Afganistan'daki Gerçekler

GERÇEKLER: AFGANİSTAN VE PAKİSTAN’DA GELECEĞE BAKIŞ

GÖREVİMİZ: Başkanın konuşması Mart 2009’da açıklanan ana hedefin altını çiziyor: El Kaide’yi engellemek, parçalamak, sonunda yenilgiye uğratmak ve Afganistan veya Pakistan’a dönmesini önlemek. Bunu gerçekleştirmek için, müttefiklerimizle birlikte, isyancı unsurları hedef alarak; kilit yerleşim merkezlerinde güvenlik sağlayarak; Afgan kuvvetlerini eğiterek; sorumluluğu Afgan ortağımızın muktedir ellerine bırakıp, aynı tehditleri göğüsleyen Pakistanlılarla ortaklığımızı arttırarak, güçlerimizi çoğaltacağız.

Bu bölge, El Kaide tarafından küresel çapta yönlendirilen şiddet yanlısı aşırıcılığın merkezi ve 11 Eylülde maruz kaldığımız saldırının kaynaklandığı yerdir. Şimdi burada yeni saldırılar planlanmaktadır; bunun kanıtı bölgede hazırlanmakta olan son komplo olup, Amerikan yetkililerince açığa çıkarılmış ve engellenmiştir. Taliban’ın Afgan hükümetini devirmesine ve Afganistan’ı tekrar, teröristlerin bizi veya müttefiklerimizi vurabilecekleri bir barınak haline getirmesini önleyeceğiz. Bu, ülkemiz için doğrudan doğruya bir tehdit teşkil eder, buna izin veremeyiz. El Kaide, bize karşı saldırılar planladığı Pakistan’daki mevcudiyetini sürdürmekte ve aşırıcı müttefikleri ile birlikte Pakistan devletine karşı tehdit oluşturmağa devam etmektedir. Bu nedenle, Pakistan’daki hedefimiz, El Kaide’nin yenilgiye uğratılmasını ve Pakistan’ın istikrara kavuşmasını sağlamak olacaktır.

GÖZDEN GEÇİRME SÜRECİ: Gözden geçirme süreci, hedef sırasının, bu hedefleri gerçekleştirme yöntemlerinin ve nihayet gerekli kaynakların incelenmesini içeren, üç aşamalı, dikkatli ve disiplinli bir prosesti. Başkan, on hafta boyunca ulusal güvenlik ekibinin katıldığı dokuz toplantıya başkanlık etti; Afganistan ve Pakistan hükümetleri de dahil olmak üzere önemli müttefik ve ortaklarıyla fikir alış-verişinde bulundu. Başkan zor sorular üzerinde yoğunlaştı; Tüm seçenekleri dikkatle gözden geçirdi ve daha fazla Amerikan yurttaşını savaşa göndermeyi onaylamadan önce de bakanlar kurulundaki çeşitli karşıt görüşleri biraraya getirdi.

Gözden geçirme süreci sonunda, görevimiz üzerinde daha iyi odaklaştık ve bölgesel yaklaşımımız ile uluslararası destek gerektiren konularda müşterek bir anlayış geliştirdik. Kuvvetleri Afganistan’da hızla konuşlandıracağız ve muharip kıtalarımızı 2011 yazında geri çekmeye başlamak için gereken ortamı yaratmak amacıyla bu ilave kaynaklardan faydalanırken, o bölgedeki süreğen çıkarlarımızı korumak için de Afganistan ve Pakistan ile ortaklığımızı muhafaza edeceğiz.

Toplantılar bölgedeki El Kaide tehdidinin ortadan kaldırılması ve bölgesel istikrarın yeniden sağlanmasının en iyi şekilde nasıl temin edileceği üzerinde odaklaştı. Gerek Afganistan, gerekse de Pakistan’da çabalarımızın ayarlanmasına, sivil ve askeri kaynaklar arasındaki dengeye ve ABD ile uluslararası toplumun gösterdiği gayrete dikkatle baktık.

Derinlemesine ele alınan konular arasında ulusal çıkarlar, ana amaç ve hedefler, terörizmle mücadeledeki öncelikler, Pakistan’daki terörist sığınakları, ABD askeri kuvvetinin küresel planda sağlığı, askerlerin konuşlandırılmalarına ilişkin risk ve masraflar, küresel konuşlanma gereksinimleri, gerek Afganistan, gerek Pakistan için uluslararası işbirliği ve destek, ayrıca Afgan güvenlik kuvvetleri, merkezi ve alt-ulusal yönetim ve yolsuzluk (uyuşturucu ticareti de dahil olmak üzere), kalkınma ve ekonomik konular vardı.

MART'TAN BU YANA NE DEĞİŞTİ: Başkanın Mart ayında yeniden ifade edilen taahhüdümüzü açıklamasından bu yana meydana gelen bazı önemli olaylar, hükümetin Afganistan ve Pakistan yaklaşımını yeniden gözden geçirmesine yol açtı: Dikkatler yeniden Afganistan ve Pakistan üzerinde yoğunlaştı, Afganistan’da yeni ABD liderliği kuruldu, Pakistan aşırıcılarla mücadele etmek yolunda çabalarını artırdı ve Afganistan’daki durum daha da ciddiyet kazandı.

ABD, Afganistan’a yeni sivil ve askeri liderler atadı. Büyükelçi Karl Eikenberry ABD’nin Afganistan büyükelçisi olurken, General Stanley McChrystal de Afganistan'daki ISAF askeri kuvvetlerinin komutanlığına getirildi. Büyükelçi Eikenberry ve General McChrystal Afganistan’a geldiklerinde, sekiz yıldır yetersiz kaynaklarla idare edilmesi sonucu, durumun beklenenden daha kötü olduğunu gördüler. Eikenberry ve McChyrstal birlikte, ABD gayretlerini ülke genelinde bütünleştirmek amacıyla yeni bir Sivil-Askeri Kampanya Planı hazırladılar.

Afgan seçim sürecinin zorluklarla geçmesi, uzaması, hukukun üstünlüğüne yer verilmediğini açıkça gösteren kanıtlar Kabil’deki merkezi hükümetin gücünün ne kadar sınırlı olduğunu net bir şekilde ortaya koydu.

Bu arada Pakistan’da, Pakistanlılar, İslamabad’dan sadece 96,5 km mesafedeki Swat bölgesinin kontrolünü ele alan militanları yenilgiye uğratarak, yeni bir kararlılık gösterdi. Pakistan’da -muhalefet parti başkanları da dahil- siyasi liderler, Pakistan ordusunun operasyonlarını desteklemek için birleşti. Pakistanlılar, son baharda aşırıcılara karşı mücadelelerini, Afganistan sınırı boyunca Güney Veziristan’ın Mehsud aşiret arazilerine kadar genişletti.

GELECEK GÜNLER: Başkan, Afganistan’da 30.000 ilave ABD askeri konuşlandırmağa karar verdi. Bu birlikler, halen orada bulunan 68.000 Amerikan ve 39.000 Başka ülke-ISAF askerleri ile birlikte önceden planlandığından daha süratle konuşlandırılacaktır, böylelikle ayaklanmaları daha iyi hedefleyecek, ivmelerine sekte vuracak ve nüfus alanlarını daha iyi güvenlik altına alacağız. Bütün bunlar, etkili bir Afgan Güvenlik Kuvveti oluşturup eğitme ve onlarla ortaklık kurma kapasitemizi artıracak ve böylece daha çok sayıda Afganın mücadeleye katılmasını sağlayacaktır. Bu tür bir ortaklığı gerçekleştirmeğe çalışarak sorumluluğu Afganlara devredebiliriz ve askerlerimizi 2011 yazında geri çekmeğe başlayabiliriz. Kısaca, bu kaynakların seferber edilmesi, Afganları eğitmemiz için gereken son gayreti göstermemize imkan verecek ve biz de böylece devir işlemini sorumlu bir şekilde gerçekleştirebileceğiz.

Bu takviye kuvvet düzeyini önümüzdeki 18 ay boyunca muhafaza edeceğiz. Bu süre zarfında gelişmemizi düzenli olarak ölçeceğiz. Temmuz 2011 başında, başta gelen güvenlik sorumluluklarını Afganlara bırakarak askeri kuvvetlerimizi Afganistan’dan geri çekmeğe başlayacağız. Afganistan Güvenlik Kuvvetleri, kendi ülkelerinin güvenliği konusunda sorumluluğu yüklendikçe, bu çabalarını sürdürebilmeleri için danışmanlığa ve yardıma devam edeceğiz ve onların güvenliği adına işbirliğimizi sürdüreceğiz. Afganlar savaştan ve ülkelerinin işgal edilmesinden usanmıştır. Biz, onlara El Kaide yanlısı yabancı mücahitler tarafından yeniden işgal edilmek tehdidini ortadan kaldırmak için olduğu kadar, savaş ve işgali sona erdirmek için de yardım etmek niyetindeyiz.

Ayrıca biz bu çabada yalnız olmayacağız. Afganlar bu savaşta bize katılmağa devam edecek ve General McChrystal’in planladığı atak ortaklık gayreti sayesinde, giderek daha fazla Afgan, ülkesinin geleceği uğrunda mücadeleye girecektir. NATO’dan da ek kaynaklar gelecektir. Zaten, müttefikler Afganistan’da kendi taahhütlerini şimdiye kadar görülmemiş ölçüde yerine getirmişlerdir; önümüzdeki günler ve haftalarda, asker, eğitimci ve kaynak konusunda müttefiklerin yapacağı ilave katılım üzerinde görüşmeler yapacağız. Burada, sadece müttefiklere duyulan güven değil, çok daha esasa ilişkin bir sınav söz konusudur. Burada Londra ve Madrid’in, Paris ve Berlin’in, Prag ve New York’un güvenliği, yani daha geniş boyutuyla toplu güvenliğimizdir söz konusu olan.

Sivil çabalarımızı güçlendirmek için ortaklarımızla, Birleşmiş Milletler Teşkilatı ve Afgan halkı ile birlikte çalışacağız. Böylelikle biz, güvenliği arttırarak, Afganistan hükümetinin işini yapmasına imkan sağlayacağız. Başkan Karzai, göreve başlama törenindeki konuşmasında, yeniden bütünleşme ve uzlaşma, Afganistan’ın bölgesel ortaklarıyla ilişkileri geliştirme ve Afgan güvenlik kuvvetlerinin güvenlik alanındaki sorumluluklarını giderek arttırmak da dahil, yeni bir yönde ilerleme konusunda doğru mesaj verdi. Ne var ki şimdi hareket ve ilerleme görmeliyiz. Beklentilerimizi net olarak belirteceğiz, Afganistanlı bakanları, valileri ve yerel liderleri halka hizmet ulaştırmak ve yolsuzlukla mücadele etmek için teşvik edecek ve onları destekleyeceğiz. Davranışlarının hesabını vermeyenleri, Afgan halkına ve devletine hizmet etmeyenleri desteklemeyeceğiz. Ayrıca yardımlarımızı- örneğin tarım gibi- Afgan halkının hayatında derhal etkisi görülecek alanlarda yoğunlaştıracağız.

SİVİL YARDIM: Sivil uzman sağlama konusunda devam eden önemli artışa ek olarak büyük çapta sivil yardım akışı sağlanacaktır. Bu uzmanlar, Doğu ve Güneydeki etkinliklere katılacak ve Afganların, kendilerine, daha fazla şiddetten başka bir şey vaat etmeyen militanları yenilgiye uğratabilmeleri için ulusal ve yan devlet kuruluşlarının kapasitelerinin arttırılması ve Afganistan’ın ana ekonomik sektörlerinin iyileştirilmesine yardım etmek amacıyla Afganlarla uzun vadeli işbirliği kuracaklardır.

Kalkınma, kısa vadede, aşırı uçların yarattığı cazibeyi alttan çökertmek, uzun vadede ise sürdürülebilir ekonomik gelişme sağlamak için kritik önem taşır. Yeniden-yapılandırma çabalarımızda en büyük önceliği, Afganistan’ın bir zamanlar çok canlı olan tarım sektörünü eski haline getirmek için bir sivil-askeri “tarımı yeniden-geliştirme” stratejisine vereceğiz. Böylelikle isyancı mücahitlerin sayıca artmasını ve haşhaş yetiştirerek gelir elde etmelerini zorlaştırmak mümkün olacaktır.

Hükümetimizin çabaları, Afganların hükümetleri ile gündelik ilişkileri çerçevesinde vilayet, bölge ve yerel düzeyde ihtiyaçlara cevap verebilen, göze görünür ve hesap verebilirliği olan kurumların geliştirilmesi üzerinde yoğunlaşacaktır. Aynı zamanda Afgan hükümetinin yolsuzlukla mücadele ve hesap verebilirlik konusunda somut ilerleme sağlanması için alınacak önlemlere ilişkin, yeniden hareketlenen planını teşvik ediyor ve destekliyoruz.

Politik stratejimizin temel unsurlarından biri de, silahlarını bırakarak politik sürece katılan ve El Kaide’yi reddeden Taliban’ın yeniden kazanılması için Afganların liderliğinde yapılan çalışmaları desteklemek olacaktır.

PAKİSTAN’LA ORTAKLIĞIMIZ: Pakistan’la ortaklığımızın, Afganistan’daki faaliyetlerimizle ayrılmaz bir ilişkisi vardır. Ülkemizde güvenliğin sağlanması için Afganistan-Pakistan sınırının her iki tarafında da etkili olacak bir stratejiye ihtiyacımız var. Bu konuda hareketsizlik çok daha pahalıya mal olur.

Amerika Birleşik Devletleri, Pakistan’ın ülkelerimiz için en fazla tehdit yaratan grupları hedef alma kapasitesini güçlendirmek azmindedir. Biz, nerede oldukları ve niyetleri açıkça bilinen üst-düzeydeki bu teröristlerin barınmalarına izin vermeyeceğiz. Pakistan’ın sivil ve askeri liderliğini aşırı uçlara karşı mücadelelerini sürdürmeleri ve ülkelerindeki terörist barınaklarını yok etmeleri için teşvike devam edeceğiz.

Şu anda Pakistan’ın demokratik kurumları üzerinde çalışmak, hükümetlerimiz ve halklarımız arasında ortak çıkar ve kaygılarımız alanında ilişkilerin derinleştirmek üzerinde odaklanmış bulunuyoruz. Pakistan ile uzun vadeli bir stratejik ilişki sürdürmeye kararlıyız. Pakistan’a ilişkin kararlılığımızı, Pakistan’ın kalkınmasını ve demokrasisini desteklemek amacıyla önümüzdeki beş yıl boyunca yılda 1,5 milyar dolar sağlamakla vurguladık ve ek yardım için dünya çapında çaba gösterilmesine öncü olduk. Bu büyük ve uzun vadeli yardım taahhüdü şu amaçları güdüyor:

1. Pakistan’ın şu anda karşı karşıya bulunduğu enerji, su ve bunlarla ilgili ekonomik problemlerin çözümlenmesine yardım etmek, dolayısıyla bizim Pakistan halkı ile işbirliğimizi artırarak aşırı uçların cazibesini köreltmek;

2. Pakistan’ın uzun vadeli istikrarı ve kalkınması için sürdürülebilir iş alanı yaratma ve ekonomik gelişme yolunda ilerlemesi amacıyla gereken daha geniş kapsamlı ekonomik reformları desteklemek;

3. Pakistan’ın, Pakistan, Afganistan ve dünya genelinde daha geniş bölgeleri ve insanlarını tehdit eden aşırıcılara ait barınakları yok etmesi için, militanlara karşı başarısını sürdürmesine yardım etmek

ABD ek yardımı, Pakistan’ın uzun vadeli kalkınma için temel yaratmasına yardım edecek ve Pakistan’la birlikte Amerika Birleşik Devletleri için de tehdit oluşturan aşırı uçları mağlup etmek konusunda birlikte faaliyet gösterdiğimiz bir anda, Birleşik Devletlerin Pakistanlıların günlük yaşamını en çok etkileyen problemleri çözümlemeğe azmettiğini kanıtlayarak, Amerikan ve Pakistan halkı arasındaki bağları güçlendirecektir.