Denizkızı Efsanesi

Denizkızı: Mitolojik kaynaklı efsaneler içinde belki de en dikkat çekici olanlar, fiziksel olarak bir yönüyle insana benzeyen canlılardır. Denizkızı ise bunlardan en bilindikleridir. Bu anlatı bana, olayın bizzat tek şahidi olan, ismini de aldığım öğretmen olan dedemden anlatılarak gelen ve babamdan bana aktarılan gerçek bir efsaneye dayanır. 1929 yılında Yavuz gemisinde, Ege Denizi açıklarında askerlik görevini yapmakta olan Mehmet Şükrü Nar, bir sabah uyuyamadığını söyleyerek geminin içinde dolanır. Hava henüz aydınlanmamış; ancak etrafa karanlık değildir. O esnada uzağa baktığında insana benzeyen bir canlının kayalık bir mevkide oturduğunu görür. İlk önce hayal gördüğünü zanneder sonra görür ki, belinden aşağısı balık olan belinden yukarısı insan olan bir canlı, kayalığın üstünde saçlarını taramaktadır. Belinden aşağıya kadar uzanan, sapsarı saçlarını tarayan bu denizkızı, dedem tarafından seyredildiğini anlayınca hemen denizin derinliklerine dalar ve gözden kaybolur. Keza benzer bir efsaneyi zamanında, Ankara Üniversitesi'ne yüksek lisans yapmak için Bahama Adalarından gelen, “Loura” isimli öğrenciden de duydum. Dedesinin yaralı halde bulduğu denizkızını, uzun uğraşlar sonucunda iyileştirdiği ve dedesi ölünceye kadar denizkızının sürekli gelip gittiğini söylemiştir.

{{eser