Binali Yıldırım'ın 10 Nisan 2017 Aydın mitinginde yaptığı konuşma


Değerli Aydınlılar, hanımefendiler, beyefendiler, sevgili gençler; hepinizi hasretle, muhabbetle selamlıyorum.

Buradan Bozdoğan, Buharkent, Çine, Didim, Germencik, İncirliova, Karacasu; oradaki hemşehrilerime selamlar gönderiyorum. Karpuzlu, Köşk, Kuşadası, Kuyucak, Nazilli, Söke, Sultanhisar, Yenipazar; sizleri gönülden selamlıyorum.

Demirci Mehmet Efe’nin şehri Aydın, Yörük Ali Efe’nin şehri, Umur Beyin şehri, Çaka Beyin şehri Aydın. Dağlarından yağ, ovalarından bal akan şehir Aydın, seni kalpten selamlıyorum.

Aydın, demokrasi şehidimiz, milletin adamı Adnan Menderes’in memleketi Aydın, seni kalpten selamlıyorum. Memleketinde Aydın’da demokrasi kahramanımız, mücadele adamı, vatan sevdalısı merhum Adnan Menderes’i rahmetle, şükranla, minnetle anıyorum. Bu ülkeye çok büyük eserler verdin, demokrasi mücadelesinde dünyaya örnek oldu Adnan Menderes. Mekanı inşallah Cennet olur.

Sevgili Aydınlılar, değerli kardeşlerim; dün İzmir’de Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla muhteşem bir miting yaptık. Önceki gün İstanbul’da tarihi bir miting yaptık. Sizlere İstanbul’un, İzmir’in, oradaki kardeşlerimizin selamını getirdim. Sizlere Ardahan’dan Edirne’ye, Hakkari’den İzmir’e, Anadolu’nun Türkiye’deki şehirlerimizin selamını getirdim.

Değerli Aydınlılar, sevgili kardeşlerim; 25 Şubat’ta Ankara’da halkoylaması için startı vermiştik. O tarihten beri yollardayız. 6 günümüz var, şehirlerimizi, ilçelerimizi ziyaret ettik, milletimizle kucaklaştık. Gittiğimiz her yerde, her ilçede Aydın’daki gibi büyük bir coşkuyla, heyecanla, muhabbetle kucaklandık. Allah sizden razı olsun. Pazar günü inşallah sandığa gidiyoruz, mührümüzü oy pusulasına, beyaz tarafına evet evet evet diye basıyoruz. İnşallah Pazar günü Türkiye’nin ufkunu aydınlatacağız, ufkunu. 16 Nisan’da Türkiye’yi aydınlık yarınlara taşıyacağız. Aydın’da bir kez daha altını çizerek diyorum ki; biz devlet sistemi değil, rejim değil hükümet sistemini değiştiriyoruz. Devletin sistemi cumhuriyettir. Cumhuriyet, 29 Ekim 1923’te bu millet tarafından kuruldu. Cumhuriyetimizi Kurtuluş Savaşımızla kurduk, canımızla kurduk, kanımızla kurduk. Hiç kimse Türkiye’nin kurduğu Cumhuriyeti değiştiremez. Hiç kimse Cumhuriyete el uzatamaz, dil uzatamaz. Cumhuriyete el uzatan karşısında Aydın’ın hanımlarını bulur, Aydın’ın gençlerini bulur, Aydın’ın gazilerini bulur. Biz sadece 16 Nisan’da hükümet sistemini değiştiriyoruz. Parlamenter sistemden, başbakanlık sisteminden cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiyoruz. Bu değişiklik Cumhuriyeti daha da güçlendirecek, devlet işleri daha da hızlanacak. Devlet işlerinin kalitesi artacak. Türkiye kalıcı istikrara kavuşacak. Geleceğimiz, istiklalimiz güç kazanacak. İstikbalimiz daha aydınlanacak. Demokrasimiz inşallah çok daha gelişecek. Özgürlükler genişleyecek. Bu değişiklikle birlikte Türkiye ekonomisi şaha kalkacak. Ekonomi hızla büyüyecek, istikrarla büyüyecek. Şehirlerimize daha çok hizmet gelecek, daha çok yatırım gelecek, daha çok iş, aş, imkanları doğacak.

Değerli kardeşlerim; terör sorunuyla inşallah bu sistemde çok daha etkin mücadele edeceğiz. Neden terör örgütleri bu değişikliğe hayır diyor, anlıyorsunuz değil mi? "Evet" PKK hayır diyor, FETÖ hayır diyor, onlarla kol-kola girmiş HDP hayır diyor. Yetmedi, Avrupa, bazı ülkelerin yöneticileri hayır diyor. Bu ne demektir? Türkiye’nin gelişmesini istemeyen ne kadar çevre varsa bunlar bu değişikliğe karşı. Hadi bunları anladık, peki Atatürk’ün kurduğu CHP’ye ne demeli? Hiç nefesinizi tüketmeyin. Bakın CHP’ye gönül veren vatandaşlarıma buradan sesleniyorum; bu değişiklik bir rejim değişikliği değildir, bu değişiklik sadece 1982’den kalma 35 sene önce darbe ile yazılan anayasanın değişikliğidir. Bugün Sayın Kılıçdaroğlu bir yerde konuşuyor diyor ki, ben 82 Anayasasına o zaman genç bir bürokrattım hayır dedim. Hayır demiş, ama 35 yıl geçmiş hala orada. Sen neye hayır dedin arkadaş? Sen darbe anayasasına hayır dedin. Biz de darbe anayasasını değiştiriyoruz, senin hayır dediğin anayasayı değiştiriyoruz. O halde sana düşen hayır demek değil, işte senin dediğini yapıyoruz değiştiriyoruz. Sana yakışan evet demektir evet. Şimdi arızalı hayırcılar diyorlar ki, bu sistemin arızaları devam etsin aynen eski bir araba gibi. 82 model şanzımanı bozuk, vitesleri bozuk, freni yok yola git desen gitmiyor. Yollar kaymak gibi, ama araba eski olur mu? Olur mu? Bu yola bu araba gider mi? O halde arabayı değiştireceğiz. 2017 gıcır gıcır otomatik vites, navigasyonu olan, hava yastıklı, konforlu bir araba işte yeni anayasa bu. Fakat bunlar değişimden korkar, bunlar statükocudur, bunlar mevcut devam etsin, aman biz değişmeyelim, dünya değişsin biz yerimizde sayalım. Şimdi değerli kardeşlerim, değişim demek gelişme demektir, kalkınma demektir, büyüme demektir. Türkiye’de artık darbelere, müdahalelere, istikrarsızlığa son vermek için güçlü hükümetlere ihtiyaç var.

Sevgili Aydınlılar, bakın merhum Menderes hemşeriniz Aydın’ın evladı olarak buradan çıktı, Ankara’ya gitti milletvekili oldu, başbakan oldu. Siz Aydınlılar, dedeleriniz Menderes’i Başbakan yaptı, Allah sizden razı olsun. Menderes’i girdiği seçimlerde hep birinci yaptınız. Menderes milleti sevdi, millette Menderes’i çok sevdi. Menderes’i sandıkta yenemeyenler, seçimle mağlup edemeyenler ona iftiralar attılar, yalanlar söylediler, sokakları karıştırdılar, anarşiyi hortlattılar, gazetelerle Menderes’e saldırdılar. Ama milletin gözünde, gönlünde Menderes’in değerini düşürebildiler mi? Düşüremezler, çünkü millet severse tam sever tam. Sandıkta Menderes’i yenemeyeceğini görenler onu darbe yaparak silah zoruyla indirdiler. 27 Mayıs 1960’ta darbeyle Menderes görevden düşürüldü, düzmece bir mahkemede yargılandı ve idam edildi, iki bakanıyla birlikte idam edildi. Bakın Menderes tutukluyken şunu söylemiş: Oturacağım Çine Çayının kenarındaki söğütlerin dibine o saadetle yetineceğim. Memleket özlemi en büyük arzusu Aydın’a geri gelmekti, geri dönmekti. Onun büyük arzusu Çine Çayının kenarında oturup orada huzur bulmaktı, bunu bile Menderes’e çok gördüler. Neden biliyor musunuz? Çünkü gözleri dönmüştü, bir başbakanı idam etmek istiyorlardı. Bir başbakanı, bakanları idam etmek suretiyle ondan sonra geleceklere de gözdağı vermek istiyorlardı. Eğer dediğimizi yapmazsanız sonunuz böyle olur Menderes gibi olur diyorlardı. Bunu 15 Temmuz’da da denediler değil mi? "Evet" Ama bu sefer sert kayaya çarptılar, çünkü işte Aydın’ın hanımefendileri, genç kızları, genç erkekleri, yaşlıları yediden yetmişe indiniz meydanlara o alçak FETÖ’cülere gereken cevabı verdiniz Allah sizden razı olsun.

Değerli kardeşlerim, işte biz AK Parti Hükümetleri olarak 14 yıldır bu tehdidi alıyoruz, bu tehditleri hep alıyoruz. Defalarca bize kumpas kurmaya çalıştılar, ama millet bizi seçti, millet bize yetki verdi, millet bizim adımıza ülkeyi yönetin dedi. Ancak onlar zannettiler ki, öncekiler gibi silahı görünce, tankı görünce, efendim topları görünce tası tarağı toplayıp kaçacak. Kim kaçacak? Recep Tayyip Erdoğan kaçacak, Binali Yıldırım kaçacak, milletin adamları kaçacak. Kaçar mı? Kaçmaz, çünkü arkasında 80 milyon var, millet var sert kayaya çarptılar. Ölürüz yine de bu bayrağı indirtmeyiz dedik, ölürüz bu ezanı dindirtmeyiz dedik Allah sizden razı olsun izin vermediniz.

Bir yiğit çıktı yürekli bir adam Recep Tayyip Erdoğan. Bunların hiçbir tehdidine kulak asmadı. Bütün saldırıları püskürttük, darbe senaryolarını bozduk. Cumhurbaşkanı seçemezsiniz dediler, bizde dedik ki, o zaman millete gideriz ve gittik. 2007’de referandum yaptık, cumhurbaşkanını halk seçsin dedik siz de kabul ettiniz Allah sizden razı olsun. Onunla da kalmadınız 2014’te Recep Tayyip Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı seçtiniz, siz seçtiniz. Daha fazlasını yaptılar elektronik muhtıra verdiler 27 Nisan’da. Gezi olaylarını başlattılar. 17-25 yargı darbesiyle kumpas kurdular. Ve nihayet 15 Temmuz kanlı darbe girişimiyle altın vuruşlarını yaptılar. Ama her seferinde gücünü milletten alan sizin iktidarınız AK Parti iktidarı ve milletin adamı ve Cumhurbaşkanı her seferinde karşı durdu ser veririz, ama ülkeyi teslim etmeyiz dedi. Millet, sizler meydanı bu çapulculara bırakmadınız Allah sizden razı olsun.

Değerli kardeşlerim, 16 Nisan’da 27 Mayıs ile başlayan bu dönemi artık sona erdiriyoruz. 16 Nisan’da 27 Mayıs parantezini hepten kapatıyoruz, Aydın hazır mı? "Evet" Aydın, darbeler dönemini sonlandırmaya var mısın? "Evet" Aydın, güçlü Türkiye’ye var mısın? "Evet" Aydın, güçlü iktidara var mısın? "Evet" Allah sizden razı olsun. Artık hiç kimse, hiçbir kurum cumhurbaşkanını, hükümetini, Meclis’i tehdit edemeyecek. Artık hiç kimse milli iradeyi gasp edemeyecek. Bundan sonra millet ne derse o olacak, siz ne derseniz o olacak, çünkü patron sizsiniz, siz seçeceksiniz, hem Meclisi seçeceksiniz, hem de cumhurbaşkanını seçeceksiniz. Sandıklar kapandığında, oylar sayıldığında ülkeyi gelecek 5 yıl için kimin yöneteceğine siz karar vereceksiniz. Bu sistemin adı garantili cumhurbaşkanlığı hükümet sistemidir.

Ne yapıyorsunuz şimdi? Vekilleri seçip gönderiyorsunuz, Ankara’da bir şeyler oluyor, sizin gönderdiğiniz değil bir bakıyorsunuz ki başkaları hükümet oluyor. Ne oluyor? O gizli güçler, o şer güçler, o dayatmacı güçler, o gizli ortaklar hemen meydana çıkıyor, yolunuzu karşılıyor Ankara’da. Ya kardeşim, biz Aydın’da, Çine’de, Kuşadası’nda, Bozdoğan’da, milletle kampanya yaparken sen neredeydin? Ses yok. Ben diyor o işlere bakmam, sen oyları toplar gelirsin, ben de burada hasılatı toplarım; yağma var mı? Bunlara dersini vermeye hazır mı Aydın? "Evet" Allah sizden razı olsun. Artık çeteler değil, cuntalar değil, vesayet odakları değil, milletin sözü geçecek; evet evet evet.

CHP bundan rahatsız. Varsın rahatsız olsun, ne yazar? Niye rahatsız? Çünkü CHP 27 Mayıs’ın mimarlarından, 27 Mayıs’ı alkışlayan CHP, 27 Mayıs’ı resmi bayram yapan CHP, yıllarca 27 Mayıs darbesini, Adnan Menderes’i ipe götüren o alçakça girişimi bayram diye kutlatan CHP, 16 Nisan’da değerli kardeşlerim, onun için bu parantezin kapanmasını istemiyorlar. 16 Nisan’da millet iradesi yeniden güç kazanacağı için hayır diyorlar. Değerli kardeşlerim, biz hayır diyeni de, evet diyeni de aynı derecede onurlu biliriz, başımızın tacı biliriz. Evet diyen ne kadar bu ülkenin evladıysa, hayır diyen de aynı şekilde bu ülkenin evladıdır. Evet diyeni, hayır diyeni birbirinden ayıranlar bu memlekete en büyük kötülüğü yapmış olur.

CHP milletvekili ne diyor kendini bilmez densiz? Evet diyenleri denize dökeceğiz İzmir’den. Böyle şey olur mu kardeşim? Haddini bil haddini, önce edepli ol. Sen kimsin bu millete dil uzatıyorsun?

Bir başkası da çıkmış, CHP’nin eski Genel Başkanı, o da diyor ki, eğer diyor hayır çıkarsa düşmanı denize dökmüş gibi sevineceğiz. Allah bunlar akıl fikir versin.

Bu eski Genel Başkan 2007 seçimlerinde ne diyordu biliyor musun? Eğer bu seçimlerde de iktidar olamazsam Rodos Adası’na kadar yüzeceğim. Gitti mi? 10 yıl geçti, yüzdüğü falan yok. Bunların işi gücü hakaret, bunların işi gücü yalan dolan.

Sevgili Aydınlılar, biz milletimizle hep gönül diliyle konuştuk, milletimizle hep eserlerimizle konuştuk, sizden hiçbir şeyi gizlemedik. Bakın, 16 Nisan’dan sonra oluşacak cumhurbaşkanlığı sistemine ilişkin de hiç gizli, saklı bir şey yok. Milliyetçi Hareket Partisiyle biraraya geldik, istişare ettik, memleketin bekası için 15 Temmuz’u yaşadıktan sonra böyle bir değişikliğe ihtiyaç var dedik. CHP ve HDP de bir oldular, bu sisteme ilişkin sürekli gerçeğe uymayan iddialarda bulundular. Söylediklerinin hiçbiri doğru değil. Hele hele Sayın Kılıçdaroğlu 18 maddenin hiçbirini okumamış veya okuduysa tersinden okumuş hiçbir şey anlamamış. Neye hayır dediğini, neden hayır dediğini inanın ki bilmiyor sevgili Aydınlılar, bilmiyor, öğrenmek için de hiçbir gayret göstermiyor. Salonlarda, ekranlarda konuşuyor, sadece yalan-dolan, çarpıtma. Acaba insanların alını çelebilir miyim? Kahvecilerle biraraya geliyor, bakın diyor, evet çıkarsa kahvehaneler kapanacak ha. Lokantacılarla bir araya geliyor, lokantalarınız kapanacak ha. Muhtarlarla biraraya geliyor, bakın evet verirseniz, tehdit ediyor, muhtarlıkları kapatacaklar. Yalan dolan, ayaküstü 40 tane yalan, Allah ıslah etsin bunları, ne diyelim başka?

Yolların kuralı var unutmayın. Teşekkür ederiz. Şimdi bu değişiklikte ne var? Güçlü hükümet olacak Menderes dönemi gibi, Özal dönemi gibi, AK Parti dönemi gibi, ama her zaman güçlü hükümet. Güçlü hükümetler döneminde kazandıklarımızı 90’larda, 28 Şubat’larda, 2001 krizinde, 80 darbesinde, 71 12 Mart’ında, 60 27 Mayıs’ında kaybetmeyeceğiz. Türkiye sürekli kazanacak, sürekli ileriye gidecek. Siz kimi seçerseniz yetki onun olacak 5 yılığına, 5 yıl sonra isterseniz bir daha seçerseniz, ama 3’üncü sefer yok kardeşim, değişecek. 10 yıl, 5+5. İstikrar devam edecek, hükümetler ikide bir tehdit edilmeyecek, hükümetlerin hızı kesilmeyecek.

Diyorlar ki, tek adam, her şeyi tek adama teslim ediyoruz. Be kardeşim, milletin patron olduğu yerde tek adam olur mu? Seçim olan yerde tek adam olur mu? İşte göre göre, bile bile yalan söylüyor, yersen. Yer mi Aydın? Yemez Aydın, haa, işte öyle. Seçim olduğu yerde ne tek adamı kardeşim ya. Hükümetler keyfi davranmayacak, çünkü bu sistemde Meclis de güçleniyor, Meclisler kanun yapacak, hükümeti denetleyecek ve milletvekillerinin sorularına cevap verecek. Türkiye’de kutuplaşma, gerilim, ayrışma sona erecek.

Aydınlı Hanım kardeşlerim, bu sistem en fazla sizi memnun edecek sizi. Siyasette, bürokraside, ticarette size fırsat getiriyor bu sistem. Hanım kardeşlerim, büyüyen ekonomiyle çok daha hanım kardeşlerimiz hayatın içinde olacak. Terörle mücadele daha etkin olacak, analar ağlamayacak, eşler ağlamayacak. Annelerimizin, teyzelerimizin, hanım kardeşlerimiz, genç kızlarımız daha fazla huzur bulacak.

Aydınlı genç kardeşlerim, cumhurbaşkanlığı sistemi en çok da sizi düşünüyor. Çünkü 18-25 yaş arası 9,5 milyon vatandaşımız, insanımız seçilebilecek, siyasete girebilecek. İsterse muhtar olsun, ister belediye başkan olsun, ister belediye meclis üyesi, ister milletvekili olsun, bu bile CHP çok görüyor. Diyor ki, ne lüzum var canım, gençler siyasette olmasın. Ama bunlar şaşkın. Bir yandan böyle diyor, bir yandan da daha geçen sene Meclise teklif veriyor. Şimdi karşı çıktığı 18 yaş için teklif veriyor. Diyor ki bir milletvekili CHP’li; 18 yaşında seçilme olsun, seçimle yaşını 18’e indirelim diye teklif veriyor. Birbirlerinden haberleri yok. Şimdi Genel Başkanları çıkmış buna karşı çıkıyor, Allah akıl fikir versin, ne diyelim.

Sevgili Aydınlılar, değerli kardeşlerim; bu sistem Türkiye’ye huzur getirecek, kardeşlik getirecek, bu sistem demokrasimizi daha da güçlendirecek. Özgürlükleri daha da artıracak. Ekonomimiz daha büyüyecek, turizmi, Aydın’ın turizmi daha çok gelişecek. Geçmişte olduğu gibi hiç kimse bir başkasının kılığına-kıyafetine, yediğine-içtiğine karışmayacak, karışamayacak.

Yaşam tarzları huzur, güven garanti altına alınacak. Muhalefetin yalanları artık o kadar oldu ki takip etmekte zorlanıyoruz. Doğrusunu isterseniz biz 14 yılda Türkiye’de karayollarında 350 kilometre tünel yaptık, şu yalanları arka arkaya koydum bizim tünelin boyunu geçiyor, bu kadar yalan olmaz, bu kadar yalan-dolan olmaz. Şimdi her gün zihinlerinizi bulandırmaya çalışıyorlar. Bakın genç kardeşlerim, hanımefendiler; Pazar gününe kadar durmak yok yola devam. Durmak yok yola devam. Mutlaka çalışacağız. Daha çok hemşehrimize ulaşacağız, daha çok el sıkacağız, daha çok haneye gideceğiz. Ve mutlaka Pazar günü sandığa gideceğiz, çocuklarımızın geleceğini düşüneceğiz, Türkiye’nin geleceğini düşüneceğiz ve mührü "Evet" Mührü "Evet" Allah sizden razı olsun. Aydın işi bitirmiş Aydın.

Değerli kardeşlerim; biraz da Aydın’ın işlerinden başlayalım. Aydın’a ne yaptık, ne yapacağız; buraya kadar gelmişken onları da konuşalım mı? "Evet" 15 yıldır Aydın’ımıza önemli işler yaptık. Kısacası, 15 yıl boyunca Aydın’a 13 milyarın üzerinde, yani 13 katrilyon yatırım yaptık. Helali hoş olsun Aydın’a. Aydın’ın ihracatı 2002’de 156 milyon dolardı, şimdi ne kadar? 618 milyon dolar, işte Aydın nereden nereye. 3 bin derslik, 1300 konut, 71 spor tesisi yaptık. Buradan bir müjde veriyorum; önümüzdeki seneden itibaren Türkiye’de…  O da olacak. Bu heyecan, bu aşk sizde oldukça o da olacak onu da başaracaksınız.

Şimdi Aydın’da önümüzdeki seneden itibaren bir ilki başlatıyoruz. Türkiye’de biliyorsunuz artık çiftli öğretimden tekli eğitime geçiyoruz, yani tüm gün eğitim öğlenci, sabahçı yok. Bunu ilk defa Aydın’da başlatıyoruz müjdeler olsun. Aydın tam gün eğitime geçiyor, çocuklar sabah gidecek akşam gelecek.

Adnan Menderes Üniversitesini geliştirdik. 8 fakülte, 2 yüksekokul, 11 meslek yüksekokulu ve bir konservatuar açtık. Ne oldu peki açtık da ne oldu? 2002 yılında Andan Menderes Üniversitesinde 7 bin öğrenci varken bugün ne kadar? 54 bin 54 bin. Kaç kat artmış? 8 kat. Yurt kapasitesi 1400’den 7 bine çıkmış. Biz sizinle gurur duyuyoruz, biz Aydın’la gurur duyuyoruz.

400 yataklı Nazilli, Söke, Fehime Faik Kocagöz, Didim, Çine, Bozdoğan, Kuyucak, Karpuzlu, Merkez Kadın ve Doğum Hastalıkları Hastanesini yaptık Aydınlıların hizmetine verdik hayırlı, uğurlu olsun.

150 yataklı Kuşadası Devlet Hastanesine ilave blok yaptık. Ayrıca Merkez Nazilli, Çine, Buharkent Devlet Hastanelerine ilaveler yaptık. Aydın’ı, İzmir’e, Muğla’ya bölünmüş yollarla bağladık. 2002’de 114 kilometre bölünmüş yol vardı Aydın’da, o da rahmetli Özal döneminde yapılan otoyol. Buna 261 kilometre ekleyerek 375 kilometreye çıkardık işte hizmet bu. Aydın’a çevre yolu yaptık mı? "Evet" Aydın, Nazilli, Denizli ayrımı Akbük, Didim, Selçuk, Kuşadası, Söke, Sazlıköy, Aydın, Muğla, Ortaca yollarını bölünmüş yola döndürdük. Şimdi iki tane önemli müjde var Aydın’ın hazır olun, hazır mısınız? "Evet" Hazır mısınız? "Evet" Hazır mısınız? "Evet" Duymadım hazır mısınız? "Evet" Maşallah.

Bir, Aydın’a 950 yataklı bir şehir hastanesi yapıyoruz hayırlı, uğurlu olsun bir.

İki, Aydın-Denizli arasına otoyol yapıyoruz otoyol hayırlı, uğurlu olsun.

Evet, şimdi geldik işin sonuna. Yani bak güneş var, güneşin altında siz, bak ayaktasınız 2 saat oldu gönlüm razı gelmiyor. Daha yapacak işimiz var gideceğiz, çalışacağız, yarın öbür gün Pazar’a kadar durmak yok yola devam. Durmak yok yok yola devam. Tek millet için evet. Tek vatan için evet.

Tek bayrak için evet.Tek devlet için evet.Kararımız evet.Kararımız evet. Kararımız evet. Allah sizden razı olsun.  Aydın işi bitirmiş, Aydın’dan rekor bekliyorum, hanımlar rekor. Kulağım Pazar günü akşamı kulağım Aydın’da olacak, gözüm bu meydanı arayacak. Hazır mısın Aydın? "Evet Tarih yazmaya var mısın? "Evet" Destan yazmaya var mısın? "Evet" Ön memleket tabii ki "Evet" Evet evet evet.

Allah sizden razı olsun sağ olun, var olun, Allah’a emanet olun.