2088
|
xafsı
|
hokka·I, 423
|
2089
|
xakan
|
Afrasyab'a verilen ungun,III, 157
|
2090
|
xamir
|
emir, bey·I, 112
|
2091
|
xan
|
han, Türkler'in en büyük başbuğu, Afrasyab oğullarına verilen ungun·I, 63, 82, 199, 255, 271, 410, 427, 459;II, 3, 7,190, 273, 288; III, 60, 127, 141, 157, 266. 327, 368
|
2092
|
xanda
|
nerede·I,46, 418; III, 69, 173, 218 bkz> kanda, kayda, kayuda
|
2093
|
xasnı
|
çocukları semirtmek için bir kese içine konularak a ğızlarına verilen bir deva, Hin-distan'dan gelir· I, 435
|
2094
|
xayu
|
hangi, hani, I, 31; III, 218, 237, 367 bkz> kanu, kayu
|
2095
|
xıyar
|
maraz ücretle çalışan adam, ırgat·I,411 bkz> maraz
|
2096
|
xız
|
kız· III, 218 bkz> kırkın, kırnak, kız
|
2097
|
xulıñ
|
Çin'den getirilen birçok renkleri olan ipek kuma ş,III, 371
|
2098
|
xumaru
|
andaç olarak verilen mal, ölen büyük bir adam ın malından hakana ayrılan güzel parça, uzağa giden adamın hısımlarına bıraktığı mal I, 445
|
2099
|
xumaru
|
miras I, 445;III, 440
|
2100
|
xumarulanmak
|
mirasa konmak; dostunun veya ba şkasının malından kendine azık edin-mek,III, 205
|
2101
|
xun
|
kaba, faydasız.III, 138
|
2102
|
xun
|
xara ışlamak kaba, faydasız iş i;lemek· III, 138
|
2103
|
xüçünek
|
kırlangıç dahi denilen benekli, güzel kokulu küçük kavun, y ılkıç·I, 488
|