3. Ergenekon İddianamesi/SORUŞTURMA EVRAKI İNCELENDİ V-ŞÜPHELİLERİN BİREYSEL DURUMLARI 2- Şüpheli Mehmet HABERAL

2- Şüpheli Mehmet HABERAL

a-Savunmaları,

değiştir

Emniyet ifadesi,

1944 Rize- Pazar - Subaşı Köyünde dünyaya geldiğini, anne ve babasının sağ olup iş adamı, annesinin ise ev hanımı ve dört kardeş olduklarını, ilkokulu Pazar Köyü'nde, orta okulu Zonguldak Gazi orta okulunda liseyi Zonguldak Mehmet Çelikel lisesinde okuduğunu, 1961-1967 tarihleri arasında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde eğitim gördüğünü, 1967 tarihinde Tıp Fakültesi'ni bitirerek aynı Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim dalında uzmanlığa başladığını,

Tuncay ÖZKAN ile Turhan ÇÖMEZ'i tanıdığını, Tuncay ÖZKAN'ı detaylı olarak tanımadığını, medyadan tanıdığını, Kanal Türk'ü kurduğundan dolayı ve de bir kez Cumhurbaşkanlığı köşkünde verilmekte olan kokteylinde karşılaştığını, bir kez de Yaşar OKUYAN ile birlikte hastaneye geldiğinde karşılaştığını,

Turhan ÇÖMEZ'i ise Başbakanın Özel Kalem Müdürü ve Doktor olması nedeniyle tanıdığını, daha sonra milletvekili olduğunu, Başbakanın birkaç kez rahatsızlığı sebebiyle Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesinde gördüğü tedavi sırasında kendisini ziyaret amacıyla geldiğinde karşılaştığını, zaman zaman hastaları ile ilgili olarak kendisinden yardım talep ettiğim, şu an nerede olduğunu bilmediğini, firari olduktan sonra da kendisiyle de herhangi bir görüşme ve konuşmasının olmadığını,

Kullanmış olduğu telefon numaraları; hastane ofisinin 0312212 80 16, 031221221 94 (sekreterya tarafından cevaplandırdığını), ev telefonunun 0 312 235 06 82, cep telefonunun 0 532 234 81 30 olduğunu, e-mail adresinin haberal@baskent-ank.com.tr. olduğunu,

Emin ŞİRİN'i milletvekili olması nedeniyle ve de protokolden dolayı tanıdığını, Şener ERUYGUR, Hurşit TOLON ve Sinan AYGÜN'ü tanıdığını, bu şahısları protokolden tanıdığını, sanıklardan Sinan Aydın AYGÜN'den elde edilen Nokia Marka cep telefonu ve 05334666602 Numaralı sim kart rehber bilgileri 135. sırada HABERAL 5334247272 şeklinde kayıtlı numaranın kendisine ait olmadığını,

11.03.2008 tarihinde Ahmet Hurşit TOLON ile Sinan AYGÜN arasındaki görüşmede özetle; Ahmet Hurşit TOLON'un "Saygıdeğer başkanım bu saatte rahatsız ettim özür dilerim müsait misiniz?" "Saygıdeğer başkanım biliyorsunuz burada olağanüstü birliktelik oluştu UPEK Ulusal Platformlar Güç Birliği birlikte gelmek istiyorlar ben üstlendim bunu kabul buyurursanız hem o gün zat âlinizi hem de Sayın HABERAL 'ı ziyaret edeceğiz müsaitse programınız Perşembe günü" dediği tespit edilmiştir. Bahse konu görüşme ile ilgili olarak; rektör olması nedeniyle salt fikir teatisinde bulunmak amacıyla çeşitli sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri kendisine ziyarete geldiğini, ancak UPEK ve Ulusal Platformlar Güç Birliği'de bunlardan birisi olduğunu, Ahmet Hurşit TOLON çoğunluğu bayanlardan oluşan yaklaşık 10 kişi ile birlikte tarihini hatırlayamadığı bir zamanda hastanedeki ofisinde kendisinin ziyaretine geldiğini, çay kahve içtiklerini, ülke sorunları ve geleceği ile ilgili konularda nasıl katkı sağlayabilecekleri hususunda fikir alış verişi yaptıklarını,

Emin GÜRSES'i rektörü olduğu Üniversitenin Stratejik Araştırmalar Merkezinin düzenlemiş olduğu bir panele konuşmacı olarak katılmasından dolayı tanıdığını,

İsmail YILDIZ'ın dijital verilerinde yapılan incelemeler neticesinde; exel dosya içerisinde; Prof. Mehmet HABERAL Kanal B 03122341434 03122341422 şeklinde isminin geçtiği anlaşılmıştır. Bu konu ile ilgili olarak; Söz konusu telefon numaralarının Kanal B Televizyonun numaraları olabileceğini, İsmail YILDIZ isimli şahsı tanımadığını,

Doğu PERİNÇEK, Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU, İlhan SELÇUK ve Mustafa Ali BALBAY'ı tanıdığını, Doğu PERİNÇEK'i ismen tanıdığını, yaklaşık 1 yıldır şahsen tanıdığını, ilk kez Kanal B Televizyonunda bir programa katıldıktan sonra kendisine ziyarete geldiğini, iştirak etmiş olduğu toplantılarda da birkaç kez karşılaştığını,

Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU'nu, İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcılığından tanıdığını, meslektaşı ve genel cerrah olduğunu, YÖK'ün düzenlemiş olduğu birçok resmi toplantılarda da karşılaştığını,

İlhan SELÇUK'u, basından tanıdığını, birkaç kez de kendisi ile değişik ortamlarda ve yakın arkadaşı olan merhum Prf. Dr. Hüsnü GÖKSEL'i ziyaret ettiği zaman karşılaştığını,

Mustafa Ali BALBAY'ı basından tanıdığını, ayrıca gecen seneden beri Kanal B Televizyonunda yapılan programlara zaman zaman konuk olarak katılması sebebiyle tanıdığını,

Güler KÖMÜRCÜ ile Patalya Otelinde yapılan bir toplantıda karşılaştığını,

Mustafa ÖZBEK ve Erhan GÖKSEL isimli şahısları tanıdığını, Mustafa ÖZBEK'İ, Metal-İş Sendikası Başkanı olduğunu, geçmiş dönemlerde ziyaretine geldiğini, son birkaç senedir kendisi ile hiç karşılaşmadığını,

Erhan GÖKSEL'i basından tanıdığını, Erhan GÖKSEL'in doktor olup Hacettepe Üniversitesinden kendi öğrencilerinden olduğunu, çok nadir değişik vesilelerle görüştüğünü, son birkaç senedir kendisi ile görüşmesinin olmadığını,

Kemal GÜRÜZ, Yalçın KÜÇÜK, Tuncer KILINÇ, Bedrettin DALAN ve M.Erdal ŞENEL'i tanıdığını, Kemal GÜRÜZ'ü, Karadeniz Teknik Üniversitesi rektörlüğünden tanıdığını, özellikle YÖK Başkanı olması nedeniyle resmi birçok toplantıda beraber olduklarını,

Yalçın KÜÇÜK'ün, Hacettepe Üniversitesinde öğretim üyesi olduğu dönemlerde birkaç kez kendisi ile karşılaştığını, uzun yıllardır kendisi ile hiç karşılaşmadığını,

Tuncer KILIÇ'ı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinden tanıdığını, zaman zaman birçok toplantıda karşılaştığını,

Bedrettin DALAN'ı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemden beri tanıdığını, M.Erdal ŞENEL'i, Genelkurmay Başkanlığı Hukuk Müşaviri olduğu dönemden tanıdığını, Tuncer KILIÇ'm Milli Güvenlik Kurulu Sekreteri olduğu dönemdeki resmi düzenlemiş olduğu toplantılara zaman zaman katıldığını, emekli olduktan sonra hiçbir toplantısına katılmadığını, Erol MANİSALI'yı, Üniversite Öğretim Üyesi, Başkent Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezinin organize ettiği paneller ve Kanal B Televizyonun yayınlamış olduğu bazı programlarına konuşmacı olarak katılmasından dolayı tanıdığını,

Mustafa Abbas YURTKURAN'ı, uzun yıllardır tanıdığını, Bursa Uludağ Üniversitesi öğretim üyeliğinden ve daha sonra rektörlüğünden tanıdığını, nefrolog olduğunu,

Fatih HİLMİOGLU'nu, Hacettepe Üniversitesinden öğrencisi olduğunu, daha sonra İnönü Üniversitesi Rektörü olduğunu ve halen Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesinde öğretim üyesi olarak çalıştığını,

Rıza Ferit BERNAY'ı Hacettepe Üniversitesinden öğrencisi olduğunu, daha sonra 19 Mayıs Üniversitesi'nde görev aldığını ve son 8 yıldır da bu üniversitenin rektörlüğünü yaptığını, Osman Metin ÖZTÜRK'ü Giresun Üniversite Rektörü olması hasebiyle tanıdığını, Yaşar YAŞER'i, Vehbi KOÇ'un kurmuş olduğu aile sağlığı vakfının sorumlusu olan şahıs ile birkaç kez karşılaşmış olabileceğini,

Hiçbir gizli toplantıya katılmadığını ve Mehmet Şener ERUYGUR ile herhangi bir gizli toplantı yapmadığı gibi Mehmet Şener ERUYGUR'un herhangi bir talebi ve talimatının da olmadığını, hiçbir gizli kuruluşun veya örgütün yöneticisi ve üyesi de olmadığını,

Kuddisi OKKIR'ı tanımadığını, Talatpaşa Komitesi ve Milli İktidar Hareketi isimli oluşumları ilk kez duyduğunu,

12 Mart 2006 tarihinde ülkemizin mevcut sorunlarını değerlendirmek, bu sorunlara çözüm bulmak, çeşitli toplumsal kurumlar arasında koordinasyon sağlamak ve ülke yönetimine katkıda bulunmak amacıyla "Diyalog Gurubu" isimli bir platform oluşturulduğunu, bu platformun 16 Mart tarihinde kuruluşunu kamuoyuna duyurduğunu, faaliyetleri tamamen kamuya açık bir platform olduğunu, bu oluşturulan platformun yeni bir siyasi parti oluşturmak üzere "Milli Egemenlik Hareketi" adını aldığını, tamamen tüm faaliyetlerinin kamuya ve basına açık olarak gerçekleştirildiğini, bu çalışmalarla ilgili olarak basına bilgi verildiğini ve tamamen sivil toplum faaliyeti niteliğindeki çalışmaları yazılı ve görsel basında açıklandığını, bu Diyalog Gurubu'nun başkanının eski büyükelçi ve eski bakanlardan Kamuran İNAN olduğunu, genel sekreterliğini Ufuk SÖYLEMEZ'in yaptığım, toplantıların tamamına davetiye göndermek suretiyle basma açık olarak gerçekleştirildiğini ve her toplantının akabinde basın açıklaması yapıldığını, bu platformun toplantılarına eski ve yeni bürokrat, bakan, milletvekili ve gazetecilerin ülke sorunlarını tartışmak ve yönetime katkı sağlamak amacıyla katıldıklarını, yapmış oldukları toplantıların tamamını kamuoyuna açık ortamlarda yaptıklarını, grubun ilk oluştuğu andan itibaren ülke sorunlarının çözümünün meclisten geçtiğini defalarca dile getirdiğini, bu platformun siyasi bir partiye dönüşmesi gerektiğini savunduğunu, nitekim 14 Ocak 2008 tarihinde bu platform daha geniş bir katılımla "Milli Egemenlik Hareketi" adı altında siyası partiye dönüşme yönündeki çalışmalarına başladığını ve bunun kamuoyuna duyurulduğunu, buna ilaveten Milli Egemenlik Hareketi'nin Lozan Antlaşmasının 85. yıldönümü olan 25 Temmuz 2008 tarihinde basma bir açıklama yapılarak ve ilk genel seçimlere katılmak üzere kurulacak yeni siyasi partinin eş güdüm komitesinin oluşturulduğunu kamuoyuna ilan ettiğini, Diyalog Grubunun ilk toplantılarının yoğun katılım sebebiyle Sağlık Bakanlığı karşısında bulunan Kent Otel'de yapılmakta olduğunu, daha sonra bu sayının azalmasını takiben rektörü olduğu Başkent Üniversitesi'ne ait Gölbaşında bulunan Patalya Otelinde devam ettiğini, Patalya Otelinin pek çok siyasi partinin, derneğin ve platformlarının toplantılarına da ev sahipliği yaptığını,

"Milli Hükümet' ve Milli Kuvvetler Projesi hakkında hiçbir bilgisinin olmadığını, herhangi bir toplantılarına da katılmadığını,

Atatürkçü Düşünce Derneğini basından bildiğini, Dernek içerisinde de herhangi bir görevinin olmadığını, üyesi de olmadığını, dernek içerisinde de kimseyi tanımadığını,

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğini basından bildiğini, başında da meslektaşı olan Türkan SAYLAN olduğunu bildiğini,

Cumhuriyetçi Çalışma grubunu hakkında hiçbir bilgisinin olmadığını,

Encümeni Daniş isimli oluşumla ilgili hiçbir bilgisinin olmadığını,

2003-2004 yıllarında yapılması planlanan SARIKIZ, AYIŞIĞI, YAKAMOZ ve ELDİVEN kod adlı darbe planları hakkında hiçbir bilgisinin olmadığını,

Soruşturma kapsamında elde edilen dijital verilerin incelenmesi neticesinde Cumhuriyet Çalışma Grubunca 2003-2004 döneminde icra edilecek faaliyetler arasında Akademik Faaliyetler ile Üniversite Bilgilendirme Çalışmalarına yönelik faaliyetler içerisine girildiği anlaşılmıştır. Bu konu ile ilgili olarak kendisine sorulduğunda; Bu faaliyetler hakkında bilgisinin olmadığını, kimseyle bu konuda görüşmediğini,

11.06.2008 tarihinde saat 13.49'da Ahmet Hurşit TOLON ile şüpheli arasında geçen görüşmede özetle; Ahmet Hurşit TOLON'un "Derin saygılarımı sunuyorum bu iş sizinle beraber olacak bu öbür iş Hereke işi bu sizin bulunduğunuz yerde olur başka türlü olmaz" dediği, Şüphelinin "paşam çok teşekkür ediyorum o konuyu ben özel görüşmem gerekir dediği, Ahmet Hurşit TOLON'un "Sizinle olur bak diyorum dikkat edin orası ile olmuyor zaten dünde söyledim gürültü çıkıyor en sonda bende üzülüyorum dedim ki efendim böyle olmuyor bu iş yok bilmem kürek çekelim işte hemen deklere edelim filen ya nasıl deklere ediyorsunuz hani sizin dedim ki sizin çekmeniz önemli değil dümene oturttuğunuz insan önemli, oldu mu efendim" dediği şeklindeki görüşme ile ilgili olarak; Görüşmenin içeriğinin o tarihte kurulması düşünülen ve daha önce deklare edilen partinin kurulması ile ilgili olduğunu,

10.02.2008 günü saat:20:29 sıralarında Şüpheli ile CEVAHİR isimli şahsın yapmış olduğu görüşmede özetle; Cevahir'in "Bir çocuk başvurusu olmuş diye bilgi vermişsiniz herhalde HALDUN hocama" dediği, Şüphelinin "evet" dediği, Cevahir'in "Bu başvuru ben biliyorum zaten bize yapmıştı bu gazi şey Anamur'dan emekli olmak üzere olan bir çocuk doktoru Size kim aradı hocam sizi " dediği, Şüphelinin "Bu şey var ya ÖMER FARUK var ya şey "YARSAV'ın Başkanı" o geldi bana da, onun akrabasıymış galiba" dediği, Cevahir'in "Anamur 'dan evli Arhavili şimdi o kadın hocam geldi bize biz pediyatris arkadaşlara da danıştık güzel bir genç ekibimiz var çok güzel çalışıyorlar sağolsunlar hakkaten iyi çalışıyorlar emekli olmak üzere burdaki bazı problemlerden dolayı üç - dört ay önce İstanbul'a gitmiş orda bir ay kalmış bir - iki ay kalmış eşi de bu bizim bize arsayı veren belediyenin olduğu belediye başkanının kardeşi kendisi hem biraz emekli yani emekliliğini geçireceği yer düşünüyor iki biz oraya zaman zaman bazen tıbbi bayramlarda davetiye gönderiyoruz Alanya'da bazı etkinlikler yapmak için Orda ki etkinliklerde bize son derece bizim arkadaşlara son derece kötü davranan bir arkadaşımız o yüzden biz doğrusu şuanda acil ihtiyacımız olmadığı için düşünmedik E tabi "YARSA V BAŞKANI dediği, Şüphelinin " E tamam" dediği, Cevahir'in "Önemliyse sizin, için biz ne derseniz onu yaparız" dediği, Şüphelinin "Hayır başka şey canım başka şey yani senin karar senin sonra konuşuruz tamam mı?" dediği şeklindeki görüşme ile ilgili olarak; Bu görüşmeyi hatırladığını, Yarsav Başkanı Ömer Faruk'un kendisini ziyarete geldiğini, Anamurda çocuk doktoru olan bir akrabasının emekli olacağını acaba Alanya'daki Başkent Üniversitesi'nin uygulama ve araştırma merkezi hastanesinde iş imkanının olup olmayacağını sorduğunu, kendisi de bu merkezin müdürü olan ve ismi geçen Yrd.Doç Dr. Cevahir H. ile görüştüğünü, böyle bir imkanının olup olmadığını sorduğunu, onun da şu anda ihtiyacı olmadığını söylediğini, kendisinin de ihtiyaç olduğu zaman düşünürüz dediğini,

05.03.2009 tarihinde saat 19:31 sıralarında Şüpheli ile Ufuk isimli şahsın yapmış olduğu görüşmede özetle; Ufuk'un "Sağolun o sözde yayınlandı ertesi günde bu açıklamayı yaptı bunlar şimdi bu kültürel haklar filan diye" dediği, Şüphelinin "he he" dediği, Ufuk "Çünkü bu kültürel haklar açıkça siyasi bir taviz hak diye düşünüyoruz biz ee iyi oldu yani sağolun sizde moral verdiniz ben o yazıyı görmemiş olabilirsiniz diye gönderdim size" dediği, devam eden görüşmede Ufuk isimli şahsın Şüpheliye "Şeşden mi hastaneden mi çıktınız?" dediği, Şüphelinin "Hastaneden ancak işte şimdi otoya" dediği, Ufuk'un "Ya yarın bunun üzerine gidecez yine çünkü bu iş eee Türkiye 'nin temel cumhuriyetin anayasanın şeyi yani nediyim başlangıç ilkelerine aykırı iş yani" dediği, şüphelinin "Yo bunları kabul etmem ben" ... "Yani bunları kabul etmem mümkün değil" dediği şeklindeki görüşmeyle ilgili olarak; Görüşme yaptığı kişinin Ufuk SÖYLEMEZ olduğunu, TRT Şeş isimli televizyon kanalından bahsettiklerini, Genel Kurmayın her Cuma basını bilgilendirme toplantısı yaptığını, bütün basın organlarını oraya davet ettiğini, bu toplantılardan birinde Genel Kurmayın yapmış olduğu açıklamalarda TRT Şeş televizyonu ile ilgili ülkenin bütünlüğünü zedelemeyecek eğer sadece kültürel faaliyetleri gündeme getirecek olay diye görüyoruz diye bir ifadede bulunduklarını, kendisi de bunun kabul edilemeyeceğini çünkü ülkenin resmi bir tek dilinin olduğunu bunun da Türkçe olduğunu, Türkçenin de dil bayrağı olduğunu dolayısıyla Türkiye Cumhuriyetinin resmi kanalı olan TRT'te böyle bir Kürtçe yayın yapan kanalın olmasının kabul edilemeceğini ifade ettiğini, Ufuk SÖYLEMEZ'de, kendisinin bu fikirlerini gazetesinde yazmış olduğunu, bir makale belirttiğini ve bunun da bir örneğini kendisine getireceğini söylediğini,

06.03.2009 tarihinde saat 20:23 sıralarında Şüpheli ile METİN isimli şahsın yapmış olduğu görüşmede özetle; Şüphelinin "O Numan KURTULMUŞ'un haberini çok kısa verdiniz niye" dediği, METİN "Uzun mu veriyim hocam yani" dediği, Şüphelinin "Ama kısa verdiniz yani çok kısa oldu ya" dediği, Metin "Tamam hocam" dediği, Şüphelinin "Hayır yani o adama biraz şans verin ya" ... "Yani dengeli olmak durumundayız bütün şeyleri kim olursa olsun verdin mi dengeli ver" dediği şeklindeki görüşmeyle ilgili olarak; Başkent Üniversitesi ve Başkent Üniversitesinin bir kuruluşu olan Kanal B nin hem kurucusu ve hem de yönetim kurulu başkanı olduğunu, dolayısıyla Kanal B de olacak olayın hesabını kendisinin vermek zorunda olduğunu, olacak olaylardan muhatabının kendisinin olduğunu, dolayısıyla o kanalın her şeyini kontrol etmenin kendi sorumluluğu olduğunu, ayrıca seçim döneminde de talimatının bütün siyasi parti liderlerine eşit oranda şans verilmesi olduğunu, bu kanala ülkemizin bütün siyasi partileri davet edildiğini ve her zaman; "ülkemizle ilgili söyleyecek bir sözü olan herkese ve her siyasi partiye Kanal B, kuruluşundan beri kapıları açtığını, bütün siyasi partilere davetiye gönderildiğini" söylediklerini, Prof. Dr. Numan KURTULMUŞ Saadet Partisi'nin genel başkanı olduğunu, Metin KAYIHAN'ın da kanalın genel yayın yönetmeni oluduğunu, televizyon programlarına katılacakları o programı yapan yöneticiler belirlemekte olduğunu ve bu konu da da kendisini zaman zaman bilgilendirdiklerini, bu konuşmanın bundan ibaret olduğunu,

13.11.2008 tarihinde saat:19:30 sıralarında şüpheli ile Kamuran İ.'nin yapmış olduğu görüşmede özetle; Kamuran'in "Bu sayın SÖYLEMEZ listeyi getirdi mi zatıalinize" dediği, Şüphelinin "Hayır getirmedi" dediği, Kamuran'm "Ben dün de görüştüm rica ettim. Size getirmesini, beklediğinizi ayrıca bugün toplantımız olduğunu tekrar rica ettim üçüncü toplantıdır katılmıyor, Hasan ÜNAL bey de üç aydır katılmıyor" dediği, Şüphelinin "evet" dediği, Kamuran'm "Benim tahminim UFUK bey bu şeye oynuyor DEMOKRAT PARTİNİN kongresine Sayın ÇİLLER 'in geri dönüşüyle ilgili çeşitli söylentiler var. " dediği, Şüphelinin "Ben de ona benzer bir şey tahmin ediyorum" dediği, Kamuran'ın "Evet zannediyorum çünkü üç toplantıdır gelmiyor" dediği, Şüphelinin "evet, evet" dediği, Kamuran'ın "Efendim izniniz olursa size arz etmiştim bazı isimleri sekreterinize yazdırıcağım bu kuruculuk konusunda Zatıalinizin araması faydalı olur diye düşündüm" dediği, Şüphelinin "Tabi tabi ben bakayım olur mu?" dediği, Kamuran'ın "Ondan sonra zatıaliniz görüştükten sonra emirlerinizi alırım" dediği şeklindeki görüşme ile ilgili olarak; Daha öncede belirttiği gibi Milli Egemenlik Hareketi'nin yeni siyasi parti kurmak üzere kamuoyuna açıklamasını yaptığını bu konuda daha ileriye dönük çalışmalar yapmak üzere bir kurucular kurulu oluşturulmasına karar verildiğini, dolayısıyla bahsedilen listenin o olduğunu, yaptıkları görüşmede de konunun bu olduğunu, Kamuran İ. ile aralarında hiyerarşik bir yapının söz konusu olmadığım, Kamuran beyin görüşmede belirttiği "emirlerinize alırım" ifadesinin tamamen kendi konuşma biçimi ve nezaketinden kaynaklandığını, kendisinin her zaman; "Ülkesine bilim adamı olarak hizmet etmekten gurur duyduğunu ve çalışmalarını bu çerçevede sürdürmek arzusunda olduğunu" söylediğini, dolayısıyla şahsıyla ilgili herhangi bir siyasi emel ve istikbal peşinde olmadığını, zaman zaman kendisine çeşitli siyasi partilerden bu konuda çeşitli talepler olmuşsa da cevabının hep aynı olduğunu, ülkesine olan hizmetlerini bilim adamı olarak devam etmek isteğinde ve kararlılığında olduğunu,

16.11.2008 günü saat: 15:32 sıralarında Şüpheli ile OSMAN NAHİT D.'nin yapmış olduğu görüşmede özetle; Şüphelinin "Nasıl oldu toplantı ben izleyemedim toplantıdaydım" dediği, Nahifin "Hocam eeee MÜMTAZ hoca çok iyi şeyler söyledi İstanbul Baro Başkanı da aynı şekilde İyi oldu yani şey olarak" dediği, Şüphelinin "Mühim olan oraya sahip çıkmamız önemliydi canım" dediği, NAHİT "Evet evet yani eeee bu Mümtaz Hoca Anayasa Mahkemesi Başkanının eeee yerinde durmasının doğru olmadığını da şöyle bir anlattı" dediği, Şüphelinin "Çok güzel çok güzel çok iyi tamam iyi oldu sen salı günü de yapacağın şeyde" dediği, Nahit'in "Bugün hocam zaten başlangıçta şeyi söyledim bugün hukukçularla hukuki açıdan salı günü kırmızı çizgide aynı konuyu siyasilerle siyasi açıdan irdeliycez." dediği, Şüphelinin "Yaaa ona çok özellikle o Anayasa Mahkemesi Başkanıyla ilgili gereğini mutlaka yapıcağız o adamın yeri orası değil." dediği, Nahit'in "Hocam çok çok çok ileti geldi çok ileti geldi" dediği, Şüphelinin " Evet ya o kişi orada oturmamalı o kişi gerçekten bu ülkeye layık değil yani bu Atatürk yani insanların hayatı pahasına kurulmuş yani bu hani Atatürk'ün o arkadaşları varmış şehitlerimiz tarafından kurulan bu ülkeye o insanların kemikleri sızlıyor biz burada neredeyse böyle hayatımız pahasına bak şimdi burda eee iki gündür ben diyor işte sabah buraya geldim ordan Adana ya geçtim ordan.. " dediği şeklindeki görüşme ile ilgili olarak; Nahit D. isimli şahsın Kanal B televizyonun genel yayın yönetmeni olduğunu, aynı zamanda onun yönettiği "çıkış çizgi ve çıkış noktası" pragranıınm da yapımcısı olduğunu, "sahip çıkmamız" dediği yerin Türkiye Cumhuriyeti vatanı yani bizim vatanımız olduğunu, Anayasa Mahkemesi Başkam'nm Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim K. olduğunu, Haşim K.'yı uzun zamandan beri tanıdığını, Anayasa Mahkemesi'nde ve Anayasa Mahkemesi Başkanı olarak verdiği kararların bazılarında onun tarafsız kalması gerektiğini düşünmüş olduğunu, o nedenle zaman zaman maalesef ihtilafa düştüklerinin olduğunu, bu konuşmanın da o çerçevede yapılan bir konuşma olduğunu, yoksa Anayasa Mahkemesi Başkam'nm nasıl seçildiğinin ve görevinin nasıl sonuçlanacağının yasalarımızda sabit olduğunu,

14.03.2008 tarihinde saat 19.24 sıralarında Şüpheli ile HÜSAMETTİN Ö. isimli şahsın yapmış olduğu görüşmede özetle; Hüsamettin isimli şahsın Şüpheliye "Çok özledim seni bak ÇİĞDEM bağırıyor aşağıdan duyuyor o gelmedi diyor hala" dediği, Şüphelinin "Gelme değil nasıl geleyim ki eve gidemiyorum nasıl geleyim" ... "O Sarıgül' ü bu akşam bizim televizyona çıkarıyorum" "Vaziyet valla burda dün akşam KEMAL KILIÇTAROĞLU' yla bana geldiler orda şeyde Hasanların oraya"... "Çok 23:45 e kadar çok olumlu konuştular ben daha henüz öyle beklemiyorum ama çok yani güçsüz olduğumuz yerlerde diyor biz çok güçlendik diyor yani normal şeyde normal seçim sürecinden farklı oy alacaz ve kazanacaz diyor bilemiyorum öyle söylediler" şeklindeki görüşme ile ilgili olarak; Görüşmede isimleri geçen Çiğdem hanımın Hüsamettin Ö. beyin eşi olduğunu, Hüsamettin Ö. nün kendisinin yakın arkadaşı olduğunu,167

Kanal B Tv' de 29 Mart 2009 yerel seçimlerle alakalı olarak; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Kemal KILIÇDAROGLU'nun konuk olduğu programda reklam arasında kameranın açık kalması neticesinde, kanalın genel yayın yönetmeni Nihat DURU'nun özetle; "Haberal (kanalın sahibi) bana şu talimatı verdi. Ne yaparsan yap bunların oyunu (AKP) azaltacak... Ankara, İzmir, Adana'nın oyunu artıracak ne puştluk biliyorsan hepsini yap... " "...Dedim ki hocam biz bu adamlarımızı çıkaracağız... Ama esas Saadeti çıkarmak gerek. Niye dedi. Dedim bunlardan CHP'ye bir oy gidecekse Saadet'e üç oy gitme ihtimali var... " "...Ertan Abi'ye açtım telefonu, Saadet Partisinden istediğim adamları genel başkanları dahil istediğim adamları buraya getirdim. Ben inanıyorum ki en az bir puan artırdı..." şeklinde görüşme ile ilgili olarak; Bu konunun kesinlikle kendisiyle ilgisi olmayan maalesef genel müdürün yapmış olduğu konuşma olduğunu, kaldı ki daha sonra genel müdür hem kendisinden ve hem de toplumdan özür dilediğini, arkasından genel müdürlükten istifa ettiğini, yönetim kurulunun istifasını kabul etmediğini, 15.02.2009 tarihinde saat 10:39 sıralarında Şüpheli ile Osman Nahit D. isimli şahsın yaptığı görüşmede özetle; Şüphelinin "Evet çok güzel oldu ee METİN'e bir talimat verde FEYYAZ ı çağırsın onu bu akşam haberlerde" ... "Toplantı çok hakkaten işte Türkiye'nin gerçeği dünyanın gerçeğini adamlar böyle hakkaten böyle güzel bir toplantı oldu yani" dediği, Nahit isimli şahsın Şüpheliye "Evet hocam evet sayın CANDAN da burdd" dediği ve telefonu Veysel C ye verdiği, Şüphelinin "Veysel C. 'ye "Her zaman 24 saat kanal B yi rahatlıkla kullanabilirsiniz'" dediği şeklindeki görüşme ile ilgili olarak; Görüşmede ismi geçen şahıslardan Veysel Cin Saadet Partisinin Ankara Belediye Başkan Adayı olduğunu, Feyyaz A.'nun ise Başkent Holding koordinatör yardımcısı olduğunu,

15.02.2009 tarihinde saat 12.33' de Şüpheli ile Veysel C. isimli şahsın yaptığı görüşmede özetle; Şüphelinin "Bu ülkenin hakkaten hastalığıdır mutlaka çare olunmalı çünkü bizden gidiyor"... " ...ben sayın e ben NECMETTİN beye ayrı bir saygı duyuyorum ayrı ben ona hakkaten o şey seçim dönemlerinde onun bu şimdi o yargıtayla ilgili hakkaten çok uğraştım maalesef "Ama bi takım insanlar maalesef istismar ettiler bugün oradan çıkanlarda Türkiye'yi bu noktaya getirdiler"..."Ben tabii bu efendiler bu parti benim tesislerimde kuruldu"... "Bu efendilerin dergahıydı benim tesislerim"... "Tamam mı şimdi şimdi bu efendiler beni böyle hani ellerinden gelse durduracaklar"... "Her türlü şeyi tabii neler yaptılar benim tahsislerimi iptala kalkıştılar bu bu adeta ben ihanete uğradım bakın bunu size söylüyorum"... "Tamam mı ve ilk ihanet ettikleri kişide benim size söyleyim bide Necmettin hocadır bakın size söyleyim"... "Bunu söylüyorum tabii gelip onları yetiştiren o adamcağızın elini öpüp ona saygı göstermeyen insanlardan ben bişey beklemem" dediği şeklindeki görüşme ile ilgili olarak; Şimdiki iktidar partisinin kendilerinin Kızılcıhamam ve Gölbaşı'nda bulunan tesislerinde çalışma ve kuruluşunu tamamladığını ve bugün ülkeyi en üst düzeyde yönetenlerinde bu tesislerde ağırlandığını, Patalya Otelin bu partiye olduğu gibi bütün siyasi partilerin faaliyetlerini organize ettiğini, ayrıca birçok bilimsel toplantıların yapıldığı kamuya, medyaya açık kuruluşlar olduğunu,

25.03.2009 tarihinde saat: 08.23 sıralarında Şüpheli ile Metin isimli şahsın yaptığı görüşmede özetle; Metin'in "Hocam zaten altta da işte yok Şener ERUYGUR 'la da şöyle yani uygun bişeylere bağlamaya çalışıyor" dediği, Şüphelinin "Tabii tabii onların canına okuyacam yarın" dediği, Metin'in "onların hiç birinin umrunda değil yani" dediği, Şüphelinin "Onların canını okuyacak yarın köpoğlu köpekler ülkeyi soydular soğana çevirdiler ihanetin sonu yok ucu yok tamam mı onun için sen ona göre geç onu" dediği, Metin'in "Tamam ben şimdi hallederim onu" dediği şeklindeki görüşme ile ilgili olarak; Bu konuda çok rahatsız olduğunu, bir tek hedefi olduğunu bunun da ülkeye nasıl daha çok hizmet edeceği hususu olduğunu, basında hakkında sürekli olarak olumsuz çıkan ve gerçek dışı haberler sebebiyle son derece rahatsız olduğunu, psikolojisinin bozulduğunu, o zamana ilişkin söylemiş olduğu sözler olduğunu,

Doğu PERİNÇEK isimli şahıstan ve işçi Partisi Basın Bürosundan elde edilen dijital verilerin incelemesinde; "MİLLÎ CEPHEYE ÇAĞIRILANLAR" başlığında soruşturma kapsamında gözaltına alman 16 şahıs ile birlikte Şüphelinin de isminin geçmesi ile ilgili olarak; Milli Cepheye çağrılar la ilgili hiçbir bilgisinin olmadığı,

Yapılan aramalarda elde edilen dijital verilerin incelemesinde; Anadolu Kulübü Konferans görüntüleri ile ilgili olarak; Anadolu Kulübü üyeliğinin olmadığını, toplantılarına gitmediğini, kulüple ilgili bilgisinin olmadığını,

Yapılan aramalarda elde edilen fiziki dokümanlar içerisinde; kendisine gösterilen özel odadaki masanın sağ çekmecesinden 37 olarak numaralandırılan zarf içerisinde 6 adet imzalı boş senet ile ilgili olarak; Söz konusu bonolardaki imzaların kendisine ait olmadığını, ne olduğunu da bilmediğini,

Yapılan aramalarda Nahit DURU' ya ait dijital verilerin incelenmesi neticesinde; "Hizmete Özel" ibareli TSK tarafından hazırlandığı anlaşılan pkk[l] - aşırı sol - irtica[l] ibareli power point sunuları ile Küresel Terör ve Türkiye isimli word sayfasının olduğu görülmesi ile ilgili olarak; bu konuyla ilgili bilgisinin olmadığını,

Savcılık ifadesi,

Emniyette verdiği ifadeyi aynen tekrar ettiğini, şu anda Başkent Ünv. Rektörlüğü görevini yapmakta olduğunu, ayrıca Kanal B'nin yönetim kurulu başkanı olduğunu,

Şüphelilerden Hurşit TOLON ve Şener ERUYGUR'u görevleri zamanından beri tanıdığını, daha sonra bu şahıslarla herhangi bir ortak dernek vakıf faaliyeti ile müşterek bir çalışma olmadığını, ancak Diyalog Grubu adı altında ülkeyi yönetenler arasında bir birliktelik oluşması için böyle bir grup kurduklarını, bu grupta Kamuran İNAN, Ufuk SÖYLEMEZ gibi birçok eski yeni yöneticilerin olduğunu, zaman zaman bu grubun içine siyasi parti liderlerinin de girdiğini, yaptıkları faaliyetlerin tamamının kamuya açık olduğunu, herhangi bir gizli saklı işleri olmadığını,

Ergenekonun, medyanın yönlendirilmesi ve siyasi partilerin tek merkezden yönetilmesi gibi faaliyetlerinden haberdar olmadığını, bu tür eylem ve fiillerin içinde olmadığını,

İlhan SELÇUK, Kemal ALEMDAROĞLU ve Mustafa BALBAY arasında geçen Ulusal Kanal, Kanal Türk, ART ve Kanal B'nin İLHAN SELÇUK tarafından yönetiliceğine ilişkin bir şey duymadığını, kendisine böyle bir müracaat olmadığını, kendi dışında bu tür bir planlama yapılmış olsa da haberi olmadığını, gıyabmdaki görüşmelerde geçen üst komisyon, üst kurul gibi bir oluşumu bilmediğini, ilk defa duyduğunu,

Ergenekonun Sivil Toplum Örgütlerinin tek merkezden yönetilmesi ve toplumsal olaylarda kullanılması ile alakalı herhangi bir bilgisi olmadığını, Hurşit TOLON ve Şener ERUYGUR'un sivil toplum örgütlerini birleştirip kontrol altına almaları konusunda bilgi sahibi olmadığını, Hurşit TOLON ile yaptığı görüşmede "emrinizdeyim, gece üçbuçukda da çağırsanız hemen gelirim" şeklindeki görüşmenin Hurşit TOLON'un konuşma şeklinden kaynaklanan bir görüşme olduğunu,

Hurşit TOLON ile arasında herhangi bir ast üst ilişkisi olmasının mümkün olmadığını,

Patalya Toplantıları ile ilgili olarak; Diyalog Grubu'nun bazı toplantılarının Patalya Otel'de bazılarının da Kent Otel'de yapıldığını, İlhan SELÇUK'un kesinlikle Kent Otel toplantılarına katılmadığını, bu toplantılara kendisinin zaman zaman katıldığını, bu toplantıların hiç birinde kanun dışında hiç bir şey olmadığını, herkese açık toplantılar olduğunu, katılan insanların seçkin insanlar olduğunu, katılanlardan hatırladıklarının Kamuran İ., Ufuk S., Hasan Ü., Halit D. gibi kişiler olduğunu,

Gölbaşı toplantılarına Mustafa BALBAY ve Doğu PERİNÇEK'in bir kez katıldığını, bu toplantıda alman kararların basma verildiğini, öyle gizli bir yönü olmadığını,

ERDAL ŞENEL'in Kent Otel ile alakalı beyanları hatırlatıldığında, kesinlikle doğru olmadığını, Kent Otel'deki aylık toplantılara her ay aynı kişilerin katılmadığını, Kent Otel'deki toplantılarda herhangi bir liste düzenlenmediğini, bu toplantıların sekretaryasını Engin AYDIN'ın yapmadığını, ENGİN AYDIN’ı tanımadığını, bu toplantılara katılanların yemek ücretini kendilerinin ödediğini, gündemi genelde Muhtarlar Fedarasyonu Başkanı Ramazan ÖZİNAL, Kendisi, Ufuk SÖYLEMEZ, Hasan ÜNAL, Halit DAĞLI gibi kişilerin belirlediğini,

Şüpheliler Mustafa Ali BALBAY, Engin AYDIN ve Erdal ŞENEL'in beyanlarmdaki Kent Otel toplantıları ile anlatılan hususta çelişki olması sebebi sorulduğunda, Kent Otel'de İlhan SELÇUK ve grubu tarafından düzenli olarak aylık toplantı yapıldığını ilk defa duyduğunu, yapılan toplantılardan hiç haberi olmadığını,

"Ordu Göreve" pankartlarının açıldığı mitinge katılmadığını, ancak onun öncesinde Anıtkabire gidip Cumhuriyete Saygı adlı mitingde çelenk koyduklarım, pankart asma işlerinin daha sonra olduğunu, bu konuda bilgisinin olmadığım, pankart asan grubun içinde bulunmadığını,

Turhan ÇÖMEZ ve Mustafa ÖZBEK ile hiç karşılaşmadığını, toplantılara hiç katılmadıklarını, Mustafa BALBAY'm bir kez Patalya toplantısına katıldığını, amaçlarının Türkiye'nin sorunlarının demokratik sistem içinde çözülmesi ve Türkiye'yi yönetmeye talip siyasetçilerin birlik ve beraberlik içinde bir araya gelip sorunları tartışıp çözüm üretmelerini sağlamak olduğunu, ayrıca bu çözümlerin tamamen meclis çatısı altında yapılması olduğunu,

2000 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin olduğu dönemde her partinin ikişer tane aday gösterdiğini, 22 Nisan 2000 tarihinde Başbakan Bülent ECEVİT'in meclis içinden İsmail CEM'i meclis dışından da kendisini aday gösterdiğini, o günlerde yaptığı konuşmada meclisin içinden bir cumhurbaşkanının seçileceğini ve bunun meclis tarafından yapılması gerektiğine ilişkin basın açıklamasını dosyaya ibraz ettiğini,

Diyalog Grubu Toplantıları sonucu alınan kararlar çerçevesinde Diyalog Grubunun Milli Egemenlik adını aldığını, amaçlarının bir siyasi parti kurmak olduğunu, 14 Ocak 2008 tarihinde Milli Egemenlik Hareketi başlatıldığım, 14 Şubat 2008 tarihinde Kamuran İNAN'ın öncülüğünde Milli Egemenlik Hareketi adına kamuoyuna bir bildiri sunulduğunu,

Lozan Antlaşmasının 85. Yıldönümü olan 25 Temmuz 2008 tarihinde Milli Egemenlik Hareketi'nin basma bir açıklama yaparak ilk genel seçimlere katılmak üzere kurulacak yeni bir siyasi partinin eşgüdüm komitesinin oluşturulduğunun kamuoyuna ilan dildiğni, İşçi Partisi ile herhangi bir ortak çalışmaları olmadığını, Milli Egemenlik Bildirgesinde Doğu PERİNÇEK'in imzası olmadığını, Dosyada bulunan TESEV, USİAD, PKK, AB, SOROZ ibareleri bulunan şemanın nereden çıktığını bilmediğini, daha önce görmediğini,

Kanal B' de çıkan CD' ler ile ilgili olarak, içeriğini bilmediğini, Kanal B' de çalışan birçok personel olduğunu, CD' lerin nereden çıktığını bilmediğini, daha öncede görmediğini, Genel Kurmay Başkanlığına ait gizli belgelerden de haberi olmadığını, dosyada mevcut İletişim Tespit Tutanakları sorulduğunda; Emniyette ayrıntılı beyanda bulunduğunu, kendine ait olanları söylediğini, gıyabında olanlara da gerekli açıklamaları yaptığını,

Milli İktidar Hareketi başlıklı belgenin divan başkanlığındaki isimlerin doğru olduğunu, ancak bu hareketin adının Milli İktidar değil Milli Egemenlik Hareketi olduğunu,

İsmail YILDIZ'ı tanımadığını, Karanlık Savaş Konsepti isimli belgeyi bilmediğini, suçlamaları kabul etmediğini,

Ergenekon silahlı terör örgütü üyesi olmadığını beyan etmiştir.

Sorgu İfadesi,

Yüklenen suçla ilgili olarak C.Savcılığında ve Emniyette ayrıntılı savunmalarını yaptığını, C.Savcılığı iddialarını ağır bulduğunu ve reddettiğini, yüklenen suçu da işlemediğini, ..Üniversite yöneticisi olduğunu, üniversitenin sadece bilim üretmek için var olmadığını, ayrıca uluslararası düzeyde ülke yönetimine katkı sağlamak olduğunu, bu beyanda üniverside kurdukları stratejik araştırmalarla ülkeninin Kıbrıs, Ermeni sorunları ile ilgili paneller düzenleyip bunları neşrederek ülkemizin yönetimine katkıda bulunup yardımcı olmaya çalıştıklarını,

Yine ülkenin geleceğine yönelik çalışmalar yapmayı kendine bir görev olarak benimsediği, ülkenin demokratik parlamenter sisteme sahip olduğunu, bunun zedelenmesine de asla müsade etmeyeceklerini, ülkenin sorunlarının çözüm yerinin meclis olduğunu,

2000 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimi gündeme geldiğinde dönemin başbakanı Bülent Ecevit'in meclis içinden İsmail CEM'i meclis dışından da kendisini aday olarak gösterdiğini, buna karşılık Cumhurbaşkanı'nm meclis içinden seçilmesi gerektiğini basma açıklayarak çözümün yine mecliste olduğunu bu şekilde teyit ettiğini, beyan etmiştir.

b-Elde Edilen Dokümanlar,

değiştir

1-Ankara İli Çankaya İlçesi Bahçelievler Fevzi Çakmak Caddesi 10.Sokak (Şehit H.Temel Kuğuoğlu Sokak) No:45 Sayılı Başkent Üniversitesi Hastanesinde Bulunan Ofisinde Yapılan Aramalarda Elde Edilen;

-İden 329 a kadar numaralandırılan CD-DVD

- 2 Adet bilgisayar disketi

Sekretarya odasının, sekreter masasından;

- 1 Adet üzerinde HP Comphakdisk 6120 MT. model CZCSS2049C seri nolu HP düz PC Samsung marka SP0411C model Samsung 048Jl0X847232 seri numaralı 40 GB HDD den alman hard disk

- 1 Adet HP 5700 SMOLL model CZC7471H04 seri nolu HP kasa içerisinde Western Dijital marka WCAP93106311 seri nolu 160 GB hard disk

Mehmet HABERAL in çalışma odasında;

- 146 ile numaralandırılan ve 1-2-3 rakamlı Çığlık Atmaktan Söz Ediliyor ibaresi ile başlayıp Tv. En Etkili iletişim aracıdır kullanalım ibaresi ile son bulan doküman.

- 147 ile numaralandırılan Danışma Kurumluna Teklif Edilenler ibaresi ile başlayan Seyit TOSUN ibaresi ile son bulan iki sayfalık isim listesi.

- 148 ile numaralandırılan Türk Dostu ve ibaresi ile başlayan Atatürk İbaresi ile son bulan 6 sayfalık bilgisayar çıktısı doküman

- 149 ile numaralandırılan Bakanlar ibaresi ile başlayıp Gülsün ÖKER E. Millet Vekili ibaresi ile son bulan 10 sayfalık isim listesi

- Üzerinde 11. Şubat 2008 Danışma Kurulu Toplantı Katılımcıları ibaresi ile başlayan Mümtaz SOYSAL ibaresi ile son bulan 3 sayfalık isim ve el yazmalı doküman - Üzerinde Toplumsal Düşünce Derneği ibareli 11.02.2008 tarihli 10 sayfalık bilgisayar çıktısı doküman

- 4 sayfa Katılacaklar İbaresi ile başlayan Yalçın BAYER ibaresi ile son bulan Bilgisayar Çıktısı İsim Listesi

- Üzerinde Başkent Üniversitesinde çalışan Hoca Tiplilerin isim listesidir ibaresi ile başlayan ve 38 kişi kampusta çalışmaktadır ibaresi ile son bulan isim listesi.

- Üzerinde 5 Ekim 2008 Pazar ibaresi ile başlayan Başkent Üniversitesi Senatosu ibaresi ile son bulan bilgisayar çıktısı doküman

- 4 sayfa Üzerinde Milli Duruş Ulusal Çıkar ibaresi ile başlıyan Milli Güçler Ulusal Platforlar ibaresi ile son bulan bilgisayar çıktısı

- 4 sayfa Kampus ibaresi ile başlayan Toplam 127 ibaresi ile son bulan isim listesi

- 6 sayfa Hisse Devir Sözleşmesi ibaresi ile başlayan Mahmut Akın ibaresi ile son bulan bilgisayar çıktısı doküman

-158 ile numaralandırılan Poşet Dosya içerisinde l'den 29'a kadar numara verilen el yazısı bilgisayar çıktısı yazı ve resimler

- uİç tehdit değerlendirmesi" ibaresi ile başlayan l'den 22'ye kadar numaralandırılmış "Bu oyuna uygun hareket etmektedirler" ibaresi ile son bulan bilgisayar çıktısı,

- 160 numarası verilen poşet dosya ıçeıisinde "Yem bir Türkiye için Yeni bir siyaset ve bir oluşuma ilk adım" ibaresi ile başlayan 1’den 30'a kadar numaralandırılan "27.08.2001" tarihli Mehmet HABERAL müracaat sahibi ıbaresiyle son bulan bilgisayar çıktısı isim listesi,

- "Artık ne acı ki sizle konuşma" ibaresi ile başlayan "toplam 1.400.000 Dolar" ibaresi son

bulan 1 'den 6'ya kadar numaralandırılmış el yazması doküman,

-162 A,B,C numaraları verilen yeşil renkli üzerinde "Meteksan" ibaresi bulunan üç adet blok not defteri ayrı yarı numaralandırılarak toplam 140 sayfalık el yazmalı doküman,

Çalışma masası üzerinde;

- Hawlettpockord marka evo model HU31005614 seri numaralı Compag yatık kasa içerisinden alınan (1) adet Western dijital marka 40 GB HDDWMAATA084491 seri numaralı hard disk

- (1) adet Kinston marka İGB kapasiteli üzerinde "KTÜ Patoloji günü" ibareli KF100705 seri numaralı flash bellek

- 330 dan 562 ye kadar numaralandırılan CD-DVD ler

- 1 Adet Maxell marka Hİ-8 Kamera kaseti

- 1 Adet Üzerinde Bu DR.M.Haberal'a verilecek yazılı kutu içinde THOMAS STARZL yazılı VHS Video kaseti

-1 Adet Arapça yazılı VHS Video kaseti

- 1 Adet iç kapağında Jandarma Genel Komutanlığı Ağaç Dikili ibareli açık gri renkli 30x40 cm ebatlarında resim albümü

- 1 Sayfa BİMER Başbakanlık İletişim Merkezi Başlıklı Düşünmekteyim bilgisayar çıktısı

- 1 Sayfa 20 Aralık 2002 tarihli Kemal Gürüz imzalı bilgisayar çıktısı

- 13 sayfa Askere Sunulan Gizli TÜSİAD Raporu başlığı ile başlayan Hürriyet ibaresi ile son bulan doküman

- 3 Sayfa Orgeneral Büyükanıt 1 ibaresi ile başlayan 30 dakika ibaresi ile son bulan bilgisayar çıktısı

- 2 Sayfa Değerli Büyüğüm ibaresi ile başlayıp Gürbüz Evsen ibaresi ile son bulan bilgisayar çıktısı

- 3 Sayfa hane listesi başlıklı 1.sayfasında Ahmet Erdoğan ismiyle başlayan toplam 95 ibaresi ile son bulan bilgisayar çıktısı

- 1 Adet üzerinde Mehmet Haberal adına yazılı açık zarf içinde Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası başlıklı 23 kasım 2000 tarihli Haluk Sanver imzalı bilgisayarda yazılmış mektup

- 3 Sayfa Başkent Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi başlıklı bilgisayar çıktısı

- 5 Sayfa On üne sistemden veri başlıklı ve Hakan Özkardeş ibaresi ile son bulan doküman

- 4 Sayfa Sayın Prof.Dr.Mehmet Haberal başlıklı İzmir 06.01.2009 imzalı faaliyetlerine devam edilmektedir ibaresi ile son bulan bilgisayar çıktısı

- 5 Sayfa Basın Özgürlüğü Yalnızca Medyanın değil hepimizin hakkı ve özgürlüğüdür başlıklı,

cevap ve düzeltme metni ibaresi ile son bulan bilgisayar çıktısı

- 12 sayfa Örtü ibaresi ile başlayan Anlatabilmek istiyorum ibaresi ile son bulan bilgisayar çıktısı

- 4 Sayfa Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi 17.12.2008 ibareli Nihat Yavuz ile son bulan 4 Sayfalık bilgisayar çıktısı

- 13 Sayfa Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi ibaresi ile başlayan ve Sayın Halil Nimetoğlu -Merkez Valisi ibaresi ile son bulan bilgisayar çıktısı

- 1 Adet Kişiye özel Sayın Prof.Dr.Mehmet Haberal ibaresi bulunan açılmış zarf içerisinde Sayın Rektör Prof.Dr.Mehmet Haberal'a ibaresi başlayan ve İnönü Üniversitesinden sizi hala seven biri ibareli bilgisayarda yazılmış mektup çıktısı

- 19 Sayfa Bay Büyük Anadolu Vakfı ibareli 06.10.2008 tarihli aylık toplantı notları içerikli Teşekkür ederim ibaresi ile son bulan bilgisayar çıktısı

- 3 sayfa 03.01.2009 tarihli Güngör GÜNDÜZ imzalı bilgisayar çıktısı

- 2 Sayfa Didem Serdar ibaresi ile başlayan Teşekkürlerini bildirirler ibaresi ile son bulan bilgisayar çıktısı

- 5 Sayfa People rushed ibaresi ile başlayan it qot hot and the ibaresi ile son bulan bilgisayar çıktısı

- 1 Sayfa Emre Aköz ibaresi ile başlayan Taraf 11 Ağustos 2008 ibaresi ile son bulan bilgisayar çıktısı

- 2 Sayfa Halkın Yükselişi Partisi başlıklı yedek üyeleri ibaresi ile son bulan bilgisayar çıktısı

- 8 Sayfa 22 Temmuz ibaresi ile başlayan MHP arasında geçmiştir ibaresi ile son bulan bilgisayar çıktısı

- "Sn: Prof.Dr. Mehmet Haber al 'in dikkatine" ibaresi ile başlayan "İyi anlamış olurum" ibaresi ile biten 7 sayfalık doküman.

- "Sezai Kürşat ÖKTE" ibaresi ile başlıyan "Anısına Hazırlanmıştır" ibaresi ile biten 6 sayfalık bilgisayar çıktısı

- "Sayın Aydın TUĞ" ibaresi ile başlayan "Eda Açıkbaş" ibaresi ile biten 9 sayfalık bilgisayar çıktısı

- "Seçim 07" ibaresi ile başlan "Konda" ibaresi ile biten 41 sayfa bilgisayar çıktısı

- "Yödat Yasası" ibaresi ile başlayan "Yapılacak Sınavlarda Başarılı Olmak" ibaresi ile biten 44 sayfalık bilgisayar çıktısı

- "Tarihini Bilmeyenler" ibaresi ile başlayan 2 sayfalık doküman

- "Yeni Milli Egemenlik Siyasetine Doğru" ibaresi ile başlayan "Sadece ve ancak Kendileri Olacaktır" ibaresi ile son bulan 9 sayfa bilgisayar çıktısı

- "H. Ufuk Sönmez 07 Mart 2008 tarihli" 2 sayfa bilgisayar çıktısı

- 1 adet Turkcell 0533 626 59 11 numara yazılı sim kart

- 1 adet PTT Genel Müdürlüğü 0533 492 65 65 numaralı telefonun ödeme tahsilat makbuzu

- "ERA-EDTA 2008 CME ACTİVİES ibaresi bulunan l'den 21'e kadar numaralandırılmış bilgisayar çıktısı

- "Rektör Beyin üye olduğu derneklerin 2007 listesi" başlıklı www.fdo.gov/cber/xap/xap.htm ibaresi ile son bulan 2 sayfa bilgisayar çıktısı

- "Demirel 'in attığı büyük kazık" ibaresi ile başlayan "Siyaset Yılları - Timaş Yayınlan" ibaresi ile son bulan 7 sayfa çıktı

- "Milli Egemenlik Hareketi" başlıklı ' Yol Haritası-Taslak) ibaresi ile başlayan "Muğla" ibaresi ile son bulan 5 sayfa bilgisayar çıktısı

- "Başkent Üniversitesi Stratejik Araştırma Merkezi" başlıklı 2 sayfa bilgisayar çıktısı - "19 Aralık 2008" tarihli 2 sayfalık faks çıktısı

- "Remarks By H.E.Süleyman Demir el" başlıklı "ofyour countries" ibaresi ile son bulan 6 sayfa İngilizce bilgisayar çıktısı

- "Milli Güvenlik Konseyi 5. Sayısı - 326" ibaresi ile başlayan "26.01.1982" ibaresi ile son bulan 5 sayfalık doküman

- "Bu toprakların adını da kabullenecekler" ibaresi ile başlayan "Hayırlı uğurlu Olsun i" ibaresi ile son bulan 2 sayfalık faks çıktısı

- "Haber- 1-25 Kasım 2007 Cumhuriyet" ibareli "Oylara danıştım" ibaresi ile biten 14 sayfalık bilgisayar çıktısı

- " A- Danıştay Açıklama" ibaresi ile başlayan arka sayfasında el yazılı olan ve 0532 218 19 82 telefon numarası yazılı son sayfasında "25 Aralık 2008" ibaresi ile son bulan 2 sayfalık yazı

- 1 adet KİNGSTON Marka 4 GB 04236-304 seri nolu üzerinde el yazısı ile "ADANA -2008" ibaresi yazısı flash bellek

- 1 adet Turkcell 0102210266967 numaralı sim kart

- "Prof. Dr. Mehmet A. Haber al- Rektör" ibareli " Sayın E. Org. İsmail Hakkı KARADAYI - Muhterem Paşam istemiş olduğunuz Faruk Demir 'in CD 'lerini gönderiyorum Hürmetlerimle" yazılı Mehmet HABERAL imzalı 1 sayfalık doküman.

- "29.01.2008 tarihli "Göster/Gizle" başlıklı "bekleyip göreceğiz" ibaresi ile son bulan 3 sayfalık faks çıktısı

- "Deniz Baykal" ibaresi ile başlayan "34 - Ersin ÖZİNCE" ibaresi ile son bulan ve içerisinde

1-9-14-16-22-33 numaralı şahısların el yazısı ile 1 'den 6'ya kadar numara verilmiş isim listesi -"Yeni Oluşum Notları" başlıklı ' içiniz Sızlanıyor mu" ibaresi ile son bulan 11 sayfalık bilgisayar çıktısı

-"Toplumsal Güç Birliği" başlıklı basın açıklaması 25.01.2008 tarihli faks çıktısı - "19.11.2007" tarihli ve üzerinde Aydm Bıçakçı kard viziti takılı "Anadolu Ulusu saygılarımı sunarım" ibaresi ile son bulan 2 sayfa bilgisayar çıktısı

- 1 sayfa Merhaba Hocam ibaresi ile başlayan arka sayfasında Nazife Taşkıran ismi ile son bulan el yazmalı doküman

- "Belgeler, Dinleme Kayıtlan, İlişkiler 07.04.2008" ibareli ve arka sayfaları el yazmalı 14 sayfa bilgisayar çıktıları

- "Değerli Hocam 14.04.2007" tarihli Nazife TAŞKIRAN ibaresi ile son bulan el yazmalı doküman ve arka sayfasında TÜncay ÖZKAN'nın yer aldığı fotoğraf

- 1 Adet küçük blok not kağıdına siyah kalem ile yazılı "Abdülhadi KARSNİÇ" ibareli ve "25.000 EURO" ibaresi ile son bulan doküman

- 12 sayfalık " 2002 yılı başında Dünya ve Türkiye'nin görünümü" başlıklı " Ümit Edilmektedir" ibaresi ile son bulan bilgisayar çıktısı

- 1 sayfa "Atatürkçü Düşünce Derneği 10.01.2007" ibareli Yaşar KOCAOĞLU - Zuhal TECİRLİOĞLİ imzalı bilgisayar çıktısı

-2 adet Maxel 2 HD marka isimsiz bilgisayar disketi

- 1 adet "Kampus telefonlar " ibaresi yazılı bilgisayar disketi

- 1 adet Altı yeşil renkli içerisi tek tek l'den 57'ye kadar numaralandırılan ajanda

- l'den 64'e kadar numaralandırılan 1.sayfasında Mustafa SARI GÜL- Belediye başkanı ibaresi ile başlayan ve son sayfasında Sadık ÇAKIROGLU ismiyle son bulan isim ve telefon listesinin tutulduğu el yazalı fırist

- l'den 48'e kadar numaralandırılan üzerinde "09 aldığı eğitimin yaşam boyu taşıyacak- MEF okulları" ibaresi bulunan mavi renkli el yazıları bulunan 1 adet ajanda

- 1 'den 99'a kadar numaralandırılan kahverenkli içerisinde isim ve telefon numaralı, adreslerin yazılı olduğu 1 adet ajanda

5- Çankaya mutlukent mahallesi 4. cadde bensesin sitesi no:48 ümitköy adresinde bulunan ikametinde yapılan aramada;

- (2)Adet (1-2) ile numaralandırılmış Raks marka viedo kaseti

-(1) Adet COLT marka C-65384 seri numaralı tabanca

-(1) Adet COLT marka KT 8442 seri numaralı tabanca -(2) Adet tabancalara ait taşıma ruhsatı -(500) Adet 45 calibre mermi -(132) Adet 357 magnum mermi -(1) Adet şarjör

-(35) Adet 9.65 mm magnum mermisi -(62) Adet 9.7 mm çapında mermi

-(1) Adet Nokia marka 6230i model cep telefonu

-(1) Adet Nokia marka siyah cep telefonu

-(1) Adet 0532 234 21 30 nolu Türkcell hattı

-(1) Adet 0533 626 94 11 nolu Türkcell hattı

-(1) Adet 100 297 70 78 nolu vodafone sim kart

-(1) Adet sony marka XI1-453-71 seri numaralı laptop ve çantası

-(1) Adet philips marka 8993 800 40331 seri nolu dijital kayıt cihazı

-(1) Adet 24'lük fuji film

ŞÜPHELİ MEHMET HABERAL'DAN ELDE EDİLEN DOKÜMAN VE DÎJİTAL MALZEMELERİN İNCELENMELERİ NETİCESİNDE;

Ankara ili Çankaya ilçesi Fevzi Çakmak Caddesi 10. Sokak H.Şehit Temel Kuğuluoğlu Sokak No:45 Bahçelievler adresinde bulunan çalışma ofisinde yapılan aramada elde edilen dokümanların yapılan incelemesinde;


-146 ile numaralandırılmış, 1-2-3 rakamlı "Çığlık Atmaktan Söz Ediliyor" ile başlayıp, "Tv. En etkili iletişim aracıdır" ile son bulan dokunan içeriğinde;

Kim tarafından yazıldığı belli olmayan, el yazması dokümanda Mustafa Kemal'in Kurtuluş savaşı öncesi halkla beraber yapmış olduğu mücadelenin televizyonda işlenmesi konusu,

-147 ile numaralandırılan, danışma kurulana teklif edilenler ibaresi ile başlaşan Seyit TOSUN ibaresi ile son bulan iki sayfalık isim listesi içeriğinde;

Soruşturma kapsamında hakkında işlem yapılan, Ümit ÖZDAĞ, Kemal KERİNÇSİZ ve çeşitli şahıslara ait isim listesinin olduğu,

-148 ile numaralandırılan Türk Dostu ve ibaresi ile başlayan Atatürk ibaresi ile son bulan 6 sayfalık bilgisayar çıktısı dokümanların içeriğinde;

İnternetten indirildiği değerlendirilen Fettuhlah GÜLEN ve AKP hakkında iddiaların yer aldığı yazıların bulunduğu,

-149 ile numaralandırılan Bakanlar ibaresi ile başlayıp Gühsün ÖKER E. Milletvekili ibaresi ile son bulan 10 sayfalık isim listesinin içeriğinde; Bakanlar, Toparlayıcı eksen, Akedemi, Bürokrasi, Yazar-Fikir adamı, Medya, İş Dünyası, Hukuk, E. Asker, Kadın Hareketleri başlıkları altında soruşturma kapsamında hakkında işlem yapılan, Mustafa ÖZBEK, Şener ERUYGUR, Doğu PERİNÇEK, Erol MANİSALI, Emin GÜRSES, Tuncay ÖZKAN, Mustafa BALBAY, Vedat YENERER, Sabih KANATOĞLU, Hurşit TOLON ve Tuncer KILINÇ isimli şahısların isimlerinin bulunduğu,

-150 ile numaralandırılan 11 Şubat 2008 Danışma Kurulu Toplantı Katılımcıları ibaresi ile başlayan Mümtaz SOYSAL ibaresi ile son bulan 3 sayfalık isim ve el yazmalı dokümanın içeriğinde; Soruşturma kapsamında hakkında işlem yapılan, (1) sayfası ile numaralandırılan bilgisayar çıktısı dokümanda Anıl Ç., Doğu PERİNÇEK, Hurşit TOLON, 16. sırada ismi bulunan (Mehmet HABERAL), Mustafa ÖZBEK ve Şener ERUYGUR isimli şahısların yer aldığı, aynı sayfanın üzerinde el yazması notlarda "7 Belediye seçimleri? 2. Mücadele Fikri, Hukuk, Siyasal " (2) sayfası ile numaralandırılan bilgisayar çıktısı dokümanda Erol MANİSALI'nın isminin olduğu,

-151 ile numaralandırılan Toplumsal Düşünce Derneği ibareli 11.02.2008 tarihli 10 sayfalık bilgisayar çıktısı dokümanların içeriğinde; Toplumsal Düşünce Derneği antetli 11.02.2008 tarihli Fethi BOLA YIR isimli şahıs tarafından yazılan Türbanlı Çene Altı Demokrasisi başlıklı, Türban ile alakalı yazılmış yazının olduğu,

-152 ile numaralandırılan Katılacaklar ibaresi ile başlayan Yalçın B. ibaresi ile son bulan Bilgisayar çıktısı dokümanın içeriğinde; Katılacaklar mazeret bildirip destek mesajı verenler, Katılacakları henüz belli olmayanlar ve cevap gelmeyenler başlıkları altında, Anıl Ç., Doğu PERİNÇEK, Güler KÖMÜRCÜ, Hurşit TOLON, Mustafa BALBAY, Mustafa ÖZBEK, Şener ERUYGUR, Tuncay ÖZKAN, Tuncer KILINÇ, Yaşar H., Sabih KANATOĞLU, Ümit Ö. ve Vedat YENERER isimli şahısların bulunduğu liste olduğu,

-153 ile numaralandırılan Başkent Üniversitesinde çalışan Haçapitlilerin isim listesidir ibaresi ile başlayan ve 38 kişi kampüste çalışmaktadır ibaresi ile son bulan dokümanın içeriğinde; Çeşitli şahısların ve bu şahıslara ait çalıştıkları işyerlerinin isim listesinin olduğu,

-154 ile numaralandırılan üzerinde Başkent Üniversitesi olağanüstü senato toplantısı duyuru şeklinde doküman içeriğinde; Başkent Üniversitesi Senatosu imzalı 5 Ekim 2008 tarihli Aktütün ve Bayraktepe saldırıları ile ilgili basın açıklaması olduğu,

-155 ile numaralandırılan Milli Duruş Ulusal Çıkar ibaresi ile başlayan Milli Güçler Ulusal Platformu ibaresi ile son bulan dokümanın içeriğinde; Milli Duruş Ulusal Çıkar diyalog grubu yol haritası taslak öneri başlıklı Milli Güçler Ulusal Platformu imzalı 22 Temmuz 2007 seçimleri sonrası seçim değerlendirmesi AKP ve yapmış olduğu icraatlarla ilgili eleştirel yazıların bulunduğu bilgisayar çıktısı doküman olduğu,

-159 ile numaralandırılmış, İç Tehdit Değerlendirmesi başlıklı, l'den 22'ye kadar numaralandırılmış, "Bu oyuna uygun hareket etmektedirler" ibaresi ile son bulan bilgisayar çıktısı doküman içeriğinde; İç tehdit değerlendirmesi Seminer Sonuç Raporu başlıklı 15 Temmuz 2002 tarihli, Öğretim Elemanı Top.Kur.Alb. Mustafa MAVİLİ, Seminer Lideri Pervin ATEŞ ve Seminer Sekreteri A. Türker KAYA imzalı raporda Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı iç tehdit değerlendirmesinin başlıklar halinde yazılmış olduğu,

-160 ile numaralandırılmış, "Yeni bir Türkiye için Yeni bir siyaset ve bir oluşuma ilk adım" ibaresi ile başlayan ve l'den 30'a kadar numaralandırılan "27.08.200V tarihli Mehmet HABERAL müracaat sahibi ibaresiyle son bulan bilgisayar çıktısı doküman içeriğinde; Yeni bir Türkiye için Yeni bir siyaset ve bir oluşuma ilk adım başlıklı Yaşar Nuri ÖZTÜRK ve Yaşar OKUYAN imzalı siyasi içerikli bildiri, devam eden sayfalarda başlık ve imza kısmı bulunmayan bir mahkemeye ait olduğu değerlendirilen duruşma tutanakları fotokopileri, Milli Egemenlik Hareketi imzalı bildiri ve 11 ile 22 arasında numaralan bilgisayar çıktısı dokümanda Doğu PERİNÇEK, Anıl Ç., Emin GÜRSES, Erol MANİSALI, Güler KÖMÜRCÜ, Hurşit TOLON, Mehmet HABERAL, Mustafa BALBAY, Mustafa ÖZBEK, Sabih KANATOĞLU, Şener ERUYGUR, Tuncer KILINÇ, Vedat YENERER, Yaşar H., Tuncay ÖZKAN ve Ümit Ö. isimli şahısların yer aldığı,

-268 ile numaralandırılmış, 1 Adet iç kapağında Jandarma Genel Komutanlığı Ağaç Dikili ibareli açık gri renkli 30x40 cm ebatlarında resim albümünün; Soruşturma kapsamında hakkında işlem yapılan, Şener ERUYGUR'un Jandarma Genel Komutanı olarak görev yaptığı dönemde Mehmet HABERAL'in da katılmış olduğu törene ait 46 adet fotoğrafın bulunduğu,

-270 ile numaralandırılmış, 1 Sayfa 20 Aralık 2002 tarihli Kemal Gürüz imzalı bilgisayar çıktısı dokümanın içeriğinde; Dönemin Türk Üniversitesi Rektörleri Komitesi ve Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı Kemal GÜRÜZ imzalı 20 Aralık 2002 tarihli Hükümetin acil eylem planı içerisinde yer alan Yüksek Öğretim ile ilgili konular hakkında hazırlamış olduğu basın açıklaması olduğu,

-273 ile numaralandırılmış, 2 Sayfa Değerli Büyüğüm ibaresi ile başlayıp Gürbüz Evsen ibaresi ile son bulan bilgisayar çıktısı dokümanın içeriğinde; Gürbüz EVREN tarafından Mehmet HABERAL'a gönderildiği değerlendirilen e-mail çıktısı içeriğinde dönemin Başbakanı Bülent ECEVİT ile görüşme esnasında çekmiş olduğu sıkıntıları dile getirdiği yazı olduğu,

-274 ile numaralandırılmış, 3 Sayfa hane listesi başlıklı 1.sayfasında Ahmet Erdoğan ismiyle başlayan toplam 95 ibaresi ile son bulan bilgisayar çıktısı doküman içeriğinde; Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN'm aile bireylerini gösteren ve Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN'in isminin altının kalem ile çizili ve bazı aile bireylerinin anne adı bölümündeki isimlerin ön tarafına kalem ile Rumca, Yunanca ibarelerin yazılı olduğu 3 sayfadan ibaret hane listesi olduğu,

-275 ile numaralandırılmış, 1 Adet üzerinde Mehmet Haberal adına yazılı açık zarf içinde Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası başlıklı 23 Kasım 2000 tarihli Haluk Sanver imzalı bilgisayarda yazılmış mektubun içeriğinde; Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası antetli büyük sekreter Haluk SANVER imzalı ve mühürlü 23 kasım 2000 tarihli 424 Mehmet HABERAL 010 DOĞUŞ MUH:.L:. "sı üyesi" hitaben yazılmış Mehmet HABERAL'm Locaya üyeliği ve aidatlar ile ilgili bilgisayar çıktısı yazı olduğu,

-284 ile numaralandırılmış, 1 Adet Kişiye özel Sayın Prof.Dr. Mehmet Haberal ibaresi bulunan açılmış zarf içerisinde Sayın Rektör Prof.Dr. Mehmet Haberal'a ibaresi başlayan ve İnönü Üniversitesinden sizi hala seven biri ibareli bilgisayarda yazılmış mektup çıktısı doküman içeriğinde; Mehmet HABERAL'a hitaben yazılmış kimin yazdığı belli olmayan Fatih HİLMİOĞLU ile ilgili iddiaların bulunduğu yazı olduğu,

-290 ile numaralandırılmış, 2 Sayfa Halkın Yükselişi Partisi başlıklı yedek üyeleri ibaresi ile son bulan bilgisayar çıktısı doküman içeriğinde; Halkın Yükseliş Partisinin 1-2 Mart 2008 tarihleri arasında gerçekleştirdiği İl Başkanları program akışını gösteren 2 sayfadan ibaret yazı olduğu,

-293 ile numaralandırılmış, "Sezai Kürşat ÖKTE" ibaresi ile başlayan "Anısına Hazırlanmıştır" ibaresi ile biten 6 sayfalık bilgisayar çıktısı dokümanın içeriğinde; Emekli Kurmay Sezai Kürşat ÖKTE isimli şahsın iletişim bilgileri ile CV'nin bulunduğu adı geçen şahsın hazırlamış olduğu değerlendirilen bilgisayar çıktısı yazı olduğu,

-304 ile numaralandırılmış, "Demirel'in attığı büyük kazık" ibaresi ile başlayan "Siyaset Yılları - Timaş Yayınları" ibaresi ile son bulan 7 sayfa çıktı doküman içeriğinde; İnternetten indirildiği değerlendirilen 02 Aralık 2008 tarihli DEMİREL'in attığı büyük kazık başlıklı yazı içeriğinde Kamuran İNAN'm Süleyman DEMİREL'in Başkanlığı döneminde Sovyetler Birliğinden ayrılan Türkî Cumhuriyetlerle ilgili iddiaların yer aldığı bilgisayar çıktısı yazıların olduğu,

-305 ile numaralandırılmış, "Milli Egemenlik Hareketi" başlıklı Yol Haritası-Taslak) ibaresi ile başlayan "Muğla" ibaresi ile son bulan 5 sayfa bilgisayar çıktısı doküman içeriğinde; Milli Egemenlik Hareketi Yol Haritası taslak başlıklı yazıda söz konusu hareketin programının yazıldığı programda izlenecek yolun tarih tarih belirtildiği, 6 Temmuz 2008 tarihinde 20 ilde Hukuka Saygı mitinglerin düzenleneceği belirleyici kurul içerisinde soruşturma kapsamında hakkında işlem yapılan, Hurşit TOLON ve Tuncay ÖZKAN'ın da isim listesinde bulunduğu, Halk Karar toplantılarının yapılacağı illerin belirlendiği bilgisayar çıktısı yazı olduğu,

-307 ile numaralandırılmış, 19 Aralık 2008 tarihli 2 sayfalık faks çıktısı dokümanın içeriğinde; Kimden bölümünde Doktor Aydın CESUR 9. Cumhurbaşkanının doktoru ve başdanışmanı, kime bölümünde Mehmet HABERAL'a gönderildiği değerlendirilen, internetten indirilen Kamuran İNAN'dan ağır suçlama başlıklı haber yazısının faks çıktısı olduğu,

-310 ile numaralandırılmış, "Bu toprakların adını da kabullenecekler" ibaresi ile başlayan "Hayırlı uğurlu Olsun i" ibaresi ile son bulan 2 sayfalık faks çıktısı doküman içeriğinde; Diyarbakır Büyük Şehir Belediye Başkanı Osman BAYDEMİR'in yapmış olduğu konuşmalarla ilgili yapılan haberlere ait faks çıktısı olduğu,

-319 ile numaralandırılmış, "Prof. Dr. Mehmet A. Haber al- Rektör" ibareli " Sayın E. Org. İsmail Hakkı Kar adayı- Muhterem Paşam istemiş olduğunuz Faruk Demir'in Cd. 'lerini gönderiyorum. Hürmetlerimle" yazılı Mehmet Haberal imzalı 1 sayfalık dokümanın bulunduğu,

-321 ile numaralandırılmış, "Deniz Baykal" ibaresi ile başlayan "34 - Ersin Özince" ibaresi ile son bulan ve içerisinde 1-9-14-16-22-33 numaralı şahısların el yazısı ile l'den 6'ya kadar numara verilmiş isim listenin içeriğinde; Üzerinde siyaset, iş ve askeri şahıslar ile soruşturma kapsamında hakkında işlem yapılan Hurşit TOLON, Şener ERUYGUR ve Sinan AYGÜN isimlerinin bulunduğu bilgisayar çıktısı yazı olduğu,

-322 ile numaralandırılmış, "Yeni Oluşum Notları" başlıklı " İçiniz Sızlanıyormu" ibaresi ile son bulan 11 sayfalık bilgisayar çıktısı dokümanların içeriğinde; AKP ve Genç Partileri ile ilgili değerlendirmelerin bulunduğu ve soruşturma kapsamında hakkında işlem yapılan Oktay YILDIRIM isimli şahsın Yeni Hayat Dergisinde yer aldığı iddia edilen Şemdinli hakkında yazmış olduğu metnin olduğu,

-323 ile numaralandırılmış, "Haberal - Mete Akyol" ibaresi ile başlayan "O güne kadar hoşcakal" ibaresi ile son bulan 5 sayfalık bilgisayar çıktısı doküman içeriğinde; HABERAL başlıklı meteakvolfSjbutundunya.com adresinden haberal@baskent-ank.edu.tr adresine 27 Ekim 2007 tarihinde şehitlerimizin katili kim ile başlayan devlet bakanı Mehmet ŞİMŞEK'in İngiliz vatandaşı olduğu iddiasının yer aldığı, devamında Mehmet MUHSİNOGLU isimli şahsın özgeçmiş bilgileri ve 22 Temmuz 2007 seçimlerinin değerlendirilmesinin yapıldığı e-mail çıktısı olduğu,

-327 ile numaralandırılmış, 1 sayfa Merhaba Hocam ibaresi ile başlayan arka sayfasında Nazife Taşkıran ismi ile son bulan el yazmalı doküman içeriğinde; Nazife TAŞKIRAN isimli şahıs tarafından Mehmet HABERAL'a hitaben yazılmış olduğu değerlendirilen el yazması önlü arkalı mektupta Abdullah GÜL'ün Cumhurbaşkanlığa seçilmesinin eleştirildiği, devamında ise özel konuların yazılmış olduğu,

-328 ile numaralandırılmış "Belgeler, Dinleme Kayıtları, İlişkiler 07.04.2008" ibareli ve arka sayfaları el yazmalı 14 sayfa bilgisayar çıktısı doküman içeriğinde; İnternetten indirildiği değerlendirilen Aydınlık Dergisinin 07.04.2008 tarihli nüshasında soruşturma kapsamında hakkında işlem yapılan Doğu PERİNÇEK isimli şahsın sorgusu esnasında sorulan sorular ve bu sorulara vermiş olduğu iddia edilen cevapların olduğu, derginin 16-17. Sayfasında Mehmet HABERAL isminin geçtiği yerlerin altının fosforlu kalem ile çizildiği bilgisayar çıktısı yazı olduğu,

-334 ile numaralandırılmış, 1 Adet küçük blok not kağıdına siyah kalem ile yazılı "Abdülhadi KARSNİÇ" ibareli ve "25.000 EURO" ibaresi ile son bulan doküman içeriğinde; Kosova Namuşah Belediye Başkan Yardımcısı Abdülhadi KARSNİÇ'e ait iletişim bilgilerinin olduğu küçük not kâğıdının olduğu,

Ankara ili Çankaya ilçesi Fevzi Çakmak Caddesi 10 Sokak H.Şehit Temel Kuğuluoğlu Sokak No:45 Bahçelievler adresinde bulunan çalışma ofisinde yapılan aramada elde edilen dokümanların yapılan incelemesinde;

-l'den 9'a kadar numaralandırılmış, (9) adet bilgisayar çıktısı ve el yazması dokümanların içeriğinde; 1 ile 5 sayfaları arasında 1 nolu sayfanın ortasında SOROS isimli şahsın resminin bulunduğu ve resmin çevresinde oklarla çeşitli şahıs ve kuruluş isimlerinin birbirleriyle ilişkilendirilmeye çalışıldığı bir şemanın olduğu ve devamında bu şema ile ilgili açıklamaların bulunduğu,

-36'dan 140'a kadar numaralandırılmış, (105) adet el yazması ve bilgisayar çıktısı dokümanların içeriğinde; 36 ve 37. sayfalarda, Mehmet BAYRAK isimli şahıs tarafından Nahit DURU isimli şahsa hitaben yazılmış yapılan bir program ile alakalı görüş ve eleştirilerinin olduğu, 78 ve devam eden diğer sayfalarda, soruşturma ile ilgili İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Avukat Hasan Basri ÖZBEY tarafından İçişleri Bakanlığına hitaben yazılmış 02.06.2008 tarihli yazı ve ekleri olduğu,

-149. sayfada İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN tarafından Nahit DURU isimli şahsa gönderilmiş "Çıkış Noktası" isimli programa davet edildiği için 20.06.2005 tarihli teşekkür yazısı.

-150 ile 151. Sayfalar arasında, hikmet kosarfSjhotmail.com adresinden kirmizicizgi@kanalb.com.tr adresine gönderilmiş siyasi konularla ilgili yazılar olduğu,

- 152'den 252'ye kadar numaralandırılmış, üzerinde Fetullah GÜLEN yazısı bulunan dosya haline getirilmiş (100) sayfa bilgisayar çıktısı doküman içeriğinde; Fetullahçılara ait olduğu iddia edilen kurum ve kuruluşlarla ilgili bilgilerin olduğu,

- 342'den 408'e kadar numaralandırılmış, (67) sayfa bilgisayar çıktısı doküman içeriğinde; İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Avukat Hasan Basri ÖZBEY tarafından İçişleri Bakanlığına hitaben yazılmış 02.06.2008 tarihli yazı ve ekleri olduğunun görüldüğü, Ankara İli Başkent Üniversitesi Rektörlük Bağlıca Kampusu Ofisi Bağlıca Kampusu Eskişehir Yolu 20 Km. adresteki iş yerinde yapılan aramada el konulan dokümanların incelemesinde;

-35 ile numaralandırılmış, (1) adet Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Federasyonu Avrupa ADD başlıklı 22 Mayıs 2007 Prof. Dr. Mehmet HABERAL adına gönderilmiş ve ekinde Cumhuriyetimize Sahip Çıkalım başlıklı 22 Mayıs 2007 tarihli sayısının faksı içeriğinde; Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Federasyonu Avrupa ADD tarafından Mehmet HABERAL'a gönderildiği değerlendirilen Almanya'da ki Dernek Faaliyetlerini anlatan yazı ve bu konu hakkında Hürriyet Gazetesinde yayınlanmış 22 Mayıs 2007 tarihli haber olduğu,

Ankara İli Çankaya İlçesi Yukarı Bahçelievler Mahallesi Taşkent Caddesi (1 Cadde) No:77/4 sayılı yerde bulunan Çalışma Ofisinde; yapılan aramada el konulan dokümanların incelemesinde;

-6 ile numaralandırılmış, Üzeninde Başkent Üniversitesi 29.01.2001 tarihli A Serisi 386 nolu bağış makbuzu içeriğinde; Bağışı yapan bölümünde Prof. Dr.Mehmet HABERAL Başkent Üniversitesi Rektörü yazılı, Bağış Çeşidi bölümünde Hastane binası Rektörlük makamının tefrik ve donanımı için yazılı 10.441.039 832 TL’lik bağış makbuzu olduğu.

-7 ile numaralandırılmış, 20.06.94 tarihli 4287 fiş tipi nolu muhasebe fişi içeriğinde; Açıklama kısmında Mehmet HABERAL Ödül yazılı, alacak bölümünde, 27.732.988.00 TL miktarın olduğu muhasebe fişinin olduğu,

-8 ile numaralandırılmış, 19.04.1993 karar tarihli 4 karar nolu iki sahifeden oluşan tutanak içeriğinde; Haberal Eğitim Vakfı ile Kemansay Limited Şirketi, Oktay YILMAZ, Semehat SARIAHMETOĞLU ve Nurdan SONBAY isimli şahıs/şirketler arasında yapılmış olan 19.04.1993 tarihli hisse devri tutanağı olduğu,

-9 ile numaralandırılmış, Eti Bank Rize 22.03.1991 tarihli Rize Çay Tarım Sanayi ve Ticaret A.Ş adına kayıtlı makbuz (2 adet) içeriğinde; 13.05.1991 ile 22.03.1991 tarihli izahat bölümünde Mehmet HABERAL teslimatı, yekûn bölümünde, 10.000.000- 15.000.000- yazılı Eti Bank makbuzu olduğu,

— 12 ile numaralandırılmış, üzerinde Dışbank Türk Dış Ticaret Bankası antetli 15.07.1993 tarihli alacak dekontu ile 15.07.1993 ve 30.07.1993 tarihli borç dekontlarının bulunduğu zarf içeriğinde; Alacak Dekontunun 15.07.1993 tarihli borç hanesinde 50.000.000.000.00-Borç Dekontunun 15.07.1993 ve 30.07.1993 tarihli olduğu, borç hanelerinde 100.000.000.000.00- ve 50.000.000.000.00- meblağlarının yazılı olduğu,

-13 ile numaralandırılmış Türk Dış Ticaret Bankası Antetli İlgili Makama ile başlayan Bakiye Belirten Mektup içeriğinde; Başkent Üniversitesine ait 15 Temmuz 1993 tarihi itibariyle 50.125.000.000 TL bakiyenin bulunduğunu belirten yazı olduğu,

-15 ile numaralandırılmış Başkent Üniversitesi Antetli zarf içerisinde; Başkent Üniversitesine ait 15.10.2001 tarihli 002 sayılı Mehmet HABERAL tarafından yapılan 126.000.000. TL'lik bağış makbuzu ve tahsil fişinin olduğu,

-16 ile numaralandırılmış, Üzerinde Sayın Mehmet HABERAL yazılı içerisinde Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası (İstanbul Türkiye) başlıklı mektup bulunan zarf içeriğinde; Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası (İstanbul Türkiye) antetli 15 Aralık 2000 tarihinde Mehmet HABERAL'a hitaben yazılmış Büyük Sekreter Haluk SANVER imzalı aidat ödeme ve İntizama dönüş içerikli mektup olduğu,

-17 ile numaralandırılmış l'den 15'e kadar numaralandırılmış, el yazması mektubun içeriğinde; bazı şahısların özel yaşantıları ile alakalı yazılmış doküman olduğu,

-23 ile numaralandırılmış, üzerinde 1977 Faaliyet raporu yazılı (3) sayfadan oluşan doküman içeriğinde; DOĞUŞ MUH:. LO:. Faaliyet Raporu (1977) başlıklı Saygıdeğer üstadlarım Sevgili Kardeşlerim, hitabı ile devam eden Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locasına ait olduğu, son sayfasında DOĞUŞ MUH:. LO:. 1977 YILI MATRİKÜL HAREKETLERİ Tekris Edilenler başlığı altında 420 Kemal Benli 14/06/1977 Başka Locaya Gidenler başlığı altında 196 Kamil ÖZBAYRAK Gayri Muntazam İlan Edilenler başlığı altında 368 Ömer BİR 14.06.1977 , Kalfalığa Geçişler başlığı altında 398 Sami DURAL 13.12.2977 ......Adi Mütebenni Olan başlığı altında 419 Barbaros OKUMUŞ 22.03.1977, İntizama Dönen başlığı altında 260 İsmet Şahap SERİM 14.06.1977, Ebedi Meşrika İntikal başlığı altında 54 Basri AKTAŞ 05.05.1977, Fahri Üyeliğe Geçenler Başlığı altında, 64 Ali Rıza OKTAY 1.1.1977 şeklinde devam eden listenin olduğu,

-24 ile numaralandırılmış, Masonluk hakkında görüş notu ibareli yazı içeriğinde; Kim tarafından yazıldığı belli olmayan 10 maddeden oluşan Masonlukla ilgili görüşlerin maddeler halinde daktilo ile yazıldığı metin olduğu,

-36 ile numaralandırılmış, üzerinde Dr.M.HABERAL ÖZEL yazılı sarı zarf içerisinde, Her gece ile başlayan... Yayılmasına sebep olur. (Ocak 1970) ile biten l'den 5'e kadar doküman içeriğinde; Masonlukta Temel Taşlar Değerler Raşid TEMEL imzalı masonlukla ilgili maddeler halinde yazılmış çeşitli tavsiye niteliğinde yazılar ve devam eden sayfalarda Mason başlıklı Prof. Dr.Ziya UMUR yazılmış Masonlukla ilgili yazı olduğu,

Ankara İli Çankaya ilçesi Mutlu Kent Mahallesi 4. Cadde Ben Senin Sitesi N0:48 Ümit Köy adresindeki ikametinde yapılan aramada el konulan dokümanların incelemesinde; -1 adet l'den 88'e kadar numaralandırılmış, yeşil renkli üzerinde Başkent Üniversitesi Ankara Türkey Meteksan ibareli Bloknot defter içeriğinde:

(6.sayfa) 16.12.2006

Diyalog grubu, hür pastı ve Türkmen grubu müşterek toplandı. (Herekedeki bizim merkezde) güzel bir toplantı oldu. Siyasi bir organizasyon için daha yoğun toplanmak gerekli olduğu belirtildi. Bir hafta sonra tekrar toplanılacak. Bu işin koordinatörlüğü diyalog grubu adına Kamuran beyin organize etmesini düşündüm. Önce Halit Dağlıyı çağırdım, konuştuk. Sonra beraber Kamuran beye gittik. Konuştuk O da kabul etti. Toplantıda açıklayacağız.

(7.sayfa) 22.12.2006

Dört grup Diyalog, Türkmen, Hür Pastı ve Türkiyem

Bizim merkezde ??? herekede toplandı. Kamuran bey ve Ben konuştuk. Bütün ??? birlikteliğe Hasan beydi. Türkiyem grubu adına Eyüp Aktepe Başkanları adına geldiğini ve bizimle beraber olduklarını söyledi. Komisyona Hasan verildi. Her gurup iki kişiyle temsil edilecek. Benim önerimle Kamuran beyde başkan olacak.

(8.sayfa) 24.12.2006

Bu karara rağmen Türkiyem gurubu bir nezaketsizlik ve saygısızlık yaparak bu kararından vazgeçmiyor. Tutumu bu olan insanlar sözde ülkenin geleceğiyle meşgul oluyorlar. Defterimi kapattım. Pazar günü yani 24.12.2006 daki toplantıya 3 grup katıldı. Diyalog, hür pastı ve Türkiyem gurubu. Sonuç olarak ben grup başkanlarının toplanmasının daha uygun olacağını önerdim. O doğrultuda karar verildi.

(19. sayfa)

8.2.2007

Akşam saat ???:30da Necmettin beyi evinde ziyaret ettim. Bir saatten fazla görüştük. Anladım ki kendisine büyük haksızlık yapılmış. Ona da bütün imkânlarımı kullanacağımı söyledim. Sayın Necmettin Erbakan bugün ülke için önemli olduğu (maalesef bu noktaya geldik) ortaya çıktı.

(2O.sayfa)

15.2.2007

İstanbul Hastanesinin davetiyesini Süleyman Beye götürdüm. Bu arada yine ülkemizi konuştuk. Daha önce ??? ??? geldi. Erkan Mumcuyu ??? ettiğini, Mesut Yılmazın Süleyman Beyle görüşeceğini söyledi.durumu Süleyman beye anlattık. Mesut Yılmaz gelsin görüşelim dedi. Artık herkesin bizim ??? söylediğimiz noktaya geldiğini belirttim.

(32.sayfa) 3 Nisan 2007

İhsan Beyin 92 nci doğum günü kutlandı. Kendisine Reserve Case Western Ün. (Amerika) ??? verdi ona katıldım. ??? savaşı konuştuk. (C.D.). akşamda Bilkent otelde yemek vardı. Mete Akyalın İhsan beyle ilgili çekimi başkan tarafından ??? izlendi. Benle ilgili mesajları da verdi. Kendisiyle beraber aynı masada Maliye Bakanıyla beraber izledik.

(33.sayfa) 5 Nisan 2007

Rektörler ve Üniversiteler arası kurul vardı. YÖK Başkanı açılışta bir bildiri hazırladığını söyledi. Okudu, üzerinde konuşmak isteyen var mı diye sordu. İlk ben söz aldım. Bu bildiriye teşekkür ederim ancak bugüne dek ne yaptık, bildiriyi birçok kuruluş yayınlıyor. Ne olacak, biz ne yapacağız. Ülke ne durumda, Bu ülkede herkesin ??? gerekli olur. Fakat bizim asla dedim. Daha detaylı da konuştuk.

(34.sayfa) 4 Nisan 2007

Saat 15:30'a Sayın Genel Kurmay Başkanı Bana Hasan Ünal ve Ufuk Söylemeze randevu vermişti. Ziyaretine gittik. Çok samimi görüşmelerimiz oldu. Ülke sorunlarını konuştuk. Sayın Erbakan ??? olan durumunu Ben anlattım. Sinan Aygünle olan görüşmesini de anlattım. Uzun bir görüşme oldu. Eskiyi kapattık diye de Sayın Genel Kurmay Başkanı Espri yaptı. Çıkışta bize Genel Kurmayın bir tabağını verdi. Fotoğraf çekildi.

(39.sayfa) 27.4.2007

Saat 23:15 de TSK adeta bir muhtıra verdiler. Saat 2.4:00 de Kanal B ye gittim. Daha önce Nahit Duru aramıştı. Kanala gittiğimde birçok arkadaşımız oradaydı. Saat 02:30 a kadar beraber çalıştık. Saat 03:00 da 28.4.2007 eve geldim. Bu ilk kez bu denli bir TSK bildirisi oluyordu. Maalesef Başbakan, Meclis Başkanı ve Dışişleri Bakanı ülkemizi bu noktaya getirdiler.

(40.sayfa) 29.4.2007

İstanbul Çağlayanda Cumhuriyeti koruma mitingi yapıldı. Kanal B saat 11 den itibaren çıkış noktasını özel olarak bu mitinge tahsis ettik. İstanbul canlı olarak 10 kişilik bir ekiple gün boyunca canlı olarak yayınladık. İstanbul hastanesine talimat verdim. Ekiplerimiz ambulans dahil katılım sağladık. Üniversiteyi ordaki arkadaşlarımız bizim bayraklarla ??????

(49.sayfa) 14 Nisan 2007

Bu modu geçmediğimi ???. 14 Nisan önemli bir gündü. ??? Rektörler konseyinde yaptığım konuşmada herkesi Tandoğan Meydanına 14 Nisanda davet etmiştim. O gün 1 miyona yakın insan topluluğu katıldı. Ben bir vatandaş olarak katıldım. Başkent Üniversitesi yoğun bir olarak Pankartla ve gururla yürüdük. Bu bir başlangıçtı.

(50.sayfa) 13.5.2007 İzmir Gündoğan meydanında yine binler toplandı. Biz Kanal B de saat 11:00 den itibaren canlı olarak bu mitingi de verdik. Ülkemiz aydınlığa adım adım gidiyor.

(52.sayfa) 20.5.2007 Dün yani 19.5.2007 gençlik ve spor bayramını kutladık. Anıtkabirde sadece Ali Doğramacı ve ben vardım. Başka rektör yoktu. Stada da yalnız ben gittim. Bugün ise Samsunda yine Cumhuriyeti koruma mitingi vardı. Binler katıldı. Kanal B canlı verdi. Bugün ayrıca Diyalog gurubu ile Türkiye Muhtarlar Derneği Cumhuriyeti koruma yolunda müşterek hareket etme kararı aldık. Protokol imzaladık. Yine Kanal B den haber olarak anında saat 13:30da yayınlandı. (68.69.sayfalar)

15.7.2007

İstanbula gittim. Hastane yavaş yavaş düzeliyor. Ama istediğimiz düzeyde henüz değil. Dönerken hemen köprüde Sn Namık Kemal Zeybek yol kenarında duruyordu. Arabayı durdurdum. Önada sürpriz oldu. Sordum niye buradasınız dedi ki Aydın Doğanın abeyi vefat etti deyince o zaman beraber baş sağlığı dileyelim dedim. Benim arabamla Doğan Holding genel merkezine gittik. Birkaç bariyerden geçtikten sonra Aydın Doğanın bulunduğu kata çıktık. Salonda Bedrettin Dalan ve yanında birkaç kişiyle TAVLA oynuyorlardı. Ayağa kalktılar bende oturdum. Aydın Doğan'a başsağlığı diledim. Konuşmalar esnasında Aydın Doğan ülkenin durumunu sordu. Bedrettin Dalanda güzel muhalefet yaptığımızı söyleyince, ben bu ülke yoklulardan kurulmuş ve bize emanet edilmiştir. Yokluğu, yani kıtlık dönemini bizde yaşadık dedikten sonra odun ateşinin ışığında ders çalıştığımı, bugün Lazer kullandığımı dolayısıyla ülkemizin bir santim  ????????? Edemeyeceğimizi bu nedenle gerekeni yapmaya edeceğimi söyleyince

(74-75.sayfa)

Diğer taraftan bizler de aman ülke bölünüyor, terör birçok vatandaşımızı katlediyor, ülkenin geleceği tehlikede, cumhuriyet gidiyor diyerek, Cumhuriyet ve önce vatan toplantıları düzenliyoruz, ben adeta muhalefet yapan kişi, Kanal B de en muhalif kanal diye görülmekte, Başbakan bana yönelik genelgeler çıkarmakta, ben de onları iptal ettirmeliyim. İşte bu şartlarda Türkiye bugün seçime gidiyordu. Ben oyumu MHP sine verdim. Oyumu Ulubatlı Hasan İlkokulu 4523 nolu sandıkta kullandım. Saat 17:00 de sandıklar açılmaya başlandı. İlk sonuçlar benim için şaşırtıcı olmuştu. O şikayet eden, ağlayan, sokaklara dökülen insanlar adeta yön değiştirmişti. Anlıyordum ki bu seçim MENFAAT seçimi olmuş. Ülke düzelmemiş. Çıkar düşünülmüş

-1 adet l'den 90'a kadar numaralandırılmış, yeşil renkli üzerinde Başkent Üniversitesi Ankara Türkey Meteksan ibareli Bloknot defter içeriğinde;

(16-17. sayfalar)

9.10.2007

Toplantı 2 saat sürdü. Hemen herkese söz verdim. Konuşmak isteyen herkes konuştu. 9.10.2007 Bugün saat 14:00de referandum için panel düzenledik. Açış konuşmasında 1987 referandumundan bahsederek o sırada ??? çalıştığım ve Rizede diyaliz merkezi açtığım, Rize ve Edirne'nin referandum kazanılmasında önemli rolü olduğundan ve zaten 50 bin farklı kazanıldığını anlattım. Bu sayede S.Demirel ve Erbakan ve Sn. Ecevitin yeniden politikaya atıldığı 1991 de Sn. Demirelin Başbakan, Sn. Erbakan Sn. Ecevitin de Meclise girdiğini. 1994 de bugünkü başbakanın İstanbul Belediye Başkanı olduğunu, 1995de Sn. Erbakanın Başbakan ve bugünkü Cumhurbaşkanının da bu kabinede Devlet bakanı olduğunu, daha sonra da Sn. Ecevitin başbakan olduğunu anlattım. Kapanış konuşmamda da önemli ??? ve Ergenekondaki olayı ve ??? durum için konuştum.

(23. sayfa)

21.10.2007

Saat 14:00de oyumu HAYIR olarak kullandım. Saat 17:30da da senatoyu topladım. Hemen bütün arkadaşlarım toplantıya katıldı. Güzel bir bildiri hazırladım. Arkadaşların ?? sonra hemen Kanal B yayınladı. Saat 20:00de de Terörist Kurulu toplandı. Biz onlardan önce toplanarak toplumuzu uyarırken şehitlerimizi rahmet ve şükranla andık. Onlara saygı duruşunda bulunduk. Çok üzücü bir gün geçirdik. Yer yer yoğun toplantılar oldu.

(71-72. sayfalar)

24.3.2008

Bugün Pakistanın milli günü nedeniyle Akşam saat 19:00da bir kokteyl verildi. (Swis otel) ben ancak saat 20:00 sıralarında Nahit Durayla beraber gittik. Kapıda büyük elçilik ??? ve diğer ilgililer bizi karşıladı. Ben içeri girince Müsteşar hemen geldi. Beni hemen büyükelçinin bulunduğu yere götürdü. Orada Sayın Genel Kurmay Başkanı ve bütün Komutanlarımız ve Pakistan askeri zevatı vardı. Sivil olarak sadece Ben ve büyükelçi vardı. Sayın Genelkurmaybaşkanımızla sarıldık. ??? Kara Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri, Hava Kuvvetleri Komutanlarımız ve Genelkurmay İkinci Başkanıyla yarım saat çok samimi bir görüşmemiz oldu. Daha sonra beraber fotoğraf çekildi. Sayın Genel Kurmay Başkanımız ve Büyükelçi pasta kestiler. Bütün bunları Kanal B görüntüledi (CD ??? ve ???)

(73. sayfa)

31.3.2008

Bugün Anayasa Mahkemesi İktidar Partisinin kapatılma Müracaat dosyasını esastan görüşmek üzere kabul etti. Burada 11 üye tam kabul verdi. Çankayaya ise" 7 kabul 4 ret oy çıktı. Bu çok önemli bir olaydır. Sanmıyorum ki Dünyada başka bir iktidar buna ??? olsun. Bunlar derhal gitmeliler.

(74. sayfa)

2.5.2008

Bugün stratejik Araştırmalar Merkezimizin hazırladığı yeni vakıf yasasının değerlendirilmesi yapıldı. Açış konuşmasında özellikle son günlerde Avrupa Birliği Temsilcilerinin yaptığı konuşmaları dikkate alarak benim ülkemin müstemlekenin ??? bunlar müstemleke valisi gibi talimatlar veriyorlar. Bunları KINIYORUM dedim. Kapanışda da ??? milli kültürümüze, dilimize ve dinimize sahip çıkacağımızı belirttim. (CD ve Kanal B var) (81-82.sayfalar) 24.7.2008 Bugün Lozan Anlaşmasının 85 inci yıl dönümünü kutluyoruz. Bu konuda bizim kanal dışında başka bir TV bu konuya maalesef yer vermedi. Yazık. Bu ülkenin kuruluşuna ömür verenlere ??? VEFASIZLIK bu nedenlerle yine bu gün 15:00de topladığınızı Milli Egemenlik Hareketi grubu derhal bir parti kurmak için karar verdik. Bu karar verilmeden önce ben ya bu gün bu karar alınır veya bu iş burada biter dedim. Yaşar Nuri Öztürk de önemli bir özveri örneği gösterdi. Ve dediki eğer Sayın Haberal ??? olacaksa ben ve partim her şeyiyle onun patronluğunu kabul ederiz. Bunun aksine ortak kurul karar vermelidir. Ben de bir bilim adamı olarak yoluma devam ederim. Ama tercih durumunda ülkemin geleceği için ve gerekirse onu yaparım dedim.

(83-84.sayfalar)

25.7.2008

Milli Güvenlik Akademisinin Diploma Törenine katıldım. Orgeneral Hasan Aksay geldi. Benimle özel ilgilenerek sizi burada görmek ne güzel diyerek oturdu. Daha sonra konuşmalar ve diploma verme işleri görüldü. Ben de diploma verdim. Sonunda Aksay Paşa ile biz ikimiz önden beraber çıktık. Önemli ülkeyle ilgili görüşmemiz oldu. Kokteyle beraber geçtik. Çıkışta da beraber çıktık beni İstanbula davet etti. Eğer yapabileceği bir şey varsa her zaman hazır olduğunu söyledi. Ayrıldık. İbarelerinin yer aldığı, günlük şeklinde tutulmuş beyanların bulunduğu,

Şüpheli Mehmet HABERAL Ankara ili Çankaya Mahallesi 4. Cadde Bensesin Sitesi No:48 Ümitköy sayılı ikametinden elde edilen l'den 357'ye kadar numaralandırılmış toplam 357 adet CD-DVD'lerin yapılan incelemesinde;

5 NOLU CD: PKK'nm A.ktütün ve Bayraktepe saldırıları ile alakalı, Mehmet HABERAL'm Başkent Üniversitesi yöneticileri ile toplantı yapıp, bu saldırılar ile alakalı olarak Hükümetin ve Cumhurbaşkanının eleştirildiği, ayrca neler yapılması gerektiği ile alakalı kararların alındığı toplantı olduğu,

CD-170: Başkent Üniversitesinde yapılan bir sempozyumda Soruşturma kapsamında gözaltına alman ve hakkında işlem yapılan Mustafa Ali BALBAY'm Günümüzde Medyanın Önemi, Medyanın Türkiye'deki Rolü ve Önemi ile ilgili konuşma yaptığı,

CD- 329: Cumhuriyete yönelik tehditler isimli panelde konuşmacı olarak Ergenekon silahlı terör örgütü yle alakalı tutuklanan Emin GÜRSES'in olduğu, panelde konuşmacı olarak Emin GÜRSES, Hasan K. ve Vural S.n bulunduğu Şüpheli Mehmet HABERAL'in Kanal B Merkez Başkent Üniversitesi Bağlıca Yerleşkesi Eskişehir Yolu 2O.Km(lş Adresinde) adresinde elde edilen 1316 adet CD/DVD ve 4 adet Mikro CD'nin yapılan incelemesinde;

CD:-32-İMAGE, İbareli CD içerisinde; ADNAN ERBAŞ isimli şahıs hakkında Öğrenim yaptığı ve Çalıştığı yerlerle alakalı Povver Point şeklinde sunumların olduğu, Sunumun ilk sayfasında Adnan ERBAŞ isimli şahsın "Rotary Kulüpleriyle ortak çalışmalar yapmaktadır," ibaresinin olduğu ve ayrıca İMAJ -Murat ATAK -Tandoğan Rotary Kulübü ibaresiyle başlayan Power Point sunumlarının olduğu,

CD:-842 NOLU, Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alman ve haklarında işlem yapılan Mustafa Ali BALBAY, Şener ERUYGUR, Sinan AYGÜN, Hurşit TOLON, Veli KÜÇÜK, Muzaffer TEKİN, Kemal AYDIN ile Firari Sanık Turan ÇÖMEZ'in gözaltına alındıkları zamanki görüntüleri ile adliye giriş ve çıkış görüntülerinin olduğu,

c-Telefon Görüşmeleri

değiştir

Tape: 5584, 29.10.2008 tarihinde, Mehmet Haberal ile Metin görüşmesinde özetle, Metin'in "Hocam buyrun" dediği, Mehmet Haberal'ın "Ha METİN merhaba ha metin" dediği, Metin'in "Buyrun hocam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Şimdi bak. Bu haberlerde işte şunlar katıldı bunlar katıldı Başkent Üniversitesi rektörü MEHMET HABERAL da katıldı oraya, rektörler katıldı de hani o arada benimle ALİ DOĞRAMACI'yi da beraber gösteriyorsun zaten gösteriyorsun rektörleri gösteriyorsun tamam mı?" dediği, Metin'in "Evet hocam onu atlamışız haklısınız" dediği, Mehmet Haberal'ın "Yaaa onu lütfen söyle" dediği, Metin'in "Tamam hocam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Üniversite rektörleri Ankara'da ki üniversitelerin hatta şöyle de Ankara 'da ki üniversitelerin rektörleri de katıldı" dediği, Metin'in "Tamam hocam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Bu arada benimde bak Ali Doğramacı orda askerlerle falan sohbet ediyorum" dediği, Metin'in "Onları verdik hocam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Onları gösterin" dediği, Metin'in "Tamam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Hayır onları gösterin tamam mı onu sonraki haberlerde öyle verin lütfen" dediği, Metin'in "Tamam hocam düzeltiyorum" dediği, Mehmet Haberal'ın "Tamam tamam mı oldu" dediği, Metin'in "Beğendiniz mi hocam haberimizi" dediği, Mehmet Haberal'ın "Hayır güzel güzelde dediğim gibi yap onu" dediği, Metin'in "Tamam hocam" dediği,

Tape: 5585, 13.11.2008 tarihinde, Mehmet Haberal ile Kamuran İ. görüşmesinde özetle; Kamuran İ.'nin "Saygılar sunuyorum sayın rektörüm" dediği, Mehmet Haberal'ın "İyi akşamlar Kamuran bey" dediği, Kamuran İ.'nin "Sizi rahatsız ediyorum özür diliyorum" dediği, Mehmet Haberal'ın "Estağfurullah" dediği, Kamuran İ.'nin "Bu sayın SÖYLEMEZ listeyi getirdi mi zatıalinize" dediği, Mehmet Haberal'ın "Hayır getirmedi" dediği, Kamuran İ.'nin "Ben dünde görüştüm rica ettim." dediği, Mehmet Haberal'ın "Evet" dediği, Kamuran İ.'nin "Size getirmesini beklediğinizi ayrıca bugün toplantımız olduğunu tekrar rica ettim üçüncü toplantıdır katılmıyor, HASAN ÜNAL beyde üç aydır katılmıyor" dediği, Mehmet Haberal'ın "Evet" dediği, Kamuran İ.'nin "Benim tahminim UFUK bey bu şeye oynuyor DEMOKRAT PARTİNİN kongresine Sayın ÇİLLER'ın geri dönüşüyle ilgili çeşitli söylentiler var" dediği, Mehmet Haberal'ın "Bende ona benzer bir şey tahmin ediyorum" dediği, Kamuran İ.'nin "Evet zannediyorum çünkü üç toplantıdır gelmiyor" dediği, Mehmet Haberal'ın "Evet evet" dediği, Kamuran İ.'nin "Dünde kaçamak konuştu telefonda" dediği, Mehmet Haberal'ın "Anladım anladım çok ayıp yaptığı şey hiç ona yakışmıyor" dediği, Kamuran İ.'nin " Hayır yani genç bir insan falan olmuyor ama işte ne yapalım kader böyle " dediği, Mehmet Haberal'ın "Eeee evet evet" dediği, Kamuran İ.'nin "Efendim izniniz olursa size arz etmiştim bazı isimleri sekreterinize yazdırıcağım bu kuruculuk konusunda" dediği, Mehmet Haberal'ın "... (anlaşılmadı) ilavesi olmasın" dediği, Kamuran İ.'nin "Zatıalinizin araması faydalı olur diye düşündüm" dediği, Mehmet Haberal'ın "Tabi tabi ben bakayım olur mu?" dediği, Kamuran İ.'nin "Ben sekreterinize yazdırayım isimleri zatıâlinize sunsun" dediği, Mehmet Haberal'ın "Tabi estağfurullah size zahmet olmasın gerekirse adam gönderirim. " dediği, Kamuran İ.'nin "Eeee yok ben şey ederim isimleri yazdırayım" dediği, Mehmet Haberal'ın "Hay hayy" dediği, Kamuran İ.'nin "Ondan sonra zatıaliniz görüştükten sonra emirlerinizi alırım." dediği, Mehmet Haberal'ın "Hay hay hay hay estağfurullah çok teşekkür ederim " dediği, Kamuran İ.'nin "Saygılar sunuyorum iyi akşamlar diliyorum tekrar" dediği,

Tape: 5586, 16.11.2008 tarihinde, Mehmet Haberal ile Osman N. D. görüşmesinde özetle; Osman N.D.'nin "Buyrun hocam " dediği, Mehmet Haberal'ın "Merhaba Nahit" dediği, Osman N.D.'nin "Nasılsınız hocam? " dediği, Mehmet Haberal'ın "Sağol teşekkür ederim sen nasılsın?" dediği, Osman N.D.'nin "Gayet iyiyim hocam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Nasıl oldu toplantı ben izleyemedim toplantıdaydım" dediği, Osman N.D.'nin "Hocam eeee MÜMTAZ hoca çok iyi şeyler söyledi İstanbul Baro Başkanı da aynı şekilde " ... "İyi oldu yani şey olarak" dediği, Mehmet Haberal'ın "Mühim olan oraya sahip çıkmamız önemliydi canım" dediği, Osman N.D.'nin "Evet evet yani eeee bu Mümtaz Hoca Anayasa Mahkemesi Başkanı 'nın eeee yerinde durmasının doğru olmadığını da şöyle bir anlattı. " dediği, Mehmet Haberal'ın "Çok güzel çok güzel çok iyi tamam iyi oldu sen salı günüde yapacağın şeyde dediği, Osman N.D.'nin "Bugün hocam zaten başlangıçta şeyi söyledim bugün hukukçularla hukuki açıdan salı günü kırmızı çizgide aynı konuyu siyasilerle siyasi açıdan irdeliycez. " dediği, Mehmet Haberal'ın "Çok güzel çok güzel tamam iyi oldu o" dediği, Osman N.D.'nin "Evet hocam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Yaaa ona çok özellikle o anayasa mahkemesi başkanıyla ilgili gereğini mutlaka yapıcağız o adamın yeri orası değil. " dediği, Osman N.D.'nin "Hocam çok çok çok ileti geldi çok ileti geldi" dediği, Mehmet Haberal'ın "Evetya o kişi orada oturmamalı o kişi gerçekten bu ülkeye layık değil yani bu Atatürk yani insanların hayatı pahasına kurulmuş yani bu hani Atatürk'ün o arkadaşları varmış şehitlerimiz tarafından kurulan bu ülkeye o insanların kemikleri sızlıyor biz burada neredeyse böyle hayatımız pahasına bak şimdi burda eee iki gündür ben diyor işte sabah buraya geldim ordan Adana 'ya geçtim ordan" dediği, Osman N.D.'nin "Biliyorum hocam izledim hem Adana'yi hem İstanbul'u izledim haberlerde hocam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Evet hee şimdi bugün de yine işte toplantı bitti ben şimdi Şiraz 'a gidiyorum eee havaalanına gidiyorum ordan "dediği, Osman N.D.'nin "Kiminle gidiyorsunuz Şiraz'a hocam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Şimdi gidiyoruz evet evet" dediği, Osman N.D.'nin "Haa ben sabah gitceksiniz zannettim" dediği, Mehmet Haberal'ın "Hayır sabah gitcektim fakat adamlar orda anladığım kadarıyla bir takım hazırlıklar yapmışlar öyle olunca tabi mecburen" dediği, Osman N.D.'nin "Aaaa bir gün önceye aldınız" dediği, Mehmet Haberal'ın "Akşam gitmek durumundayım şimdi daha işte şimdi havaalanına gidiyorum bu işte Sabiha Gökçen 'e gidiyoruz tabi insanlar orda yani hayatlarında görmedikleri bir şeyle karşılaşıyorlar" dediği, ..Mehmet Haberal'ın "Sağol çok teşekkürler " dediği,

Tape:5587, 25.11.2008 tarihinde, Mehmet Haberal ile Osman N. D. görüşmesinde özetle; ...Mehmet Haberal'ın "Bak bu bugün yine o mecliste çok onur kırıcı şey oldu o onu mutlak o milletvekillerine sor bak milli eğitim komisyonunda şey Milli Savunma Komisyonunda vay işte askerlerin harcamaları bilmem nemi oluyor falan falan böyle bir takım saçma sapan şeyler" dediği, Osman N.D.'nin "Evet” dediği", 'Mehmet Haberal'ın "Çok ağır bir şekilde onları yani çok ağır bir şekilde eleştir ve şunu sor deki acaba siz sayın milletvekilleri Avrupa'ya gidip ordaki ülkelerin meclislerinde böyle bir şey sorabilir misiniz? Tamam mı?" dediği, Osman N.D.'nin "Bu şeyleri diyorsunuz diymi hocam gelenlerin" dediği, Mehmet Haberal'ın "Evet evet evet" dediği, Osman N.D.'nin "Tabi tabi tabi onu soracam hocam onu soracam onu soracam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Ve çok ağır bir şekilde deki bu bu tip davranışı ülkemizin prestiji yönünden zedeleyici olarak buluyoruz ve bu bunu kabul etmiyoruz ve protesto ediyoruz böyle bir davranışı böyle bir davranış böyle bir sonru bu bu nerden bu cesaret bu güç nasıl oluyor sonra o hazretin Çankaya 'da oturan hazretin o Hakkari ile ilgili Hakkari heyetinde söyledikleri bir garabet hakkaten" dediği, Osman N.D.'nin "Hocam o bir rezalet yani o onu başlı başına bir program yapmak lazım" dediği, Mehmet Haberal'ın "Ha yani bir garabet o " dediği, Osman N.D.'nin "Onu onu başlı başına bir program yapmak lazım " dediği, Mehmet Haberal'ın "Hem hem ülkeye tamam ülkeye ülke nereye getiriliyor böyle bir şey olamaz yani" dediği, Osman N.D.'nin "Evet hocam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Bu ülke yani bunu söyliyeceksin diyeceksin ki böyle söylüyor MEHMET HABERAL" dediği, Osman N.D.'nin "Hay hay hocam onu ben söylerim" dediği, Mehmet Haberal'ın "Bu ülke bu ülke müstemlekemi " dediği, Osman N.D.'nin "Hay hay hocam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Yani elini kolunu sallayarak herkez bu ülkede cirit atıyor" dediği, Osman N.D.'nin "Bir hesap sorulur yani ...." dediği, Mehmet Haberal'ın "Evet bir hesap soruyor aynen böyle " dediği, Osman N.D.'nin "Tamam hocam tamam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Onlar bu tip davranışları protesto ediyoruz yani tamam mı?" dediği, Osman N.D.'nin "Tamam hocam baş üstüne baş üstüne hocam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Tamam mı tamam" dediği, Osman N.D.'nin "Baş üstüne hocam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Bu ülke bize emanet edilmiş böyle bir anarşistlik olurmuya tamam" dediği, Osman N.D.'nin "Tamam hocam sağolun saygılar" dediği,

Tape: 5588, 30.11.2008 tarihinde, Mehmet Haberal ile Tuba G. görüşmesinde özetle; Tuba G.'nin "Buyrun efendim" dediği, Mehmet Haberal'ın "Haa Tuba merhaba" dediği, Tuba G.'nin "Merhaba efendim" dediği, Mehmet Haberal'ın "Şimdi NAHÎT bey istediği kadar uzatabilir bir, iki sen Nahit beye söyle" dediği, Tuba G.'nin "Tamam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Bu yerel yerel yerel seçimler konuşuluyor ya" dediği, Tuba G.'nin "Evet" dediği, Mehmet Haberal'ın "Şimdi söyliyeceğimi iyi al orda bir şekilde şunu gündeme getirsin şehirlerin planlarını şehir plancıları mı yoksa yerel yöneticiler kendi isteklerine kendilerine göre mi yaparlar" dediği, Tuba G.'nin "Şehir plancıları mı yerel yöneticiler mi kendi isteklerine anladım" dediği, Mehmet Haberal'ın "Yani şehirler planlara göre mi yapılır" dediği, Tuba G.'nin "Evet" dediği, Mehmet Haberal'ın "Yani şehirler planlara göre mi yönlendirilir" dediği, Tuba G.'nin "Evet" dediği, Mehmet Haberal'ın "Yoksa yerel yöneticilerin eee isteklerine" dediği, Tuba G.'nin "İstekleri doğrultusunda" dediği, Mehmet Haberal'ın " Keyfine göre mi?" dediği, Tuba G.'nin "Anladım" dediği, Mehmet Haberal'ın "Keyfine göre mi yönetilir" dediği, Tuba G.'nin "Tamam efendim" dediği, Mehmet Haberal'ın "Anlatabiliyor muyum?" dediği, Tuba G.'nin "Anladım" dediği, Mehmet Haberal'ın "Sadece bu kadarını orda bir araya sokuştursun şöyle" dediği, Tuba G.'nin "Tamam tamam oldu" dediği, Mehmet Haberal'ın "Anlatabiliyor muyum o önemli" dediği, Tuba G.'nin "Anladım anladım efendim" dediği, Mehmet Haberal'ın "Tamam mı" dediği, Tuba G.'nin "Tamam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Yani şehirleri şehir planlı yapılarak planlı bir şekildemi eeeee yönlendirilir" dediği, Tuba G.'nin "Evet" dediği, Mehmet Haberal'ın "Yoksa yerel yöneticilerin keyfi adeta rantı destekleyecek birilerine rant" dediği, Tuba G.'nin "Evet" dediği, Mehmet Haberal'ın "Yani getirecek " dediği, Tuba G.'nin "Evet" dediği, Mehmet Haberal'ın "Yakutta bir şekilde mi onu" dediği, Tuba G.'nin "Evet" dediği, Mehmet Haberal'ın "Bir şekilde koysun" dediği, Tuba G.'nin "Tamam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Çünkü bugün malesef ülkemizde yerel yöneticiler kendi görüşlerine göre" dediği, Tuba G.'nin "Planlıyorlar şehirleri" dediği, Mehmet Haberal'ın 'Tabi tabi” dediği, Tuba G.'nin "Tamam efendim" dediği, Mehmet Haberal'ın "Kendileri istiyor ben böyle istiyorum diyor planmış oymuş buymuş falan bunu düşünmüyor onu bir şekilde eğer" dediği. Tuba G.'nin "Tamam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Bir yere getirebilirse iyi olur çünkü onun sonu sonra ben onun hesabını soracağım herkese" dediği, Tuba G.'nin "Tamam" dediği, Mehmet Haberal'ın " Tamam mı " dediği, Tuba G.'nin "Tamam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Yani bu değil bu yerel yöneticilerin yerel yöneticilerin bir grubu bunun hesabını verecek istediği gibi ben surda şunu yapacağım burda bunu yapacağım onu o şekilde bir şey yap " dediği, Tuba G.'nin "Tamam efendim" dediği, Mehmet Haberal'ın "Tamam getirebilirse iyi olur" dediği, Tuba G.'nin "Tamam tamam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Tamam teşekür ediyorum" dediği, Tuba G.'nin "İyi günler" dediği,

Tape: 5589, 30.11.2008 tarihinde, Mehmet Haberal ile Hüsamettin Ö. görüşmesinde özetle; Hüsamettin Ö.'nün "Hocaların hocası benim aslan hocam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Bakan bey iyi akşamlar nasılsınız" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "İyiyim hocam sesini duyunca nasıl olurum yaa" dediği, Mehmet Haberal'ın "Ehh ehh" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Çok iyiyim sen nasılsın hocam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Sağol teşekkür ederim sağolasınız çalışıyoruz" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Vallahi dün bir ismini şimdi söylemiyecem birisiylen bir kulaklarını çınlattık vallahi billahi şaşırırsın yani çok etkin birisiylen çok" dediği, Mehmet Haberal'ın "Bizim senato bildirisinden haberiniz oldu mu?" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Hayır olmadı" dediği, Mehmet Haberal'ın "Aaaaa Bakanım ben tam bir bomba attım Avrupa birliğine yani" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Allah Allah aşkına ne zaman oldu bu" dediği, Mehmet Haberal'ın "Tabi ya senatoyu cuma günü olağanüstü toplantıya çağırdım" ... "Bir bildiri bir bildiri yayınladım adamlara sonunda dedim ki siz bizim topraklarımıza basmaya layık değilsiniz bir an önce ter kedin" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Hay senin ağzını seviyim ben valla" dediği, Mehmet Haberal'ın "Bir onu ooooo bakanım onu onu" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Valla haberim yok dediği,Mehmet Haberal'ın "Yaa yaa şimdi" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "...kimse kimse sormadı bunuyaaa" dediği, Mehmet Haberal'ın "Öyle öyle bir cümle ama bir paragraf ama her şeyi darmadağın ettim orda " dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Bize niye kimse bişey söylemedi yaaaa" dediği, Mehmet Haberal'ın "Aaaa sonunda da şöyle bağladım dedim ki tabi bunlara bunu söylüyorum ama Türkiye 'yi bu duruma düşürenleri de vatandaşımızın taktirine sunuyorum dedim bunu da ilave ettim altına " dediği, Hüsamettin Ö.'nün " Vallahi yani o söyle bunu nasıl izlemedim ben yaaa" dediği, Mehmet Haberal'ın "Yaaa ben onu size bir şekilde onu bir şekilde size ulaştırırım" dediği, Hüsamettin Ö.'nün toplanıyo televizyonu aç Kanal B'yi izle diye" dediği, Mehmet Haberal'ın "Yaaaa ooo kanal B 'de verildi onlar ooo nasıl nasıl şimdi şeyi izledim bugün bu MUSTAFA SARIGÜL 'ün" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Evet" dediği, Mehmet Haberal'ın "DSP'ye katılışını izledim tabi o muazzam bişeyde" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Evet" dediği, Mehmet Haberal'ın "Yalnız dikkatimi çeken bişey oldu biraz önce kendisini aradım ulaşamadım şimdi bu DENİZ BAYKALla uğraşmasın" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Yine onunla mı uğraştı şu anda" dediği, Mehmet Haberal'ın "Yaaa çıkıp orda yine olmuyor gereksiz bunlara niye giriyor Allah aşkına" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Ne dedi ne dedi yine alî ah aşkına ben izlemedim de ne dedi" dediği, Mehmet Haberal'ın "Yaa işte eee ana muhalefet partisi lideri işte mevcut iktidara yardımcı oluyor o ülkeyi değil sadece koltuğunu düşünüyor gibi laflar etti bunlara gerek yok" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Hayret" dediği, Mehmet Haberal'ın "böyle gereksiz çıkışlar yapıyor zamansız çıkışlar yapıyor eee ve hani kendisine zarar oluyor bir yerde de ülkeye zarar oluyor" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Aynen öyle hocam size katılıyorum" dediği,Mehmet Haberal'ın "Yani bunları yapmasın bunları yapmasın" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Ulan o kadar söyledim bu çocuğa bunu yapma Mustafa diye" dediği, Mehmet Haberal'ın "Yani zamanı değil zamanı değil bu şeylerin ya şimdi ne koparır san hani afeder siniz" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Hayret yaaa hayret vallaha yaaa" dediği, Mehmet Haberal'ın "Domuzdan domuzdan bir kıl koparmak lazım" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Bu konuşmada bunu mu yaptı hocam yani " dediği, Mehmet Haberal"m "Efendim" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Konuşmada böyle söyledi haaa" dediği. Mehmet Haberal'ın "Yaaa tabi böyle söyledi ya onun için ben sizi hani kendisine ulaşamadım yani onun için aradım ki" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Ulaşamadın mı ne zaman aradın hocam ne zaman ardın" dediği, Mehmet Haberal'ın "Ben biraz önce aradım onu" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Tamam tamam peki" dediği, Mehmet Haberal'ın "Fakat ulaşamadım ben haberlerde izledim bizim haberlerde izledim eee şey yapamadım ulaşamayınca hani sizi ariyayım da eee bakanım buna söyleyin böyle iş yapmasın" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Tamam merak etmeyin" dediği, Mehmet Haberal'ın "Yani önemli olan köprüyü geçmek " dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Merak etmeyin" dediği, Mehmet Haberal'ın "Hayır önemli olan bir defa bu adamlardan bu adamlardan ülkeyi kurtarmak için ne gerekirse onu yapmak durumundayız çünkü Türkiye hiç bir dönemde bu kadar zedelenmedi yaaa bu duruma düşmedi hiç bir dönemde onun için yani" dediği, ....

Tape: 5590, 30.11.2008 tarihinde, Mehmet Haberal Mustafa S. görüşmesinde özetle; Mustafa S.'nin "Hocam MUSTAFA S. saygı sunuyorum" dediği, Mehmet Haberal'ın "Kutlarım, başarılar. " dediği, Mustafa S.'nin "Hocam çok naziksiniz, çok teşekkür ediyorum, ben emrinizdeyim hocam. " dediği, Mehmet Haberal'ın "Ya o ne kalabalık, muhteşem kalabalık MUSTAFA ya" dediği, Mustafa S.'nin "Hocam nasıldı biliyor musunuz yani, yer gök yıkıldı bugün muhteşemdi bir olaydı yani." dediği, Mehmet Haberal'ın "Anladım ama tebrik ediyorum" dediği, Mustafa S.'nin "Ve hocam, ve hocam, ben yerel seçim gecesine kadar izin verin, yerel seçim gecesinden sonra burayı ikiyüz atmış ikibin seçmenim var, yüzde yetmiş (%70) oyla kazanacam, ondan sonra hocam, HÜSAMETTİN ÖZKAN Bakanımı, ağbimi de alıp sizin yanınıza gelip, ondan sonra diyecem ki hocam bakanım kurban olayım, ben Türkiye nin belki Başbakanı olacam, ama benim Başbakanım sizler olacaksınız, yol haritamı size aktaracam izin verirseniz, başka bişey olacak " dediği, Mehmet Haberal'ın "Ha Mustafa şimdi şöyle bak çok tebrik ediyorum yalnız ben sana daha önce ulaşmaya çalıştım, şimdi herşey mükemmel, yalnız senden ricam şu ben Hüsamettin beye de konuştum. Şu ana muhalafet partisiyle uğraşma" dediği, Mustafa S.'nin "Hocam ben o talimatınızı aldım ve benim konuşma portreyimi tamamen değiştirdim ve bir kelime ettim yani hafif geçtim ve bundan sonra da, abiden" dediği, Mehmet Haberal'ın "Hiç" dediği, Mustafa S.'nin "Abi dediki bana hocamla konuş dedi ve bundan sonra da mesajınızı aldım hocam hiç merak etmeyin " dediği, Mehmet Haberal'ın "Sağol, ha yola çünkü bak Mustafa sen lazımsın kardeşim" dediği, Mustafa S.'nin "Evet hocam. " dediği, Mehmet Haberal'ın "Bak sen lazımsın, " dediği, Mustafa S.'nin "Sagol hocam." dediği, Mehmet Haberal'ın "Anlatabiliyor muyum? Ya ülke önemli ülkeye sen lazımsın tamam mı?" dediği, Mustafa S.'nin "Tamam hocam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Onun için yani zarar" dediği, Mustafa S.'nin "Tamam hocam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Gereksiz sıkıntıya girmeyelim" dediği, Mustafa S.'nin "Tamam hocam ben mesajımı aldım hocam yerel seçim gecesine kadar ağzımı bu konuda kapıyorum hocam. " dediği, Mehmet Haberal'ın "Aynen çünkü biran önce, bugün ülkenin düştüğü bu sıkıntıdan bu ülkeyi kurtarmak hepimizin görevidir" dediği, Mustafa S.'nin "Doğru, doğru, doğru, doğru" dediği, Mehmet Haberal'ın "Tamam mı? Bak ben Cuma günü bir senato toplantısı yaptım, onu da mutlaka sana ben fakslayayım yarın, bak oku.." dediği, Mustafa S.'nin "Çok iyi olur hocam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Bak neler yapmışım, adamlara diyorum ki,bu bu Avrupalı sahtekarlara diyorum ki; siz bu topraklara basmaya layık değilsiniz, biran önce terkedin, tamam mı?" dediği, Mustafa S.'nin "Doğru, doğru, doğru" dediği, Mehmet Haberal'ın "Tamam mı? Dolayısıyla bu ülkeyi,bu ülkeyi korumak,kollamak onun gelişmesine katkı sağlamak bizim görevimiz dolayısıyla ne gerekiyorsa onu yapacaz, tamam? " dediği, Mustafa S.'nin "Hocam çok teşekkür ediyorum ben mesajınızı aldım, ben sizin kardeşinizim, siz sana her zaman doğrusunu söylersiniz ben mesajınızı hocam." dediği, Mehmet Haberal'ın "Sen televizyonu istediğin şekilde, istediğin zaman kullanabilirsin. " dediği, Mustafa S.'nin "Hocam çok teşekkür ediyorum, ben bu hafta arkadaşımızı bir ziyaret edecem onla da konuşacam talimatınızı söyleyecem, sayın hocam çok teşekkür ediyorum. " dediği, Mehmet Haberal'ın "Sağol, ben bir talimat verdim ona bilgin olsun. " dediği, Mustafa S.'nin "Sağolun hocam çok teşekkür ediyorum" dediği, Mehmet Haberal'ın “İyi akşamlar başarılar" dediği, Mustafa S.'nin "Sağolun hocam çok teşekkür ediyorum” dediği....

Tape: 5591, 30.11.2008 tarihinde, Mehmet Haberal ile Hüsamettin Ö. görüşmesinde özetle; Mehmet Haberal'm "Ha bakanım" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Görüştünüz mü?" dediği, Mehmet Haberal'ın "Görüştüm aradı beni" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Tamam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Aradı aradı" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Tamam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Ben ona aslında dedimki bak seni bulamayınca ben HÜSAMETTİN beyle görüştüm" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Tabi söyledim ben söyledim" dediği, Mehmet Haberal'ın "Ya ama bırak dedim şimdi şeyi yani sen bu muhalefet lideriyle uğraşmayı bırak bir defa bu adamlardan bu ülkeyi kurtaralım" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Evet" dediği, Mehmet Haberal'ın "Ondan sonrasın ondan sonraya allah kerim yani bakanım" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "İyi demişsin iyi demişsin" dediği, Mehmet Haberal'ın 'Ama hedef bu" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Zaten onu ettirdim yav dedim biraz öyle bak bana hoca böyle böyle telefon etti dedim" ... "Şey şimdi arıyorum bakanım dedi bende hocayı iyide iyice dinle dedim" dediği, Mehmet Haberal'ın "Ha hayır şimdi böyle olmak durumunda bakanım yani şimdi biz biz hani" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Tabi olurmu canım öyle şey" dediği, Mehmet Haberal'ın "Böyle birbiriyle çakışma yerine şimdi zaman o zaman değil" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Çok çok doğru söylemişsin" dediği, Mehmet Haberal'ın "Onun zamanı gelir" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Ağzına sağlık" dediği, Mehmet Haberal'ın "Zamanı gelince gereğini yaparız o başka şey" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Evet efendim evet evet" dediği, Mehmet Haberal'ın "Yani zaman.. " dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Çok çok doğru söylemişsin" ... "Bende bugün görüştüm BAYKAL la tekrar iki saat" ... "Anlatacam sana sonra Evet" dediği, Mehmet Haberal'ın "Evet evet evet" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Evet uğraşıyoruz inşallah hayırlı bir şeyler olur ya" dediği, Mehmet Haberal'ın "Olması lazım bakanım bu hakkaten çok kötü ya ülke çok kötü" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Tabi tabi Marttan sonra zaten Martta yerel seçimlerde bunlar yüksek oy alacak AKP öyle görünüyor öyle görünüyor yani baktığım zaman konuştuğum zaman yerel yönetimlerdeki gücünü görüyorsun hocam yani var olan gücü yok sayamazsın millet onlara pirim veriyor şuanda ama ondan sonrasını konuşacaz ben bayramdan sonra gelecem inşallah" dediği, Mehmet Haberal'ın "Tamam" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Ama sen geleceksin ilk önce" dediği, Mehmet Haberal'ın "Tamam ben sana söz verdim gelecem" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Tamam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Yani şey yok tamam mı" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Tamam hocam tamam öpüyorum" dediği, Mehmet Haberal'ın "Oldu bakanım teşekkürler" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Hayırlı geceler olsun" dediği, Mehmet Haberal'ın "Sağol size de çok teşekkür ederim iyi akşamlar ÇİĞDEM ede selam" dediği,

Tape: 5592, 16.12.2008 tarihinde, Mehmet Haberal ile Abdullatif Ş. görüşmesinde özetle; Abdullatif Ş.'nin "Sayın hocam ben ABDULLATİF" dediği, Mehmet Haberal'ın "Ha bakanım buyur ya" dediği, Abdullatif Ş.'nin "Valla bayramda şeydeydim ben ENDÜLÜS deydim çoluk çocuk gittik" dediği, Mehmet Haberal'ın "Ha ne güzel" dediği, Abdullatif Ş.'nin "Gel geldik baktık yani sizde bayram hediyeleri kolileri falan göndermişsiniz dedim yav kendinde ne var ne yok bizim eve taşıyacak bu hoca ne yapacaz şimdi dedim " dediği, Mehmet Haberal'ın "Yani ya olurmu sayın hocam ya" dediği, Abdullatif Ş.'nin "Ya teşekkür ederim sağolun" dediği, Mehmet Haberal'ın "Olurmu ya olurmu nasıldı" dediği, Abdullatif Ş.'nin "Geçmiş bayramınızıda tebirik ediyorum " dediği, Mehmet Haberal'ın "ENDÜLÜS nasıldı" dediği, Abdullatif Ş.'nin "Valla çok güzel bir yerdi ya böyle biz eski Endülüs döneminin eserlerini falan bütün camileri kiliseye çevirmişler" dediği, Mehmet Haberal'ın "Yani bu" dediği, Abdullatif Ş.'nin "Yani işte güçlü olmadan olmuyor bak" dediği, Mehmet Haberal'ın "Ya" dediği, Abdullatif Ş.'nin "Güçlü olacaksın dünyada güçlü olacaksın" dediği, Mehmet Haberal'ın " Gördün diymi ben ya" dediği, Abdullatif Ş.'nin "Güçlü değilsen hiçbir işe yaramıyorsun" dediği, Mehmet Haberal'in "O kadar bitti bak şimdi ben dünyaya Türk bayrağına selam durduruyorum sayın bakan” dediği Abdüllatif Ş.’nin "Vallahi ne güzel ya" dediği, Mehmet Haberal'ın "Selam bak Vviyanada Viyanada viyana belediye sarayında ATATÜRK ün posteri iniyor yo işte Maraşal formasıyla ATATÜRK işte Türkiyenin kurucusu işte onun yetiştirdiği Mehmet haber al diyor yanında tamam mı" dediği, Abdullatif Ş.'nin "Evet ne güzel ne güzel" dediği, Mehmet Haberal'm "Ya ya işte böyle bakanım" dediği, Abdullatif Ş.'nin "İşte yani işte bu yani bunun için yaşıyoruz başka bir" dediği, Mehmet Haberal'm "Ya" dediği, Abdullatif Ş.'nin "Dünyada göreceğimiz başka birşey varmı" dediği, Mehmet Haberal'm "Yani ya" dediği, Abdullatif Ş.'nin "Evet ...(anlaşılmadı) onur duyacağımız gurur duyacağımız başka ne olabilir" dediği, Mehmet Haberal'm "İşte yani işte bak ben her zaman onu söylüyorum bu ülkede benim ülkemde yapılamayacak çok az şey var yapılabilecek değil bak Amerikalılara ne diyordum ben diyordumki bakın Türkiye dünyanın anahtarıdır" dediği, Abdullatif Ş.'nin "Yani" dediği, Mehmet Haberal'm "Sonra dedimki o anahtarı çok iyi kullanacak bir yönetim Türkiyenin başına gelmesin yoksa vay geldi halinize vay geldi halinize" dediği, Abdullatif Ş.'nin "Doğru doğru söylüyorsun diyorsun" dediği, Mehmet Haberal'm "Ya onun için ben ne diyorum bak size ihtiyaç var" dediği, Abdullatif Ş.'nin "Estağjirullah hocam hepimize ihtiyaç var" dediği, Mehmet Haberal'm "Hayır ben bunu iltifat olarak söylemiyorum kardeşim yani bu gerçek yani bu ülkede bilene ihtiyaç var sayın bakan Nisa 58 i unutma lütfen" dediği, Abdullatif Ş.'nin "Ya bizim aile geleneğimizde ki" dediği, Mehmet Haberal'm "Emaneti ehline teslim edin" dediği, Abdullatif Ş.'nin "Kendinden bahsetmek biraz şey oluyor biraz alışmamışız biz de" dediği, Mehmet Haberal'm "Hayır sen bahsetme ben söylüyorum kardeşim" dediği, Abdullatif Ş.'nin "Peki dinliyorum o zaman" dediği, Mehmet Haberal'm "Hayır hayır sen bahsetme ben söylüyorum ya ben bunu söylüyorum" dediği, Abdullatif Ş.'nin "Evet" dediği, Mehmet Haberal'm "Şimdi karaciğer ....(anlaşılmadı) dediğin zaman MEHMETHABERAL'a müracat edeceksin diyecesinki bak işte bu iş bu ama siyaset dediğiniz zaman ABDULLATİF, NEVZAT ERCAN, işte SÜLEYMAN DEMİREL falan yani böyle bu işin gerçeği bu ve ne dedim hatırla" dediği, Abdullatif Ş.'nin "Evet" dediği, Mehmet Haberal'm "Bak sayın bakan Nisa 58 yüce Allah ne diyor 'emaneti ehline teslim edin' " dediği, Abdullatif Ş.'nin "Ya" dediği, Mehmet Haberal'm "İnsanları yönettiğiniz zaman adil olun bitti bu kadar yüce Allah" dediği, Abdullatif Ş.'nin "Çok güzel işte evet" dediği, Mehmet Haberal'm " Ayeti koymuş oraya" dediği, Abdullatif Ş.'nin "Ehli ehli ehli" dediği, Mehmet Haberal'm " Yolu da göstermiş tamam mı" dediği, Abdullatif Ş.'nin "Doğru söylüyorsun" dediği, Mehmet Haberal'm "Bütün mesele emaneti ehline vermek" dediği, Abdullatif Ş.'nin "Ya ne güzel" dediği, Mehmet Haberal'm " Bizde de tam tersi olduğu için bu sıkıntıları çekiyoruz konuşun" dediği, Abdullatif Ş.'nin "Ya bizim evde NEVZAT NEVZAT ı da bulda birgün beraber yemek yiyelim ya" dediği, Mehmet Haberal'm " Tamam tamam olur olur ben onu halledecem tamam mı" dediği, Abdullatif Ş.'nin "Tamam" dediği, Mehmet Haberal'ın " Oldu oldu görüşürüz" dediği, Abdullatif Ş.'nin "Peki peki görüşmek üzere" dediği,

Tape No: 10068, 01.01.2009 tarihinde Şüpheli ile ECE Z. arasında geçen telefon görüşmesinde özetle;

Şüphelinin "Ya bu bilgilerin yanlış başbakana yanlış bilgilendirme olduğunu Murat Karayalçın açıkladı" dediği, ECE Z.' nin "Ne ya başbakan kürtçe konuşmuş" dediği, Şüphelinin "Ne" dediği, ECE Z. ' nin "Başbakan kürtçe konuşmuş" dediği, Şüphelinin "Kürtçe mi konuşmuş kürtçe mi konuşmuş" dediği, ECE Z.' nin "Evet" dediği, Şüphelinin "Nerde ya" dediği,.. Şüphelinin 'Allah allah allah allahya bunlar tam vatan haini ya" dediği, ECE Z.' nin "Öylece yeni yılın ilk mesajını kürtçe vermiş oldu yerel seçimler yaklaşırken doğu ve güney doğu daki seçmenlere böyle seslendi bu daha başlangıç" dediği, Şüphelinin "Allah belasını versin, Allah belasını versin tamam mı? " dediği, ECE Z.' nin "Bunu stüdyo olarak görüntüsüz kullanayım mı? " dediği, Şüphelinin "Hayır hayır girme hayır lanet olsun onun reklamını mı yapacaksın Allah belasını versin onun reklamını mı yapacaksın ya ya bu ihanet ya işte tek ihanet budur gerçek ihanet budur ya ülkeye ihanet bu ülkenin bölünmesini sağlayan yani bir ara şey vardı CEM BOYNER vardı ya" .... "O efendi bu numaralara girmişti ama ülkenin sözde başbakanı bunlar sözde allah belasını versin yani girme oralara, boşver" dediği, ECE Z.' nin "NAHİT beyle şu şey Karayalçın ı nasıl kullanacağımı konuşayım o zaman" dediği, Şüphelinin "Ya onu söyledim ya sen peki bu hatta ismini verme ee başbakan başbakan deme., ifadeyi uzat deki ankara büyük şehir ya şu büyük şehirlerin şu şu şehirlerin belediye başkanları açıklandığında verilen bilgilerin doğru olmaıdğı bu bakımdan eee belirtilmiş de bitsin gitsin o kadar " dediği, ECE Z.' nin "Ama bişey atacam işte bi bakayım" dediği, Şüphelinin "Tamam mı ismini vermeye deymez o ifadeye bile deymez allah belasını versin nede söylüyor ya " dediği, ECE Z.' nin "keşke ar asaydık ya acaba görseydimde önceden görseydimde şu " dediği, Şüphelinin "Çok iyi olurdu işte bende onu şey yapmadım çünkü " dediği, ECE Z.' nin "Bizim tam konuştuğumuz sıralarda o da demekki televizyonda konuşuyordu " dediği,

Şüphelinin "Olabilir tabi öyle bak yapabildiğin kadar bişeylere fazla teferruata girme ya ihanet bu ya böyle şey olmaz ihanetin bu kadarı bu hainleri nerden ülkemize başına bela ettik yani ben böyle olacağını nerden biliyordum ki bilseydim yani getirdim onlara bu kadar imkanlar verdim bütün kapıları açtım" dediği, ECE Z.' nin "Hı hımm" dediği, Şüphelinin "Yani asıl onları öyle kurdurdum oralarda maalesef yani" dediği, ECE Z.' nin "Hayırlısı olsun" dediği, Şüphelinin "Maalesef bi işleri toparlıyayımda bakayım bilgiyi onuharekete başlaycam öyle görünüyor yani'1 dediği,

Tape: 5593, 07.01.2009 tarihinde Mehmet Haberal ile Osman N.D. görüşmesinde özetle; Mehmet Haberal'ın "Efendim NAHİT' dediği, Osman N.D.'nin "Hocam rahatsız ediyorum" dediği, Mehmet Haberal'ın "Hehh" dediği, Osman N.D.'nin "Eeeee şimdi ben çıktım METİN aradı çıkar çıkmaz'" ..." Komutanlar toplanmış bir saat önce Genelkurmayda" dediği, Mehmet Haberal'ın "Nasıl anlamadım" dediği, Osman N.D.'nin "Komutanlar bir saat önce Genelkurmayda toplanmışlar" dediği, Mehmet Haberal'ın "Ha ha anladım" dediği, Osman N.D.'nin "Ya bir bilgiyi arz edeyim istedim evet" dediği, Mehmet Haberal'ın "Çok önemli tabi tabi tabi önemli tamam tamam" dediği, Osman N.D.'nin "Peki hocam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Tamam Nahit tamam teşekkür ederim tamam" dediği, Osman N.D.'nin "Tamam bu gece teyakkuzdayız hocam bir şey olursa döneriz" dediği, Mehmet Haberal'ın "Evet evet o önemli tamam" dediği, Osman N.D.'nin "Tamam hocam saygılar" dediği, Mehmet Haberal'ın "Tamam oldu tamam tamam oldu" dediği,

Tape No:10077, 28.01.2009 tarihinde Şüpheli ile Ayşe isimli şahıs arasında geçen telefon görüşmesinde özetle; Şüphelinin "O şeyleri bana söyleyeck birşeyin varmı" dediği, Ayşe' nin "Bugün hiç bir sıkıntı yok henüz ben yine bugün şimdi adliyeye gidiyorum çıkan duruşmalar var ....(anlaşılmadı) onları takip edecez" dediği, Şüphelinin "Ama onları yakın izle bak" dediği, Ayşe' nin "Tabi her gün onları kontrol ediyorum zaten" dediği, Şüphelinin "O konuştuğum şeyleri yakın izle yalnız o dünkü konuştuğumuz şeylere bakın sen öteki tarafa işi bırakma" dediği, Ayşe' nin "Öyle yapıyorum zaten" dediği, Şüphelinin "Tamammı yani" dediği, Ayşe' nin "Hı hı" dediği, Şüphelinin "Savcılık olayımda yakın izle " dediği, Ayşe' nin "Tamam hocam tamam hocam" dediği, Şüphelinin "Anladın dimi hangisini" dediği, Ayşe' nin " Anlıyorum biliyorum ben sizin" dediği, Şüphelinin "Hu tamam onu yakın izle o önemli" dediği, Ayşe' nin "Tamam " dediği, Şüphelinin "Tamammı ona göre değerlendir birde " dediği, Ayşe' nin "Tamam ben hu" dediği, Şüphelinin "Birde o eee diğer konuyla ilgili onun bir zamanlamasını senle konuşalım " dediği, Ayşe' nin "Tamam tamam oldu hocam" dediği,

Tape No:10081, 30.01.2009 tarihinde Şüpheli ile K.İnan arasında geçen telefon görüşmesinde özetle; Şüphelinin "Hm şimdi ben eee malesef bir türlü bı yoplantılara katılamıyorum eee çünkü bu saatte ancak bitiyor benim işim" dediği, K.İnan' in "Evet sayın rektörüm" dediği, Şüphelinin "Be olmuyor yani ee o konudada doğrusu ben mahcubum ama kusura bakmayın " dediği, K.İnan' in "Rica ederim biz fazla kalabalık değildik 7 arkadaşla ancak toplanabildik" dediği,Şüphelinin "Evet" dediği, Kİnan'ın "Eee ve gelecek toplantıyı gelecek hafta biraz daha genişletilmiş bir çerçeveyle " dediği, Şüphelinin "Evet" dediği

K.Inan' in "20 - 30 arkadaşı toplayıp bugünkü tablo karşısında hangi nasıl bir yol takip edelim diye görüşmek üzere " dediği, Şüphelinin "Evet evet" dediği, K.înan' in "Eğer tavsibiniz olursa o formülü uygulayacaz" dediği, Şüphelinin "Tabi tabi çok doğru yani eee tabi arkadaşların fikrini almak bencede çok doğru olmuş yani geniş kapsamlı" dediği, K.Inan' in "Efendim çünkü yerimizde sayıyoruzki yerimizde saymakla mesafe alınmaz " dediği, Şüphelinin "Ee çok haklısınız tabi ama malesef eee sizinde tecrübeleriniz bunu gösteriyor eee burda bizim insanlarımız malesefki öyle şimdi işte bir karar verelim tamam bu temel bunun üstünüde bina çıkalım olmuyor herkes kendine göre birşey yapıyor o şey ne oldu o İstabulda yapılan toplantı ile ilgili bir şey" dediği, K.înan' in "Bir bilgi sızmadı efendim ancak basına yansımadığına göre bu önemli birşey olmamış sayın Karaduman falan gitseydiler heyet olarak yansırdı" ... "Demekki kimseyi bulamadılar nitekim telefonla aradıkları zaman sordum efendim sayın Kar aduman ...(anlaşılmadı) peki sizden dedim işte bizim arkadaşlar gibi geçiştirdiler ordada tabi haklıydınız büyük bir saygısızlık yaptılar biz kendilerini davet ettiğimiz zaman ya sayın Söylemez ya ben arardım" dediği, Şüphelinin "Tabi tabi tabi" dediği,.... K.înan' in "Ve sayın Söylemez ısrarla efendim bekleyelim mahalli seçimler dedimki mahalli seçimlerden sonra kimse sizin yanınıza gelmez çünkü ilerde 3,5 sene iktidar 5 sene mahalli seçim biz etkili olabileceksek mahalli seçimleeri yapalım" dediği, Şüphelinin "Evet" dediği, K.Inan' in "Eee malesef onun eee şeysi arkadaşı hiç gelmiyor artık" dediği, Şüphelinin "Hm anladım anladım" dediği, K.înan' in "Tamamıyle oda başka bir havaya girdi" dediği, Şüphelinin "Anladım anladım" dediği, ....Kînan' in "Bugünkü şartlarda dahada zaruri oldu yani dünkü yaşanan olay dünya tarihinde yok yani diplomasi tarihinde böyle bir skandal olmamıştır" dediği, Şüphelinin "Efendim çok utanç verici bir tablodur gerçekten yani utanç verici bir tablodur" dediği, Kînan' in "Evet dehşet verici efendim" dediği, Şüphelinin "Evetya hakikatten tam bir skandal yani" dediği, Kİnan' in "Bizim yıllardan beri batılılaşma politikamızın hepsinin temeli atıldı" dediği, Şüphelinin "Ee malesef" dediği, K.înan' in "Amerika Yahudi lobisi deklarasyon verdi" dediği, Şüphelinin "Evet" dediği, K.înan' in "Türkiye bunu karşılığını bulur diye ve Şimon Perezde " "Eee îsrailde ve Dünya Yahudileri içinde Türkiyeye en yakın kimse efendim" dediği, Şüphelinin " Malesef malesef " dediği, K.înan' in "New Middle East diye bir katabı var banada verdi ben yemekte yedim beraber ben bir türk olarak ancak bukadar yazılır gitti ona çattı ve belliki bu senaryo önceden çünkü atla gel uçağa uçakla biliyorsunuz evvela rotası olacak koridoru olacak taymingi olacak demekki hazırlamış önceden bu kavgayı iç politika bakımından yalnız dozunu kaçırdı ve fena akçırdı şimdi ordan dönüş sadece eee sayın Pereze karşı değil ordaki 40 - 50 tane devlet ve hükümet başkanı ve 2500 ekonomiste karşı bir saygısızlık" dediği, Şüphelinin "Yani Türkiyeye yakışan birşey değil bu" dediği, K.înan' in "Hayır efendim perişan olduk" dediği, Şüphelinin "Şimdi beyefendi şöyle birşey var siz bu toplantının 25 dakika Pereze 12 dakika size verileceğini daha önceden bilmiyor muydunuz? " dediği, K.înan' in "Gayet tabi efendim" dediği, Şüphelinin "Ya böyle birşey olabilirmi yani bu yakışırmı o zaman orda oturmayın deyinki kusura bakmayın ya bana eşit zamanı tanırsınız veyahutta ben bu panele katılmam kardeşim bu kadar basit" dediği, K.înan' in "....(anlaşılmadı) ayrıca benim gazete panelinde ne işim var niye gönüllü oluyorum" dediği, Şüphelinin "Ben" dediği,Kİnan' in "Hu ordada Filistin lafı etmiyor sadece Hamas sadece Hamas bu nasıl olur efendim" dediği, Şüphelinin "Ee malesef malesef işte bakın Türkiye eee kimlerin elinde kaldı böyle birşey olabilirmi yani eee böyle bir böyle bir skandal yakışıyormu " dediği, Kİnan' in "Bir felaket" dediği, Şüphelinin "Yani" dediği, Kİnan' in "Biz artık batı çizgisini tamamıyla dışarına çıkarıldık ve orta doğu ve üstelikte orta doğu cihat liderliğine oynuyor dış işleri bakanının bir açıklaması var diyorki İsrail bizden vazgeçemez çünkü biliyorki Türkiyesiz ortadoğudaki mevcudiyeti tehlikeye girer bu nasıl laf efendim " ... "Ve IMF başkanınında yahudi olduğunu bilmiyorlar" dediği,Şüphelinin "Ya beyefendi bakın size şunu söyliyeyim yani eee bakın kimler hangi mevkilerde kimler hangi mevkilerde bunları hani ben diyorumya benim çocukluğumda eee köyümden İstanbula gidip sonra köye dönenler için rahmetli büyük babalarım diyorlardıki ya bunların babalarını tanımassak kendilerini İsmet paşanın oğlu zannedecekler" dediği,….. K.İnan'ın "Bir karşılığı olsa anlıyacam bedavadan devleti milleti intihara götürmek" dediği, Şüphelinin "Bey efendi biz bu ülke bizim bu ülke bizim bunlar gelip geçici bunlar orda misafir oturuyorlar bu gün var yarın yoklar tamammı bu ülke bizim bu ülkeyi yükseltmek bu ülkeyi yüceltmek bizim görevimizdir" dediği, K.înan' in "Ama bana göre devleti bütün olarak üniter devlet olarak bırakıp gitmeyecekler efendim devleti fedarasyona götürüyorlar ve bu şimdi hızlanacak" dediği, Şüphelinin "Ama buna müsade edemeyiz buna müsade" dediği, K.înan' in "Dikkat buyurursanız 1 aydır PKK bir hareketi yok benim tahminim onlarla gizli görüşme başladı" dediği, Şüphelinin "Yani bir bakalım gün ola harman ola" dediği,

Tape No: 10082, 02.02.2009 tarihinde Şüpheli ile Adem isimli şahıs arasında geçen telefon görüşmesinde özetle; Şüphelinin "Yani deki klivranta tamam ben şimdi açarım klivranta" dediği, Adem' in "Evet" dediği, Şüphelinin " Tamam ben açtım şimdi BEDRETTİN DALAN in böyle bir problem vadi" dediği, Adem' in " Evet" dediği, Şüphelinin "Açtım miami üniversitesinin tranfarmantasyon ünitesinin başındaki arkadaşıma peki bu böyle yapılacak Bedrettin bey havala uçtu dediki aman hocam ya senin burada forsun binbeşyüz dedi sen olmasan ben perişan olacaktım geldi orda yapıldı herşeyi orda dünyanın en önemli kardiyologlarının bi tanesi işte yaptı bütün herşeyini toparladı sonra Bedrettin bey bana telefon etti allah razı olsun bur da eee tanıdık doktor olmasa perişan olurdum bana burada krallar gibi baktılar dedi, " dediği,

Tape: 5594, 10.02.2009 tarihinde Mehmet Haberal ile Cevahir görüşmesinde özetle; Cevahir'in "İyi akşamlar hocam rahatsız ediyorum" dediği, Mehmet Haberal'm "Efendim Cevahir" dediği, Cevahir'in "Bir çocuk başvurusu olmuş diye bilgi vermişsiniz herhalde Haldun hocama" dediği, Mehmet Haberal'ın "Evet" dediği, Cevahir'in "Bu başvuru ben biliyorum zaten bize yapmıştı bu gazi şey Anamurdan emekli olmak üzere olan bir çocuk doktoru" dediği, Mehmet Haberal'ın "Ha ha" dediği, Cevahir'in "Size kim aradı hocam sizi" dediği, Mehmet Haberal'ın "Bu şey varya Ömer Faruk varya şey 'YARSAV'ın Başkanı' o geldi bana da onun akrabasıymış galiba" dediği, Cevahir'in "Öylemi ÖMER FARUK bey Anamurlumu ki ha o şey Arhavili Artvinli sanırım evet" dediği, Mehmet Haberal'ın "Ha evet evet" dediği, Cevahir'in "Anamur'dan evli Arhavili şimdi o kadın hocam geldi bize biz pediyatris arkadaşlara da danıştık güzel bir genç ekibimiz var çok güzel çalışıyorlar sağohunlar hakkaten iyi çalışıyorlar emekli olmak üzere burdaki bazı problemlerden dolayı üç - dört ay önce İstanbul'a gitmiş orda bir ay kalmış bir - iki ay kalmış eşi de bu bizim bize arsayı veren belediyenin olduğu belediye başkanının kardeşi kendisi hem biraz emekli yani emekliliğini geçireceği yer düşünüyor iki biz oraya zaman zaman bazen tıbbi bayramlarda davetiye gönderiyoruz Alanya'da bazı etkinlikler yapmak için...Ordaki etkinliklerde bize son derece bizim arkadaşlara son derece kötü davranan bir arkadaşımız o yüzden biz dorusu şu anda acil ihtiyacımız olmadığı için düşünmedik" dediği, Mehmet Haberal'ın " Tamam" dediği, Cevahir'in "E tabi "YARSAV BAŞKANF" dediği, Mehmet Haberal'ın "E tamam" dediği," dediği, Cevahir'in "Önemliyse sizin için biz ne derseniz onu yaparız" dediği, Mehmet Haberal'ın "Hayır başka şey canım başka şey yani senin karar senin sonra konuşuruz tamam mil" dediği, Cevahir'in "Tamam hocam tamam hocam" dediği,

Tape: 5595, 15.02.2009 tarihinde Mehmet Haberal ile Osman N.D. görüşmesinde özetle; ...Osman N.D.'nin "Evet hocam evet sayın Candan da bur da" dediği, Mehmet Haberal'ın "Aaa öylemi bir ben kendisine günaydın diyim" dediği, Osman N.D.'nin "Hay hay" dediği, Mehmet Haberal'ın "Bi sen şeyi anons et yani bu toplantıyı (anlaşılmadı) et" dediği, Osman N.D.'nin "Edecem hay hay yani ayın 24 ünden itibaren diyecem" dediği, Mehmet Haberal'ın "Aynen evet evet" dediği, Osman N.D.'nin "Evet ben sayın Candan'a takdim ediyorum" dediği, Mehmet Haberal'ın "Tabi tabi tabi" dediği, Osman N.D.'nin "Sağolun sağolun" dediği, Mehmet Haberal'ın "Sağol" dediği, (Osman N.D. telefonu Veysel C.'ye veriyor) VEYSEL C.'nin "Efendim" dediği, Mehmet Haberal'ın "Günaydın Veysel bey günaydın hoşgeldiniz" dediği, VEYSEL C.'nin "Teşekkür ederim hocam sağolun sağolun nasılsınız hocam" dediği, ...., Mehmet Haberal'm "Ya size başarılar diliyorum" dediği, VEYSEL C.'nin "Teşekkür ederim hocam sağolun" dediği, Mehmet Haberal'm "Hayırlı olsun şimdiden" dediği, VEYSEL C.'nin "Tamam tamam hocam sağolun çok teşekkür ederim hocam sağolun" dediği, Mehmet Haberal'm "Her zaman 24 saat Kanal B'yi rahatlıkla kullanabilirsiniz" dediği, VEYSEL C.'nin "Çok teşekkür ederim hocam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Başarılar başarılar iyi günler" dediği,

Tape: 5596, 15.02.2009 tarihinde Mehmet Haberal ile Osman N.D. görüşmesinde özetle; Mehmet Haberal'm "Ha Nahit merhaba yav program çok güzeldi VEYSEL bey orda mı?" dediği, Osman N.D.'nin "Burda hocam burda bur da" dediği, Mehmet Haberal'm "Ha sağol tebrik ediyorum bi ver de konuşuyim" dediği, Osman N.D.'nin "Veriyorum hocam saygı sunuyorum sağolun" dediği, Mehmet Haberal'm "Sağol teşekkürler" dediği, (Osman N.D. telefonu Veysel C.'ye veriyor) Mehmet Haberal'm "Aaa Veysel bey tebrik ederim çok güzel konuştunuz ağzınıza sağlık" dediği, Veysel'in "Çok teşekkür ederim hocam sağolun" dediği, ... Mehmet Haberal'm "Bu ülkenin hakkaten hastalığıdır mutlaka çare olunmalı çünkü bizden gidiyor" dediği, Veysel'in "Tabi tabi tabi" dediği, Mehmet Haberal'm "Bizyani bakın ben sizin dönemlerinizi hatırlıyorum ben sayın e ben NECMETTİN beye ayrı bir saygı duyuyorum ayrı ben ona hakkaten o şey seçim dönemlerinde onun bu şimdi o Yargıtayla ilgili hakkaten çok uğraştım maalesef dediği, Veysel'in "Sağolun sağolun hocam" dediği, Mehmet Haberal'm "Bulunduğumuz yere kadar getirebildim" dediği, Veysel'in "Tabii hocam" dediği, Mehmet Haberal'm "Ama ben Necmettin beyin bu milliyetçiliğine hakkaten böyle toz kondurmam herkese de bunu söylüyorum" dediği, Veysel'in "Tabi hocam" dediği, Mehmet Haberal'm "Ve o sizin o dönemdeki o havuz olayıyla falan bu ülkeye getirdikleriniz" dediği, Veysel'in "Evet hocam evet" dediği, Mehmet Haberal'm "Hakkaten çok önemliydi" dediği, Veysel'in "Tabii" dediği, Mehmet Haberal'm "Ama bi takım insanlar maalesef istismar ettiler bugün oradan çıkanlarda Türkiyeyi bu noktaya getirdiler" dediği, Veysel'in "Evet aynen" dediği, Mehmet Haberal'm "Bi de o bu parti benim tesislerimde kuruldu beni bile yanılttılar" dediği, Veysel'in "Evet hocam" dediği, Mehmet Haberal'm "Çünkü bana gelip diyorlardı ki bugün hem Çankaya' da oturan hem başbakanlıkta oturan biz geleceğiz aman hocam daha çok hizmet edeceğiz insanları barıştıracağız tamam mı" dediği, Veysel'in "E şimdi ülke kamplaştı hocam" dediği, Mehmet Haberal'm Ha işte onu söylüyorum bakın beni bile yanılttılar ne zaman ki bakın ben size şunu söylüyeyim açık olarak" dediği, Veysel'in "Evet hocam" dediği, Mehmet Haberal'm "Ben tabii bu efendiler bu parti benim tesislerimde kuruldu" dediği, Veysel'in "Evet biliyorum" dediği, Mehmet Haberal'm "Bu efendilerin dergahıydı benim tesislerim" dediği, Veysel'in " Evet hocam doğru doğru" dediği, Mehmet Haberal'm "Tamam mı şimdi şimdi bu efendiler beni böyle hani ellerinden gelse durduracaklar" dediği, Veysel'in "Allah allah" dediği, Mehmet Haberal'm "Her türlü şeyi tabii neler yaptılar benim tahsislerimi iptala kalkıştılar bu bu adeta ben ihanete uğradım bakın bunu size söylüyorum" dediği, Veysel'in "Evet hocam" dediği, Mehmet Haberal'm "Ben ihanete uğradım bunlar tarafından" dediği, Veysel'in "Evet hocam" dediği, Mehmet Haberal'm "Tamam mı ve ilk ihanet ettikleri kişide benim size söylüyim bide Necmettin hocadır bakın size söylüyim" dediği, Veysel'in "Doğru söylüyorsunuz tabii" dediği, Mehmet Haberal'm "Bunu söylüyorum tabii gelip onları yetiştiren o adamcağızın elini öpüp ona saygı göstermeyen insanlardan ben bişey beklemem" dediği, Veysel'in "Tabii" dediği, Mehmet Haberal'm "Ben şunu söylüyorum vefa bilmezseniz sefa süremezsiniz" dediği, Veysel'in "Aynen öyle hocam" dediği, Mehmet Haberal'm "Tamam mı bu benim kurahmdır onun için bu ülkeye bir çivi çakana ben saygı duyarım ama sizde orda çok iyi belirttiniz Tüpraş gibi bu ülkenin en can damarlarını siz böyle babalar gibi sattınız" dediği, Veysel'in "Tabii" dediği, Mehmet Haberal'm "Ve Türkiye' yi bu noktaya getirdiniz" dediği, Veysel'in "Tabii tabii" dediği, Mehmet Haberal'ın "Onun için bu ülkenin geleceğine katkı sağlayacak kim varsa kim bir çivi çakarsa ben ona bütün gücümle destek vereceğim" dediği, Veysel'in "Çok teşekkür ederim hocam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Bu ülke bizim bu ülkenin her santimetrekaresinde bir çok insanımızın hayatı yatıyor" dediği, Veysel'in "Tabi hocam" dediği, Mehmet Haberal'm "Atatürk ve arkadaşları boynunda idam fermanı benim odamda onların orjinal idam fermanı var" dediği, Veysel'in "Evet hocam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Dolayısıyla bu ülkeyi korumak kollamak bizim biricik görevimizdir onun için ya ülkeye sahip çıkan herkese saygı duyarım ve onu da sonuna kadar ben desteklerim onun için size teşekkür ediyorum gerçekten" dediği, Veysel'in "Çok teşekkür ederim hocam sağolun" dediği, Mehmet Haberal'm "Çok sade çok sade çok yani şu anlamda söylüyorum her vatandaşın anlıyacağı dilde özellikle bu son söylediğiniz o o kendini bilmez vatandaş diye geçinen kişiye verdiğiniz cevap çok yerindeydi" dediği, Veysel'in "Teşekkür ederim " dediği, Mehmet Haberal'm "Tebrik ederim ağzınıza sağlık" dediği,

Tape No: 10082, 22.02.2009 tarihinde Şüpheli ile Metin K. arasında geçen telefon görüşmesinde özetle;

Şüphelinin "Şimdi akşam o şeyde şimdi bir şekilde bir ayarlama yapıpta bunu daha değişik başlangıç yapabilirdi o belgeyi o şey belgesi varya bu benim imzaladığım belge onu insanlar bilmiyor tabii millet zannediyorki bana lafla işte böyle bir teklif yapıldı bende he tamam falan filan dedim iş geçti anlatabiliyor muyum? " dediği, Metin K. nın "Evet hocam" dediği, Şüphelinin "Tabii birçok insan için bu şok oluyor yani şöyle vay anasını ya adam ya demek sen cumhurbaşkanlığını da kabul etmiyor adam anlatabiliyor muyum? " dediği, Metin K. nın "Dinliyorum hocam" dediği, Şüphelinin "Onu bi yani bir bir şekilde değerlendirmek durumdayız yani nasıl değerlendirir sen sen onu nasıl ayarlarsın bilemiyorum ama bu çıkış noktasından herhangi bir şey koyacak mısın ana habere? " dediği, Metin K. nın "Öyle yapmayı düşünüyorum eğer uygun görürseniz çıkış noktası KANAL D de yayınlanan çıkış noktası bir döneme ışık tutacak bir belgeyi açıkladı" dediği, Şüphelinin "Yo öyle deme bir belgeyi değil öyle deme yani öyle değil de çıkış noktasında tartışılan işte bir çok yani gereksiz insan işte bu konunla ilişkili edinilmeye çalışılıyor işte burda işte sayın DENKTAŞ tan tutunda işte ya beni de oraya koyarsınız kaldık işte dönemde şunu bile yani bu ülkede demokratik bir yolda işte cumhurbaşkanlığı seçimi yapılsın geçilsin diye cumhurbaşkanlığı bile kabul etmeyen belgeli ile belgesi ile kabul etmeyen onlar bile bu işin içinde gidiliyorsa bakın ne kadar gazteyi ülkenin geleceğine gölge düşürecek ne kadar hani kendi yaptıklarını kendi yolsuzluklarını ülke ile ilgili ülkenin aleyhinde yaptıklarını kapatmak için yani o şekilde getirirsin" dediği, Metin K. nın "Evet hocam " dediği, Şüphelinin "Yani bu gün yapılanları göstermemek için nerelere kadar ister uzatıyorlar bu olaylar ya bu gidiş onun bir belgesidir gibi söylemek çok uygun geliyor bana yani amaç şu amaç bu gün yapılan özellikle işte o 2000 yıllardan sonra yapılagelen yani bu iktidar döneminde yapılagelen yolsuzluklar ulusal ve uluslararası düzeyde yapılan ülke aleyhinde yapılan faaliyetleri vatandaşlardan şey yapmak için yani saptamak için onlara göstermemek için hangi yollar sapılıyor işte bakın belgeler bunlar gibi söylemek çok daha uygun sanki" dediği, Metin K. nın "Tamam hocam" dediği, Şüphelinin "Sen ona göre bir düşünce şey yapta" dediği Metin K. nın "Hocam bir öneride bulunabilir miyim" ... "Benim söylediğim şu RAUF DENKTAŞ bir açıklamada bulundu" ... "Rauf Denktaş diyorki ergenekonu diyor kıbrısta aramasınlar diyor ergenekon davası ile Atatürkçü cumhuriyetçi sadık vatansever insanların sindirilmek istendiğini de savunuyor" ... "Yani Denktaş böyle diyor onlardan bir taneside profesör doktor Mehmet Haberal ki o zamanında eğer bir şey olsaydı bunu bile kabul ederdi işte bunun belgesi artı" dediği, Şüphelinin "Artık sen nasıl uygun görüyorsan ona göre he sen nasıl uygun görüyorsan göre yap yalnız Nahite söyle çünkü zaman baya ilerliyor isterse uzatsın şeyi" dediği, Metin K nın "Tamam hocam" dediği, Şüphelinin "Tamam mı ama o belgeyi" ... "Ha o belgeyi şeye özet verirsin haberi ama belgeyi anahaber de mutlaka bir şekilde göstermen lazım " dediği, Metin K. nın "Ondan hiç şüpheniz olmasın hiç merak etmeyin " dediği, Şüphelinin "Hayır yok merak ettiğimiz falan değil insanlan artık bilmeli ki kusura bakma ben bugün dek hep yani ya işte falan yani falan falan ama şimdi anlıyorum ki yani insanlar bunu bilmeli düşün kıbrısta şeyde mısırda bile arkadaşım diyor halla hallah olur mu böyle bir şey mısır sağlık bakanlığna diyorki görüyorsun hani bir bakıma şöyle dedi adam bakana ya sen kim oluyorsun ki adam cumhurbaşakanhğını bile kabul etmemiş" dediği, ... "Dolayısıyla artık bilmeli insanlar evet ben bir tek ülkem için varım makam için değil koltuk için değil anlatabiliyor muyum? " dediği,

Tape: 5597, 22.02.2009 tarihinde Mehmet Haberal ile Osman N.D. görüşmesinde özetle; Osman N.D.'nin "Buyrun hocam" dediği, Mehmet Haberal'in "Ha Nahit merhaba ya tebrik ederim ya arkadaşlara da teşekkür ediyorum ayrıca da" dediği, Osman N.D.'nin "Evet hocam" dediği, Mehmet Haberal'in 'Ta millette zannedicek ki ya Mehmet Haberal heralde ya bişey oluyor Nahitçiğim bunlar şey oldu diye" dediği, Osman N.D.'nin "Hocam yani şeyle onla hiç ilgisiyokki" dediği, Mehmet Haberal'in "He he" dediği, Osman N.D.'nin Yani ee o gelen şeyleri iletileri ben uydurmadım yani hocam yani gerçekten müthiş bir şey var az önce zaten biz UFUK beyle onu konuşuyoruz yani gerçekten bugün kü programda çok güzel oldu hocam" dediği, Mehmet Haberal'm "Ağzınıza sağlık teşekkür ediyorum ya" dediği, Osman N.D.'nin "Çok güzel oldu çok güzel oldu hocam" dediği, Mehmet Haberal'm "Çok teşekkür ediyorum sağolun Allah utandırmasın Ufuk orda mı" dediği, Osman N.D.'nin "Burda hocam burda hocam burda" dediği, Mehmet Haberal'm "He müsaitse teşekkür edeyim ben" dediği,Osman N.D.'nin "TEVFÎK beyde burda" dediği, Mehmet Haberal'in "Herkese bi teşekkür edeyim" dediği, Osman N.D.'nin "Tamam hocam ben ee GÜRBÜZ beyden başlayayım vermeye" dediği, Mehmet Haberal'in "Ha peki tamam teşekkür ederim sağol" dediği, (Osman N.D. telefonu Gürbüz'e veriyor) Gürbüz'ün "Sayın rekorum nasılsınız" dediği, Mehmet Haberal'm 'Ta Gürbüz teşekkür ediyorum şimdi Nahit e dedim ki millette zannedicekki heralde yani Mehmet Haberal i falan korkumu bastı noluyor ya. Ama Mehmet Haberal bi tek yüce Allahtan korkar başka yok yani" dediği, Gürbüz'ün "Valla ben de gülüyorum sayın rektörüm ne diyim öksürüyorum gülerken" dediği, Mehmet Haberal'in "Neyse ağzınıza sağlık teşekkür ederim" dediği, Gürbüz'ün "Peki peki sağolun saygılar hoşçakahn" dediği, (Gürbüz telefonu Osman N.D.'ye veriyor) Osman N.D.'nin "Hocam" dediği, Mehmet Haberal'ın "He efendim" dediği, Osman N.D.'nin "Şimdi ben Ufuk beye ver ecem de ee ben çıkıyım mi bekliyim mi sizi" dediği, Mehmet Haberal'ın "Yo yo hayır hayır çık sen sen" dediği, Osman N.D.'nin "Yani bana bi emriniz yoksa ben verecem çıkıcam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Hayır hayır hayır" dediği, Osman N.D.'nin "Tamam Ufuk beye veriyorum hocam peki hocam saygılar sağolun" dediği, Mehmet Haberal'ın "Tamam teşekkürler sağolun" dediği, (Osman N.D. telefonu Ufuk'a veriyor) Ufuk'un "Hocam nasılsınız" dediği, Mehmet Haberal'ın "Ha ya Ufuk ağzına sağlık hakkaten" dediği, Ufuk'un "Napalım birileri söylesin yani biz oylarımızı sana veririz yani değilmi hocam gerçekleri söylememiz lazım" dediği, Mehmet Haberal'ın "Yani hayır çok teşekkür ederim gerçekten ha özellikle şey çok oo bunların Patalya Otellerine nasıl" dediği,Ufuk'un "Patalya tabii abi bunu toplum bilmez sen olgunsun bunları söylemiyorsun toplum bunları bilmez bu tür şeyleri beterdir biz açık şeffaf dürüst olalım ki kamu oyu bunu anlasın bak ben ne diyorum ana muhalefet olarak gittik ee uzlaşacaktık hoca kabul etseydi hoca kabul etmedi diyoruz yani bunu kimse bilmiyor toplumda iyi oldu yeri geldi söyledik yani" dediği, Mehmet Haberal'ın "Tamam bide SALİH diyorki yani laf olsun" dediği, Ufuk'un "İki şeyi var he" dediği, Mehmet Haberal'ın "He laf olsun diye işte belge orda" dediği, Ufuk'un "Aynen öyle hocam vallahi öyle" dediği, Mehmet Haberal'ın "Belge orda ya bak kardeşim şimdi bak Mısır a gittim ya Ufuk ordaki arkadaşım toplantı bitti yanıma geldi eski arkadaşlarımdan bi tanesi dediki bana cumhurbaşkanları kabul etmemişsin doğrumu dedi ya gayet tabii dedim doğru dedim ben bilim adamıyım yanımızdada sağlık bakanı var Mısır sağlık bakanı döndü sağlık bakanına dediki sayın bakanım dedi biliyormusunuz dedi bi Doktor Haberal cumhurbaşkanını bile kabul etmemiş yani adama bir bakıma dediki sen kim oluyorsun ya bu adam cumhurbaşkanını bile kabul etmemiş" dediği, Ufuk'un "Yani tabii doğru doğru tabii hocam yani ama şimdi senin benim bildiğimiz biz sen şimdi (anlaşılmadı) bunu kullanmıyorsun adamlar bin tane süpekülasyon yapıyor bizde dedik ki bak ben bu işin canlı tanığıyım gerçekten de böyle yalan yok eksiği var fazlası yok" dediği, Mehmet Haberal'ın "Ağzına sağlık çok teşekkür ederim sağol”dediği, Ufuk'un "Sen kendin rahat ol hocam sen yalnız değilsin senin bundan sonra yanındayız ne demek" dediği, Mehmet Haberal'm "Yok estağfurullah yok canım yok canım boşver ya biz ülke için varız keyfine bak ya" dediği, Ufuk'un "Seni seviyoruz bak Tevfik beyde burda biz " dediği, Mehmet Haberal'ın "Sağolun ver ver onuda ver sağol çok teşekkürler sağol" dediği, Ufuk'un "Saygılar hocam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Sağol sağol" dediği, (Ufuk telefonu Tevfık'e veriyor) Tevfık'in "Merhaba hocam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Sağol Tevfik merhaba" dediği,Tevfik'in "Nasılsınız" dediği, Mehmet Haberal'ın "Sağol çok teşekkür ediyorum şimdi arkadaşa dedim ki ya millette zannedicekki eeee Doktor Haberal bişeyden mi korkuyor arkadaşları böyle gündeme getiriyor falan ben de dedim ki" dediği, Tevfik'in "Yok hocam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Bi tek Allahtan korkarım ben" dediği, Tevfik'in "Yok hocam orda açık açık dile getirdi üyesi olduğunuz örgütün doğal üyesiyim hocam açık açıkta söylüyim gayet bu böyle ama hocam ya sessiz kalıp arkaya sinecez bazı adamların istediklerini yerine getirecez yada varolduğumuzu her platformda ortaya koyacaz" dediği, Mehmet Haberal'ın "Ama her öyle şimdi görüyorsun yani biz bunda koltuk peşinden koşmuyoruz Allaha çok şükür" dediği, Tevfik'in "İki kere iki dört yani bu konuda" dediği, Mehmet Haberal'ın "Makam koltuğuna koşmuyoruz" dediği, Tevfik'in "Hocam niye zaten peki niye" dediği, Mehmet Haberal'ın "Ülke peşinde koşuyoruz" dediği, Tevfik'in "Size niye bu kadar böyle cephe almaya çalışıyorlar çok netsiniz" dediği, Mehmet Haberal'ın "Tabi tabi ben ülke için var mı ülke benim için yok" dediği, Tevfik'in "Tabi tabi zaten ona da zorlayanlar onlar zaten bu ya" dediği, Mehmet Haberal'ın "Haaa ve bunlarda şimdi nedir Ufuk onları iyi özetledi sen efendi bu otellerde kurulmadın mı?" dediği, Tevfik'in "Evet o güzeldi evet" dediği, Mehmet Haberal'ın "Sen benim kapımı(anlaşılmadı) durmadın mı?" dediği, Tevfik'in "Evet evet" dediği, Mehmet Haberal'ın "Sen bana yalvarmadın mı aman nolur abi bugün Çankaya' da oturan zat o dönemde heyetle geldi dediki hocam dedi cumhurbaşkanı meclis dışından seçilecek nolur cumhurbaşkanlığını kabul et dedi ben de dedim ki teşekkür ederim ben siyasetçi değilim kusura bakmayın ben bilim adamıyım tamam mı ya olay bu" dediği, Tevfik'in "O yazdığınız belge bence çok güzeldi parlamento içinden yapın bu işi" dediği, Mehmet Haberal'ın "Parlamentoyu korudum ya Tevfik" dediği, Tevfik'in "Ya hocam nasıl terör örgütüsünüz siz anlayamadım ben bu işi" dediği, Mehmet Haberal'ın "Ben parlamentoyu parlamentonun prestijini ben korudum ama parlamentoda maalesef aa belge yani ben orda tarihi bir belge yazdım orda o tarihi bir belgedir aslında ben parlamentoyu koruyorum parlamento maalesef o dönemde kendini koruyamadı" dediği, Tevfik'in "Maalesef dediği, Mehmet Haberal'ın "Ya tamam mı çok teşekkür ediyorum ağzınıza sağlık" dediği, Tevfik'in "İyiki varsınız" dediği, Mehmet Haberal'ın "Sağol çok teşekkürler sağol iyigünler iyi günler " dediği,

Tape: 5598, 02.03.2009 tarihinde Mehmet Haberal ile Osman N.D. görüşmesinde özetle; Mehmet Haberal'ın "Ya bu yönetmen, bu UFUK beyin o kulağının arkasına şey kablo görünüyor" dediği, Osman N.D.'nin "Evet" dediği, Mehmet Haberal'ın "Yönetmenin yönetmenin bunu farkedip derhal müdahale etmesi lazım" dediği, Osman N.D.'nin "Tamam hocam şimdi ben söylüyorum" dediği, Mehmet Haberal'ın "Ya bunlar ne biçim adam kim bu yönetmen be kardeşim" dediği, Osman N.D.'nin "Bilmiyorum hocam şimdi söyliyim ben" dediği, Mehmet Haberal'ın "Yani" dediği, Osman N.D.'nin "Tamam hocam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Olurmu ya böyle birşey" dediği, Osman N.D.'nin "Tamam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Bu şey KEMAL KILIÇTAROGLU ne zaman senin programına çıkıyor? Yani var dimi o çıkıyor dimi" dediği, Osman N.D.'nin "Var var var ayın 20 sinde mi 20, 24 ünde galiba hocam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Ha neyse yani olur yani tamam" dediği, Osman N.D.'nin "24 ünde evet ya 20 siya 24 ü öyle birşey hocam çıkıyor evet" dediği, Mehmet Haberal'ın "Fazla gecikmese iyi olur ya" dediği, Osman N.D.'nin "Hocam öyle istedi oraya verdik sona yakın" ..."Sona yakın istedi o" dediği, Mehmet Haberal'ın "Ha tamam mesela bak şimdi bak Allah aşkına şu UFUK un bak kulağın arkasında kablo yani" dediği, Osman N.D.'nin "Tamam hocam evet hocam yani" dediği, Mehmet Haberal'ın "Kim bu yönetmen ya" dediği, Osman N.D.'nin "Birşey söyliyim UFUK bey ters tarafa çat takmış" dediği, Mehmet Haberal'ın "Ama taktırmasın kardeşim UFUK bümezki bunu" dediği, Osman N.D.'nin "Tamam hocam şimdi her zaman öbür tarafa takıyordu hocam şimdi ben söylerim" dediği, Mehmet Haberal'ın "Anladım ama bümezki UFUK ya kardeşim " dediği, Osman N.D.'nin "Tamam hocam ben şimdi hemen hemen söylüyorum hemen hemen hadi" dediği,

Tape: 5599, 05.03.2009 tarihinde Mehmet Haberal ile Ufuk görüşmesinde özetle; Mehmet Haberal'ın "Ufuk merhaba" dediği, Ufuk'un "Hocam saygılar sunarım nasılsınız iyi misiniz?" dediği, Mehmet Haberal'ın "Sağol teşekkür ederim yazını okudun tebrik ederim" dediği, Ufuk'un "Sağolun o sözde yayınlandı ertesi günde bu açıklamayı yaptı bunlar şimdi bu kültürel haklar filan diye" dediği, Mehmet Haberal'ın "He he" dediği, Ufuk'un "Çünkü bu kültürel haklar açıkça siyasi bir taviz hak diye düşünüyoruz biz ee iyi oldu yani sağolun sizde moral verdiniz ben o yazıyı görmemiş olabilirsiniz diye gönderdim size" dediği, Mehmet Haberal'ın "Yo göndermişsin görmemişim doğru haklısın" dediği, Ufuk'un "Görmemişsiniz doğru ben bundan sonra öyle yazınca gönderirim size haber eririm çünkü bazen eee arkadaşlar atlayabiliyorlar. Siz iyi misiniz?Napıyorsunuz?Nerdesiniz?" dediği, Mehmet Haberal'ın "Sağol teşekkür ederim şimdi çıktım hastaneden" dediği, Ufuk'un "Şeşden mi hastaneden mı çıktınız?" dediği, Mehmet Haberal'ın "Hastaneden ancak işte çıktım şimdi otoya" dediği, Ufuk'un... helal olsun hocam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Öyle öyle ya çok güzel yazdın o akşam konuşmanızda çok güzeldi" dediği, Ufuk'un "Ya yarın bunun üzerine gidecez yine çünkü bu iş eee Türkiye'nin temel cumhuriyetin anayasanın şeyi yani nediyim başlangıç ilkelerine aykırı iş yani" dediği, Mehmet Haberal'ın "Yo bunları kabul etmem ben" dediği, Ufuk'un "Türkiye' de serbest bir düşüşe geçti gidiyor yarın bi gün bir araya geldiğimiz zaman anlatacam böyle piyasada yani neler konuşuluyor neler oluyor bi çok ilginç şeyler yani Türkiye'de herkes çok rahatsız sokaktaki adamda rahatsız yani" dediği, Mehmet Haberal'ın "Yani bunları kabul etmem mümkün değil" dediği,

Mehmet Haberal'ın "Tamam mı?" dediği, Ufuk'un "Tabii ya dünya tarihine eklenirsiniz belki" dediği, Mehmet Haberal'ın "Düşünsene" dediği, Ufuk'un "Tabi tabi" dediği, Mehmet Haberal'ın "Şimdi onurla bu ülke bizim onurumuzdur " dediği, Ufuk'un "Tabi hocam ya ben ne düşünüyorum biliyor musun? Ya kaç tane rektör var kaç tane üniversite var kaç tane vakıf var yani" dediği, Mehmet Haberal'ın "Hepsi vızıltı gelir bana" dediği, Ufuk'un " (anlaşılmadı) çıkmaz mı ya insan nasıl üzülüyor yani" dediği, Mehmet Haberal'ın "Tamam mı neden" dediği, Ufuk'un "Bak senin yarın kadar demokrat bi duruş cumhuriyetçi bir duruş sergileseler yine Türkiye' ye bir hizmettir yani yani bir meşruyet içinde hukuk içinde ne biliyim anayasaya saygılı biz başka bişey istemiyoruz ki insanlardan" dediği, Mehmet Haberal'ın "Bu ülke bizim kardeşim ne diyorsun sen ya" dediği, Ufuk'un "Aynen öyle hocam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Bu ülkenin bu ben nediyorum" dediği, Ufuk'un "Sen rektör olmuşun ben bakan olmuşum bişeye karşı görevimiz borcumuz var doğruları söylemek üniter yapıyı korumak anayasayı savunmak bizim görevimiz" dediği, Mehmet Haberal'ın "Kardeşim ya biz yapmayacaz ben bunu yapmayacam da kim yapacak Ufuk ya" dediği, Ufuk'un "Kesinlikle hocam inankı dediği, Mehmet Haberal'ın "Sokaktaki sade vatandaş mı yapacak" dediği, Ufuk'un "Şu dönemdeki duruşunuz benim için çok saygın yani benim çok hoşuma gidiyor size de her zaman kalbende destek olurum yani yazarak çizerek her zaman beraberiz yani ne zaman şeyiniz olursa hiç çekinmeyin" dediği, Mehmet Haberal'ın "Bu benim görevim bu benim görevim bak bugün şey geldi BÜLENT AKARCALI geldi ee ben ziyarete kanal B açarsan bugün izlersin orda haberleri izle" dediği, Ufuk'un "İzliyecem şimdi" dediği, Mehmet Haberal'ın "Ha izle oraya geldi" dediği, Ufuk'un "Hemen açarım ben şimdi" dediği, Mehmet Haberal'ın "Ha izle bak orda ben ona aynı şeyleri söyledim tamam mı yanı" dediği, Ufuk'un "Ona da aynı bişeyler söyleseydin" dediği, Mehmet Haberal'ın "Söyledim çok şey söyledim" dediği, Ufuk'un "Dur bakayım merak ettim izleyim şimdi" dediği, Mehmet Haberal'ın "Aç aç bak kanal B 20:00 haberlerini aç" dediği, Ufuk'un "Tamam açarım ben şimdi evde değilim de, şimdi hemen daha yeni geldim evime şimdi bakarım" dediği, Mehmet Haberal'ın "Tamam mı sen bak kanal B 20 haberlerini aç görüceksin tamam mı?" dediği, Ufuk'un "Ben yarın akşam sana bi uğrayacam" dediği, Mehmet Haberal'm "Görüşürüz tamam" dediği, Ufuk'un "Ben ararım telefonlar gelmeden önce" dediği, Mehmet Haberal'm "Tamam görüşürüz hadi iyi akşamlar sağol sağol" dediği,

Tape: 5600, 06.03.2009 tarihinde Mehmet Haberal ile Metin görüşmesinde özetle; Mehmet Haberal'm "Haa Metin merhaba" dediği, Metin'in "Buyrun hocam" dediği, Mehmet Haberal'm "O NUMAN KURTULMUŞ'un haberini çok kısa verdiniz niye" dediği, Metin'in "Neyin hocam özür dilerim" dediği, Mehmet Haberal'm "Numan beyin" dediği, Metin'in "Evet hocam" dediği, Mehmet Haberal'm "Onun haberini kısa verdiniz" dediği, Metin'in "Uzun mu veriyim hocam yani" dediği, Mehmet Haberal'm "Ama kısa verdiniz yani çok kısa oldu ya" dediği, Metin'in "Tamam peki hocam" dediği, Mehmet Haberal'm "Hayır yani o adama biraz şans verin ya" dediği, Metin'in "Onu zaten heryerde görüyorum hocam hiç merak etmeyin ..." dediği, Mehmet Haberal'm "Hayır görüyorsunda çok kısa verdiniz yani olmaz o" dediği, Metin'in "Tamam hocam" dediği, Mehmet Haberal'm "Yani dengeli olmaz dumundayız bütün şeyleri kim olursa olsun verdin mi dengeli ver" dediği, Metin'in "Tamam hocam" dediği, Mehmet Haberal'm "Oldumu" dediği, Metin'in "Tamam hocam" dediği, Mehmet Haberal'm "Yarında şey geliyor 10:30 da bana bu ŞÜKRÜ ŞAHİN mi keçiören in mhp adayı" dediği, Metin'in "MHP adayı tamam hocam 10:30 damı hocam" dediği, Mehmet Haberal'm "10:30 da geliyormuş he he" dediği, Metin'in " Tamam hocam" dediği, Mehmet Haberal'm "Hadi iyi akşamlar" dediği, Metin'in "Saygılar iyi akşamlar hocam" dediği,

Tape: 5601, 14.03.2009 tarihinde Mehmet Haberal ile Hüsamettin Ö. görüşmesinde özetle; Hüsamettin Ö.'nün "Hocaların hocası" dediği, Mehmet Haberal'm "Merhaba bakanım nasılsınız" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Merhaba hocam sesini duydum vallahi hastayım bir parça böyle titreyip üşütmüşüm bir yerde üstüme şey koydum senin ismini senin sesini duyunca bomba gibi oldum" dediği, Mehmet Haberal'm "Ya bakanım gelde Kızılcahamam'da biraz kamp yaptıralım" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Vallaha gelecem billahi gelecem" dediği, Mehmet Haberal'm "Biraz kamp yap ya olur mu?" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Vallahi gelecem hem çok özledim hem çok özledim hem göreceğim geldi" dediği, Mehmet Haberal'm "Gel bakalım" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Çok uzatmadan gelcem" dediği, Mehmet Haberal'm "Eee oldu bakalım bakalım tamam" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Çok özledim seni bak ÇİĞDEM bağırıyor aşağıdan duyuyor o gelmedi diyor hala" dediği, Mehmet Haberal'm "Gelme değil nasıl geleyim ki eve gidemiyorum nasıl geleyimv" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Doğru vallahi haklısın" dediği, Mehmet Haberal'm "Yani eve gidemiyorum bakanım" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Vallahi haklısın allah başımızdan eksik etmesin" dediği, Mehmet Haberal'm "Estağfurullah" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Sizi bi ziyaret edecem" dediği, Mehmet Haberal'm "O SARIGÜL ü bu akşam bizim televizyona çıkarıyorum" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Biliyorum biliyorum haberim var ya" dediği, Mehmet Haberal'm "Haa yani mazeret beyan etmesin yani" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Yok yok ya mazeret olurmuya" dediği, Mehmet Haberal'm "Vaziyet nedir bakanım" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Vaziyet valla bur da dün akşam KEMAL KILIÇTAROGLU yla bana geldiler orda şeyde HASAN ların oraya" ..."Çok 23:45 e kadar çok olumlu konuştular ben daha henüz öyle beklemiyorum ama çok yani güçsüz olduğumuz yerlerde diyor biz çok güçlendik diyor yani normal şeyde normal seçim sürecinden farklı oy alacaz ve kazanacaz diyor bilemiyorum öyle söylediler" dediği, Mehmet Haberal'm "Ama orda Mustafa nında rolü çok olmalı yani kalkıpta burda (anlaşılmadı) yani" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Kendinle tabi şey yapıyor o" ..."Esasında doğru çok doğru o söylediğin tespit çok doğru vallahi öyle öyle valla öyle esasında Mustafa nın Mustafa nın yüzde 70 in üzerinde oyu görünüyor " dediği,

Tape: 5603, 19.03.2009 tarihinde Mehmet Haberal ile Osman N.D. görüşmesinde özetle; Mehmet Haberal'm "Efendim Nahitl" dediği. Osman N.D.'nin "Hocam KEMAL beyi veriyorum" dediği, Mehmet Haberal'ın "Ha ver bakalım" dediği, Osman N.D.'nin "Peki hocam saygılar" dediği, Mehmet Haberal'ın "Hadi başarılar" dediği, NOT : OSMANN. D.TELEFONU KEMAL' E VERİR Kemal'in "Alo" dediği, Mehmet Haberal'ın "Kemal bey" dediği, Kemal'in "Merhaba hocam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Nasılsınız" dediği, Kemal'in "Valla ses dışında fena değil iyiyim sizler nasılsınız" dediği, Mehmet Haberal'ın "Sağol sağol teşekkür ediyorum gerçekten sizi tebrik ediyorum" dediği, Kemal'in "Sağolun hocam çok çok teşekkür ederim " dediği, Mehmet Haberal'ın "Çok çok ciddi bir performans gösteriyorsun tabi siz orda çalışıyorsunuz inanın bizde burda çalışıyorsunuz" dediği, Kemal'in "Sağolun hocam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Yani" dediği, Kemal'in " Ona kesinlikle inanıyorum" dediği, Mehmet Haberal'ın "Hakkaten yani ülkemiz gerçekten bugün dünden çok daha fazla bize ihtiyaç duyuyor" dediği, Kemal'in "Doğru hocam özelliklede size" dediği, Mehmet Haberal'ın "Ya yoo hepimize hepimize ben ne diyorum bu ülkenin ee vatandaşı olarak birinci görevimiz ülkemize sahip çıkmaktır" dediği, Kemal'in "Evet evet hocam evet" dediği, Mehmet Haberal'ın "Dün bu Çanakkale Çanakkale zaferimizle ilgili konuştuğumuz zaman dedimki bir günde 10 000 şehit verdik" dediği, Kemal'in "Evet" dediği, Mehmet Haberal'ın "Onların onlara vefa göstermek onaların kemiklerini sızlatmamız gerekiyor deriz" dediği, Kemal'in "Doğru vallahi" dediği, Mehmet Haberal'ın "Ya onun için ben gerçekten sizi kutluyorum" dediği, Kemal'in "Sağolun hocam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Ve yani başancaz inşallah" dediği, Kemal'in "İnşallah inşallah" dediği, Mehmet Haberal'ın "İnşallah hayırlısı ile" dediği, Kemal'in "Hayırlısı" dediği,Mehmet Haberal'ın "Yani gerçekten kutluyorum başarılar diliyorum ya" dediği, Kemal'in "Sağolun hocam bir emriniz olursa beklerim hocam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Estağfırullah ricam olur başarılar diliyorum" dediği, Kemal'in " Sağolun çok teşekkür ediyorum " dediği,

Tape: 5604, 19.03.2009 tarihinde Mehmet Haberal ile Osman N.D. görüşmesinde özetle; ... NOT: NAHİT TELEFONU KEMAL K'YA VERİYOR Kemal K.'nm "Merhaba hocam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Ha Kemal bey tebrik ederim programınız" dediği, Kemal K.'nm "Sağolun" dediği, Mehmet Haberal'ın "Başladığından beri izledim" dediği, Kemal K.'nın "Sağolun sağolun hocam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Zaten bi çok soruyu da ben gönderdim hurdan " dediği, Kemal K.'nm "E öylemi ha evet çok çok evet" dediği, Mehmet Haberal'ın "Tabi tabi tabi tabi ben hani bira(anlaşılmadı)" dediği, Kemal K.'nm "Tabi tabi" dediği, Mehmet Haberal'ın "Ya tebrik ediyorum gerçekten" dediği, Kemal K.'nm "Sağolun sağolun" dediği, Mehmet Haberal'ın "Çok güzel oldu çok güzel oldu hakkaten insanlar yani şöyle söylüyim biz o öz geçmiş vermeyi (anlaşılmadı) haline getirdik ki insanlar yani tanısın daha iyi" dediği, Kemal K.'nın "Tanısınlar diye evet" dediği, Mehmet Haberal'ın "Tabii tabii o hakkaten önemliydi ve tebrik ediyorum inşaallah hayırlısıyla ya bu iş olacak ve hakkaten görevimizi yapmış olacaz" dediği, Kemal K.'nın "İnşaallah hocam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Başarılar diliyorum" dediği, Kemal K.'nın " Sağolun çok teşekkürler " dediği,

Tape: 5605, 24.03.2009 tarihinde Mehmet Haberal ile Osman N.D. görüşmesinde özetle; Mehmet Haberal'ın "Efendim NAHİT" dediği, Osman N.D.'nin "Hocam şu son kısmı size bir arz edeyim mi?" dediği, Mehmet Haberal'ın "Tabi tabi" dediği, Osman N.D.'nin "Yasadışı yollardan elde edilen konuşmada rektörümüzün talimatı olduğunu ifade ettiğim sözler sözlerimden ötürü Başkent üniversitesi rektörü ve yönetim kurulu başkanımız sayın profesör doktor MEHMET HABERAL 'dan özür dilerim bana bu konuda talimatı olmamıştır" dediği, Mehmet Haberal'ın "Tamam" dediği, Osman N.D.'nin "Prof doktor prof doktor Mehmet Haberal 'in kanal B çalışanlarına talimatı bu ülke için söyleyecek sözü olan herkese bu ekranın açık olmasıdır tamam hocam " dediği, Mehmet Haberal'ın "Tabi tabi herkes bu ekrana gelir" dediği, Osman N.D.'nin "Tamam" dediği, Mehmet Haberal'ın "İstediğini söyleyebilir tamam" dediği, Osman N.D.'nin "Tamam hocam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Tamam mı tamam tamam o kadar yani" dediği, Osman N.D.'nin "Tamam hocam" dediği, Mehmet Haberal'ın "Tamam keyfine bak" dediği, Osman N.D.'nin "Tamam hocam çok sağolun sağolun " dediği, Mehmet Haberal'm " Moralini bozma sakın ha" dediği, Osman N.D.'nin "Yooo iyiyim hocam gayet iyiyim gayet iyiyim" dediği, Mehmet Haberal'm "Hayır keyfine bak" dediği, Osman N.D.'nin "Tamam hocam gayet iyiyim" dediği, Mehmet Haberal'm "O yani burda yapılan işi çok adice bir iş yapılmıştır tamam mı zaten onları biliyorsun kaç defa ben halen o mahkemeler devam ediyor orda çok adice söylüyor yaa" dediği, Osman N.D.'nin "Evet hocam" dediği, Mehmet Haberal'm "Demek ki Mehmet Haberal'm kim olduğunu daha anlamamışlar anlatabiliyor muyum?" dediği, Osman N.D.'nin "Tamam hocam tamam tamam" dediği, Mehmet Haberal'm "Ne zaman anlarlar hastalandıkları zaman onun için sen açıklamanı yap işine bak tamam mı?" dediği, Osman N.D.'nin "Anladım hocam sağolun sağolun teşekkür ederim sağolun" dediği, Mehmet Haberal'm "Hadi başarılar ..arkadaşlar burda hadi görüşürüz" dediği, Osman N.D.'nin "Sağolun hocam sağolun saygılar" dediği, Mehmet Haberal'm "İyi akşamlar başarılar" dediği,

Tape: 5606, 25.03.2009 tarihinde Mehmet Haberal ile Ece Z. görüşmesinde özetle; MEHMET Mehmet Haberal'm "Efendim" dediği, Ece Z.'nin "Günaydın" dediği, Mehmet Haberal'm "Günaydın canım" dediği, Ece Z.'nin "Ne yapıyorsunuz" dediği, Mehmet Haberal'm "Hastaneye gidiyorum sen nerdesin" dediği, Ece Z.'nin "Bende saçımı yaptırdım şimdi çıktım yurakarı çünkü ıslakdı yine saçım sabahları banyo yapıyorum ya " dediği, Mehmet Haberal'm "Ha ha anladım" dediği, Ece Z.'nin "Üşütmiyim diye hemen kuafere inip saçımı kurutturuyorum ondan sonra ondan sonra yukarı çıkıyorum" dediği, Mehmet Haberal'm "Ha ha doğru doğru iyi hadi tamam canım" dediği, Ece Z.'nin "İyi misiniz?" dediği, Mehmet Haberal'm "İyiyim çok şükür Allaha" dediği, Ece Z.'nin "Ya sesiniz kötü geliyor" dediği, Mehmet Haberal'm "Yani ne yapayım ben KANAL B yi Vakıfbank ve Halkbank'tan aldığım milyon dolarlarla kurmadım çok şükür alın teriyle kurdum tamam tamam canım " dediği, Ece Z.'nin "Ya tamam değil" dediği, Mehmet Haberal'm "Hay Allah ya işte ne yapayım" dediği, Ece Z.'nin "Ya" dediği, Mehmet Haberal'm "Yaya keyfine bak gerçekten yani gerçekten şey değil inan inan bana" dediği, Ece Z.'nin "O zaman öperim bir tane " dediği, Mehmet Haberal'm "Bende bende inan öyle hiç şimdi lafvarya it ürür kervan yürür yani" dediği, Ece Z.'nin "Evet" dediği, Mehmet Haberal'm "Öyle değilmi yani it ürür kervan yürür ben gereğini yaparım merak etme ne ne hayinliklerle karşı karşıya kaldım bunlarla bunlar vız gelir tırıs gider" dediği, Ece Z.'nin "İyi tamam o zaman" dediği, Mehmet Haberal'm "Yani bu MEHMET HABERAL Cumhurbaşkanlığını onur kabul edip nezaketen geriye çeviren adamdır " dediği, Ece Z.'nin "Evet biliyorum" dediği, Mehmet Haberal'm "Onun için keyfine bak sen" dediği, Ece Z.'nin "Tamam" dediği, Mehmet Haberal'm "Hayin dolu bu ülke tamam mı canım " dediği, Ece Z.'nin "Tamam " dediği, Mehmet Haberal'm "Hadi sen çalışmaya devam et öperim seni hadi" dediği, Ece Z.'nin "Tamam canım" dediği, Mehmet Haberal'm "Tamam hadi canım güle güle " dediği,

Tape: 5607, 25.03.2009 tarihinde Mehmet Haberal ile Metin görüşmesinde özetle; Metin'in "Hocam buyurun" dediği, Mehmet Haberal'm "Şimdi bu bizim yarın şey toplantısı var eee ayrışım ve avrupa birliği meselesi" dediği, Metin'in "Evet hocam" dediği, Mehmet Haberal'm "Tamam onu canlı vereceksin" dediği, Metin'in "Tamam hocam" dediği, Mehmet Haberal'm "Ve birde şey yapacaksın eee bugünden onun altyazısını geç" dediği, Metin'in "Tamam hocam" dediği, Mehmet Haberal'm "Anlatabiliyor muyum?" dediği, Metin'in "Tamam hocam" dediği, Mehmet Haberal'm "Yani alt yazı geçki işte şu toplantı işte avrupa birliğinde ayrışım şu tarihte şu saatte" dediği, Metin'in "Tamam hocam" dediği, Mehmet Haberal'm "Tamam mı bak yarın napacam ben göreceksin" dediği, Metin'in "Tamam hocam" dediği, Mehmet Haberal'm "Tamam mı yani şeyini geç altyazıyı geç ve canlı verecez" dediği, Metin'in "Tamam" dediği, Mehmet Haberal'ın 'Tamam mı ona göre haa" dediği, Metin'in "Hocam bugün bu gazeteleri bekliyorduk zaten değilmi" dediği, Mehmet Haberal'ın "Ha yok önemli değil canım it ölür kervan yürür çünkü ben şöyle bir baktım yazdıklarının hepsi yalan " dediği, Metin'in 'Aynen " dediği, Mehmet Haberal'm "Hepsi yalan yani ee bir sürü alçak bir sürü sokak köpeği tamam mı kemik yalamak için" dediği, Metin'in 'Aynen öyle "dediği, Mehmet Haberal'm "Benim çöplüklerimde dolaşıyorlar iyiki ben varım yoksa yazcak bişeyleri olmayacaktı anlatabiliyor muyum?" dediği, Metin'in "Yazmaları sizin için daha iyi yazsınlar" dediği, Mehmet Haberal'm "Haaa hiç keyfine bak ben ona aldırmam" dediği, Metin'in "Tamam hocam" dediği, Mehmet Haberal'm "Ben ona aldırmam ben yani ben o şeyin esas mesele şu benim için vızıltı gelir şeyi yıpratmam yani daha fazla yıpranmaması lazım ÎNAYET'in" dediği, Metin'in "Evet" dediği, Mehmet Haberal'm "İnayet'i yıpratmam boşver gerisini eee çünkü yazdıklarının hepsi yalan hepsi yalan" dediği, Metin'in "Hocam zaten altta da işte yok ŞENER ERUYGUR lu da şöyle yani uygun bişeylere bağlamaya çalışıyor " dediği, Mehmet Haberal'm "Tabii tabii tabii onların canını okuyacam yarın" dediği, Metin'in "Yani onları bağlamaya çalışıyor yoksa" dediği, Mehmet Haberal'm "Tabi tabi onların canını okuyacam" dediği, Metin'in " (anlaşılmadı) onların hiçbirinin umrunda değil yani" dediği, Mehmet Haberal'm "Onların canını okuyacak yarın köpoğlu köpekler ülkeyi soydular soğana çevirdiler ihanetin sonu yok ucu yok tamam mı onun için sen ona göre geç onu" dediği, Metin'in "Tamam ben şimdi hallederim onu" dediği, Mehmet Haberal'm "Tamam görüşürüz" dediği, Metin'in "Tamam başkanım" dediği,

Tape: 5608, 29.03.2009 tarihinde Mehmet Haberal ile Osman N.D. görüşmesinde özetle; Mehmet Haberal'm "Efendim" dediği, Osman N.D.'nin "Hocam rahatsız ediyorum şimdi ben 4 numaralı setin başındayım set kilitlendiği için aşağıya gönderememişler şimdi açabildile" dediği, Mehmet Haberal'm "Mazeret değil Nahit" dediği, Osman N.D.'nin "Hocam mazeret değil ama bu tek tek düşüyo hocam" dediği, Mehmet Haberal'm "Hayır olmaz efendim mazeret değil bu durum acil bir durum bu durum üniversitenin prestiji anlatabiliyor muyum?" dediği, Osman N.D.'nin "Hocam bak yüzde yüz haklısınız" dediği, Mehmet Haberal'm "Hayır hiç anlamam NAHlT bak bu durum olmaz böyle birşey olamaz bu üniversitenin prestiji adam ALAMANYA dan kalkıyor BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ ni arıyor diyor ki şurada yanık lanse var bunu ancak Başkent üniversitesi sağlar" dediği, Osman N.D.'nin "Konuştukyukarıda" dediği, Mehmet Haberal'm "Hiç mazeret olmaz kusura bakma böyle bir rezalet olmaz kusura bakma Nahit" dediği, Osman N.D.'nin "Peki hocam" dediği, Mehmet Haberal'm "METİN bak Metinin defteri kapandı bunu bilesin" dediği, Osman N.D.'nin "Peki hocam peki hocam" dediği, Mehmet Haberal'm 'Anlatabiliyor muyum yok böyle birşey olamaz uyduruk uyduruk haberleri koyuyorsun olurmu böyle birşey kardeşim bu üniversitenin prestiji bu kurumun prestiji bu KANAL B nin prestiji bu olur mu böyle birşey ben bunu kabul edebilir miyim kilitlenmişte bilmem akşamdan beri nerdeymiş efendi nerdeymiş ben böyle haber müdürü istemem kendisiyle konuş kardeşim ben muhattap olmam " dediği, Osman N.D.'nin "Peki hocam peki hocam" dediği, Mehmet Haberal'm "Baksana söyleyim ben o zatla muhattap olmam bak bu üçüncü bitti onun işi" dediği, Osman N.D.'nin "Tamam hocam peki baş üstüne" dediği, Mehmet Haberal'm "Böyle bir rezalet olurmu kardeşim ne yapim öyle haber müdürünü ya ben takip ediyorum haberleri olur mu öyle birşey lütfen benimle muhatap olması" dediği, Osman N.D.'nin "Baş üstüne tamam oldu " dediği,

Tape No:4299 de kayıtlı 15.03.2008 saat:10.46 da, Şüphelinin A.H.TOLON ile yaptığı görüşmede; X Bayan Şahsın "Başkent Üniversitesi Rektörlük makamından rahatsız ediyorum müsaitseniz rektör böy görüşmek ister" dediği, M.HABERAL'm "Abi şimdi paşam sizi niye aradım bugünkü posta gaztesinin 17. sayfasında Hüseyin K.nın yerine sizin fotoğrafınızı koymuşlar altına da Hüseyin K. diye yazıyolar, bunu yapan da Mehmet Ali B. efendi onun köşesinde " "ha ha Hayır görünce şimdi sizin fotoğrafınız var altında Hüseyin K. diye yazıyo" dediği, A.H.Tolon'un "Şimdi aldırırım şimdi aldırırım ne kadar muzdaripsiniz sağolun sağolun Sayın rektörüm sağolun ben he" dediği, M.HABERAL'm "Bide afedersiniz o Bülent beyin beni mazur göründe paşam o günkü o kılığını kıyafetini beni çok rahatsız etti" dediği, A.H.Tolon'un "Ben önceki özür dileyişimin sebepleri ee dahası var sizi meşgul etmekten utanıyorum " "Ama biz sizden önce ATO ya gittik şimdi o bizim yanımızdaki sonradan Bülent beyle gelen bunlar hep değişik platformlar onun için saydım 4 şimdi bakın ATO da oturuyoruz adamcağızın yanında bizi kabul etmiş şimdi o hanım kalktı dediki esnaf dedi bıçak kemiğe dayandı bu esnaf hergün kepenk kapatıyo bigün dedi bu esnaf böyle paldır küldür dedi hiç kimse demeden siteler miteler şeye iner dedi Kızılay' a hanım ne dedi biliyomusunuz o bayan efendim dedi o esnafın bize adresini verseniz de biz onları teşkilatlandırsak dedi yani nasıl biliyor musunuz böyle ya kalp krizi geçirecem nasıl tansiyon inanırmısınız o an 18 filan tansiyon kesin dışarı çıktık asansörde dedimki hanımefendi lütfen lütfen sapla samanı karıştırmayın efendim yapmayın yani siz kime söylüyorsunuz ATO nun başkanı o adam dedim ya bu esnaf teşkilatı nın başındaki adam onun adresin verin işte böyle ogün o halde öyle geç gelmeler yani öyle ee ama ama siz işte o tevazua Anadolu insanısınız siz öylesiniz o anacığınız babacığınız Allah uzun ömürler versin Allah bu memleketi sizi hep payidar kılsın işte koşuyoruz yemin ediyorum öbür konuda öbür konuda inşallah öbür konuda mutlaka hele bu aşamada çok ciddi şekilde yürümek zorunda artık efendim ama orda da bir sıkıntım var o bitane eski siyasi partinin bişeyi var onla onun olduğu yerde ben hiçbişey neyse siz bilirsiniz tabi daha iyi varya birisi" "İşte Eski Siyasi Partinin Bilmem Nesi Var Her Şeye Dalaşıyo Bacağı Sakat Hani" dediği, M.HABERAL'ın "Anladım Anladım" dediği, A. H. Tolon'un "işte o o. yoksa bizim büyüğümüz muhterem insan yani. evet allah var" dediği, M.HABERAL'ın "Ha anladım anladım anladım anladım da şimdi tabi şöyle şimdi malum hep söylüyoruz ya ülke bize emanet edilmiş bu köprüden geçmek zorunda işte gele gele nereye geldik" dediği, A. H. Tolon'un "Doğru işte o köprüde köprünün bacağı demesem de tahtalarından biri o doğru yoksa bizim büyüğümüz muhterem insan yani Allah var" dediği, M.HABERAL'ın "Ya buraya geldik onun için buradan ya nereye getirildi ülke bütün uyarmalarıma rağmen paşam ben bugün bu ülkeyi yönetenlere işin daha başında başında demişimdir ki Amman ha sakın ha yani ülkemizle ters düşmeye kalkmayın yapmayın bu ülke bize emanet edilmiştir bi tek hedefimiz olmalı ülkemizi Atatürk'ün söylediği gibi âsim medeniyet düzeyine taşımak onuda aşmaktır bunun için ne gerekiyosa hep beraber yapalım sanki bunları söylememişiz ve nereye geldik amabu köprüden geçmek zorundayız hiçbir mazeretimiz olmaz. Olay bu" dediği, A.H. Tolon'un "Sağolun Sayın rektörüm birde ayrılırken zatalinize arz ettiğim Çanakkale üniversitesinde araştırma görevlisi doktorasını yapan bi cici kızımız vardı bana üniversitedeki konferanslarımda iki kez asistanlık yaptı kendisine ailesine yani hocaları derken orada işte doktora yaptı işte hocasıyla izin hikaye bi sıkıntısı oluyo efendim rektörle konuşuldu rektör de çok seviyor dekanıyla konuşuldu hanım çok seviyorlar ama dediler ki artık bu kızın burada devamı hocalı yani iki hocalı takmış durumda buna dediler peki napalım sorduk kıza Ege üniversitesini mi istersin ben Başkent istiyorum dedi peki yavrum şimdi ben bunun belgelerini getirttirdim lütfeder kabul buyurursanız pazartesi sizin sekreterinize göndericem" dediği, M.HABERAL'ın "Tamam Tamam Lütfen gelsin oraya Tamam tamam gelsin bakayım " dediği,

Bahse konu görüşme sorulduğunda; Haberal'm desteklediği, Parti kurma gayretine katılanlar arasında, İP'nin de olduğunu, görüşmede, Prof. Haberal'a da bu konuyu söylediğini, orada yer almayacağını belirttiğini, "şu günlerde artık biat edip teslim olmakta fayda var" dediği,

d-Örgütsel İrtibatlar

değiştir

Şüpheliye FATİH HİLMİOGLU'na ait 208 ile numaralandırılmış CRATİON marka CD içerisinde yapılan incelemede; "Gönderilmiş Öğeler. Dbx" isimli bir e-posta arşiv dosyasında yer alan "Haberal 44" tarafından 24. Nisan. 2005 tarihinde şüpheli FATİH HİLMİOGLU'na gönderilen e-postada "Sayın Rektörüm: Üniversitenize vapacağınız idari atamalarda dikkatli olmalısınız. Eski yönetimlerle diyalogu olan personellerin atamalarının şube müdürlüğüne yapılması için çalışmalar yapıldığına dair duyumlar aldım. Bu atanacak kişilerin zihniyeti ve fikirleri bellidir. Üniversitemizin gelişmesıne faydalı olacak aydın ve demokrat personellerin görevlere getirilmesinde fayda verdır. Bu kişileri araştırmadan ve soruşturmadan işlem yapmayınız. Görevinizde başarılar diliyorum." şeklinde ifadelere yer verildiği görülmüştür. Söz konusu elektronik posta yolu ile gönderilen bu iletinin MEHMET HABERAL tarafından gönderildiği şüphelinin özel üniversite rektörü olmasına rağmen devlet üniversitelerinde görevli rektörlere personel atamalarında kadrolaşmaya yönelik emir ve talimat verdiği anlaşılmıştır.

Kemal KERİNÇSİZ'den ele geçirilen; 10.08.2006 tarihinde "Prof. Dr. Gürhan ÇAĞLAYAN - Hacettepe Ünv. Diş Hekimliği Fak Klinik Bilimler Bölüm Baş." İmzalı Av Kemal KERiNÇSİZ'e hitaben yazılmış 4 sayfalık mektupta ...

Elimizdeki İmkanlara gelince; 1-USİAD (Ulusal Sanayici ve İşadamları Derneği), 2-YEMDD (Yerli Malı Destekleme Derneği), 3-Sizin Derneğiniz

Yayın Kuruluşları: 1-Yeniçağ Gazetesi, 2-Bazan Cumhuriyet, 3-Kanal B Televizyonu, 4- Avrasya Televizyonu, 5- Kanal Türk, 6- Anadolu'muzda Bulunan yerel Televizyonlar, 7- Üniversiteler (Başkent, Gazi, Hacettepe)

Neler Yapılabilir: 1-Bu konuda gönüllü insanlar ve gönüllü kuruluşlar bulmak " Bahsi geçen dokümandan da anlaşılacağı üzere şüphelinin kurucusu olduğu Kanal B ve Başkent Üniversitelerinin sözde ulusalcı yapıları vurgulanmak suretiyle, soruşturma kapsamında haklarında işlem yapılan diğer şahısların yöneticisi veya kurucusu olduğu televizyon ve gazetelerin de şüphelinin kurucusu olduğu kuruluşlarla ortak amaç etrafından toplandığına vurgu yapıldığı ,bu durumun şüphelinin Ergenekon silahlı terör örgütü amaçları doğrultusunda hareket eden şahıslar içerisinde faaliyet yürüttüğünü ortaya koyduğu anlaşılmaktadır.

Ergün POYRAZ'dan el konulan dijital malzemeler arasında bulunan (CD 1) içeriğinde;

Lojmanl oy" "lojman oy" "LOZMAN Oy" isimle Word dosyalarında; Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı, Başkent Üniversitesi Personeline ait lojmanlardaki, AKP, CHP, SHP, MHP, DYP oy dağılım oranlarım gösterir çizelge olduğu, Şüphelinin Kurucusu olduğu Başkent Üniversitesi Personeline ait lojmanlarda hangi partiye ne kadar oy verildiğinin araştırıldığı,

27.12.2007 tarihinde saat 15.59'da Güler KÖMÜRCÜ ve Hikmet... isimli şahıs arasında geçen görüşmede özetle Doğu PERİNÇEK'ten ve İbrahim BENLİ'den bahsettikten sonra; "Hikmet'in, "Ufuk Söylemez, Mehmet Haber al bir kişi daha şimdi aklıma gelmiyor Hasan Ünal filan yani bu ekip Kamuran İnan ha pardon Kamuran İnan" dediği, Güler Kömürcü'nün ise "Çok severim onu çok" dediği, Hikmet'in de, "Ufuk Söylemez bir şey yapıyorlar yani ulusalcı akil adamları bir araya getirme toplantısı gibi bir şey" şeklinde devam eden konuşmada isminin geçtiği,

03.03.2007 tarihinde saat: 10.55 de İlhan SELÇUK ile Alev COŞKUN'un yaptıkları telefon görüşmesinde özetle; İ.SELÇUK'un "...Doğu PERİNÇEK ile Kemal ALEMDAROĞLU geldiler bana" dediği, A.ÇOŞKUN'un "Evet onu onu bilmiyorum da işte Kemal telefon etti bana" "...Balbay ile konuştum dedim ki yarın geliyor saat 14:00 de Haberal ile randevusu var ama öncelikle seninle konuşması lazım..." dediği, İ.SELÇUK'un "Bu Haberal ile Balbay'ın arası iyi değilmiş galiba birileri söyledi" dediği, A.ÇOŞKUN'un "Önemli değil şimdi" dediği, İ.SEÇUK'un "Önemli önemli değil" dediği, A.ÇOŞKUN'un "Balbay koordinasyon sağlayacak.." dediği, İ.SELÇUK'un "Şimdi yol uçak ücretini verelim mi yoksa gerekmez mi Kemal ALEMDAROĞLU" "Yani durumu nedir onun" dediği, A.ÇOŞKUN'un "Onun durumu iyidir ama ben bir çıtlatayım bakayım" dediği, İ.SELÇUK'un "... bu işler senin üstüne vazife" dediği, A.ÇOŞKUN'un "Yani ben zaten aldım o işi Balbay'la da konuştum onları koordine ettiriyorum" dediği,

14.01.2008 tarihinde saat:17.20'de T.T. ile Güler KÖMÜRCÜ görüşmesinde; T.T'in "Sen Gölbaşmdasm" dediği, G.KÖMÜRCÜ’nün "Bi toplantıdayım anlatırım sana gelince MEMET ... DİAOLOG KUR..." dediği, T.T'in "Hay şimdi ben Turgut Paşayla yedi şey yaptım dur bi Dakka" "...iki laflarız ya Turgut Paşada yabancı değil" dediği, G.KÖMÜRCÜ'nün "Bu Mehmet Haberal in oteli Pata" "Orada hep beraberiz zaten şu anda hayatım siyasi parti vesair gibi bişeyin oluşumu söz konusu da bu amaçla yani" dediği,

Doğu PERİNÇEK ile X şahıs arasında ki görüşmede "Sayın hocam saygılar" "....bi sesinizi duyayım da kuvvet alayım dedim zor günlere girdik" dediği, X Şahsın "Biz sizi dinliyoruz devamlı biz sizi dinliyoruz" "Bu yeni bir metin verdiler bana onu sizler mi hazırladınız bu ULUSAL STRATEJİ MERKEZİ" dediği, Doğu PERİNÇEK'in "Evet burda bir grup eee hocamızla ve siyasetçimizle böyle bir 2,5 ay kadar bir çalışma yapıldı bende katıldım bunun sonucunda da çok ince tartışılarak aşağı yukarı 12-13 toplantı sonucunda o hale getirildi hocam" dediği, X Şahsın "güzel bir metin Doğu beyciğim onu bana İzmir'de verdiler Ege koop çağırmıştı beni orda Ulusal Strateji merkesinden bir hanfendi verdi bende şimdi imza topluyorum üniversitede" "Topluyorum göndereceğim" dediği, Doğu PERİNÇEK'in "Tabi çok teşekkür ederiz Ankara'ya geldiğim zaman arıyacağım sizi ziyaret edeceğim Hocam" dediği, X Şahsın "Öylemi memnuniyetle var mı bir şey benim yapacağım bir şey" diye sorduğu, Doğu PERİNÇEK'in "Sağ olun bu Mehmet HABERAL toplantılar yapıyor ona sizde katılın hocam çok fay...." Dediği, X Şahsın haber ulaşmadığını söylemesi üzerine, Doğu PERİNÇEK'in "ben o zaman söyleyeyim bu toplantıları düzenleyenlere sizi verebilirmiyim müsaade edermisiniz" diye sorduğu, X Şahsın da "Rica ederim ben hazırım bu tür toplantılara her zaman" dediği, Doğu PERİNÇEK'in "Hiç karşılaşmıyor musunuz hocam sizin patronunuz ona söyleyebilirsiniz" dediği, X Şahsın "karşılaşıyoruz her akşam bi kere şeyde üniversitede geliyor ben rektör yardımcısı bizim Korkut ERSOY var onun aracılığı ile öğrendim bir liste vermişti ondan sonra İzmir'de verince bende kendi payıma düşeni yapmaya başladım" dediği, Doğu PERİNÇEK'in "Peki hocam görüşmek üzere saygılar ben sizinde katılmanızı onlardan rica edeceğim" dediği, X şahsın "Saygılar bizden her zaman her zaman ben imzaladım bildirgeyi zaten imzaladım" dediği, Doğu PERİNÇEK'in "O ayrı bide bu bütün milli kuvvetleri bir araya getirip bir siyasal çözüm o bakımdan" dediği,

11.02.2008 tarihinde saat: 22.01'de Ferid İLSEVER ile Doğu PERİNÇEK görüşmesinde özetle; Doğu PERİNÇEK'in "bir konuşalım dedim ben gelince anlatırım bugünkü toplantıyı, bir bildirge yayınlanıyor yarın yada öbür gün 30 imzalı bir eşgüdüm komitesi kurmuşlar ,Şener Eruygur geldida geldi bugün yanında Dursun Ali Ercan, Hurşit TOLON işte 30 kişilik bir şey oluşturmuşlar işte onların hepsi vardı konuştuk ettik falan yani söylediklerinde yanlış yok ama mümkün olduğu kadar yuvarlak şeyler iç dış tehdit falan gelince anlatırım" dediği, ilerleyen konuşmada Talatpaşa komitesinin yapacağı toplantıdan bahsettikleri ve Doğu PERİNÇEK'in ".. .Mehmet haberal ufuk söylemez Kamuran ... da yolla gelmezlerse gelmesin" "... hatta İlhan Selçuk'ta gelsin" dediği,

08.01.2008 tarihinde 02:40 - 05:05 zaman diliminde Kemal ALEMDAROGLU ile Erdoğan T. arasındaki Telefon görüşmesinde özetle; Kemal ALEMDAROĞLU'nun devam eden davasını Ankara'da Mehmet HABERAL 'in takip ettiği,

Tutuklu sanıklardan Doğu PERİNÇEK ve Ferid İLSEVER arasında 11.02.2008 günü saat 22.01'de gerçekleşen görüşmeyle ilgili olarak Ferid İLSEVER'ifadesinde "Bu başında Kamuran İ. ,eski ANAP'lı Bakan Ufuk S. ve Mehmet HABERAL'm bulunduğu Milli Egemenlik Hareketinin toplantısına katılan PERİNÇEK'in verdiği bilgilerdir. O toplantıya Dursun Ali E., Hursit TOLON ve Şener ERUYGUR'un katıldığı Perinçek tarafından bildirilmektedir, dediği,

Telefon görüşmelerinden Şüpheli Mehmet HABERAL'm Doğu PERİNÇEK grubu, Ahmet Hurşit TOLON ile Mehmet Şener ERUYGUR ve diğer örgüt üyeleriyle üst düzeyde örgütsel irtibatlarının bulunduğunun anlaşıldığı,

Tutuklu sanıklardan Doğu PERİNÇEK' e ait dijital verilerin incelenmesi neticesinde; ank mıh katilimcilar isimli Word belge olduğu belge içerisinde; MİLLİ İKTİDAR HAREKATI (MİH) başlığı altında, 14 Ocak 2008 tarihli Patalya Oteli Ankara'da yapılan toplantıda Başkanlık divanı üyeleri içerisinde Mehmet Haberal, Başkent Üni. Rektörü şeklinde isminin geçtiği,

Tutuklu şüphelilerden Mustafa ÖZBEK' e ait dijital verilerin incelenmesi neticesinde "AKADEMtSYENLER.doc" isimli belgede Mehmet HABERAL Başkent Üniversitesi Rektörü telefon ve faks numarasının kayıtlı olduğu,

Tutuklu sanıklardan Ergün POYRAZ'a ait "SESAR" araştırma şirketi tarafından hazırlandığı anlaşılan belgede; AKP 'yi Getirenler Götürebilir mil Başlığı altında bazı isimlerle birlikte Başkent Üniversitesi Rektörü Mehmet Haberal'ın isminin yer aldığı,

Tutuklu sanıklardan Ergün POYRAZ'a ait "BülentEcevit.doc."isimli belgede; "Bülent Ecevit'in Başbakanlığı döneminde kendine isyan eden gurupların başını da mason milletvekilleri çekiyordu. Ecevit'in o dönemde hastalandı(î) diyerek yattığı hastanenin sahibi Mehmet HABERAL, Ankara'da bulunan Doğuş Locasının 424 no Tu üyesiydi" şeklinde isminin geçtiği,

Tutuklu sanıklardan Neriman AYDIN'm ikametinden elde edilen Üzerinde Paper Note ibaresi bulunan kareli blok not defteri içersinde; sayfalardan birinin içerisinde "Mehmet HABERAL- Cumhurbaşkanı olarak düşünülüyor" yazdığı,

Sanıklardan Sinan Aydın AYGÜN'den elde edilen Nokia Marka 8310 Model IM:350604/l0/159420/3 Seri nolu cep telefonu ve 05334666602 Numaralı (0503150449564) Seri nolu sim kart rehber bilgileri 135. sırada HABERAL 5334247272 şeklinde kayıtlı olduğu,

Mahir Cayan GÜNGÖR'ün Motorola C113a model îmei no:35154601578692-l ve Muhabbet kart (kart no:0301040232302) rehberbilgilerinde 49. sırada haberal 5337717863 şeklinde kayıtlı olduğu, Tutuklu sanıklardan Orhan TUNÇ'un ortunc@gmail.com.tr mail incelemesinde; 19 oca isimli belgede Pazartesi günü Ankara Kızılcahamam'daki, Patalya Otel'de Başkent Üniversitesi Rektörü Mehmet Haber al'ın ev sahipliğinde düzenlenen ulusalcıların ilk ciddi toplantısında, AKP'ye muhalefet için yeni bir metot veya yöntem belirlenmesi tartışılırken, acil bir siyasi oluşumun gerekip gerekmediği enine boyuna tartışıldı. Şeklinde isminin geçtiği,

Sanıklardan İlhan SELÇUK'un Beşiktaş ilçesi Kültür Mahallesi Barış Sokak Gazete Muhabirleri sitesi B6 Blok No:2/2 sayılı adresinde yapılan aramada elde edilen ajanda ve dokümanlarda, Ankara'da Büyük buluşma başlığı altında Prof. Dr. Mehmet Haberal, Türk Metal Sendikası Başkanı Mustafa Özbek gibi güçlü isimler de toplantıya özel olarak çağrılmış durumda, şeklinde isminin geçtiği,

Tutuklu sanıklardan Ergün POYRAZ'dan elde edilen dijital verilerin incelenmesi neticesinde biraderler ve Bülent Ecevit, Cinayet, Haberal, Kuruş vermeden ihale şeklinde isminin geçtiği, Şüphelilerden Tuncer KILINÇ'ın dijital verilerinin incelenmesi neticesinde "Sivil Davetli Listesinde "isimli Word Belgesinde Prof. Mehmet HABERAL şeklinde isminin geçtiği, Şüphelilerden Ünal İnanç'ın dijital verilerinin incelenmesi neticesinde; Üniversite Rektörlerinin isimlerinin bulunduğu Word Belgesi içerisinde Vakıf Üniversitesi Başlığı altında isminin geçtiği,

07.03.2008 günü saat:12.15'de Yılmaz A... ile A.H.TOLON'un yaptığı görüşmede özetle; Y.A.'nın "Komutanım ben emekli Deniz Kurmay Albay Yılmaz A... ASAM'da çalışıyorum hatırlarsanız" "Evet ben de açığa çıkmış gibi oldum Rıza paşayla birlikte çalışıyoruz ama kendime yeni bir iş bulmam gerekecek burada çalışmaya da devam edicem bu arada RIZA PAŞA KENDİMİ SİZE RAPOR ETMEMİ SÖYLEDİ özellikle Sayın Haberal için" "Başkent Üniversitesi veyahutta Avrasya TV için vesair için belki yardımlarınızı talep edicem" dediği, A.H.TOLON'un "Olur yalnız ben bişey söyleceğim daha sonra konuşalım ben trafikteyim şimdi" "yani bi akşamüstü filan ararsanız lütfen" "Ben biraz bilgi alır iletirim ilgililere olmaz mı" şeklinde görüşme yaptıkları anlaşılmıştır.

Mustafa ÖZBEK'e ait dijital verilerin incelenmesi neticesinde "AKADEMiSYENLER.doc" isimli belgede Şüpheli ile ilgili olarak, Mehmet HABERAL Başkent Üniversitesi Rektörü telefon ve faks, numarasının kayıtlı olduğu görülmüştür.

Ergün POYRAZ isimli şahsın dijital verilerinde yapılan incelemelerin neticesinde; "cinayet" isimli 330 sayfadan oluşan word sayfasında Mehmet HABERAL başlığı altında özetle; şüphelinin Ankara Doğuş Locası 424 no'lu üyesi masonlarından olduğu, Ecevit'in rahatsızlığında yanlış tedavi uygulamakla suçlandığı, üniversite ile hastanenin yapımı için aldığı 60 milyon dolarlık krediyle Hazine'yi zarara uğrattığı, TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu, hakkında "Meclis soruşturması" açılmasını isteyerek "Yüce Divan" sürecini başlattığı ve şüphelinin sahibi olduğu Başkent Universitesi'ne yönelik de usulsüzlük suçlamasında bulunduğu komisyonun raporunda, Ecevit'in başbakanlığı döneminde tedavi gördüğü ve daha sonra kendisine yönelik "komplo" yapılmaya çalışıldığı iddiasıyla terkettiği Başkent Hastanesi'nin de sahibi olan şüpheliye ait Başkent Universitesi'ne kampus ve hastane projesi için kullandırılan 60 milyon dolarlık kredi ile Hazine'nin zarara uğratıldığı, "Başkent Universitesi'ne, Fon ile yapılan uluslararası nitelikteki anlaşmaya, Bütçe Kanunu'na, üniversite ile yapılan devir anlaşmalarına aykırı ve Hazine zararına neden olacak şekilde kredi kullandırılmıştır" denilen raporda ayrıca "Yüzde 30 Faizli Kredi" "Düşük İpotek" "62 Milyon Dolar" "Haksız Kredi" "Gerçeği Yansıtmadılar" "Ödeme Gecikti, Yaptırım Yok" başlıklarının yer aldığı,

Bülent ECEVİT'in 2001 yılında bazı çevreler tarafından görevden uzaklaştırılarak, yerine Başbakan Yardımcısı Hüsamettin ÖKAN'ı getirmek istedikleri ve durumu Hüsamettin ÖZKAN'in kabul etmediği, 2002 Mayıs ayından itibaren Bülent ECEVİT'in hastalığına dair haberlerin ve yorumların ağırlık kazandığı, Emin Ç.'m 2 Temmuz 2002'de Hürriyette; "Ecevit'in Başbakanlık yapamayacak durumda olduğu, evinde iyi beslenemediği, hatta yıkanmadığı, derisindeki lekelerin ve kabarmaların bakımsızlıktan kaynaklandığı" şeklindeki yazısı ile verildiği, birkaç gün sonra 8 Temmuz 2002 Hüsamettin ÖZKAN'm DSP'den 61 milletvekili ile beraber istifa ettiği ve İsmail CEM ile birlikte Yeni Türkiye Partisi'ni kurdukları, 4 Mayıs 2002'de Mehmet HABERAL'm rektörü olduğu Başkent Universitesi'ne kaldırılan Bülent ECEVİT'e bağırsak iltihabı teşhisi konulduğu, bir gün sonra hastaneden çıkan Bülent ECEVİT'in Oran'daki konutunda dinlenmeye çekildiği, iki gün sonra ise evde sırtını çarpması sonucu kaburgasının kırıldığı açıklamasının yapıldığı, 17 Mayıs 2002'de Başbakan'm doktoru Prof. Turgut ZİLELİ ve Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Mehmet HABERAL'm Başbakanlık konutunda rahmetli Bülent ECEVİT'i muayene ettiği, kapsamlı bir çek up yapılması için ikna ettikleri, yeniden aynı hastaneye kaldırıldığı ve burada kaldığı 11 gün sonunda durumunun daha da kötüleştiği, 27 Mayıs 2002'de 11 gün kaldığı Başkent hastanesinden çıkarak evine gittiği ve Başkent Üniversitesi'nden gelen doktorları kabul etmeyerek Demiryolları Hastanesi'nde çalışan Ortopedist Dr. Mücahit PEHLİVAN tarafından tedavisine devam ettirildiği, O dönemde, DSP Grup Başkanvekili olan Emrehan HALICI tarafından rahmetli Bülent ECEVİT'in 11 Temmuz 2002'deki son randevuya gitmemesinin nedeni olarak "Gitseydi, kendisine çürük veya "iş göremez" raporu verilecek ve bu rapora dayanılarak Başbakanlıktan düşürülecekti." şeklinde beyanlarda bulunduğu, o dönemde, rahmetli Bülent ECEVİT'in koruma amirliğini yapan Recai BİRGÜN tarafından o gün açıklamalarında "dünyada tedaviyi kesip de ayağa kalkan tek insan Sayın Bülent ECEVİT'ti. Ne zaman tedavi kesildi, ayağa kalktı. O gün yaşananlara da 57. Hükümet'e yapılan operasyonun bir parçası olarak baktık. 57. Hükümet'in iktidardan düşürülmesi için yapılan bir operasyondu." şeklinde beyanlarda bulunduğu anlaşılmıştır.

08.04.2008 tarihinde saat: 10.56 da Ahmet Hurşit TOLON ve Mehmet Şener ERUYGUR'un yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Ergenekon Operasyonundan ve Cumhuriyet Mitinglerinden bahsettikten sonra Ahmet Hurşit TOLON'un "O kesin işte o kesin ben de öyle diyorum dün mesela burda Patalya Otelde bunlar mutlaka duyar açtım ağzımı yumdum gözümü lan dedim tamam yeni bir isim takarsınız şimdi dedim buna da ESTERGON dersiniz dedim" dediği şeklindeki görüşme ile ilgili olarak; Böyle bir olayı bilmediğini, ilk kez burada duyduğunu,

Kanal B TV de 29 Mart 2009 yerel seçimlerle alakalı olarak; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Kemal K.'nun konuk olduğu programda reklam arasında kameranın açık kalması neticesinde, kanalın genel yayın yönetmeni Nihat D.'nun özetle; "Haberal (kanalın sahibi) bana şu talimatı verdi. Ne yaparsan yap bunların oyunu (AKP) azaltacak... Ankara, İzmir, Adana'nın oyunu artıracak ne puştluk biliyorsan hepsini yap..." "...Dedim ki hocam biz bu adamlarımızı çıkaracağız... Ama esas Saadeti çıkarmak gerek. Niye dedi. Dedim bunlardan CHP'ye bir oy gidecekse Saadet'e üç oy gitme ihtimali var..." "...Ertan Abi' ye açtım telefonu, Saadet Partisinden istediğim adamları genel başkanları dahil istediğim adamları buraya getirdim. Ben inanıyorum ki en az bir puan artırdı..." şeklinde görüşme ile ilgili olarak; Bu konunun kesinlikle kendisiyle ilgisi olmayan maalesef genel müdürün yapmış olduğu konuşma olduğunu, kaldı ki daha sonra genel müdür hem kendisinden ve hem de toplumdan özür dilediğini, arkasından genel müdürlükten istifa ettiğini, yönetim kurulunun istifasını kabul etmediğini,

22.02.2009 tarihinde saat 12:53 sıralarında Şüpheli ile Osman Nahit D. isimli şahsın yaptığı görüşmede özetle; Şüphelinin "Yani hayır çok teşekkür ederim gerçekten ha özellikle şey çok bunların Patalya Otellerine nasıl" dediği, Ufuk isimli şahsın ise Şüpheliye "Patalya (anlaşılmadı) tabii abi bunu toplum bilmez sen olgunsun bunları söylemiyorsun toplum bunları bilmez bu tür şeyleri (anlaşılmadı) beterdir biz açık şeffaf dürüst olalım ki kamuoyu bunu anlasın bak ben ne diyorum ana muhalefet olarak gittik uzlaşacaktık hoca kabul etseydi hoca kabul etmedi diyoruz yani bunu kimse bilmiyor toplumda iyi oldu yeri geldi söyledik yani" dediği, devamında Tevfık isimli şahısla görüşmesinde; TEVFİK isimli şahsın Şüpheliye "Yok hocam orda açık açık dile getirdi üyesi olduğunuz örgütün doğal üyesiyim hocam açık açıkta söylüyim gayet bu böyle ama hocam ya sessiz kalıp arkaya sinecez bazı adamların istediklerini yerine getirecez yada var olduğumuzu her platformda ortaya koyacaz" dediği, Şüphelinin "Haaa ve bunlarda şimdi nedir Ufuk onları iyi özetledi sen efendi bu otellerde kurulmadın mı?" dediği, TEVFİK isimli şahsın Şüpheliye "O yazdığınız belge bence çok güzeldi parlamento içinden yapın bu işi" dediği, Şüphelinin ise "Parlamentoyu korudum ya Tevfik" dediği şeklindeki görüşme ile ilgili olarak; Bunun muhtemelen Ergenekon davası ile itham edilen Patalya Oteli ile ilgili yaptığı açıklama olduğunu, çünkü bu tarihlerde basında Patalya Oteli'nde gizli toplantılar yapıldığı ile ilgili yazıların yazıldığını, kendisinin de hükümette bulunan siyasi partinin bile kurulmuş olduğu Patalya Tesislerinin gizli toplantıların yapıldığı yer olamayacağına ilişkin görüşlerini kamuoyuna açıkladığını,

25.11.2008 tarihinde saat:20.18 sıralarında Şüpheli ile Osman Nahit D.'nin yapmış olduğu görüşmede özetle; Şüphelinin "Bak bu bugün yine o mecliste çok onur kırıcı şey oldu o onu mutlak o milletvekillerine sor bak milli eğitim komisyonunda şey Milli Savunma Komisyonunda vay işte askerlerin harcamaları bilmem nemi oluyor falan falan böyle bir takım saçma sapan şeyler" dediği, Osman'ın "Evet" dediği, Şüphelinin "Çok ağır bir şekilde onları yani çok ağır bir şekilde eleştir ve şunu sor deki acaba siz sayın milletvekilleri Avrupa'ya gidip ordaki ülkelerin meclislerinde böyle bir şey sorabilir misiniz? Tamam, mı?" dediği, Osman'ın "Tabi tabi tabi onu soracam hocam onu soracam onu soracam" dediği, Şüphelinin "Ve çok ağır bir şekilde deki bu bu tip davranışı ülkemizin prestiji yönünden zedeleyici olarak buluyoruz ve bu bunu kabul etmiyoruz ve protesto ediyoruz böyle bir davranışı böyle bir davranış böyle bir sonra bu, bu nerden bu cesaret bu güç nasıl oluyor sonra o hazretin Çankaya'da oturan hazretin o Hakkari ile ilgili Hakkari heyetinde söyledikleri bir garabet hakkaten" dediği, Osman'ın "Hocam o bir rezalet yani o onu başlı başına bir program yapmak lazım" dediği şeklindeki görüşme ile ilgili olarak; Avrupa Birliğinin temsilcilerinin meclise gelip bütçe komisyonunda TSK'nm bütçelerini sorgulamalarından dolayı duyduğu rahatsızlıktan dolayı söylediği sözler olduğunu,

Tanık Recai BİRGÜN 29.04.2009 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığımızda vermiş olduğu ifadesinde özetle; Kendisinin BÜLENT EÇEVİT 'in koruma müdürü olduğu dönemde Ecevitin Koalisyon Hükümetinde başbakanlık görevinde bulunduğunu, 04.04.2002 tarihinde bir rahatsızlık geçirdiğini, Tedavisi için Başkent Hastanesine gittiklerini ve bir günlük tahlil ve tedavi sonucu eve geri geldiklerini, evde 3 gün sonra birden sırtında bir acı hissettiğini ve tekrar Başkent Hastanesine gittiklerinde kaburgasında kırık olduğunun söylendiğini ve 11 gün kadar hastanede kaldığını, kaburga kırığı için yapılacak bir şey olmadığını kendiliğinden iyileşeceğini söylediklerini, ayrıca bacaklarında tranbofolit rahatsızlığının olduğunun söylendiği, 11 günün sonunda tedavisinin evde yapılması için hastaneden ayrıldıklarını,

İlk gittikleri gün kendisine ilerlemiş yaşına rağmen hastanede bir çok tetkik ve tahlil yapıldığını, Orada hastanedeki görevlilerden bazılarının kendisine, 20 yaşındaki genç birine dahi bir günde bu kadar tahlil yapılmaz dediklerini, Bülent ECEVÎTin hastanede gerçekten ciddi bir şekilde yorulmuş olduğunu, ayakta duracak halinin de bulunmadığını, hastaneden çıkarken Bülent ECEVÎT'e gazetecilerin dışarıda olduğunu söylediklerini ve kendisine yorgun olduğunu ve herhangi bir açıklama yapmaması gerektiğini ısrarla söylememize rağmen o sırada MEHMET HABERAL'in mutlaka birkaç kelime söylemesi gerektiğini söylediği, kendilerinin kapının önüne çıktıklarında bütün gazetecilerin orada olduklarını ve Başkent Üniversitesi'ne ait kürsünün dahi hazırlanmış olduğunu, O sırada Bülent ECEVIT'in kürsüde konuşma yapmak istediğinde konuşamadığını, boğazının düğümlendiğini, hatta MEHMET HABERAL 'in ismini dahi söyleyemediğini, daha sonra konuşma yapmadan gittiğini, MEHMET HABERAL 'a niye böyle oldu diye sorduğunda, biz beyefendiye endoskopi yaptık ve boğazını da uyuşturduk, bunun için konuşamamış olabilir demesi üzerine kendisinin de madem böyle bir durum vardı neden konuşmasına izin verip birkaç kelime söylemesini istediniz diye söylediğini, Mehmet HABERAL'in da neyse olur böyle şeyler dediğini, kendisinin de o zamanlar bunun normal bir şey olduğunu düşündüğü,

Eve geldikten 2-3 gün sonra Bülent ECEVIT'in evde dengesini kaybedip sırtını koltuğa vurmuş olduğunu, bir iki günde sırt acısı ile durduğunu kendisine söylediğinde hemen hastaneye götürelim dediğini daha sonra sırtında kaburga kırığı olduğunun söylendiği ve 11 gün hastanede kaldığı, hastaneden eve geldiğinde tekrar bir sırtında yanma hissedince geri hastaneye götürdüklerini, burada kendilerine omurgasının çöktüğünü ve Bunun çok sıkıntılı bir şey olduğunu söyledikleri, buna rağmen kendisinin tedavinin evde yapılmasında ısrar ettiği, tedavi sırasında doktorların kesinlikle yataktan kalkmaması, tuvalete dahi gitmemesi gerektiğini söyledikleri bu arada Bülent ECEVIT'in evin içinde bütün gün normal bir insan gibi ihtiyaçlarını gidermesine rağmen, doktorlara saygısından ötürü doktorlar geldiğinde yatakta kıpırdamadan yattığını, zamanla kendisinin hastalığının Türkiye 'nin ekonomisinin sipeküle edilmesine, borsanın düşmesine sebep olarak gösterilmeye başlayınca Bülent ECEVIT'in bu durumdan ciddi bir şekilde rahatsız olduğu ve basın açıklaması yapmak için ısrar ettiği, doktorların çok büyük baskılarına rağmen bu kararından vazgeçmediğini, kendisine söylenen aman tepişirsen omurgaya baskı olur felç olabilirsin denmesine rağmen "bu ülkeye benim bir can borcum var canımı da veririm " diyerek nasıl açıklama yapacağını doktorlardan öğrendiğini, en sonunda çok kalın, kaba ve uzaktan fark edilebilecek bir korse kendisine giydirilerek basının karşısına çıkıp bazı açıklamalar yaptığını, daha sonra evinde tedaviye devam ettiği, bir ara tekrar bu tür olumsuz haberler çıkınca kendisinin Bakanlar Kuruluna katılmak için ısrar ettiği, ancak yine doktorların kesinlikle yataktan kalkmamasını, felç olabileceğini söyledikleri, Kendisinin çok ısrar etmesine rağmen doktorların Bakanlar Kuruluna katılmasını engelledikleri ve medyada o tarihlerde yine Bakanlar Kuruluna katılamadı şeklinde devlet yönetiminde otorite zafiyeti olarak haberler yapıldığını, her gün doktorların gelip aynı kontrolleri yapıp, "aman ha hareket etmişsiniz " diyerek durum tehlikeli diyerek Bakanlar Kuruluna katılmasına engel oldukları,

Daha sonraki dönemde gelip düzeliyorsunuz, iyi gidiyorsunuz şeklinde her gün aynı tür kontrolleri yaptıkları, Bu durumun yaklaşık 3 ay sürdüğünü, Kendilerinin Bülent ECEVIT'in evde gündüz herhangi bir rahatsızlığı ve hastalığı olmadığını gördükleri halde, doktorların ısrarla kendisinin çok hastalığı varmış gibi davrandıkları,

Daha sonraki dönemlerde Mayıs 2002 tarihindeki MGK toplantılarına Bülent ECEVİT'in katılmak istediği, toplantıdan bir gün önce doktorların yarın katılabileceğini ancak yine de sabah bir kontrol etmeleri gerektiğini söyledikleri, MGK toplantısının 9.30'da başladığını, Bülent ECEVÎT'in doktorlarının da aynı saatte geldiklerini, Bülent ECEVÎT'in Cumhurbaşkanı ile görüşüp ilk defa MGK toplantısını saat 10:30'a aldırdığım, doktorların geldiğinde yine omurganın baskı yaptığını, kesinlikle katılmaması gerektiğini söyleyince medyada yine katılamadı şeklinde taciz edici ve devlet yönetiminde zafiyet varmış gibi haberlerin yapıldığını, son olarak aynı tarihlerde Kıbrıs Zirvesinin olduğunu, Bülent ECEVÎT'in bu zirveye önem verdiği için çok katılmak istediğini ancak yine zirve öncesi doktorların katılabileceğini söylemelerine rağmen, sabah kontrolünde katılamayacağını söylediklerinden katılamadığını, doktorların bu söylediklerine rağmen Bülent ECEVÎT'in normal olarak evin içinde günlük ihtiyaçlarını giderebilecek kadar da sağlık durumunun iyi olduğunu,

Bu durumun devam etmesi üzerine kendisinin Rahşan ECEVÎT ile bu konuyu görüştüklerini ve Rahşan ECEVİT'e, bir ortopedist arkadaşının olduğunu, onu çağırıp bir kontrol ettirelim dediğini, bu konuyu Bülent ECEVİT'e açtıklarını, onun da uygun görmesi üzerine benim arkadaşım olan, alanında çok iyi olan ortopedist doktor arkadaşı MÜCAHİT PEHLİVAN'ı gizli olarak eve getirdiklerini, çünkü sürekli evin önünde gazetecilerin durduğunu ve kimin eve girip çıktığım takip ettiklerini, arkadaşı olan MÜCAHİT PEHLÎVAN'ın Türkiye 'de kıkırdak naklini ilk yapan doktorlardan biri olması sebebi ile bu konunun da uzmanı olduğunu, kendisi muayene ettikten sonra herhangi bir hastalığının olmadığını, omurga çökmesinin iyileştiğini söylediği, kendisinin de doctor arkadaşına muayene ettiği kişinin Başbakan olduğunu, lafla bu tür şeylerin söylenip ileride herhangi bir sıkıntı olduğunda ciddi bir sipekülasyona yol açacağını söylemesi üzerine gece gizlice bir özel hastanenin seyyar röntgen cihazlarını alıp eve getirdiğini, kendisinin film çektiği ve orada da aynı şekilde hastalığın tamamen iyileştiğini, hiçbir sıkıntı olmayacağını, ama yinede hareketlerine dikkat etmesinin gerektiğini, kendisine ince, kibar ve ufak bir korse takmasını söylediğini, bu olaydan sonra Başkent Üniversitesi Hastanesi doktorlarının kontrol süresini 3 günde bire indirdiklerini, Bu arada Bülent ECEVİT'in ara ara dışarı çıkmaya başladığını, dışarı çıktığı zamanlarda doktorların sürekli kendisini arayıp niye çıkarıyorsunuz, bir şey olursa sorumluluğu kim alacak şeklinde yoğun baskı oluşturduklarını, doktorlardan ismini hatırladığı kadarıyla TURGUT ZİLELİ ve MEHMET HABERAL 'in olduğunu, MEHMET HABERAL 'in ara sıra geldiğini, Hastane başhekimi olduğu için son sözü sürekli MEHMET HABERAL 'in söylediği, Doktorların muayene bulgularını MEHMET HABERAL 'a ilettikleri, O da yine telefon açıp aman çıkmayın, etmeyin şeklinde Bülent ECEVİT'e baskı yaptıklarını, hatta o tarihlerde hastane önünde bekleyen medya mensuplarına, Mehmet HABERAL'in Başhekim Yardımcısı olan Bayan doktorunun şu da var bu da var diye gazetecilere bilgi verdiklerini, gazetecilere bunları yazmalarını söylediklerini kendisine bizzat gazetecilerin söylediklerini, Hatta EMİN ÇÖLAŞAN'ın Başbakanın evinde iyi bakılmadığını, vücudundaki siyah lekelerin yıkanmaması nedeni ile oluştuğunu yazdığı ve bu konunun o dönemlerde gazete manşetlerinde yer aldığını, MEHMET HABERAL 'ı aradığında kendisinin haberi yazan EMİN ÇÖLAŞAN'a karşı ağır laflar söyleyerek bunlara aldırış etmemeleri gerektiğini söylediği, hatta gereğini yapacağını söylemesine rağmen herhangi bir şey yapmadığını, daha sonra hastane önündeki gazeteciler ile yaptığı görüşmelerde bu tür haberlerin bizzat hastane tarafından kendilerine aktarıldığı, kendilerine bu tür uygunsuz haberleri merkeze iletmeyin, yazmalarına engel olunca doğrudan haberleri merkeze, merkezden kendi tanıdıkları yazarlara bu tür bilgileri sızdırıp yayınlamasını sağladıklarını kendisine gazetecilerin söylediğini, o tarihlerdeki gazete yazıları, manşetlere bakıldığında organize ve planlı bir şekilde bu konunun medyada abartılıp baskı unsuru olarak kullanıldığının çok açıkça anlaşıldığını,

Daha sonra kendilerinin tedaviyi kestikten bir süre sonra son olarak hastanede tetkik yapılması gerektiği söylendiği, gitmeye hazırlanırlarken parti yetkililerinden kendilerine sakın gitmeyin Bülent ECEVİT'e iş göremez raporu verilecek şeklinde bilgiler gelince, gitmekten vazgeçtiklerini, daha sonra MÜCAHİT PEHLİVAN'ın doktor olarak Bülent ECEVİT'in bütün tedavisini üstlendiğini, Bülent ECEVİT'in Başkent Üniversitesi ile bütün ilişkilerini kestikten sonra normal hayatına geçtiği ve görevine başladığı,

Daha sonra medyada sürekli ECEVÎT'in hasta olduğu, devleti yönetemeyeceği şeklinde yoğun propaganda amaçlı haberler çıktığını, hatta Ecevitsiz ve MHP'siz hükümet formüllerinin konuşulduğunu, Bülent ECEVİT evinde istirahatten iken o dönem ekonomiden sorumlu devlet bakanı olan KEMAL DERVİŞ'in 13 gün ortadan kaybolduğunu, başbakan dahil kendisinden kimsenin haber alamadığını, nerede olduğunun, ne yaptığının bu gün dahi hala sır olduğunu, O dönemlerde Amerika'nın Türkiye üzerinden Irak'a müdahale edilmesine dair yoğun bir baskı olduğunu, Başbakanın bu müdahaleye karşı çıktığı için kendisine karşı hükümetin değiştirilmesi gibi bir çok formüller gündeme getirildiğini, hatta Amerika'da Bush ile yaptığı görüşme sonrası 'Amerika'nın niyeti Saddam'ın kellesini almak, ama biz Amerika'nın Irak'ı işkaline karşıyız" şeklinde açıklama yaptığını hatırladığını, o günlerde 1,5 saatlik görüşmelerinde 3 kelime sürçü lisan etmiş ise bir çok medya organlarının bu görüntüleri sürekli verip Başbakanın vazife göremez olduğu iddialarını sürdürdüklerini, aynı tarihlerde TANSU ÇİLLER'in, Amerika Irak'ı işkal edecek bende başbakan olacağım şeklinde televizyonlara açıklama yaptığını, CENGİZ ÇANDAR 'in da 30 Kasım 2001 tarihinde "eğer bir gün Amerika Irak' ı işkal edecek olursa, o gün BÜLENT ECEVİT Başbakan olarak bırakılmayacak" şeklinde yazı yazdığını, daha sonra da Başbakanın hastalığı iyileşmiş olduğu halde sürekli devletin çok önemli işleri için görevi yapmasına tıbbi olarak önlemeye çalıştıklarına yönelik şüphelerinin yoğunlaştığını,

Daha sonra BÜLENT ECEVİT, Başbakanlığı bırakmamakta ısrarlı bir tutum sergileyince ECEVİT'siz ve MHP'siz koalisyon hükümeti şartları da oluşturulamayınca o dönem itibariyle mecliste çoğunluğu elinde bulunduran DSP'nin (Demokratik Sol Parti) meclisteki grubunun çeşitli oyunlarla ikiye bölündüğü ve yeni bir oluşuma gidildidiği, bu oluşumun başında da KEMAL DERVİŞ, İSMAİL CEM ve HÜSAMETTİN ÖZKAN isimli şahısların önde yer aldıkları, hem parti içinde hem hükümet içinde çok ciddi bir zafiyet ortamı oluşturulduğu, nasıl oldu ise birden KEMAL DERVİŞ'in kurulma aşamasında olan YTP ( Yeni Türkiye Partisi) 'den istifa edip CHP' ye geçtiğini, herkesin bu duruma şaşırdığını, Bu süreçte DSP 'den istifa edip YTP adı altında bir oluşum kurulurken CHP 'ye geçmesinin kendilerindeki soru işaretlerini daha da kuvvetlendirdiğini,

Kendisinin o tarihlerde sadece koruma müdürü olduğunu, Başbakana yakın olunca bazı şeyleri ister istemez öğrendiğini ve her olaya güvenlikçi olarak yaklaştığı için olayları o tarihlerde fark ettiğini, Başbakanın makam aracına da bizzat kendisinin bindiğini, o tarihlerde kendisine askerlerin de "Çekil" baskısı yaptığı yönünde MURAT YETKİN'in yazısı çıkınca Başbakanın da olayı doğruladığı, ancak isim vermediğini,

Sonraki süreçte bildiği kadarı ile MHP Genel Başkanına, şu anda DSP ikiye bölündü mecliste ikinci parti sen görünüyorsun, bu şekilde hükümeti boz, biz Ecevitsiz bir hükümet formülü gündeme getirip seni başbakan yapacağız dediklerini, ancak DEVLET BAHÇELİ'nin bu formüle sıcak bakmadığını, çünkü mecliste tek başına hükümet kuramayacağını bildiğini, daha sonra kendilerine gelen bilgilere göre DEVLET BAHÇELİ'ye "eğer hükümetten çekilmezsen DSP'ye yapılan operasyon senin partine de yapılıp, partin ikiye bölünecek" diye tehdit ve baskı gelince o tarihte Ecevit 'in bilgisi olmaksızın koalisyon hükümetinden ayrı olarak erken seçim kararı aldığını ilan ettiği ve seçim kararı alınmaz ise hükümetten çekileceğini belirttiğini, o tarihlerde Başbakanın bu dönemde seçime gitmenin intihar olduğunu söylediği, ancak kesin kararlı olunca 3 Kasım 'da seçim yapılmak üzere seçim kararı alındığını, seçime bir ay kala bu işleri organize eden kişi ve grupların seçimlerde düşündükleri sonucu elde edemeyeceğini ve kurdukları yeni oluşum ve partilerin başarılı olamayacaklarını düşünüp, meclis tatil olmasına rağmen meclisi olağan üstü topladıklarını ve seçim kararını iptal ettirmek istediklerini, o zaman da BÜLENT ECEVİT’in mutlaka seçimin yapılması gerektiğini, alınmış karardan dönmenin kendilerine yaldşmayacağını ve Türkiye 'ye yarar sağlamayacağını söyleyerek kendisi ve partisi adına seçimin yapılması gerektiğini söyleyerek bu seçimin ertelenmesi girişimini de önlemiş olduğunu,

Kendisi ile bu konularda yaptığı sohbetlerde başından geçen bunca olaya rağmen nezaketinden ötürü doktorları açık açık suçlamayacağını, ancak yapılan bu olayların planlanan senaryoların Türk siyasi tarihinde mutlaka incelenip aydınlığa kavuşacağını ve incelenmesi gerektiğini de Başbakanın kendisine ifade ettiğini, çünkü daha sonra Başbakan da bu yapılanların kendi sağlığı ile alakalı olmadığını, tamamen kendisini hükümetten uzaklaştırmaya yönelik olduğuna inanmaya başladığını,

2004 yıllarında emekli MGK Genel Sekreteri TUNCER KILIÇ Paşa 'nın Oran 'daki konuta gelip bizzat kendilerinin temiz, sağdan ve soldan oy alabilecek bir partiye ihtiyaç duyduklarını, askerler olarak DSP'nin yönetiminin kendilerinin oluşturduğu bir gruba devredilmesini istediklerini,

DSP'nin sağdan ve soldan oy alma potansiyeline sahip bir parti olduğunu söyledikleri, kendisinin evdeki görüşmelerde genellikle konuşanları duyabilecek bir mesafede beklediğini, çünkü daha sonra Başbakan ile kritik yaptıklarını, konuşulan konulan aralarında müzakere ettiklerini, Başbakanın Tuncer KILINÇ'a, siyaset yapmak isteyenin partilere gelip üye olabileceğini, prosedüre göre delegeler tarafından seçildiği takdirde yönetimde görev alabileceğini kibarca anlattığını, daha sonra Tuncer KILINÇ'ın oradan ayrıldığını, Tuncer KILINÇ 'in herhangi bir isim vermediğini, ancak kendi arkadaşlarının olduğunu, bu kişilerin yönetime gelmesi halinde başarılı olacağını ve iktidara gelebileceğini söylediği,

Başbakanın hastalık dönemi ile alakalı tıbbi boyutu bilemeyeceğini, ancak kendi yaşadığı ve gördüğü kadarı ile doktorların anlattığı kadar ağır bir hastalığının olmadığını, tedavi kesilince çok kısa sürede iyileşen dünyadaki ender kişilerden biri olduğunu, bu konudaki beyanları sebebi ile MEHMET HABERAL ve 13 doktorun kendisi hakkında ceza ve tazminat davaları açtıklarını, tazminat davalarının halen devam ettiğini, ayrıca anlattığı olayları doğrulayacak haberlerin 2001-2002 yıllarındaki gazetelerden anlaşılabileceğini,

Şüpheli MEHMET HABERAL'ın ifadesinde, kendisinin 2000 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bizzat ECEVÎT tarafından Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterildiği hususunu kendisinin duymadığını, hatta bu konuyu Rahşan ECEVİT'e sorduğunda böyle bir şey olmadığını kendisine ilettiğini, ancak o tarihlerde bu tür haberlerin çıktığını,

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin Soruşturma No:2008/1756 ve Teknik Takip No:2008/1005 sayılı kararına istinaden Mustafa Ali BAYBAY'a ait Casper marka dizüstü bilgisayar içerisinden çıkan WESTERN DIGITAL marka WMAM9EF31256 seri nolu hard disk üzerinde yapılan incelemeden elde edilen "GUNOY.TXT" isimli Metin Dosyasında özetle; 2003-2004 yıllarındaki AKP hakkında ve o an görevde olan Generallerin tavır ve düşünceleriyle ilgili T.S.K. bünyesinde görüştüğü bir şahıs ile birlikte yorumlamaların yapıldığı ve son paragrafta ise; "..Biz şundan eminiz; 57. nin başının düşmesi özel bir planlamaydı. Başındaki Irak'a saldırıya hayır dediği için mi değiştirmek, bitirmek istediler diye düşünüyoruz. Ama özel olarak parçalandığını düşünüyoruz bir önemli durum daha var." ibarelerinin yer aldığı, Bahsi geçen "özel planlama" o dönemlerde Başbakanın Başkent Üniversitesinde rahatsızlığından dolayı yattığı zaman zarfı olabilir mi? şeklindeki soruya vermiş olduğu cevapta; yukarıda anlattığı süreçte burada bahsi geçen konuda benzerlik gösterdiğini, demekki kendi algıladığı şeylerin aynı dönemde devletin üst düzey görevlileri tarafından gazetecilere deklere edildiğini belirtmiştir.

İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin Soruşturma No:2007/1536 sayılı kararına istinaden Hikmet ÇİÇEK' e ait MY marka, seri numarası bulunmayan flash bellek üzerinde yapılan incelemeden elde edilen "Ecevitin oldum" isimli metin belgesinde özetle; Mehmet Emin KARAMEHMET'e ait olan PAMUKBANK'a BDDK'nın el koymasının perde arkasını ve ilişkilerini anlatan Jandarma tarafından yapıldığı iddia edilen dinlemelere ilişkin tapeleri içeren soruşturma kapsamında tutuklanan Habib Ümit SAYIN tarafından Mehmet PERİNÇEK'e 14 Haziran 2004 tarihinde gönderilen konusunun "Ecevitin öldürülme kararı ve round table toplantıları" mail olduğu ve mail içeriğinde; 18.06.2002 günü BDDK Başkan Yardımcısı Ali V. ve Cıtıbank Baş Danışman Yardımcısı Mr A. arasında geçen görüşmede ;

"Mr.A.: Konuştuğumuz olay bir Ülkenin tekrar yapılanmasıdır. Ve bu holding başımıza ileride bela olabilecek kadar büyüdü ve iştah kabartır hale geldi.. Temsilcisi olduğum insanlar durumdan rahatsız. Dolayısıyla muhtemel ve beklenen bir ölümden* sonar her şeyin konuştuğumuz gibi olması gerekmektedir. Bu arada ortaya çıkacak sinerjiyi çabuk ve dikkatli olarak boşaltmamız gerekir.

A.V.: Biliyorum efendim." Şeklinde görüşmenin geçtiği ve görüşme sonunda da Notlar başlığında

"Notlar: *) "Beklenen ölüm"den kasıt, Bülent Ecevit'in Sa t Mehmet Haberal'm 'Başkent Hastanesi' ne gitmesiyle başlayan 'tedavi süreci' neticesinde hesap edilmiş bir ölüm. Yanı, Ecevıt'm 'tedavi ile öldürülmesi'. Ecevit gibi Kısınger'ın 'rahle-I tedrısatı'ndan geçmiş bir adamın dahi öldürülmesi söz konusu ise eğer, Mr. Anderson'un 'temsilcisi olduğu şahısların' nezdinde, kendilerinden ve gayelerinden başka korunacak insan olmadığı anlaşılır." İbareleri ile ilgili bilgisi sorulduğunda, bu konu ile alakalı o dönemlerde Başbakanlık'ta görevli üst düzey bir yetkilinin Pamuk Bank'a BDDK'nın el koyması ve konunun hızlandırılması ile alakalı bir talimat yazısı getirdiğini, fakat Başbakanın kendisine bağlı olmayan ve özerk olan bu kuruma kendisinin talimat verme yetkisi olmadığını, ayrıca yazıyı getiren şahsa da "Bana böyle bir yazıyı nasıl getirirsiniz" şeklindeki sitemini hatırladığını, ayrıca o dönemlerde MEHMET EMİN KARAMEMET'in sürekli Başbakan Bülent ECEVlT'e ulaşmaya çalıştığını fakat bir şekilde görüşemediğini, en son bir şekilde kendisine ulaşıp, görüşmek istediğini bildirdiğini, kendisinin de bu durumu Başbakana arz ettiğini ve Başbakanlık konutunda yaklaşık 1 saati aşkın süre özel olarak görüştüklerini,

Aynı belgede 18.06.2002 günü bir kurumun Başkan Yardımcısı Ali V. ve M.Y.arasmda geçen görüşmede;

M.Y.: ÖLMEDİ Kİ PEZEVENK* YAV A.V.: Haklısınız efendim.

Şeklinde görüşmenin geçtiği ve görüşme sonunda da Notlar başlığında "Notlar: *) Bülent ECEVİT Başbakan" İbarelerinin yer aldığı anlaşılmıştır. Konu ile ilgili bilgisi sorulduğunda, bu konuyu yukarıda anlattığını, BDDK'nın Pamukbank'a el koyması yönünde Başbakanın bizzat BDDK'ya baskı yapıp, yazılı talimat vermesinin istendiğini, Başbakanın böyle bir yetkisi olmadığını söylediğini ve çok kızdığını, hatta yazının bir şekilde yazılmış ve kendisine imzaya sunulmuş olduğunu ancak yazıyı okuduğunu, çok sinirlendiğini ve imzalamadığını, Adil Serdar SAÇAN'dan elde edilen (6) sayfalık "Bülent Ecevit" başlıklı biyografik metin belgesi hakkında bilgisi sorulduğunda; "ADİL SERDAR 'dan elde edilen dokümanı okuduğu, bu tür yazıların gerçekle alakası olmadığı, ancak o tarihlerde Başbakanlık görevinden indirmek için kendilerine yakın gördükleri çevrelerin desteğini almak amacı ile psikolojik savaş taktiği olarak hazırlayıp belli yerlere bu asılsız belgelerin verildiğini düşündüğü, çünkü Başbakan aleyhine kendisi halk tarafından sevilmesi sebebi ile kamuoyu oluşturmak için uydurulduğunu düşündüğünü,

Kendisinin Ergenekon 'un siyasi partileri bölüp yönetme girişimlerini iddianamelerde açıklanan belgelerden sonra daha iyi anladığını, o tarihlerde gizli bir organizasyon olduğunu fark ettiğini, ancak işin boyutlarını tam olarak çözemediklerini, Ergenekon 'a ait olduğu iddia edilen belgeler basına yansıyınca bu konuda geçmişte yaşadığı şüphelerde ve korkularda haklı olduğunu bugün daha net anladığı için ve Türk siyasi tarihinde daha önce görülmedik bir şekilde başbakanın görevini yapmaması için her türlü psikolojik baskı ve entrikanın uygulandığını fark ettiğini, araştırıldığında bu şüphelerinde haklı çıktığının anlaşılacağını" beyan etmiştir.

Şüpheli Yalçın KÜÇÜK' bilgısayaımda bulunan Dördüncü Bölüm Saralı Ülke isimli belgede "Öyle sanıyorum, Recep Erdoğan ı derhal Haberal'a götürmek gerekiyor, Ecevit misali hastaneden kaçmaması için de, Aytaç Paşa 'nın jandarmalarından ikisini, kapıya dikmek yerindedir. Bilemem, iş doktorluktur ve İrdogan için "çalışamazlık" raporu almak mümkündür. Memleketin ali menfeatları bu noktadadır. Bu işte bir dalalet görünmektedir.

Bu son kriz budur, Gül gibi bir Gül ile Çiçek gibi bir Çiçek'i ezmiştir. Deniz Baykal'a gittiler, gün doğdu, hep birlikte zina 'nın önüne geçtiler; ama, Erdoğan, hem Gül 'ü ve hem de Çiçek'i "çiziverdi"; herhalde dalalet aramak zorundayız.

Muhtemelen, Brüksel'de komisyonlardaki ara kağıtların birinde "alınamaz" yazılmıştır ve bunu duymuştur, kulağına kar suyu kaçmış ve beyninde patlamalara yol açmıştır. Haberal 'a sevketmekyerindedir. Benim görebildiğim meselelerden birisi budur.

Murat Yetkin'in yazısı da bu yöndedir. Kriz geçti, vazolar kırıldı, "ama tamiri mümkündür " diyordu. Ertuğrul açıkça "meditasyon " demektedir. Demek ki Yetkin ve Özkök de benzer teşhisteler. Her ikisi de, her ne ise, kafadaki o patlamayı atlatmış olmanın nekahatı içindeler; Yahya Kemal, /his var mı bu alemde nekahat gibi tatlı/ gönlüm bu sevincin helecanıyla kanatlı/ diyordu ve aynen öyledirler. Şimdi "AB 'nin dahi tepkisini çeken böyle bir girişime neden" yol açtı diyorsunuz; bilememiştir. O anda ölçüyü bilememiştir, kaçırmıştır, kaçırırlar; bu yüzden Murat Yetkin ve Ertuğrul Özkök merhametle yaklaşıyorlar. Her ikisi de sonra "kriz geçti" deyip rahatlamışlar; doğrusu her ikisinin rahatlığı beni de rahatlatıyor. Anlamaya çalışıyorum, bu AB galiba bizi almıyor, demişler, kafasının frenleri patlamıştır, öyle oluyor; ancak öyle mi değil mi, Haberal 'a sormak yerindedir. Haberal 'a gitmişken bir de tedbir en, "iş göremez" rapor almak isabetlidir. Yıllar önce Sultanahmet Mapusu'nda birlikte yattığım Karadenizli bir mafya liderinden duymuştum, Laz telaşla gelmiş, " nedir demiş, simpati nedir ", çok telaşlı imiş, diğeri önemli olmadığını söylemiş, "köti değil uşağım " cevap budur. Ha öyle mi, "ne var, ne oldu " deyince, "birisi bana sana simpatim var, didi de " demiş; iyi iyi, kötü değil, "peki sen ne yaptın " sorusu arkasından gelmiş, cevap şudur; "bilemedim, tedbir en oldirdim oni". Bu nedenle ben hapislerde öğrendim, tedbiri elden bırakmamak iyidir, Haberal'a götürmüşken, bir "iş göremezlik" raporu mutlaka almak yerindedir. Haberal, bu kez elinden kaçırmaz, "öyle düşünüyorum". İbarelerinin yer aldığı,

Yine Şüpheliden ele geçirilen Aydın Bildirgesi- Nesin isimli belge içeriğinde;

Hüsnü Göksel, cenazesi Missouri Savaş Gemisi ile getirilen, bunu, Missuori 'nin Yeşilköy açıklarında görünmesini, Amerika Birleşik Devletler 'in Türkiye 'de hegoman olmasının başlangıcı sayıyoruz, Washington eski Sefiri Münür Ertegün 'ün kızı, Ahmet Ertegün 'ün de kız kardeşi, Selma Hanım ile evliydi; o zamanda mutena semt sayılan Çankaya'da ve Çankaya Köşkü'ne yürüyüş mesafesindeki evini, tümüyle, açmıştı ve önemli toplantılarımızı burada yapıyorduk ve zaman zaman şaka yollu "Örgüt Evi" diyorduk. Tam desteği vardı, her imkanını seferber ediyordu, Doktor Mehmet Haberal, Hüsnü Gökselin doçentiydi, sonradan "Başkent Üniversitesi" olan yanık hastanesinin sahibiydi ve Profesör Göksel, Hacettepe'de görevli olmakla birlikte ameliyatlarını yanık hastanesinde yapıyordu. Haberal 'in (O zaman Doçent Haberal, aydın yazısını imzalamaktan kaçındı, not etme gereğini duyuyorum.) tofaş marka bir station-yvagonu vardı, "örgüt" işleri için kullanıyorduk; Göksel sayesindedir. Hüsnü Bey, hem tam destek sağlıyordu ve hem de pek çok güçlüğü çözüyordu; sevgiyle hatırlıyorum.

Eylemlerinin ürünü olarak görüyordum ve tipolojiler çiziyordum, o sıralarda benim adım, herkesi toplayabilmek için, "yetersiz" idi, benim üslubum, böyle durumlarda "yeterli" olanı bulmaktı; Aziz Nesin başımızdaydı ve ben yardımcısı olmuştum. Bu arada "Aydın Tezleri " için Aziz Nesin 'i de incelemiştim, monumental Marko Paşa bir yana, Sabahattin Ali ve Rıfat İlgaz ile birliktedir, en büyük eyleminin "engellediler " olduğunu tespit etmiştim. Sonuçlandıramadığı pek çok işi vardı ve pek çoğu bir şekilde engelleniyordu. Ben, bu çok onurlu işimizin de engellenmesinden korkuyordum. Tetikte idim, zaman zaman bir melek ve zaman zaman bir "çavuş " oluyordum. "Çavuş ", savaştan kaçanları yakalayan adamdır; bu tip 'i de çıkarmıştım. Bir çavuştum.

Hüsnü Bey'in yarım dubleks evindebüyük toplantılar yapıyorduk, büyük hocalarım, büyük bakanlarımız vardı ve Selma Hanım uzakta oturuyordu, ben ayakları melek ve kolları çavuş hep hazırdım. Önce Ankara ve İstanbulda basın toplantıları ile açıklama kararı alınmış ve sonra taliban vaz geçmişti, işte bu sırada, ak "cumhurbaşkanı" nezdinde müracat ile randevu fikri çıktı, Kenan Evren 'di ve bunu bir "kaçış " olarak değerlendirdim, böyle değerlendirdiğimi söylememek bir yana hissettirmedim, burada açıklamam için neden görmüyorum, en uygun ve nazik bir şekilde önledim. Çavuştum, daha doğrusu bu yolu da kapatmayı başardım; güzel, bekliyorum.

Son günlere yaklaştık ve ben melek-çavuş tetikteyim. Yarım dublekste büyük toplantı masasındayız, usuldendir, masanın başında Aziz Nesin oturmaktadır ve bir tarafında ben ve diğer tarafında Uğur var, karşı karşıyayız, oturma usulü budur. Aziz Nesin biraz geç geldi bir başkomutan havası vardı ve derhal "insan-korkaktır" tiradına başladı; harika idi, insanın ve kendisinin pek korkak olduğunu üstün bir romantizm ve şiirsellik ile oynuyordu. Sonra, sırayla, "ben korkağım-sen korkaksın " perdesi açıldı; galiba ben ve Uğur hariç, masa etrafındakiler hep sırayla korkak oldular. Tabii Aziz Bey, kendisinin çok korkak olduğunu söylediği için kimse rahatsız olmuyordu ve ben tetikte idim. Bekliyorum.

Düğüm çözüldü, en korkak olana, nihayet geldik, bu İlhan Selçuk idi; çok ağırdı ve çok uzun sürdü. İlhan, İstanbul'da basın toplantısı yaparak yazı 'yi açıklayacağını söylemişti ve şimdi yapmıyordu; Aziz Bey, bunu hem çok ağır sözcüklerle ifade ediyor ve hem de İlhan'ın korkaklığının izlerini bebekliğine kadar sürdürüyordu, bunun, Uğur Mumcu'ya hücum olduğundan hiç kuşku duymuyordum. "Engellenme" aşamasındaydık. Hücumlar sürdükçe ve dozajı yükseldikçe Uğur yerinde duramıyordu ve en sonunda patladı. Yanılmamıştım, "yazı" bombalanıyordu, "engelleme " eşiğindeydik

Yazdıklarımla mı yaşıyorum, yaşadıklarımı yazıyorum ve bilmiyorum. Yazdıklarım arasına, "21 Yaşında Çocuk" da var ve bildiğim için mi öyle yazdım ya da yazdığım için mi biliyorum. Bunu da bilemiyorum.

Bu "Çocuk", 21 yaşında İkinci Mehmet'ten söz ediyorum, büyük veziri Çandarlı Halil Paşa'nın ne yaptığını biliyordu ve İstanbul'un fethine kadar hem bilmiyor görünüyor ve hem de telafi edici adımlar atıyordu. Ben mi, zaman zaman "melek" ve zaman zaman "çavuş" oluyordum.

Ne mi oldu; sanki bütün bunları söyleyen bendim, Uğur, Aziz Bey 'i hiç bilmiyor ve hiç duymuyordu ve birden bire düşünülebilecek bütün hakaretleri üzerime yağdırdı ve en kibar sözcüğün "fare " olduğunu hatırlıyorum. Peki ben ne yaptım; öyle hatırlıyorum, her halde, kara tahta önünde öğretmeninin ağır sözlerini dinleyen dersini çalışmamış bir öğrenci misli gülümsüyordum, daha kaba bir sözcük kullanmam lazım ve kendi kendimi o hale düşürmek istemiyorum. Toplantımız böylece bitti ve aydınlar dilekçesi 'nin, benim tespit ettiğim yolla, Çankaya Köşkü'nün kapısına bırabildik. (Burada "çavuş" olabildim. Daha sonra, 2007yılında, bir "CumhuriyetBildirisi" düşündüm, değerli bir Hocamız'ı "başımızda" olmaya ikna edebildim, iki ay sürmüştü. Sonra pek çok aydınımız ve hocamız ile görüştüm, çok büyük heyecan vardı, ilerliyorduk. Ama bu değerli, Hocamız 'in çavuşu olamadım.

Heyecan duyan ve zaman ayıran aydın ve hocalarımdan özür diliyorum. Yaparız.) Çok büyük başarıdır.

Kenanist diktatoryadaydık.

Son gece tam bir kalkışma-karar toplantısındaydık. Telefonla yakınlarına veda edenlerimiz vardı. Güzel bir havadır.

Daha sonra dünyanın pek çok yerinde bizlere "yeni doğan aydın çocuklar" olarak baktılar. Belki jakobenler ile naradnik karışımı yeni bir hareketi başlıyordu. Ben öyle düşünmedim.

Bu aydın kalkışmamız romanesk'tir ve romanı yazılmayı beklemektedir. Şeklindeki notlardan Şüpheli Mehmet HABERAL'm diğer şüpheliler İlhan SELÇUK ve Yalçın KÜÇÜK'le aralarındaki örgütsel bağların çok eski tarihlerden beri devam ettiğini ortaya koymaktadır.

Şüpheli Mehmet HABERAL'm telefon irtibatları ile ilgili yapılan çalışmalar sonucunda,

1 Fatih HİLMİOĞLU 8

2 Halil Kemal GÜRÜZ 4

3 Ahmet Hurşit TOLON 11

4 Turhan ÇÖMEZ 1

5 Aydın GERGİN 5

6 Ufuk Mehmet BÜYÜKÇELEBİ 6

7 Sinan Aydın AYGÜN 14

8 Mehmet Şener ERUYGUR 3

9 Mustafa Ali BALBAY 2

10 Emin ŞİRİN 6

11 Adnan KILIÇASLAN 42

12 Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU 3

13 Rıza Ferit BERNAY 4

14 Erol MÜTERCİMLER 5 kez görüştüğü tespit edilmiştir.

e-Delilerin Ve Hukuki Durumunun Değerlendirilmesi,

değiştir

Şüpheli Mehmet HABERAL'm, Ergenekon silahlı terör örgütü üst düzey yapılanmasında görevli şüphelilerden, Mehmet Şener ERUYGUR, Doğu PERİNÇEK, Ahmet Hurşit TOLON, İlhan SELÇUK, Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU, Tuncay ÖZKAN, Mustafa ÖZBEK, Tuncer KILINÇ,

Örgütün medya yapılanması içerisinde bulunan, şüpheliler Mustafa Ali BALBAY, Güler KÖMÜRCÜ, Ergun POYRAZ' İsmail YILDIZ, Ercüment OVALI ile örgütsel irtibatlarının bulunduğu tespit edilmiştir.

Tape No:6218, 11.03.2008 günü Ahmet Hurşit TOLON ile Sinan AYGÜN arasındaki görüşmede özetle; Ahmet Hurşit TOLON'un "Saygıdeğer başkanım bu saatte rahatsız ettim özür dilerim müsait misiniz?" "Saygıdeğer başkanım biliyorsunuz burada olağanüstü birliktelik oluştu UPEK Ulusal Platformlar Güç Birliği birlikte gelmek istiyorlar ben üstlendim bunu kabul buyurursanız hem o gün zat alinizi hem de sayın HABERAL'ı ziyaret edeceğiz müsaitse programınız Perşembe günü" dediği,

Mehmet Şener ERUYGUR'un 13.02.2008 tarihinde Ali E./ Mümtaz S. ile yaptığı görüşmede özetle; Ali E.'in "Mümtaz hoca, Mümtaz hoca ondan sonra şey var bu Ulusal İşadamları Birliği" "Bir de Gökhan GÜNAYDIN" "Hani bu haftalık görüşme şeyimiz vardı ya" "Onu yapıyoruz" dediği, Mehmet Şener Eruygur'un "Benimde selamlarımı saygılarımı söyleyin" "O yarın 17'yle ilgili olarak HABERAL diyor ki" "Onu diyor pazartesiye alsanız diyor çünkü öğrenci yok dolduranlayız orayı diyor yoksa nakilde bir sorun yok diyor yarın sabahleyin bunu bir görüşüp de diğerleriyle yani onlar açısından bir sorun yoksa pazartesi alalım" dediği, Ali E.'m "Peki, peki" dediği ve telefonu Mümtaz S.'a verdiği, Mehmet Şener Eruygur'un "sayın hocam saygı sunuyorum"..."Allah kolaylık versin" "Efendim bu Pazar günkü çalışmayla ilgili olarak"..."Televizyon da Haberal diyor ki o gün öğrenci yok bir şey yok diyor bunu pazartesiye alsanız" dediği, Mümtaz S.'m "HABERAL mı diyor onu"..."Olur, olur ben varım zaten Pazar ters geliyordu bana ben katılırım pazartesiye alınırsa" dediği, Mehmet Şener Eruygur'un "Öyle mi tamam o zaman ben Ali hocaya söylerim onlar diğerleriyle görüşürler" dediği, Şeklindeki görüşme ile ilgili olarak; Atatürkçü Düşünce Derneği'nin kendisinden Başkent Üniversitesi Bağlıca Kampüsü'nde yapacakları bir panel ile ilgili yer talebinde bulunduğunu, bu paneli ayın 17. sinde yapmak istediklerini ancak ayın 17'sinin Pazar günü olduğunu söylediğini, ancak pazartesi onlara yer verebileceğini söylediğini, beyan etmesinden aralarında Ergenekon silahlı terör örgütü nün dezenformasyon faaliyetleri için yaptığı çalışmalara bilerek ve isteyerek katkı sağladığı, kendisine bağlı yerleri ADD'lerin kullanımına tahsis ettiği görülmüştür.

Yine şüphelinin aynı günlerde yurt dışına kaçan ve halen firari olarak aranan Şüpheli Bedrettin DALAN'la 09.01.2009 tarihinde yaptığı görüşmede özetle; Bedrettin DALAN'ın "Şimdi gelir gelmez havaalanından bizi bir şekilde tutuklayacaklar tabii iki damarımda tıkalı hakikatten benim gideyim şunun anjiyosunu yaptırayım gerekiyorsa stenti taktırayım öyle geleyim bugün..." dediği, Şüphelinin 'Tamam tamam çok geçmiş olsun nerdesiniz şimdi" dediği, Bedrettin DALAN'ın "Ben1 Miamideyim" dediği, Şüphelinin "Miamide nerdesiniz orada şimdi o Miami üniversitesinin translantasyonun başında bulunan Dr. Tizakis Andreas TIZAKIS benim çok yakın arkadaşımdır yani bilesiniz ki yani orada da ben ne gerekirse yaparım" dediği, Bedrettin DALAN'ın "O zaman bir zahmet onlara bir telefon açında Pazartesi, salı günü gideyim benim bir anjiyo" dediği, Şüphelinin "Tamam ben şimdi ona hemen ona şimdi telefon ediyorum ve email gönderiyorum" dediği şeklindeki görüşme ile ilgili olarak; bu görüşmeyi yaptığı tarihte de Bedrettin DALAN'm firari şüpheli olarak arandığını bilmediğini beyan etmiş ise de, görüşme içeriğinden Bedrettin DALAN'ın zaten firarda olduğunu kendisinin söylediği, firari Şüpheli Bedrettin DALAN'la irtibat halinde bulunduğu anlaşılmaktadır.

10.01.2009 tarihinde saat: 18.21' de Şüpheli ile Bedrettin DALAN görüşmesinde özetle; Bedrettin DALAN'ın "...vallaha hocam bana daha büyük bi istihbarat geldi söyleyeyim bu telefonumda dinleniyor istedikleri gibi dinlensin..."..."Seninki de dinlenir garanti" dediği, Şüphelinin "Ha tabi tabi ben biliyorum ha" dediği, Bedrettin DALAN'ın "Daha trajik bi istihbarat geldi istihbaratta şu bunlar şimdi böyle Atatürkçü, Laik, Cumhuriyetçi, Vatansever kişileri toplayacaklar daha fazla 11. ve 12. dalga gelecek ondan sonra da bunları bunları affediyoruz affediyoruz hikayesiyle genel bir af kanunu çıkaracaklar oh Bedrettin DALAN'ı affettik işte neydi şunu da affettik bunu da affettik yani vatanseverler ama onu affederken Apo da affonulmuş olacak yarıi" dediği, Şüphelinin "Hı olabilir o" dediği, Bedrettin DALAN'ın "Teröristlere biraz da bunun için bu operasyonlar yapılıyor diyorlar ve bunu ben yeni duydum bu Amerikada duydum" dediği, Şüphelinin "Yav şimdi burda tabi daha böyle bi takım uydurma kazılar yapılıyor kazılarda güya silah bulunuyor bilmem ne bir oyun bi rezalet ki iğrenç bi tablo" dediği Ergenekon soruşturmasından duyduğu endişe ve rahatsızlığı dile getirdiği görülmektedir.

08.01.2008 tarihinde 02.40 - 05.05 zaman diliminde Kemal ALEMDAROĞLU ile Erdoğan T. arasında Telefon görüşmesinden hareketle; Kemal ALEMDAROĞLU'nun devam eden davasını Mehmet HABERAL'ın takip ettiği ,şüphelinin, örgütün üst düzey sorumlularının işlerini Ankaradan takip edip yardımcı olduğu belirlenmiştir.

Ergenekon silahlı terör örgütü nün SARIKIZ isimli darbe planı kapsamında Jandarma Genel Komutanlığında, dönemin Jandarma Genel Komutanı Mehmet Şener ERUYGUR başkanlığında, Rektörlerle bir toplantı düzenlendiği, bu toplantıda mevcut hükümetin icraatları ve irtica ile ilgili konuların konuşulduğu, toplantı sırasında 15-20 Rektörün KUBİLAY olmaya hazır olduklarını söylediği ve 25 Ekim günü Rektörler ve öğretim görevlilerinin Anıtkabire gitmesinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. 19 Ekim 2003 günü yapıldığı anlaşılan bu toplantıda alınan karar gereği, 25 Ekim 2003 günü "Cumhuriyete Saygı Mitingi" adı altında toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlenmiş ve bu yürüyüşe, değişik illerden gelen rektörler, üniversite öğretim üyeleri, öğrenciler ve binlerce vatandaşın katılarak Anıtkabire yürüdükleri tespit edilmiş, bu toplantı ve gösteri yürüyüşü sırasında bazı üniversite öğrencilerinin "ORDU GÖREVE" pankartları taşıdığı, gösteriye diğer şahısların yanı sıra dosya sanıklarından dönemin İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU ve YÖK Başkanı Kemal GÜRÜZ'ün de katıldığı, Şüpheli Mehmet HABERAL'ın Cumhuriyete Saygı Mitingine bütün üniversite rektör ve akademiyeslerinin katılmasıyla birlikte Başkent Üniversitesi olarak katıldıklarını ve Anıtkabire saygı duruşunda bulunduklarını, sonra görevlerine döndüklerini, meydana gelen olayları medyadan basından öğrendiğini, Ordu Göreve pankartının açıldığını görmediğini, miting için herhangi bir talepte bulunmadığını, beyan etmiş ise de,

Cumhuriyet Çalışma Grubunca alınan kararlar doğrultusunda; yukarıda bahsi geçen yürüyüşün yanı sıra bazı üniversite rektörleri değişik zamanlarda yürütme organı ile ilgili açıklamalar yaptığı ve bu açıklamalarla kamuoyu oluşturarak yapılması planlanan darbenin zemininin oluşmasını hedefledikleri şüphelinin hem üniversite rektörü hem de televizyon kanalı sahibi olarak ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜnün amaçlarına uygun olarak bu kapsamda faaliyette bulunduğu, örgüt kararları doğrultusunda yapılması planlanan eylemlere katıldığı ,yürütme ve yasama organlarını devirmeye teşebbüs eylemlerine iştirak ettiği, Ergenekon silahlı terör örgütü tarafından yürütülen çalışmalarda aktif rol aldığı anlaşılmaktadır.

Şüpheli Mehmet HABERAL'ın 11.06.2008 günü Tape No: 6370'te kayıtlı Ahmet Hurşit TOLON ile yaptığı görüşmede, "Ahmet Hurşit TOLONun ...."Derin saygılarımı sunuyorum bu iş sizinle beraber olacak bu öbür iş Hereke işi bu sizin bulunduğunuz yerde olur başka türlü olmaz" , "Sizinle olur bak diyorum dikkat edin orası ile olmuyor zaten dünde söyledim gürültü çıkıyor en sonda bende üzülüyorum dedim ki efendim böyle olmuyor bu iş yok bilmem kürek çekelim işte hemen deklere edelim filan ya nasıl deklere ediyorusunuz hani sizin dedim ki sizin kürek çekmeniz önemli değil Dümene oturttuğunuz insan önemli oldu mu efendim" dediği, Mehmet HABERAL'ın "Yani hepimiz bu ülke bizim Paşam yani bu Ülke bizim o Koltuklarda oturanlar bugün oturuyor yarın yoklar ama bu ülke ben bunu hep böyle içimde" dediği, A. H. Tolon'un " 3 te bile çağırın koşarak gelirim Size saygılar sunuyorum Hörmetler ediyorum sağolun efendim" dediği, konuşmayı şüpheli her ne kadar inkar etsede, ordu komutanlığı yapmış bir kişinin sivil şahıs olan Şüpheli Mehmet HABERAL'a gece üçte çağırın koşarak gelirim demesinin manidar olduğu, aralarındaki örgütsel hiyerarşik ilişkiyi gösterdiği,

04.02.2008 tarihinde X Şahıs ile Doğu PERİNÇEK'in görüşmesinde özetle; (Unsal YAVUZ Başkent Üniversitesi ATAMER Müdürü Eskişehir Yolu 20 Km. Bağlıca Kamp, Çayyolu Ankara adresinden aradığı anlaşılmaktadır) Doğu PERİNÇEK'in "Sayın hocam saygılar" "....bi sesinizi duyayım da kuvvet alayım dedim zor günlere girdik" dediği, X Şahsın "Biz sizi dinliyoruz devamlı biz sizi dinliyoruz" "Bu yeni bir metin verdiler bana onu sizler mi hazırladınız bu ULUSAL STRATEJİ MERKEZİ" dediği, Doğu PERİNÇEK'in "Evet burda bir grup hocamızla ve siyasetçimizle böyle bir 2,5 ay kadar bir çalışma yapıldı bende katıldım bunun sonucunda da çok ince tartışılarak aşağı yukarı 12-13 toplantı sonucunda o hale getirildi hocam" dediği, X Şahsın "güzel bir metin Doğu beyciğim onu bana İzmir'de verdiler Ege koop çağırmıştı beni orda Ulusal Strateji merkesinden bir hanfendi verdi bende şimdi imza topluyorum üniversitede" "Topluyorum göndereceğim" dediği, Doğu PERİNÇEK'in "Tabi çok teşekkür ederiz Ankara'ya geldiğim zaman arıyacağım sizi ziyaret edeceğim Hocam" dediği, X Şahsın "Öylemi memnuniyetle var mı bir şey benim yapacağım bir şey" diye sorduğu, Doğu PERİNÇEK'in "Sağ olun bu Mehmet HABERAL toplantılar yapıyor ona sizde katılın hocam çok fay...." dediği, X Şahsın haber ulaşmadığını söylemesi üzerine, Doğu PERİNÇEK'in "ben o zaman söyleyeyim bu toplantıları düzenleyenlere sizi verebilirmiyim müsaade edermisiniz" diye sorduğu, X Şahsın da "Rica ederim ben hazırım bu tür toplantılara her zaman" dediği, Doğu PERİNÇEK'in "Hiç karşılaşmıyor musunuz hocam sizin patronunuz ona söyleyebilirsiniz" dediği, X Şahsın "karşılaşıyoruz her akşam bi kere şeyde üniversitede geliyor ben rektör yardımcısı bizim Korkut ERSOY var onun aracılığı ile öğrendim bir liste vermişti ondan sonra İzmir'de verince bende kendi payıma düşeni yapmaya başladım" dediği, Doğu PERİNÇEK'in "Peki hocam görüşmek üzere saygılar ben sizinde katılmanızı onlardan rica edeceğim" dediği, X şahsın "Saygılar bizden her zaman her zaman ben imzaladım bildirgeyi zaten imzaladım" dediği, Doğu PERİNÇEK'in "O ayrı bide bu bütün milli kuvvetleri bir araya getirip bir siyasal çözüm o bakımdan" dediği,Mehmet Haberal'ın organize ettiği toplantılardan bahsettikleri görülmüştür.

Şüpheli Mehmet HABERAL'ın yukardaki görüşme kapsamından milli kuvvetler olarak adlandırılan bölümlerin entegre edilmesi faaliyetlerine de doğrudan iştirak ettiği anlaşılmaktadır. Yine aynı görüşme içeriğinden, tutuklu sanık Doğu PERİNÇEK'in "O ayrı bi de bu bütün milli kuvvetleri bir araya getirip bir siyasal çözüm o bakımdan" dediği konuda yine daha önce Doğu PERİNÇEK ve İlhan SELÇUK' tan ele geçen "Doğu PERÎNÇEK, Kuşatma Nerden ve Nasıl Yarılır, 16 Kasım 2003" başlıklı yazının bazı bölümlerinde özetle; Milli Hükümetin kurulması gereğinden bahsedilerek "...Kuşatma iç cepheden ve Tayyip Erdoğan hükümetinin düşürülmesi ile yarılır....... Tayyip Erdoğan hükümeti nasıl bertaraf edilebilir ve Milli Hükümet nasıl kurulabilir, Tayyip ERDOĞAN iktidarı, Millet-Ordu işbirliği ile bertaraf edilebilir. Millet-Ordu işbirliği, hiçbir zaman saray darbesi anlamını taşımamaktadır. Millet-Ordu işbirliğinin unsurları Milli Kuvvetler olarak adlandırılacaktır,şeklindeki belgelere göre,

ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜnün amaç ve faaliyetleri doğrultusunda, örgütün diğer birimlerinin yardımları, sivil unsurlar, medya ayağı, Ergenekon silahlı terör örgütü nün kontrolünde bulunan kuruluşlar ile birlikte gerçekleştirdikleri, Milli Kuvvetler olarak adlandırdıkları,

— Halk Hareketi

— Milli Güçbirliği

— Meclisteki milli Kuvvetler

—Ulusal Medya (Ulusal Kanal vb)

—Türk Ordusu bileşkesini, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek eylemlerini gerçekleştirmek için kullandıkları,

Bu dinamiklerin benzer manipülasyonlarla aynı anda hareket ettirilmesi sonucu Türkiye Cumhuriyeti Hükümetleri daha önce de ortadan kaldırılmış, görevlerini yapması kısmen veya tamamen engellenmiştir. Yine örgütün bazı üyelerinin bu konularda oldukça deneyimli oldukları, örneğin İlhan Selçuk un 1970 yılında aynı isnatla tutuklandığı, Doğu Perinçek 'in birçok defa aynı tür suçlardan yargılandığı, kendi beyanlarından anlaşılmaktadır.

Yine aynı elde edilen örgütsel dokümanlardan cumhuriyet gazetesinin yeniden yapılandırılması başlıklı dokümanın;

"CUMHURİYET GAZETESİ RE/ORGANİZASYON ÇALIŞMASI" başlıklı kısmında;

UYGULAMA....

5). Bilinmesi gerekli tüm evrak foto-kopileri 'set' olarak milli kuvvetlere ulaştırılacak ve bu teslimin eksiksiz, ileride hiçbir sürprize olanak tanımayacak biçimde gerçekleşmesi, şeklinde yazılı örgütsel içerikli dokümandaki kararın cumhuriyet gazetesinin reorganizesi faaliyetleri sırasında alınan kararlardan olduğu, Şüpheli Mehmet HABERAL'ın tüm bu faliyetlere iştirak edip bu toplantıların çoğuna katıldığı Doğu PERİNÇEKin telefon görüşmesinden anlaşılmaktadır.

ULUSAL MEDYA 2001 kodlu doküman içeriğinde,

Son derece sorunlu bir döneme doğru yelken açan Türkiye, 21. Yüzyılın en etkin gücü, iletişim sektörü karşısında önlemsiz, donanımsız ve alternatifsiz bırakılamaz. Durum son derece ciddi ve vahimdir. Türkiye, çeşitli ulusal medya kuruluşları yaratarak, devreye sokmalıdır.

Hedeflenen amaca ulaşılabilmesi için, kurulacak hiçbir yayın organının resmi (devlet kuruluşu) olmamasına da ayrıca büyük bir özen gösterilmesi gereği vardır.

Bağımsız Ulusal medya kuruluşlarının yaratılabilmesi için;

Yurtta ve yurtdışında faaliyet gösteren Türk işadamları arasından seçilecek kişilerden "Medya-Finans Konseyi" oluşturulmalıdır.

Medya-Finans Konseyi'nde yer alacak işadamları devlet kurumlarınca ticari faaliyetlerinde desteklenmelidir.

Ulusal medya organlarında Medya-Finans Konseyi'nde yer alan işadamlarının ticari girişimlerinin ve ticari şirketlerinin ilân ve reklâmları ücretsiz olarak yayınlanmalıdır. Ulusal medya organları tarafından desteklenecek olan Medya-Finans Konseyi üyeleri, rekabet içinde oldukları çevreler karşısında güç kazanmış olacaklardır.

Özellikle yabancı sermaye grupları karşısında oldukça güçsüz kalan Türk girişimciler, yurt içinde de güçlü rakiplerinin büyük reklam kampanyaları ile ezilerek yok edilmektedir. Bugün bir sanayici için en büyük sorun ürün tanıtımı ve bu yolla pazar oluşturulabilmesidir ki; üretim ve işletme giderlerinin toplamına eşit bir. reklam gideri ortaya çıkmaktadır. Medya-Finans Konseyi'nde yer alacak işadamları bu büyük engeli kolaylıkla ve dayanışma ile aşarlarken, öte yandan da ulusal medya kuruluşlarının oluşumuna katkıda bulunmuş olacaklardır.

Bize göre, sayıların masaya yatırıldığı organizasyonlarda, işadamları ile uzun ve biraz da maceralı bir yolculuğa çıkılması çok daha kolay olacaktır," şeklinde yer alan örgütsel kararların, daha sonraki yıllarda uygulamaya konulduğu, şüpheli Mehmet HABERAL'ın da Ergenekon silahlı terör örgütü içinde Medya-Finans Konseyi'nde de görevli olduğu ve yer aldığı anlaşılmaktadır.

Siyasi Partileri Yönlendirme Çalışmaları,

Orhan TUNÇ isimli şahsın mail incelemesinde; "19 oca" isimli belgede "Pazartesi günü Ankara Kızılcahamam'daki Patalya Otel'de Başkent Üniversitesi Rektörü Mehmet Haberal'm ev sahipliğinde düzenlenen ulusalcıların ilk ciddi toplantısında, AKP'ye muhalefet için yeni bir metot veya yöntem belirlenmesi tartışılırken, acil bir siyasi oluşumun gerekip gerekmediği enine boyuna tartışıldı." şeklinde Şüphelinin isminin geçtiği anlaşılmıştır. Bu konu şüpheliye sorulduğunda; Orhan TUNÇ isimli şahsı tanımadığını, Kızılcıhamam Patalya Otelinde kesinlikle böyle bir toplantının olmadığını beyan ettiği,

27.03.2008 tarihinde saat: 12.46 da Hurşit TOLON'un Turhan ÇÖMEZ ile yaptığı görüşmede; Ahmet Hurşit TOLON'un "Dostum saygılar sunarım.." ".. Ruhi Bey le beraberim, ikimizin de selam ve saygıları var." "Birincisi hemen söyleyeyim, ben bugün sayın HABERAL' in ofisini aradım sabahleyin erkenden, sekreteri hanımefendiyle konuştum." "Kendisi Ankara dışında." "Yarın öğlene kadar zamanımız olduğunu söyledim. Yarın sabah bize bir randevu verebilirse mutlu olacağımızı, olmazsa önümüzdeki hafta talep edeceğimizi söyledim." "İki, bugün için konuştuk ama sonra şunu düşündüm, niye belki az insanımız katılır bugün, sizce de uygunsa bugünkü toplantıda, biraz sonra katılacağım ben, bizim genel kurula efendim önümüzdeki hafta zat-ı alinizin isminden bahsederek burada olacaklar 10-15 dakika bizle dersem" "Perşembe günü 2:30 dan sonra" dediği, Turhan ÇÖMEZ'in "Tamam efendim, memnuniyetle." dediği,bu görüşmenin de şüphelinin, Turhan Çömez ve Hurşit Tolon ile örgütsel irtibatını göstermektedir. Şüpheliye ait ajanda notlarında 31.3.2008 tarihi altında,

"Bugün Anayasa Mahkemesi İktidar Partisinin kapatılma Müracaat dosyasını esastan görüşmek üzere kabul etti. Burada 11 üye tam kabul verdi. Çankayaya ise 7 kabul 4 ret oy çıktı. Bu çok önemli bir olaydır. Sanmıyorum ki Dünyada başka bir iktidar buna ??? olsun. Bunlar derhal gitmeliler,"dediği,sahibi olduğu TV'nin müdürüne "bunların oyunu azaltmak için ne puştluk biliyorsan yap"şeklinde talimat verdiği,not aldığı bu düşüncelerini eyleme dönüştürdüğünü açıkça ortaya koymaktadır.

Şüpheliye ait günlük ajandada(81-82.sayfalar) 24.7.2008 tarihi altında,

"Bugün Lozan Anlaşmasının 85. yıl dönümünü kutluyoruz. Bu konuda bizim kanal dışında başka bir TV bu konuya maalesef yer vermedi. Yazık. Bu ülkenin kuruluşuna ömür verenlere ??? VEFASIZLIK bu nedenlerle yine bu gün 15:00de topladığınızı Milli Egemenlik Hareketi grubu derhal bir parti kurmak için karar verdik. Bu karar yerilmeden önce ben ya bu gün bu karar alınır veya bu iş burada biter dedim. Yaşar Nuri Öztürk de önemli bir özveri örneği gösterdi. Ve dediki eğer Sayın Haberal ??? olacaksa ben ve partim her şeyiyle onun patronluğunu kabul ederiz. Bunun aksine ortak kurul karar vermelidir. Ben de bir bilim adamı olarak yoluma devam ederim. Ama tercih durumunda ülkemin geleceği için ve gerekirse onu yaparım dedim" şeklinde not tuttuğu, 16.12.2008 günü saat 13.28 sıralarında Şüpheli ile ABDULLATİF Ş.'nin yapmış olduğu görüşmede özetle; Şüphelinin "İşte yani işte bak ben her zaman onu söylüyorum bu ülkede benim ülkemde yapılamayacak çok az şey var yapılabilecek değil bak Amerikalılara ne diyordum ben diyordumki bakın Türkiye dünyanın anahtarıdır. Sonra dedimki o anahtarı çok iyi kullanacak bir yönetim Türkiyenin başına gelmesin yoksa vay geldi halinize vay geldi halinize" dediği, Şüphelinin "Ya onun için ben ne diyorum bak size ihtiyaç var" dediği, ABDULLATİF'in "Estağfirullah hocam hepimize ihtiyaç var" dediği, Şüphelinin "Şimdi karaciğer .... dediğin zaman MEHMET HABERAL'a müracat edeceksin diyecesin ki bak işte bu iş bu ama siyaset dediğiniz zaman ABDULLATİF, NEVZAT ERCAN, işte SÜLEYMAN D. falan yani böyle bu işin gerçeği bu ve ne dedim hatırla" dediği, ABDULLATİF'in "Doğru söylüyorsun Ya bizim evde NEVZAT NEVZAT ı da bulda bir gün beraber yemek yiyelim ya " dediği, Şüphelinin'Tamam tamam olur olur ben onu halledecem tamam mı " şeklindeki görüşme ile ilgili olarak; Bu görüşmeyi hatırladığını ve Abdullatif Ş. ile yaptığını, ülke sorunlarına katkı sağlayacak ehil insanlara ihtiyaç olduğunu söylediğini, dolayısıyla ülkemizde gerçekten ehil insanların ülke yönetiminde yer alması gerektiğini belirttiği,

Tape: 5589, 30.11.2008 tarihinde, Mehmet Haberal ile Hüsamettin Ö. görüşmesinde özetle; Mehmet Haberal'm "Yaaa ben onu size bir şekilde onu bir şekilde size ulaştırırım" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "... toplanıyo televizyonu aç Kanal B'yi izle diye" dediği, Mehmet Haberal'm "Yaaaa ooo kanal B'de verildi onlar ooo nasıl nasıl şimdi şeyi izledim bugün bu MUSTAFA SARIGÜL'ün" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Evet" dediği, Mehmet Haberal'm "DSP'ye katılışını izledim tabi o muazzam bişeyde" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Evet" dediği, Mehmet Haberal'm "Yalnız dikkatimi çeken bişey oldu biraz önce kendisini aradım ulaşamadım şimdi bu DENİZ BAYKALTa uğraşmasın" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Yine onunla mı uğraştı şu anda" dediği, Mehmet Haberal'm "Yaaa çıkıp orda yine olmuyor gereksiz bunlara niye giriyor Allah aşkına" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Ne dedi ne dedi yine allah aşkına ben izlemedim de ne dedi" dediği, Mehmet Haberal'm "Yaa işte eee ana muhalefet partisi lideri işte mevcut iktidara yardımcı oluyor o ülkeyi değil sadece koltuğunu düşünüyor gibi laflar etti bunlara gerek yok" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Hayret" dediği, Mehmet Haberal'm "böyle gereksiz çıkışlar yapıyor zamansız çıkışlar yapıyor eee ve hani kendisine zarar oluyor bir yerde de ülkeye zarar oluyor" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Aynen öyle hocam size katılıyorum" dediği, Mehmet Haberal'm "Yani bunları yapmasın bunları yapmasın" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Ulan o kadar söyledim bu çocuğa bunu yapma Mustafa diye" dediği, Mehmet Haberal'm "Yani zamanı değil zamanı değil bu şeylerin ya şimdi ne koparırsan hani afedersiniz" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Hayret yaaa hayret vallaha yaaa" dediği, Mehmet Haberal'm "Domuzdan domuzdan bir kıl koparmak lazım" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Bu konuşmada bunu mu yaptı hocam yani " dediği, Mehmet Haberal'm "Efendim" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Konuşmada böyle söyledi haaa" dediği, Mehmet Haberal'm "Yaaa tabi böyle söyledi ya onun için ben sizi hani kendisine ulaşamadım yani onun için aradım ki" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Ulaşamadın mı ne zaman aradın hocam ne zaman ardm" dediği, Mehmet Haberal'm "Ben biraz önce aradım onu" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Tamam tamam peki" dediği, Mehmet Haberal'm "Fakat ulaşamadım ben haberlerde izledim bizim haberlerde izledim eee şey yapamadım ulaşamayınca hani sizi ariyayım da eee bakanım buna söyleyin böyle iş yapmasın" dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Tamam merak etmeyin" dediği, Mehmet Haberal'm "Yani önemli olan köprüyü geçmek " dediği, Hüsamettin Ö.'nün "Merak etmeyin" dediği, Mehmet Haberal'm "Hayır önemli olan bir defa bu adamlardan bu adamlardan ülkeyi kurtarmak için ne gerekirse onu yapmak durumundayız çünkü Türkiye hiç bir dönemde bu kadar zedelenmedi yaaa bu duruma düşmedi hiç bir dönemde onun için yani" dediği,

30.11.2008 günü saat:21:20 sıralarında Şüpheli ile Mustafa S.'nin yapmış olduğu görüşmede özetle; Şüphelinin "Ya o ne kalabalık, muhteşem kalabalık MUSTAFA ya" dediği, Mustafa S.'nin "Ve hocam, ve hocam, ben yerel seçim gecesine kadar izin verin, yerel seçim gecesinden sonra burayı ikiyüz atmış ikibin seçmenim var, yüzde yetmiş (%70) oyla kazanacam, ondan sonra hocam, HÜSAMETTİN Ö. Bakanımı, ağbimi de alıp sizin yanınıza gelip, ondan sonra diyecem ki hocam bakanım kurban olayım, ben Türkiye'nin belki Başbakanı olacam, ama benim Başbakanım sizler olacaksınız, yol haritamı size aktaracam izin verirseniz, başka bişey olacak." dediği, Şüphelinin "Ha Mustafa şimdi şöyle bak çok tebrik ediyorum yalnız ben sana daha önce ulaşmaya çalıştım, şimdi herşey mükemmel, yalnız senden ricam şu ben Hüsamettin beye de konuştum. Şu ana muhalafet partisiyle uğraşma." dediği, Mustafa S.'nin "Hocam ben o talimatınızı aldım ve benim konuşma portreyimi tamamen değiştirdim ve bir kelime ettim yani hafif geçtim ve bundan sonra da, abiden Abi dediki bana hocamla konuş dedi ve bundan sonra da mesajınızı aldım hocam hiç merak etmeyin." dediği, Şüphelinin "Sağol, ha yola çünkü bak Mustafa sen lazımsın kardeşim. Anlatabiliyor muyum? Ya ülke önemli ülkeye sen lazımsın tamam mı? Gereksiz sıkıntıya girmeyelim" dediği, Mustafa S.'nin "Tamam hocam ben mesajımı aldım hocam yerel seçim gecesine kadar ağzımı bu konuda kapıyorum hocam." dediği, Şüphelinin "Aynen çünkü biran önce, bugün ülkenin düştüğü bu sıkıntıdan bu ülkeyi kurtarmak hepimizin görevidir. Tamam mı? Bak ben Cuma günü bir senato toplantısı yaptım, onu da mutlaka sana ben fakslayayım yarın, bak oku.." dediği, Mustafa S.'nin "Hocam çok teşekkür ediyorum ben mesajınızı aldım, ben sizin kardeşinizim, siz bana her zaman doğrusunu söylersiniz" dediği, Şüphelinin "Sen televizyonu istediğin şekilde, istediğin zaman kullanabilirsin. Sağol, ben bir talimat verdim ona bilgin olsun." dediği, Mustafa S.'nin "Hocam çok teşekkür ediyorum, ben bu hafta arkadaşımızı bir ziyaret edecem onla da konuşacam talimatınızı söyleyecem, sayın hocam çok teşekkür ediyorum." görüşme içeriğinden de anlaşılacağı üzere,

Şüpheli Mehmet HABERAL'm herhangi bir siyasi parti içinde yer almadığı halde,siyasileri ve siyasi partileri yönlendirdiği, birbirine rakip iki siyasi şahıs arasındaki ihtilafı parti üyesi ve yöneticisi olmamasına rağmen, bir talimatıyle sonlandırdığı, görüşmeyi yapan kişinin ben milletin başbakanı olacağım ama benim başbakanım sizsiniz demesinin anlamlı olduğu ve şüphelinin örgütsel kimliği ve konumu hakkında fikir verdiği,

Şüphelinin, mevcut hükümeti devirerek, yerine örgüt amaçları doğrultusunda hareket edecek yeni bir hükümet kurma arayışı içerisinde olduğu anlaşılmaktadır. Kendi kurduğu Mili Egemenlik Hareketi isimli platformu ise gerçekte yeni bir siyasi parti kurulması için değil, sadece adı geçen platformun etrafında akademik kariyer sahibi şahısları bir çatı altında toplayarak toplumu etki altına alma ve yönlendirme amacına matuf olduğu, Şüpheli M.Erdal ŞENEL'den elde edilen Karanlık Savaş Konsepti 2 başlıklı doküman incelendiğinde, ülke içerisinde çok kompleks (karışık) bir yapı oluşturulması gerektiği bu yapının içerisinde her alandan şahısların ve grupların bulunması gerektiği bu şahıslara ve gruplara kendi çıkarları doğrultusunda eylem ve faaliyet yaptırılabileceğini ve bu şahıs ve grupların bu işi yaparlarken içlerinde bulundukları ancak kendilerinin farkına varamadıkları, bu kompleks yapı adına faaliyet yürüttüklerini bilemeyecekleri, bu yapı içerisinde kanaat önderlerinin de yer alması gerektiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda bahsi geçen anlatımlar çerçevesinde şüphelinin bu yapılanma içerisinde faaliyet yürüttüğü, kendi kurmuş olduğu Milli Egemenlik Hareketi isimli oluşumun gerçek amacının yeni bir siyasi parti kurmak olmadığı, bu oluşumun Ergenekon silahlı terör örgütü nün amaçlarına hizmet edecek kanaat önderlerini bir araya getirerek toplumu etki altına alma, yön verme,meydana gelecek karışıklık ve toplumsal hareketlerle darbe zemini oluşturmak amacı taşıdığı anlaşılmaktadır. Şüpheliye ait günlük ajandada(81-82.sayfalar) 24.7.2008 tarihi altında bahsi geçen doküman içeriğinde de Milli Egemenlik Hareketi isimli oluşumun bir partiye dönüştürüleceğinden bahsedildiği halde, bugüne kadar böyle bir partinin de kurulmadığı tespit edilmiştir.

16.11.2008 günü saat:15:32 sıralarında Şüpheli ile OSMAN NAHİT D.'nin yapmış olduğu görüşmede özetle;, Nahifin "Bugün hocam zaten başlangıçta şeyi söyledim bugün hukukçularla hukuki açıdan salı günü kırmızı çizgide aynı konuyu siyasilerle siyasi açıdan irdeliycez." dediği, Şüphelinin "Yaaa ona çok özellikle o Anayasa Mahkemesi Başkanıyla ilgili gereğini mutlaka yapıcağız o adamın yeri orası değil." dediği, Nahit'in "Hocam çok çok çok ileti geldi çok ileti geldi" dediği, Şüphelinin " Evet ya o kişi orada oturmamalı o kişi gerçekten bu ülkeye layık değil yani bu Atatürk yani insanların hayatı pahasına kurulmuş yani bu hani Atatürk'ün o arkadaşları varmış şehitlerimiz tarafından kurulan bu ülkeye o insanların kemikleri sızlıyor biz burada neredeyse böyle hayatımız pahasına bak şimdi burada .." dediği bir yüksek yargı organının başkanı hakkında "gereğini mutlaka yapacagız,o adamın yeri orası değü"şeklindeki sözleri ile örgütün karar mekanizması içersinde yer aldığı ve hiyerarşik yapıda üst konumda bulunduğunu göstermektedir.

Kent Otel ve Patalya Otelinde İlhan SELÇUK başkanlığındaki örgüte üst düzey eleman kazandırma toplantıları ile siyasi oluşumları yönlendirme toplantıları,

Engin AYDIN savcılık ifadesinde özetle; "...Eski milletvekili K. İ'ın başkanlığında Dialog Grubu adı ile Merkez sağı birleştirmek amacı ile ve halende devam eden bir oluşumun varolduğunu, bu oluşumun toplantılarını Kent Otelin üst katında yaptıklarını, daha sonra Mehmet HABERAL'm Gölbaşmdaki otelinde yapmaya başladıklarını, bu grupta K. İ, U. S ve birçok eski siyasinin katıldığını bildiğini, görüşmede onların toplantıları bizi kurtarıyor derken toplantıyı ayrı bir yere taşındıklarından ve o tarihte Kent Otel toplantılarını bitirmiş olduklarından o şekilde konuşmuş olabileceği başka bir amacının olmadığı..."şeklindeki beyanları ile ilgili olarak; Engin AYDIN isimli şahsı tanıdığını, toplantıların Kent Otelin üst katında değil giriş katında yapıldığını, Patalya Otelin kendisinin değil kendi kurmuş olduğu Başkent Üniversitesi'ne ait tesis olduğunu beyan ettiği,

26.04.2008 tarihinde saat: 11.38 de Ahmet Hurşit TOLON ile Nadim M. arasında geçen görüşmede özetle; A. H. Tolon'un "Tahmin ettim efendim Sayın hocam Perşembe günü size D. E. hoca Esma hocanın falan birlikte bu taleplerini arz etmiştim şimdi bugün yarın işte o toplantının davetiyesini basacaklar teyidi konusunda benim sizi rahatsız etmemi istediler bu toplantı 5 Mayıs Pazartesi günü efendim yapılacak Patalyada yapılıyor toplantı takrimen oraya işte 60 ile 100 arasında değişen vakfın üyeleri ve işte bizler gibi konuklarıda katılıyor çok seçilmeş dinleyiciler teşvik ediyorlar özellikle biz çok uzun bir zamandır hatta çok açık söyleyeyim belki müşterek dostlarımızdan duymuşsunuzdur biz 12 Nisanda da sizi arzuluyorduk ama guruplarımız siz tahmin ediyorsunuz" , "Şimdi efendim özellikle sizin bu alanınızda çok çok teyevizyonlarda izlediğimiz zaten Türkiyede siz şuanda 2 kişisiniz bir zatıaliniz vardı birde herhalde size çok yakın hisseden diğer Doçent arkadaşımız var Türkiyedeki dini ve İnanç sömürüsü konusunda lütfederseniz veya sizin seçeceğiniz bir başlık altında bir söyleşinizi istihram ediyorlar bu toplantı akşamları saat 18:30 da falan bir araya geliyoruz 19 da yemek başlıyor 20 ye kadar yemek yeniyor 20 de konuşmacı ortalama 1 saat konuşuyor ve varsa soru cevap almıyor ve bitiyor" , "Efendim bu Büyük Anadolu Vakfı bunun etnik kurucusu H. Hoca burda C. T. onlar eski Merkez Bankası Genel Müdürü falan hep böyle öğretim üyeleri şeyler var bu vakıf yaşlı başlı insanlar şey yetiştiriyorlar çocuklara eğitim desteği veriyorlar yani göğsünüzü gere gere gelebileceğiniz bir yer onun için söylüyorum" dediği, N.M.'nin "evet komutanım memnuniyetle" , "ben pazartesi nereye geleceğim bir adres alabilirmiyim" dediği, A. H. Tolon'un " tabi biz aldırırız yer gölbaşmdaki patalye teli siz evet gelirim diye buyurursanız biz sizi alırız" , "çok teşekkür ederiz ne kullanalım biz inançların istismarını mı esas alalım ne yapalım" dediği, N.M.'nin "komutanım oraya katılanların böyle belli bir birikime sahip oldukları için böyle daha köklü bir şey yapalım mesela idolojik stratejilerden din ve kültür stratejilerine geçiş geçişte Türkiye" dediği, A. H. Tolon'un " çok muhteşem birşey yani Türkiyenin içinde bulunduğu bu konunun istismar edilmesi anlamak dinlemek istiyoruz açıkçası yani nasıl bizi aldatıyorlar Hocam yani yüce dinimizi hepimizin mensubu olduğu Gurur duyduğumuz ama Kurani Kerimin Islamiyetinin nasıl dışında bir olgusu ile aldatıldığımız gerçeğini en iyi anlatan bence Türkiyede bir numara zatıaliniz iki numarada o mersindeki arkadaşımız" dediği, N.M.'nin "ideolojik merkezli stratejilerden" , "bir din ve kültür eksenli stratejilerden geçişte Türkiye" , "Bunun Türkiyeye nasıl yansıdığı ve Kutsal değerlerimiz nereye kullanıldığı niçin kullanılıyor kimler kullanıyor arkasındaki güç merkezleri kimler ve Tükriyede oluşan Güç Merkezleri ve Türkiyede oluşan güç merkezleri hangi çevrelere yansıyor" dediği, A. H.Tolon'un "kutsal değerleri nasıl kullanıyorlar kim kullanıyor" N. M.'nin "hangi güçler yönlendiriyor Türkiyedeki bu üstlerin" dediği, A. H. Tolon'un " hocam muhteşem bir şey tam bizim istediğimiz gibi" dedi, N.M.'nin "tamam komutanım bu düzlemde şey yapabilirim" dediği, şeklindeki görüşmede isminin geçmesi ile ilgili olarak; Büyük Anadolu Vakfının kurucusu olduğunu, bu vakfın 1992 yılında kurulmuş bir vakıf olduğunu, şu anda mütevelli heyeti başkanı olduğunu, bu toplantının büyük bir ekseriyetine katılmadığını, Diyalog Grubunun Patalya Otelinde yapılan toplantılarının davetli listesinin, gurubun bir önceki yapılan toplantının katılım listesine göre belirlendiğini ve davetiye çıkartıldığını,

Hasan Ataman YILDIRIM ifadesinde; "...Başkent Ünv. Rektörü olan MEHMET HABERAL'ın Dialog Grubu adında oluşum içerisinde olduğu, kendisinin de bu toplantılara katıldığını.. ."beyan ettiği, Tutuklu sanıklardan Tuncay ÖZKAN'ın halkalı deposundan elde edilen 1 Adet 105 sayı ile numaralandırılmış şeffaf föy dosyanın içerisinde 6 numaralı sayfada, Ankara'da Büyük Buluşma "Cumhuriyetçi" isimler ilk kez bir araya geliyor başlığı altında K. İ imzası ile 14 Ocak 2008 Pazartesi günü Atatürk Milliyetçiliğini, üniter yapıyı savunan tanınmış gazeteci, siyaset ve devlet adamı, akademisyen, sivil toplum yöneticileri, özel olarak çağrılanlar (Prf. Dr. Mehmet HABERAL, Türk Metal Sendikası Başkanı Mustafa ÖZBEK, Emekli Askerlerden Hurşit TOLON, Tuncer KILINÇ) diplomasi, hukukçu ve bazı işadamlarından oluşan 70 kadar kişinin bir araya geldiği, ibarelerinin yer aldığı,

Şüpheli Muhittin Erdal ŞENEL savcılık ifadesinde; kent otel toplantılarıyla alakalı olarak"...Bu konu şuan bana da ilginç geldi. Maalesef bu konular hiç yazılı ve görsel medyada haber olarak yer almadı, ben görmedim dedi. Ben de ilk defa siz bu hususu sorunca fark ettim, ben Patalya otelde toplanan Mehmet HABERAL başkanlığında bir grubu daha biliyorum. Bu grubun toplantılarına katılmadım, adını şuanda hatırlamıyorum. Çayyolundaki toplatılardan haberim yoktur " şeklinde beyanda bulunduğu,

  • Tape No: 7508, 13.03.2008 günü Ahmet Tuncay ÖZKAN ile Hurşit TOLON arasında yapılan görüşmede; A.H.TOLON'un "BU ÇIKTIĞIMIZ VE AMA SİZİN ÖNDE GİTTİĞİNİZ yolda Allah gücümüze güç katsın bu bir,..., Dinleyenlerde bundan nasibini

alsın iki,..., Burada belki belki değil muhakkak biliyorsunuz daha önce konuştuk BURADA Bİ SÜRÜ PLATFORM BİR ARAYA GELDİ BIRAK DERNEĞİ,..., Yani işte bu Ulusal Güç Birliği,..., Efendim Ulusal Birlik Hareketi, Anadolu Ulusal Dayanışma Platformu, Çay Yolu may yolu bir sürü yani PLATFORMLAR ŞİMDİ BİRLİKTE DÜŞÜNÜYOR BİRLİKTE ÜRETİYOR"dediği,

Yapılan çalışmalar sonucunda Mehmet Şener Eruygur'un 2005 yılında Ulusal Birlik Platformunu Ankara 'da oluşturduğu, Semih Tufan Gülaltay'la İstanbul da gizli toplantılar tertiplediği, Semih Tufan Gülaltay tarafından kendisine birifing verildiği, birifingin amacının bu platformun arkasında emekli orgenerallerin olduğunu ve legal bir oluşum olduğunu anlatmaya yönelik olduğu Semih Tufan Gülaltay m telefon görüşmelerinden anlaşıldığı,

Milli İktidar Harekâtı (MÎH) adı altında oluşturulan yapılanma çerçevesinde toplantılar düzenlendiği ve bu toplantıya katılan kişilerin mesleklerine göre ayrıldığı, "Generaller" başlığı altında ise, "Org. Tuncer Kılınç, Tümg. A. K., Org. Hurşit Tolon, Org. Şener Eruyguf" şeklinde isminin geçtiği, ayrıca örgüt üyelerinden Güler Kömürcü, Doğu Perinçek, Mustafa Balbay, Tuncay Özkan'ın da isimlerinin geçtiği,

Şüpheli Mustafa Ali Balbay'a ait dijital veri incelemelerinde, şüpheli ile sürekli olarak yaptıkları görüşme ve konuşmalara ait notların bulunduğu anlaşılmıştır.

Medyanın Kontrol Altına Alınması İle İlgili Faaliyetleri Tape No:1832'de kayıtlı 14.02.2008 günü saat:12.59 sıralarında İlhan Selçuk ile İ. YIDIZ' in yaptıkları telefon görüşmesinde özetle; İ.Selçuk'un "Bizi işte bi şeyin başına geçirmek istiyorlar özellikle Kemal Alemdaroğlu çok ısrar etti falan filan. Tabi olacak iş değil ama herkeste bir şeyler istiyor bekliyor falan


Dünya senin anlayacağın siyaset miyaset falan şey olduk, neyse Oktay erken gitti. Biz işte orda duman olduk yok medyadır yok bilmem nedir şimdi yani baktığın zaman işte şeyi birleştirelim üzerine şey yapıp. 4 tane TELEVİZYON var bu hikayenin içinde. İşte biri o Ankara'daki Türk metalin TV si var" "Avrasya Evet" "B kanal var. Burda da Doğu Perinçek kanalı ile bizim Tuncay Özkan kanalı var. 4 tane kanal işte ne yapılabilir şu bu falan filan bi şeyler. Yani zor bir iş dedik ki ya biz zaten gazeteden çok zor" dediği, İ.YILDIZ'ın "Kanalları nasıl birleştireceksiniz" dediği, İ.Selçuk'un "Yani ortak bildiriler yaymak, bir bütün bu kanal sahipleri arasında bir, efendim birisi Metal in başında, birisi işte İŞÇİ partisinin başında, Tuncay Özkan işte HALK partisine girdi girecek bir hareketin başında. Öbürü de REKTÖR Ankara'da. O da doğru dürüst bir adam işte sen birleştirirsin bunları gibi olmayacak şeyler öneriyorlar bana" "Yav bide şey var bilemiyorsun ki yani Doğu yarın öbür gün ne yapar bilebiliyor musun" dediği, İ.YILDIZ'ın "Evet Doğu ya güvenilmez ama" dediği,

İ.Selçuk'un "Öbürleri daha iyi filan. Zaten kendileri geliyorlar şubu. Şeyi pek fazla tanımıyorum ama onu da şey tanıyor Kemal, eski rektör falan öbür rektör falan tanıyorlar. Neyse böyle bir yani senin anlayacağın böyle bir gece geçirdik" şeklinde görüşme yaptıkları, kanalların ortak yayın yapması, bu şahısların birleştirilmesi konusunda talep olduğunun anlaşıldığı,

Tutuklu sanık Mustafa Ali BALBAY ifadesinde özetle; İlhan SELÇUK'un Kanal B sahibi Mehmet HABERAL ve ART TV sahibi Mustafa ÖZBEK ile Kemal ALEMDAROGLU'nu bir araya getirme gayretlerinin olduğunu beyan etmiştir. Bu konu ile ilgili olarak; Kendisine böyle bir teklifin gelmediğini, İlhan SELÇUK ile son birkaç yıldır hiç görüşmediğini,

İlhan SELÇUK'tan elde edilen ajanda ve dokümanlarda; "Ankara'da Büyük buluşma başlığı altında Prof. Dr. Mehmet Haberal, Türk Metal Sendikası Başkanı Mustafa Özbek gibi güçlü isimler de toplantıya özel olarak çağrılmış durumda" şeklinde Şüphelinin isminin geçtiği anlaşılmıştır. Bu konu ile ilgili olarak sorulan sorulara vermiş olduğu cevapta; Bu ajandada belirtilen toplantıdan bir bilgisinin olmadığını, İlhan SELÇUK'u son birkaç yıldır görmediği gibi böyle bir toplantıya da katılmadığını, beyan ettiği,

03.03.2008 günü saat:10.55' da İlhan SELÇUK ile Alev C.'nin yaptıkları telefon görüşmesinde özetle; İlhan SELÇUK'un "...Doğu Perinçek ile Kemal Alemdaroğlu geldiler bana" dediği, Alev C.'nin "Evet onu onu bilmiyorum da işte Kemal telefon etti bana" "...Balbay ile konuştum dedim ki yarın geliyor saat 14:00 de Haberal ile randevusu var ama öncelikle seninle konuşması lazım..." dediği, İlhan SELÇUK'un "Bu Haberal ile Balbay'ın arası iyi değilmiş galiba birileri söyledi" dediği, Alev C.'nin "Önemli değil şimdi" dediği, İ.SELÇUK'un "Önemli önemli değil" dediği, Alev C.'nin "BALBAY KOORDİNASYON SAĞLA YACAK.."dediği, İ.SELÇUK'un "Önemli değil. Şimdi Kemal ALEMDAROGLU'nu akşam yemeğe davet ettik Engin'e (Engin AYDIN) de söyledim ben" dediği, Alev C.'nin "Ben onu biliyorum ben kendisine de söyledim, nerde dedi şey yapacağız dedim nerde kalmak istiyorsun dedi Haberal beni misafirhanede şey yapıyor onun cep telefonu var bende abi"dediği, İlhan SELÇUK'un "şimdi yol uçak ücretini verelim mi yoksa gerekmez mi Kemal Alemdaroğlu", "yani durumu nedir onun" dediği, Alev C.'nin "Onun durumu iyidir ama ben bir çıtlatayım bakayım" dediği, İlhan SELÇUK'un "... bu işler senin üstüne vazife" dediği, Alev C.'nin "yani ben zaten aldım o işi Balbay'la da konuştum onları koordine ettiriyorum" dediği şeklindeki görüşme ile ilgili olarak;

Tutuklu sanık M.Ali BALBAY ifadesinde özetle; Sanık Kemal ALEMDAROGLU'nu kamuoyundan tanıdığını, Sanık İlhan SELÇUK'a giderek ART ve Kanal B televizyonlarının bazı durumlarda ortak hareket etmesi gerektiğinden bu konuda kendisinin yardımcı olmasını istediğini, Sanık İlhan SELÇUK'un da bu konuyu kendisine iletip yardımcı olmasını söylediğini, ART televizyonu sahibi Şüpheli Mustafa ÖZBEK ile tanıştığını, üç kişi birlikte bir yemekte bu konuyu konuştuklarını, Şüpheli Mustafa OZBEK'in sıcak bakmadığını, kendisinin de üstelemediğini, Kanal B televizjonu sahibi "Mehmet HABERAL ile bir samimiyetinin olmadığı için onunla buluşmadığını, Kemal ALEMDAROĞLU ile olan görüşmesine yalnız olarak gittiğini, belirttiği görülmüştür.

02.05.2008 tarihinde Mesut Özcan ile A. Tuncay ÖZKAN'm yaptığı görüşmede; A.Tuncay ÖZKAN'm "Görüşme çok olumlu geçti" dediği, Mesut'un "He" dediği, A.Tuncay ÖZKAN'm "Derhal dedi bu vatan için dedi bir çivi çakmak değil vatan bir borçtur dedi" dediği, Mesut'un "Hadi canım" dediği, A.Tuncay ÖZKAN'm "Bunu derhal yerine getircem pazartesi günü bu konuda bilgi vericem size dedi" dediği, Mesut'un " Süper" dediği, A.Tuncay ÖZKAN'm "Kapıya kadar yolcu etti uğurladı" dediği, Mesut'un "İnanmıyorum ya" dediği, kendisinin "Evet" dediği, Mesut'un " Haberal kardeşimiz mi öteki mi" dediği, A.Tuncay ÖZKAN'm " Evet evet Haberal Haberal" dediği, Mesut'un "E hadi bakalım" dediği, A.Tuncay ÖZKAN'm "Evet" dediği, Mesut'un "İnşallah nerdesin sen" dediği, A.Tuncay ÖZKAN'm "... ben şimdi havaalanı yolundayım" dediği tespit edilmiştir, şeklindeki görüşme ile ilgili olarak; Tuncay ÖZKAN'm kendisine Kanal Türk ile ilgili geldiğini, memleket ile ilgili konularda ülkesi için bir çivi çakmak gerekirse onur duyacağını, bu lafı da her yerde söylediğini, ..Mesut ÖZCAN isimli şahsı tanımadığını beyan etmiş ise de Şüpheli Mehmet HABERAL'm medya fmans konseyinde olduğu ve Ahmet Tuncay ÖZKANm maddi destek istemek için kendisine gittiği anlaşılmaktadır.

(2O.sayfa)

15.2.2007

İstanbul Hastanesinin davetiyesini Süleyman Beye götürdüm. Bu arada yine ülkemizi konuştuk. Daha önce  ???  ??? geldi. Erkan Mumcuyu  ??? ettiğini, Mesut Yılmazın Süleyman Beyle görüşeceğini söyledi. Durumu Süleyman beye anlattık. Mesut Yılmaz gelsin görüşelim dedi. Artık herkesin bizim ??? söylediğimiz noktaya geldiğini belirttim.

29.4.2007

İstanbul Çağlayanda Cumhuriyeti koruma mitingi yapıldı. Kanal B saat 11 den itibaren çıkış noktasını özel olarak bu mitinge tahsis ettik. İstanbul canlı olarak 10 kişilik bir ekiple gün boyunca canlı olarak yayınladık. İstanbul hastanesine talimat verdim. Ekiplerimiz ambulans dahil katılım sağladık. Üniversiteyi ordaki arkadaşlarımız bizim bayraklarla ??????

(49.sayfa)

14 Nisan 2007 Bu modu geçmediğimi ???. 14 Nisan önemli bir gündü.  ??? Rektörler konseyinde yaptığım konuşmada herkesi Tandoğan Meydanına 14 Nisanda davet etmiştim. O gün 1 miyona yakın insan topluluğu katıldı. Ben bir vatandaş olarak katıldım. Başkent Üniversitesi yoğun bir olarak Pankartla ve gururla yürüdük. Bu bir başlangıçtı.

(5O.sayfa) 13.5.2007

izmir Gündoğan meydanında yine binler toplandı. Biz Kanal B de saat 11:00 den itibaren canlı olarak bu mitingi de verdik. Ülkemiz aydınlığa adım adım gidiyor.s

(52. sayfa)

20.5.2007

Dün yani 19.5.2007 gençlik ve spor bayramını kutladık. Anıtkabirde sadece Ali Doğramacı ve ben vardım. Başka rektör yoktu. Stada da yalnız ben gittim. Bugün ise Samsunda yine Cumhuriyeti koruma mitingi vardı. Binler katıldı. Kanal B canlı verdi. Bugün ayrıca Diyalog gurubu ile Türkiye Muhtarlar Derneği Cumhuriyeti koruma yolunda müşterek hareket etme kararı aldık. Protokol imzaladık. Yine Kanal B den haber olarak anında saat 13:30da yayınlandı, şeklindeki metinlerde, şüphelinin, Cumhuriyeti Koruma Mitingi adı altında düzenlenen, soruşturma kaftanımda haklarında işlem yapılan bir çok şüphelinin organize ettiği bu mitingleri yayınlaması için kurucusu olduğu Kanal B TV'yi tahsis ettiği, Başkent Üniversitesi mensup ve öğrencilerinin de bu mitinglere katıldığı, şüphelinin organize ettiği Diyalog grubu adı altında faaliyet gösteren oluşumun da bu mitinglere destek verdiği anlaşılmıştır.

Şüpheli Hasan AtamanYILIDIRM'dan ele geçirilen Sanık Doğu PERİNÇEK'in 19 Kasım 2007 tarihinde kaleme aldığı anlaşılan Türkiye Devrimin Yolu isimli dokümanda da Cumhuriyet ve Mehmetçik Mitinglerinin kitlesinin Cepheyi oluşturduğu, Cephenin de Milli Güçleri meydana getirdiği vurgulanarak Milli Güçlerin ve diğer unsurların Mevcut Hükümetin devrilmesi için kullanılacağının belirtildiği, Şüpheli Mehmet HABERAL'ın mevcut hükümetin devrilmesi için hayati öneme sahip olan öncü kuvvet olarak adlandırılan söz konusu mitinglere katılan şahısları organize edenlerden olduğu,

(74-75.sayfa)

Diğer taraftan bizler de aman ülke bölünüyor, terör birçok vatandaşımızı katlediyor, ülkenin geleceği tehlikede, cumhuriyet gidiyor diyerek, Cumhuriyet ve önce vatan toplantıları düzenliyoruz, ben adeta muhalefet yapan kişi, Kanal B de en muhalif kanal diye görülmekte, Başbakan bana yönelik genelgeler çıkarmakta, ben de onları iptal ettirmeliyim. İşte bu şartlarda Türkiye bugün seçime gidiyordu. Ben oyumu MHP sine verdim. Oyumu Ulubatlı Hasan İlkokulu 4523 nolu sandıkta kullandım. Saat 17:00 de sandıklar açılmaya başlandı. İlk sonuçlar benim için şaşırtıcı olmuştu. O şikayet eden, ağlayan, sokaklara dökülen insanlar adeta yön değiştirmişti. Anlıyordum ki bu seçim MENFAAT seçimi olmuş. Ülke düzelmemiş. Çıkar düşünülmüş. İbarelerinin yer aldığı

Tape:1828 de kayıtlı 10.02.2008 günü saat: 10.41' de İlhan SELÇUK ile X Bayan Şahıs/İlhan G.'nin yaptıkları telefon görüşmesinde özetle; X Bayan Şahsın İlhan SELÇUK' a hitaben "Canım teşekkür etmeye aradık çıktı ya bugün", "Kanal B evet ama yani Cumhuriyet'e yakışır bu iyi bir şey, İlhan iyi bir kanal", "Bak İ. G. konuşacak..." diyerek telefonu İlhan G.' ye verdiği, İlhan G.'nin "Valla dün bir toplantıya çağırdılar beni, güzel bir grup İsmail Hakkı K. filan da vardı, 3 tane general filan", "Yani onların da görüşü çok şey yani karamsar", "Yani adamlar tamamen bu adamlar adım adım şeriat devletine gidiyor diyorlar" dediği, İlhan SELÇUK'un "Gidiyorlar" dediği, İlhan G.'nin "Fakat bayıldım o KARADA Yi filan çok iyi hazırlanmışlar yani bayağı KAPALI BİR SEMPOZYUM GİBİ BİR şeydi, Bir kaç Profesör filan vardı. Adamlar memleketin halini görüyorlar ama bakalım Kurtuluşu nedir onun için bir şey söyleyemiyorlar" dediği, İlhan SELÇUK'un "şeye gidecek söylemezler tabi, bu eğer büyük bir çatışmaya giderse, efendim benim düşüncem şu zannediyorum, Anayasa Mahkemesi AKP'nin kapatılmasına karar verecek", "Bunun üzerine AKP de efendim isim değiştirecek hile-i seri ye yapacak işler büsbütün karışacak. Yani ve bir nokta da BİR HAKEME İHTİYAÇ DUYULACAK" dediği, İlhan G.'nin "ODA ASKER OLACAK" dediği İlhan Selçuk,Mehmet Haberal gibi örgütün üst düzey yöneticilerinin askeri müdahale özlemi içinde oldukları,imkanlarını böyle bir müdahale için seferber ettiklerinin anlaşıldığı,

3896' da kayıtlı, 19.02.2008 günü saat: 12.36 sıralarında İlhan Selçuk ile X bayan/Balbay'ın yaptıkları telefon görüşmesinde özetle; Aralarında uzun bir süre Cumhuriyet gazetesinin mali durumu ve günlük siyasi gelişmeler üzerine konuştuktan sonra; İ.Selçuk'un "Şimdi Balbay ! Burda geçen gün beni burada Bülent B. eski rektör falan Tonguç G. bide İstanbul Üniv. eski rektörü Kemal Alemdaroğlu falan geldi orada bana söyledikleri şey efendim sen toparlarsın bu işi bu işin başına geç bilmem ne gibilerinden tabi bu olmaz ben yalnız orda bir aklımıza bir şey geldi işte seninlede konuştuk galiba" "Fakat oda olmadı, şimdi orada da yine çeşitli fikirlerde insanlar bir araya geliyorlar işte Kemal Alemdaroğlu dediğin zaman Doğu Perinçek'e yakın öbürünü dediğin zaman berikine yakın Tuncay Özkan tabi onun da televizyonu var Doğu Perinçek'in de var efendim diyorlarki işte Kanal B oda bir Üniv. Televizyonu" "Şimdi bir nokta da sen konuyu açarsan biz Cumhuriyet gazetesiyiz efendim bu işlere girmeyiz ama ortada böyle bir realite var ye yani İlhan Selçuk'u da beni de başka arkadaşları da bir baskı altında tutuyorlar..,.Burada "Türkiye'nin bu Üniversite kesimi ve bürokrat kesimi durumdan pek memnun değil diye bir açılış yapabilirsin..." dediği tespit edilmiştir. Şüpheli Mehmet HABERAL'ın kendisine ait olduğunu beyan ettiği televizyon kanalı ile örgütün üst kurullarında alınan kararlar gereğince adı geçen diğer kanalların İlhan SELÇUK tarafından yönetilmesinin kararlaştırıldığı,ortak yayınlarla kamuoyu oluşturulup toplumun örgütün hedefleri doğrultusunda yönlendirilmesi ve manüpüle edilmesinin amaçlandığı,

Şüpheli Mehmet HABERAL'ın, Cumhuriyet Çalışma Grubu kararlan doğrultusunda planlanan cumhuriyete saygı mitinglerinde diğer rektörlerle birlikte hareket ettiği ve ordu göreve pankartlarının açıldığı mitinglere iştirak ettiği, bir çok siyasi lideri bir araya getirip Ergenekon silahlı terör örgütü nün amaçları doğrultusunda organize edip yönlendirmeye çalıştığı, telefon konuşmalarında hükümetin devrilmesi gerektiğinden bahsettiği Mustafa S. İle yaptığı görüşmede köprüyü geçene kadar, aradaki siyasal kavgaların ortadan kaldırılması yönünde talimat verdiği, aynı siyasinin" ben başbakan olacağım ama benim başbakanımda sizsiniz" hitap ve övgüsüne mazhar görüldüğü, ordu komutanlığı yapmış Ahmet Hurşit TOLON un' emredin gece 3 te kapınızdayım 'şeklindeki sözlerinden şüpheli Mehmet Haberal'ın Ergenekon silahlı terör örgütü nün karar mekanizmasında yer alan üst düzey yönetici konumunda bulunduğu,

Yasama ve Yürütme organlarını ortadan kaldırmaya,görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs eylemleri içinde fiilen bulunduğu anlaşılmakla;

Şüpheli Mehmet HABERAL'ın ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜ'nün yöneticisi olmak suçunu işlediğinden, eylemine uyan TCK'nun 314/1 Maddesi,

Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellmeye teşebbüs ettiğiniden, eylemine uyan TCK'nun 311/1 maddesi,

Cebir ve şiddet kullanarak yürütme organını ortadan kaldırmaya teşebbüs ettiğinden, eylemine uyan TCK'nun 312/1,

3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 5, TCK'nın 53, 58/9, 63. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.