Cihan Varolmadan Ketmi Ademde
Tefekkür eyledim ben kendi kendim
Mucize görmeden imana geldim
Şahımerdan ile Düldüle bindim
Zülfikar bağladım tiğ taşıdım ben
Sekahüm hamrinden içildi şerbet
Kuruldu aynıcem ettik mahabbet
Meydana açıldı sırrı hakikat
Aldığım esrarı çok taşıdım ben
Hidayet irişti bize Allahtan
Biat ettik cümle Resulûllahtan
Haber verdi bize seyrifillâhtan
Şahımerdan ile sırdaş idim ben
Bu cihan mülkünü devredip geldim
Kırklar meydanında erkâna girdim
Şahı velâyetten kemerbest oldum
Selmanı Pâk ile yoldaş idim ben
Şükür matlabımı getirdim ele
Gül oldum feryadı verdim bülbüle
Cemolduk bir yere Ehlibeyt ile
Kırklar meydanında ferraş idim ben
İkrar verdik cümle düzüldük yola
Sırrı fâşetmedik asla bir kula
Kerbelâda İmam Hüseynle bile
Pâkettim dâmeni gül taşıdım ben[1]
Şu fenâ mülküne çok geldim gittim
Yağmur olup yağdım ot olup bittim
Urûm diyarını ben irşat ettim
Horasandan gelen Bektaş idim ben
Gâhi nebi gâhi veli göründüm
Ğâhi uslu gâhi deli göründüm
Gâhi Ahmed gâhi Ali göründüm
Kimse bilmez sırrım kallâş idim ben
Şimdi hamdülillâh Şirî dediler[2]
Geldim gittim zatım hiç bilmediler
Sırrımı kimseler fehmetmediler
Hep mahlûk kuluna kardaş idim ben