Binali Yıldırım'ın 16 Mart 2017 Çankırı mitinginde yaptığı konuşma
Aziz vatandaşlarım, değerli Çankırılı kardeşlerim, Çankırı’nın güzel insanları, hanımefendiler, beyefendiler, sevgili gençler; hepinizi muhabbetle selamlıyorum.
Buradan Atkaracalar’a, Bayramören’e, Çerkeş’e, Eldivan’a, Ilgaz’a, Kızılırmak’a selamlarımı, sevgilerimi gönderiyorum. Korgun’a, Kurşunlu’ya, Orta’ya, Şabanözü’ne, Yapraklı’ya selam gönderiyorum.
Yarenler diyarı Çankırı, 16 Nisan’a hazır mı? "Evet" Maşallah. Çankırı’nın insanı feraset sahibidir, Çankırı’nın insanı asildir, çalışkandır, yarendir yaren. Türkiye’nin tadı-tuzu Çankırı’dan sorulur. Bütün Türkiye’nin sofrasında Çankırı’nın tuzu vardır tuzu. Sizler Türkiye’yi daha büyük hedeflere taşımak için her zaman yanımızda oldunuz. Milletin adamı, AK Parti Genel Başkanı, Kurucu Genel Başkanı, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın hep yanında oldunuz. Size Cumhurbaşkanımızın selamını getirdim.
Değerli Çankırılılar; 2007 halkoylamasında Çankırı bir destan yazdı, cumhurbaşkanını halk seçsin dedi, yüzde 81,5 destek verdiniz, Allah sizden razı olsun. “AK Gençlik burada, devletinin yanında” Eyvallah.
Şimdi Çankırı, hanımefendiler, beyefendiler, AK Gençlik, ülkücüler, milliyetçi kardeşlerim; sizden bir söz almak istiyorum. Çankırı, Türkiye rekoruna talip mi? "Evet" Yüzde 95’e ne dersiniz? "Evet" Tamam mı? "Tamam" Yüzde 5 de onlara kalsın canım, hepsine gerek yok değil mi? Onlara kalsın kalsın. Kalmasın mı? Peki, siz ne diyorsanız o, Allah sizden razı olsun.
16 Nisan’da yarenler sandıkları tıka-basa neyle dolduracak? "Evet" Bir daha diyelim. "Evet" Bir daha. "Evet" Allah sizden razı olsun.
Değerli kardeşlerim; 15 Temmuz gecesi bu meydana şurada gördüğünüz meydana 1 saat içinde 25 bin kişiyle doldurdunuz. Türkiye’ye sahip çıktınız, demokrasiye sahip çıktınız, milli iradeye sahip çıktınız. Recep Tayyip Erdoğan’a, Başbakan’a, Hükümete sahip çıktınız. Türkiye’nin geleceğine sahip çıktınız ve bu güzel ülkeyi alçak FETÖ hainlerine teslim etmediniz. Size yakışanı yaptınız, Allah sizden razı olsun.
Bu topraklarda yetişen 9 yiğit evladımızı, Çankırılı 9 yiğidimizi o gece şehit verdik. Onların hepsi Çankırı’nın baş tacıdır, medarı iftiharıdır. 15 Temmuz şehitlerimize ve ülkemizin bağımsızlığı için, milletimizin birliği için hayatını kaybeden, şehit olan bütün kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Kahramanlığınız, yiğitliğiniz için sizlere teşekkür ediyorum.
Çankırı bizim 15 Temmuz karargâhımızdır. Biliyorsunuz o gece de siz bu meydandaydınız, ben de hemen yukarıda Ilgaz’daydım. Ilgaz’dan bu alçak darbe girişimini önlemek için gerekli talimatları, çalışmaları oradan yaptım. Dolayısıyla Çankırı’nın benim için özel bir anlamı var. Çankırı, ikinci Kurtuluş Savaşı’nın verildiği yerdir. Türkiye’nin tapusunun sahibidir.
Sevgili Çankırılılar; FETÖ, PKK, PYD, DEAŞ terör örgütlerine karşı sizden aldığımız güçle amansız bir mücadele veriyoruz. FETÖ’nün inine gireceğiz dedik girdik. Şimdi kaçacak yer arıyorlar. Nereye kaçarsa kaçsınlar, hiç fark etmez. Eninde sonunda adaletin önüne çıkacak, gerekli hesabı verecekler. Şehitlerin hesabını verecekler, gazilerimizin hesabını verecekler.
PKK, bölücü terör örgütünün mağaralarını, inlerini başlarına geçirdik. Kazdıkları o çukurdan çıkamadılar. Başta Kürt kardeşlerimiz olmak üzere bu ihanete bütün millet karşı çıktı. Ardından güvenlik güçlerimiz gereğini yaptı, artık terörle mücadelede de kararımız tamdır. Terör neredeyse, ister yurt dışında, ister yurt içinde, oralara gideceğiz, inlerini başlarına geçireceğiz. Suriye’de Fırat Kalkanıyla başarılı bir operasyon yapıp DEAŞ terör örgütünü nasıl yok ettiysek, diğerlerini de aynı şekilde halledeceğiz.
Değerli kardeşlerim; birileri teröristlerle iş tutabilir. Ama Türkiye Cumhuriyeti terörle asla iş tutmayacak kadar büyük bir devlettir. Bizim terörle mücadelemizin ülke güvenliği olduğu kadar bölge güvenliği ve dünya barışı için önemi büyüktür.
Değerli kardeşlerim; demokratik… “AK Gençlik seninle gurur duyuyor” Sağ olun, sağ olun, Allah sizden razı olsun.
Değerli kardeşlerim; bazı ülkeler var Avrupa değerleri diyor, özgürlük diyor, insan hakları diyor, diyor da diyor. Ama onların gerçek yüzünü şu bir haftada gördük; Almanya’sı, Hollanda’sı, İsviçre’si. Mesele Türkiye olunca nasıl birdenbire diktatörleştiklerini, nasıl yasakçı bir uygulamaya geçtiklerini hep beraber gördük değil mi?"Evet" Oralarda hayır demek serbest, evet demek yasak. Bunların fikir özgürlüğünden, hürriyetlerden, insan haklarından anladığı bu kadar. Ne diyor gönüller sultanı Mevlana Celaleddin-i Rumi: “Ya olduğun gibi görün ya da göründüğü gibi ol.” Ey Hollanda, ey Almanya; özgürlükçü görünüp yasak uygulamak size yakışıyor mu? Türkiye’ye düşman olanları, teröristleri koruyup kollayacaksınız, cirit atacaklar, bakanlarımız geldiğinde de yolunu keseceksiniz konuşturmayacaksınız. Orada yapılanları görüp bakanlarımıza destek olmaya gelen soydaşlarımızı, gurbetçilerimizin üzerine de atlarınızla-itlerinizle yürüyeceksiniz. Bu zorbalık, bu yasakçı zihniyet Avrupa için kara bir lekedir. Hiç merak etmeyin, Türkiye büyük bir devlet, artık Avrupa bile siyasetini Türkiye’ye göre yapıyor. Bakın sonuçlara; Türkiye, Hollanda seçimlerine de ayar verdi, ayar verdi. Bir müddet daha ırkçılığı Avrupa’da frenledi. Ama aklınızı başınıza alın. Bu düşmanca politikalar, İslam düşmanlığı, Türk düşmanlığı, İslam korkusu sizi doğru bir sonuca götürmez. Onun için bölgesel barış, küresel kardeşlik için, din-mezhep görüş farklılıklarını bir tarafa bırakacağız. Çünkü biz aynı Yaratan’ın kullarıyız. Yaratan’dan ötürü birbirimizi seveceğiz.
Şunu Avrupa’nın bazı ülkeleri hiç unutmasın: Bu yapılanları bir kenara yazdık, gerektiği zaman gerekli karşılıklar da verildi, verilmeye devam edeceğiz. Bu baskıcı tutuma en güzel cevabı siz Çankırı 16 Nisan’da vermeye hazır mısınız? "Evet"
Eminim ki Avrupa’da yaşayan 5 milyon kardeşimiz de bunları takip ediyor. Onları sakin olmaya, kışkırtmalara aldırış etmemeye davet ediyorum. Değerli gurbetçi kardeşlerim; vereceğiniz cevap seçiminiz olsun, 16 Nisan’da vereceğiniz cevap Avrupa için en iyi ibret olsun. Ey Hollanda, Rotterdam oradaysa Çankırı burada, yarenler diyarı burada. 16 Nisan’da büyük Türkiye’nin önünü açmaya hazır mıyız? "Evet" 16 Nisan’da yeni bir diriliş, yeni bir yükselişe var mıyız? "Evet" Allah razı olsun.
Değerli Çankırılı kardeşlerim; bazıları bu değişimi istemiyor. “Başbakan Binali Yıldırım” Sağ olun, Allah razı olsun, sağ olsun. Şimdi bazıları bu değişimi istemiyor, niye istemiyor? Onlar hep değişimden korktular. Değişim demek gelişme demek, değişim demek kalkınma demek, değişim demek daha fazla büyüme demek, daha fazla fabrika demek, gençlere daha fazla iş demek. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi şahısların meselesi değil memleket meselesidir, sen-ben meselesi değil. Diyorlar ki, bu sistem Recep Tayyip Erdoğan için. Buradan söylüyorum, Çankırı’dan söylüyorum; bu sistem değişikliği Erdoğan için değil her doğan içindir, her doğan içindir.
Peki, bu değişiklikle ne olacak? Ortalıkla yalan yanlış bilgi kirliliği dolaşıyor. Kemal Kılıçdaroğlu sazı almış eline aklına geleni söylüyor. Ama söylediklerinin hiçbiri bir işe yaramaz. Ancak bir tane doğru şey söyledi, bugüne kadar tek bir şeyi doğru söyledi, onun için teşekkür ediyorum. Bir radyo programında ne dedi biliyor musunuz? “AK Gençlik burada, Reisinin yanında” Eyvallah gençler, şimdi şunu bir anlatayım: Bir radyoda soruyorlar, diyorlar ki; ya bu sistemi niye istemiyorsunuz? Diyor ki Kılıçdaroğlu; efendim, bu sistem değişirse, yeni sisteme göre cumhurbaşkanı bir partiden seçilir, başbakan da başka partiden olursa, bunlar anlaşamazlarsa ne olacak. Uyan da balığa gidelim, uyan uyan. Ya zaten bunun için bu değişiklik yapılıyor. Yardımcısı da diyor ki; Kılıçdaroğlu bu Anayasa değişikliğini okumadı diyorsunuz, o tersinden bile okur diyor. Doğru, tersinden okumuş, o da doğru.
Şimdi hanımefendiler, gençler; bizim anlatmaya çalışıp da anlatamadığımızı Kemal Bey en iyi şekilde anlattı. Bir eksiği kaldı, bu şartlar altında artık hayır kampanyasını bırakıp bizim kampanyaya dahil olsun, ona da yer var, ona da yer var.
Şimdi aslında vatandaşımızın bununla bir problemi yok. CHP’ye gönül veren, MHP’ye gönül veren, AK Parti, Saadet Partisi, Büyük Birlik Partisi, diğerleri, aslında vatandaşlarımızın tamamı Türkiye’nin daha fazla büyümesinden, kişi başı milli gelirin 10 sene sonra 30 bin dolarlara çıkmasından bir rahatsızlığı yok. Türkiye’nin parmakla gösterilen ülkeler arasına girmesinden bir rahatsızlığı yok. Az önce İsmet Bey anlattı burada. Biz ne yapacağız bu değişiklikle? Şimdi yüzde 30 oy alan, 25 oy alan hükümet kurmak için aylarca diğer partilere yalvaracak-yakaracak, dil dökecek, vaatlerde bulunacak, zor bela hükümet kuracak. Ondan sonra da, 2 ay sonra da birbirlerine girecekler; bu ülke bunu hak etmiyor. İşte bu sistem neyi getiriyor biliyor musun? Bu sistemde yüzde 50’nin altında oy alırsa hükümet kurulmuyor. Mutlaka sandığa giden vatandaşlarımızın yarısından bir fazlası evet demesi lazım, seçmesi lazım. İki tane sandık gelecek önünüze; bir cumhurbaşkanı, biri milletvekili seçimi, aynı anda olacak. Farklı farklı, biri yazın-biri kışın yok. Bir sefer sandığa gideceksiniz, kararınızı vereceksiniz. Zırt pırt-zırt pırt seçim yok. Seçim bitecek geçim devam edecek.
Sevgili kardeşlerim; burada karar verdiniz, sandıklar açıldı, cumhurbaşkanını seçtiniz. İşte o andan itibaren hükümet başladı. 5 yıl, 5 yıl boyunca işler yapılacak. Eğer böyle olmazsa, şu Ilgaz Tüneli, 11 kilometre Ilgaz Tüneli nasıl yapılır, yapılabilir mi? 100 senedir yapıldı mı? Allah’tan sizin iktidarınız AK Parti geldi de yaptı bitirdi. Ama daha fazlasını yapacağız, bu ülkenin daha fazlasına ihtiyacı var. Dolayısıyla… “Çankırı seninle gurur duyuyor” Eyvallah, biz sizinle gurur duyuyoruz. Şimdi bir de bunlar tutturmuş, 18-25 yaşa karşı çıkıyorlar. Kardeşim, Türkiye’nin nüfusunun yarısına yakın 30 yaşın altında, 25 yaşın altındaki nüfus yine toplam nüfusun yüzde 40’ı. Niye karşı çıkıyorsun? Efendim diyor, 18,19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, bu yaşlarda belediye başkanı olunur mu, meclis üyesi olunur mu, muhtar olunur mu, milletvekili olur mu? Ne yapacak, 60 yaşına senin gitmeni mi bekleyecek? Gençlerin siyaset yapmak hakkı yok mu? Sadece gençler bayrak mı asacak, tezahürat mı yapacak? Siyaset de yapacak, ülkenin problemlerini de takip edecek. Onun için gençlere güvenmeyen ülkenin geleceğine güvenmez. Bunlar gençlere güvenmiyor. Biz de diyoruz ki; gençler geleceğimizdir, Türkiye’nin geleceğidir. Onun için siz her şeye layıksınız. O yüzden 18 yaş, 19 yaş, 20 yaş, 21 yaş, 25 yaşını bitirince kadar 9 milyon insanımıza siyasetin kapısını açıyoruz; hayırlı uğurlu olsun. Ama buna karşı çıkanların da hesabını 16 Nisan’da vereceğiz değil mi? "Evet" Gençler, bu düzenlemeye hazır mıyız? "Evet" Evet diyor muyuz? "Evet" Bir de diyorlar ki 550 milletvekilini niye 600’e çıkarıyorsun, fuzuli masraf oluyor. Sen bunu söyleyeceğine kardeşim, bir tane milletvekilin bir senede 2 trilyon telefon, mektup parası ödemiş, eğer o ödemeseydi 10 tane milletvekilinin 4 senelik maaşı; bırak bunları, geç bunları, millet yemez bunu. Onun için dürüst olmak lazım. Türkiye’de milletvekili sayısıyla başka ülkelerinkini kıyaslayalım, Türkiye’de daha az. 100 binden fazla seçmene 1 milletvekili düşüyor, Avrupa ülkelerinde 36 bin, 40 bin. Onun için milletin vekillerinin fazla olması, milletin dertlerinin Ankara’da daha fazla takip edilmesinden niye rahatsız oluyorsun? Bunların tabii milletle işi-gücü olmadığı için vekil fazla olmuş, eksik olmuş bir şey yok. Yan gel yat, CHP’nin mirasını, Atatürk’ün partisinin mirasını har vurup harman savur tüket, var mı böyle yağma? Bu sistemde çalışacaklar, onlar da ter dökecek, daha çok çalışacaklar. Milletin, sizin gözünüze girmeye çalışacaklar. Başka türlü bunların ayakta kalma şansları yok, onun için karşı çıkıyorlar.
Bunların sanatı konuşmak, herkesin bir kabiliyeti var. AK Parti, biz çalışa çalışa milletin önüne gidiyoruz, bunlar da konuşa konuşa gidiyor. Onlar konuşur, AK Parti… "AK Parti yapar" Onlar konuşur… "AK Parti yapar" Onlar konuşur… "AK Parti yapar"
İşte bu kadar. Laf üstüne laf değil taş üstüne taş koyarak bugünlere geldik. Hizmet ederek, Türkiye’ye dünyanın en büyük eserlerini kazandırarak geldik sevgili kardeşlerim.
Yeni sistemde ne var? İstikrar var, güven var, güçlü Meclis var, güçlü yönetim var. İkide bir seçim yok. 5 senede bir seçim var. Eğer çok iyi çalıştıysan bir dönem daha seçiliyor. Üçüncüyü istiyorum desen, yok kardeşim, yeter, yeni biri gelsin. Hani diyorlar ya… “Başbakan Binali Yıldırım” Bir de diyorlar ki sevgili Çankırılılar, her şeyi tek adam yapacak. Ya kardeşim, siz dünyanın neresinde iki tane cumhurbaşkanı gördünüz, iki tane meclis başkanı, iki tane muhtar? Şimdi Buğday Pazarı’nın bir muhtarı var değil mi? CHP diyor ki, yetmez, buraya bir muhtar daha seçelim. Aksu Mahallesi’nin muhtarı da tek, bu da yetmez, bir muhtar daha olsun. Abdülhalik Renda Mahallesi’nin muhtarı da bir tane, yetmez diyor. Cumhuriyet Mahallesi’ne hele 2 tane yetmez 4 tane seçelim diyor. Fatih Mahallesi, olur mu canım bir muhtar, 5 tane olsun. Sanki İstanbul’u fethetmeye gidecek. Olamadı Karataş, Esentepe, 14 mahalleye 28 muhtar, 374 köye çarpı iki, kaç ediyor? 730. Böyle şey olur mu ya? Bunlar pusulayı yitirmiş vaziyetteler. Kardeşim, belki ki bunlar HDP’yle biraz çok sıkı fıkılar ya, eşbaşkanlığa kafayı takmışlar, eşbaşkanlığa kafayı takmışlar, eşbaşkanlığa. Hadi sizin için uygun olabilir, ama millet bunları istemiyor. Millet diyor ki, cumhurbaşkanı tek olacak, patron da millet olacak, 80 milyon arkasında olacak. Patronun millet olduğu yerde tek adam olur, ama milletin emrinde olur; padişahlıkla, diktatörlükle bunu karıştırmayın.
Meclis ilk defa yargıya üye seçecek, buna da karşı çıkıyorlar. Diyorlar ki, yargı bürokrasisi kendi arasında seçsin. Kardeşim, milletin seçtiği mi doğru, yoksa memurların kendi aralarında seçtikleri mi? Bunlarda milli irade, milli egemenlik duygusu da gelişmemiş. Meclise güven yok, vekillerine güven yok, millete güven yok, bürokrasiyle işi yürütmeye çalışacaklar; olmaz bir şey. Bu sistemde yargı da bağımsız, yargı da tarafsız.
Bunlar kardeşim, yeni sistemde cumhurbaşkanı Meclisi feshedecekmiş? Yıldızlı kuyruklu yalan. Ne var? Yeni sistemde Meclis ve cumhurbaşkanı…
Ya biz de avaz avaza bağırıp anlatmaya çalışıyoruz. Çankırı bitirmiş işi, bitirmiş. Tamam, ben burada kesiyorum, bitti, bundan sonrası fuzuli.
Evet, şimdi Çankırı’ya neler yaptık, biraz da Çankırı’yı konuşalım, tamam mı? "Evet" Hazır mıyız? "Evet" Güzel.
"Çerkez seninle gurur duyuyor" Çerkez, Çankırı, biz sizinle gurur duyuyoruz.
Değerli kardeşlerim, bakın Çankırı’ya Japonlar bir büyük fabrika kurdular, bu fabrika 2 milyarlık yatırım yapacak, bir kısmını yaptı, 2500 kişiye iş, aş temin ediyor. Dolayısıyla Çankırı gittikçe Türkiye’nin üreten, ticareti gelişen bir merkezi haline geliyor.
Şu Çankırı-Ankara yolunu bir hatırlayın, nasıldı, şimdi nasıl? Kaymak gibi yol oldu. Çankırı’dan Ilgaz’a giden o İn Dağı’nı hatırlayın, İn Dağı. 12 tane viraj, inerken başınız dönüyordu. Şimdi nasıl? Kaymak gibi. Oradan geçiyorsunuz Ilgaz Dağı, dur bir dakika, geçemezsin diyor; öyle mi? İstersen müsaade etme, deler geçeriz dersiniz, deldik geçtik. Şimdi Çankırı-Kastamonu arası ne kadar arabayla, Hüseyin Filiz, ne kadar? Yarım saat. Var mı böyle bir şey? Var var. Millete sevdalı olursanız Şirin olursunuz, Ferhat olursunuz dağları delersiniz, milletinizle buluşursunuz.
Çankırı’ya 15 yılda 5 milyar yatırım yaptık, helali hoş olsun.
2002 yılında Çankırı’da ihracat bilinmiyordu, bugün Çankırı 77 milyon dolar ihracat yapıyor.
234 derslik, 3300 konut ve 6 hastane yaptık.
Ama şimdi biliyorum Çankırı’da hastane yetersiz kalmış, bugün arkadaşlar söyledi. Çankırı’ya yıkışır güzel bir hastaneyi de inşallah yapacağız.
2500 kişilik Orhan Saka Spor Salonu olmak üzere 13 tesisini yaptık, Çankırı’nın hizmetine verdik.
2007’de Çankırı Karatekin Üniversitesini kurduk mu? "Evet" Kurduk mu gençler? "Evet" 14 bin öğrencisi var, daha da artacak.
Biz Çankırı’yı ihmal edenler, unutanlardan olmadık. 2002’de güzel Çankırı’da sadece 18 kilometre yol vardı, plakası kadar. 15 yılda bunun üzerine tam 218 kilometre yol yaptık, helal olsun, tam 12 kat. Çankırı’yı Ankara’ya, Karabük’e bölünmüş yolla bağladık mı? "Evet" Yolları böldük hayatları birleştirdik. Yolları böldük milleti birleştirdik. Doğuyla, batıyla, kuzeyle, güneyle milleti kardeş yaptık. Yolları böldük gönülleri birleştirdik. Yolları böleriz, Türkiye’yi böldürtmeyiz.
139 yıllık hayal Ilgaz 15 Temmuz İstiklal Tünelini açtık, Çankırı’yı Kastamonu’ya, Ankara’ya komşu yaptık, 61 dönüm araziyi sulamaya açtık, barajlar yaptık, taşkın koruma tesislerini bitirdik. 540 milyon tarıma, hayvancılığa destek verdik. Çankırı’ya hizmetlerimiz bundan sonra da devam edecek.
Kurşunlu Devlet Hastanesini, yeni 1175 TOKİ konutunun yapımına devam ediyoruz.
Korgun, Demirçevre, Karatekin barajları başta olmak üzere Çankırı’ya 5 baraj daha yapıyoruz.
Çerkez, Kurşunlu gençlik merkezleri, olimpik yüzme havuzunun inşaatı devam ediyor.
Siz her zaman hizmetin, yatırımın en güzeline layıksınız, ne gerekiyorsa yapılacak.
Sevgili Çankırılılar, 16 Nisan Türkiye için, milletimiz için bir milat olacak. 16 Nisan büyük Türkiye’nin, ak günlerin adresi olacak. Çakırı 16 Nisan’da gür sesle evet diyecek, Çankırı kazanacak, Türkiye kazanacak. 16 Nisan’dan sonra krizlerin sona erdiği, sürekli huzurun, kardeşliğin, istikrarın olduğu bir Türkiye dönemi başlayacak.
Türkiye’nin geleceği için Çankırı hazır mı? "Evet" Evet mi? "Evet" Dünya devi Türkiye için hazır mıyız? "Evet" Mesele memleket meselesi olunca, her şeye hazır mıyız? "Evet" Sizin evet dediğiniz her şeye biz de evet diyoruz.
Tek millet için… "Evet"
Tek devlet için… "Evet"
Tek vatan için… "Evet"
Tek bayrak için… "Evet" Evet evet evet. Allah sizlerden razı olsun.
Sağ olun, var olun, Allah’a emanet olun sevgili Yarenler, sevgili kardeşlerim.
Kaynak: "Başbakan Yıldırım'ın Çankırı Evet Diyor Mitingi'nde yaptığı konuşmanın tam metni". AKP resmî sitesi. 26 Mart 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi.
|