Askerlerin iğneli tüfek ile silahlandırılması hakkında

İrâde Meclis-i Mahsûs 1803:

‘Atûfetlü Efendim Hazretleri,

Asâkir- fevz-me’ser-i şâhânenin iğneli tüfenk ile teslîhi zımnında vukû’ bulan karar u teşebbüsâttan bahisle tertîb-i tahsîsâtına dâir tophâne-i âmire müşîri devletlü paşa hazretlerinin tezkiresi mazbata-i melfûfe ile Encümen-i hâss meşverette kırâ’at u mütâla’a olundu. Mevcûd olan küçük çaplı tüfenklerden yüz kırk bin adedinin buraca ve yüz bin kıt’asının Belçika veyâhud İngiltere’ye gönderilerek oralarca iğneliye tahvîli mukaddemâ tasavvur olunmuş ise de tüfenkhâne-i âmirece kuvve-i i’mâliyyenin nevâkısı ikmâl birle zikr olunan tüfenklerin kâmilen burada icrâ-yı tahvîlâtına karar verilmiş idüğünden ve bu hâle ve tahvîli mutasavver tüfenklerin miktarına nazaran mevcûdundan mâ’adâ yüz yirmi bin adet kuyruk takımının daha Avrupa’dan celbine lüzûm görünerek bunların ma’a-masârifât esmân-ımecmû’ası doksan üç bin İngiliz lirasına ve başkaca tebdîl kılınacak yüz kırk altı bin dört yüz tüfenk masârifi dahî dört milyon üç yüz doksan iki bin kuruşa bâliğ olacağından sâlif’üz-zikr doksan üç bin İngiliz lirası ileride îcâbına göre def’aten veyâ mukassatan istîfâ olunmak için şimdilik hazîne-i mezkûrede mevkûf tutulmak ve ber-vech-i muharrer masârif-i tahvîliyyeye muktezî dört milyon üç yüz doksan iki bin kuruş dahî i’mâlâta mübâşeret târihinden i’tibâren şehriyyeye bâ-taksîm i’tâ kılınmak üzere iktizâlarının icrâsı mezkûr tezkire ve mazbatanın hülâsa-i mezâyâsı oluyor. Veliyy-i ni’met-i bî-minnetimiz pâdişâh-ı kudret-penâh efendimiz hazretlerinin ihyâ-gerde-i mülk-dârîleri olan cünûd-ı şâhânelerinin her hâlde ve husûsâ şecâ’at-i fıtriyyelerinin vâsıta-i mahsûsa-i i’lân u isbâtı olacak esliha maddesinde tamâmiyyet-i intizâmâtı ehemm-i mehâmm ve ol-bâbda müte’allik buyurulan irâdât-ı seniyye-i mülûkâne mahz-ı kerâmet ü ilhâm olmasıyla ve bu misilû mühimmâtın Devlet-i ‘Aliyye fabrikalarında yaptırılmasının hâricde i’mâline rüchâniyeti ise min-külli’l-vücûh müsellem ve tophâne-i ‘âmirece der-miyân edilen mülâhazât u ifâdât dahî sür’at-i husûl-i mâ-talebi mutazammın bulunmasıyla esâs maslahat cây-ı bahs olmayıp bunda asıl düşünülecek mes’ele istenilen mebâliğin tertîbi kaziyyesi idüğüne ve kâffe-i devâir-i idârede sarfiyyâtın karşılıklı cereyânı hâlen ve mâlen şâyân-ı i’tinâ ise de sâye-i ihsân-vâye-i hazret-i pâdişâhîde böyle bir emr-i nâfi’in te’hîri kat’â lâyık olmayarak ma’mâfîh işin cesâmeti ve verilecek akçenin külliyeti mülâbesesiyle mübâya’âta âid mu’âmelâtın sûret-i ‘âdiyye ve gayr-i sâlimede tutulmayıp her türlü takayyüdât altında deverân etmesi ve bahaca aldanılmayıp ehveniyyet gözetilmesi dahî elzem bulunduğuna binâen mebâliğ-i mezkûrenin bir taraftan tedâriki çâresine bakılmak üzere evvel-emirde îcâb edenlerle muhâbere ve bi’l-etrâf icrâ-yı münâkasa olunarak netîcesinin ve bir de esliha-i merkûmenin a’zam-i vesâit-i isti’mâl ve te’sîri kendilerine mahsûs fişenklerin tehiyyesi maddesi bulunduğundan anın dahî tedâbîri düşünülerek îcâbâtının Bâb-ı ‘Âlîye bildirilmesi husûsunun müşîr-i müşârün-ileyhe havâlesi tezekkür ü tensîb olunarak sâlif’üz-zikr tezkire ve mazbata leffen ‘arz u takdîm kılınmış ise de ol-bâbda emr ü fermân-ı ma’âlî-‘unvân-ı hilâfet-penâhî her ne vechile şeref-sudûr u sünûh buyurulur ise mantûk-ı münîfi infâz olunacağı beyânıyla tezkire-i senâ-verî terkîm kılındı efendim. Fî 25 C sene 289.

Ma’rûz-ı çâker-i kemîneleridir ki, Resîde-i dest-i ta’zîm olan işbû tezkire-i sâmiye-i âsafâneleriyle evrâk-ı ma’rûza manzûr-ı ma’âlî-mevfûr-ı cenâb-ı şehen-şâhî buyurulmuş ve suver-i muharrerenin ber-mûceb-i istîzân icrâ-yı muktezâları şeref-sünûh u sudûr buyurulan emr ü irâde-i seniyye-i hazret-i hilâfet-penâhî iktizâ-yı celîlinden olarak evrâk-ı mezkûre yine taraf-ı sâmî-i vekâlet-penâhîlerine i’âde kılınmış olmağla ol-bâbda emr ü fermân hazret-i veliyy’ül-emrindir. Fî 26 C sene 289