Dîvânü Lugâti't-Türk/Dizin/Ç
1267 | ça | benzetme edatı·III, 207 bkz> çe çabak Türk gölünde bulunan ufak bir bal ık· I, 381 |
1268 | çabak | er soysuz, mayası bozuk, sütsüz adam, I, 381 |
1269 | çaçır | çadır· I, 406 bkz> çaşır, çatır |
1270 | çadan | çiyan, kuyruğu örü, akrep· I, 409; III, 367 |
1271 | çaflı | şahin· I, 431 |
1272 | çag | çug gürültü, çar çur· III, 128 |
1273 | çagı | gürültü· III, 225 bkz> çogı, çugı |
1274 | çagıg | kamçı, sırım II, 210 bkz> çavıg |
1275 | çagılamak | bağırmak, çağırmak. III, 324 bkz>çogılamak |
1276 | çagılamak | çağlamak. III, 324 bkz> jagılamak, şagılamak |
1277 | çagır | şarap, şıra· I, 363; II, 336;III, 286, 385 |
1278 | çagır | dar yol, küçük yol, çığır·I, 363 bkz> çıgır |
1279 | çagırlamak | şıra yapmak; şıra içmek·III, 331 |
1280 | çagırlanmak | şıra veya şarap sahibi olmak· II, 267 |
1281 | çagırlıg | şaraplı, şarabı olan· I, 494 |
1282 | çaglanmak | börtmek; yarı pişmek (et)· II, 245 |
1283 | çagmur | şalgam· I, 16, 457 bkz> çamgur |
1284 | çagrı | doğan kuşu; çakır ku;u· I, 421;II, 343; III, 332 |
1285 | çagruk | sertleşen, katila;an·I, 469 |
1286 | çaxa | çakmak,I, 9 |
1287 | çaxşak | dağ tepelerindeki taşlık yer·I, 469 |
1288 | çaxşak | kurutulmuş kaysı, üzüm gibi meyveler, I, 469 |
1289 | çaxşamak | çağıl çuğul etmek, takılan süs eşyası ses vermek·III, 286 |
1290 | çaxşu | "filiz herç
çakses anlatan bir söz·I, 333" |
1291 | çak | bir şeyin özunü, aynını bildiren kelime,"tam, işte, aynı" sözleri gibi·I, 333 |
1292 | çak | çuk odun, ceviz, kemik gibi çeylerin k ırılmasından çıkan ses,I, 333 |
1293 | çak | çuk etmek odun, ceviz, kemik gibi şeyler kırılırken ses çıkarmak·I, 333 |
1294 | çak | etmek ses çıkarmak·I, 333 |
1295 | çakılmak | çakılmak; ateş çakmak; eri;tirilmek·II, 133 |
1296 | çakınmak | çakınmak, kendisi için çakmak· II, 149 |
1297 | çakır | gök gözlü, çakır gözlü, çakır· I, 363 |
1298 | çakışmak | çakmakta yardım ve yarış etmek·II, 104 |
1299 | çaklanmak | çalkamak·I, 513 |
1300 | çakmak | çakmak; erişmek, II, 17, 23;III, 26 |
1301 | çakmak | (kuş) aşağı inmek·III, 46 bkz> çokmak, çukmak |
1302 | çakmak | çakmak (yakma aracı)·I, 469;II, 17, 104, 133, 149, 181;III, 26 |
1303 | çakrak | kel, daz, 1. 469 |
1304 | çakratmak | gözü çakırlaştırmak·II, 334 |
1305 | çakrışmak | çağrışmak·II, 209 |
1306 | çakturmak | çaktırmak; iki kişiyi kızı;tırmak· II, 181 |
1307 | çal | alaca, kır· III, 156 |
1308 | çalañ | geveze, bağıran, çalçene·III, 371 § çalañ ba şı; çalçene, bağıran kişi· III, 371 |
1309 | çalañ | yanmış gibi siyah, ot bitmeyen, çorak yer· III, 371 |
1310 | çaldır | çaldır ses ifade eden bir söz·I, 457 |
1311 | çaldır | çaldır etmek çaldır çaldır etmek I,457 |
1312 | çaldramak | ;ağıl çuğul etmek, ses vermek, III, 447, 448 |
1313 | çalgay | ku; kanadının uçları·III, 241 |
1314 | çalıg | yitik arama; bey|erln önemli bir işi çıktığında gelmeleri için köylere, obalara gönderdi ğl haber, I, 374 |
1315 | çalınmak | kendini yere atmak; kulağına söz erişmek; anklannnak, zayıflamak·II, 149, 150 |
1316 | çalış | çelme, güreş· I, 368 |
1317 | çalışmak | bir şeyin çatlakları, ekleri, araları açılmak; güreşmek. II, 108, 114 |
1318 | çalkan | yaranın bir yerden başka blr yere yürümesi veya 20^651.I, 441 |
1319 | çalk | çulk itmenin çıkardıgı ses,I, 349 |
1320 | çalk | çulk kılmak itmek, çarpmak·I, 349 |
1321 | çalma | kerme, kemre, koyun ağıllarında veya deve ahırlarında toplanıp, kurutularak kışın yakmak Içln kesilen kesek, kuru tezek,I, 433 |
1322 | çalmak | yere çalmak, vurmak, yenmek |
1323 | çalpak | kir, pislik· 1. 470 § çalpak i ş; karışık iş·I, 470 |
1324 | çalpañ | sıvık çamur·III, 385 |
1325 | çalpaşmak | çarpışmak, mücadele etmek; sertleşmek; bir şey kötüleşip pisleşmek·II, 207 |
1326 | çalpuşlanmak | yapışkan olmak, çelpeklenmek. II, 271 |
1327 | çalturmak | yere çeldirmek, yere çaldırmak;aratmak, aramasını emretmek; işittirmek için çağrılmak. II, 182 |
1328 | çamguk | koğucu, kovcu·I, 470 |
1329 | çamgur | şalgam,I, 457 bkz> |
1330 | çagmur | çamı gürültü, bağırtı (yalnız kullanılmaz, "çogı" ile gelir).III, 234 |
1331 | çamrak | çoluk çocuk,I, 469 bkz> çar çarmak |
1332 | çanak | kekez kimse, korkak, gevşek,I, 358 |
1333 | çanak | kap kacak, çanak, tuzluk ve tuzlu ğa benzer ağaçtan oyulmuş kap·I, 84, 381; III, 32, 109 bkz ayak |
1334 | çanaklamak | birini arık (zayıf) saymak veya bulmak; arıklığa, gevşekliğe, kekezliğe nispet etmek· III, 330 ça(n)aklık kekezlik, gevşeklik, perişanlık· I, 503 |
1335 | çançu | erişte hamuru açılan oklava· I, 417 |
1336 | çandışmak | birbirine sertleşmek, birbirinden kaçınmak, çekinmek·II, 207, 208 |
1337 | çañılamak | döğülerek çenilemek; kötü söyleyip ba ğırmak·III, 404 |
1338 | çanka | bir çeşit tuzak·I, 427 |
1339 | çanturmak | caydırmak·II, 182 bkz> çındu·turmak |
1340 | çap | çap ses bildiren bir kelime, vurulan kamç ının ve dudağın şıpırdamasında çıkar· I,318 |
1341 | çap | çap yémek şapır şupur yemek·I, 318 |
1342 | çapgut | çaput, ;ilte· I, 451 |
1343 | çapılmak | Ince, iyi yumuşak çamurla sıvamak;boynu vurulmak·II, 119 |
1344 | çapınmak | kamçılamak; yüzmek, II, 149 |
1345 | çapıtgan | çok saldıran· I, 513 çapıtgan er cellât, boyun vurnn,I, 513 çap ıtmak saldırmak, vurdurmak,II, 298 çapmak yüzmek; arı çamurla sıvamak; vurmak·II, 3, 149 |
1346 | çapsamak | yüzmek istemek III, 284 |
1347 | çapturmak | suda yüzdürmek; çamurla sıvatmak; boyun vurdurmak,II, 180 |
1348 | çar | çar herhangi bir akarın çıkardıgı ses,I, 324 bkz> şar şar |
1349 | çar | çarmak çoluk çocuk·I, 469;II, 148, bkz> çamrak |
1350 | çarçur | abur cubur·I, 323 |
1351 | çarçur | yemek eline geçeni yemek, bir şey bırakmamak,I, 323 |
1352 | çarlamak | cırlamak, ağlamak, bağırmak·III, 295 bkz> çoglamak |
1353 | çarlaşmak | ağlaşmak, bağrı;mak, kükremek·II, 210 |
1354 | çarlatmak | cırlatmak, ağlatmak·II, 344 |
1355 | çars | çars ses ifade eden bir kellme·I, 348 |
1356 | çars | çars urmak çat çat dõvmek·I, 348 |
1357 | çart | parça,I, 341 |
1358 | çart | çurt her şeyln ufağı, döküntusü· I, 341 |
1359 | çaruk | çarık·I, 318 |
1360 | çaruklamak | çarıklamak, Türk çarığı giymek;çaruk boyuna nispet etmek, III, 337, 338 |
1361 | çaruklanmak | çarıklanmak·II, 266 |
1362 | çaruklug | çarıklı.I, 497 |
1363 | çarukluk | çarık yapılmak üzere yapılmış deri·I, 503 |
1364 | çarun | çınar agacı·I, 414 bkz> çünük, şünük |
1365 | çaşır | çadır·I, 406 bkz> çaçır, çatır |
1366 | çat | kuyu·III, 146 |
1367 | çat | çat bir şeyin düştüğü zaman çıkardığı sesi anlatır·I, 320 |
1368 | çatllamak | şaklamak.III, 323 |
1369 | çatır | çadır,I, 406 bkz> çaçır, çaşır çatır nı;adır·I, 406 |
1370 | çatmak | kuzuyu koyuna katmak,II, 294 |
1371 | çatpa | köy muhtarının ırmak, çeşme sularının yollarını kazmaya gitmeyen kimseterden aldığı tutu,I, 416 |
1372 | çatuk | Çin'den getirilen bir balık boynuzu· III, 218 |
1373 | çav | şöhret, ;an; ses,I, 45;II, 250 |
1374 | çava | delikanlılara verilen adlardan·III, 225 |
1375 | çavar | ateş yakmaya yarıyacak nesne, tuturak, I, 17, 411 |
1376 | çavar | çuvar ateş yakmaya yarıyacak nesne,tuturak·I, 411 |
1377 | çavarlıg | yer yavşan gibi tuturak yapmaya yarar odun bulunan yer· I, 495 |
1378 | çavıg | kamçı, kamçı ucu, I, 374; II, 231 bkz>çagıg |
1379 | çavju | dalı, budağı, meyvesi kırmızı bir ağaç olup meyvesi acıdır· Kadınların parmağı kırmızılıkta buna benzetilir, I, 422 |
1380 | çavlanmak | sanlanmak, şöhretlenmek, ün sahibi olmakII, 245; III, 200 |
1381 | çavlı | ateş yakılan meyve kabukları, III, 442 |
1382 | çavuş | çavuş, savaşta safları düzelten ve askeri zulüm etmeğe bırakmayan kimse. I, 368 çaydam yatağa doldurulan veya yağmurluk yapılan Ince keçe· III, 176 bkz> çiydem |
1383 | çe | benzetme edatı,III, 207 bkz> ça |
1384 | çeçek | çiçek I, 119, 179, 193, 233. 388. 437; II, 122, 285 |
1385 | çeçeklenmek | çiçeklenmek II, 266 |
1386 | çeçeklik | çiçeklik,I, 508 |
1387 | çeçge | çulha tarağı,I, 429 |
1388 | çefşeñ | koyun kırpılan makas, kırkı·III, 385 |
1389 | çek | çizgili, kumaş gibi bir pamuk dokuma·III, 155 |
1390 | çek | çük malın en değersizi, kıvır zıvır,I, 334 |
1391 | çekek | çiçek hastalığı,I, 388 |
1392 | çekik | nokta·II, 149, 181, 287 bkz> çikik |
1393 | çekik | küçük çocuk çükü· II, 287 bkz> çübek |
1394 | çekik | serçeye benzer alacalı bir kuş ki siyah kayalıklarda bulunur· II, 287 |
1395 | çekilmek | kitap (10^^111^.II, 133, 134 |
1396 | çeklnmek | kendisi için kitaba nokta koymak·II, 149 |
1397 | çekinmek | bohça bağlamayı üzerine almak,kendi kendine ba ğlamak,II, 149 |
1398 | çekişmek | nokta koymakta yardım ve yarışetmek·II, 107 |
1399 | çekleşmek | kur’a çekmek· II, 210 |
1400 | çekmek | kitap noktalamak; attan kan almak;s ıkılan oku çekmek· II, 21 |
1401 | çekmek | çekerek bağlamak· II, 21 bkz> çıkmak |
1402 | çekrek | kapa yünden yapılan kölelerin giydigi cepsiz blr kaftan·I, 477 |
1403 | çektürmek | noktalatmak; kan aldırmak·II, 181 |
1404 | çekük | çekiç·II, 287 |
1405 | çekün | ada tavşanı yavrusu, göcen·I, 402 |
1406 | çekürge | çekirge·I, 490 |
1407 | çeliñ | çini; Çin'den gelme·III, 371 § çeliñ ayak; Çin kâsesi, III, 371 |
1408 | çelpek | göz çapağı· I, 477 |
1409 | çelpeklenmek | çapaklanmak, II, 277, 279 çeuğ zil, çalpara·III, 357 çeñel er şer adam, şerli adam·II, 290 çeıîğlik sarmaşık otu,III, 383 |
1410 | çeñli | merigli birçocukoyunu; salıncak·III, 379 |
1411 | çeñşü | küçük hırka·III, 378 |
1412 | çepiş | altı aylık keçi yavrusu, çepiç·I, 368 |
1413 | çepişlenmek | çepiç olmak, çepiç haline gelmek, II, 266 |
1414 | çer | vücudun ağırlığını bildiren bir kelime,I, 322 |
1415 | çer | savaşta karşılıklı duran saflar·I, 323 |
1416 | çer | vakit,I, 323 |
1417 | çerig | asker, asker dizisi, ordu,I,123,128, 323, 388, 442, 519;II, 97, 103, 209;III, 332 |
1418 | çerik | her şeyin karşısı; her şeyin vakti, sırası, I, 388 |
1419 | çerkeşmek | saf haline gelmek, sıralanmak, dizilmek, düzelmek.I, 179, 442; II, 209, 210, 283, 303 |
1420 | çerlenmek | vücut ağırlaşmak, agrımak, hastalanmak·I, 322; 11. 244, 245 |
1421 | çerletmek | bozmak; ajrıtmak; ağırlık vermek·II, 345 |
1422 | çerlik | karşı,I, 323 |
1423 | çerlik | vakit·I, 323 |
1424 | çermelmek | bir ;eyln ucu kıvrılmak, bükülmek·II, 231 |
1425 | çermeşmek | bükmekte yardım ve yarış etmek· II, 210 |
1426 | çermetmek | bir şey fltil gibi bükülmek; ördürülmek. II, 349 |
1427 | çertilmek | yok edilmek; ortadan yok olmak, ölmek, kaybolmak, uzakla şmak, elden çıkmak· I, 103; II, 148, 229;III, 41 |
1428 | çeş | perüze, firuze·I, 330;II, 79, 192 |
1429 | çeşkel | çanak çömlek·I, 482 |
1430 | çetgen | gem dizgini·I, 443 |
1431 | çetük | kedi·I, 388;III, 127 bkz> muş § küvük |
1432 | çetük | ; erkek kedi· I, 388 |
1433 | çevrülmek | çevrilmek, döndürülmek. II, 230 |
1434 | çevrüşmek | çevrlîmek. II, 208 |
1435 | çevşeñ | gözü sulu, gôzü her zaman akan ki şi·III, 385 |
1436 | çevürgen | her zaman çevlren, I, 522 |
1437 | çevtirmek | çevirmek, bir şeyi sol elin baş parmagı üzerinde çevirmek· II, 82 |
1438 | çétmek | eri;mek· II, 314 bkz> yetmek, yétmek |
1439 | çıbık | çubuk, yaş olan dal, I, 318 |
1440 | çıbıklamak | taze çubukla vurmak. III, 337 |
1441 | çıbırtmak | çırpıçtırmak, taze ;ubukla döğmek· III, 430 |
1442 | çıçalak | serçe parmak, sırça parmak,I, 487 |
1443 | çıçamuk | yüzük parmağı·I, 487 |
1444 | çıf | hurma ve üzüm gibi şeylerin şırasının çömlek veya benzerlerinde kaynamas ından çıkan ses·I, 332 |
1445 | çıfılamak | çığıl çığıl ses verı·nek, şıra kaynarken ses vermek.III, 325 |
1446 | çıg | göçebelerin sele sazı (çığ otu) lle yaptıkları çadır örtüsü·III, 128 |
1447 | çıg | bir Türk arşını, Arap arşının üçte ikisi kadardır, göçebeler bununla bez ölçerler·III,128 |
1448 | çıgan | fakir, yoksul· I, 31 bkz> çıgay |
1449 | çıgay | fakir, yoksul·I, 31, 214, 248, 349;III, 238, 239 bkz> ç ıgan |
1450 | çıgıl | tıgıl ses bildiren bir söz·I, 393 |
1451 | çıgıl | tıgıl kılmak çığıl çığıl etmek,I, 393 |
1452 | çıgılvar | okı bir çeşlt küçük ok·I, 493, 494 |
1453 | çıgır | daryol, küçükyol, çığır,I, 363 bkz> çagır |
1454 | çıgırlamak | çığır açmak; çığır açmağa yönelmek; karda ayağıyla yol açmak·III, 331 |
1455 | çıgırlanmak | çığırlar peyda olmak·II, 267 |
1456 | çıglamak | Türk arşını ile ölçmek·III, 296 |
1457 | çıglanmak | õlçülmek·III, 198 çıglatmak uzunluk õlçtürmek· II, 345 |
1458 | çıgmak | dürmek, çıkınlamak, bağlamak, II, 14, 15 |
1459 | çıgrı | çıkrık, değirmen, çark, dolap gibi şeylerin çıkrığı, ip çıkrığı ve her türlü makara;değre, felek· I, 421, II, 82, 230, 241, 255. 303 § kök ç ıgrısı; felek, gõk değresi- I, 421 |
1460 | çıgrıtmak | çiğnetmek; çiğneterek sertleştirmek; işte pişirmek (insan için)· II, 333 |
1461 | çıgrumak | gevşek şey sertleşmek, III, 280 |
1462 | çıxansı | nakışlı bir Çin ipeklisi· I, 489 bkz>ç ıxansı, çınaxsı |
1463 | çıxşansı | nakışlı bir Çin ipeklisi·I, 489 bkz> ç ıxansı, çınaxsı |
1464 | çıjmak | binilmek veya yüklenmek istenen yag ırlı hayvan eğinmek.II, 9 bkz> çijtürmek |
1465 | çık | inciten ve korkutan kişiye karşı koyamayacak adama söylenen bir korkutma deyimi·III, 130 |
1466 | çıkan | yiğen, hala ve teyze oğlu· I, 402 |
1467 | çıkarmak | çıkarmak· II, 83 |
1468 | çıkılmak | çıkılmak, II, 133 |
1469 | çıkı | ; menfaat, çıkar· I, 368 |
1470 | çıkışmak | çıkmakta yardım ve yarış etmek· II,104 |
1471 | çıkmak | çıkmak· I, 81, 305, 343, 362, 420, 424; II, 17, 18, 116, 246; III, 16, 120, 144, 161 bkz> taşıkmak, tışıkmak |
1472 | çıkmak | çekerek bağlamak,II, 21 bkz> çekmek |
1473 | çıkmak | nemlenmek· III, 183, 184 |
1474 | çıkramak | gıcırdamak. III, 280 |
1475 | çıkraşmak | çokça gıcırdamak, çıkırdamak· II, 209 |
1476 | çıkratmak | gıcırdatmak (diş, kapı, kalem gibi şeyler), II, 334 |
1477 | çıkrışmak | çıkarmakta yardım ve yarış etmek (bir şeyi çıkarmak, meydana çıkarmak gibi). II, 208, 209 |
1478 | çıkturmak | çıkartmak·II, 181 |
1479 | çıkturmak | ıslatmak, ıslak yere koymak· II,181 |
1480 | çılanmak | yaşlıktan ıslanmak; at terlemek· II,150 |
1481 | çılaşmak | ıslatmakta yardım etmek,II, 108 |
1482 | çılatmak | ıslattırmak, atı terletmek·II, 310 bkz> çıylatmak |
1483 | çıldamak | çıldır çıldır etmek· III, 281 bkz>çılramak |
1484 | çılramak | çıldır çıldır etmek, III, 281 bkz>çıldamak |
1485 | çılratmak | seslendirmek, çığıl çığıl ettirmek· II, 333 |
1486 | çımguklanmak | koğcu (dedikoducu) olmak· II, 275 |
1487 | çın | doğru, gerçek, sahih,I, 86. 339;III, 138 § ç ın bütün kişi; kendine güvenilebilen,do ğru dürüst kişi,I, 398 |
1488 | çınaxsı | nakışlı bir Çln ipeklisi,I, 489 bkz> ç ıxansı, çıxşansı |
1489 | çından | sandal ağacı·I, 436; 11 ,122 |
1490 | çından | at kula renkli at· I, 436 çınduturmak caydırmak· II, 182 bkz> çanturmak |
1491 | çıñarmak | araştırmak, tahkik etmek·II, 182 |
1492 | çınıkmak | gerçekleşmek· II, 117 |
1493 | çınlamak | tahkik etmek, gerçekliğini araştırmak·III, 296 |
1494 | çınlatmak | gerçekleştirmek, tasdik ettirmek·II, 345 |
1495 | çıñ | çınlama, çan ve leğen gibi ;eylerln verdiği ses,III, 357 bkz> çirig |
1496 | çıñ | étmek çınlamak·III, 357 |
1497 | çıñıl | çıñıl bir şeyin çingil çingil ses ç ıkarması, III, 366 |
1498 | çıñıl | çıñıl étmek çingil çlngil etmek·III, 366 |
1499 | çiñrak | gür ve pürüzsüz ses,III, 383 |
1500 | çıñramak | çınlamak III, 402 |
1501 | çıñratmak | çınlatmak·II, 358 |
1502 | çıp | her ince ve yumuşak dal·I, 318 |
1503 | çıpıkan | innap, vücutta çıkan kırmızılık· I, 448 bkz> çıpkan |
1504 | çıpkan | innap, Zizyphus vulgarls; vücutta ç ıkan kırmızılık· I, 448 bkz> çıpıkan |
1505 | çır | elbise yırtmakta, yırtılmakta çıkan ses·I, 323 |
1506 | çırguy | ok temreninin şişkince olan yeri· III, 241 |
1507 | çırguy | elbise kuşağının geçeceğl iki taraflı kõprücük· III, 241 |
1508 | çıvı | cinlerden blr bölük· III, 225 |
1509 | çıylatmak | ıslattırmak, at terletmek, II, 310 bkz> çılatmak |
1510 | çi | toprakta yaşlık, yaş·III, 207 |
1511 | çibek | karguy delice doğan, moymul, at-macaya benzeı- bir ku;·I, 388; 111. 241 |
1512 | çibek | karkuy delice doğan, moymul, at-macaya benzeı- bir ku;·I, 388; 111. 241 |
1513 | çibek | kırguy delice doğan, moymul, at-macaya benzeı- bir ku;·I, 388; 111. 241 |
1514 | çibek | kırkuy delice doğan, moymul, at-macaya benzeı- bir ku;·I, 388; 111. 241 |
1515 | çifşeñ | ekşi, ekşimiş III, 385 |
1516 | Çigillemek | Çiğil*lerden saymak, Çigil'lere nisbet etmek·III, 345 |
1517 | Çigillenmek | Çiğil kılıgına girmek,II, 269 |
1518 | çigilmek | düğüm sıkıştırılmak, ip düğümlenmek·II, 134 bkz> çiklişmek, çiktürmek |
1519 | çigir | çigir ekmek içerisinde taş kırıntıları olduğu zaman di;in ezemeyerek çıkardığı ses, I, 363 |
1520 | çigit | pamuk çekirdeği·I, 356 |
1521 | çigne | mala, çiftçilerin "sürgü" dedikleri aygit·I, 435 bkz> çikne |
1522 | çij | demir çivi, zırh çivileri ucu·III, 123, 214 |
1523 | çijtürmek | hayyan yükten belini çökertmek·II, 180 bkz> ; ıjmak |
1524 | çik | bök aşığın sırtının tüseğinin yukarı gelmesi·III, 130 bkz> bök |
1525 | çik | çik oğlağı çağırmak ve gütmek için kullamlan bir söz· I, 334 bkz> çilik çilik |
1526 | çikik | nokta· II, 107 bkz> çekik |
1527 | çikin | ibrişim.I, 414 |
1528 | çikin | üzüm bağlarında biten hayvanların yediği başaklı bir ot·I, 414 |
1529 | çiklişmek | sıkışmak, düğüm sıkışmak· II, 210 bkz> çigilmek, çiktürmek |
1530 | çikne | çiftçilerin "sürgü" dedikleri ayg ıt· III, 301 bkz> çigne |
1531 | çiknemek | sıkı dikmek, altın tellerle (yani kılaptan denen altın sarılı tellerle) ipek kumaş üzerine nakış işlemek; yere sürgü çekmek, I, 414; III, 301 |
1532 | çikremek | bir şeydekl yabancı şey gıcırdamak·III, 280, 281 |
1533 | çikten | eğer örtüsü· I, 435 |
1534 | çik | turmak aşık oyununda aşık yan yatınca çukur tarafı yukarı gelmek· I, 334 |
1535 | çiktürmek | sıkıştırmak, düğüm sıkıştırmak, II, 180 bkz> çigilmek çikli şmek · |
1536 | çil | çokluk bildiren sıfat edatı· III, 56, 57 |
1537 | çil | bere, döğmek yüzünden deri üzerinde olan iz· I, 336; III, 134 |
1538 | çil | çirkinlik, çil· III, 134 |
1539 | çildek | atın göğsünde çıkan bir çıban·I,477 bkz>cılday |
1540 | çile | õğrekteki atın yaş gübresl,III, 233 |
1541 | çilemek | yaşartmak, ıslatmak·III, 271 |
1542 | çilgü | at al at·I, 430 |
1543 | çilik | çilik oğlağı çağırmak için kullanılan bir söz-I, 388 bkz> çik çik |
1544 | çim | bir şeyin çiğ veya ya; olmasında obartma istenildiği zaman kullanılan bir edat·I, 338 §çim yig et; çim çig et·I, 338 § çim öl ton; çip ıslak elbise·I, 338 |
1545 | çim | ayrık otu·I, 338 |
1546 | çiniştürük | bir ağaç meyvesi (fındığa benzer,kırmızımsı beyazı olur, ilk yazda yetişir, yenir),I, 530 |
1547 | çinüştürüksemek | canı "cinüştürük" istemek· I, 280 |
1548 | çiñ | iyice, büsbütün.III, 357 § çiñ tolu; iyice dolu, büsbütün dolu·III, 357 |
1549 | çiñ | leğen ve benzeri şeylerin çıkardığı ses· III, 370 bkz> çıñ |
1550 | çir | yag·I, 323 |
1551 | çirt | ses ifade eden bir söz·I, 341 §çirt sudmak; di şler arasından "çirt" diye tükürük ç ıkamak· I, 341 |
1552 | çiş | çiş kadın çocuğu işetmek istediği zaman söyler; at hakkında da böyledlr, I, 331 |
1553 | çişemek | çişemek, çiş etmek, pislemek (çocuklarda)· III, 267 |
1554 | çişetmek | çiş ettirmek, abdest bozdurmak· II, 307 |
1555 | çit | kamıştan veya dikenden yapılmış duvar veya hüğ, çardak,I, 320 |
1556 | çit | üzeri alaca nakışlı Çin ipeklisl, III. 120 |
1557 | çivgin | yağlı, doyurucu, besleyici· I, 443 bkz>kevgin § çivgin a ş; besleylci yemek· I, 443 § çivgin ot; hayvanları semirten ot·I, 443 |
1558 | çivgünlenmek | vücuda yararlı besleyici bulmak· II, 278 |
1559 | çiydem | yatağa doldurulan veya yağmurluk yapılan ince keçe· III, 176 bkz> çaydam |
1560 | çobulmak | elmanın yarısı, blr ;akı, elma kakı,1, 503 |
1561 | çocuk | domuz yavrusu; her şeyin küçüğu·I, 381 çodın tunç ve çözülmüş bakır, bakır· I, 409 § çoğın esiç; bakır tencere· I, 409 |
1562 | çog | eşya konan heybe, bohça· III, 128 |
1563 | çog | ateş alevi, ateş yalını, güneşin yalını, saçaklarL III, 128 |
1564 | çogı | savaş· I, 41 |
1565 | çogı | gürültü, bağırtı. III, 225, 234 bkz> çagı,çugı |
1566 | çogılamak | bağırmak, çağırmak· III, 324, 325 bkz> çagılamak |
1567 | çoglamak | fil bağırmak· III, 295 bkz> çarlamak |
1568 | çoglamak | bağlamak, bohçalamak, III, 295, 296 |
1569 | çoglanmak | ateş yalınlanmak, güne; yalını yere düşmek· II, 245 |
1570 | çoglanmak | toplanmak, akışarak toplanmak· II, 245 |
1571 | çoglanmak | bağlanmak, heybelenmek· III, 198 |
1572 | çoglatmak | bohçalatmak, sardırmak,II, 345 |
1573 | çogmak | sarmak, sıkı bağlamak·I, 210 |
1574 | çogulmak | bağlanmak, bohçalanmak·II, 133 çok kötü, alçak· III, 130 |
1575 | çokmak | süzülüp inmek, konmak· Il, 17; III, 46 bkz> çakmak, çukmak |
1576 | çokmaklanmak | yılan çöreklenmek II, 275, 279 |
1577 | çokramak | (pınarda su ve tencerede bir şey) kaynamak·III, 280 |
1578 | çokrama | yul suyu çok olan, fışkıran kaynak;fışkırma I, 492;III, 4 |
1579 | çokraşmak | çoğalmak ve dalgaIanmak.II, 208 |
1580 | çokratmak | kaynatmak.II, 333, 334 |
1581 | çokturmak | saldırtmak, üzerine indirtmek II, 181 |
1582 | çolak | çolak· I, 381 |
1583 | çomak | asâ, çomak, I, 381 |
1584 | çomak | üygurlar'ca ve bütün Müslüman olmayan halk taraf ından Müslümanlar'a verilen ad, Müslüman .I, 381;II, 3 § çomak eri; Müslüman.I, 381 |
1585 | çor | avret yeri bitişik olan kadın, sarılgan bitki·III, 121, 122 |
1586 | çovlı | tutmaç süzgeci, III, 442 |
1587 | çögen | topu çekmek için kullanılan ucu eğri bir değnek, çevgen· I, 187, 223, 242, 402 |
1588 | çöjülmek | gevşek ip gerilmek; uzayıp silnmek· II, 132 bkz> çüjülmek |
1589 | çök | çök deveyi ıhtırmak için kullanılır bir söz· I, 334 |
1590 | çökdi | kulağın altında "kafa baltası" denen yer·I, 418 |
1591 | çökmek | diz çökmek, dibe çökmek· II, 21, 33 |
1592 | çöktürmek | çöktürmek, maden ayırıp çök-türmek· II, 181, 182 |
1593 | çökürmek | çökermek, ıhtırmak· II, 84 |
1594 | çöküt | kısa· I, 356 çökütlük kısalık, cücelik. I, 506 |
1595 | çömçe | kepçe, çömçe·I, 417 |
1596 | çömgen | her zaman dalan, I, 401 |
1597 | çömmek | dalmak, çimmek I, 401 |
1598 | çöñek | çömçe, kutu· II, 290 |
1599 | çöp | tutmaç parçası· I, 318 |
1600 | çöp | şarabın tortusu, her şeyin çöküntüsü, çöp, çör çöp; herhangi bir şeyin çökeli I, 318; III, 119 |
1601 | çöp | çep kişiler değersiz kimseler.I, 318 |
1602 | çöpik | meyve yenildikten sonra atılan şey, çör çöp· I, 390 bkz> şöpik |
1603 | çörek | çörek· I, 388 |
1604 | çöreklemek | çörek yapmak· III, 340 |
1605 | çubartmak | çalıp, soyup çıplak bırakmak, cıbırlatmak· III, 429, 430 bkz> çubartus ımak |
1606 | çubartusımak | çalıp soymak ve çıplak bırakmak, III, 430 bkz> çubartmak |
1607 | çufga | çabuk gitmek isteyen bir postac ının,yoldan alıp başkasını buluncuya değin binip gittigi at· 1. 424 |
1608 | çufga | kılavuz, başbuğ·I, 424 |
1609 | çugı | gürültü·III, 128 bkz> çagı, çogı |
1610 | Çuglan | Karluk büyüklerinnin adlarından· I, 444 |
1611 | çugurdan | uçurum, yar· I, 512 |
1612 | çuh | çuh atı yürütnnek ve azarlamak için ç ıkarılan ses· III, 117, 118 |
1613 | çukmak | süzülüp inmek, konmak· bkz> çakmak, çokmak |
1614 | çukmın | kurabiye blçlminde yapılan bir ekmek, çömlekte su buğusunda pişirillr·I, 444 |
1615 | çukubarı | pota yapılan çamur, lüleci çamuru· III, 243 bkz> hukubar ı |
1616 | çulbuş | elbiseye ve ele yapi{an meyve yap ı;kanlığı· I, 460 |
1617 | çulık | çulluk, öveyik büyüklugünde alacal ı bir su kuşu·I, 381 |
1618 | çulıman | su birikintisi· I, 448 |
1619 | çuluman | ış içinden çıkılamayan iş, çepreşik iş· I, 448 |
1620 | çulk | cılk, büsbütün, dibelik. I, 349 § çulk esgürük (esrük);c ılk sarhoş, bütün bütün sarhoş· I, 349 |
1621 | çulkuy | bir tarafa çarpılmı;· III, 242 § çulkuy elig; eli çolak, III, 242 § çulkuy etük; topu ğu çarpık papuç· III, 242 |
1622 | çumalı | karınca· I, 448 |
1623 | çumguk | ayağı ve başı kızıl, kanadında ak tüy olan karga, ala karga· I, 33, 470 bkz> çumuk |
1624 | çumılı | bolmak sıcaktan göz kararmak, I, 448 |
1625 | çummak | insan suya dalmak· II, 26 |
1626 | çumruşmak | dalmakta yardım ve yarış etmek·II, 208 |
1627 | çumturmak | çimdirmek II, 182 çumuk ala karga· I, 33, 470 bkz> çumguk |
1628 | çumurmak | suya daldırıp batırmak· II, 85 |
1629 | çumuşluk | aptesane, ayakyolu· I, 503 |
1630 | çumuşmak | suya dalmakta yarış etmek, I,441; II, 111 |
1631 | çunmak | yıkanmak,II, 314 bz |
1632 | çupan | köy büyüğünün (muhtarının) yamağı,gizir.I, 402 |
1633 | çupra | eski elbise·I, 421 |
1634 | çuram | diğerlerinden daha uzağa glden yegnl bir ok atılı;ı· I, 412 § çuram okı; dlğerlerinden daha uzağa gidecek ;ekilde atılan ok,l, 413 |
1635 | çur | çur hayvan sagılırken sütün kapta çıkardığı ses, I, 485 bkz> çür çür § tevl emgi çur çur; hayvan sağılırken sütün kapta çıkardığı ses (deve için), I, 485 |
1636 | çurnı | Türk hekimlerinin yaptikları sürgünlük ilâcı· 1. 435 |
1637 | çutur | huyu kötü,I, 363 |
1638 | çuvaş | çadır·I, 195;II, 7. 190; III, 60 |
1639 | çuvı | Hotan tõresince hakandan iki derece a şağı kimselere verilen ungun· III, 225 |
1640 | çuvlamak | bõrtmek, iyi pişmemek· III, 296 |
1641 | çuvşamak | kaynamak ve köpüklenmek; karn ı yanmak ve ekşimek· III, 286 |
1642 | çuvşatmak | ekşitmek, II, 336, 337 |
1643 | çuz | yaldızlı kırmızı renkli bir Çin kumaşı·I, 325 |
1644 | çü(çu) | emirde (olumlu ve olumsuz) pekitme bildiren bir edat-III, 207 bkz> şu, şü |
1645 | çübek | çocuk çükü·I, 388 bkz> çekik |
1646 | çübür | keçi kılı-I, 363 |
1647 | çübür | çebür abur cubur, malın kötüsü ve değersizi·I, 363 |
1648 | çübürlenmek | keçi kıllanmak, keçinin kılı bitmek·II, 266 bkz> çüpürlenmek |
1649 | çüjmek | çekerek uzatmak, uzunluğunaçekmek.II, 9 |
1650 | çüjtürmek | gerdirmek, çektirmek,II, 180 |
1651 | çüjülmek | gerilmek, gevşek ip gerilmek, sakız veya macun gibi şeyler uzayıp sünmek· II, 132 bkz> çöjülmek ; |
1652 | çükreklenmek | yün elbise sahibi olmak ve giymek. II, 277 |
1653 | çülükmek | bozulmak, perişanlaşmak. II, 118, 119, 166 |
1654 | çümerük | kişi her zaman gözü sulanan, gözü az gören adam· I, 488 |
1655 | çümgen | çimenlik, ayrıkotu, Panlcum dactylon· |
1656 | çümmek | õrdek suya iylce dalmak·II, 26 |
1657 | çümtürmek | suya daha derin daldırmak,II,182 |
1658 | çümürmek | suya derin daldırmak·II, 85 |
1659 | çümüşmek | suya daha derin daldırmakta yarış etmek·II, 111 |
1660 | çilnük | çınar ağacı, I, 388 bkz> çarun, şünilk |
1661 | çüpürlenmek | keçi kıllanmak II, 266 bkz> çübürlenmek |
1662 | çür | menfaat· I, 323 |
1663 | çür | çür süt sağılırken kapta çıkardığı ses, herhangi bir akarın çıkardığı ses· I, 323 bkz> çur çur |
1664 | çürkü | çiş (çocuklar için).I, 430 |
1665 | çürlemek | menfaat elde etmek,I, 323 |
1666 | çürlenmek | faydalanmak·II, 245 çürletmek aşırtmak.II, 345 |
1667 | çüşek | ot, çayır·I, 389 |
1668 | çüvüt | boya.III,162 bkz> çüvüt § kızıl çüvüt;kızıl boya, zindfre, sülüğen· III, 162 § alçüvüt; al boya· 111.162 § kök çüvüt; lacivert boya· III, 162 § ya şıl çüvüt; yeşil boya· III, 162 § sarıg çüvüt; sarı boya, zırnık. III, 162 |
1669 | çüvüt | } |