Devlet Bahçeli'nin 4 Nisan 2000 tarihinde Alparslan Türkeş'in 3. ölüm yıldönümü hakkında yaptığı konuşma

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Sevgili Bozkurtlarım,

Türk Dünyasının bilge lideri, Türk milliyetçilerinin Başbuğ'u, Alparslan Türkeş Bey'in hakka yürüyüşünden bu güne tam üç yıl geçti. Ancak, bu üç koca yılda, bizi, Türkiye'yi ve bütün Türk yurtlarını acılara boğarak, Yüce Mevla'sına kavuşan Başbuğumuz'un kalplerimizdeki ve zihinlerimizdeki yeri ve önemi hiç değişmedi.

Daha genç bir Harbiye öğrencisi iken, kafası yüksek ideallerle, gönlü Türklük aşkı ve ülküsüyle dolu, ufku geniş bir insan olarak temayüz eden Rahmetli Başbuğumuz, son nefesini verinceye kadar da bu vasıflarıyla ülkesine hizmet etmiştir.

O'nun, millet aşkı, ülke sevdası ve büyük hizmetlerinden dolayıdır ki, 1997 yılının soğuk 8 Nisan gününde, tüm ülke, bütün Türk yurtları adeta seferber olmuş, tarihte eşi-benzeri görülmedik bir kalabalıkla, dualarla, gözyaşlarıyla ebediyete uğurlamıştır.

O'nun, milletimizin gönlündeki büyük mevkisidir ki, bu gün, burada Anadolu'muzun ve Türk Dünyasının dört bir yanından gelen binlerce kardeşimiz ve gelemeyen milyonlarca gönüldaşımız tarafından dualarla, fatihalarla anılmasına sebep olmaktadır.

Başbuğumuz, Milliyetçi Hareket Partisi'ni ve Türk milliyetçilerini, Türk devlet ve milletinin birlik ve dirliğinin sigortası olarak düşünmüş, yola çıktığı zaman da genciyle- yaşlısıyla milyonlarca ülkücüyü tek yürek olarak yanına çekmiştir. Ne mutlu Bilge ve büyük ufuklu liderimize ki, hep iftihar ettiği, üzerine titrediği milliyetçi kadrolar ve Milliyetçi Hareket Partisi izinden yürümekte, ondan devraldığı millet hizmetine büyük bir şevk ile devam etmektedir.

O'nun Partisi, 18 Nisan 1999 Seçimlerinden büyük bir başarı ile çıkmıştır. Şimdi de, Yüce milletimizin teveccüh ve güveni ile, bu gün hükümet sorumluluğu içerisinde, Türkiye'yi uzlaşma ve atılıma taşımaktadır.

Başbuğ'un izinde Milliyetçi Hareket Partisi, seviyeli, ilkeli, tutarlı siyaseti ile Türkiye'mizin, 21. Yüzyılda lider ülke olma hedefine bayraktarlık yapmakta, tek başına iktidar yürüyüşünü sürdürmektedir.

Bu büyük liderin, devlet ve dava adamının ülküleri ve hedefleri doğrultusunda azim ve kararlılıkla yürüyenler olarak, ülkemizin ve insanlarımızın birlik ve dirliği için dünya durdukça mücadelemizi sürdürecek ve hep başarılı kalacağız.

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Kıymetli Bozkurt Kardeşlerim,

Rahmetli Başbuğumuz, ömrünün büyük bölümünü milletimizin varoluş ve yükseliş mücadelesinin adı olan Türk Milliyetçiliği yolunda sarf etmiş, dolayısıyla, adı, Türk milliyetçiliği ile, vatan sevgisi ve millet hizmeti ile özdeşleşmiştir.

80 Yıllık ömrü boyunca, hem biz Türk milliyetçilerine, ülkücülere, hem de bütün insanlığa örnek olacak kadar büyük bir şahsiyet sergilemiş, çilenin, sabrın, azim ve kararlılığın abidesi olmuştur. Bütün dava adamlarının, devlet ve siyaset hayatında görev üstlenenlerin bu uzun, yorucu, çileli ama şerefle, şanla dolu hayattan alacağı büyük dersler bulunmaktadır.

Başbuğumuzun davasından asla ödün vermeyen, ama vatan ve millet yolunda hep özveri ile yoğrulmuş ömründen, bu günlere yönelik de binlerce ibret vesikası vardır. Onun uzlaşmacı, barışçı, yapıcı siyaseti, Türkiye'yi bir çok kriz ortamından felaha, huzura taşımış; varlığı, Türkiye'nin geleceği için hep ümit verici olmuştur. O, Allah'a olan inancın, devlete olan bağlılığın, millete olan itimadın birbiriyle nasıl çatışmadan, ahenk içinde bulunacağını göstermiştir.

Rahmetli Liderimiz, geleceğimizin teminatı ve sahibi olan Türk Gençliğine özel bir önem vermiştir. Gençliğimizin Türk töresinin ve İslâm ahlakının güzelliklerini tanımasında, benimsemesinde ve şahsiyetlerinin bu değerler etrafında şekillenmesinde büyük emek ve katkıları olmuştur.

Gençliğin, bozgunculuğa, tembelliğe, ahlâksızlığa ve cehalete karşı hep savaş halinde olmasını istemiştir. Kendi hayatında asla yılgınlığa yer olmamış, dalgalı, fırtınalı geçen ömrü boyunca, herkesin düştüğü yerde ve zamanda kalkıp yürüyebilmiştir. Lider kimlik ve kişiliğinin en büyük göstergelerinden birisi olan bu yönüyle de, Türk gençliğine azmin, kararlılığın ve çalışmanın, boyutları ve kaynakları ne olursa olsun bütün sorunları aşmanın tek çözümü olduğunu göstermiştir.

Geniş ufku, milletine olan derin sevgisi ve muhabbeti O'nu bütün Türk Dünyası'nın bilge lideri, başbuğu haline getirmiştir. Türk kültür ve medeniyet coğrafyası O'nun sayesinde farkedilmiş, Türk tarihi O'nun sayesinde Anadolu Türk tarihi ile sınırlandırılmaktan kurtulmuştur. Türklüğün, kültür-medeniyet coğrafyası ve tarihi itibariyle Anadolu'yu kuşatan, aşan çok geniş, büyük bir boyutu, derinliği olduğu fikri yine O'nun sayesinde hep canlılığını korumuştur.

En büyük ideali olan, Türk Devlet ve topluluklarının dostluk, kardeşlik ve işbirliği atmosferi içerisinde elele vermeleri, kucaklaşmaları yine kendisinin gayretleri ile gerçekleşmiş; Türk dünyası içerisinde köklü işbirlikleri sağlanmıştır.

Türk milletine miras olarak bir ideal, bir mefkure bırakan; bu kutsal davayı bırakan, fikirleriyle, ülküleriyle Türk kültürüne, tarihine, siyasetine istikamet veren, ivme kazandıran Aziz ve Muhterem Liderimiz, Başbuğumuzun yetiştirdiği, emek verdiği milyonlarca ülkücü genç Başbuğumuzun ideallerinin ve eserlerinin arkasında duruyor. Lider Türkiye ideali yolunda çalışıyor ve çalışmaya devam edecek.

Başbuğum, aziz hatıran önünde bir kez daha saygı ve sevgilerimizle eğiliyoruz. Dualarımız seninledir. Yüreklerimiz seninledir. Ruhun şad olsun, mekanın nur dolsun, cennet olsun.