Döküle Câm-ı Safâ Meclis-i Rindân Üzre
Döküle câm-ı safâ meclis-i rindân üzre
Koyula subha kadar sohbet-i yârân üzre
Seyre çık ey gül-i nev-bâve-i bâg-ı emel
Bülbül-i nâle-keşin lâne-i nâlân üzre
Sana âmâde eyâ nûr-ı dü-çeşm-i âlem
Çeng ü hânende ŧarab emr ile fermân üzre
Germî-i neş’emize reşk ede nâhîd-i felek
Döşene nukl-i şarâb sufre-i meydân üzre
Leşker-i bâm-ı felek dîde-güşâ-yı hayret
Yürü ey nahl-i emel serv-i hırâmân üzre
Verme yüz tard-ı rakîb eyle eyâ nûr-ı basar
Koyma üftâdelerin girye vü efgân üzre
Mâlik-i kalb-ı gınâ dünyede eyler râhat
Ne kadar olsa Nebîl hâk ile yeksân üzre
Kaynak: KUTLAR OĞUZ, FATMA SABİHA (2014). "NEBÎL, Mehmed Nebîl Bey, Hâfız Mehmed Nebîl Bey, Nebîl Bey". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. 21 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Bu eser, başka bir eserin bilimsel olmayan metodlarla oluşturulmuş bir transkripsiyonu veya faksimilesi olup ana eserden bağımsız bir telif hakkı korumasına sahip değildir. 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'un işlenmiş eserleri tanımlayan 6. maddesine göre; henüz yayımlanmamış olan bir eserin ilmi araştırma ve çalışma neticesinde yayımlanmaya elverişli hale getirilmesi (ilmi bir araştırma ve çalışma mahsulü olmayan alelade transkripsiyonlarla faksimileler istisna olmak üzere) halinde oluşturulan eser telif korumasına tâbi olacaktır. Ancak bu eser kanunun gösterdiği istisna kapsamında olduğundan kamu malıdır. |