BALIKÇI

Babamın aziz hatırasına

— Babacığım, terlemişsin, gel, terini sileyim!.
— Sil bakayım, benim güzel, merhametli meleğim.
— Nerde kaldın?
— Denizdeydim, bugün sular azgındı.
O her zaman küreğime boyun eğen akıntı
Çılgın akan bir sel gibi öfkesini artırdı;
Beni epey uğraştırdı, ter içine batırdı.
— Yarın dinlen...
— Ya sizlere kimler ekmek getirir?
Hangi komşu bir küçük tas sıcak çorba yedirir?
Olmaz yavrum, her gün gibi yarın dahi giderim;
Çalışarak Yaradan’dan size rızık isterim.

Demek bana yüreciğin acıyor ha?... Hey çocuk!
Biz küçükten mayamızı terler ile yoğurduk.
Bugüne dek ne boralar içersinde çalıştık;
Sen üzülme yavrucuğum, biz zahmete alıştık.

Biz sefiller, çok vakitler bir parasız kalırız;
O kadar ki yorgan, döşek satıp ekmek alırız.
Lâkin Allah yine bizi esirgemiş, kayırmış;
Biz kullara sizler gibi teselliler ayırmış.
Evet bana tesellisin, zira ki ben her gece
Kulübemin eşiğinden içeriye girince:
Senin bana bir gülüşün her derdimi uyutur;
Ah seninle yorgun gönlüm çektiğini unutur!...

Bu eser, kültürel öneminden ötürü Türkiye Cumhuriyeti'nde kamuya maledilmiştir ya da 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre eserin koruma süresi dolmuştur. Kanun'un 27. maddesine göre:

  • Koruma süresi eser sahibinin yaşadığı müddetçe ve ölümünden itibaren 70 yıl devam eder.
  • Sahibinin ölümünden sonra alenileşen (herkesçe bilinir duruma gelen) eserlerde koruma süresi ölüm tarihinden sonra 70 yıldır.
  • 12. maddenin birinci fıkrasındaki hallerde (sahibinin adı belirtilmeyen eserlerde) koruma süresi, eserin aleniyet tarihinden sonra 70 yıldır; meğer ki eser sahibi bu sürenin bitmesinden önce adını açıklamış bulunsun.
  • İlk eser sahibi tüzelkişi ise, koruma süresi aleniyet tarihinden itibaren 70 yıldır.