Bektaşî Şairleri ve Nefesleri/Sânî

SÂNÎ

XVI ncı asır Bâtınîlerindendir. Yeniçeri ocağında terbiye gördü. Devrinde Can Memi namiyle şöhret kazanmıştı. Hiciv ve mizaha meyli vardı. Acem şairlerinin divanlarını çok oku­muş ve bu tetebbu neticesinde gözel manzumeler ibda edebilmişti. Ömrünün ortalarında sekban oldu. Daha sonra sipahiler zümresine nakledildi. İçkiye çok düşkündü, hattâ Kanunî şa­rabı yasak ettiği zaman zarurî olarak kahvehanelere devama başlamış ve şu meşhur beyti vücuda getirmişti:

Humlar şikeste câm tehî yok vücûd-i mey
Kıldın esîr-i kahve bizi hey zamane hey

Tekaüd olduktan sonra 995 (M. 1586) da vefat etti. Azizî «gitti Sânî» terkibini tarih düşürmüştür.

Sânî, ilhad töhmetiyle öldürülen meşhur Karamanî müridlerindendi. Fakat bir teftiş esnasında korkusundan tekkeden kaçmış ve meyhanelere devamı tercih etmişti. Müverrih Âlî «Hadd-i zâtında tab’ı mezrea-i tohm-i ilhâd idüğü kesret-i fisk u fesâd ve sû-i’tikadından ma’lûm idi» diyerek onun bâtınîliğini anlatmak istemiştir. Haşan Çelebi ise itikadını sonraları tashih ettiğini şu yolda söylemektedir:

«Evâil-i hâlinde hadâset-i sinn ü sâl muktezâsı üzre ayş ü nûşla meşgul ve yârân ü ihvânı miyânında rindî ve kallâşî ile ma’ruf olmağın bazı kimesne ana sû-i zan üzre idi. Lâkin hâlâ cümle-i menâhîden tâib ve râci’ olub sipâhî oğlanı iken tekaüd akçesiyle, kani’ olmuştur»


 Sâni’nin bir divan vücuda getirdiğini tezkirelerden öğreni­yoruz. Fakat bu gün ancak mecmularda kayıdlı bulunan şiir­leri bizce malûmdur. Bu manzumeler ekseriyetle rindane ve âşıkane bir mahiyettedir. Tarikat çeşnisi ile yazılmış şiirleri ise mahduddur. İki manzumesini dercediyorum :


―1―


Ger yasağ oldıyse ey dil çenge de kanûne de
Tevbeler olsun arakla bâde-i gülgüne de
Seyl-i eşgim gibi hergiz bahr-i câri görmedim
Vardım ey Yûsuf cemâlin nil'e de Ceyhûn'e de
Şöyle mest oldum mey-i bezme-i İlâhi ile kim
Nefret etmişdir tabîat benge de afyûne de
Şi'r-i dilsûz ile teshîr etdim âhır ol mehi
İ'tikadım kalmamışdır sihre de efsûne de
Yazdığına kâtib-i kudret berât-ı aşkımı
Sâniyâ kılmış muvâfık şer'e de kanûne de


―2―

— Müseddes —



Alma âh-ı dil-i uşşâkı şehâ eyle hazer
Ser-i kûyinde görüb etme şitâb ile güzer
Deme katımda nedir bunca gedâ-yi ahkar
Ehl-i tecrid biziz meşreb-i sâfi diller
Etme dervîş-i abâpüşa hakaretle nazar
O da hâlince fenâ mülketinin şâhı geçer

Bu Işık'dır bu Kalender deme bu Hayderi'dir
Kimisi Mevlevi halkın kimisi Ca'feri'dir
Gülşenî Hânikahının kimi hâk-i deridir
Her biri kisve çeker fakr ü fenâ serveridir
Etme derviş-i abâpûşa hakaretle nazar
O da hâlince fenâ mülketinin şâhı geçer

Sanma mâtemzede dervişlerî kim hurremdir
Hakşinâs ehl-i dil ârifler ile hemdemdir
Harem-i vahdete bîgâne değil mahremdir.
Kimisi Hazret-i Molla kimisi Edhem'dir
Etme dervîş-i abâpûşa hakaretle nazar
O da hâlince fenâ mülketinin şâhı geçer

Ta'n ü zann eyleme dervîş-i nemed pûşlara
Hâlet-i cezbe-i aşk ile o medhûşlara
Münkirin koymadılar sözlerini gûşlara
Kim ulaştı nefese uğradı hâmûşlara
Etme dervîş-i abâpûşa hakaretle nazar
O da hâlince fenâ mülketinin şâhı geçer

Kılma erbâb-ı harâbâtdan istinkâfı
Hırkası gerçi meyâlûde vü kalbi sâfi
Vardır ol tâifenin hâli değil eşrâfı
Kimi Bühlûl-i zamâne kimi Bişr-i Hâfi
Etme derviş-i abâpûşa hakaretle nazar
O da hâlince fenâ mülketinin şâhı geçer

İdüb ihsân ile şermende gedâ tâyifesin
Sû-i zannitme görüp ehl-i fenâ tâyifesin
Kılma ta'yib bürehne büdelâ tâyifesin
Hemdem ü mûnisin eyle fukarâ tâyifesin
Etme dervîş-i abâpûşa hakaretle nazar
O da hâlince fenâ mülketinin şâhı geçer

Salsa Sâni yeridir başına köhne şâlı
Tekye-i aşkının oldu soyunub abdâlı
Kılma lütf etmeden ey şâh-ı kerem ihmâli
Çıksa deryûzeye gönderme kapundan hâli
Etme derviş-i abâpûşa hakaretle nazar
O da hâlince fenâ mülketinin şâhı geçer