendisinde mevcut olduğunu ve hiç kullanılmamış not defteri olarak ta kendisinde bulunduğunu, SAREM'in Genel Kurmay Başkanlığı Stratejik Araştırma Merkezi 'nin kısaltması olduğu, - (1) adet, şeffaf dosya içerisinde tarafımızdan l'den 94'e kadar numaralandırılan doküman içeriğinde; - (01-12) inci sayfalı dokümanda, Büyük Güç Birliği Derneği Tüzüğü yazılı olduğu tespit edilmiştir, bu dokümanı ne amaçla bulunduruyorsunuz, bu dernek hakkında bilgisi sorulduğunda; Büyük Güç Birliği Derneğinin Hukukçular Birliği ekseninde kurulmak istenen bir dernek olduğunu, kurulup kurulmadığını bilmediğini, bu derneğin kurulsaydı üyesi veya kurucusu olmayacağını, sadece tüzükteki şeklini öğrenmek için hatırlamadığı bir kimseden aldığını, bu derneği kimlerin kuracağını bilmediğini, - (1) adet, şeffaf dosya içerisinde tarafımızdan l'den 94'e kadar numaralandırılan doküman içeriğinde; - (34) üncü sayfalı dokümanlarda, Adnan Akfıratla tartışma boyutu başlığı altında,

  • Amaç M.TEKİN'i kaçırmak, saklamak ve hiç ortaya çıkarmayarak teslim etmemek değildi. Amaç bu ciddi konunun genel hatlarıyla aydınlanması ve bu süreçte doğrudan savcılığa teslim edilmesi olmalıydı.
  • Bu haliyle "işte yine asker" yine birileri provakasyon yapıyor ve arkasında askerler var Şemdinli sürecinde yaşananlar neticesinde görevdeki askerler uzun bir tutukluluk ve gözaltı süresi yaşadılar. M.Tekin "ben çok daha fazla buna maruz kalırım çünkü konunun boyutu çok ciddi" dedi şeklinde yazı bulunduğu tespit edilmiştir, bu konu hakkında bilgisi sorulduğunda;

Adnan AKFIRAT'ın işçi Partisinin üst düzey üyesi olduğunu, bu yazıyı kimin yazdığını bilmediğini, Internet ortamından almış olabileceğini, Danıştay'dan sonra Doğu PERINÇEK'in kendisiyle ilgili işçi Partisinin kendi sitesinde üç ayrı zamanlarda muhtelif iddialarda bulunduğu konu ile ilişkilendirdiği için internet ortamında rastladığı bu yazıyı not olarak aldığını, - (1) adet, şeffaf dosya içerisinde tarafımızdan l'den 94'e kadar numaralandırılan doküman içeriğinde; -(35-37) inci sayfalı dokümanlarda VKGB- Kuvvay-ı Milliye=kurdu; -Her ikiside tabanını genişletmek kitlelere ulaşmak isimlerini duyurmak istiyorlar, bu yolla popilitelerini artırmak ve hatta ileride bir parti kurmak eğilimindeler şeklinde yazı bulunduğu tespit edilmiştir, bu konu hakkında bilgi veriniz. Bu yazının kendisinin almış olduğu not ve yorumu olduğunu, VKGB ve Kuvvay-ı Milliye derneklerine üyeliğinin olmadığını, Kuvai Milliye veya Kuvvayi Milliye olarak yazılan ve ismini tam olarak hatırlamadığı derneğin başkanını Fikri KARADAĞ olarak duyduğunu, kimin kurduğunu bilmediğini, yazdığı notu Kuvvayi Milliye derneğinden birileriyle görüşerek yazmadığını bu yazıların kendisinin eleştirisi ve analizi olduğunu, Basından takip edip bu yargıya vardığını, Mudafayi Hukuk ve Yeniden Müdafai Hukuk Derneklerinin 2002 yıllarında var olduğunu hatırladığını, bu derneklerden ayrılanların VKGB ve Kuvvay-ı Milliye Derneklerine geçtiklerini bildiğini, Mahmut YILBAŞ'ın emekli vali olduğunu, Mudafayi Hukuk ve Yeniden Müdafai Hukuk Derneklerinden birinin başkanı olarak hatırladığını, bu bilgileri basın yoluyla elde ettiğini, bu derneklerle bir ilişkisinin olmadığını, - (I) adet, şeffaf dosya içerisinde tarafımızdan l'den 94'e kadar numaralandırılan doküman içeriğinde; -(38) inci sayfalı dokümanda, Bıçak başlığı altında; İsmail PAKER, Av.Ertaç GİRAY, Mahmudun Evi "Yurdakul yıkayıp mutfağa koyduk" ya da mutfakta eşyaların arasına koyduk. Eşyaların arasındaki kastı M.TEKİN'in eşyaları olabilir. Mahmut, Beyaz arabaya koydum dedi. Eşyalarım torbanın içinde. Yurdakul'un arabasında giderken notlarını okuduk. Gerisi defterinde kalmış olabilir demişti. Defter çantamda olabilir yada torbada, "Çete mi - Terör örgütü mü?" neden terör boyutu? Neden terörle mücadele sorunu; üyelerin sıradan vatandaş olanları, şeklinde yazı bulunduğu tespit edilmiştir, bu konu hakkında bilgisi sorulduğunda; Danıştay sonrasında Doğu PERINÇEK kendi sitesinde kendisi, Av.Ertaç GİRAY ve ismail PAKER'in hakkında çeşitli iddialarda bulunduğunu, bu notu oradan aldığını, Yine Danıştay olayında bıçağın nerede olup olmadığının gündeme geldiğini, o nedenle almış olduğu bir not olduğunu, ismail PAKER 'in arkadaşı ve sivilden birisi olduğunu, ticaret ile uğraştığını, kendisiyle ayda birkaç kez görüştüğünü, 2005 yılında AKM'de yapılan Asılsız Ermeni iddiaları konulu konferansta tanıştığını, istanbul Anadolu yakasında oturduğunu, Herhangi bir bürosunun olup olmadığını bilmediğini, Ertaç GİRAY'in kendisini avukatı olduğunu, (39-40) mcı sayfalarda isim kısaltmaları yapılarak oluşturulan ve elle çizilen şema tespit edilmiştir, bu konu hakkında bilgisi sorulduğunda; Bu şemayı hatırladığını, bu şemalardan bir tanesinin kuracağı kongreturk isimli internet sitesinin not çalışmaları olduğunu, ikinci şemanın bir habere dayalı olarak almış olduğum notlar olduğunu, Y.B. olanın Yaşar BÜYÜKANIT olduğunu, 2008 yılında görev süresi bitiyor şeklinde not aldığını, I.K. nin Işık KOŞANER olduğunu, 2012 yılında genel kurmay başkanı olma ihtimalinin olduğunu, buna benzer almış olduğum notlar olduğunu, (71) inci sayfalı doküman, 17 Mayıs Alparslan ARSLAN 10:30 Danıştay, ile başlayan ve M.TEKİN, Mahmut ÖZTÜRK, Rafet ARSLAN, İsmail PAKER, Yurdakul simleri ve tarih ve saat yazıların olduğu doküman tespit edilmiştir, bu konu hakkında bilgisi sorulduğunda;


Kendisine gösterilen notu hatırladığını, bu notun Danıştay olayında gözaltına alındığında ifadesi esnasında hatırlamak maksadıyla almış olduğu notlar olduğu, olayın olduğu zamanda kendisinin Muzaffer TEKİN, Rafet ARSLAN ve ismini hatırlayamadığı birkaç şahısla birlikte Muzaffer TEKİN'in ofisinde bulunduklarını, olayları hatırlamak maksadıyla çizmiş olduğum notlar olduğunu, bu notların onları açıkladığını, -(72) inci sayfalı doküman, Doğuş Faktoring başlığı altında, Ertuğrul YILMAZ: 2003 yılında Almanya'da öldürüldü, Birden fazla uyuşturucu kaçakçılığı nedeniyle hakkında dosya bulunuyor. Sauna çetesi diye adlandırılan grubun içinde yer aldığı iddia edilen eski başkomiser Tamer TOPSAKAL (Emniyet Müdürü), Tamer TOPSAKAL Ayhan PARLAK'a yürüttüğü soruşturma dosyası verdiği için meslekten ihraç ediliyor, şeklinde el yazması doküman tespit edilmiştir, bu konu hakkında bilgisi sorulduğunda; Bu bilgilerin internetten alınmış bilgiler olduğunu, Taner TOPSAKAL isimli şahsı tanımadığını, Ayhan PARLAK 'ı Muzaffer TEKİN 'in bürosunda gördüğünü, tanışmışlığının olmadığını, -(73) üncü sayfalı doküman, Danıştay 2.Daire Ata Ocakları VKGB Düzce Sauna+Susurluk+Danıştay şeklinde yazının bulunduğu tespit edilmiştir, bu konu hakkında bilgisi sorulduğunda; Bu notun Danıştay olayıyla ilgili vermiş olduğu ifadesi esnasında almış olduğu notlar olduğu, -(74) üncü sayfalı doküman, Ankara TEM=PKK silah iması? Sen erken geldin? Şeklinde el yazması doküman tespit edilmiştir, bu konu hakkında bilgisi sorulduğunda; Bu yazının kendisine ait olmadığını, bu yazının nereden geldiğini bilmediğini, Ankara'da kendisine verilen notlarıyla karışmış olabileceğini, (1) adet DİPLOMAT marka şifreli siyah renkli plastik çanta içerisinde, -(l)adet, 01-10 arası rakamlarla tarafımızdan numaralandırılan ve "Fetullah GÜLEN'in öz geçmişi ve tanıtımı" başlıklı el yazması doküman içeriğinde; Fetullah GÜLEN'in hayatı ve sürdürdüğü faaliyetlerle ilgili rapor şeklinde el yazması notlar olduğu tespit edilmiştir, bu konu hakkında bilgisi sorulduğunda; Bu dokümanın kendisine ait olduğunu, kendisinin yazdığını, internet ve muhtelif yayın organlarından araştırma konusu olarak yazdığı yazı olduğu, -(1) adet, 1 'den 30'a kadar tarafımızca numaralandırılan ve "ideoloji uygulanmamalı ve halk ideolojide bütünleştirilmeye çalışılmamak" ile başlayıp, "kutba bırakmak olmaz" ibaresiyle biten el yazsı doküman içeriğinde; illegal bir yapılanmanın başında bulunduğu değerlendirilen bir şahıs tarafından, ülkemizin siyasal ve uluslar arası gündemi ile ilgili görüşlerin ve yapılacakların belirtildiği, bu yapılanmanın hedefleri doğrultusunda güncel ve siyasi olayların yönlendirilmesinin gerektiğinin anlatıldığı ve yine birçok siyasinin isminin geçtiği el yazması notlardan oluştuğu tespit edilmiştir, bu konu hakkında bilgisi sorulduğunda; Kendisinin bu notları bölücü yayın yapan internet sitelerinden örgütün taktik ve stratejisini öngörebilmek ve değişiklikleri takip edebilmek için aldığı notlar olduğu, - 1 'den 6'ya kadar tarafımızca numaralandırılmış ve "Zeynel'e " başlıklı elyazması not içerisinde; "Benimle irtibat kurmak istemişsiniz sanırım bu sakıncalı olacak, Notu getirecek şahsa sözlü bir şey söylemeyin not yazabilirsiniz, Ben şu an takası düşünmüyorum, çünkü beni tatmin edici garanti verilmedi, Beni zorlayacak tüm belgeleri ve garantileri takas esnasmda istiyorum, elimdeki belgelerin asıllarını birer nüshasını çok güvenli bir yere bıraktım, bazı belgeler bende olduğu için hayat güvencem tam olarak var, zor şartlarda kalmadığım sürece onları kullanmayacağım, Birlikteki bazı sümüklüler Askeri mahkeme ile başımı belaya soktular, aslında iyide oldu bu mahkeme diğerlerini maskeliyor, her geçen gün diğerlerinden deşifre oluyordum,

Yaşar" şeklinde ve Komutanımla başlayıp Ben karşı tarafın görüşme talebini reddettim, siz görüşecek misiniz, Onlar ve bizimkiler durumlarımızı açık olarak biliyorlar, bu bize şimdilik can güvenliğimizi sağlıyor, Avukatla görüştüm, oldukça çekingen davranıyorlar, ama sonuçta kabul ettiler ve parayı aldılar onların hukuksal konular dışında bilgisi yok, Ayrıca sizin emekli olmanız çok daha iyi oldu. En azın bizimkiler sizi bazı şeye zorlamıyor. Takip edildiğinizi biliyorum, ben bu konuda görüştüm rahat olabilirsiniz, Bizim elemanımız içeride ve bu konuyu biliyor " şeklinde beyanlann geçtiği, tespit edilmiştir, bu konu hakkında bilgisi sorulduğunda; Yazmış olduğu yazının "Cudinin Günlüğü" isimli film senaryosunun diyaloglarından birkaç tanesi olduğu, konusunun terör ve güneydoğu olduğunu,. - l'den 4'e kadar tarafımızca numaralandırılmış el yazması doküman içerisinde; "İstanbul genelinde bölge bölge örgütlenip faaliyet gösteren bir şeriatçı örgütün varlığı öğrenilmiştir. Profilo binasına giden yolda Kamuşaaltı camiinin altında çay ocağı ve lokanta olarak görünen binayı belirlemektedir. Burası örgütün toplantı yeridir. Belirtilen çay ocağının civarında berberlik yapan Mustafa ve kuruyemişçilik yapan Murat isimli şahıslar İrtibatçı ve toplayıcı gözlemi yapmaktadırlar. Bu şahıslarda 500 dolar karşılığı temin edilen dinleme cihazları bulunmaktadır. Burada gençlere kendilerini Türk hatta İzmirli, Sivaslı şeklinde ifade etmenin çok ağır günah olduğunu, insanın kendisini yalnızca Müslümanım şeklinde ifade etmesi öğretildiğini, iyice pişirilen militanların Sivas kırsalında var olduğu söylenen silah eğitim kampına götürülüp silahlı eğitim verildiği belirtilmektedir" şeklinde rapor verildiği tespit edilmiştir, bu konu hakkında bilgi veriniz. Yaklaşık iki yıl kadar önce gönderilen bir rapordur. Kimin tarafından gönderildiğini bilmiyorum. - l'den 3'e kadar tarafımızca numaralandırılmış doküman içerisinde; "Ahmet TULGAR, Gazeteci Milliyet den Akşam'a geçmiş. Hal ve hareketleri eşcinsel olduğunu düşündürtdürüyormuş. DHKP-C ve TAYAD'la ilişkileri varmış. Mersindeki bayrak olayı ile ilgili onlar tamamen örgütle ilgili onların kontrolünde demiş. Filiz (F) tipi cezaevinde (5) yıl yatıp çıktı. Bu kız Gültekin ile telefon irtibatı kuracağını bana söyledi. Bu yolla TA YAD ile Trabzon halkını karıştırmaya çalışacak demiş. Ahmet TULGA'nm DHKP-C ile telefon yada yüz yüze temasta olduğunu belirtiyoruz." Şeklinde beyanlann geçtiği tespit edilmiştir, bu konu hakkında bilgisi sorulduğunda; Yaklaşık iki yıl kadar önce gönderilen bir yazı olduğunu, kim tarafından gönderildiğini bilmediğini, Kendisine sorulan şahıslardan; OKTAY YILDIRIM'ı 2005 yılında VKGB'nin bir davetinde tanıdığını, Kendisi ile fiilen bir yıldır görüşmediğini, ondan önceki dönemde asla yakın bir diyalog içersinde olmadığını, Danıştay olayı sonrasında da Oktay YILDIRIM'ın Behiç GÜRCAN isimli şahıs ile birlikte açıkıstıhbarat.com internet sitesinde Danıştay olayını ele alarak kendisinin Muzaffer TEKİN 'e komplo kurduğu yönünde iddialarda bulunmuşlardır. MUZAFFER TEKİN'i tanıdığını, çok aşırı yakın bir diyalogunun olmadığını, çoğunlukla kalabalık misafirleri varken ofisinde bulunduğunu, son 13 aydır da kendisi ile birebir yada telefonla irtibatının olmadığını, MAHMUT ÖZTÜRK'ü bir kere Muzaffer TEKİN 'in bürosunda gördüğünü, Danıştay olayı sonrası Muzaffer TEKİN 'in gittiği evde Mahmut ÖZTÜRK'ü gördüğünü ve tanıdığını, son 13 aydır kendisiyle hiçbir şekilde görüşmediğini, MİLLİ IRGAT(KOD) Kuddusi OKKIR'ı 2005 yılında AKM'de Asılsız Ermeni iddiaları Soykırımı konulu konferansta tanıdığını, birkaç defa davetine katıldığını, VKGBH'nin davetinde gördüğünü, bu derneğin üyesi olup olmadığını bilmediğini, bu toplantılardan sonra tamamen ilişiğini kestiğini, yaklaşık iki yıla yakın bir zamandır hiçbir

şekilde görüşmediğini, kendisini Üniversitede Ar-ge bölümünde çalışan biri olarak tanıdığını, bu derneğe herhangi bir üyeliği olup olmadığını bilmediğini, Muzaffer TEKİN 'nin bürosuna 13 aydır gitmediğini, 13 ay öncesi birçok emekli asker ve sivil vatandaş gelip gittiğini, büronun her zaman kalabalık olduğunu ancak gelenleri isim olarak tanımadığını, Rafet ARSLAN'ın o büroda herhangi bir görevinin olup olmadığını bilmediğini, Rafet ARSLAN'ın kardeşini isim olarak tanımadığını, ancak görse tanıyabileceğini, Rafet ARSLAN ile de 13 aydır hiçbir şekilde görüşmediğini, büroya gelenlerin Muzaffer TEKİN 'e "abi ve komutanım" şeklinde hitap ettiklerini, yerin mülkiyetinin kime ait olduğunu bilmediğini, yine orada herhangi bir iş yapıldığını bilmediğini, herhangi bir işçinin çalışıp çalışmadığını da bilmediğini, (Gazi Güder ve Ayşe Asuman OZDEMIR' de çıkan yazılarla alakalı olarakJBu yazılar hakkında herhangi bir bilgisinin olmadığını, ancak Danıştay olayından sonra kendisi hakkında çeşitli iddialarla yazılar yazıldığını, Bu yazınında onlardan bir tanesi olabileceğini, Asuman isminde kimseyi tanımadığını, Behiç isimli şahsın Behiç GÜRCAN olduğunu, Behiç GÜRCAN'ın kendisi hakkında çeşitli iddialarla yazılar yazdığını, Kemal isminde bir avukatının olmadığını, ancak Kemal KERINÇSIZ'in Danıştay olayında Muzaffer TEKİN 'i savunmak için Ankara'ya geldiğini, Muzaffer TEKİN'in Kemal KERİNÇSİZ'in avukatlığını kabul etmediğini, Kemal KERİNÇSİZ'in kendisine de avukatlığını yapmayı teklif ettiğini ancak kabul etmediğini, ( Muzaffer TEKİN beyanıyla alakalı)Danıştay olayının olduğu gün Muzaffer TEKİN 'in eşinden telefon geldiğinde Muzaffer TEKİN'in panik yaptığını, polislerden başkasının da gelmiş olabileceğini söyleyerek eve gitmediğini, Muzaffer TEKİN'in kendisinden eve gidip bakmasını istediğini, orada kendisiyle birlikte Rafet ARSLAN ve ismail PAKER'in de bulunduğunu, de vardı. Bu yemekten 15-20 gün kadar önce Oktay YILDIRIM ve Rafet ARSLAN isimli şahısları güncel konulardan dolayı azarladığını, Yemekten sonra Muzaffer TEKİN'in Oktay YILDIRIM'a ve Rafet ARSLAN'a da karşı yapmış olduğu bu davranışın ayıp olduğunu ve üzülebileceğini söylediğini, Sonrasında da "bunları düzelt" demesi üzerine ilişkileri kendisinin ayarlayacağını, buna müdahale edilmesinden hoşlanmayacağını ve Oktay'ında genel tavırlarının hiçbir zaman hoşuna gitmediğini Muzaffer TEKİN'e söylediğini, Bu andan itibaren Danıştay saldırısı gecesi yedikleri yemeğe kadar görüşmediklerini, Danıştay saldırısının olduğu gün saat:12:00 sıralarında Rafet ARSLAN veya Muzaffer TEKİN'in telefonla arayarak kendisini yemeğe davet ettiklerini ve bu konuda ısrar ettiklerini, kabul etmeyince kendisini ofise davet ettiklerini, Ofise gittiğinde yemek konusunu tekrarladıklarını, bu yemeğin aradaki kırgınlığı ve soğukluğun bitirmesini düşündükleri için söylediklerini, kendisinin de kabul ettiğini, daha sonra ismail PAKER'inde aranıp davet edildiğini, Akşam saatlerinde de birlikte yemek yediklerini, yemek esnasında gelen telefon üzerine Muzaffer TEKİN 'in içinde bulunduğu halden dolayı Muzaffer TEKİN 'in isteği üzerine Muzaffer TEKİN 'in evine İsmail PAKER ile birlikte gittiklerini, ismail PAKER'in araçta beklediğini kendisini eve çıktığını, eve çıktığında polisin evde arama yapmaya başlamış olduğunu, daha sonra Muzaffer TEKİN'e telefonla durumu bildirdiğini, Danıştay 'a yapılan saldırı nedeni ile hakkında arama çıkartıldığını söylediğini, Muzaffer TEKİN'in "ne yapabiliriz ne edebiliriz" diye sorduğunda "bilemiyorum" diye cevap verdiğini, Muzaffer TEKİN'in "bir avukat mı ayarlasak" "Ertaç GİRAY gelir mi" dediğini, kendisinin de bilmediğini söyleyerek "bu konuyu ismail PAKER ile bir görüşeyim" dediğini, ismail PAKER ile görüştükten sonra avukat Ertaç GİRAY'ı aradıklarını ve aramada hazır bulunmasını sağladıklarını, arama bittikten sonra Muzaffer TEKİN'e aramanın bittiğini telefonla söylediğini, Muzaffer TEKİN'in de "Ertaç GİRAY ile bir görüşelim" dediğini, Fenerbahçe Ordu evinde Rafet ARSLAN ile birlikte beklediklerini söylediklerini, Kendisinin ismail PAKER ve Av.Ertaç GİRAY ile birlikte Fenerbahçe Orduevine gittiklerini, orada

yaptıkları görüşmede Muzaffer TEKIN'in "bu olayı nasıl kendisine yakıştırdıklarını kendisinin şerefli bir subay olduğunu, kendisinin adının bir terörist ile nasıl birlikte anıldığını, bunun hiç zaman kendisi tarafından kabul edilemeyeceğini, böyle bir lekeyi taşıyamayacağını gerekirse Taksim anıtı önünde tabancası ile kendisini intihar edeceğini bunu yapmadan öncede kısa bir açıklama yapacağını" söylediğini, bu esnada Muzaffer TEKIN'in psikolojisi bozuk durumda olduğunu, bu nedenle teslim olmayacağını polislerin teslim olduğu zaman 8-10 gün alıkoyacağını" kendisine kötü muamele edileceğini, bunu da kendisini asla kabul edemeyeceğini beklerse ortaya yeni tanıklar ve deliller çıkar suçsuz olduğum anlaşılır ve ondan sonra teslim olurum dedi. Konuşma bu eksende devam etti. Olayın hukuki kısmı Ertaç GİRAY tarafından açıklandığı sırada gözaltı süresinin 8-10 gün olmayacağını 2 veya 4 gün gözaltı süresinin olabileceğini bunun sonrasında da hemen mahkemeye çıkartılacağını eğer teslim olmak isterse de polise değil de savcıya birlikte gidebileceğini söylediğini, Muzaffer TEKIN'in bunların hiçbirini kabul etmediğini ve beklemek istediğini ve saklanmak için kendilerinden yardım istediğini, ilerleyen günlerde Ankara'ya gidip savcıya teslim olacağını söylediğini, Daha sonra ordu evinden ayrıldıklarını,. Ertaç GİRAY'ın kendi evine gittiğini, kendilerinin Muzaffer TEKİN 'e ev ayarlamak için çıktıklarını, Muzaffer TEKİN yaralandığı günün sabahı kendisine Yurdakul ÇAĞMAN'dan telefon geldiğini, Muzaffer TEKİN 'in kendisini kalbinden bıçaklayarak kendisini intihar ettiğini söyledğin ve, durumunun ağır olduğunu söyledğini, Bunun üzerine kendisinin ismail PAKER 'in otosu ile beraber Mahmut ÖZTURK'ün Çavuşbaşındaki villasına yola çıktıklarını, Evi bulamadıkları için yolda Yurdakuunl karşıladığını, birlikte villaya gittiklerini, kendisinin hemen Muzaffer TEKİN 'in bulunduğu üst kata çıktığını, Muzaffer TEKIN'in sırtını duvara dayamış yerde oturduğunu,. Ustüıgı çıplak olduğunu, Vücudunda kurumuş kan lekelerinin olduğunu, Yarasının açık ancak kanamasının olmadığını, Kendisine orada bağırarak 'Ölsen bizim başımız derde girer" diye hitap ettiğini, Muzaffer TEKIN'in "Endişelenme ben not yazdım ve notlar Mahmut OZTÜRK'de' dediğini, "O notları al ve basına ver" dediğini, Mahmut ÖZTÜRK'ten notları aldığını ve cebine koyduğunu, Muzaffer TEKİN 'e hastaneye gideceklerini söylediğini, Yolda villaya giderken Rafet ARSLAN'ı arayarak hastane ayarlamalarını söylediğini, kendisinin Acıbadem hastanesini ayarladığını,. Muzaffer TEKIN'in hastaneye gitmek istemedğini ve evde de kalmak istemediğini, Abisi Rıza TEKIN'in Maltepe 'de bulunan evine gitmek istediğini, Muzaffer TEKİN ile birlikte arabaya bindiklerini, Muzaffer TEKIN'in yüksek sesle konuştuğunu ve kendinde olduğunu, kendisinin ısrarına rağmen hastaneye gitmeyeceğini söylediğini, Bunun üzerine kendilerinin onun isteğini mecburen kabul ettiklerini ve Maltepe istikametine yöneldiklerini, Rafet ARSLAN'a durumu anlattığını, Rıza TEKİN'in kardeşini ikna edip hastaneye götürmesini söylediğini, Rafet ARSLAN'ın taksi ile bulundukları bölgeye geldiğini, Ve iki araçla birlikte hastaneye gittiklerini, Medya ya kendisinin haber verdiğinin doğru olduğuunu, ancak Muzaffer TEKİN 'in isteği doğrultusunda bu haberi verdiğini, "Danıştay olayında Zekeriya ÖZTÜRK ve İsmail PAKER isimli bir şahısla yanıma geldi, o gece evimde tek başına kaldı, sabah da ben kendisine kahvaltılık götürmek için gittiğimde intihar ettiğini gördüm. Hastaneye götürmesi için Zekeriya Öztürk'ü çağırdım. Zekeriya, İsmail ile birlikte geldi. Hastaneye götürmeden pansuman yaptım. Daha sonra hastaneye götürdüm, polislere de bildirdim. Olay yeri incelemeye gelindi, gözaltına alındık. Ankara'da serbest bırakıldık. Bu olaydan beri de ilişkilerimi azalttım. Ancak zaman zaman görüştük, benden 1 ay önce borç para istedi ve kendisine 1500YTL borç para verdim dedi. Ben bu borcu evinini yanında verdim. Bürosuna önceden giderdim. Gittiğimde her çevreden insanlar vardı, asker, polis ve her çevreden ileri görüşlü insanlar olurdu." şeklinde beyanlarda bulunmuştur, bu konu hakkında detaylı bilgi veriniz?


Kendisini arayanın Yurdakul olduğunu, Mahmut'un kendisini bu konudan dolayı aramadığını, Muzaffer TEKİN 'i hastaneye götürenin kendisi olduğunu, Mahmut OZTURK ilgili polislerle hastanenin 500 metre aşağısında bulunan pastaneden aldıklarını, kendisinin bu konular hakkında anlatacakarının bunlardan ibaret olduğunu," şeklinde beyanda bulunduğu,

b- Savcılık İfadesinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ; değiştir

2001 yılına kadar Kara Kuvvetlerinde piyade olarak görev yaptığını. İstifa edip ayrıldığını. Ağırlık Güneydoğu olmak üzere 1999 yılında İstanbul Alemdağ' a geldiğini. Alemdağ' da 23. Alay 1 Taburunda görevli olduğunu. Şu anda araştırmacı yazar olarak çalıştığını. Yazılarını Önce Vatan isimli ulusal bir gazeteye yazdığını. Bu gazetenin 2001 yılında çıktığını. Şu anda 17000 tirajı olduğunu. Abone sistemi ile çalıştığını. Sahibinin ABULLAH AKOSMAN olduğunu. Bu sene Nisan ayında bu gazeteden ayrıldığım. Günboy isimli gazeteye geçtiğini, şu anda oradan da ayrıldığını. 21. Yüzyıl Stratejik Araştırma Enstütüsünde şu anda yazmaya devam ettiğini. Stratejik Araştırma şirketlerinin Amerika' nm teşviki ile kurulmuş ve sivil toplum örgütlerini amaçlan doğrultusunda kullanmak için kurulmuş örgütler olduğunu. Şu anda çalıştığı şirketin sahibinin Profösör ÜMİT ÖZDAĞ olduğunu. Kendisinin profösör olduğunu, şu an oradan maaş almadığını, tamamen emekli maaşı ile geçindiğini.Üstüne kayıtlı gayrimenkul olmadığını. Kızıltoprak' da kayın pederinin evinde oturmakta olduğunu. MUZAFFER TEKİN ' i 2005 yılında Atatürk Kültür Merkezinde "Asılsız Ermeni İddiaları Konferansı" çıkışında tanıdığını. Kendisi ile tanıştığında yanında FİKRİ KARADAĞ, HÜSEYİN GÖRÜM, HÜSEYİN BEYAZIT, İBRAHİM soyadını hatırlayamadığını ve ismini hatırlayamadığı bir kaç kişi daha olduğunu. FİKRİ KARADAĞ m emekli albay olduğunu, HÜSEYİN BEYAZIT m Amerika'da eğitim gördüğünü şu anda Yeditepe Üniversitesinde eğitim görevlisi olduğunu. HÜSEYİN GÖRÜM' ün ne iş yaptığını bilmediğini. Tanıştığı bu kişilerin Vatansever Kuvvetler Güç Birliği adlı derneğin Türkiye-İstanbul Şubesini oluşturmaya yönelik çalışmalar yaptıklarını. Daha sonra bir kaç sefer bu çalışmalara davet ettiklerini.Çalışmalarda yer almadığını. 5-6 toplantıdan sonra bir daha kendileri ile görüşmediğini. Daha sonra MUZAFFER TEKİN ile bir diyalog geliştiğini. Ayın belli zamanlarında MUZAFFER TEKİN ' in ofisine gittiğini. Orada zaman zaman emekli askerler ve polisler olduğunu. Burada çay içilip değişik sohbetler yapıldığını. Buranın finansmanını kimin sağladığını bilmediğini. Buraya gidip gelirken MUZAFFER' in çevresindeki insanların davranışları ile kendi düşünceleri uyuşmadığı için görüşmelerini azalttığını. Danıştay Saldırısının olduğu günün akşamı Fenerbahçe Ordu Evinde kendisi RAFET ARSLAN ve MUZAFFER TEKİN ile İSMAİL PAKER bir yemek yediklerini. Bu yemeği yeme amaclarmmda bu soğukluğu gidermek olduğunu. Bu sırada MUZAFFER' in evinin aranması konusu ortaya çıkınca onları evinin oraya gönderdiğini.Evin orada bulunduklarını. Daha sonra tekrar Fenerbahçe Ordu Evinde kendisi ile buluştuklarını, biraz korktuğunu, "şimdi ben teslim olursam beni içerde tutarlar ve kötü muamele yaparlar, şeref ve haysiyetim lekelenir "dediğini.Teslim olmak istemediğini ve bir kaç gün bekleyip ortalık netleşince gidip ifade vereceğini söylediğini. Israrla kendisine yardım etmelerini, onu saklamalarını söylediğini. Kendisinin saklanması için bir arkadışmm evini ayarladıklarını, ilk gece orada kaldığını, ikinci gece başka bir evde kaldığını. Üçüncü geceyi geçirmek üzere MAHMUT ÖZTÜRK' ün Beykoz' daki evine götürdüklerini. Oradan ayrılırken MAHMUT un geldiğini.MAHMUT ÖZTÜRK ü MUZAFFER' insSpJisin|le bir kez gördüğünü, kendisini orada tanıdığım, daha sonra burada ikinci kez gördüğünü. Sonra evden ayrıldıklarını. Ertesi sabah saat 09-10 sıralarında YURDAKUL ÇAĞMAN adlı şahsın kendisine telefon açması ile


MUZAFFER' in kendini yaraladığını öğrendiğini ve villaya gittiğini, bu arada RAFET ARSLAN' ı aradığını. Hastane ve ambulansı aramasını söylediğini. Eve ulaştığında MUZAFFER TEKİN in evin üst katında sırtını duvara dayamış, ayaklanm uzatmış vaziyette oturduğunu. Vücudunda kurumuş kan lekeleri olduğunu, temizlenmiş bir bölge olduğunu, açık ama kanamayan bir yarası olduğunu. Şuurunun açık olduğunu, bilincinin yerinde olduğunu. Bunu görünce " bunu yapmaya hakkın yok, başına bir şey gelse bizden bilecekler, biz zan altında kalacağız" dediğini. Onun da " yok ben not yazdım, MAHMUT' a verdim, bunu basma verin " dediğini. O sırada MAHMUT un geldiğini, notlan aldığını. MUZAFFER TEKİN ' in yarasını kontrol ettiğini. 2 cm. genişliğinde 1,5–2 mm. derinliğinde dudak şeklinde keşi gibi bir şey olduğunu, yaralanmaya benzemediğini. Bunun üzerine kendisine hastane ayarlandığını, hastaneye götürmek üzere çıktıklannda hastaneye gitmek istemediğini. "Abimin Maltepe' de bir evi var, oraya gidelim " dediğini. Abisinin evini bilmediğini, anahtarı da olmadığını, onun için anahtar gelene kadar dolaştıklannı. Bu arada RAFET ARSLAN' a da MUZAFFER' in hastaneye gitmek istemediğini, bu sebeple kendisini ikna etmesini söylediğini. Daha sonra RAFET in yanlanna geldiğini ve iki araç ile hastaneye gittiklerini.Kendisi, İSMAİL PAKER, RAFET ARSLAN, YURDAKUL ÇAĞMAN ve MUZAFFER ile hastaneye gittiklerini. Tedavi olmasını beklediklarini. Daha sonra polislerin geldiğini, olayın nerde ve ne şekilde olduğunu sorduklannı. MAHMUT' un bilebileceğini söylediğim ve MAHMUT' u aradığını, hastanenin yakınında olduğunu, MAHMUT' un yanında da MUSA ÇAKIR olabileceğini düşündüğü bir şahsın olduğunu. Sonra polislerin onlan da aldığını. MAHMUT' un evine gittiklerini, Jandarma ekiplerinin orada olduğunu.Hastaneye gelirken MUZAFFER TEKİN ' in isteği üzerine basma bilgi verdiğini. Basma " MUZAFFER TEKİN kendisini yaraladığını, hastaneye götürülüyor" dediğini. Daha sonra kendisini gözaltına aldıklannı. Ankara' ya götürüldüğünü. Mahkemenin turuklamadığmı, hakkında daha sonra takipsizlik karan verildiğini. Bu olayı o zamanki ifadelerinde de aynen bu şekilde anlattığını. Ertesi gün Savcılığa silahını almaya gittiğinde MUZAFFER TEKİN ile İşçi Partisinin avukatı OSMAN AYDIN ŞAHİN* in de orada olduklarını. Bunu görünce MUZAFFER TEKİN ' in fırkiyatma uymayan biri olduğunu gördüğünü ve bundan sonra görüşmeme karan verdiğini.DOĞU PERİNÇEK ile daha önce bir çalışmasının olduğunu. Ulusal Kanalın Danışmanlığını yaptığını. Daha sonra da kendi isteği ile aynldığım. Bunun nedeninin Türkmenlerle alakalı bir programı yayından kaldırtmasının olduğunu. Gerekçesinin de Barzani ve Talabani' nin bu programdan hoşlanmayacağını söylemesinin olduğunu. Amacının Türkiye' ye hizmet etmek olmadığını, Kürtlere ve Talabani' ye yardımı olduğu hissine kapılarak oradan aynldığım ve aralannda bir husumet oluştuğunu. Aynca Danıştay saldınsmm ulusalcılar tarafından yaptınlması ile alakalı olarak emniyette sorulan soruya da geçmişteki solculann eylemlerinin ve bilgilerinin böyle bir işi yaptırmaya yeterli olduğu kanısını söylediği için hakkında bir çok davalar açıldığını. Açılan davalann devam ettiğini. Bir davanın reddedildiğini. Bu olaydan sonra DOĞU PERİNÇEK sitesinde kendi hakkında asılsız haberler yapılmaya başladığını. Aynca dergilerinde de aleyhinde yazılar yazmaya başlandığını.Kendisinin MİT' çi olduğuu, geçmişte hıristiyan olduğunu, hata Fetullahçı olduğunu, cia ve mossad ajanı olduğunu ve MUZAFFER TEKİN ' i öldürmek için pusu kurduğunu söyleyen yazılar yazdıklanm. Danıştay saldmsmda da MUZAFFER TEKİN ' in kendisinin tuzağa düşürdüğünü, teslim olmaması için ikna ettiğini ve yaralı iken hastaneye götürmeyip dolaştırdığını DOĞU PERİNÇEK in tv. kanallannda, dergide ve sitesinde söylediğini. Soruldu ;İSMAİL PAKER' i de MUZAFFER TEKİN ile birlikte 2005 yılında katıldığı bir konferans çıkışında tanıdığını. İSMAİL PAKER ile MUZAFFER in önceden tanışdıklanm. İSMAİL PAKER in ticaret ile uğraştığım. MUZAFFER TEKİN ' in bu olaylan çıkınca İSMAİL PAKER ' in de MUZAFFER ile görüşmeyi kestiğini. Bu sebeple düşmanlık beslediğini.


OKTAY YILDIRIM' ı MUZAFFER TEKİN vasıtası ile tanıdığını. Vatansever Güç Birliğinin bir toplantısında tanıdığını. Kendisi ile hiç anlaşamadığını. Hatta Danıştay olayında sorgudayken acikistihbarat.com sitesinde sahibi olan BEHİÇ GÜRCİHAN ile birlikte hakkında olumsuz iddialar yayınladığını. MUZAFFER TEKİN ' in CEM ERSEVER vari bir operasyon ile yok etmek istediğini söylediğini. Bunun üzerine OKTAY ile ilişkisini kestiğini. İkisi ile de 13 aydır görüşmediğini. OKTAY' m Kuvai Milliye ile irtibatını da bilmediğini .Ümraniye' de ele geçirilen bombalar konusunu hiç bilmediğini. KUDDUSİ OKKIR'ı da yine aynı konferansta tanıdığını, zaman zaman görüşmelerinde KUDDUSİ OKKIR'm da olduğunu ve zaman zaman yaptıkları toplantılara da kendisini de çağırdıklarını, ancak son 13 aydır gitmediğini, devletin yeniden yapılanması mastır planını duymadığını, GAZİ GÜDER, ASUMAN ÖZDEMİR' i ve MUZAFFER ŞENOCAK' ı tanımadığını, MUZAFFER TEKİN'den ele geçirilen CD' den haberi olmadığmı,kendisinde ele geçirilen klasördeki lobi, gladyo, mafya, kürdistan nasıl kurulacak, masonik bilderberg çetesi, Kasım Gülek, Bilderberg nedere, içindekiler, faili meçhul cinayetler vs. diğer bilgileri de hep internetten aldığını, diğer notlarında yazılarıyla alakalı bilgiler ve notlar olduğunu, ALPARSLAN ASLAN' ı tanımadığını, Şemdinli dosyasını internetten ve Ankara' daki gazetecilerden aldığını, Sarem' e zaman zaman gittiğini, Emniyet ifadesinin doğru olduğunu, Kendisinde ele geçirilen emniyetteki Fetullahçı yapılanma ile alakalı olarak aslında Emin Çölaşan' a yazılmış olduğunu, posta kutusunu isimsiz olarak bırakıldığını, bu konuları hiç yazmadığını, Emin Çölaşan'm da bu konulan hiç yazmadığını, mektup içeriğindeki olayların gerçek ile bağdaşıp bağdaşmadığını bilmediğini, hatta mektup imzasız olduğu için çok itibar etmediğini, içeriğini de araştırmadığını, Polis teşkilatı içerisinde de böyle bir yapılanma olduğunu sanmadığını, iddia edildiği şekilde kendisinin FetuUahçılarla her hangi bir alakasının olmadığını, hatta bu tür oluşumlara karşı olduğunu, bu sebeple 4 yıldır yazdığı Önce Vatan gazetesinden de ayrıldığını, MUZAFFER TEKİN ve buna bağlı ekibin kendi aralarındaki yazışmalarda Fetullahçı ve Mitçi olduğunu iddia ettiklerini, hatta bundan 4-5 ay kadar öne telefonla birisinin kendisini tehdit ettiğini, MUZAFFER TEKİN ile olan konulardan ötürü bu konuda da savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu ve Valilik makamından da koruma istediğini, MUZAFFER TEKİN'in İşçi Partisi Genel Başkanı DOĞU PERİNÇEK ile aynı görüşleri savunduğunu, Avukatı yukarıda belirttiği gibi OSMAN AYDIN ŞAHİN olduğunu ve Çağlayan Mitingine de ikisinin yan yana katıldığını, bunun basında da çıktığını, hakkındaki iddialarında tamamen bu tür insanların uydurmaları olduğunu, bunları kabul etmediğini, yasadışı oluşumlarla da bir alakasının olmadığını, Doğuş Factoring olayı ile bir alakasının olmadığını, AYHAN PARLAK' ı MUZAFFER TEKİN'in ofisinde gördüğünü, SEMİH TUFAN GÜLALTAY'ın MUZAFFER TEKİN'in ile irtibatı olduğunu kendisinden duyduğunu, Doğuş Factoring olayını basından takip ettiğini, Danıştay saldırısında da ifade verirken sorduklarını, çok bilgisi olmadığından bir şey söylemediğini, ALPARSLAN ASLAN' m Doğuş Factoring' in avukatı olduğunu daha sonra öğrendiğini, MUZAFFER TEKİN ' in beyanları ile ilgili; ERTAÇ GİRAY'm kendisinin avukatı olduğunu, ancak iddia edildiği gibi zorla MUZAFFER TEKİN ' e vekalet verdirtmediklerini, bilakis zorla kendisinin ricada bulunduğunu, ancak sadece resmi arama sırasında avukatı ERTAÇ GİRAY'm orada bulunduğunu, konunun Danıştay saldırısı ile alakalı olduğunu anlayınca da daha sonra ilgilenmediğini, MUZAFFER TEKİN ' in dediği gibi "seni alıp savcıya götürüp sonra tekrar savcının yanından alacağım" şeklinde bir şey olmadığını, MUZAFFER TEKİN ' in iddia ettiği gibi Ankara’ daki Vantanseverler Güçbirliği oluşumuna katılmadığını, İstanbul' daki AKM 'toplantısında bu konuda bir oluşum

749


yapılmasının konuşulduğunu, zaten MUZAFFER ile orada tanıştıklanm, MUZAFFER TEKİN ' in abilik misyonu olmadığını gördüğü için kendisine "sen bizim başımız ol" şeklinde bir şey söylemediğini, MUZAFFER TEKİN ' in bürosuna sadece emekli albayların geldiğini zaman zaman gördüğünü, askeri gelenekler çerçevesinde yüzbaşı iken ordudan ayrıldığı için benden düşük rütbeli insanlara komutanım diye hitap etmediğini, kendini de albay olarak da tanıtmadığını, Evinden çıkan MİT Müsteşarlığının Başbakanlığa hitaben yazılmış olan yazıyı internetten aldığını, bu yazının internette mektup olarak yayınlandığını, kendisinin de konusunu ilgilendirdiği için internetten aldığı bir çok evrak gibi alıp dosyasına koyduğunu, Hakkındaki iftiralan kabul etmediğini, DOĞU PERİNÇEK ile siyasal olarak ayrı görüşlere sahip olduklarından itibaren Danıştay olayından sonra da MUZAFFER TEKİN ' in sağ kolu olan OSMAN AYDIN ŞAHİN ile birlikte gördüğünden ötürü bu şahıslarla ilişkilerini kestiğini, ayrıca ulusalcılık tabirini de kabul etmediğini, Kuvva ve Kuvai Milliye prensibini de benimsemediğini, beyan etmiştir. MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK25.01 2006 tarihli ek ifadesinde Daha önce bu konularda ifade verdiğini, O ifadelerine ekleyecek bir husus olmadığını, Mete YALAZANGİL, Tuncay HACIBEKTAŞOĞLU, Saipir DEBLEBİZADE isimli şahısları tanımadığını, Veli KÜÇÜK'ü tanıdığını, 2006 yılında konferanslardan tanıdığım, VKGB'nin oluşumunda bulunmadığını, hazırlık çalışmalanna katılmadığını, Ancak kuruluş tanışma toplantılanna katıldığını, Kuddusi OKKIR ile orada tanıştıklanm, Kuddusi OKKIR ile bir kere de orada görüştüklerini, Tuncay GÜNEY' i tanımadığını, Fikret EMEK'in devre arkadaşı olduğunu ancak 15 yıldır görüşmediğini, Veli KÜÇÜK' den elde edilen Ergenekon, Lobi vb. belgeler sorulduğunda; bu belgelerle alakasının olmadığını, Daha önceki ifadesine konu aramalarda evinden çıkan Masonik Bilderberg, Mafya, Türkiye' de mafyanm yeniden yapılanması belgeleri sorulduğunda; evinde çıkan Lobi ve Mafya belgelerinin bu yapıyı deşifre etmeye yönelik belgeler olduğunu, Türkiye'de mafyanın yeniden yapılmasına ilişkin belgeler sorulduğunda; Bunları internet ortamından aldığını, Kürdistan nasıl kurulacak başlıklı 10 sayfadan ibaret belge sorulduğunda; daha önce ulusal kanalda 2003 yılında danışmanlık yaptığını ancak nereden kimden aldığını hatırlamadığım, Octopus Mafia İstanbul Eylül 2000 başlıklı 30 sayfalık belge, Osmanlıdan Günümüze Masonik Bilderberk Çetesi başlıklı 76 sayfalık belge, Ab Katılım Ortaklığı belgesi, İçindekiler ile başlayan 13 maddelik 99 sayfalık belge sorulduğunda; Bu belgeleri nereden kimden aldığını hatırlamadığını ancak Ulusal kanalda haber merkezi bölümünde çalıştığı dönemde aldığını, Ancak kimden ve nasıl aldığını bilmediğini, Dosyada mevcut e-mailleri okunup sorulduğunda; Bunlan ajanlık ve bilgi sızdırmak için yapmadığını, Show TV. de çalıştığı dönemde arkadaşına gelen maillerle alakalı karşı tarafa cevaplar yazdığını, Diğer istihbarı bilgi nitelikli el yazısı dokümanlar sorulduğunda; nereden geldiğim bilmediğini, gazeteci olduğu için gelmiş olabileceğini, Veli KÜÇÜK'ten çıkan dokümanlar ayn ayn sorulduğunda; Veli KÜÇÜK'ten çıkan belgelerle kendi belgelerinin benzerliğinin neden kaynaklandığını bilemediğini, Kendisinde bu belgelerin olduğunu bilmediğini, ondan almadığını, Devletin Yeniden Yapılanması belgesini ben hiç duymadığını ve görmediğini, Kuddusi OKKIR'm hazırladığı bu belgeyi bilmediğini,

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından gönderilen bu konudaki inceleme tutanakları, belge ve bilgisayar inceleme tutanakları okunup sorulduğunda; bilgisayarında böyle bir belge olmaması gerektiğini ve hatırlamadığını, Muzaffer TEKİN ile aralarının açıldığı için Danıştay olayından sonra hiç görüşmediklerini, Mete YALAZANGİL'in savcılıkta vermiş olduğu beyanları okunup sorulduğunda; iddia edildiği gibi Mete YALAZANGIL'i tanımadığını, iddia edildiği gibi Ataşehir'de iftara katılmadığını, Çünkü Danıştay olayının Mayıs ayında olduğunu ve 2006 yılının Ramazan ayında Ekim Kasım aylan olabilir bu tarihlerde MUZAFFER TEKİN ile görüşmüyor olduğunu, Belirttiği gibi Tuncay HACIBEKTAŞOĞLU ile tanışmadığım ve görüşmediğini, Saipir DEBLEBİZADE ile görüşmeyip tanışmadığını, Güler KÖMÜRCÜ'yü tanıdığını, kendisini gazeteci olmalan vesilesi ile tanıdığını ve aralannda duygusal bir ilişkinin de olduğunu, Telefon numarasının 0 532 341 29 02 olduğunu, Dosyada mevcut 32-68, 32-69, 32-70 numaralı tapeler okunup sorulduğunda; telefon numarasının kendisine ait olduğunu, ancak bu şahısları tanımadığını, Her hangi bir yerde görüştüğünü de hatırlamadığını, daha önce tanımıyorum demiş olsa da şu an anımsadığını, SAİPİR DEBLEBİZADE'yi Muharrem olarak tanıdığını ve Azeri olarak bildiğini, bu şahsı 2006 yılında Kadıköy'de Muzaffer TEKİN'in olduğu ortamda tanıdığını, Dosyada mevcut GÜLER KÖMÜRCÜ ile olan görüşmeleri okunup sorulduğunda: Katolik nikahı konusunun espri olduğunu, 32-72 numaralı tapede geçen "Saygı ÖZTÜRK'ün özel bir haberi var, Ergenekon lobi diye , sen de uzun uzun varsın" şeklindeki konu ve devamında 32-73 numaralı VEDAT YENERER ile yapılan görüşmede Genel Kurmay Başkanına hakaret etmek istemediğim, Güler KÖMÜRCÜ ile olan görüşmede Kurtlar Vadisindeki Hüseyin isimli şahıs beni anlatmıyor şeklinde söylediğini, Dosyadaki diğer deliller okunup sorulduğunda; Aleyhine olanlan kabul etmediğini ve Ergenekon, Kuvva-i Milliye ve bunun gibi derneklere üye olmadığını,

c-Elde edilen deliller, değiştir

MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK'ÜN AJANDA BULUNAN EL YAZISI NOTLAR • TSK'nın gözde birimleri Emniyet tarafından dinleniyor. Daha 10 kadar dosya var. • İdeoloji vurgulanmamak ve halk ideolojide birleştirilmeye çalışılmamak • Apo-Hadep gibi konular üzerinde durulmamak » Sivil toplum örgütlerini toplamalı • Milli mücadele başlatılmalı Kuvvayi Milliye mücadeleye alet edinmemeli • Atatürkçülük genel olarak ele aimmalı herkese mal edinmeli tekelleştirilmemeli. • AKP'de ki Kürt milletvekilleri teskere ilişkisi işlenmeli. (Hem yıldızlı hem yuvarlak içine alınmış) ® HANGİ İslam Ülkesi başka bir İslam ülkesinin işgalini kabul eder. (Hem yıldızlı hem yuvarlak içine alınmış) • Aydın DOĞAN-TUSİAD planı Kemal ERVİŞ yeni lider olmalı. • YSK üyeleri nasıl seçiliyor kim bunlar ekonomik ihtiyaçları yetenek ve siyasi durumları. Eski Yargıtay üyeleri ile konuşulabilir. • Harekatın adı toplumsal alanı kucaklayacak isim olmalı. • Ulusal TV dışında programa katılmalı. • Bülent ECEVİT ile görüşülsün ABD Eceviti iktidardan indireli, teskere konusunda ne düşünüyor. • İlhan SELÇUK ziyaret edilmeli. • Uluç GÜRKAN ile görüşülsün (bende olacam) durum analizi yapılsın. • Devlet kademesi ile başka irtibat var mı • İlişkimiz başka birileri tarafından biliniyor mu • Mevcut ilişkiler bizimkiler ile ilişkilendirilmeyecek. Bu ilişkiler normal seyrinde devam ettirilecek bizim ilişkimizdeki içerik kesinlikle diğer ilişkilere dâhil edilmeyecek. • Ben %100 buranın çalışanı ve belli revizyonda bulunan insan olacam. • Kanal + Derginin danışmanlığını yapacam. • Medya ve Basında sizinle görünecem. • Son derece gizlilik prensibi içerisinde konuşmalar yapılacak.Bu konuşmalar direk irtibatmış gibi yansıtılmayacak.(iç ilişkilerde) • Adamalarınıza çok iyi talimat vermelisiniz ki aynı ortamda kazaya sebep olmasınlar. Kendimi bireysel olarak yıpratamam buna izin veremem ve yukarısı bunu hiç istemez. • En kısa zamanda bu durum düzeltilmeli. • 2.Avrasya konferansı 2000 İstanbul Ticaret odası- sanayi odası Maliye Bakanlığı destekleyenler. • Maddi imkan desteği sağlanır ve birlikte yapılırsa sonuç alınabilir. » Gürbüz ÇAPAN katılımcı olmak istiyor. İzin verilmesini istiyor.MİT bir çok bulaştırdı. Tedbir kararları kaldırılırsa daha rahat hareket edebilir.(olmayacağını hemen belirttim) • Formül CHP+DSP+MHP+İP • 25 EKİM yürüyüşü desteklenecek • Platforma Em.Org.Korg katılımı sağlansın. • Halkçılık sempozyumundan neden asker çekildi. • Avrasyacılık Anıl ÇEÇEN nin düşüncesine Türk dünyası dahil edilsin. » İlhan ALİYEV'e tebrik mesajı gönderilmeli.Azerbaycan ve Türk dünyasının bağımsızlık vurgusu yapılmalı. • Avrasyacılık kavramında "Alfabe Birliği"-"Kültür Birliği" vurguîanmah.(Kafatascıların elinden alınmalı) • Antiemparyalist çizgisi öne çıkarmamalı.Statükocu-Prestijli-Emperyal çizgide hareket edilmeli. • Parti ismini düşünelim. • Norveç Azerbaycan'da ne arıyor dosya hazırlayalım. • Genel Durum • Siyasi Yapılanma ® K.M karargahının oluşturulması • Karargah işlevlerinin belirlenmesi • Üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve diğer organizasyonlar ile koordine. 30.11.2003 1 SHP YTP DEHAP (DTP) Bölgesel ittifak 2AKP 3 CHP Tasfiye

4 DSP Zayıf SONUÇ 1- linçi ittifaktan Kürtçü potansiyel (insiyatif) 2- 2inci belli dinci potansiyel (insiyatif) 3- Milli eksen yok 4- Provakasyon olur 5- Müdahale zorlaşır 6- Ordu demokrasiye aykırı kalır. AKP bölünmeîi ve uygun olanlar çekilmeli. Nasıl bir hareket planı var Milli hükümet düşünülüyor mu Kuvayi Milliye Ayakta kalacak Uluslararsı platform (Rusya) Türkiye sıkıştırılacak. 3.üncü dünyalaştırılacak. ABD'nin askeri gücünün yetmediği yere operasyon yaptırılacak. Fail CIA Mossad Yürütme Konseyi Necati ÖZGEN ile görüş. 8 Aralık İstanbul Üniversitesi 14:00 Panel Rauf DENKTAŞ konuşmacı ayrıca 3 kişi 1 kişi daha olabilir em. Gen. Rus heyeti 11 Arahk'da geliyor Generaller ile toplantı yapmak istiyorlar. Yüksek konseye 3-4 kişi katılabilir. Azerbaycan Kominist partisi ile iyi ilişkiler var ondan yararlanılabilir. Slavların geçmişi değil Türk'lerin de geçmişi. Türkeşlilik Cengizin mirası Slav ve Türk milletleri birlikte ortak bir strateji oluşturuyordu. Rusya Avrasya devleti globazizasyon hareketi uyarısı bir strateji Tuncer KILIÇ mesaj gönderdi Hünkar iskelesi antlaşması Slav Türk birlikteliği Zekeriyanm ajanadasma yazdığı telefon lardan bazıları: Hurşit TOLON, Hırant DİNK, Nihat GENÇ, Kemal KERİNÇSİZ, Emin GÜRSES, Hikmet ÇİÇEK, Metin KÜLÜNK, Adil SERDAR, Edip BAŞER, Ümit ÖZDAĞ, Vural SAVAŞ, Mehmet EYMÜR, Hanefi AVCI, Mahir KAYNAK, Turan YAZGAN, Murat AKSU Gamalı Haç resmi ve Üç Hilal resmini yan yana çizerek birleştirmeye çalıştığı, Mitingler düzenlenmeli Doğu-Batı ayrımı yapmadan halka gidilmeli Sorgulatılmak tartışılmak istenenler Türk-Kürt Alevi-Sunni gibi Dini ve Etnik yapay sorunlar Dijital veriler den elde edilenler, "66 DARBE ÇAĞRICILAR VE KARŞI HAMLE 06MYS05.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Söz konusu dosya incelendiğinde darbe karşıtı ifadelerin de yer almasına rağmen, TSK'nm fîziken askeri müdahalenin gereklerini yerine getirme gücüne eskisinden çok daha fazla sahip olduğu, ülkenin içinde bulunduğu koşullara bakılınca mevcut durumun önceki askeri müdahaleler devrine göre daha müsait olduğu, darbeyi isteyen muhalif grupların ise son iki yıldır bu müdahalenin hayata geçmesi için, yoğun çaba harcadığı, darbe

unsurlarının en önemli olanı ise yani darbeyi yapacak iradenin ise bugün her şeye rağmen eksik olduğu, yönünde ifadeler yer almaktadır. "156 ÇETE VE TERÖR ÖRGÜTÜ 07MRT06.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Söz konusu dosya incelendiğinde Veli KÜÇÜK, Ümit OGUZTAN ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK isimli şahıslardan ele geçirilen örgütün organize suç örgütleri ile ilgili amaç ve planlarının yer aldığı MAFİA isimli belgede yer alan mafyanın ortadan kaldırılması yerine re organize edilerek amaçlar doğrultusunda kullanılması hususu göz önüne alındığında; Söz konusu yazının içinde yer alan "Eğer böyleyse, çeteleşme eğilimi bu kadar çoksa birileri oturup bunun nedenini araştırsın. İnsanlar neden bu kadar eğilimliler. Çok değil 80-85 yıl öncesine kadar çeteler ve çetecilik bu günkü Cumhuriyetin temelini atmada olumlu anlamda söz sahibi olmuştu." ve "Şunu da hatırlatalım ki, Atatürk de zamanında, gerekirse çeteci olurum demişti..." ifadelerinin paralellik arz ettiği, Kurtuluş Savaşımız sırasında oluşan olağan üstü hallerde uygulanan yol ve yöntemlere PERDELEME AMACIYLA ATIFTA BULUNULDUĞU değerlendirilmektedir. "HABER BİLGİ NOTU (III) 11 Aralık 2005 Pazar.doc" isimli MSword belgesi tespit edilmiştir. Söz konusu belge incelendiğinde MİT Müsteşarı Emra TANER'in bu göreve atanması ile AKP hükümeti ile yakın ilişki içerisine girdiği, Emre TANER'in Kuzey Irak'ta Barzani ile görüşmesinin TSK'yı rahatsız ettiği, bu tür girişimlerin kurumlar arası güveni sarstığı, Hakpar kurucu ve yöneticisi eki milletvekillerinden Şerafettin ELÇİ'nin AKP içindeki kurt kökenli milletvekilleri ile görüştüğü bu durumdan genel başkanın rahatsızlık duyduğu, Milli Savunma Bakanlığında Bakan, müsteşar ve yardımcısının bir toplantı yaptığı İran ile ilgili hükümetin yapacağı olumlu olumsuz beyanlarla ilgili askeriyeninde görüşünün alınması gerektiği ve tenkit edici beyanlar içermemesi gerektiği, Genel Kurmay Başkanı'mn görev süresinin uzatılmasının engellenmesi amacıyla Şemdinli, Yüksekova, Hakkari olayları ile bu olayları protesto eden illerdeki eylemleri TSK içerisinde bir kesim tarafından (üst yönetim) planlandığı ifade edildiği görülmüştür. "HABER BİLGİ NOTU (IV) 08 Ocak 2006 Pazar.doc" isimli MSword belgesi tespit edilmiştir. Cüneyd Zapsu Florida Tampa'da ABD Askeri Komuta Merkezi'nin bulunduğu Mac Dili Hava Üssü'ne son iki ay içerisinde 3 kez gittiği, ABD lehinde bir takım çalışmaların yapılmasının karalaştmldığı, bir başka toplantıda ise hükümete iletilmek üzere kapalı zarf içerisinde diğer istek ve talepler verildiği, Org. Yaşar Büyükanıt'm ABD ziyareti sırasında kendisine; AKP hükümetinin uluslar arası ilişkilerde ve diplomaside yetersiz olduğu, bir müttefik ülke olarak ortak çıkarları göz ardı ettiği, özellikle bölgesel konularda çelişkili davrandığı bu nedenle hem NATO'nun hem iki ülke çıkarlarının zedelendiği, ifade edildiği görülmüştür. Ayrıca söz konusu belgenin "Bu iki konudaki bilgiler eksik henüz tamamı ulaşmadı." Şeklinde sonlandınldığı görülmüştür. Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün ERGENEKON terör örgütü adına istihbari faaliyetlerde bulunduğu, siyasal iktidar ve TSK arasında bir çatışma ortamının oluşturulması için dezenformasyon amaçlı fişleme mahiyetinde bilgiler toplayarak kaos ortamı ve darbe zemini hazırladığı anlaşılmaktadır. "BİLGİ NOTU İNSAN KAÇAKÇILIĞI.doc" ve "DEĞERLENDİRME İNSAN KAÇAKLÇILIĞI.doc" isimli MSword belgesi tespit edilmiştir. Söz konusu belge incelendiğinde ülkemizde insan kaçakçılığı yapan bir örgüt ve bu örgütün mensupları ile ilgili isim, telefon numaralan ve örgütte üstlenmiş oldukları görevleri ile ilgili detay bilgilerin yer verildiği görülmüştür. Söz konusu örgüt mensuplarının kısa süre

cezaevinde kaldıktan sonra tahliye oldukları aynı işe devam ettikleri, sık sık telefon değiştirdikleri, sayılarının çok kalabalık olduğu ifade edilmiştir. ERGENEKON Terör örgütünün mafya gruplarını kontrol altında tutma amacına uygun olarak büyük rantın elde edildiği İnsan Kaçakçılığı hakkında bilgilerin toplandığı anlaşılmıştır. "GSR.DOC" isimli MSword belgesi tespit edilmiştir. Söz konusu belge incelendiğinde Piyade Binbaşı Erol GÖRMAN'm İSAF irtibat subayı olarak Afganistan'da yapmış olduğu görev ile ilgili GİZLİ gizlilik derecesine sahip görev dönüş raporu olduğu görülmüştür. ERGENEKON Terör örgütü üyesi Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün TSK'ya ait GİZLİLİK dereceli raporu bulundurduğu anlaşılmıştır. "agsk akademieki.ppt" isimli PowerPoint dosyası tespit edilmiştir. Söz konusu dosya incelendiğinde Genel Plan ve Prensipler Başkanlığının HİZMETE ÖZEL gizlilik derecesine sahip Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliği konusunda hazırlanmış sunum olduğu görülmüştür. ERGENEKON Terör örgütü üyesi Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün TSK'ya ait Hizmete Özel GİZLİLİK dereceli raporu bulundurduğu anlaşılmıştır. Ergenekon Terör Örgütü operasyonu kapsamında göz altına alınarak tutuklanan örgüt üyesi M.Zekeriya ÖZTÜRK 22.06.2007 tarihinde vermiş olduğu ifadesinde "2001 yılı Nisan aynıda kendi isteği ile Türk Silahlı Kuvvetleri'nden istifa ettiğini" beyan etmesine rağmen, 2001 yılı Nisan ayından sonra oluşturulan ve yukarıda örnekleri verilen "HİZMETE ÖZEL" ve "GİZLİ" gizlilik derecesine sahip bir çok askeri word dosyası ve Power Point sunumlarının bulunduğu görülmüştür. ERGENEKON Terör örgütü üyesi Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün bilgisayarında bulunan GSM mesaj içerikli dosyalardan Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün örgüt üyeleri Güler KÖMÜRCÜ, Kemal KERİNÇSİZ, Kuddisi OKKIR, Muzaffer TEKİN ile Levent TEMİZ ve Emre GÜLALTAY isimli şahıslar ile iltisaklı olduğu görülmüştür. Levent TEMİZ, Kemal KERİNÇSİZ, Hukukçular Birliği tarafından Nevruz Kutlaması, Finansbank'ın satılmasının protestosu, Şemdinli davasına müdahil olarak katılımın sağlanması, Terörün protesto edilmesi, Hrant DİNK'in protesto edilmesi, Danıştay'a saldırının protesto edilmesi, Selanik'te dikilen Pontus Rum soykırım anıtının protesto edilmesi, Soykırım tasarısının potesto edilmesi, Perihan Maden'in protesto edilmesi, Ermeni patriğinin Türkiye ziyaretinin protesto edilmesi, Ruhban okulunun açılışının protesto edilmesi, Orhan Pamuk'un davasını müdahil olarak katılımın sağlanması, Elif Şafak davasına müdahil olarak katılımın sağlanması, Necip Hablemitoğlu'nun öldürülmesinin protesto edilmesi, insan haklarını savunma ve Kibrisin satışına hayır eylemleri ile ilgili davet mesajlarının gönderildiği anlaşılmıştır. Davet mesajlarına baktığımızda ERGENEKON Terör örgütü tarafından ülkemizde kaos ortamı oluşturulması yönünde provakatif eylemlerin yapıldığı, toplumun çatışma ortamına itilmeye çalışıldığı davetler olduğu görülmektedir. Ayrıca söz konusu mesajlar arasında operasyon kapsamında göz altına alman ERGENEKON Terör örgütü üyesi şahısların katılımcı olduğu panellere davet mesajlarının bulunduğu anlaşılmıştır. 5325959046 numaralı telefondan "MUZAFFER TEKİNİ SAKLANMAYA İKNA EDEREK BASINI YAKIP BUTUN BU OPERASYONA ZEMİN HAZIRLADINIZ BİLEREK VEYA BİLMEYEREK ADAM OLSAN EN YAKIN SİLAH ARKADAŞINI" ifadesi yer alan mesajın geldiği görülmüştür. Mesajdan da anlaşılacağı gibi ERGENEKON Terör örgütü tarafından gerçekleştirilen Danıştay saldırı sonrası eylemi gerçekleştiren

örgüt üyesi Alparslan ARSLAN'm yakalanması sonucu örgütün planlarının bozulduğu görülmüştür. Şahsın bilgisayarında kayıtlı bulunan msn görüşmelerinde; Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK tarafından vatanın işgal altında olduğu, bu vatanın bu insanlarla kurtarılamayacağı, örgüt militanlarının kendilerinin yaktığını, bizimde kendimizi yakarsak olacağını ama insanların kılından bile ürktüklerini ifade ettiği, görüştüğü şahsın her şeye hazır olduğunu belirterek kendilerini yakabileceğini belirttiği, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün karşısındaki şahsın duygulan temiz ve hazır biri olduğuna inandığını ancak daha ADAMA İHTİYAÇLARI OLDUĞUNU, yok olacaksa yok ederek gideceğini, ne çerkezi ne lazı bunlar bunlar kaç kişi ne isterler sence demesi üzerine karşıdaki şahsın YOK EDİCEZ zaten abi dediği, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK görüştüğü şahsın, abi ben o zaman hemen resmi kıta görevimi biraz daha erteliyim şu işler tam otursun, 2007 nin onuncu ayma kadar tecilliyim demesi üzerine Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün tamam bunun zamanını ayarlarız, DİĞER DERNEKLERİNİ HEMEN KURMALARINI GEREKTİĞİNİ ifade ettiği, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün Sevgi hanımla Kemal görüştümü acaba demesi üzerine karşıdaki şahsın heralde abi bilgim yok şeklinde cevap verdiği görülmüştür. Diğer bir msn görüşmesinde; Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün karşıdaki şahsa sadece bir nefer olduğunu ancak başkasının neferi olmadığını, karşıdaki şahsın Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'e beyninin yıkandığını neyin mücadelesini verdiğini, ülkeyi kimlerden kurtardığını sorması üzerine Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün çeşitli düşmanlardan şeklinde cevap verdiği, Karşı taraftaki şahsın düşman aklı idare eden üç beş üstün güç sahibi, yani para, iktidar, ordu her şeyi var Türkiye'yi isteyen de o, vermeyen de o, senin gibiler, onların satranç piyonları dediği, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün karşıdaki şahsa hitaben Kemal ve Hanefi'nin kendisinin gergin tavırlarından rahatsız olduğunu, karşıdaki şahsın germe adamlar rahat çalışsın, gerilirlerse sana bazı şeyleri yansıtmayabilirler, ya da görmezden gelebilirler şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür. Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün "ehem şey, hımmm, öh öhö, bak küçük kız, böyle şeyler gizlenir, yoksaaaaa, başka amcalar duyar" şeklindeki beyanı göz önüne alındığında karşıdaki şahsı olası bir takip ile ilgili uyardığı ve kolluk kuvvetlerini amca olarak nitelendirdiği anlaşılmıştır. Başka bir msn görüşmesinde; Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK isimli şahıs hayati tehlike nedeni ile dilekçe verdiğini, iki numara tarafından tehdit edildiğini ancak stratejik davrandığını, karşıdaki şahsın biri de mi kattın araya diye sorması üzerine Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün "Bunun arkasında MT ve ağabeyi vardı salt o herifle bağım olmadığı anlaşılsın diye yaptım tek sebep bu" şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür. Söz konusu görüşmenin devamında Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün ne istiklal mahkemesi nerede o eski erdem şeklinde beyanda bulunması üzerine karşı taraftaki şahsın "Kurulur kurulur, gör bak, savaş kapıya dayansın, nasıl kuruluyor bir günde ibret olsun geleceğe diye yargıla as, yargıla as" diyerek cevap verdiği anlaşılmıştır. EREGENEKON Terör örgütünde önemli bir konuma sahip olan Zekeriya ÖZTÜRK'ün yapmış olduğu msn görüşmelerinde örgütün amaçları hakkında önemli ipuçları verdiği, örgütün ülkemizde etnik milliyetçiliğe dayalı çatışma ortamı oluşturmak istediğini, ülkemizin işgal altında olduğunu göstermeye çalıştığı, ülkemizde tekrar İstiklal Mahkemelerinin kurulmasmı istediği, örgütün nihai hedefleri arasında olan ülkemizin en seçkin kurumu bütün Türk milletinin ordusu TSK'nin darbe yapması için gerekli zeminin oluşturulmasına çalıştığı, örgütün henüz yapılanmasını

tamamlamadığını daha bir çok örgüt üyesine ihtiyaç olduğunu, bunun da sağlanabilmesi için sivil toplum örgütü adı altında bir çok derneklerin kurulması gerektiğini, sivil toplum örgütlerini kontrol altmda tutan ERGENEKON Terör örgütü üyeleri Sevgi ERENEROL ve Kemal KERİNÇSİZ'in görevlerini yapıp yapmadığı konusunda da bilgi edinmek istediği, MT ve ağabeyinden kasıt Muzaffer TEKİN ve Veli KÜÇÜK olduğu Danıştay saldırısını gerçekleştiren Alparslan ARSLAN ile irtibatının anlaşılmaması için savcılığa ve polise tehdit aldığına dair dilekçe verdiği anlaşılmıştır. Ayrıca Örgüt üyesi Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'e ait digital verilerde; Şemdinli olayı ile ilgili Van Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma ile alakalı olarak soruşturmaya esas teşkil eden tüm evrakların taranmış olduğu ayrıca tüm klasörlerin içinde ne olduğunu gösterir fihrist oluşturulduğu, Türkiye2023 Derneğine ait tüzüğün olduğu ancak kurucu ve organlarının isimlerinin bulunmadığı, Örgüt üyesi Ümit SAYIN tarafından örgüt üyesi Doğu PERİNÇEK'e gönderilen mektubun ve örgüt üyesi Adnan AKFIRAT ile yapmış olduğu msn görüşmelerinin bulunduğu, "184 AĞIR DARBE DİBE, KALKIŞMA DEVLETE 20HZRN06.doc" isimli MSword belgesinde "Türk olan, Milli olan, Emniyeti olan bir devlet. MİT ile TSK bu tuzağa düşmedi ama soğuk havanın etkisi hala sürüyor. Polis asker ilişkisi en uzak dönemini yaşamaya devam ediyor. Polise birileri görev vermiş Askeri dinle, izle ve gözle. Neden ve kim bu tuzağın üç kurum arasında açılmasını ister?" şeklinde ifadelerin yer aldığı Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına hakaret içeren power point sunusu olduğu, Kurulması planlanan KONGRETÜRK isimli bir yapılanmayla ilgili bilgiler verildiği, Cumhuriyetimizin kongreler ruhu ile doğduğu, öz değerlerimizin günün koşullarına uyarlanarak yeniden yapılanması gerektiği, her gün muhtelif standart ve isimlerde; ki basın bilerek yada bilmeyerek "manipülasyon, dezenformasyon " haberler yaydığı, KONGRETÜRK'ün aynı zamanda diğer Türk devletlerini de bir kongre etrafında değerlendirmeyi amaçlamakta olduğu, ERGENEKON Terör Örgütü üyeleri Veli KÜÇÜK, Oktay YILDIRIM, Kemal KERİNÇSİZ, Muzaffer TEKİN ile bayrak mitinglerinin fotoğraflarının bulunduğu görülmüştür. "KİŞİYE ÖZEL BİLGİ NOTU.doc" isimli MSword belgesinde Ülkemizde milliyetçi kesimi temsil eden Milliyetçi Hareket Partisinin yeniden yapılanması altmda ERGENEKON Terör örgütü tarafından yönlendirilebilecek bir pozisyona getirmeye çalıştığı, ülkemizin en köklü ve hassas değerlere sahip bir partimizin bir çok sansasyonel eylemin içine çekmeye çalıştığı, Ümit ÖZDAĞ'm MHP Genel Başkanlığına aday olmasının sağlanarak bu adaylığı üzerinden bazı planların yapıldığı, bu planlardan bazılarına baktığımızda ERGENEKON Terör örgütünün amaçlarını açıkça ortaya çıktığı ve örgüt üyesi Veli KÜÇÜK'ün suç örgütü lideri Sedat PEKER ile yapmış olduğu telefon görüşmelerinde de belirttiği gibi Veli KÜÇÜK tarafından yapılandırılmak istenen yeni oluşumun ne amaçla yapılmak istendiği ve örgüt üyesi Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'e bu amaç doğrultusunda görev verildiğinin net olarak görüldüğü anlaşılmıştır. Yeni oluşum çerçevesinde yapılmak istenenler belgede şu şekilde belirtilmiştir. Mümkün ise MHP Kongresinde kavga ve kargaşa çıkarmak, Kongre salonu önünde basının ve halkın izleyeceği arbede çıkartmak. Arbede saatini kongreye katılım tamamlanmadan önceki zamana denk getirmek. Böylece olayların duyulmasını sağlamak ve katılımcıları olumsuz yönde etkileyerek kongre salonuna gelme isteklerinin kırmak, Ümit Özdağ kongre salonuna girebilirse burada yanındakiler ile basının dikkatini çekmek kongre düzeninin sarsmak, Kullanıma müsait belli sayıda ve bazı özelliklerde kişilerle (suç işlemeye eğilimli, kaybedecek değeri olmayan, eskiden devletin güvenlik güçleri içerisinde görev almış ve çeşitli suçlardan dolayı görevden el çektirilmiş, hala bazı gayri meşru yapılar içerisinde faaliyet gösteren, silah kullanmaya eğilimli) kongre salonu önünde suni olaylar yaratmak, mümükünse infial yaratmak, fırsat oluştuğunda ateşli silah kullanmak, Bu sayede MHP kongresinde ortaya çıkabilecek potansiyel gücü eritmek, MHP etkisini azaltmak, halk ve kamuoyu nezdinde; MHP"nin hala silahların kullanıldığı, eskiden olduğu gibi şiddet ve saldırı yöntemlerinin devam ettirildiği, modern ve güncel olmaktan uzak bir parti imajı ile tekrar hatırlatmak ve itibar infazı yapmak, Not: 1 -Bilgiler özet olarak derlenmiş olup, genelde Ü. Özdağ çevresinde oluşturulan ekip ve ona destek veren gruplar içerisinden elde edilmiştir. Kaynaklar güvenilirdir. Bir başka açıdan düşünülürse, amaç korku ve endişe yaymak olarak planlandığı düşünülebilir. 2- Bununla beraber bazı kişilerin Doğu PERİNÇEK ile çok iyi ilişkide olduğu ve bu grubun Ümit ÖZDAĞ ile yakın temas içerisinde hareket ettiği gerçeği unutulmamalıdır. 3- Yine bu grubun eski bazı MHP kökenlileri de içinde barındırdığı ve/fakat hiç bir zaman parti içinde etkilli olamadıklan, bu gün bu nedenle hmç içerisinde olduklan dikkate alınmalıdır. Başanlı bir kongre olmasını dilerim. Saygılanmla." Şeklinde olduğu görülmüştür. ERGENEKON Terör örgütü üyeleri Veli KÜÇÜK ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK Ümit ÖZDAG'ı MHP'nin genel başkanlığına getirmek için her türlü çalışmayı yapmış fakat bunu başaramayınca bu kez de kongrede ki potansiyeli yok etmeyi, kavga, kargaşa, kaos ve anarşi meydana getirmeyi planlamıştır. Böylelikle bir taraftan MHP'nin kamuoyundaki prestijini yok etmeyi amaçlarken diğer taraftan da, MHP'nin tabanını oluşturan gençleri sokağa çekerek, ÜLKEMİZDE KAOS VE ANARŞİ OLUŞTURMAYI AMAÇLADIKLARI görülmüştür. Ümit ÖZDAĞ'm etrafında bir ekip oluşturulduğu, bu grubun Ümit ÖZDAĞ ile beraber hareket ettiği, Doğu PERİNÇEK ve Ümit ÖZDAĞ'm ise dirsek temasında olduğu anlaşılmıştır. Bazı eski MHP'lilerin de Ümit ÖZDAĞ ile beraber hareket ettiği anlaşılmıştır. Söz konusu bilgi notunda kongrede kavga çıkartılması, bu kavgayı kongre başlamadan önceye getirilmesi ve fırsat bulunması halinde silah kullanmasının planlandığı, bunun neticesinde de kamuoyu nezdinde MHP'nin şiddet ve saldın yöntemlerine devam ettiği mesajını vermek istendiği anlaşılmıştır. Yukanda yer alan cep telefonu mesajlannda "MHP kongresinden kim kazançlı çıktı bundan sonra nasıl olacak selamlar ENGZ" ifadesinin de bu belgeden sonra anlam kazandığı görülmüştür. Örgüt üyesi Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün digital verilerinde çocuk ve hayvan pornosunun da olduğu görülmüştür. Aramalarda bir çok örgütsel dokümanın çıktığı, alevi yapılanmasıyla alakalı raporun çıktığı, ankarada Danıştay dosyasından Devletin Yeniden Yapılanması isimli dokümanın pover point olarak sunumunun bulunduğu,

d-Telefon görüşmeleri, değiştir

Tape:3268, 17.07.2007 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile Tuncay HACIBEKTAŞOĞLU arasındaki görüşmede özetle; T.HACIBEKTAŞOĞLU'NUN

"serbest kaldık haber vereyim dedim" dediği, M.Z.OZTURK'ün "ha bıraktılar mı?" diyerek yanıt verdiği, T.HACIBEKTAŞOĞLU'nun "bıraktı şimdi yoldayız teslim aldık" dediği, M.Z.OZTURK'ün "tamam çok sevindim" dediği, T.HACIBEKTAŞOĞLU'nun "vereyim bir saniye" dedikten sonra telefonu Saipir PEBZLEYİDZE isimli şahsa verdiği ve S.PEBZLEYİDZE'nin "Selamualeyküm komutan" dediği, M.Z.OZTURK'ün "Alikümselam yiğitim benim ya" dediği, S.PEBZLEYİDZE'nin "şimdi sen mi diyesen geçmiş olsun ben mi diyem" "bunlar bizi yıpratamazlar abi" dediği, M.Z.OZTURK'ün "boşver onları sen yanmızdakileri böyle seni yapanlan dikkat böyle" "kandıranları şey yapanlan dikkat et oturur konuşuruz yavrucuğum bir ara" dediği, S.PEBZLEYİDZE'nin "senle özel işlerim var benim" dediği, M.Z.OZTURK'ün "tamam anladım beni seni anladım" dediği, S.PEBZLEYİDZE'nin "ya bunaldım artık vallahi" dediği, M.Z.OZTURK'ün "bunalmışsmdır bunalmışsmdır" "o şeylere diğer boktan adamları falan şey yapma" dediği, S.PEBZLEYİDZE'nin " tamam komutan" dediği, Tape:3269, 19.07.2007 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile Saiper DEBZLEYİDZE arasındaki görüşmede özetle; S.PEBZLEYİDZE'nin "Selamünaleyküm komutan" "hayırlı kandiller" diyerek birbirlerinin kandillerini kutladıklan, daha sonra S.PEBZLEYİDZE'nin "biraz uyudum rahatladım" dediği, M.Z.OZTURK'ün "iyi iyi hadi sevindim sevindim" dediği, "keyfin yerinde dimi" dediği, S.PEBZLEYİDZE'nin "Salı çarşambaya ikameti alıyorum" "ne zaman görüşelim seninle" dediği, M.Z.OZTURK'ün "şimdi yoğunum önümüzdeki hafta yapalım bari" dediği, S.PEBZLEYİDZE'nin "tamam seçimlerden sonra zaten bir görüşelim" dediği, M.Z.OZTURK'ün "tamam" diyerek onayladığı, S.PEBZLEYİDZE'nin "tamam komutan" dediği, M.Z.OZTURK'ün "tamam Muharrem oldu" dediği, Tape:3270, 24.07.2007 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile Saipir PEBZLEYİDZE arasındaki görüşmede özetle; S.PEBZLEYİDZE'nin "Selamıaleyküm komutan" "ne zaman görüşelim" dediği, M.Z.OZTURK'ün " Muharremciğim şimdi yoğunum" "bu hafta işlerimi halledeyim de görüşelim" "bu hafta sonu Cuma günü telefonlaşalım" "ona göre ayarlayalım bari" dediği, S.PEBZLEYİDZE'nin "tamam komutan" dediği, Tape:3271 05.08.2007 tarihinde MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK ile GÜLER KÖMÜRCÜ arasındaki görüşmede özetle; O sıralarda İtalya'da bulunan GÜLAY KÖMÜRCÜNÜN "BURADA YAŞAYABİLİRMİYİZ MEHMET, BEN TÜRKİYE'YE AİTLİK DUYGUMU KAYBETTİM " VE "ARTIK BEN HALK DÜŞMANIYIM" dediği MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK'ÜN DE; "HUKUK HUKUK, DİLEKÇEM HAZIR. ŞU AN HUKUK KISMI BİTSİN. VATANDAŞLIKTAN ÇIKMAK İÇİN DİLEKÇEMİ GÖNDERCEM" şeklinde ki görüşmeden yapılan Milletvekilliği seçimi sonrası kendi siyasi fikir ve görüşlerini benimsedikleri siyasi partinin basan elde edememesi ve iktidara fikirlerini benimsemedikleri bir partinin gelmesi neticesinde artık Türkiye'de yaşanamayacağı ve Türk vatandaşlığından çıkarak yurtdışında yaşama düşüncelerinin olduğunu anlaşılmaktadır. Tape:3272, 10.08.2007 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile Güler KÖMÜRCÜ arasındaki görüşmede özetle; G.KÖMÜRCÜ'nün "şey ne diyecem bir tane Tempo al" dediği, M.Z.OZTURK'ün "tamam ne oldu ne var?" dediği, G.KÖMÜRCÜ'nün "Sen de varsın bir de ee Saygı ÖZTÜRK'ün özel bir haberi var Ergenekon ve Lobi diye bir şeyden bahsediyorlar" dediği, M.Z.ÖZTÜRK'ün "tamam alıyım tamam" dediği, G.KÖMÜRCÜ'nün "uzun uzun sen de varsın" dediği.


Tape:3273 28.08.2007 tarihinde MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK ile VEDAT YENERER arasındaki görüşmede özetle; MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK'ÜN "...HA BU ŞUNU GÖSTERİYOR GELDİĞİMİZ NOKTA ŞUNU GÖSTERİYOR LAİKÇİLER VAR BİR KEMALCİLER VAR...." VEDAT YENERER'İN DE "...ORDUNUN İÇİNDE DİMİ..." şeklinde ki sorusuna "... EVET İKİNCİLER VAR İKİNCİ CUMHURİYETÇİLER BİR GÜLENCİLER VAR..." şeklinde ki devam eden görüşmede, MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK'ÜN "...O BUNAK İSTİFA ETMEZ ALGILAMAZ BİLE YANİ...", "....BEN KOMANDOYDUM DAĞLARDA DOLAŞTIM VEDAT YA HANGİ KÖPEĞİN EMRİ İLE GİTTİĞİMİ MERAK EDİYORUM, ŞİMDİ HANGİ SOYSUZUN EMRİ İLE GİTTİĞİMİ SORGULUYORUM DAHA ANLATABİLDİM Mİ...." Şeklindeki görüşmeden Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün Türk silahlı kuvvetlerine ağır hakaretlerde bulunduğu, Genelkurmay başkanına küfürler ettiği anlaşılmaktadır. MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK TAPELERİ: 24.10.2007 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile X Şahıs arasındaki görüşmede özetle; Zekeriya'nm "Şeyi soracam sana ya. Bu Antep'te bir şey var petrol şirketi var. Emin Emin Dış Ticaret Petrol." "...Petrol yapmıyolar da, şeye mal veriyorlar Irak'a." "Colaturka falan gibi şeyler." "Ülker şeylerini" "Onu bi sorayım dedim. Sahiplerini tanıyor musun diye." "Ya da Barzani'nin böyle burdaki şeyleri var mı?" dediği, X Şahsın "Kendi büroları var Mersin'de, Antep'te ortakları var." dediği, Zekeriya'nm "İşte onu soruyorum işte. Onlar kim yani Mersin'deki ortakları abi şeyleri kim?" "...ya bi baksana şunlara bi." dediği, X Şahsın "Öğrenmeye çalışayım mı?" dediği, Zekeriya'nm "Valla sevinirim. Mersin'i de Antep'i de." "Tamam aklında olsun. Neçirvan'm bu neydi onun amcası Şıhzaman mıydı, Barzani'nin." "...onlara bi bak da, şeylere bak." "Öğrenmek istiyoruz." dediği, X Şahsın "... bulaşma ha." "MEDYADA GENE GÖZÜKME... tamam abim." dediği, 25.10.2007 tarihinde Güler _ KÖMÜRCÜ ile Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK arasındaki görüşmede özetle; Güler KÖMÜRCÜ'nün "Buldun mu?" diye sorduğu, Zekeriya ÖZTÜRK'ün "Evet evet buldum" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Yoksa yarın getireyim" dediği, Zekeriya ÖZTÜRK'ün "Yok yok buldum canım gerek yok" ".. taksideyim şimdi" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Aklım sende" dediği, Zekeriya ÖZTÜRK'ün "Ya tamam neyse kes şunları lütfen haa tamam" dediği, 26.10.2007 tarihinde Güler KÖMÜRCÜ ile Zekeriya ÖZTÜRK arasındaki görüşmede özetle; Güler KÖMÜRCÜ'nün "Çok başarılı çok beğendim" "Kurtlar Vadisini" "Yani ... yani işte bundan sonrasını uzatmaya gerek yok o Zafer yada Muzaffer karakterini derhal vatan haini çetecisi bunun söyleyip hepse göndermek lazım önümüzdeki ... bu ... sızdırılan bölümde aynı şekilde enselenip aynı hapse atılması lazım ki içerde bir birlerinin hesaplarını görsünler" "İşte orda söylüyor zaten bi Hüseyin diye bir karakter var Hüseyin denilen karakter kuvvetle muhtemel Mit'in içerisindeki bir grubun sızdırdığı karakter" diyerek diziden bahsettiği, Zekeriya ÖZTÜRK'ün de, Hüseyin ismiyle kendisine mesaj atmasının bu yüzdenmi olduğunu sorduğu, 26.10.2007 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile Güler KÖMÜRCÜ arasındaki görüşmede özetle; Güler'in Zekeriya'ya Kurtlar Vadisi Pusu dizisindeki Hüseyin'e benzetildiğini söylediği, Zekeriya'nm ise "Peki sen bunları söylemeden önce. İşte bu şeyi izlemişsinde Kurtlar Vadisini. Muzaffer yok. Hüseyin bana niye, öyle benimsin Hüseyin

diye çekiyosun. Benim Hüseyinle ne ilgim var." Dediği, Güler'in "Ya açık konuşmak gerekirse, Hüseyin tiplemesini sana benzetmeye çalışıyolar." Dediği, Zekeriya'nm "Hüseyin'in ordaki rolü ne?" diye sorduğu, Güler'in "Söylüyorum ya Teşkilatın içerisine bir grubun sızdırması." "Zafer'in yardımcısı. Sonra diyorlar ki bak bunu sızdıranlar hakim olamazsak öldürür müsünüz? Öldürürürüz deniyor." Dediği, Zekeriya'nm "Kime diyolar bunu? Diye sorduğu, Güler'in "Hüseyin'e" dediği, Zekeriya'nm "Ya Muzaffere hakim olamazsak öldürür müsün diyolar? Dediği, Güler'in onayladığı ve "Şimdi bu böyle uzatılır. Senin Hüseyin olmadığını, kendin bilmiyor musun?" dediği, Zekeriya'nm "Ben Muzafferin yardımcısı olmadım ki hiç bi zaman." "... böyle bi konuda niye ...telefondan böyle yayın yapıyosun?" dediği, Güler'in "Allah Allah ne gerek yani, ben dizi film anlatıyorum." Dediği, Zekeriya'nm "YO DİZİ FİLM ANLATIYOSUN DA" "Bİ TARAFTAN İMA EDİYOSUN YANİ." Dediği, 26.10.2007 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile Güler KÖMÜRCÜ arasındaki görüşmede özetle; Güler'in mail adresine gelen mailleri kastederek "Sapık okurlarım eksik." "Güler Hanım çok güzel gözüküyorsunuz. Tahlillerinizi de beğeniyorum. Aynı zamanda sizi sizinle..." "Tanışmak istiyorum. Bir meslektaş olarak iyi anlaşabileceğimize eminim ne dersiniz? Ulaş ÇELİKHAN." "Çeiikhan ulaş Çelikhan 72 hotmail.com" dediği, Zekeriya'nm "Hı yani çoluk çocuk ismi yani." Dediği, Güler'in "Canım yani öyle olması gerekiyo mu" dediği, M.Z. ÖZTÜRK' ün "Dedim ya o karşı tarafın şeyidir o" dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Bıyığı terlememiş memur bey" dediği, M.Z.ÖZTÜRK' ün "Yani memur olduğu belli canım işte yani" dediği, 26.10.2007 tarhinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile Güler KÖMÜRCÜ arasındaki görüşmede özetle; G.KÖMÜRCÜ' nün "Konuştun mu şeyle bilmem ne anneyle" dediği, M.Z.ÖZTÜRK' ün "Yok daha konuşmadım ya" dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Ya ne gerek var dimi oraya gitti geri zekalı" ".... televizyona" "Sen mi gariban ..." dediği, M.Z.ÖZTÜRK' ün "Hı bilmiyorum şey demişler ülkücülerin televizyonu falan demişler" "Tuncay'ı dinliyoruz şimdi Tuncay'da" "İşte Talabani üzerinden olayı değerlendiriyorlar" dediği, 28.10.2007 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile Güler KÖMÜRCÜ arasındaki görüşmede özetle; "e@ D 8 @COK ÖFKELİYİM SANA VE SENİN GİBİ OYNAYAN BİR GRUBA. HEPİNİZ AYNISINIZ KANDIRDIĞINIZ KENDINIZSINIZ. REKABETİNİZ KENDİ İÇİNİZDE. ALLAH BELANIZI VERSİN. Gi" şeklinde mesaj gönderildiği, 15.11.2007 tarihinde M.Zekeriya ÖZTÜRK ile Tutkun..?' arasındaki görüşmede özetle; TUTKUN'un "Üstad şimdi kitaplar konusunda olumsuz bir durum var" "Çünkü sen beni biliyorsun yani ben dikkat ediyorum böyle şeylere" "Söz üzerine kurulu kimseye verme ben isim misim zikretmiyorum tabi de" "Bazı dostlarım var ya araştırma anlamında paylaşmak istedim diye sorduğumda biz hani kesinlikle istemiyoruz bunu falan dendikleri için peki dedim ben" "Yapacakta bir şey yok sen beni anlarsın yani" dediği, 15.11.2007 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile Tutkun...? arasındaki görüşmede özetle; Mehmet'in "Şeyi sorucam. O gün sohbetimiz de konuştuklarımızda hemfikiriz değil mi? Orda bir değişiklik var mı?" dediği, Tutkun'un "Hayır orda bir değişiklik yok. Şimdi ben süreci bekliyoruz biz yani." "Şu son E-mail meselesi atmıştın ya." "Hı hı onda biraz zamanlamasını bekleyeceğiz." "Doğru zamanda doğru işi


ry(U& ?'... ^EK^cb^7

yapayım diye de bekliyorum." "O yüzden kimseyle konuşmuyorum." "Onun dışında da bir sorun yok yani hiç problem yok." Dediği, Mehmet'in "O maille ilgili mi diyorsun?" dediği, Tutkun'un "Evet işte genel olarak ta söylüyorum sorun yok." Dediği, Mehmet'in "Tamam o zaman tamam. BEN O SÜRECİ ŞEY YAPIYORUM, DEVAM ETTİRİYORUM AYNI ŞEKİLDE, BİLGİN OLSUN YANİ." Dediği, Tutkun'un "Tamam tamam. Ben de yani biraz hareketlense ortalık şimdi pat diye söylesek." "HENÜZ OPERASYONUN NE OLUP OLMAYACAĞI BELLİ DEĞİL YANİ." Dediği, Mehmet'in "O MAİL DE Kİ O GİDİŞ KONUMUZ AYRI. ONUN DIŞINDA ÖBÜR ÖNEMLİ KONUYU DİYORUM. İLK KONUYU ONU DA BEN SÜRECİ BAŞLATIYORUM YANİ ŞİMDİ BİLGİN OLSUN YANİ." dediği, 18.11.2007 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile Güler KÖMÜRCÜ/Kerem arasındaki görüşmede özetle; KEREM' in "İyidir iyidir, Memleketi toparlayabilecek miyiz Mehmetcim ... napacaz..." dediği, M.Z.ÖZTÜRK' ün" Yani siyahı artık yeşil olarak algılayan toplum nasıl... şey değişir" dediği, KEREM' in "Abi şimdi telefonlar dinleniyormuş onun için ben çok rahat konuşamıyorum" dediği, M.Z.ÖZTÜRK' ün ".. çok doğru ... şey yapmıştım Güler'e bir soru göndermiştim espiri olsun diye içimizdeki kanaat önderleri" "Tahlillerini... onu öğrenmek istiyorum da o yüzden sordum yani" dediği, 23.11.2007 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile Kemal... arasındaki görüşmede özetle; KEMAL' in "Bu JİTEMDE herhangi bir tanıdığınız var mı sizin?" dediği, M.Z.ÖZTÜRK' ün "Yok, şeyim yok yani" dediği, KEMAL' in "Ya bu Aydınlıkevlerden bir tane Binbaşı var bilgisayarm başında duran" "Bu bu ibnenin ben adını soyadını öğrenmek istiyorum ya" dediği, M.Z.ÖZTÜRK' ün "Bilmiyorum hiç hiç bilmiyorum Aydmlıkevler'de mi?" "Yok hiç bilmiyorum ne oldu hayrola" dediği, KEMAL' in "Benim hakkımda araştırma yapıyormuş ta" "Tak telefonlarımı kapattı kendi de telefonlarını kapattı" "Hiç bir şekilde ulaşama ama adını soyadını bulamıyoruz, yani bilen var biliyo bilen insanda bana vermiyor" dediği, 29.11.2007 tarihinde M.Zekeriya ÖZTÜRK ile İbrahim..?/Tahsin..?' arasındaki görüşmede özetle; İBRAHİM'in "Binbaşı İbrahim, alo" "...burda Tahsin var, Baki var Ercüment var otuduyoduk işte eski günlerden falan" "İşte şöyledir böyledir, bilmem biliyorsunuz konuları komutanım" dediği, M.ZEKERİYA'mn "Televizyonlar gösteriyodur o derebaşları bilmem neleri boşaltılan köyler falan filan..." dediği, İBRAHİM'in "Valla komutanım şimdi o boşaltılan yerlere bişey söylesem yani belki sizde biliyorsunuzdur o derebaşınm oralara Van'dan bilmem nerden falan göçer möçer tipli herifler getirmişler" "Büsürü koyunlarını moyunlarmı getirmişler, bu AK PARTİLİ Van'lı manii adamlar oruspu çocukları büyük ihtimalle şey yaptılar teröristler aç kalmasın kışın harekat mareket yaparsak gitmediler galiba Kuzey Irak'a, ondan sonra orda yesinler diye koyun sürüsü getirmişler" "Yani o herif varya Van'lı adam varya Cemil ÇİÇEK Milli Eğitim Bakanı komutanım büyük ihtimalle o göndermiştir" dedikten sonra telefonu yanında bulunan TAHSİN'e verdiği, M.ZEKERİYA'mn TAHSİN'e hitaben "Valla gelecektim bu bayramda da, oo Gabar'da şehitler odluya" "Şey yapmadım burda basın bildirisi falan işte okutturdum hazırladım falan hala ben bu işlerle ilgileniyorum" dediği, 18.12.2007 tarihinde Güler KÖMÜRCÜ ile Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK arasındaki görüşmede özetle; Güler KÖMÜRCÜ'nün.JUsfeak ensteresan mesaj geldi de merak ettim şöyle diyor" "E-mail sevgili kardeşim Güler işsizliğinden dolayı bir süre

sırtına yük olan Eşrefini borusana soktuk" "Borusana soktuk işsizliğinden dolayı sırtına yük olan Eşrefini borusana soktuk sana da geçmiş olsun" dediği, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün "Eşrefini" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Ya Kuşçubaşı Eşref tiplemesinden yola çıkıyor" dediği, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün "kapat tamam" "Kapat ya aman bokunu çıkarttılar vallahi nedir bunlar ya" dediği, 22.12.2007 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZÜRK ile Güler KÖMÜRCÜ arasındaki görüşmede özetle; GULER'in "Hayatım arıyorum seni evden arıyorum burdan rahat konuşamıyorum tamam" dediği, 07.01.2008 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZÜRK ile İbrahim..? arasındaki görüşmede özetle; İBRAHİM' in " Komutanım siz mi aradınız beni", "Ali ERGİN, Ruşenle gidiyoz herkesi tanıyor", "Zaman gazetesinde mi yazıyorsunuz komutanım", dediği, MEHMET' in " Zaman ... düşmanlar söyler Zamanda yazıyo falan diye", "bu süreç bitmedi ya hiçbir yerde bişey yapmıyorum şimdi" " Kemdi internet sitem var orda", "bıktırdı bu ülke beni ya vallahi billahi", " ...çok garip bi ülkeyiz ciddi söylüyorum çok garip bi ülkeyiz", "bu ülkede hayat kadını standardmdaki fahişe standardmdaki ahlak dersi veriyor aileye" " Hırsız ülkeye şey dersi veriyo şerefsiz hırsız" " Dürüstlük dersini hiç Vatan Severlik veriyor", "popülizm için bu yükseliş için kariler için o sahte kariyer için yapılamayacak şey yok", " bunun böyle olacağını da biliyordunuz", dediği, İBRAHİM' in " Evet " dediği, MEHMET' in " Tuncay ÖZKAN sen kimsin ya Hulki CEVİZOĞLU sen kimsin ya, kimsin öbür televizyon sen kimsin ya, hainler var bide hayin orospu çocukları akademisyenler var" "Biz olma olamanıız gerektiği için böyle olduk" dediği, İBRAHİM' in " Silopi ye geliyorum burda herkes voleyi vurmuş", " Jeeple geziyor Mercedesle geziyoruz biz" dediği, MEHMET' in " Selamlarımı söyle Ruşen'e"," canına okuyacam onun son dönem için tamam" dediği, 09.01.2008 tarihinde Güler KÖMÜRCÜ/M.Zekeriya ÖZTÜRK ile Alev TÖRÜNER arasındaki görüşmede özetle; Görüşmenin başında Güler KÖMÜRCÜ Alev TÖRÜNER ile karşılıklı sohbet ettikten sonra Güler'in telefonu yanında bulunan M.ZEKERİYA ÖZTÜRK'e verdiği, ALEV'in M.ZEKERİYA ÖZTÜRK'e hitaben "Biz öğlen yemek yedik hanımlar bu Atatürkçü Düşünce Derneğinin şeyi Yeniköy Şubesine üye kaydediyorlarmış bizim arkadaşlar onlarda" "Bugünde onların en yüksek başındaki Orgeneral kim" dediği, M.ZEKERİYA'nın "Şener Eruygur Paşa" dediği, ALEV'in "Kaç milyonda iki yiz kırk kişiyiz diyo şey iki yüz kırk bin kişiyiz diyo ayıptır yani diyo" dediği, M.ZEKERİYA'nın "Doğruda ama birazcık o zaman şikayet ediyorlarsa dışarıyı bi dinlesinler kulak versinler ne oluyo İşçi Partisinin arka bahçesine döndü orası" "E tabi yani bu yıllardır bilmen gerçek bu" "Asker İşçi partisi o yüzden zaten orayı arka bahçe haline getirdi geliyor onlardan iki kelime öğreniyor gidiyo Aydmhkta yazıyo Ulusal kanalda yayınlıyor" "Onlar gibi düşünen adam oluyor askerlerde oraya sinek gibi üşüşüyo yani emeklileri" "Yani acayip bir döngü yarattılar Masonik bir yarım bir yaklaşım bile olabilir yani orda" "Ha yani nedir Atatürkçü Düşünce Derneği ben bir kısımmı gördüm Ankara Hiltonda Tuncay Özkan geliyodu Cumhuriyet Kadının olarak çıkmışlar yaşa Tuncay hoşgeldin iyiki geldin iyiki sen varsın sen olmazsan biz mahvolmuştuk diye sloganlar atıyolardı" dediği, ALEV'in "Zaten biliyosun ADD İnglizcede ADD Dikkat Dağınıklığı ,Dikkat Bozukluğu demek hastalık adı" dediği, M.ZEKERİYA'nın "Doğru söylüyosun yani öyle ... Allahtan Halk ingilizceyi bilmiyor" "Çok kişinin haberi yok yo bayrak hareketinde olay böyleydi zaten Tuncay Özkanın militer şeyleri geldi paramiter güçleri geldi" "Koruma halkası oluşturdular CHP ile ADD ile falan böyle yani buraya hizmet ediyor artık..." dediği, „ "

_ 09.01.2008 tarihinde M.Zekeriya ÖZTÜRK/Güler KÖMÜRCÜ ile Alev TÖRÜNER'arasındaki görüşmede özetle; GÜLER'in ALEV'e hitaben "...Yaman'a şey göndereceğim Çetin Doğan paşanın çok güzel bir analizi var onu göndereceğim e-mail atacağım" "...çok güzel bir analiz göndermiş bayılacaksın, önümüzdeki sene 3.Dünya Savaşı bekliyorum diyor" dediği, 11.01.2008 tarihinde Güler KÖMÜRCÜ ile Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK arasındaki görüşmede özetle; GÜLER'in "Hani biri vardı bana mesaj atmıştı hatırlıyor musun birinin davetinde görmüştüm Sizi yakından tanımak istiyorum diye" "Şimdi aradı biraz önce Güler dedi sana bir şey söyleyeceğim dedi söyle dedim bak söylemiştim dedi seni yakından tanıyacağım paylaşacak çok şeyimiz olacak diye artık rahatlıkla olacak çünkü hakkımda soruşturma başlatıldı bende bugün emekli olmaya karar verdim ayrılıyorum dedi" "O Jeopolitikte yazıyormuş oradaki yazıları jeopolitikte" "Oradaki yazıları kamu düzenini bozucu bozulduğu için şey Savunma bakanlığı tarafından soruşturma başlatılmış" "Tanışacaksınız kamu düzenin bozucusu olarak" "Nerden acaba rüşvet falan mı diyosun" dediği, M.ZEKERİYA'nm "Yok Yakın temastan" dediği, GÜLER'in "Bence de .. öyle tahmin ettim siyasallaşmak demek istiyorsun değil mi" dediği, M.ZEKERİYA'nm "Tabi canım" "AKSAK TİMURLA YAKINLAŞMAKTAN" dediği, 13.01.2008 tarihinde Güler KÖMÜRCÜ ile M.Zekeriya ÖZTÜRK arasındaki görüşmede özetle; GÜLER'in "...Dinç Bilgin açıklıyo yine bütün manşetleri bize Paşalar attırırdı Sabahta" dediği, M.ZEKERİYA'nm "İyi aferim güzel Paşalarda attırmasaymış" dediği, GÜLER'in "Her neyse canım bişey okudum paylaşıyorum ..." dediği, M.ZEKERİYA'nm "Salak adam" "Paşalar da ondan salak" dediği, GÜLER'in "Hayır öyle bişey olduğunu zannetmiyorum çamur atıyo demek istiyorum" dediği, M.ZEKERİYA'nın "neyse durup dururken atamazsın yani" "O Paşalar zaten Eks şimdi canım" dediği,

e-Diğer şüpheli ve tanık beyanları değiştir

Kuddusi OKKIR isimli şahıs İlimiz Kadıköy İlçesi 19 Mayıs Mahallesi Ş.Günaltay Caddesi Özgür Kule Apt No: 196 d:9 sayılı ikametinde yapılan aramada elde edilen cd'lerin incelenmesi neticesinde 86 ile numaralandırılmış cd içerisinde; 1-DÜZELTİLECEKLER DOSYA İÇERİSİNDE, ÖZEL KLASÖR İÇERİSİNDE; "ZEL 001, ÖZEL 002, ÖZEL 003, ÖZEL 004, ÖZEL 005, ÖZEL 006, ÖZEL 007, ÖZEL 008 isimleri ile numaralandırılmış word belgeleri ve TÜRKAN SAYLAN hakkında word belgesi ile ilgili olarak alman ifadesinde; "...M.Ö olarak bahsettiği şahsın Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK olduğunu, kendisini tanımadığını, Çanakkale'den arkadaşı Nadide ALTIN'm kendisinden Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü araştırmasını istediğini, kendisinin bu nu kabul etmediğini Nadide'den ısrarla araştırma yapmasını isteyen mesajlann gelmeye başlamasıyla basından birkaç arkadaşına sorduğunu, bu arada DANIŞTAY cinayetinin olduğunu, Nadide ALTIN'm kendisini arayarak Zekeriya ÖZTÜRK'ün gözaltına alındığını fakat ne için alındığını çevresinden öğrenmesini söylediğini, kendisinin panik olduğunu ve polisin kulağına gitmesinden korktuğunu, Nadide ALTIN isimli arkadaşım devamlı olarak kendisini arayarak Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün göz altındayken kendi isimlerini verip vermediğini öğrenmeni istediğini, bunun sebebinin ise Danıştay cinayetinin işlendiği gün Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Nadide ALTIN ve Sevilay DÜZGÖREN isimli şahısların Muzaffer TEKİN'in ofisinde olduğunu. Zekeriya ÖZTÜRK'ün ifadesinde Nadide ve Sevilay'ın sisimlerinin geçmediğini öğrenerek şahıslara söylediğini,

Nadide ALTIN'ın Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün MİT teşkilatında çalıştığını büyük önemli görevler üstlendiğini söylediğini, Behiç GÜLCİHAN ile arkadaşı Nadide için Zekeriya ÖZTÜRK'ün özel hayatı ile ilgili bilgi almak maksadı ile buluştuğunu, Behiç'in Danıştay olayından başlayarak bilgi verdiğini, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün kendisiyle röportaj yapmak istediğini, Muzaffer TEKİN'in ve bütün iplerin kendi elinde olduğunu Behiç'e söylediğini, Muzaffer TEKİN'in bittiğini, kendi devrinin başladığını, o yüzden kendisiyle röportaj yapmasını istediğini böylece Behiç'in ve kendisinin patlama yapacağını söylediğini, Ayrıca Behiç GÜLCİHAN'm Muzaffer TEKİN'in nüfus cüzdanının Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'te olduğunu bu sırada Oktay YILDIRIM'da orada bulunduğunu, Behiç GÜLCİHAN'm yine kendisine Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün Muzaffer TEKİN intihar ettikten sonra kendisini onu yaralı olarak bulduğunu ve bütün kanallara ve gazetelere cep telefonundan haber verdiğini, reklâmını yapmaya başladığını söylediğini, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün kendisini araştırdığını öğrenmesi üzerine Gazi GÜDER'den yardım istediğim, Gazi GÜDER'in Zekeriya ÖZTÜRK'ü tanımadığını ancak Kuddusi OKKIR'm tanıdığını herhangi bir olumsuzluk durumunda gerekli cevabı vereceklerini söylediğini, daha sonra e-maillerde kendisine iltifat ettiğini ve karıncalar ordusunda aktif olarak çalışması gerektiğini, küçük bir örgütlenme ile Türkiye'nin her yerine ulaşıp herkesi aydınlatacağını söylediğini beyan etmiştir. Şüpheli Bekir ÖZTÜRK'ün Emniyette Alman ifadesinde; Oktay YILDIRIM isimli şahsın tutuklandığı gün Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün kendisinden Oktay YILDIRIM'm avukatının telefonunu istediği, bundan başka görüşmesinin olmadığını beyan etmiştir. Şüpheli Doğu PERİNÇEK'in Emniyette Alman ifadesinde; Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün ajan provakatör olduğunu, Mehmet EYMÜR'e bağlı olarak çalıştığını, geçmişte Hıristiyan yapılarak kiliselere sokulduğunu, ajan olarak kullanıldığını, cebinde 7-8 ayrı kimlik taşıdığını ve devamlı yalan söylediğini, Ordudan istifaya zorlanmış ve çıkartılmış emekli subayım diyerek 3-4 sene evvel bir süre ulusal kanalda çalıştığını, karışık işler çevirdiğini, ulusal kanala birkaç kez silahlı girmeye çalışması nedeniyle birkaç ay çalıştıktan sonra işten atıldığını beyan etmiştir. "Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Ulusal Kanal ve Aydınlık dergisinde çalıştımı? Çalıştı ise hangi yıllarda ve hangi görevlerde çalıştı? Bu şahsı kimin referansı ile aldınız?" şeklinde sorulduğunda; "Yukarıda belirttim. Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK emekli binbaşı diye kendini tanıtarak, ulusal kanalda çalışmak için başvurmuş, arkadaşlanmız yaptıkları mülakat sonunda subay emeklisi olmasına da güvenerek işe almışlar. Fakat çok kısa zamanda çok sık yalan söylediği binaya silahla girmek istediği ve cebinde 7-8 ayrı kimlik taşıdığı ve geçmişte hıristiyan olarak kiliselere gittiği tespit edilince birkaç ay sonra işten atıldı. Silahla binaya girmek için birkaç teşebbüste bulunması da şüpheleri yoğunlaştırdı. Bir kışkırtıcı ajandır. Aydınlık dergisinde kapak yapılmıştır. Ordudan istifaya zorlandığı saptanmıştır." Dediği, "Siz ifadenizin başlangıcında, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK için "ajan provokatör olduğunu, Mehmet EYMUR e bağlı çalıştığını söylediniz. Siz yakalandıktan sonra ikametinizde yapılan aramada, kapağında "MASONIK BILDIRBERG ÇETESİ" yazan (76) sayfadan oluşan kitapçık şeklinde belge ele geçirilmiş, bu belgenin kapağı üzerine el yazısı ile mavi tükenmez kalemle "30 Mart 2000" "Eroğin trafiği S. 60" ibaresinin yazılı olduğu, belge içersindeki bazı sayfalardaki satırların mavi tükenmez kalemle altlarının çizildiği görülmüştür, __ - ,,r

ERGENEKON soruşturması kapsamında daha önceden yakalanan ve sizin ajan provokatör diye belerttiğiniz Mehmet Zekeriye ÖZTÜRK'ün ikametinde yapılan aramada, aynı belge yani kapağında "MASONİK BİLDİRBERG ÇETESİ" yazan ve (76) sayfadan oluşan, kitapçık şeklinde belge ele geçirilmiş, bu belgenin kapağı üzerinde de "30 Mart 2000" "Eroğin trafiği S. 60" yazdığı, yazı karakterinin aynı olduğu fakat bunun fotokopi olduğu, ayrıca Mehmet Zekeriya ÖZTURK den çıkan belgenin içeriğindeki sayfalardaki altı çizili satırların da sizdeki belgelerle birebir eşleştiği, fakat Zekeriya ÖZTURK teki belgelerin fotokopi olduğu görülmüştür. Dolayısıyla Mehmet Zekeriya ÖZTURK ten çıkan belgeler, sizden çıkan belgelerden fotokopi edilerek temin edildiği anlaşılmaktadır. Diğer bir dikkat çekici hususta, yakalanan Veli KÜÇÜK'ün ikametinde yapılan aramada da, aynı belgenin bulunduğu, ancak belgenin üzerinde diğer iki belgede bulunan el yazısının olmadığı görülmüştür. ifadenizde Mehmet Zekeriya ÖZTURK'ü ajan provokatör olarak suçlamanıza rağmen, sizde aslı bulunan bir belgenin, fotokopisinin bu şahısta çıkmasını nasıl açıklıyorsunuz? " şeklinde sorulduğunda; "Bahsettiğiniz metin fotokopi ile çoğaltılmış bir kitaptır. Bu kitabı mafyokrasi kitabımı hazırladığım zaman Aydınlık arşivinden mafyaya ilişkin diğer kitaplarla birlikte aldım. Şimdi hatırlamıyorum, fakat üzerindeki notlar ve altı çizilen yerler benim kalemimden çıkmış olabilir. Kitabı alırken bir nüshasının aydınlık arşivinde kalması ve bir başvuru kitabı olarak yararlanılması için bıraktım. Nitekim mafya haberlerinde bu belge muhabirlere verilen başlıca kitaplar arasındadır. Zekeriya ÖZTURK konuya ilişkin bir haber yaptığı zaman kendisine verilmiş olması gerekir." Şeklinde dediği, "Mehmet Zekeriya ÖZTURK Danıştay saldırısı olayı ile ilgili alınan ifadesinde; 2002 yılında sizinle tanıştığını, danışmanlığınızı yaptığını, 2 yıl kadar yanınızda kaldığını, işçi partisinin Rusya ve Çin başta olmak üzere diğer birçok sosyalist ülkenin etkisi ve kontrolünde olduğunu, ayrıca Doğu PERINÇEK'in yani sizin daha çok Rusya ve Çin istihbaratlarıyla yakın ilişki içersinde olduğunuzu, onlar tarafından yönlendirildiğinizi, ayrıca Alman ve ingiliz istihbaratlarıyla da diyaloglarınızın olduğunu beyan etmiştir. Bu iddialarla ilgili ifadenizi veriniz. " Şeklinde sorulduğunda; Mehmet Zekeriya ÖZTURK hiçbir zaman benim danışmanım olmadı. Danışmanlarıma bakılırsa hangi nitelikte insanların bu işi yapabilecekleri görülür. Danışmanlarım üniversite hocaları, yüksek rütbeli subaylar, bürokraside yüksek görevler yapmış insanlar, emniyet müdürleri gibi seçkin şahsiyetlerdir. Başka devletlerle ilişkiler konusundaki iftiraların hepsi ancak kışkırtıcı ajanların görev üstlenerek yapabilecekleri suçlamalardır. Ben 40 yıldır Amerika önünde boyun eğmeyen, Lozanda pariste berlinde bu milletin başının dik tutmasına önderlik eden, vatanımızın ayrılmaz parçası olan güneydoğuda Türk bayrağını dalgalandıran partinin başkanıyım. İşçi partisi hiçbir devlet ve örgüt tarafından kontrol edilemez. Kendi karar organları vardır. Türk devleti dahi işçi partisini yönetemez. Hele yabancı devletler tarafından yönetilmek bizim için en ağır suçtur ve şerefsizliktir. Beni bütün Türkiye bilir, vatanımın ve devletimin bağımsızlığı ve bütünlüğü için en önde mücadele eden ve 40 yılllık hayatımda karakter ve kişiliğimi ispatlamış bir adamım. Hiçbir devlet benim üzerimde etkili olamaz. Bu tür ilişkilerimin olmadığını en iyi Türkiye'nin güvenlik örgütleri bilir. Onlara sorarsanız gereken cevabı alırsınız. "Mehmet Zekeriya ÖZTURK aynı ifadesinin devamında Doğu PERINÇEK'in yani sizin son dönemlerde asker kanadına yakın görünmek için TSK 'nın stratejilerine benzer politika ürettiğini, Doğu PERINÇEK ve lider grubunun 2003 yılından itibaren TSK'nın

yanında gözükmesinin gerçek sebebinin mevcut siyasi yapının dağıtılarak mecliste kendilerine birkaç sandalye edinmek olduğunu, bu nedenle 2003 yılından itibaren partinin bir askeri darbeyi dört gözle beklediğini, TSK'nın darbeyi yapamadığı için ağır bir dille eleştirildiğini, İşçi Partisi ve Doğu PERINÇEK'in mevcut illegal orijinli alt yapı kadrolarıyla bir eylem yaptırabileceğini, planlayabileceğim veya plan ve eyleme destek verebileceğini, Av. Alparslan ARSLAN'ın siyasi görüşünün Doğu PERINÇEK'in son dönem politik açılımlarına ters düşmediğini, Alparslan ARSLAN ve benzeri şahısların Perinçek için profil ve eylemsel yapılarının tercih sebebi olduğunu. Doğu PERINÇEK'in istek ve amaçlarına ulaşmak için her yolu deneyebileceği bir yapıda olduğunu beyan etmiştir. * Bu iddialarla ilgili ifadenizi veriniz. " Şeklinde sorulduğunda; Bütün bu suçlamaları Türk Milleti, milletimizin önde gelen kurumlan, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet Teşkilatı değerlendirecek birikim ve yeteneğe sahiptir.dediği. Şüpheli EMİN GÜRSES'in Emniyette Alman ifadesinde; Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün yakalanan bombalardan sonraki bir beyanatıyla ilgili kendisini telefonla aradığını, Telefonda bana demeci hakkında teksip gönder diye tehditvari bir görüşme yaptığını, bir defada bir açılışta Orgenaral Necati ÖZGEN ile görüşürken yanlarına geldiğini, Necati ÖZGEN'in Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü kaba saba konuşmasından dolayı yanından kovduğunu, bundan başka hakkında medyadan bazı bilgiler edindiğini, Zekeriya ÖZTÜRK hakkında şüpheli şahıstır ifadesini çok duyduğunu, Zekeriya'nm farklı kimlikler taşıdığını onu tanıyanlardan duyduğunu beyan etmiştir. Şüpheli FERİT İLSEVER'in Emniyette Alman ifadesinde; "Zekeriya ÖZTÜRK'ün birkaç hafta Ulusal kanala gelip gittiğini, daha sonra şüpheli hareketlerinden dolayı atıldığım, Kamuoyundaki beyanlarından dolayı Doğu PERİNÇEK ve İşçi partisi tarafından kendisine Şişli Adliyesinde dava açıldığını, davanın halen devam ettiğini beyan etmiştir. Şüpheli FİKRET EMEK'in Emniyette Alman ifadesinde; Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü devre arkadaşı olarak tanıdığını, 1987 yılında Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile birlikte İsparta Eğirdir Komando Okulunda beraber kurs aldığını, Zekeriya'nm kursta sakatlık geçirerek kursu bitiremeden ayrıldığını, bu tarihten sonra bir daha kendisini görmediğini beyan etmiştir. Şüpheli Güler KÖMÜRCÜ'nün Emniyette Alınan ifadesinde; Zekeriya ÖZTÜRK'ü yaklaşık bir buçuk yıldır şahsen tanıdığını, kendisinin erkek arkadaşı olduğunu, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün kendisine Muzaffer TEKİN ile görüşmediğini, bütün arkadaşlıklarının bittiğini ve noktalandığını, sebebinin ise çeşitli anlaşmazlıklar olarak söylediğini, Zekeriya ÖZTÜRK ile yapmış olduğu telefon görüşmelerinin çoğunun espiri, özel görüşme, hatırlamadığı ve bilmediği şeklinde cevap verdiği anlaşılmıştır. Şüpheli HABİB ÜMİT SAYIN'm Emniyette Alman ifadesinde; Soruşturma kapsamında daha önce yakalanarak hakkında adli işlem yapılan Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ÜN hitachi marka -30031657007 seri numaralı laptopunun yapılan incelemesinde; sizin Doğu PERİNÇEK'e 4 mart 1997 tarihinde yazmış olduğunuz yeni kemalist devrim yapılması konularını içeren doküman ele geçirilmiştir. Bu doküman ve içeriği hakkında detaylı bilgi veriniz. Şeklinde sorulduğunda Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü yaklaşık,,3-4 yıl önce bir çay bahçesinde Behiç GÜRCİHAN vasıtasıyla tanıdığını, Zekeriya'nın deli saçması bir takım iddialarının olduğunu,

bir daha kendisiyle görüşmesinin olmadığını, Zekeriya OZTURK'den elde edilen Doğu PERİNÇEK'e 4 mart 1997 tarihinde yazmış olduğu Kemalist Devrimin yapılması konulanm içeren dokümanı Zekeriya ÖZTÜRK'e kendisinin vermediğini beyan etmiştir. Şüpheli HALİL BEHİÇ GÜRCİHAN'm Emniyette Alınan ifadesinde; Zekeriya ÖZTÜRK ile yapmış olduğu röportaj ile ilgili Kuddusi OKKIR'm bilgisayanndan çıkan bilgilerin ve Ayşe Asuman ÖZDEMİR ile yapmış olduğu sohbette yazılı hale getirilen metnin bazı doğulan içermekle beraber yalan ve yanlışlarla dolu olduğunu, Asuman'm iki kişi arasında geçen bir sohbeti çarpıtarak yazılı hale getirerek bunu şahsı ile ilgili olmayan üçüncü şahıslara yollamasının ne mantıki ne de hukuki bir gerekçesinin olmadığını, metin ile ilgili gerçek ve doğru bilgilerin "Muzaffer TEKİN intihar etmeden bir gece önce bir gece sonra" başlıklı yazısında bulunduğunu, olayın aslının Zekeriya ÖZTÜRK'ün Muzaffer TEKİN adına kendisiyle röportaj yapmak istediğini, kendisinin de hangi sıfat ile röportaj yapmak istediğini sorması üzerine Zekeriya ÖZTÜRK'ün Muzaffer TEKİN'in en yakın silah arkadaşı olduğunu söylediğini, bunun üzerine kendisinin sen Muzaffer TEKİN'den en az 10 yaş küçüksün onun en yakın silah arkadaşı olmana imkan yok dediğini,. Muzaffer TEKİN ile tek bir şartla röportaj yapacağını söyleyerek yazılı olarak Muzaffer TEKİN'e soracağım sorulan verebileceğini, sorulan Muzaffer TEKİN'e götürmesini ve el yazısı ile cevaplar geri getirmesini istediğini, aksi takdirde Muzaffer TEKİN adına kendisiyle röportaj yapıp töhmet altında kalamayacağını söylediğini, bunun üzerine Zekeriya ÖZTÜRK'ün cebinden Muzaffer TEKİN'in kimliğini çıkartarak gösterdiğini, bu hareket karşısında kendisinin masada bulunan şahıslara ben bu noktadan sonra Muzaffer TEKİN'in sağlığından endişeliyim dediğini, daha sonra Zekeriya'ya Muzaffer TEKİN'in kimliğinin kendisinde ne aradığını sorduğunu ve tartışmaya başladıklannı, ardından Zekeriya ÖZTÜRK'ün sitesinde bulunan köşesini çıkartmasını istediğini, kendisinin de bunu kabul ettiğini ve bulunduğu ortamdan aynldığmı, Asuman ÖZDEMİR ile Kadıköy'de Epsilon Cafede gündüz vakti buluşarak 2-3 saat oturup sohbet ettiklerini, bu sohbet esnasında Asuman'm M. Zekeriya ÖZTÜRK'ün evli olup olmadığını, sevgilisi olup olmadığını sorduğunu, bu buluşmanın Danıştay Saldınsmdan sonra gerçekleştiği için gündem de Danıştay saldmsınm olduğunu, Asuman'a Zekeriya ÖZTÜRK'ün bütün kanallara ve gazetelere haber verdiğini dolaştığını anlattığını, bildiği kadanyla da evli olduğunu anlattığını, Asuman ÖZDEMİR'in kendisine Zekeriya ÖZTÜRK'ün arkadaşı ile beraber Muzaffer TEKİN'in ofisine yakın bir yerde ofis tuttuğunu söylediğini, kendisinin de bütün bu yaşananlara rağmen Zekeriya ÖZTÜRK'ün Muzaffer TEKİN ile bağlantısını koparmayacağını koparmamaya çalışacağını söylediğini, Danıştay olayı sonrasında Zekeriya ÖZTÜRK'ün bu olayın medyaya yansıyışı ile ilgili oynadığını düşündüğü role dair yazı yazdığının doğru olduğunu, Zekeriya ÖZTÜRK'ün Danıştay olayının öncesine kadar kendi sitesinde köşe yazısı yazdığını, Oktay YILDIRIM'm yazdığı yazılann Oktay YILDIRIM'a ait olduğunu, ortak bir çalışmanın söz konusu olamadığını, kendisine göre Zekeriya ÖZTÜRK'ün bilerek veya bilmeyerek Muzaffer TEKIN'i medya da Kaçak Yüzbaşı olarak lanse edilmesine dolayısıyla TSK'ya yönelik yaratılmak istenen komu oyunun oluşturmasında rol oynadığını beyan etmiştir. Şüpheli Hüseyin GAZİ OGUZ'un Emniyette Alınan ifadesinde; Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile bir kez Pendik Palmiye kafe restaurantta aynı ortamda bulunduğunu, samimiyetinin olamadığını beyan etmiştir. Şüpheli KUDDUSİ OKKIR'ın Emniyette Alınan ifadesinde;

Ankara'ya Vatan Sever Güç Birliği Derneği toplantısına gittiklerini, Ankara gezisinin kendisi için hayal kırıklı olduğunu, bunun nedeninin ise dernek dergisinde ve broşürde anlatılardan çok farklı bir ortam gördüğünü, bu görüşü diğer arkadaşlarının da paylaştığını, Ankara gezisinden sonra da ilginç bir durumun ortaya çıktığını, İstanbul'da tanışdığı arkadaşları ile Ankara da ki dernek ile işbirliği yapmak üzere tanıştıklarını, bu dernek ile ilişkilerinin kalmaması üzerine sadece birbiri ile tanışan arkadaşlar haline düştüklerini, yaz başında İstanbul ilindeki arkadaşlar ile dostluk ve arkadaşlar sınırlarını aşmayan piknik gezileri ve Hüseyin Görüm'ün işyerinde buluştuklarını, bu buluşmalara zaman zaman farklı arkadaşlarında gelip gittiğini, bu toplantılara Muzaffer Tekin, kendisi, Hüseyin Görüm, Rafet ve Can Albay, Zekeriya ÖZTÜRK ve şu an ismini hatırlayamadığı birçok insanın gelip gittiğini, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü Vatansever Güç Birliği Derneği vasıtası ile tanıdığını, ancak samimi olmadığını, hatırladığı kadarı ile Muzaffer TEKİN isimli şahsın bürosunda tanıştığını, yaklaşık birkaç ay görüşmüşlüğünün olduğunu, herhangi birisinin tanışmalarına aracı olmadığını, Danıştay saldırısı olduğu esnada Muzaffer TEKİN isimli şahsın yanında olmadığını, Muzaffer TEKİN'in intihar etmesi ve hastaneye kaldırılması konusunda bir bilgisinin olmadığını, İsmail PAKER, M. Zekeriya ÖZTÜRK, Ertaş GİRAY, Rafet ARSLAN( Rafet Paşa olarak bilirim) isimli şahıslar ile 2004 yılında daha önceden bahsettiğim gibi Vatan Sever Güç Birliği İstanbul şubesi çalışmalarında ve sonrasında tanıştığını ve 2-3 aylık bir görüşmesinin olduğunu beyan etmiştir. Şüpheli Mahmut ÖZTÜRK'ün Emniyette Alman ifadesinde; Muzaffer TEKİN ile olan tanışıklığının 1982 yılında Tuzla piyade okulunda başladığını, kendisinin bölük komutanı olduğunu, kendisinin Astsubay olmasına yardımcı olduğunu, 1984 yılında mezun olup Kars iline gittikten sonra 1998 yılına kadar kendisini ile hiç görmediğini ve irtibatının da olmadığını, 1998 yılında emekli olup İstanbul iline geldiğinde kendisi ile Kadıköy ilçesi Akbank şubesinde tesadüfen karşılaştığını, o sıralar Muzaffer TEKIN'in fueloil satış işleriyle uğraştığını, oturduğu apartmanın yöneticisi olması nedeniyle apartmana yakıt almak için kendisiyle görüştüğünü, bu görüşmelerin komutanı olması hasebiyle artık rutin olarak devam etmeye başladığmı,2006 yılında meydana gelen Danıştay saldırısında Muzaffer TEKİN'inde isminin karışmasıyla aranmaya başlaması üzerine kendisinin Beykoz ilçesi Çavuş başında bulunan evine geldiğini, fakat arandığını ve yarın gidip savcılığa teslim olacağını gece geç saatlerde söylediğini, sabah kalkıp markete alış verişe gittiğini geri döndüğünde Muzaffer TEKİN'in intihara teşebbüs ettiğini ve kanlar içerisinde yattığını, kendisinin hemen hastaneye ve Güvenlik kuvvetlerine haber verdiğini, kendisini tek başına taşıyamayacağı için akşam Muzaffer TEKİN ile birlikte eve gelen fakat gece evden ayrılarak giden binbaşı emeklisi Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK' ü ve Yurdakul ÇAGMAN'ı ( elektirik işleriyle uğraşan esnaf) telefon ile arayarak olayı kısaca anlattığını, 15-20 dakika sonra şahısların geldiğini ve Muzaffer TEKİN'i Acıbadem hastanesine kaldırdıklarını, bu intihar ve Danıştay saldırısı olayları ile ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığında serbest bırakıldıklarını, bu olaydan sonra Muzaffer TEKİN ile olan ilişkilerini sınırladığını, çünkü yaşanan olayları çözemediğini, manevi olarak yıprandığını ve ticari hayatının çok büyük zarara uğradığını, bundan sonra meydana gelen hiçbir olayda Muzaffer TEKİN ile bir araya gelmediğini, Muzaffer TEKİN'in Cumhuriyet mitingleri ve bir çok sivil toplum olaylarına gittiğini basından takip ettiğini beyan etmiştir. Şüpheli FİKRİ KARADAĞ'ın Emniyette Alınan ifadesinde; Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK isimli şahsı Muzaffer TEKİN'in Kadıköy'deki bürosuna Muzaffer TEKİN'in yanma gidip gelirken gördüğünü, kendisinin subay olduğunu söylediğini, şahısla özel olarak görüşmüşlüğünün olmadığını, beyan etmiştir.

Şüpheli METE YALAZANGIL'in Emniyette Alınan ifadesinde; "Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü 2006 yılında Muzaffer TEKİN'in ofisine uğradığında gördüğünü, Muzaffer TEKİN'in Zekeriya ÖZTÜRK'ü emekli binbaşı ve şu anda bir dergide köşe yazarlığı yaptığını söyleyerek tanıştırdığını, kendisi ile başka bir görüşmesinin olmadığını beyan etmiştir. Şüpheli MUAMMER KARABULUT'un Emniyette Alınan ifadesinde; Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK isimli şahsı tanımadığını beyan etmiştir. Şüpheli RAFET ARSLAN'ın Emniyette Alman ifadesinde; Muzaffer TEKİN'in 2006 yılında Zekeriya ÖZ'ü emekli bir subay ve Önce Vatan Gazetesinde gazeteci olarak kendisi ile tanıştırdığını, Zekeriya ÖZTÜRK ile birebir dostluğu ve arkadaşlığının olmadığını, Danıştay saldırısının olduğu akşam Muzaffer TEKİN, Zekeriya ÖZTÜRK, İsmail PAKER ve kendisinin birlikte Fenerbahçe Orduevinde yemek yedikleri sırada Muzaffer TEKİN'i eşinin aradığını ve kapıda polis olduğunu söylediğini, daha sonra Muzaffer TEKİN'in Polisin arama yapmak için evine geldiklerini söyleyerek ayaklandığını, bu esnada Zekeriya ÖZTÜRK ve İsmail PAKER'in komutanım sen dur biz bir bakalım diyerek Muzaffer TEKİN'in evine gittiklerini, yaklaşık iki saat sonra eski Sarıyer savcısı Ertaç GİRAY ile birlikte geri döndüklerini, konunun Danıştay'a yapılan saldın ile ilgili olduğunu ve Muzaffer TEKİN'in bu olayla ilişkilendirildiğini söylediklerini, bunun üzerine Muzaffer TEKİN'in nasıl böyle bir şey olur, en ufak bir adım geçse canıma kıyarım dediğini, beraber Muzaffer TEKİN'in sakin olması için uyardıklarını, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı doğrultusunda arama karan verildiğinin anlaşılması üzerine avukat Ertaç GİRAY'm yann ben bu konuyu öğrenir savcıya götürür ifadeni veririz dediğini, daha sonra kendisinin eve gittiğini, Muzaffer TEKİN ise o gece kalmak için Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün evine gittiğini, Muzaffer TEKİN'in intihar girişiminde bulunduğunu kendisine Yurdakul isimli bir şahsın verdiğini,Muzaffer'in yanında olduğunu ve durumunun iyi olduğunu söylediğini, kendisinin Muzaffer'i derhal hastaneye getirmelerini söylediğini, ve buluşma yapmak üzere harekete geçtiğini, Muzaffer'in ağabeyinin Muzaffer'i Acıbadem hastanesine götürün dediğini, yolda Muzafferi getiren Citroen marka aracı kullanan Yurdakul isimli şahısla buluştuğunu, Muzaffer'in aracın arka koltuğunda yattığını gördüğünü, aracı getiren Yurdakul isimli şahsa hemen Acıbadem hastanesine çekmesini söylediğini, Hastaneye gelir gelmez Muzaffer'i acil müdahale yapmak üzere içeri aldıklarını, Hastane'de gerekli tedavisinin yapıldığını beyan etmiştir. Şüpheli Saipir DEBZLELVİDZE'nin Emniyette Alman ifadesinde; Muzaffer TEKİN, Mete YALAZANGİL, Rafet ARSLAN, Tuncay HACIBEKTAŞOĞLU ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK isimli şahıslan tanıdığını, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü Muzaffer TEKİN'in ofisinde birkaç kez gördüğümden dolayı emekli subay ve gazeteci olarak tanıdığını, kendisi ile herhangi bir ilişkisinin olmadığını beyan etmiştir. Şüpheli SERHAN BOLLUK'un Emniyette Alman ifadesinde; Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü tanıdığını, tarihten üç yıl kadar önce Ulusal Kanal Haber Merkezinde üç ay kadar çalıştığını, kendisini Emekli Binbaşı olarak tanıttığını, bir takım şüpheli hareketleri olduğunu saptadıklannı, çalışanlara 10 değişik kimlik gösterdiğini ve kendisinin aslında binbaşı değil yüzbaşı olduğunu öğrendiklerini, çok tutarsız ifadelerinin olduğunu, bunun üzerine kendisini işten çıkardıklarını,'Danıştay suikastin de adınım geçmesi üzerine Zekeriya ÖZTÜRK ile ilgili Aydınlık Dergisinde ajan provokatörü sıfatıyla kapak


haberi yaptıklarını, Ergenekon soruşturmasında da şahsın adının geçmesi üzerine yine aynı şekilde ajan provokatörü olarak kapak haber yaptıklarını, Zekeriya ÖZTÜRK'ün işten atıldıktan sonra MİT'e gidip İşçi Partisi ve Aydınlık Dergisi aleyhinde uzun uzun ifadeler verdiğini bildiğini beyan etmiştir. Şüpheli SEVGİ ERENEROL'm Emniyette Alman ifadesinde; Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü bir iki kez basın açıklamalarına katılmasından dolayı tanığını beyan etmiştir. Şüpheli VEDAT YENERER'in Emniyette Alınan ifadesinde; Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün 2005 yılında önce Vatan Gazetesinde köşe yazılan yazdığı dönemde kendisini aradığını ve emekli asker olduğunu, Doğu ve Güneydoğuda aktif olarak terör üzerine çalıştığını anlattığım, kendisinin de Önce Vatan Gazetesinde yazdığı köşe yazılarını kendisine ait internet sitesinde yayınlayabileceğini söylediğini, daha sonra şahsın yazılarını yayınladığını, 2006 yılında Leventte bulunan iş yerine geldiğini, Güneydoğudaki terör olaylarından konuştuklarını, Danıştay saldırısı sonrasında, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü televizyonda gördüğünü, Danıştay saldırısı sonrası yakalanıp serbest kaldıktan sonra telefonla kendisini aradığını ve olayda ismi çıkan tanımadığım Muzaffer TEKINTe birlikte ilişkilerini duyduğunu söyleyerek konuyu sorduğunu, Zekeriya ÖZTÜRK'ün Muzaffer TEKİN ile kendisini ilişkilendirdiklerini anlattığını, yaptığı görüşmelerden birinde kendisine Güler KÖMÜRCÜ'yü tanıdığını anlattığını, hatırladığı kadarı ile Zekeriya ÖZTÜRK'ün Sevgi ERENEROL'dan bahsettiğini ve Ortodoks kilisesinde bazı toplantılar yaptıklarını söylediğini, kendisini de toplantılara davet ettiğini ancak gitmediğini, daha sonraki dönemde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün kendisini telefonla arayarak Şişli'de bir avukatlık bürosuna çağırdığını, ancak kendisinin gitmediğini, kendisine Başbakan Tayip ERDOĞAN, Necmettin ERBAKAN ve bazı şahısların birlikte namaz kılarken çekilmiş bir fotoğrafını gönderdiğini ve yayınlamasını istediğini, fotoğrafın fotomontaj olduğunu zannettiğinden Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü aradığını ve rahatsızlığını anlattığını, bu fotoğrafın daha önce yayınlanmış olduğunu anladığından yayınlamadığını beyan etmiştir. Şüpheli VELİ KÜÇÜK 'ün Emniyette Alınan ifadesinde; Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile kendisini gazeteci Güler KÖMÜRCÜ'nün tanıştırdığını, kendisinin emekli asker olduğunu öğrendiğini, Güler KÖMÜRCÜ'nün kendisine ev ziyaretine geldiğinde yanında Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK isimli şahsıda getirdiğini, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile bilahare Güler KÖMÜRCÜ'nün yanında telefon ile görüştüğünü, bundan başka bir ilişkisinin olamadığını, Mahmut Astsubayı bilahare tanıdığını, Danıştay saldırısının akşamı Muzaffer TEKİN'in yanında Mahmut ile birlikte İsmail PAKER'in de olduğunu duyduğunu, şahıslan kendisinin tanımadığını Zekeriya ÖZTÜRK'ün tanıdığını, Muzaffer Tekin'in isminin saldınyla ilişkili olarak basında yansıdığında teslim olmaması yolunda ikna edildiği şeklinde bilgiler intikal ettiğini, konu hassas olduğu için defterine yazdığını beyan etmiştir. Şüpheli YUSUF BİRİŞİK'in Emniyette Alman ifadesinde; Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü hatırladığı kadarı ile 2006 yılında birkaç ay Ulusal Kanalda çalıştığı dönemde kendisi ile birkaç kez karşılaştığını, ancak selamlaşmadan öte bir tanışıklığının olamadığını beyan etmiştir. Şüpheli ZEKİ YURDAKUL ÇAĞMAN'ın Emniyette Alınan ifadesinde;

2006 Mayıs ayında Muzaffer TEKIN'in kendisini arayarak Mahmut OZTURK ün çavuşbaşmda bulunan villasına gitmek istediğini, kendisinin orayı bulamayacağından dolayı götürüp götüremeyeceğini sorduğunu, kendisini götürmek için buluştuğunda Muzaffer TEKİN'in yanında Zekeriya ÖZTÜRK ve İsmail PAKER'in olduğunu, Muzaffer TEKİN'in kendisini yaraladığı gün tek başıma arabası ile villaya gittiğini, villada Mahmut ÖZTÜRK'ü ve Muzaffer TEKİN'i gördüğünü, Muzafer TEKİN'in yaralı bir vaziyette yerde yattığını, Daha sonra villaya İsmail PAKER ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün beyaz bir arabayla geldiğini, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile birlikte Muzaffer TEKİN'i hastaneye götürmek için yola çıktıklanm, İsmail PAKER ve Mahmut ÖZTÜRK'ün kendi arabalanyla peşlerinden geldiğini, yolda Rafet ARSLAN'ı da aldıklannı, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün kendi arabasından inerek İsmail PAKER'in arabasına bindiğini ve daha sonra hastaneye gittiklerini, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü 2006 yılı içersinde Muzaffer TEKİN'in ofisinde tanıdığım, kendisim gazeteci olarak tanıttığını, şahıs ile samimiyetinin olmadığını beyan etmiştir. Mehmet EYMÜR,17,06,2008 tarihinde tanık olarak alman İfadesinde; Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK isimli şahsı Güler KÖMÜRCÜ isimli bayanla Maslak Prenses Otele geldiklerinde gördüğünü, kendisinin Amerika'da olduğu sırada (tahmini 1999-2000 yılı olabilir) Güler KÖMÜRCÜ'nün Amerika'ya geldiğini, Güler KÖMÜRCÜ nün O dönem akşam gazetesinden aynlmış olduğunu ve Amerika'da Haber Türk kanalının temsilciliğini yaptığını, bu dönemde komşusu olduğu için tanıştıklanm, Güler KÖMÜRCÜ'nün daha sonra Türkiye'ye döndüğünü ancak Amerika'ya geldiği dönemlerde kendisine uğradığını, ilişkilerinin bu şekilde devam ettiğini, kendisinin ABD'de Güler KÖMÜRCÜ ye ev bulma vesair gibi günlük konularda yardımcı olduğunu, Türkiye'ye döndükten sonra da görüşmeye devam ettiklerini hatta eşinin dahi Güler KÖMÜRCÜ ile görüştüğünü, Güler KÖMÜRCÜ'nün Veli Küçük ile son dönemde görüştüğünü bilmediğini, hatta Veli Küçük Amerika'da yapılan Türk asamblesi toplantısına geldiğinde Güler Kömürcü'nün Veli Küçük ve eşini gezdirdiğini öğrendiğini, ABD'de yapılan bu toplantıya Başbakan R,Tayyip ERDOGAN'm da katıldığını bildiğini, bu dönemden tanıdığı M,Zekeriya ÖZTÜRK ve Güler KÖMÜRCÜ oteline geldiklerini kendisi ile görüşmek istediklerini beyan etmeleri üzerine otelin lobisinde ikisi ile görüştüğünü M,Zekeriya ÖZTÜRK'le de bu şekilde tanışmış olduğunu, sohbet sırasında kendisine Muzaffer TEKİN'in Doğu PERİNÇEK'in doldurmasıyla çok kızdığını PERİNÇEK'in Muzaffer TEKİN'e bu operasyonlan Mehmet EYMÜR yaptırıyor dediğini söylediğini, aynca bir Web sayfası kuracağını beyan ettiğini, sonra aynldıklanm o günden sonra da görmediğini, Mehmet Zekeriya Öztürk hakkında Güler'le birlikte oldukları haricinde bir bilgi sahibi olmadığını,

f-Hukuki durumunun Değerlendirilmesi, değiştir

Şüpheli Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK alman Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK isimli şahsın kullanmakta olduğu 05323412902 nolu GSM hattının kayıtlannm yapılan analizinde; Aynı operasyon kapsamında hakkında işlem yapılan: -Zeki Yurdakul ÇAĞMAN' m 05322201077 nolu GSM hattı ile 25 kez görüştüğü, -Veli KÜÇÜK' ün kullandığı 05336439665 nolu GSM hattı ile 32 kez görüştüğü, -Saipir DEBZLELVİDZE' in kullandığı 05396877191 nolu GSM hattı ile 5 kez görüştüğü, -Semih Tufan GÜLÜLTAY' m 05324431634 nolu GSM hattı ile 6 kez görüştüğü, -Kuddusi OKKIR' m kullandığı 05337624601 nolu GSM hattı ile 71 kez görüştüğü, -Muzaffer TEKİN' in kullandığı 05322919293 nolu GSM hattı ile 338 kez görüştüğü, -Halil Behiç GÜRCİHAN' un 05325959046 nolu GSM hattı ile 100 kez görüştüğü, -İsmail YILDIZ' m kullandığı 05333131898 nolu GSM hattı ile 14 kez görüştüğü, -Hüseyin GÖRÜM' un kullandığı 05056588812 nolu GSM hattı ile 2 kez görüştüğü,

-Mahmut ÖZTÜRK un kullandığı 05322455605 nolu GSM hattı ile 4 kez görüştüğü, -Mete YALAZANGİr un kullandığı 05357747903 nolu GSM hattı ile 2 kez görüştüğü, -Emin GÜRSES' in kullandığı 05322066768 nolu GSM hattı ile 1 kez görüştüğü, -Oktay YILDIRIM' in kullandığı 05058108791 nolu GSM hattı ile 26 kez görüştüğü, -Güler KÖMÜRCÜ' nun kullandığı 05322136100 nolu GSM hattı ile 6052 kez görüştüp, -Bekir ÖZTÜRK' un kullandığı 05054513129 nolu GSM hattı ile 2 kez görüştüğü, -Kemal KERİNÇSİZ' in kullandığı 05322143354 nolu GSM hattı ile 253 kez görüştüp, -Sevgi ERENEROL' un kullandığı 05323678060 nolu GSM hattı ile 7 kez görüştüp, -Vedat YENERER' in kullandığı 05322457989 nolu GSM hattı ile 25 kez görüştüp, yapılan analizden tespit edilmiştir. DOSYADA MEVCUT TUTANAKLARDAN, 1-07.05.2006 Günü saat 12.15 sıralarında Beyoğlu ilçesi Galatasaray meydanında Hukukçular Birliği ve Milli Güç platformu, Vatansever Güç Birliği, Türkiyem Topluluğu, Aydınlar Ocağı, Türk Dünyası İnsan Haklar Derneği, Anadolu Dostluk ve Türkmen Derneği, Şehit Anaları Derneği tarafından Yunanistan'ın Selanik'te açmayı planladığı "Pontus Soykırımı Anıtı"nı protesto etmek için basın açıklaması düzenlendiği, Kemal KERİNÇSİZ, av. Özcan PEHLİVANOĞLU, Mualla ERKUT tarafından topluluğa hitap edildiği, Yunanistan Konsoloslup önüne siyah çelenk bırakıldığı bu eyleme Şüpheliler Oktay YILDIRIM, Muzaffer TEKİN, M.Zekeriya ÖZTÜRK, Emin GÜRSESin katıldığı, Güvenlik şube müdürlüpnün olay esnasında çekmiş oldup kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşıldığı. 2-07.06.2006 Günü saat 11.25 sıralarında Eminönü ilçesi Sultanahmet adliyesi önünde Perihan MAĞDEN'in Vicdani Ret konusunda yargılanmasıyla ilgili 50 kişilik gruba Gönül APAYDIN tarafından basın bülteni okunmuştur. Büyük Hukukçular birliği yazılı -petnkart^Perihan sen Şehit anası değil, ancak Deniz anası olabilirsin ,vicdani retçilik PKK'ya Hizmettir- ABD Hizmetindeki Fettullah Ordu ve Emniyetten Kirli elini çek-Küreselciler tarikatlar siyasi iktidar Şeytan üçgenini Bozacağız- yazılı dövizler taşınmış. "Her Türk asker doğar-Burası Türkiye ya sev ya terk et-Türkiye Türktür Türk kalacak-Katil ABD işbirlikçi AKP-Asker Doğduk Asker Ölürüz" şeklinde sloganların atıldığı tespit edilmiştir.. Aynı pn İstanbul adliyesi 2.Asliye Ceza mahkemesinde Perihan MAĞDEN'in sanık olarak yargılandığı davanın görülmesi sırasında basın açıklaması yapan gruptaki bazı şahıslarca sözlü sataşma olayının yaşanması üzerine;Adliye binası içerisindeki koridora çevik Kuvvet Şube Müd.Görevli Polisler alınarak, beklemekte olan Perihan MAĞDEN avukatları ile yanlarında bekleyen Şanar YURDATAPAN, Ayşe KULİN, Cüneyt ÖZDEMİR, Ataol BEHRAMOĞLU'nun bulundup grup ile Av.Kemal KERİNÇSİZ, M.Zekeriya ÖZTÜRK, Levent TEMİZ, Sevgi ERENEROL isimli şahıslarında bulundup, özellikle avukatlar ve gaziler davaya müdahil olmak için ellerinde dilekçeleri ve avukatları ile birlikte gelen şehit yakınlarından oluşan grup arasında, koridorda tampon oluşturulmak suretiyle muhtemel bir olayı önlemek için gerekli Güvenlik tedbirleri alınmıştır.Grubu av. Kemal KERİNÇSİZ'in yönlendirdiği ve grup içerisinde slogan atılması üzerine, herkesin duyabileceği şekilde gruba ve grubu yönlendiren şahıslara gerekli uyarıların yapıldığı. Ayrıca İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Hasan EKER VE Güvenlik Savcısı Abdülaziz ÖZATLAN ile birlikte yapılan değerlendirmede, bir müdahale söz konusu oldupnda olayın büyüyebileceği, müdahalenin adliye içerisindeki düzeni ve görülmekte olan duruşmaları olumsuz etkileyebileceğinden dolayı duruşma bitene kadar alman Güvenlik tedbirlerinin devam etmesi ve fiili bir durumda müdahale edilmesi kararının alındığı. Şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ Sevgi ERENEROL, M,Zekeriya ÖZTÜRK ve Oktay


YILDIRM'ın birlikte katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır. 3-12.06.2006 Saat 13.15 sıralarında Beyoğlu İlçesi Mete caddesi üzerinde bulunan AB Birliği Bilgi Merkezi önünde Türkiye'm Topluluğu ve Türk Ortodoks Patrikhanesi tarafından "Türkiye'nin AB üyeliği müzakere süreci" ile ilgili basın açıklaması düzenlendiği, Sevgi ERENEROL tarafından basın açıklamasının okunduğu, üzerinde Büyük Hukukçular Birliği yazılı çelengin AB bürosu önüne bırakıldığı, bu eyleme şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ, Oktay YILDIRIM ve M. Zekeriya ÖZTÜRK'ün katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşıldığı. Böylece şüphelinin örgütün her aşamasında eylem ve faaliyetlerde yer aldığı. Şüphelinin ordudan ayrıldığı, stratejik araştırmalar ve yazılar yazdığını beyan ettiği, şüphelinin VKGB ve Kuvva-i Milliye Derneklerinin oluşum çalışmalarına katıldığı, ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN, MİLLİ IRGAT(KOD) Kuddusi OKKIR ile birlikte tüm eylem ve faaliyetlere iştirak ettiği, evinde ele geçirilen belgelerin diğer şüphelilerde bulunan belgelerle benzerlik arz ettiği, her ne kadar Danıştay olayından sonra ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN ile aralarının açıldığı ve bir daha görüşmediklerini beyan etmiş iseler de; ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN ile uzaktan akraba olduğu, Mete YALAZANGİL' in beyanına göre 2006 yılı Ramazan ayında ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN' in vermiş olduğu iftara katılması, yine Oktay YILDIRIM' da ele geçirilen bombalardan sonra da ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'i arayıp görüşmeye çalışması, şüphelinin İsmail PAKER (Kod) İsmail EKSİK ile birlikte ZAFER (Kod) Muzaffer TEKİN'e bağlı olarak faaliyetlerini sürdürdüğü, şüphelinin ajandasında bulunan notlarda Ergenekon örgütüne ait toplantılara katılıp, toplantılarda alman kararlan not ettiği ve yine şüphelinin e-mail bilgilerinde William William XX-TEAM isimli bir Amerikalı şahıs ile muhtemelen örgüt adına görüşmeler yaptığı, bu şahıs ile sürekli buluşup bazı bilgileri kendisine yüz yüze ilettiği, Yine şüphelide ele geçirilen bilgi ve dokümanlarda kişilerin özel hayatına ait verileri kaydettikleri, örgütün genel stratejisine uygun olarak çeşitli kişiler ve memurlar hakkında kişisel verileri istihbarat raporlan şeklinde kaydettiği, şüpheliler Şemdinli davası olarak bilinen davaya ait bütün evraklann scaner ile taranmış olarak bilgisayar ortamında bulunduğu, bu bilgileri internetten aldığını beyan etmiş ise de bilgilerin tamamının dosyadan gizli telefon konuşmalan ve yazışmalan dair tüm evraklar ile HTS raporu dökümlerinin de bulunduğu, yine şüphelide gizlilik ibareli uluslararası insan kaçakçılığı isimli örgütsel içerikli dokümanın raporunun bulunduğu, aynca şüphelinin ayrıntılı emniyet ifadesinde bulunan bir çok bilgi ve belgenin şüphelide bulunduğu, bazı bilgi ve belgelerin kendisine posta yoluyla gönderildiğini, bazı kişilere ait kendi el yazısı ile yazmış olduğu notları nereden aldığını hatırlamadığını, ancak kendisine çeşitli yerlerden geldiğini söylediği, Yine şüphelide Büyük Hukukçular Birliğinin 27.10.2006 tarihli toplantı gündeminin bulunduğu, bu gündemde papa kampanyası için yapılacak çalışmalar, boğazda gemi ile yapılacak protestolar, Hablemitoğlu davası, Milli Güç Birliği ve Ayasofya gibi konulann bulunduğu ve yine şüphelide Lobi Ergenekon belgesi olarak adlandmlan ERGENEKON terör örgütünün sivil unsurlannm yapılanmasını düzenleyen LOBİ-ERGENEKON isimli dokümanın çok eski tarihli bir suretinin bulunduğu, yapraklannm sararmış olduğu ve orijinal bir dosyada fotokopi çekildiği ve internetten indirilmediği, sayfalann uçlannm sararmış ve eskimiş olması şüphelinin muhtemelen bu belgeyi orijinal suretinden çok eski tarihlerde fotokopi olarak aldığı, şüphelinin internet yazışmalannda ZİKOQ ve MERYEM AYKUT (Kod) isimlerini kullanarak örgütün yabancı ülke misyonlarıyla olan irtibatlannı sağladığı,

E-mail görüşmelerinin içeriğinde şüphelinin ülkeler arası casusluk faaliyetlerinde bulunduğu, muhtemelen Ergenekon dokümanmdaki "bu konudaki tecrübeli yabancı devletlerle iş birliği yapılması zorunludur" şeklindeki hükme istinaden şüphelinin William William XX-THAM ile 23.06.2001 tarihli e-mail görüşmesinde "DEVİD İLE YAPTIĞIM TELEFON GÖRÜŞMESİNDE SİZİ İKNA ETMEK VE GÜVENİNİZİ KAZANMAK, HER TÜRLÜ GÜVENLİĞİNİZİ ALABİLİR, GARANTİLER VEREBİLİR VE BİRLİKTE ÇALIŞMA ORTAMI SAĞLAYABİLİRİM, BİZİM DE ÇOK GÜÇLÜ BİR EKİBİMİZ VE İMKÂNLARIMIZ VAR, BUNU BİLİN. AYRICA TÜRKLERİN DE ÇOK GÜVENİLİR VE ÇOK İYİ İMKANLARI OLAN SERVİS GRUPLARI VAR. HANGİSİNİ TERCİH EDERSENİZ ONUNLA İSTEKLERİNİZİN YERİNE GETİRİLMESİ KOŞULU İLE BEN DE SİZİNLE BERABER OLARAK ÇALIŞABİLİRSİNİZ" şeklinde mesajların bulunduğu, Yine 26.11.2001 tarihli mesajlarda da yine aynı şahıs ile "SİZİN İÇİN UYGUNSA BİR ARAYA GELİP PLAN PROGRAM VE KOORDİNE YAPARAK İŞ YAPALIM. SENİNLE BİREBİR GÖRÜŞMEK KONUSUNDA ISRAR EDİYORUM. AKSİ TAKDİRDE GEREKSİZ KOMPLO TEORİLERİ ÜRETEN BOŞ İNSANLAR KONUMUNA GİRECEĞİZ." şeklinde mesajların bulunduğu, Şüpheliden ele geçirilen dokümanlarda ERGENEKON çalışma alanlarından MAFİA isimli örgütsel dokümanın Veli KÜÇÜK' ten çıkan orijinal metininden çekilmiş fotokopisinin bulunduğu. Bu doküman içeriğinden Türk mafyasının ERGENEKON belgesine göre örgütlenmesi için "Türkiyede Mafyanın Yeniden Reorganizasyonu başlıklı belgenin bulunduğu. Şüphelinin bu belgeleri örgütün üst düzey yöneticilerinin katıldığı toplantılardan almış olabileceği. Şüpheli ele geçirilen bu blgenin orjinallerinin şüpheli Veli KÜÇÜK'ten elde edildiği, doküman içeriğinde Susurluk raporundan ve öncesindeki faili meçhul cinayetlerden ayrıntılı olarak bahsedildiği, dünya mafyası ve dünyayı yöneten diğer sivil toplum kuruluşlarından dünyanın gerçek sahibiymiş gibi bahsedildiği ve Türkiye'de mafyanın yeniden örgütlenmesi amacıyla yapılması gerekli faaliyetlerin belirtildiği, Şüpheli haberim yok dediği halde Danıştay olayında gözaltına alındığında yapılan incelemelerde bilgisayarından ERGENEKON terör örgütünün sızma, yayılma ve taban edinme süreçlerini anlatan Devletin Yeniden Yapılanması isimli dokümanında bulunduğu, Yine şüpheli tarafından yazılan ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNe sunulmak üzere hazırlandığı anlaşılan ULUSLARARASI İNSAN TİCARETİ RAPORU, (GİZLİ/ÖZEL) yazılı belgenin ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN işleyişini anlatan diğer örgütsel içerikli dokümanlara benzediği anlaşıldığından, şüpheli Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ün ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN sunulmak üzere örgüt içi rapor yazdığı anlaşılmaktadır. Raporun sadece başlık ve giriş kısmının bulunduğu diğer bölümlerinin elde edilemediği. Şüpheli Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün diğer şüpheliler Veli KÜÇÜK, Güler KÖMÜRCÜ, Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN, Kemal KERİNÇSİZ, Sevgi ERENEROL, Vedat YENERER, Halil Behiç GÜRCİHAN, Oktay YILDIRIM, Mahmut ÖZTÜRK, Semih Tufan GÜLALTAY, Kuddusi OKKIR, Mete YALAZANGİL Saipir DEBLEBVİDZE, Zeki Yurdakul ÇAĞMAN, İsmail YILDIZ, Emin GÜRSES ve Hüseyin GÖRÜM ile örgütsel irtibatlarının ve telefon görüşmelerinin bulunduğu, Tanımadığını beyan ettiği Saipir DEBLEBVİDZE ve Mete YALAZANGİL ile telefon görüşmelerinin bulunduğu ve Muharrem (Kod) adıyla şüpheli Saipir'e hitap ettiği mevcut telefon görüşmelerinden anlaşılmıştır. Şüphelide çıkan ERGENEKON-LOBİ isimli dokümanın uygulanmasına yönelik yazı ve örgütsel içerikli yazılar ve hem ZAFER(Kod) Muzaffer TEKİN, hem de Mete

YALAZANGIL ile olan irtibatlan hem de Danıştay saldmsı olayındaki beyanında Hüseyin GÖRÜM'ün kendisine hitaben askeri eğitim verilen gençlere "askeri silah eğitiminizi de komutanız verecek" şeklinde görev verilmesi Veli KÜÇÜK'le olan irtibatlan, ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN üst düzeyinde görevli olan şüpheliler Sevgi ERENEROL, Kemal KERİNÇSİZ ve Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN ve Kuvvai Milliye Derneği ile irtibatlı şüpheliler Oktay YILDIRIM, Bekir ÖZTÜRK, Kuddusi OKKIR ve Hüseyin GÖRÜM'le irtibatlan göz önüne alındığında, Şüpheli Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN özel görevli yöneticisi konumunda olduğu örgütün üst düzey sorumlulannm katıldıklan toplantılara katılıp aldığı notlan ajandasına yazdığı ve verilen görevleri alt birimlerdeki örgüt üyelerine ilettiği, aynca örgüt adına bazı kişilerle alakalı Kişilerin siyasi felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlanna veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydetme suçunu da işlediği, örgütün tetikçi kanadı olan şahıslarlada irtibatlanm gizlice devam ettirdiği anlaşıldığından; Şüpheli Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün üzerine atılı eylemlerine uyan TCK'nun 314/2, 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5, TCK'nun 314/3 ve 220/4. maddeleri yollaması ile TCK'nun 135/2,43/2 maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.