3. Ergenekon İddianamesi/SORUŞTURMA EVRAKI İNCELENDİ V-ŞÜPHELİLERİN BİREYSEL DURUMLARI 13- Şüpheli Muhittin Erdal ŞENEL

a-Savunmaları, değiştir

Emniyet ifadesi

Ankara Hukuk fakültesinden 1962 yılında mezun olduğunu, aynı yıl Yedek Subay okulunda piyade eğitimi yaptıktan sonra, Malazgirt iline asteğmen olarak atandığını, yedek subaylık hizmetinin sonunda 1964 yılında Askeri Hakim sınıfına geçtiğini, hakim olarak Malatya ve Kars ilinde askeri savcı olarak görevlerde bulunduğunu, 1971 yılında Milli Savunma Bakanlığı Hukuk Müşavirliğine atandığını, son 4 yılı baş hukuk müşaviri olmak üzere 18 yıl bu hizmette bulunduğunu, 1989 yılında Tuğgeneral rütbesine terfi ederek Genel Kurmay Baş Hukuk Müşavirliğine atandığını, bu hizmetini 1997 yılının 30 ağustos ayında hakim Tümgeneral olarak ifa ettikten sonra 2003 yılında yaş haddinden emekliye ayrıldığını, emekli olduktan sonra herhangi bir iş yapmadığını,

Veli KÜÇÜK 'ü tanımadığını, sadece basından bildiğini,

İlhan SELÇUK'u Kent Otel toplantıları esnasında gördüğünü, ancak herhangi bir ilişkisi olmadığını, bu toplantılara hatırladığı kadarıyla üç (3) kez katıldığını, bunların dışında katıldığını hatırlamadığını,

Ergün POYRAZ'ın TSK'da çalıştığı sıralarda ziyaretine geldiğini, bu ziyaretin hatırladığı kadarıyla 1998-1999 yılında olduğunu, bu ziyaret sırasında Ergün POYRAZ'ın ismini hatırlayamadığı bir kitabını bıraktığını, bu kitabı Genel Kurmay Başkanına arz ettiğini, bu kitabın daha sonra Genel Kurmay Başkanı tarafından İstihbarat Başkanlığına verildiğini, Ergün POYRAZ ile aralarında herhangi bir ilişki olmadığını,

Mehmet Şener ERUYGUR'u tanıdığını, bu şahısın 1970'li yıllarda Asker Alma Daire Başkanı olduğunu, kendisinin Hukuk Müşaviri iken Şener ERUYGUR'un da Milli Savunma Bakanlığında ASAL Başkanı olduğunu, daha sonra kendisi Genel Kurmay Adli Müşaviri iken Şener ERUYGUR'un da Milli Savunma Müsteşarı olduğunu, orada da irtibatının çok olmadığını, bu şahısla olan irtibatının iş ile ilgili olduğunu, başka herhangi bir irtibatının olmadığını,

Ahmet Hurşit TOLON'un 34 yıllık arkadaşı olduğunu, değişik mesleki kademelerde birlikte çalıştıklarını, emeklilik sonrasında da dostluklarının devam ettiğini ve ailece görüştüklerini, samimi bir arkadaşı olduğunu, A.Hurşit TOLON ile herhangi bir ticari ilişkisi olmadığını, Hurşit TOLON'un Genel Kurmay Genel Sekreteri ve Genel Kurmay Lojistik Başkanı olduğu sırada beraber çalıştıklarını, Hurşit TOLON'un çok aktif bir insan olduğunu,

Sanık Ahmet Hurşit TOLON ile görüştükleri zamanlarda Hurşit TOLON'un herkesle görüştüğünü söylediğini, kendisinin de Hurşit TOLON'u herkesle görüşmemesi yönünde uyardığını, konumu itibariyle uygun olmadığını söylediğini, ancak Hurşit TOLON'un hala bildiğini okuduğunu, bildiği kadarıyla; Ulusal Platformlar, Türkiyem, Kadın Platformları, Başkent Üniversitesi Rektörü Mehmet Haberal isimli şahsın önderliğinde kurulan ismini hatırlamadığı düşünce grubuyla ve bilmediği başka gruplarla görüştüğünü bildiğini, ama isimleri hakkında bir bilgisi olmadığını,

İlker GÜVEN'le iş gereği Genel Kurma\ Başkanlığında yapılan toplantılarda görüştüğünü, toplantılarda beraber olduklarını, ilişkisinin bundan ibaret olduğunu,

Mustafa Ali BALBAY'la Kent Otel toplantılarında tanıştığını, bu toplantılara ne kadar sıklıkla katıldığını bilmediğini, bu şahısla herhangi bir ilişkisi olmadığını,

Sanık Ahmet Tuncay ÖZKAN'ı gazeteci olmasından dolayı tanıdığım, bu şahısla herhangi bir görüşmesi ve ilişkisinin olmadığını,

Tanju GÜVENDİREN ile hatırladığı kadarıyla 1990 yılında tanıştığını, o zaman bu şahsın yüzbaşı olduğunu, meslektaşı olması nedeniyle samimiyetlerinin olduğunu, aynı yerlerde görev yaptıklarını, başkaca aralarında bir ilişki olmadığını,

Engin AYDIN'ı Kent Otel toplantılarında tanıdığını, ayrıca kendi arkadaşlarıyla beraber oldukları gruplarının olduğunu, bu grupta Engin AYDIN ve yargı ve bürokratik kademelerde görev yapan şahıslarında olduğunu, bu toplantıların ayda bir yapıldığını, kendisinin de az katıldığını, daha sonra bu toplantılara katılmamaya başladığını, bu şahısla ' telefonla ve yüz yüze arada sırada görüştüklerini, şüpheli Engin AYDINTa aralarındaki ilişkinin bundan ibaret olduğunu, Münür Kemal YAVUZ'u asker olması nedeniyle tanıdığını, görev yaptığı zamanlarda beraber çalışmadıklarını, aralarında herhangi bir ilişki olmadığını,

Halil Kemal GÜRÜZ'ü tanıdığını, Eski YÖK Kanununa göre YÖK denetçilerinden birisinin asker olduğunu, bu nedenle şahısla telefon görüşmelerinin olmuş olabileceğini,

Tuncer KILINÇ Milli Savunma Bakanlığı Müsteşarı iken kendisinin Genel Kurmay'da Adli Müşavir olduğunu, bu nedenle tanıştıklarını, iş sebebiyle görüştüklerini, başkaca aralarında herhangi bir ilişki olmadığını, sorulan diğer şahısları tanımadığını,

Ergenekon ve Lobi dokumanı hakkında bir bilgisi ve ilgisi olmadığını, kimlerin ne amaçla hazırladığını bilmediğini, dokümanlarda geçen konularla ilgili herhangi bir faaliyet içerisinde yer almadığını,

"Devletin Yeniden Yapılanması Üzerine" "Fabrikatör, Gözlem - Analiz" isimli örgütsel dokümanlarla ilgi ve alakasının olmadığını, kimler tarafından ne amaçla hazırlandığını bilmediğini,

Tape No: 6247, 24.03.2008 tarihinde Hurşit TOLON ile yaptığı telefon görüşmesiyle ilgili olarak Hurşit TOLON'un kendisini ziyaret ettiğini belirttiği ve "Samsundaki Ümit" olarak tanımladığı şahsın kim olduğu sorulduğunda; Samsun'daki Ümit isimli şahsın Hurşit TOLON'un teyze çocuğu olduğunu, ancak soy ismini hatırlamadığını, 199O'lı yıllarda Samsun'da olduğu sıralarda Samsun Sıhhiye Okul Komutanlığında birlikte yemek yediklerini, bu suretle tanıştığını,

Doğu PERİNÇEK, Kemal ALEMDAROĞLU ve İlhan SELÇUK'un gözaltına alınmasını "Ayıp / Skandal" olarak nitelendirmesinin sebebinin ne olduğu sorulduğunda; Bu davanın içeriğini bilmediği için normal bir vatandaş olarak verdiği bir tepki olduğunu, bu yapının ne olduğunu kendisine sorulan sorulardan öğrendiğini, eğer böyle bir yapının varlığından haberdar olsa kesinlikle böyle bir tepki vermeyeceğini, bunları söylemesinin en büyük sebebinin basının yönlendirmesi olduğunu,

Bu görüşmeden önce Hurşit TOLON'un vereceğini söylediği şeyin ne olduğu sorulduğunda; Hurşit TOLON'un özel bir konusu ile ilgili bir durum olduğunu, bir şahsa yapacağı yardımla ilgili para istediğini, bu konuyu eşi ile paylaşmaktan çekindiği için konuyu kendisine açtığını,

Hurşit TOLON'un görüşeceğini söylediği kişinin kim olduğunu, söz konusu şahıs ile aralarında ne tür bir ilişki olduğu, görüşmeye esas olan konular ile ilgisinin ne olduğu sorulduğunda; Hurşit TOLON'un görüşeceği kişinin dönemin Genel Kurmay Başkanı Yaşar B. olduğunu, Hurşit TOLON'un Yaşar B. ile görüşeceği konu hakkında bir bilgisi olmadığını, görüşmede "Anladım" derken Hurşit TOLON'un Yaşar B. ile görüşeceğini anladığım, görüşmede geçen üst kat konusunun şuan oturduğu ikametinin üst katındaki Emekli Orgeneral Fevzi T. olduğunu, Hurşit TOLON'un burada Fevzi T. ile olan telefon irtibatmdaki çekincesinden duyduğu rahatsızlığı dile getirdiğini,

Görüşmeyi tam olarak hatırlamadığını, "öbür arkadaştan kastının Hurşit TOLON'un komutanı ve kendisine saygı duyduğu Emekli Orgeneral Fikret K. olduğunu, Fikret K. ile Ankara'ya geldiği dönemlerde zaman zaman bir araya geldiklerini, bu görüşmelerin genelde aralarında olduğunu, bu görüşmelerinin normal sosyal bir ilişki olduğunu, özel bir nedeninin olmadığını,

Tape No:6250, 25.03.2008 tarihinde Hurşit TOLON ile yaptığı telefon görüşmesiyle ilgili olarak; Hollandalı dostlarının aile dostları olan, Veliye ve eşi Rob VANDERZE olduğunu, Hurşit TOLON'a bu arkadaşlarından sürekli bahsettiğini, ancak Hurşit TOLON'un bu şahısları tanımadığını,

Bu şahısların gelmesinden dolayı ertelenen konunun ne olduğu sorulduğunda; sadece yemek için bir araya geldiklerini, bununda arada sırada bir olduğunu, bunun özel bir sebebi olmadığını, hatta Hurşit TOLON'u atlatmak için de bahaneler uydurduğunu,

Görüşmede Hurşit TOLON'un görüşeceğini söylediği ve kendisinin de bir takım taleplerde bulunduğu şahsın veya şahısların kim olduğu, Hurşit TOLON'un aktaracağı konuların ne olduğu sorulduğunda; Hurşit TOLON'un görüşeceği şahsın dönemin Genel Kurmay Başkanı Yaşar B... olduğunu, Hurşit TOLON'un Genel Kurmay Başkanına hep üst kat yani en tepesine diye hitap ettiğini, Hurşit TOLON'un bunu telefon dinlemelerine takılmamak için değil tarzı bu olduğu için böyle yaptığını,

"Bide sana bişey söyliyeyim ya sana bi görev vermediler filan demiştim onu hatırladınmı" derken TSK'dan emekli olan generallere Oyak kuruluşlarında ve TSK güçlendirme vakfı kuruluşlarında yönetim kurulu üyelikleri verildiğini, ancak kendisine hiçbir şey vermedikleri için bunun Yaşar B.......'a söylenmesini istediğini, konunun bundan ibaret olduğunu,

Tape No:8874, 16.05.2008 tarihinde Hurşit TOLON ile yaptığı görüşme ile ilgili Hurşit TOLON'un bahsettiği önemli toplantı ve önemli yerin ne olduğu sorulduğunda; Bu görüşmede geçen önemli toplantının Mustafa ÖZBEK'in liderliğini yaptığı Türkiyem grubu, Mehmet H.'nin liderliğini yaptığı grubu veya liderliğini kimin yaptığını bilmediği Marmara grubu ya da Sinan AYGÜN'ün yaptığı toplantılara Hurşit TOLON'un katılmış olabileceğini, ancak bu toplantıların mahiyeti hakkında bir bilgi vermediğini,

Hurşit TOLON'un Pazartesi günü kendisinin götürülmesini istediği yerin neresi olduğu, Hurşit TOLON'un öğrenmek istediği şeyin ne olduğu sorulduğunda; Pazartesi günü görüşecekleri konunun yukarıda da anlattığı gibi Hurşit TOLON'un fakir birine yardım yapmasıyla alakalı olduğunu, H. TOLON'un "Şimdi herifin biri bilinen işte yerdeki bildiğin taraftaki heriflerden biri bizim grubumuzun kişilerine yönelik bir hakaret bi zarflar kullandı." derken kimleri kastettiğini bilmediğini, ama biliyormuş gibi davranarak, konuşmayı uzatmak istemeyerek geçiştirmeye çalıştığını,

Tape No:8876, 20.05.2008 tarihinde Hurşit TOLON ile yaptığı görüşmeyle ilgili Hurşit TOLON'un bahsettiği ve birlikte toplantı düzenledikleri Rektörler ile öğretim üyelerinin kimler olduğu sorulduğunda; Hurşit TOLON'UN bizim dediği grubun kendi grubu olduğunu, bu grup üyelerini tanımadığını, kimlerin katıldığını ne amaçla toplandığını bilmediğini, Hurşit TOLON'un hiçbir faaliyetine veya toplantısına katılmadığını, Kemal ...? Denen şahsın Kemal ALEMDARDOĞLU olabileceğini, ancak net bir şey bilmediğini, Kemal ALEMDAROGLU ile herhangi bir arkadaşlık ilişkisinin olmadığını, herhangi bir toplantıda bir araya gelmediklerini, böyle bir toplantının yapılıp yapılmadığını bilmediğini, Bizim Necdet diye bahsedilen şahsın kim olduğunu bilmediğini, eğer bu kişi asker olsaydı bey diye hitap etmeyeceğini,

Sanık Ergün POYRAZ'in 9227040680843 I 8586 seri numaralı sim kartı incelendiğinde kendisine ait olan 532 418 04 34 numaralı cep telefonu numarasının Erdal P diye kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Bu şahısla aralarında nasıl bir ilişki olduğu sorulduğunda; Ergün POYRAZ'm numarasını nasıl bulduğunu bilmediğini, aralarında herhangi bir ilişki olmadığını,

Sanık Ergun POYRAZ'dan ele geçirilen ve şüphelinin korumalarının el yazması notlarının bulunduğu dokümanda; "10 Ocak 2003 Cuma" başlığı altında; "15:30 Milli Savunma Bakanlığında Görevli Erdal Paşaya (15) pdet "Patlak Ampul" isimli kitabını bıraktı" şeklinde notun bulunduğu tespit edilmiştir.

Söz konusu tarihte Ergun POYRAZ'ın ne amaçla (15) adet "Patlak Ampul" isimli kitabı bıraktığı, Ergün POYRAZ'ın ziyaretinin amacı sorulduğunda; Kitabın içeriği hakkında bilgisi olmadığını, yukarıda kitabı bir adet diye söylediğini, bunu söylemesinin nedeninin hatırlamadığından kaynaklandığını, bu kitabın kendisine bırakmasında özel bir sebep olmadığını, Ergün POYRAZ'ın ziyaret edeceğini Genel Kurmay Başkanı Hilmi Ö....... 'e bilgi verdiğini, ziyaretin sebebinin şahsın kendini tanıtmak için olduğunu,

Sanık Ergun POYRAZ'ın ikametinde yapılan aramalarda bulunarak el konulan dokümanlarda; ikametinin Jandarma korumasında olduğu sıralarda görevli jandarma personelinin 03 Ocak 2003 ile 11 Mart 2003 tarihleri arasında tutmuş oldukları el yazması notlara bakıldığında; "19 Şubat 2003 Çarşamba" başlığı altında; "14:45 MSB Erdal Paşanın yanma gelindi" "15:15 Erdal Paşanın yanından çıkış", "11 Mart 2003 Salı" başlığı altında; " MSB'da Tümgeneral Erdal ŞENEL'e Eski Ankara Emniyet Müd. Yrd. Osman AK'la birlikte ziyaret edildi. Bu görüşme 1 saat 15 dakikayı buldu." şeklinde notların yer aldığı tespit edilmiştir.

Söz konusu notlarda belirtilen görüşmeler ve içerikleri hakkında bilgisi sorulduğunda; belirtilen tarihlerde hatırladığı kadarıyla Osman AK ve Ergun POYRAZ'ın beraber geldiklerini, Osman AK'ın o dönemde Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı olduğunu, Ergün POYRAZ ile aralarındaki ilişkiden bir bilgisi olmadığını, yanma gelmelerinin sebebinin Osman AK'm görevle alakalı bir sıkıntısından dolayı olduğunu, şu an sıkıntısının ne olduğunu hatırlamadığını, Osman AK'ı şahsen tanımadığını, bu şahsı yanına Ergun POYRAZ'ın getirdiğini, nezaketen kabul ettiğini,

Sanık Ergun POYRAZ'ın Türk Silahlı Kuvvetleri ile bağlantısı olup olmadığı sorulduğunda; Ergun POYRAZ'ın askeriye ile bağlantıları hakkında bir bilgisi olmadığını, daha çok bu şahsın bağlantısının Jandarma Genel Komutanlığı ile ilgili olduğunu bildiğini, bu kuruma çok rahat girip çıktığını duyduğunu, ancak Jandarma Genel Komutanlığında herhangi bir görevinin olup olmadığını bilmediğini,

Tape No:8911, 04.07.2008 tarihinde Ertuğrul isimli şahısla yaptığı görüşme sorulduğunda; Ertuğrul isimli şahsın Ankara da avukat olan Ertuğrul G. olduğunu, bu şahısla Ankara Üniversitesinde okurken aynı sınıfta olduklarını, ayrıca bu şahıs gözaltına alındığı sırada hep yanında olduğunu, ancak avukatı olmadığını,

Görüşmede söz konusu soruşturma ile büyük bir darbe aldığını, bir anlamda Türk Silahlı Kuvvetlerinin bir darbe aldığını şeklindeki çıkarımını neye dayanarak yaptığı sorulduğunda; Hurşit TOLON' un bir Orgeneral olması nedeniyle Genel Kurmay başkan ve yardımcılarının bir telefon dahi olsa açmamaları, eşine bir geçmiş olsun bile dememelerinin kendisine çok dokunduğunu, insani bir tepki olarak böyle söylediğini, "Türk Silahlı Kuvvetleri darbe aldı" derken sinirlendiği ve üzüldüğü için böyle söylediğini,

Yürütülen soruşturmanın bir rövanş olarak görmesinin sebebi sorulduğunda; Bunda bir kastı olmadığını, kaldı ki o sıralarda Ergenekon'un ne olduğunu bilmediğini, sorular yöneltildikten sonra Ergenekonun bir terör örgütü olduğunu anladığını,

Soruşturma kapsamında gözaltına alman ve bir kısmı halen tutuklu bulunan bazı şahısların katıldığı ve "Kent Otel Toplantıları" olarak adlandırılan toplantılara katılıp katılmadığı sorulduğunda; Kent Otel toplantılarına 3 ya da 4 defa katıldığını,

Engin'in Engin AYDIN olduğunu, ancak bu şahsın bu toplantıları organize ettiğinden bir bilgisi olmadığını, Engin AYDIN'la da orada tanıştığını, bu toplantıların nasıl ve kim tarafından organize edildiğini bilmediğini, toplantıların ilk kez nasıl başladığın bilmediğini, kendisini ilk defa Yücel Y. veya Engin AYDIN'm davet ettiğini, burada sadece ulusal ve uluslararası sorunların konuşulduğuna şahit olduğunu, örnek olarak ta uluslar arası terörizm, PKK, Kuzey Irak meselesinin konuşulduğu toplantılara bizzat katıldığını, bunun dışında da konuşulduğunu bildiği konuların Türkiye'nin tarım politikaları, yüksek öğrenim sorunları, Türkiye'de yargının işleyişi ve sorunları gibi konuların konuşulduğunu duyduğunu, bu toplantılarda bir sonraki toplantının konuşmacısı ve konunun seçildiğini, her toplantıda sadece bir konuşmacı olduğunu, seçilen uzman konuşmacıların da o günün güncel konusuna göre belirlendiğini, konuşma bittikten sonra soru cevap bölümünün başladığını, bu toplantıların tam bir konferans şeklinde geçtiğini, katıldığı toplantılarda konuşmacı olmadığını, eleştirilerini de beyan etmediğini, sıkıldığı için bu toplantılara daha sonra katılmadığını,

Bu toplantılarda konuşma yapan şahısların kimler olduğunu ve hangi konularda konuştukları sorulduğunda; Bu toplantılarda Şener ERUYGUR, Ahmet Hurşit TOLON, Sabih KANADOĞLU'nun konuştuklarını duyduğunu, Sabih KANADOĞLU'nun yargı bağımsızlığı hakkında konuştuğunu, Ahmet Hurşit TOLON'un PKK hakkında konuştuğunu, Şener ERUYGUR'un hatırladığım kadarıyla Kuzey Irak meselesini konuştuğunu,

"Kenan Paşa" olarak bahsedilen şahısın kim olduğu, toplantılar ile ilgisinin ne olduğu sorulduğunda; Kenan Paşa isimli şahsı tanımadığını, bu toplantılarla ilgi ve alakasının olup olmadığını bilmediğini,

Tape No:8864, 26.08.2008 tarihinde Bülent isimli şahıs ile yaptığı görüşmeyle ilgili olarak Bülent..? isimli şahsın kim olduğu, bu şahsın ne amaçla Kent Otel Toplantılarına katılanların listesini istediği sorulduğunda; görüştüğü şahsın Bülent TOLON olduğunu, İstanbul'da İnşaat mühendisi olduğunu, abisi Hurşit TOLON'a vermek üzere istediğini,

Engin Aydın isimli şahsın Kent otel Toplantılarındaki rolü sorulduğunda; Hurşit TOLON ile olan görüşmelerinin birinde Hurşit TOLON'un Kent Otel toplantılarının sekreteryasını yürüttüğünü söylediğini,

Tape No:8900, 12.08.2008 tarihinde Bülent TOLON'la yaptığı görüşmeyle ilgili Bülent TOLON'a bahsettiği konunun ne olduğu, Bülent TOLON'un gidip görüştüğü kişinin kim olduğu, , Kent otel toplantılarına katılanların isim listesini bu şahsa verip vermediği, verdiyse bu listede kimlerin isimlerinin bulunduğu sorulduğunda: Bahsedilen konunun Hurşit TOLON'un Kent otel toplantısına katılanların isim listesini istemesi olduğunu, gidip görüştüğü kişinin abisi Hurşit TOLON olduğunu, Hurşit TOLON'dan öğrendiği kadarıyla bu toplantıların sekreterinin Engin AYDIN olduğunu, Bülent TOLON'a Kent otel toplantısına katılanların listesini vermediğini, Tolga TOLON'un kendisinden listeyi istediğini, kendisinin de iddianame açıklansın gerekirse listeyi mahkemeye sunarız dediğini,

Tape No.6181, 29.02.2008 tarihinde Ahmet Hurşit TOLON'la yaptığı görüşmeyle ilgili Hurşit TOLON'un bahsettiği "12 Nisan çalışmasının" ne olduğu, söz konusu çalışmalar kapsamındaki toplantılarla ilgili olarak; Hatırladığı kadarıyla 12 Nisanda Ankara da bir miting yapılacağını, Hurşit TOLON'un 12 Nisan çalışması diye bahsettiği konunun bu olabileceğini, böyle bir mitingin yapılıp yapılmadığını hatırlamadığını, böyle bir mitingin organizasyonunda yer almadığını, ayrıca hiçbir mitingin organizasyonunda yer almadığını, mülkiyeliler diye bahsedilen yerin Mülkiyeliler birliği olduğunu, bunun bir grup olmadığını,

Toplantıya Atatürkçü Düşüncenin Genel Sekreterinin çağırıp çağırmadığı, çağırdı işe şahsın kim olduğu, önemli olarak tabir edilen konunun ne olduğu sorulduğunda; Bu yemeği tahminine göre Engin AYDIN'm organize ettiğini, Engin AYDIN'ın sık sık yemekler organize ederek belli şahısları çağırmasının özel bir sebebinin olmadığını, tahminince Engin AYDIN'm çevre edinmeye çalıştığını, Tape No:8870, 08.05.2008 tarihinde Engin AYDIN ile yaptığı görüşmeyle ilgili bir hafta sonra Emin..? isimli şahsın düzenlemeyi planladığı yemekli toplantı hakkında bildikleri sorulduğunda; Bu görüşmenin arkadaşlar arasında yaptıkları yemekli görüşme olduğunu, ama bu görüşmeye katılmadığını, Emin isimli şahsında muhtemelen Emin Ç. olduğunu,

Tape No:8883, 30.05.2008 tarihinde Tanju GÜVENDİREN ile yaptığı görüşme sorulduğunda; görüşmede geçen Orgeneral'in Hurşit TOLON olduğunu, yapmayı düşündükleri konunun beraber yemek yemek olduğunu,

Tape No:8887, 02.06.2008 tarihinde Ahmet Hurşit TOLON ile yaptığı görüşme ile ilgili olarak; Hurşit TOLON'un sivil toplum kuruluşlarıyla yaptığı toplantılar olduğunu,

Tape No:8912, 29.10.2008 tarihinde Abdullah K. ile yaptığı görüşmeyle ilgili olarak bu şahısla görüşeceğini beyan ettiği önemli konunun ne olduğu sorulduğunda; Hurşit TOLON ile samimiyetinden dolayı gözaltına alınacağını düşünerek avukatı olan Abdullah K.'den eğer böyle bir olay olursa avukatlığını yüklenmesini istediğini söylediğini, ayrıca avukat Yavuz A. D.'den bahsettiğini, ama kabul etmediğini, Ankara Sheraton Otelde görüştüklerini, konunun bununla alakalı olduğunu, Tape No:8744, 15.09.2008 tarihinde Engin AYDIN ile İlkay S.'nin yaptığı görüşmeyle ilgili olarak; TÜMEB'in ne olduğunu bilmediğini, Reşit paşa isimli şahsı tanımadığını, Hurşit TOLON olabileceğini, Turan K.nm Engin AYDIN'ın gözaltına alındıktan sonra Engin AYDIN'm avukatlığını üstlenen arkadaşı olduğunu,

Engin AYDIN'ın "Hurşit Paşanın Büyük Bi Telaşı Var" derken kendisinin bu yemekleri düzenliyormuş gibi olmaktan tedirgin olduğunu düşündüğünü, Engin AYDIN'ın yukarıda cümleleri sarf etmesinin sebebinin Yargıtay üyelerinin bir kısmını zan altında kalmasını istememesinden kaynaklanmış olabileceğini, Engin AYDIN'ın söylediğini iddia ettiği cümleleri kesinlikle kendisine aktarmadığını, böyle bir konuşmanın aralarında geçmediğini, bu cümleleri Engin AYDIN'ın kendi kafasından söylediğini,

Tape No:8774, 22.10.2008 tarihinde Engin AYDIN ile Ayhan S.'nin yaptığı görüşmeyle ilgili Salim T.'nin kim olduğu, aralarındaki ilişki sorulduğunda; Salim T.'nin Ankara'nın meşhur emlakçısı olduğunu, aralarında herhangi bir ilişki olmadığını,

BİZİM GRUP diye tabir edilen grubun kimlerden oluştuğu, grubla olan ilişkisi, grubun amacının ne olduğu sorulduğunda; Ayhan S.'nin Ankara'nın sayılı zenginlerinden olduğunu, bu şahsın Ankara Dikmen'de kendi ve karısı adına okul yaptırdığını, bu okulların açılışı için bastırılmış davetiyeler olduğunu, bu açılışa katılmadığını, burada bahsettiği organizasyonun okulun açılış merasiminden haberder edilmesi konusu olduğunu,

Ergenekon silahlı terör örgütü nün mevcut siyasi yapı içerisindeki bazı parti ve parti mensuplarına karşı dez-enformasyon çalışması yaptıkları, hatta bazı siyasi parti kurullarında kargaşa yaratmaya kadar varan faaliyetler planladıkları, kendileri gibi düşünmeyen siyasilere gerekirse suikast düzenlenmesi yoluna gidilmesi yönünde planlamalar yaptıkları ve özellikle Cumhuriyet Halk Partisinin mevcut yapısının mutlaka değiştirilmesi gerektiği yönünde çalışmalar içerisinde oldukları tespit edilmiştir. Ergenekon silahlı terör örgütü nün bu tür faaliyetleri ile ilgili herhangi bir çalışma yapıp yapmadığı sorulduğunda; Ergenekon silahlı terör örgütü ile hiçbir bağlantısı olmadığını, ifade esnasında öğrendiklerinden dolayı Ergenekon silahlı terör örgütü nü şiddetle kınadığını, hayatı boyunca siyasi bir faaliyeti olmadığını, herhangi bir partiye üyeliği olmadığını,

Tape No:6235, 17.03.2008 tarihinde Hurşit TOLON ile yaptığı telefon görüşmesiyle ilgili görüşmeye esas olan konunun ne olduğu sorulduğunda; Hatırladığı kadarıyla 2008' in mart ayında Sabih KANADOĞLU'na bir takım görüşler beyan edilmek suretiyle karşıt fikirlerin bildirildiğini, toplumda önemli bir mevkide bulunduğundan dolayı bu fikri saldırıların fiziki saldırıya dönüşebileceğinden korktuğundan dolayı Hurşit TOLON'a koruma altına alınması lazım diyerek düşüncesini belirttiğini, Hurşit TOLON'un Sabih KANADOĞLU'na ne tür tavsiyelerde bulunduğunu bilmediğini,

Görüşmede geçen Tuncay..?, Çömez..? olarak nitelendirilen şahısların kimler olduğu sorulduğunda; Tuncay'ın Tuncay ÖZKAN, Çömez'in Turhan ÇÖMEZ, Tuncay ÖZKANla yukarda da söylediği gibi bir defa görüştüğünü, Turhan ÇÖMEZ'i hiç tanımadığını, Tuncay ÖZKAN ve Turhan ÇÖMEZ'in o dönemlerde siyasi bir oluşum içerisinde olduklarını, siyasi parti kurmak veya bir siyasi partiye dahil olmak emelinde olduklarını, Tuncay ÖZKAN'nın o dönemde Mümtaz SOYSAL'ın Bağımsız Cumhuriyet Partisi' ne katılacağı yönünde basında haberler çıktığım, gazetelerden takip ettiği kadarıyla bu siyasi oluşumdan haberdar olduğunu, bu siyasi oluşumdan basın vesilesi ile haberdar.olduğun dan dolayı Hurşit TOLON'a bu yemeğe katılabileceğini söylediğini, Bu yemeğe katılmadığını. Hurşit TOLON'un kendisine sürekli bu yemeklere katılmadığı için serzenişte bulunduğunu, Turhan ÇÖMEZ'e karşı ön yargılı olduğundan dolayı ve Turhan ÇÖMEZ’in o dönemdeki faaliyetlerinden dolayı hoş karşılamadığını ve Hurşit TOLON'un da kırılmasını istemediği için Tuncay ÖZKAN'la yemeğe katılabileceğini söylediğini,

Tape No:5028, 22.05.2008 tarihinde Mustafa BALBAY ile İbrahim Y. arasında yapılan telefon görüşmesi sorulduğunda; Katıldığı yemeklerden birinde Tuncay ÖZKAN'm Kanaltürk' ü satması ile alakalı olarak bir bahis açıldığım, bu yemekte anladığı kadarıyla Mustafa BALBAY'ın Kanaltürk'ün Koza grubuna satılmasından dolayı sinirlenip "Biz Kaç Kişiyiz Hareketine ve Tuncay ÖZKAN'in arkasından giden şahıslara ihanettir" dediğine şahit olduğunu,

İbrahim Y.'nin Erdal ŞENEL'i 28 Şubatın Hukuk Müşaviri, Genel Kurmay Tümgeneral diye tanımlamasının sebebi sorulduğunda; 1997 yılında 28 Şubat esnasında Genel Adli Müşaviri olarak görev yaptığından dolayı bu şekilde nitelendirdiğini, Adli Müşavirliğin karar alma mekanizması içinde bulunmadığını sadece hukuki görüş bildirip yapılan işlemlerin hukuka uygun olarak yapılmasını sağladığını,

Şüpheli Mustafa BALBAY'a ait "CASPER" marka dizüstü bilgisayarın har d diski üzerinde yapılan incelemede "GUN0902.TXT" isimli bir Metin dosyasında; "12 Eylül Perşembe akşam Çalgan'da yemek. Yücel Y Erdal Şenel (Tümg. Gen Kurm. Aidi Müş), Engin AYDIN, "AKP yükseliyor. Tek başına iktidara gelebilir. Bunlar Erbakan'dan daha beter. Erbakan'ı ararız. Laikliği sulandırmak isteyeceklerdir. Merkez sağdan bir kişi onlara geçecekti, sordular. "Celsede size de yer ayıralım' dedim... Öyle bir şey olursa AB, ma be dinlemeyiz. Ne AB'si yaaa.. 30 Ağustosta Yılmaz'ı çektim, ya bu seçim kararını niye aldınız' dedim. Bir şey diyemedi... böyle şey olmaz... Turgay C... yurtsever adamdır... Dağıtım tekelinin kırılması iyi oldu..." şeklinde yer alan notlar ile ilgili olarak; Bu konular ile alakalı olarak Mustafa BALBAY ile görüşmediğini, böyle notları nereden temin ederek yazdığını bilmediğini, bu notların hiç birisini kabul etmediğini,

"CELSE" olarak tanımladıkları toplantıların nerede ne kadar sıklıkla yapıldığı, kimlerin katıldığı sorulduğunda; Celse'nin uydurma bir kelime olduğunu, böyle bir şey olmadığını, "...30 Ağustosta Yılmaz'ı çektim, ya bu seçim kararını niye aldınız' dedim. Bir şey diyemedi... böyle şey olmaz..." şeklindeki beyanı sorulduğunda; Böyle bir görüşme olmadığı için ben böyle bir şey yapmadığını,

Sanık Mustafa BALBAY'dan ele geçirilen "CASPER" marka dizüstü bilgisayara ait har d disk üzerinde yapılan incelemede; "GUN1102.TXT" isimli bir Metin dosyası tespit edilmiştir. Söz konusu Metin Dosyası içeriğinde; "14 Kasım 02-Perşembe. Mini ehli dil... gazi orduevinde. Yener, A , A , Erdal, Ö Ev sahibi Şenel "ben çok karamsarım" dedi, devam etti, "ben Türkiye Cumhuriyeti askıya alınmıştır diyorum. Karamsarım. Çok karamsarım. Bunlar başlangıçta ılıman gelecekler, sonra usul usul girecekler. Kadrolaşacaklar. Fethullah iktidarda... Bunlar ekonomide de başarılı olur. Yastık altındaki paraları çıkarırlar, yeşil sermayeyi getirirler.. Demek ki biz patinaj yapmışız. Bunlarla mücadele ediyoruz dedik ama boşunaymış. CHP de umut vermiyor... bilmiyorum... karamsarım..." şeklinde yer alan notlarda belirtilen şahıslar ve bu şahıslar ile aralarındaki ilişki ile ilgili olarak; Belirtilen tarihte böyle bir görüşme olmadığını, bunların hiçbirisini kabul etmediğini,

Sanık Mustafa BALBAY'dan ele geçirilen "CASPER" marka dizüstü bilgisayarın har d diski üzerinde yapılan incelemede; "GUN1102.TXT" isimli bir metin dosyasının içerisinde; "18.11.0 Pazartesi. Dünkü pazar panoramadan sonra Erdal ŞENEL aradı. Kutladı. İyi dengelediniz dedi. Bülent A.'ya soruları olabildiğince net sordum. "Size her kesimden oy verildi, içinizdeki redikallerle bunu nasıl dengeleyeceksiniz" dedim... O da ılımlı gibi görünmeye çalıştı. Erdal ŞENEL'e göre, AB'nin "Türkiye'de asker etkin" falan demesi AKP'nin planı da olabilir. AB üzerinden istemlerini yerine getirmek istiyor olabilirler.. Orta vadede, ordunun etkisini azaltmaya yönelik hedef de olabilir dedi. Bunun usul usul başladığını söyledi" şeklinde yer alan notlarla ilgili olarak; Böyle bir görüşme olmadığını, bunların hiçbirisini kabul etmediğini,

ADD Genel Merkezindeki Genel Başkan odasında bulunan (6) nolu Cd içerisindeki; "(1) DISKIMsiyaset\MAHALLÎ GENEL SEÇİMLER DOC" isimli Word dosyasında, "Biyografik İstihbarat" başlığı altında ise söz konusu siyasi kişiliklerden Ali Talip ÖZDEMÎR hakkında ayrıntılı olarak siyasi ve kişisel bilgilerin yer aldığı, bu bilgilerin maddeler halinde işlendiği, bu maddeler arasında "...Bld. Bşk. iken Fethullahçı gruplar ile yakın ilişkiye girdi. Atatürkçü STK'larına tavır aldı. 11 Ocak 2003'te Genel Başkanlığa seçilmeden önce N I...., M. A... I... ve M.... A.... ile ABD'ne giderek, F.GÜLEN'den icazet aldı. E. Tümg. Erdal ŞENEL'de kaset var..." şeklinde yer alan notlarda kendisinde olduğu belirtilen KASET sorulduğunda; bu olaylar ile en ufak bir ilgi ve alakası olmadığını, böyle bir kasetinde olmadığını, dokümanlardan bir bilgisi olmadığını, kimlerin ne amaçla hazırladığını bilmediğini, böyle mahiyette çalışmalar yapmadığını, yapmasının da mümkün olmadığını,

Tuncay ÖZKAN ile arasındaki ilişki sorulduğunda; Tuncay ÖZKAN'ı gazeteci olması nedeniyle tanıdığını, bu şahısla samimi bir ilişkisi ve özel bir görüşmesinin olmadığını, belki toplu bir yemekte görüşmüş olabileceğini, Genel Kurmay Adli Müşaviri olması nedeniyle basını yakından takip etmesinin görevi olduğunu, bu vesile ile birçok gazeteciyi tanıdığını,

Sanık Şener ERUYGUR dan ele geçirilen 6 nolu CD'nin içerisinde Tuncay ÖZKAN ile Levent ERSÖZ arasında 16 Aralık 2003 tarihinde yapılan görüşmenin çözüm tutanağının bir bölümünde; Tuncay ÖZKAN'in "...İki yıl önce gelindiğinde bana Genelkurmay Adli Müşavirliğinden Erdoğan ŞENER paşa. kendisini tanımam diğer komutanları tanıyorum da kendisini hiç tanımıyorum. Dedi ki "Tuncay Bey sizinle konuşmak istiyoruz". Tanju GÜVEN Albayla, geldiler bana dediler ki; "Biz oturduk, J. Başkanları toplantısında bu konuya el attık. Bu grup Ulusal bir grup ve bizden yardım istedi. Sen Doğan gurubundasın. Tuncay'ın "Doğan grubunun da en iyi adamlarından biriyim." dediği, Türkiye'de Doğan grubunun tahlilini yap". Tuncay'ın "ulusal açıdan Doğan grubunun tahlilini yapacak olursam Doğan grubu Türkiye'ye zararlıdır. Mutlaka alternatifin oluşturulması gerekir. Bana dediler ki "Sana bir teklif gelecek Sen bu teklifi kabul et". Tuncay'ın "Ben Türkiye'de alternatif bir medya yaratılmasını, o medyanın ulusal duruşunun güçlendirilmesini memnuniyetle desteklerim. Bir hafta sonra gruptan bana teklif geldi." dediği, "Bu ulusal bir görevdir. Bu grup batmaz sen merak etme dendi. Tuncay'ın "Ben onun üzerine girdim. Girince tabi diğer komutanlarla görüşme fırsatım oldu. Herkes 'Ulusal bir gruptur, desteklenecektir' mesajını verdi. Bu mesajı alınca ben burada fark etmişsinizdir, ilk günden itibaren bir ulusal duruş, ona uygun olarak hemen televizyonu boşalttım. Uygun programları koydum, gazeteyi boşalttım, gazetede uygun bir çizgi yarattım ve grubun çizgisi oluştu..." şeklinde yer alan notlar ile ilgili olarak; Dokümanda geçen "Erdoğan ŞENER paşanın" çalıştığı dönem ve görevi göz önüne alındığında kendisi olduğunu düşündüğünü, böyle bir görüşmenin olmadığım, bunu kabul etmediğini, Genel Kurmayda Ulusal grup diye bir grubun olmadığını, hiç kimseye alternatif bir medya oluşturulması için teklif ve talimat vermediğini, Görevde olduğu dönemde Tuncay ÖZKAN ile görüşüp görüşmediği sorulduğunda; İş gereği bu şahısla görüşmüş olabileceğini, bu görüşmelerin Genel Kurmayın bilgisi dahilinde olduğunu, Mustafa Ali BALBAY ile gazeteci sıfatı dışında herhangi bir ilişkisi olup olmadığı sorulduğunda; Mustafa BALBAY ile Kent otelde yapılan toplantılarda tanıştığını, aralarında herhangi bir ilişki olmadığını,

Mustafa BALBAY'a ait "Casper" marka dizüstü bilgisayarının hard diskinde yer alan "25.TXT" isimli metin dosyası ile ilgili söz konusu notta belirtilen yemekli toplantı ve bu toplantıya katılan şahıslar ile ne tür bir bağlantısı olduğu, bahse konu toplantıda hangi konuların görüşüldüğü sorulduğunda; Söz konusu toplantının belirtilen yerde gerçekleştiğini, katılan kişilerin doğru olduğu, başka kişilerin olup olmadığını hatırlamadığını, metinde geçen kendisinin söylediği sözler olduğu düşünülen sözlerin doğru olduğunu, burada herhangi bir kişiyi yönlendirme yada birilerine talimat vermenin söz konusu olmadığını, merkez dağıtımın kurulacağını öğrendiğinde Doğan dağıtımda olan dağıtım tekelinin kırılması düşüncesini ülke adına faydalı bulduğunu ve kendi kişisel düşüncesini açıkladığını,

18 Aralık 2003 başlıklı ve Mustafa Balbay'm "CASPER" marka dizüstü bilgisayarın hard diskinde yer alan "deniz.doc" isimli belge ile ilgili sorulduğunda; Bu görüşmenin Özden Ö. ile yapıldığını, niçin kötü bir haber verecekmiş gibi bir his olduğunu söylediğim bilmediğini, şuan BA'nın ne olduğunu bilmediğini, tanıdığı tek Tanju isimli şahsın, Tanju GÜVENDİREN olduğunu, ancak Tanju'nun Özden Ö. ile bir ilgi ve alakasının olmadığını, Cumhuriyet Gazetesi ve Turgay C. ile bir bağlantısı olmadığını, bu bağlamda herhangi bir çalışmasının olmadığını,

Tape No:8886, 02.06.2008 günü Ahmet Hurşit TOLON ile yaptığı telefon görüşmesi sorulduğunda; Merkez diye tabir edilen yerin Merkez orduevi olduğunu, Ahmet Hurşit TOLON'un başkalarının duymasından çekindiği önemli bir konu olmadığını, ancak Hurşit TOLON ile samimiyetinden dolayı zaman zaman özel, şahsi konular konuştuklarını, bunları kimsenin duymaması için böyle bir kelime sarf etmiş olabileceğini, TRT'den gelecek şahsın kim olduğunu bilmediğini, bu şahsın bilgi vereceği konu hakkında bir bilgisi olmadığını, Hurşit TOLON'un etkili bir insan olduğundan dolayı zaman zaman çeşitli kurumlardan her çeşit insanın Hurşit TOLON'a gelerek bir takım konular hakkında bilgi verdiğini, Hurşit TOLON'un görüşlerine başvurduklarını, burada bahsi geçen konunun da böyle bir olay olabileceğini,

Tape No:6264, 31.03.2008 günü Ahmet Hurşit TOLON ile yaptığı telefon görüşmesi sorulduğunda; 5 Nisan Cumartesi günü saat:08.00 de bahsedilen görüşmenin gerçekleşmediğini, Yarsav'daki arkadaş diye bahsedilen şahsın tahminince Yarsav Başkanı olabileceğini, bu şahsa iletilecek konunun içeriği hakkında bir bilgisi olmadığını,

İkametinde yapılan aramalarda ele geçirlen Tesco CD-R ibareli CD incelendiğinde; - 1960, 1980 ve 1997 tarihli klasörler olduğu, bu klasörlerin içeriğine bakıldığında 1960 ve 1980 darbelerinin gazetelerde çıkan haberlerin ve 1997 yılındaki 28 Şubat süreci ile ilgili gazetelerde çıkan haberlerin olduğu görülmüştür. Ülkemizde 1960 ve 1980'de gerçekleşen yönetime el koyma olayları ve 28 Şubat olayları ile alakalı olarak gazete haberlerini toplamasının sebebi sorulduğunda; Bu CD içerisinde çıkan arşivleme olayından bir bilgisi olmadığını, Türkiye'de yayınlanan gazetelerden oluşan bir derleme olduğunu, bilgisayardan ve bilişim teknolojilerinden anlamadığını, CD hakkında bir bilgisi olmadığını, Yine Aynı CD içerisinde 2937 sayılı yasa karşısında insan istihbaratı (ÎNİS) olan bir klasörün olduğu ve içeriğinde;

- ANDIÇ başlıklı GİZLİ ibareli yazı olduğu ve TSK Kuvvetlernin İstihbarat bilgilerin, şemaların ve yabancı kurumların istihbarat şemalarının olduğu görülmüştür.

  • TSK Kuvvetlerine ait GİZLİ olan bir belgeyi bulundurmaktaki amacı sorulduğunda; Bu belgeyi kendisinin temin etmediğini, nasıl bulunduğu yere girdiğini bilmediğini,

Yine aynı CD içerisinde tespit edilen GİZLİ ibareli EYLEM PLANI başlıklı yazı ve KARANLLK SA VAŞ KONSEPTİ 2 isimli slayt ile ilgili olarak, bu CD'den haberi olmadığı için bu konulardan da bir bilgisi olmadığını, Bu Slaytın nerede ne amaçla ve kimler tarafından hazırlandığını bilmediğini, Sanık Mustafa BALBAY'a ait "CASPER " marka dizüstü bilgisayarın hard diskinde yer alan "23NISU1. TXT" isimli Metin dosyası ile ilgili olarak; Şenel isimli şahsın kim olduğunu bilmediğini, Mustafa BALBAY ile böyle bir toplantı yapmadığını, bunların hiçbirisini kabul etmediğini,

Tape No:8911, 04.07.2008 tarihinde Ertuğrul isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesi sorulduğunda; Ergenekonun mahiyetini bilmediğini, öylesine bir laf söylenmiş olabileceğini, şimdi farklı düşündüğünü,

Tape No:8880, 23.05.2008 tarihinde Hurşit TOLON ile yaptığı görüşmeyle ilgili Hurşit TOLON'un "BİR" olarak bahsettiği şahsın kim olduğu sorulduğunda; "Bir" tabirinin Genel Kurmay Başkanı olabileceğini, bu konunun ne olduğunu bilmediğini,

Sanık Mustafa BALBAY'dan ele geçirilen "CASPER" marka dizüstü bilgisayarın hard diskinde bulunan "GUN0301.TXT" isimli metin dosyasında yer alan 8 Ocakta gerçekleşen toplantı hakkında bildikleri sorulduğunda; 8 Ocak toplantısı hakkında bir bilgisi olmadığını,

Aynı metin dosyasında "9 Ocakta kendisinin de yer aldığı" yazılı olan toplantı hakkında bildikleri sorulduğunda; böyle bir toplantıya katıldığını hatırlamadığını,

Sanık Mustafa BALBAY'a ait "Casper" marka bilgisayar harddiski içerisinde bulunan "GUN1002.TXT" isimli bir metin dosyasında; 5 Kasım Sah günü akşamüzeri Genkurm. Adli Müşaviri Tümgeneral Erdal ŞENEL'le görüşme.. Çok bozuk... Seçim sonuçlarını Fethullah'ın iktidarı olarak yorumladı. Bunların başlangıçta takıye yapacağını, Fethullah gibi kendini gizle, çok güçlü olduğun an ortaya çık modelini benimseyeceklerini söyledi. İçim acıyor.. Bu kadar olamaz dedi... Çocuklarımı düşünüyorum, Mustafa Kemal Türkiyesi bu olmamalı dedi... TSK'nin dimdik ayakta olduğunu gerekeni yapacağını söyledi" yazdığı görülmüştür. TSK'nm dimdik ayakta durarak gereğini yapacak derken neyi kast ettiği sorulduğunda; böyle bir görüşmeyi Mustafa BALBAY ile yapmadığını, konudan herhangi bir bilgisi olmadığını, Özden Ö. ile bir görüşmesinin olmadığını,

Sanık Mustafa BALBAY'dan ele geçirilen "CASPER" marka dizüstü bilgisayarın hard diski üzerinde yapılan incelemede "MASAL. TXT" isimli bir Metin dosyasnını içeriğinde;"29 Nisan. Akşam Perşembe Grubu toplandı. Erdal bey; Türkiyede artık demokratik yollardan yapılabilcek çok az şeyin olduğunu söyledi. Adamların dini alıp kullandığı geriye bir şey kalmadığım söyledi. Hurşit bey için çok övücü şeyler söyledi. Takıldım: hayatta en hakiki mürşit Hurşittir...Bir numara için molla diyoruz dedi.." şeklinde yer alan notlarla ile ilgili olarak Perşembe grubundan bahsederek "Türkiye 'de artık demokratik yollardan yapabilecek çok az şeyin kaldığını" söylemekteki amacının ne olduğu sorulduğunda; Böyle bir şeyi kabul etmediğini,

Üst aramasında ele geçirilen malzemelerin kendisine ait olduğunu, mal varlığı olarak Ankara'da bir dairesinin, Bodrum'da bir yazlık ve iki tanede arabası olduğu, banka da satmış olduğu evin parası olarak eşiyle beraber ortak hesaplarında 460.000 TL para olduğunu beyan etmiştir.

Savcılık ifadesi İfade vermeye başlamadan önce Emniyette kendisine gösterilen belgelerden Ergenekon'un çok ciddi ve derin bir yapılanma olduğunu anladığını, böyle bir örgütle uzaktan yakından bir alakasının olmadığını, belgeleri incelendiğinde korkunç bir yapı olduğunu fark ettiğini, yıllarca askeri hakim olarak çalışmış ve Genel Kurmay Adli Müşavirliğinden Tümgeneral olarak emekli olmuş biri olarak bu suçlamaları kabul etmediğini, böyle bir oluşum içinde olmasının mümkün olmadığını, emniyet ifadesinde samimiyetle herşeyi anlattığını, sorulan her soruya ayrıntılı cevap verdiğini, Hurşit TOLON, Şener ERUYGUR, İlhan SELÇUK, Ergün POYRAZ, Mustafa BALBAY, Halil Kemal GÜRÜZ, Tanju GÜVENDİREN, Tuncay KILIÇ ve Ahmet Tuncay ÖZKAN'ı tanıdığını, Ahmet Hurşit TOLON'un 34 yıllık arkadaşı olduğunu, sürekli görüştüğünü, hiçbir sivil toplum örgütünün üyesi olmadığını, emekli subaylar derneğine dahi üye olmadığını, Kent Otel toplantılarını daha önceden bilmediğini, emekli olduktan sonra Engin AYDIN'm kendisini arayarak Kent Otelde bir yemeğe davet ettiğini, kimlerin katıldığını sorduğunda hep kalbur üstü insanların, vali muvainlerinin bazı yüksek yargı üyelerinin katıldığını söylediğini, kendisinin de kabul ettiğini, en az 70 kişinin katıldığı bu toplantıların basına açık olduğunu, oteldeki herkesin girip çıktığını, İlhan Selçuk gelmeden toplantıya başlanılmadığmı, bu toplantıların İlhan SELÇUK'un durumuna göre olduğunu, İlhan Selçuk'un hasta olduğu zaman toplantı günlerinin değişebildiğini, daha sonra burada konuşulan konuların kendisinden daha alt seviyedeki insanlar tarafından gündeme getirilmesi \e genelde bilinen şeyler olması nedeniyle sıkıldığını ve bir daha gitmeme kararı aldığını, son olarak 2008 yılının şubat ayında katıldığını, Mart ayında İlhan SELÇUK'un gözaltına alındıktan sonra bu toplantıların yapılmadığını ve grubun dağıldığını, İlhan SELÇUK'un Engin Aydın'ı aradığını illegal bir iş yapılıyor gibi algılanmasın diye toplantılara Ocak 2009'dan itibaren devam ettirme kararı aldıklarını Engin AYDIN'm söylediğini, kendisinin de bu toplantılara katılmayacağını söylediğini,

Yapılan toplantılarda alman kararların ve tartışılan hususların katılan gazeteciler de dahil olmak üzere herhangi bir şekilde medyada yer alıp almadığı hususu sorulduğunda; bu konuların hiç yazılı ve görsel medyada haber olarak yer almadığını, kendisinin görmediğini, Patalya otelde toplanan Mehmet H. başkanlığında bir grup daha bildiğini, Bu grubun toplantılarına katılmadığını, Çayyolundaki toplantılardan da haberinin olmadığını,

Telefon görüşmeleri ile alakalı tüm açıklamaları Emniyette yaptığını, görüşmelerin kendisine ait olduğunu, Şener ERUYGUR ve Tanju GÜVENDİREN ile yapmış olduğu görüşmelerin yoğun gibi görünse de bu görüşmelerin tamamen geçmişten kaynaklanan mesleki yakınlığa bağlı olduğunu, bu görüşmelerinde örgütsel faaliyet olmadığını, tamamen günlük görüşmeler olduğunu, görüşmelerde geçen mini grup, büyük grup tabirlerinin ise 5-6 kişi olunca mini grup dediklerini, mini gruba genelde öğlen arası kendisinin, Engin AYDİN, bazı Yargıtay veya Danıştay üyelerinin katıldığım, yemek yenilip ayrıldıklarını, genelde balıkçıda olduklarını, 11-12 kişilik gruba Büyük grup dediklerini, Büyük grubun ayda bir kez toplandığını, bu toplantılara EHLİDİL dendiğini bilmediğini, Mustafa BALBAY'm notlarında geçen MİNİ EHLİDİL tabirini duymadığını, ancak sayılan isimlerin büyük grup dedikleri aylık yemek yedikleri kişiler olduğunu, bu grup toplantılarına 1 yıldır katılmadığını, evinde çıkan CD içerisindeki gizli belgeleri içerik olarak bildiği belgeler olmadığını, CD açmayı bilmediğini, içindeki belgeler, gazete kupürlerinin nereden geldiğini bilmediğini, eşinin bu CD'nin kendisine ait olduğunu söylediğini bunu muhtemelen boş CD zannettiği için böyle bir beyanda bulunmuş olabileceğini,

Dosyada mevcut telefon bant ve irtibat detay bilgileri sorulduğunda; doğru olduğunu, o şahıslarla görüşmüş olabileceğini, Ergenekon silahlı terör örgütü nü nezarethanede gösterilen belgelerden fark ettiğini ve ürperdiğini, böyle bir oluşumla hiçbir alakasının olmadığını, Hurşit TOLON ile yaptığı görüşmelerde 2 gönder 3 gönder tabirleri ile alakalı beyanda bulunduğunu, bunların örgütsel değil, özel hayata mahsus bazı olaylar olduğunu, bunun dışında dernek veya sivil toplum kuruluşları ile alakalı olmadığını,

Mustafa BALBAY'dan çıkan günlük notlar ve bilgisayar incelemeleri raporları sorulduğunda; Bu konuda aleyhine olan hususları kabul etmediğini, M. BALBAY'in kendi hayal gücünden tasarladığı şeyler olabileceğini,

Dosyada mevcut 29 Nisan başlıklı Mustafa BALBAY'dan çıkan notlar içinde 29 Nisan akşam perşembe grubu toplandı. "Erdal bey Türkiye'de artık demokratik yollardan yapılabilecek çok az şeyin olduğunu söyledi. Adamların dini alıp kullandığını, geriye artık bir şey kalmadığını söyledi. Hurşit bey için çok övücü şeyler söyledi. Takıldı hayatta en hakiki mürşit hurşittir, 1 numara için molla diyoruz dedi"yazdığı sorulduğunda; Hurşit Tolon'u sevdiğini bildiği için Mustafa BALBAY'm böyle bir not yazdığını, ancak Türkiye'de artık demokratik yollardan yapılabilecek çok az şey olduğunu söylemediğini, 1 numara için Molla demediğini, 1 numaradan kastının o tarih itibariyle Hilmi ÖZKÖK olduğunu, 2 numaranın da Genel Kurmay ikinci başkanı olduğunu, Mustafa BALBAY'm kendisine paşa diye hitap ettiğini, bey olarak hitap etmediğini,

5 Kasım Salı akşam üzeri gen.kur.m adli müşaviri Tümgeneral Erdal Şenel ile görüşme, "çok bozuk, seçim sonuçlarını Fetullahın iktidarı olarak yorumladı. Bunların başlangıçta takiye yapacağını, Fetullah gibi kendini gizle çok güçlü olduğun an ortaya çık modelini benimseyeceklerini söyledi, içim acıyor. Bu kadar olamaz dedi. Çocuklarımı düşünüyorum. Mustafa Kemal Türkiye'si bu olmamalı dedi. TSK'nın dimdik ayakta olduğunu gerekeni yapacağını söyledi, "şeklindeki not sorulduğunda; böyle bir görüşme yapmadığım, tamamen M. BALBAY'ın hayalinden uydurmuş olduğunu,

12 Eylül Perşembe, Tümgeneral Erdal Şenel. Y Y...., B E...., İ... E...., Engin Aydın, Mustafa Balbay isimlerinin yazıldığı Ankara'da Çalgan Restauranttaki akşam yemeğine katılan kişiler. Yemekte Tümgeneral Şenel'ın Turgay C ile ve Cumhuriyet-C. ilişkisi ile ilgili söyledikleri, Cumhuriyet'in o ilişkisi iyi oldu. Bu bağlantıyla Cumhuriyet'in önü açılabilir, ben C.'i bir ölçüde hatta iyi tanıyorum. O yurtsever bir işadamı, bu ülkeye inanan biri. Sağdan soldan bir şeyler diyen olacaktır. İtibar etmeyin. Dağıtım tekelinin kırılması da iyi oldu. Dilerim onu başarırsınız, zor iş ama sonunu getirin. Yine aynı başlık altında yer alan notlarda, Bunlar Erbakan'dan daha beter. Merkez sağdan bir kişi onlara geçecekti. Sordular Cem'se de size de yer ayıralım dedi. Böyle bir şey olursa AB mabe dinlemeyiz, ne AB si ya. 30 Ağustosta Yılmazı çektim, ya bu seçim kararını niye aldınız dedim. Bir şey diyemedi. Böyle bir şey olmaz."

14 Kasım 2002 Perşembe, Ev sahibi Şenel, "ben çok karamsarım dedi. Türkiye Cumhuriyet askıya alınmıştır. Başlangıçta ılıman gelecekler. Sonra usul usul girecekler. Kadrolaşacaklar. Demek ki biz patinaj yapmışız. Bunlarla mücadele ediyoruz dedi. ama boşunaymış. CHP de umut vermiyor. Bilmiyorum karamsarım" şeklindeki notlarla ilgili kendisine ait olmadığını, kabul etmediğini, Bergütay V.'nin, Deniz Kuvvetlerinden emekli albay olduğunu, o zaman emekli olmadığını, Bergütay V.'nin Şener ERUYGUR'la geçmişte aynı yerde çalıştığını bildiğini, aralarındaki ilişkiyi bilmediğini, Bergütay V.'nin, İlhami E.'in rütbesinin sökülerek er statüsüne indirilmesine sebep olan kişi olduğunu,

Bergütay'ın Erdal ŞENEL'in kasasında 535 bin dolar devlet özel ödeneği ile Ziverkentte 2 tane daire aldığı ve Genel Kurmay Başkanının bunu bildiğini ve Genel Kurmay Başkanı Kıvrıkoğlu'nun "TSK da bazen görev dürüstlükten önemlidir" cevabını verdiğini, ertesi gün deniz kuvvetleri tarafından Özel Kuvvetlere atanmış şeklindeki bilgisayar notu sorulduğunda; Bergütay'ın böyle bir şey deyip demediğini bilmediğini, kabul etmediğini,

Daha önce tutuklanan şüphelilerden elde edilen Tuncay Özkan'ın 16.12.2003 tarihinde yapmış olduğu Levent Ersöz ve Hasan Atilla Uğur'un bulunduğu görüntülerin çözüm metni okunduğunda; Tuncay Özkan ile adli müşavir olduğu dönemde birkaç sefer görüştüğünü, ancak gazete tekeli ve karteline alakalı bir görüşme yapmadığını, bu görüşmede anlattığı hususları kabul etmediğini, kendisiyle bu konuda görüşme yapmadığını, görev gereği yaptığı görüşmeler olabileceğini, bunun dışındakiler! kabul etmediğini,

Ergün POYRAZ'ın kendisine geldiğini, Patlak Ampul kitabını verdiğini, bu kitabı alarak arşive koyduklarını, Ergün POYRAZ ile 2 kere görüştüğünü, ilk görüşmesinde Ergün POYRAZ'm kendisinin geldiğini, ikincisinde Osman A. ile geldiğini, kendisinin 2 defa demişse de okunan notlarda Ergün POYRAZ'm 3 sefer geldiğinin belirtildiğini, bunun doğru olduğunu, 3 sefer gelmiş olabileceğini, Diğer şüphelilerden çıkan CÇG ve BÇG isimli klasörlerdeki bilgi, belge ve fişlemeler sorulduğunda; Cumhuriyetçi Çalışma grubu ile ilgili belgelerin kendisine gösterildiğini, kendisi görevden ayrıldıktan sonra kurulmuş olabileceğini, faaliyetlerini bilmediğini, oluşumdan haberi olmadığını, Hurşit TOLON'un bu oluşumdan bahsetmediğini,

BÇG isimli belgelerle ilgili Batı Çalışma Grubu isimli oluşumun varlığını duyduğunu, ancak kendisinin danışma merciinde görevli olduğunu, Genel Kurmay'm yürütme mercii olduğunu, Genel Kurmay böyle bir oluşumun olmadığını söylüyorsa, kendisinin de aynı şeyi söylediğini beyan etmiştir.

Ek Savcılık ifadesi

Örgütün faaliyetlerine hiç bir zaman bilerek veya bilmeyerek katılmadığını, Kent Otel toplantılarında genelde siyasi konuların konuşulduğunu, merkez sağın güçlendirilmesi, yeni bir siyasi parti kurulup kurulmayacağı, hangi partinin destekleneceği gibi konuların ağırlıklı olarak görüşüldüğünü, bu görüşmelerin iktidara karşı bir muhalefet oluşturmak amacı ile yapılan aylık görüşmeler olduğunu, ayrıca bunun dışında PKK-YÖK-Kooperatifier konusu gibi değişik güncel konularında konuşulduğunu, katıldığı toplantılarda hiç bir zaman konuşmadığını, bu toplantılara yaklaşık 5-6 kez katıldığını,

Katılanlar listesinde genel katılan kesimin kamu görevlisi ve üst düzey bürokratlar olduğu, bu tür insanlarında açıktan siyaset yapamayacakları hususu sorulduğunda; 3 Ankara Vali muavini, bir kaç tane belediye başkanı üniversite profesörleri, gazeteciler, bazı televizyon sahipleri, emekli generaller, emekli hakim ve savcıların katıldığını, bunların medyada yer aldığını bilmediğini, ancak bu toplantıların sekreterlik görevini yapan Engin AYDIN'm bunların bir kaç sefer haber olduğunu söylediğini, ancak kendisinin görmediğini,

Daha önceki ifadesinde söylediği gibi, İlhan SELÇUK gelmeden otel toplantılarının başlamaması ve o gelmediği zamanlar toplantıların hiç yapılmaması hususunun doğru olduğunu, ancak Engin AYDIN'm İlhan SELÇUK gelmeden de bir iki toplantı yapıldığını söylediğini, kendisinin bu toplantılarda bulunmadığını, bu toplantılara kendisini Hurşit TOLON'un çağırdığım, Hurşit TOLON'un 25 yıllık arkadaşı aynı zamanda aile dostu olduğunu, bu sebeple kıramadığı için toplantılara katıldığını, hiçbir görüşme yapmadığını, örgüt ile irtibatlı olduğunu bilse hiç bir şekilde bu toplantılara dahi katılmayacağını, toplantı konularının genelde önceden belirlendiğini, ancak toplantılarda açıkça darbe yapılması konularının işlenmediğini, toplantılarda askerlerin bu işleri ağızlarına yüzlerine bulaştırdığı, Türkiye' de artık bundan sonra ne yapılacaksa asker olmadan yapılacağının söylendiğini,

Kendisinden ele geçirilen "Karanlık Savaş Konsepti 2" isimli dokümanın içeriğine bakıldığında, bu yapılanmanın düşman olarak algıladığı ülke, kitle veya hükümetlerin başta terör örgütlerinin desteklenerek veya ekonomik kriz çıkartılarak v.b yöntemlerle nasıl ele geçirilebileceği veya yönlendirileceği hakkında bilgiler yer aldığı görülmüştür. Bu yapılanmanın amacının ne olduğunu ve bu yapılanma içerisinde hangi görevde yer aldığı sorulduğunda; Bu belgenin evinden nasıl çıktığını bilmediğini, evinde bilgisayar ve CD açar bulunmadığını, bilgisayar kullanmasını da bilmediğini, bunun içeriğinin kendi ile ilgili olmadığını, öyle bir toplantıda da hiç bir zaman bulunmadığını, bu belgeyi kabul etmediğini, içeriği ile alakalı her hangi bir şey söyleyemeyeceğini, Engin AYDIN' dan çıkan listeleri bilmediğini, ancak listelerde ismi geçen kişilerin Kent Otel toplantılarına katıldığını bildiğini, hatırladığı kadarıyla Emin Ç., Tansel Ç., Bekir C, Mustafa BALBAY, İlhan SELÇUK, Levent ERSÖZ, Şener ERUYGUR, Hurşit TOLON toplantılara katıldığını, emniyetten katılan olduğunu hatırlamadığını, katılanların Engin AYDIN tarafından listelere yazılıp yazılmadığını, listeler ile takip edilip edilmediğini bilmediğini beyan etmiştir.

Sorgu ifadesi

Ergenekon silahlı terör örgütü ne üye olmadığını, örgütle bir ilgisinin bulunmadığım, Ergenekon silahlı terör örgütü nün yapılanması ve faaliyetleri ile ilgili olarak emniyette kendisine incelettirilen belgeleri okuduğunda korkunç bir yapı olduğunu fark ettiğini, emniyette kendisine anlatılan Ergenekon silahlı terör örgütü nün yapılanmasını, amaçlarını tasvip etmesinin mümkün olmadığını, her zaman ülkede demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün işlenmesi kanaatinde olduğunu beyan etmiştir.

b-EIde Edilen Dokümanlar değiştir

Şüpheli Muhittin Erdal ŞENEL'in Çankaya ilçesi Birlik Mah. Eski 5. Cad. yeni 435. Cad. Zirvekent 1. Konutları B Blok No:52/32 Ankara ikametinde yapılan aramada;

-(1) adet küçük boy telefon defteri,

-(2) adet CD,

El Konulan Dokümanların yapılan incelemesinde;

-(1) adet küçük boy telefon defterinin "B" harfi kısmında; "Büyük Klüp Md. 35.... sat. 35 - 302 ", "H" harfi kısmında "numaranın üzeri çizilmiş şekilde Hurşit TOLON 0532 4 ", bu sayfanın arkasında "Hurşit TOLON 053 ", "PR" harfi kısmında iki kez "MAVİ LOCA 467 .... aynı sayfada "KÜFE 22 , üzeri çizili vaziyette 4 ", "T" harfi kısmında "Tanju GÜVENDİREN Ev:21 Tanju GÜVENDİREN 053 - 0542 ", bu sayfanın arkasında "Tuncay ÖZKAN 0532 " yazılı olduğu tespit edilmiştir.

Şüphelinin ikametgahında yapılan aramada ele geçirilen CD'de yer alan KARANLIK SAVAŞ KONSEPTİ 2 isimli slaytta;

"Başlangıçta savaşın algılanması güçtür. Algılandığında ise özellikle ekonomik ve siyasi alanda bağımlı hale getirilmiş olur. Etkinliğin zaman zaman politik veya ekonomik olarak küçük krizlerle denenir ve hedef ülke veya kitleye hissettirilir. Tek bir faaliyet veya operasyonla benzer bütün hedefler etkilenebilir. Her biri için ayrı bir faaliyet icra etmeye gerek kalmayabilir. Her ortamda uygulanabilir. Uygulama yöntemleri başarısız devlet yönetimlerini başta ekonomi olmak üzere çeşitli yöntemlerle destekleyerek halka başarılı göstermek ve destek devam ettiği sürece başarının devam edeceği olgusunu tartışmasız gerçek olarak dayatmak. Zaman zaman bunu hatırlatıcı yönlendirme yapmak, güdümlemeye müsait günlük yaşantıya, ekonomiye ve devlet idaresine karşı etkili olunabilecek kurum ve kuruluşları basın, bankalar, borsa, haberleşme vb. gibi ele geçirmek veya buralarda etkin olmak, saygın araştırma, değerlendirme veya yayın kuruluşlarının değerlendirme, analiz ve notların tetikleyici olarak ekonomik veya siyasi kriz yaratmak, meshep, tarikat, sivil toplum örgütleri ve aydınları destekleyip güvenilirliğini arttırarak kendi maksatları için kullanmak, terörün açıktan lanetlenmesi ancak el altından desteklenmesi insani değerler, terör ve etnik milliyetçiliğin silah olarak kullanılması. Toplum psikolojisinden istifade eden bir akım yaratmak ve desteklemek, amaç elde edilinceye kadar sürdürmek için her türlü desteği vermek. Mücadele yöntemleri her alandaki tehdit ve risklerin zamanında ve doğru algılanmasını yapabilmek, icra edilen savaşın farkına varmak ve halkı aydınlatmak, halkın desteğini kazanmak veya güvenilir kurumlar vasıtasıyla halk desteğini almak ve kamuoyu yaratarak geniş halk kitleleri ile dayanışma ve işbirliği yapmak uygulanması gereken siyasi, askeri, ekonomik psikolojik ve diğer alanlarda tespit edilen önlemlerin ülkede eşgüdüm içerisinde uygulanabilmesini sağlamak, etkin güçlü kendini sürekli yenileyebilen bir kriz yönetimi ve karar verme sistemine sahip olmak.

Milli olarak kazanılması gereken yetenekleri belirlemek ve milli sanayiyi yönlendirmek. Uzun dönemli stratejileri ve kuvvet yapısını ülkenin güçlü yönlerini ön plana çıkaracak ve zafiyetlerini giderecek şekilde milli bünyeye ve bütçeye uygun geliştirmek, dinamik bir değişim süreci içerisinde bulunmasını sağlamak, asimetrik yöntemler kullanarak en direk olarak karşı faaliyet ve harekatta bulunmak, uluslararası ortamda kabul görebilecek mücadele yöntemleri belirlemek ve işbirliğine gitmek, bunun için de sivil toplum örgütlerinden, basın mensuplarından, parayla satın alacağınız akademisyenlere kadar bir sürü organik bağımızın dışında olan hatta %90'ı organik bağımızın dışında olan insanlara vizyon vereceksiniz bu konseptte. Sonra da bununla ilgili bunun hayata geçmesi için uygulama direktifi gibi bir şey çıkması lazım. Bu konsept gizli insanların hiçbirisinin bundan haberi olma imkan ve ihtimali yok. Ama adamlara düşen bir sürü görevler verdik. Yani tamamen bir paradoks içerisine girmiş durumdayız yani şu anda. Aklımda olan konulardan bir tanesi de bu işte. Bunun şeyini çözeceksin yani aynı şeyi Şimdi ben şöyle ifade edeyim; yani sen şimdi bunun konseptini hazırlayacaksın, nasıl yayınlayacaksın, nasıl görev vereceksin, görev vermezsen yarın öbür gün birisi bunu eline geçirecek bir vesileyle ondan sonra benim şöhretimi bastıracak (gülüşmeler) Aman ha bak bu çok önemli bir konu. Ondan sonra diyecekler ki KONTRGERİLLA HORTLADI.

Şimdi bu konsepti herkesin bilmesi gerek, konsepte göre plan hazırlanacak ama bu konseptin uygulama aşamasında herhangi bir işi yapan insan örneğin a ülkesindeki bir büyükelçilikteki 2. Katibimiz bir şeyi yapacak ama bunu bu konsepte göre yaptığını bilemeyecek. Ona görev verilecek o da o görevi yapacak. Kendisi de bilmesin gerekmez zaten."ifadelerinin yer aldığı belge.

"ANA KLASÖR" isimli klasör içerisinde yer alan "DEVLET.doc" isimli msvvord dosyası incelendiğinde; (3) sayfadan ibaret bir not olduğu, "DEVLET, ÇAĞDAŞ EĞİTİM VAKFI İLE ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ'NDEN DESTEĞİNİ NEDEN KESTİ?" başlığıyla başladığı, içeriğinde;

"İstanbul emniyeti tarafından kısa bir süre önce Çağdaş Eğitim Vakfı genel merkezi'nde yapılan aramada Milli İstihbarat Teşkilatı'na ait bir evrak ele geçirildi. Mit istihbarat başkanı adına içişleri Bakanlığı 'na gönderilen yazı 24 nisan 2001 tarihini ve 14695 sayı numarasını taşıyor. "

"Çağdaş Eğitim Vakfı 'nın nasıl ele geçirdiği araştırılan mit yazısında, anılan vakıf yöneticileri ve vakfın yöneticileriyle ilgili şu bilgilere yer verilmektedir:

"Başkanlığını prof.dr. Türkan Saylan 'in yaptığı Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği hakkında Atatürk îlke ve İnkılaplarını kalkan olarak kullanarak, birçok kişi, kurum ve kuruluştan yardım adı altında para topladığı, ilgili bakanlıklardan izin almaksızın yurt dışından yardım aldığı, hiçbir yasal kaynağı olmayan ve kamuoyunda kendisini sivil toplum kuruluşları birliği olarak tanıtan dernek ve vakıflarla işbirliği içinde oldukları yönünde yapılan ihbarlar sonucunda denetime tabi tutulmuş ve dernekler kanununun 62 ve 85/2 maddesine muhalefetten 5 mayıs 2001 tarihinde Maltepe Cumhuriyet Savcılığı 'na suç duyurusunda bulunulmuştur.

1830'lu yuıllardan beri ülkemizde faaliyette bulunan Amerikan Board heyeti ile yine ülkemizde faaliyette bulunan dünya kiliseler birliği ve kitab-ı mukaddes şirketi arasında işbirliği mevcuttur.

Amerikan Board heyetiyle aynı adreste faaliyet gösteren Sağlık Eğitim Vakfı'(sev)nın üyelerinin ise Amerikan Board heyeti ile kendine bağlı okullardan mezun olanlardan oluştuğu belirlenmiştir.

Başkanlığını Gülseven Yaşer 'in yaptığı Çağdaş Eğitim Vakfı ile Amerikan Board heyeti ve SEV koordinasyon içerisindedir.

8 haziran 2002 tarihinde İstanbul'un Beşiktaş ilçesinde bir otel köşesinde ilginç bir toplantı yapıldı. Toplantıda askerler adına Genelkurmay Adli Müşaviri Tümg. Erdal Şenel hazır bulunurken diğer tarafta da İstanbul Emniyet Müdürü .yerini almıştı.

Toplantının konusu Çağdaş Eğitim Vakfı'ydı. Askerler, H..Ö Çağdaş Eğitim Vakfı ile ilgili olarak sürdürülen operasyon ve soruşturmanın sona erdirilmesini istedi. Orgeneral Ç....D , Çağdaş Eğitim Vakfı 'nın operasyonların sürmesi durumunda çok zor durumda kalabileceğini belirtti. Emniyet müdürü H....Ö. ise, kendisinin yapacak bir şeyi olmadığını, konunun savcılık tarafından incelendiğini, ayrıca, MiT'in bu vakıfla ilgili olarak çok olumsuz bir rapor hazırladığını, bu rapora göre vakfın misyonerlerle işbirliği içinde olduğunun anlaşıldığını belirtmiştir. Askerlerin, vakıfla ilgili ısrarları ise sonuç vermemiştir. " şeklinde ifadelere yer verildiği,

"Akreditasyon Çalişması/01-Medya İrtibat Bilgileri" isimli klasör içerisinde yer alan; "Gazete Dergi Güncel - 03 Kitapcik.doc" isimli msword dosyası incelendiğinde; (86) sayfadan oluştuğu, bazı devlet kuruluşlarının basın ve halkla ilişkilerden sorumlu görevlilerinin adı, soyadı, telefon ve faks numaralarının, yerli ve yabancı bazı gazete, dergi, televizyon ve haber ajanslarının da adı, sahipleri, ait olduğu gruplar ve bazı sorumlularının görevleri, telefon ve faks numaralarının tablo şeklinde kaydedildiği,

"Akreditasyon Çalışması/05-Diger Bilgi Notlari" isimli klasör içerisinde yer alan; "Akredite Gazetelerin Yazarlari Listesi.doc" isimli msword dosyası incelendiğinde; Gazeteler başlıklı, tamamı 3 sayfadan ibaret söz konusu belgede, 19 gazetenin isimlerinin altına görev yapan gazetecilerin isimlerinin kaydedildiği,

"Akreditasyon Çalışması/05-Diger Bilgi Notlari" isimli klasör içerisinde yer alan; "Anayurt Gazetesi Hakkinda Bilgi Notu.doc", "Destek Yayinlari Hakkinda Bilgi Notu.doc", "Jandarma Uzman Çavuşlar Yazi Dizisi Hakkinda Bilgi Notu.doc", "Murat Yetkin Hakkinda Bilgi Notu.doc", "Şehitlik Kavrami Hakkinda Bilgi Notu.doc", "Star Gazetesi Hakkinda Bilgi Notu.doc", "Tatbikat Haziran 2006 Hakkinda Bilgi Notu.doc", "Tercüman Gazetesi Hakkinda Bilgi Notu.doc", "TNA Gazetesi Hakkinda Bilgi Notu.doc", "Uzman Erbaşlar Yazi Dizisi Hakkinda Bilgi Notu.doc", "Yeniçağ Gazetesi Hakkinda Bilgi Notu.doc" isimli msword dosyaları incelendiğinde; dosyaların isim ve içeriklerinde belirtilen bazı basın ve yayın kuruluşları, yazarlar ve yayınları hakkında, Türk Silahlı Kuvvetleri açısından olumlu veya olumsuz oldukları yönünde değerlendirmelerin yapıldığı, dosyaların tamamının "BİLGİ NOTU" başlığıyla başladığı, "Arz ederim" ifadesiyle sona erdiği,

"Akreditasyon Çahşması/06-Akreditasyon (Bilgi) Kartlari/01-Medya Dernekleri ve Kuruluslari, 02-Gazeteler, 03-Dergiler, 04-Radyolar,05-Televizyonlar" isimli klasörler içerisinde yer alan; (76) adet msword dosyası incelendiğinde; Bazı medya dernekleri ve kuruluşları, gazeteler, dergiler, radyolar, televizyonlar hakkında "AKREDİTASYON KARTI" başlığı altında, bahse konu kuruluşların sahipleri, çalışanları, telefon ve faks numaraları ve adres bilgilerine , Türk Silahlı Kuvvetleri' ne karşı tutumları ve bu kuruluşların yayınlarının içerikleri hakkında değerlendirmelere yer verildiği,.

"TÜRKİYEDE İRTİCA TEHDİTİNE YÖNELİK PROJELER" isimli klasör içerisinde yer alan; "Slaytl.JPG", "Slayt2.JPG", "Slayt3.JPG", "Slayt4.JPG" isimli resim dosyaları incelendiğinde; "Slaytl.JPG" isimli resim dosyasının "PROJE TANITIM FORMU" başlığıyla başladığı, proje numarasının "2", adının "TÜRKİYE'DE İRTİCAİ TEHDİTİN BOYUTU, MEVCUDİYETİ VE GELİŞİMİ", amacının da "İrticai terör örgütü, radikal dini grup, dini motifli siyasal grup, dini gruplar ve tarikatların ülkemizdeki faaliyetlerini değerlendirmek, mevcut ve gelecekteki tehdit durumunu ortaya koyarak muhtemel gelişmelere ışık tutmaktır" şeklinde ifade edildiği,görülmüştür

c-Telefon Görüşmeleri değiştir

Tape No: 6181, 29.02.2008 tarihinde Ahmet Hurşit TOLON ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Hurşit TOLON'un "Varya görüşeceklerimiz var" dediği, Erdal ŞENEL'in "tabi yani öğle vaktide olabilir" dediği, Hurşit TOLON'un "Şimdi bugün öğlen şey bugün Mülkiyeliler Birliğindede işte toplantımız var artık haftada ikiye üçe çıktı bu 12 Nisan çalışması varya" dediği, Erdal ŞENEL'in "anlıyorum" dediği,

Tape No: 6235, 17.03.2008 tarihinde Ahmet Hurşit TOLON ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Hurşit TOLON'un "abi hiç sesin soluğun çıkmıyor ortalık kaynıyor ben diyorumki bu adamcağız ben aramasam aramayacak artık diyorum " "Büssürü şey oluyor ya ortalıkta" dediği, Erdal ŞENEL'in "Beklenen bir şeydi ben bunu her zaman bekliyordum " "O saldırıp duruyorlar şimdi koruma altına alıması lazım tabi alınmıştır da yani büyük hedef oldu adam" dediği, Hurşit TOLON'un "tabi sordum sordum varmış" dediği, Erdal ŞENEL'in "Vardır" dediği, Hurşit TOLON'un "Sayın Sabih KANADOĞLU ile beraberdik düğünde Cuma akşamı Cumartesi akşamı sordum ona ben sayın KANADOGLUna hocam nasıl" dediği, Erdal ŞENEL'in "İyidir hürmetleri var" dediği,

Tape No: 6247, 24.03.2008 tarihinde Ahmet Hurşit TOLON ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Hurşit TOLON'un "5400 kişi var sırada" dediği, Erdal ŞENEL'in "Evet İlhan beye çok üzüldüm tabi" dediği, Hurşit TOLON'un "Bende çok üzüldüm ya " "diyor evine gelir diyor haberin olsun diyor dosyanın arasından şey çıkarırır diyor" dediği, Erdal ŞENEL'in "tabi ekler belge ekler belge çıkarır" dediği, Hurşit TOLON'un "herşeyi çıkarır diyor sen" dediği, Erdal ŞENEL'in "Onun için dikkat etmek lazım" dediği,

Tape No: 6250, 25.03.2008 tarihinde Ahmet Hurşit TOLON ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Hurşit TOLON'un "istirham ederim ben şeye gidiyorum şimdi" dediği, Erdal ŞENEL'in "Nereye " dediği, Hurşit TOLON'un "yani benim eskiden çalıştığım" dediği, Erdal ŞENEL'in "Ankara dışına mı" dediği, Hurşit TOLON'un "Hayır hayır" dediği, Erdal ŞENEL'in "Anladım" dediği, Hurşit TOLON'un "Çalıştığım yerdeki şeye " "Yukardaki en üst kat yani en tepesine" dediği, Erdal ŞENEL'in "anladım" dediği, Hurşit TOLON'un "Bişey varmı benim söyleteem" dediği, Erdal ŞENEL'in "Valla işte biliyon yok" dediği, Hurşit TOLON'un "Söyle" dediği, Erdal ŞENEL'in "Sen biliyorsun" dediği, Hurşit TOLON'un "Hayır yani senin ilave ettceğin bişey varmı ona hazırlık yapıyordum şimdi" "Oraya gidiyorum işte bikaç şey aktaracam" dediği, Erdal ŞENEL'in "Yalnız onun şeyi olan alttaki hani adamı" "Varya onu benim yerime onu bi söyle nolursun ya bi şekilde yani fırsat bulabilir sen çok dokunuyo yani ya ve.. kapıyı kapattı bize birader orayı ya" dediği, Hurşit TOLON'un "Dur söyliyim" dediği, Erdal ŞENEL'in "Hani söyliyebilirsen yani" dediği, Hurşit TOLON'un "Bide sana bişey söyliyeyim ya sana bi görev vermediler filan demiştim onu hatırladınmı" dediği, Erdal ŞENEL'in "Evetyani hatırlatsan iyi olur ama" dediği,

Tape No: 6264, 31.03.2008 tarihinde Ahmet Hurşit TOLON ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Hurşit TOLON'un "bugün yarın seni görmek zorundayım, bir iki ciddi konu var" "Sana iletmem lazım, o şeyle de görüşmemiz lazım, YARSA V daki arkadaşla" dediği, Erdal ŞENEL'in "tamam anladım, benim de sana söyleyeceklerim var. Cumartesi günü 5 Nisan not alıyorum, şeye refi şeyi arayacağım ... arayacağım şimdi." dediği, Hurşit TOLON'un "şöyle söyleyeyim yani o arkadaşa verilecek güzel bilgiler var" dediği, Erdal ŞENEL'in "anladım peki" dediği,

Tape No:8863, 04.04.2008 tarihinde Ahmet Hurşit TOLON ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle: H. TOLON'un "Buyrun efendim" dediği, Erdal ŞENEL'in "Abi yarını unutma yarın" "Yarın yemek saat 8'de unutma" dediği, H. TOLON'un "Unutur muyun tatlım" "Şeyi gördüm bizim Tanju'yu gördüm" "Bir gün bir araya gelelim dedi" dediği, Erdal ŞENEL'in "senden çekiniyor canım ben biliyorum" dediği, H. TOLON'un "senin yakının olduğuma arkadaşın olduğuma göre aynıyız biz" dediği, Erdal ŞENEL'in "Erişemiyorlar yani erişmesi zor" dediği, H. TOLON'un "Canım öbürü hiç aramıyor kimseyi" dediği, Erdal ŞENEL'in "Kim" dediği, H. TOLON'un "Üstünde" "Öbürlerini de aramıyor hayır" "Ya biz bunlarla nereye gidecektik ya böyle" dediği, Erdal ŞENEL'in "Yok ya yok delimisin" dediği,

Tape No:8867, 02.05.2008 tarihinde Engin AYDIN ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; E. AYDIN'in "Sekizi akşamı Kumsal Resteoranttayız sekizi" "8 Mayıs ha" dediği, Erdal ŞENEL'in "kimin bu" dediği, E. AYDIN'm "Ya bizim küçük grup var ya" dediği, Erdal ŞENEL'in "Sekizi akşamı Kumsalda" dediği,

Tape No:8868, 03.05.2008 tarihinde Yücel Y. ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Erdal ŞENEL'in "dün Engin telefon etti bu yemek varmış şeyde Göksuda sekizinde nedir o" dediği, Yücel Y.'nin "ne biliyim o şey var ya işte kent kentte olan" "Toplantıdan işte 15 kişilik küçük bir grup yapıp ta bir araya gelelim" "Valla işte Yargıtay'dan var Danıştay'dan var o şey var işte o Atatürkçü Düşüncenin " "Şey var ya Genel Sekreter" dediği,

Tape No:8870, 08.05.2008 tarihinde Engin AYDIN ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Engin AYDIN'ın "zaten ayın on beşi Eminin" dediği, Erdal ŞENEL'in "Ha kesin değil mi o" dediği, Engin AYDIN'ın "Kesin Emin arayacak sizi benden telefon numaralarını istedi" dediği, Erdal ŞENEL'in "Tamam" dediği, Engin AYDIN'm "Yarın sabah verecem ona telefon numaralarını o arayacak sizi ama haberiniz olsun" dediği, Erdal ŞENEL'in "Tamam" dediği, Engin AYDIN'ın "Aynı yer haftaya perşembe akşamı" dediği,

Tape No:8874, 16.05.2008 tarihinde Ahmet Hurşit TOLON ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Hurşit TOLON'un "Ben işte toplantıdayım bir önemli yerde" "Anlatacağımı sonra sana" dediği, Erdal ŞENEL'in "Olur" dediği, Hurşit TOLON'un "Bir ara beni unutma yarın da olur başka zamanda olur PAZARTESİ DE OLUR BENÎ ORALARA GÖTÜR birde şey öğret bana yani" dediği,

Tape No:8876, 20.05.2008 tarihinde Ahmet Hurşit TOLON ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Erdal ŞENEL'in "Yarın yarın çarşamba müsait misin" dediği, Hurşit TOLON'un "Müsaitim" dediği, Erdal ŞENEL'in "Ha yarın bizim bu arkadaşımızla birlikte TRİLYEDE bi yemek yiyelim diyorlar" dediği, Hurşit TOLON'un "Tabi ne zaman" dediği, Erdal ŞENEL'in "TANJU" "Akşam işte 7 buçuk filan uygun mu" dediği, Hurşit TOLON'un "Uygun aslında ben senle zaten görüşmek de istiyorum" dediği, Erdal ŞENEL'in "Tamam görüşeğiz tabi senin müsait olduğun zaman bi gündüz vakti veya gece vakti ne zaman olursa olsun sana bi şey göstermek..." dediği,

Tape No:8877, 20.05.2008 tarihinde Ahmet Hurşit TOLON ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Hurşit TOLON'un "yarın 21 değil mi ayın" dediği, Erdal ŞENEL'in "Evet çarşamba 21 i" dediği, Hurşit TOLON'un "Olmaz abi 21 'inde bir ay önceden BİZİM O REKTÖRLERE KEMALE MEMALE bi sürü yemeğimiz var ya" dediği, Erdal ŞENEL'in "o tabi tamam" dediği, Hurşit TOLON'un "Yarın akşam partide bizim yemeğimiz var abi 8-10 tane bu öğretim üyesi bilmem nesine borçlu olduğumuz" dediği,

Tape No:8879, 23.05.2008 tarihinde Ahmet Hurşit TOLON ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Erdal ŞENEL'in "Şimdi şöyle bugün veya yarın bir görüşelim de şenlen" dediği, Hurşit TOLON'un "Görüşelim" dediği, Erdal ŞENEL'in "SANA GÖSTERÎCEM ŞEYLER VAR MALUM" dediği,

Tape No:8880, 23.05.2008 tarihinde Ahmet Hurşit TOLON ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Hurşit TOLON'un "BÎR 'le meşguldüm BÎR 'le" "Biraz onla meşgul oldum bugün" dediği, Erdal ŞENEL'in "Anladım iyi" dediği, Hurşit TOLON'un "Senin taraflanndayım" "İki taraftan ordan geldi şey yapamıyorlar" dediği, Erdal ŞENEL'in "evet" dediği, Hurşit TOLON'un "Şey yapamıyorlar yani" dediği, Erdal ŞENEL'in "Vazgeçemiyorlar" dediği, Hurşit TOLON'un "Şey yapamıyorlar yani mutlaka şey olmak istiyorlar yani gerilmek istiyorlar" dediği, Erdal ŞENEL'in "Evet evet ama" dediği,

Tape No:8882, 27.05.2008 tarihinde YÜCEL Y. ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Yücel Y.'nin "bugün toplanıyo muyuz dedi" dediği, Erdal ŞENEL'in "Yokya nasıl hiç haberim şeyimiz yok ya öyle bişey mi kararlaştırdık" dediği, Yücel Y.'nin "Ne bileyim o gün orda 27 sinde olalım diye bişey mi söyledik ya öyle bişey konuşmuştuk dedi var mı bugün dedi ben de yok dedim mi dedim" dediği,

Tape No:8884, 30.05.2008 tarihinde Ahmet Hurşit TOLON ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Erdal ŞENEL'in "Şimdi arkadaşımız aradı da ne zaman beraber olacaz dedi" dediği, Hurşit TOLON'un "seni bi dakika olmaz düğün var yarın gece olmaz yemek var pazartesi salı olabilir" dediği, Erdal ŞENEL'in "Pazartesi salı mı olabilir" dediği, Hurşit TOLON'un "Ben esas sana anlatılacak bi Küfe var bi Küfe" dediği, Erdal ŞENEL'in "İşte beraber daha önce otururuz ondan sonra da gideriz oraya" dediği,

Tape No:8886, 02.06.2008 tarihinde Ahmet Hurşit TOLON ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Hurşit TOLON'un "öğlenleyin birlikte olalım mı" dediği, Erdal ŞENEL'in "Tamam bu öğlen müsait şeyde" dediği, Hurşit TOLON'un "Aynı yer merkezi mi" dediği, Erdal ŞENEL'in "Merkezi iyi tabi yalnız etrafımıza kimse gelmesin ya" dediği,

Tape No:8887, 02.06.2008 tarihinde Ahmet Hurşit TOLON ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Erdal ŞENEL'in "şeyi tamam emanet tamam " dediği, Hurşit TOLON'un "Hay yaşa" dediği, Erdal ŞENEL'in "tamam onu dönüşte sana taktım ederim" dediği,

Tape No:8888, 03.06.2008 tarihinde Ahmet Hurşit TOLON ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Erdal ŞENEL'in "öyle mi abi şöyle bir şey yapayım senin o emaneti aldım ben istersen sana bir dakka da uğrayayıp vereyim onu ben" dediği, Hurşit TOLON'un "Abi ben çıktım evden şimdi o şeyi götürüyorum Kefir midir nedir birine onu götürüyorum" dediği, Erdal ŞENEL'in "Ha şeyde olsaydın sana uğrayıp verecektim neyse artık sen bilirsin yani Cumadan sonrasına kalır" dediği, Hurşit TOLON'un "Cuma alırım" dediği,

Tape No: 8889, 03.06.2008 tarihinde Ahmet Hurşit TOLON ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Erdal ŞENEL'in "Olmazsa ben bir şekilde ben sana bırakırım gine" dediği, Hurşit TOLON'un "Yav hayır ben tesadüfen şimdi geldim de 1 NUMARA İÇİN' dediği, Erdal ŞENEL'in "anladım" dediği, Tape No: 8896, 23.06.2008 tarihinde YÜCEL Y. ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Yücel Y.nin "Biz de şeye gittik Cumhuriyetin bugün Ankara'da yeni bir ofisi açıldı" dediği, Erdal ŞENEL'in "Öyle mi" dediği, Yücel Y.'nin "Binayı değiştirdiler işte Sezer mezer bilmem ne Baykal filan herkes" dediği, Erdal ŞENEL'in "Geldi" "iyi aman ha yanlış anlaşılmasın ona göre" dediği, Yücel Y.'nin "YOK BİZ DİNLENİYORUZ ZATEN' dediği, Erdal ŞENEL'in "İyi Engin de yanındadır mutlaka" dediği, Yücel Y.'nin "Engin de yanımda bizim Atatürkçü Düşünce Derneği Tamer paşa falan herkes burda yani" dediği,

Tape No:8911, 04.07.2008 tarihinde Ertuğrul ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Erdal ŞENEL'in "Onun ailesine destek olmak için geldik dün evvelsi gün uçakla apar topar ah İzmir de bıraktık arabayı hava alanına " "Ordan atladık geldik işte hep onların yanındayız işte evlerindeyiz" "Destek olmaya çalışıyoruz" "ben halen inanamıyorum da yani balyoz yemiş gibiyiz daha doğrusu silahlı kuvvetler balyozu yedi tabi" dediği, Ertuğrul "Tabi canım bunların zaten amaçları o galiba" dediği. " Erdal ŞENEL'in "ağzını açıp ta tek kelime söylemiyo ya Rıfat HÎSARCIKLIOĞLU Sinan AYGÜN ü nasıl savundu gördün" "YANİ BÜYÜK Bİ RÖVANŞ VAR İŞTE" dediği, Ertuğrul "Ben de kaç gündür sana telefon etmek istiyorum etmiyorum dinliyorlar bilmem ne yapıyolar" dediği, Erdal ŞENEL'in '•DİNLİYORLAR ANAM DİNLİYORLAR BEN DE İŞTE KABLOLUDAN KONUŞUYUM' dediği, Ertuğrul "Bu silahlı kuvvetleri sindirme operasyonu dediğin gibi" dediği, Erdal ŞENEL'in "Evet tamamen öyle tabi" dediği, Ertuğrul "Öyle" dediği, Erdal ŞENEL'in "Öyle ya gözdağı evet gözdağı veriyolar bizde yutuyoz bunu işte bunlar da yutuyolar" "Çok sarstı yani ülkeyi çok sarstı tabi çok GÜVENCEMİZ ORDU İŞTE yani Atatürk e Cumhuriyet e Anayasaya bağlı naşı oluyo da böyle oluyo onu anlamak mümkün değil tabi" dediği, Ertuğrul "Valla bilmiyorum ki bu" dediği, Erdal ŞENEL'in "bence rövanş var rövanş alıyolar işte o kadar" dediği, Ertuğrul "He kapatmaya karşı" dediği, Erdal ŞENEL'in "Yalnız adliye de çok şey durumda yani bu olayın içinde yani bi kısmı bi kısım" dediği,

Tape No:8900, 12.08.2008 tarihinde Bülent T... ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Bülent T..... un "şimdi bu kent otel de yapılan toplantılar" dediği, Erdal ŞENEL'in "Evet" dediği, Bülent T...... 'un "bu toplantılarda engin aydın bey galiba" dediği, Erdal ŞENEL'in "evet evet" dediği, Bülent T...... 'un "o toplantılara katılanların listesini rica ediyor abim " "bana dedi ki erdal abinle bi görüş " "efendime söyliyeyim o işte kent otel deki toplantıları bunlar sanki gizli toplantıymış bilmem ne toplantıymış herkesin parasını verip katıldığı bi toplantı" "O toplantıya katılanların önemli isimlerin işte katılanların bir listesini dedi lütfen bana işte bi senin kanalınla Erdalcım ulaştınversin der" dediği, Erdal ŞENEL'in "tamam ben konuşayım arkadaşımla" dediği,

Tape No:8923, 15.08.2008 tarihinde Bülent T ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Erdal ŞENEL'in "Şimdi bende diyor liste diye bişey yok liste tutmadım dedi şimdiye kadar" dediği, Bülent T...... un "Evet ama isimler var" dediği, Erdal ŞENEL'in "Dedi tabi verebilirim fakat oradaki arkadaşlarımın mufakatlarını almam lazım dedi şimdi " dediği, Bülent T....... 'un "efendim liste mahiyetinde amaç ve hedef burada liste değil şimdi burada söylenen şu kardeşim bu nedir bu gizli toplantı" "bizim şunu dememiz lazım bakın şu toplantıya katılan şu şu insanlar da var bu gizli bir faaliyet değil" dediği, Erdal ŞENEL'in "anladım ama onların muvafakati yok anladın mı hayır diyorlar yani bu etik olmaz diyorlar ve savcılık hepimizi tanıyor ve biliyor ne yan bilinmeyen insanlar değilz ki demişler" dediği, Bülent T....... 'un "başkaları var" dediği, Erdal ŞENEL'in "ha işte o başkalında muvafakat etmeleri lazım yani listede engin diyor ki ben onlara rağmen bu listeyi veremem diyor evet diyecekti yazayım diyor şimdi oda haklı bir yerde anlatabiliyor muyum" dediği, Bülent T...... 'un "O zaman ben veririm canım" "Yani benim bildiğim bir kaç tane isim var" dediği, Erdal ŞENEL'in "ya onu hurşit paşa da biliyor ya benden daha fazla biliyor o kadar tanımıyorum o benden çok daha fazla tanıyor" dediği, Bülent T....... 'un "Neyse işte onları" "Ben bunları bi ileteyim abi de" dediği, Erdal ŞENEL'in "sen söyle böyle böyle ama şu var sunuda bilmesi lazım onun lehine olacak şeyler aleyhe olmasın anlatabiliyor muyum yani ilerde bu dava oraya gelecek bak bak ne demek istediğimi anladın mı" "ama çok önemli bu" dediği, Bülent T....... 'un "leb demeden leblebiyi anlarız da" dediği, Erdal ŞENEL'in "çok önemli bu yani şimdi bir kısmını söyleyip te bir kısmını liste dışı bırakırsan o zaman o birleri rahatsız olacak" "ha işte mahsus soruyorlar ağzından laf alacaklar ee yani bilmez olurmu bilmese nasıl ouyor da o taplantıyı sorabiliyor yani" dediği, Bülent T......... 'un "peki o zaman cevap verilmemeli yani şey yapılmaması gerekiyor anladım ben " "peki o toplantıya katılan insanlar bende bişey soruyorum şimdi bende türkiye cumhuriyeti vatandaşı olarak bunlar nasıl insanlarmış ki katılmaya katılıyorlar da yarın arkadaş bu toplantıya katılan gizli saklı bişey değildi memleketin sorunlarını oturup tartışıyoruz siyasi bir oluşum değil ki diyelim kafa tik tenk yapıyorduk fikir cimlastiği yapıyorduk diyemeyecek kadar mı şey şeyle olan kısmı hariç bilmem neyle ilgili olan" dediği, Erdal ŞENEL'in "Ya işte adam" dediği, Bülent T..... 'un "böyle b.. yiyenler nerde nasıl toplantıya katılıyorlarmış ki" "sence de uygunsa ben aynen şöyle aktaracam erdal ahiyle konuştum O da ilgili yetkililerle konuşmuş" dediği, Erdal ŞENEL'in "O kişiyle konuşmuş de" dediği, Bülent T........ un "O kişiyle konuşmuş bu işin katılım sağlayan hukuki cephesi hayır diyor bu işe muvafakat vermiyor" dediği,

Tape No:8903, 19.08.2008 tarihinde Ayla T.... ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Ayla T....'un "hurşit paşayla görüştüm de tekrar dedi sen er dal paşayı ara dedi ben sizin anlattım ne dediklerinizi" "şunun için dedi o kent otelinde yemek veren kişi engin beymiydi öyle bi isim gibi" dediği, Erdal ŞENEL'in "evet engin bey" dediği, Ayla T........'un "onun dedi ismi soyadı ve adresi dedi telefonu lazım dedi siz onu tedarik edebilirseniz bi haberleşebilir miyiz o lazım önce dedi onu da getir dedi" dediği, Erdal ŞENEL'in "Engin beyi bulmaya çalışacam" dediği,

Tape No:8864, 26.08.2008 tarihinde Bülent ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Bülent'in "Önce selam sevgiler ileteyim dün görüştüm" "Selamları sevgileri var mesajınızı ilettim dedi ki burda bir yanlış anlaşılma var herhalde onlar yani o sorunun tamamını ben zaten biliyorum kim geldi kim gitti kim ne etti hepsini biliyoruz" "Benim sorum o değil benim sorum şu biz bir davet ile oraya gittik yani kendi kafamıza kalkıp ulan ben de geliyorum demedim" dediği, Erdal ŞENEL'in "Evet" dediği, Bülent'in "Bunu da senin Erdal abın bilir" dediği, Erdal ŞENEL'in "Evet" dediği, Bülent'in "Orada Engin AYDIN mıdır nedir" dediği, Erdal ŞENEL'in "Evet" dediği, Bülent'in "sorum şu Kim davet ediyordu kim davet etti" dediği,

Tape No:8909, 24.09.2008 tarihinde YÜCEL Y. ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Yücel Y.'nin "Şeyi duydun mu" dediği, Erdal ŞENEL'in "Neyi" dediği, Yücel Y.'nin "Tolon Paşayı da hastaneye kaldırmışlar" dediği,

Tape No:8913, 29.10.2008 tarihinde YÜCEL Y. ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Yücel Y.'nin "İyi ya biz de bu Çay Yolu nda Engin in evi var ya bi tane" "Onun yanında bi Leda diye pastane var orda saat 4 te orda toplandık" "5-6 kişi orda lak lak yapıp çay" "Çay yolunda oturanlar toplandı" dediği, Erdal ŞENEL'in "iyi yarın bi görüşelim" dediği,

Tape No: 8924, 01.11.2008 tarihinde Tanju GÜVENDİREN ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Erdal ŞENEL'in "telefon irtibatımız olmadığı için şey yapamadım seni mutlaka görmek istedim" dediği, Tanju GÜVENDİREN'in "gelirseniz çok iyi olur ben yerimdeyim " "tabi ben sizi onun için aradım konuşmak istiyorum yani" dediği,

Tape No: 8915, 04.11.2008 tarihinde Nihat ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Erdal ŞENEL'in "iyiyarın" dediği, Nihat'ın "İnşallah" dediği, Erdal ŞENEL'in "Çarşamba" dediği, Nihat'ın "Tamam peki" dediği, Erdal ŞENEL'in "İcar bey de şey yaptı ben bi Ahmet beyi arayacağım ama nasıl arayacağım ama nasıl arayım" dediği, Nihat'ın "Aramayın ben ararım" dediği, Erdal ŞENEL'in "Alınmaz değil mi" dediği, Nihat'ın "Hayır canım alınacak bi adam değil o karnı geniş birisi" dediği,

Tape No: 8925, 20.11.2008 tarihinde Hüseyin K. ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Erdal ŞENEL'in "Ben yarın İstanbul a gelecem de bi zatalinizi görmek istiyordum" dediği, Hüseyin K.'nin "Öyle mi ne zaman" dediği, Erdal ŞENEL'in "yok ta ben size özel görüşmek istedim " "şöyle bir yarım saat görüşsek kafi" dediği tespit edilmiştir.

d-Örgütsel İrtibatlar değiştir

Tape No:6176, 20.02.2008 tarihinde Ahmet Hurşit TOLON ile X şahıs arasında yapılan telefon görüşmesinde özetle; X şahsın "Erdal'ı çağırmam da bir mahsuru var mı Erdal Paşayı" dediği, Hurşit TOLON'un "Erdal giriyor mu bu konuyu yalnız" dediği, X şahsın "hayır yok tamam gerek yok anladım" dediği, Hurşit TOLON'un "Şimdi Erdal'ı çağırırım koşa koşa da, Bu projede yok yalnız, benim bildiğim" dediği, X şahsın "Anladım canım Paşam anladım " dediği, Hurşit TOLON'un "Yok değil mi o bu projede" dediği, X şahsın "yok ona hiç bahsetmedik" dediği,

Tape No:7516, 17.03.2008 tarihinde Ahmet Tuncay ÖZKAN ile Ahmet Hurşit TOLON arasında yapılan telefon görüşmesinde özetle; Hufşif TOLON'un "Özür dilerim kaç zamandır bu Erdal ŞENER Erdal" dediği, Tuncay ÖZKAN "in "... paşam şeref duyarım çok mutlu olurum" dediği, Hurşit TOLON'un "Olur mu çağırıyım mı" dediği, Tuncay ÖZKAN'm "Çok mutlu olurum ..." dediği,

Tape No:8726, 19.08.2008 tarihinde Engin AYDIN ile Yücel Y.. arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Engin AYDIN'ın "Yücelcim iyi günler" dediği, Yücel Y.nin "Meraba hayatım nerdesin görüşmemiz lazım ya" dediği, Engin AYDIN'ın "Yapmaya" "Olur kaç saat" dediği, Yücel Y.nin "Erdal Paşayla beraberiz de " "He bir mesele vardı ya hani" "Sen şeyde Kızılayda mısın" dediği, Engin AYDIN'ın "Olur kaçta saat 6 da Leda da buluşalım Leda pastanesi uygun mu" dediği,

Tape No:8774, 22.10.2008 tarihinde Engin AYDIN ile Ayhan S. Arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Ayhan'ın "Erdal paşa filan işte onları filan olmasa bi Pazartesi bi organize edelim onları" dediği, Engin AYDIN'ın "Pazartesi yaparız Ayhan bey yaparız" dediği,

Tape No:8848, 19.12.2008 tarihinde Engin AYDIN ile Yücel Y. arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Engin AYDIN'ın "Erdal ı da bırakalım evet" dediği, Yücel'in "Erdal da s... et. yok bilmem ne varmış da telefonlar dinleniyomuş da korkudan gelmiyo hıyara bak ya o zaman hiç gelmesin ne geli demek ki gelmeyecek" dediği, Engin AYDIN'ın "Tabi canım boşver biz onu düşünelim yeni bi isim koyalım onu düşünelim de sen Bekir falan" dediği, Yücel'in "evetyeni bişey" dediği belirlenmiştir.

Sanık Tanju GÜVENDİREN Emniyet İfadesinde: Tape No:8085, 21.07.2008 tarihinde Muhittin Erdal ŞENEL ile yapmış olduğu telefon görüşmesiyle ilgili olarak; Genel Kurmay Başkanlığında görev yaptığı dönemde tanıdığı ve birlikte görev yaptığı Hakim Tümgeneral olduğunu, Şahıs ile dostluk ilişkileri olduğunu, Görüşmede geçen şahısların Nuh Mete ...'in kendisinin ve Erdal ŞENEL'in olduğunu, bu şahıslar ile bir araya gelmesinin nedeninin dostluk ilişkileri olduğunu, Kendisi ile yemek yemeyi istediği için ve o gün müsait olduğu için bu şekilde konuşarak bir şey söyleyeceğini beyan ettiğini, Erdal ŞENEL'in büyük olduğu için kendisini ikna etmeye çalıştığını, görüşecekleri her hangi bir konu olmadığını, genel bir dostluk yemeği olduğunu, gidecekleri yerin tam olarak ismini hatırlamadığı için öyle bir tarifte bulunduğunu, yukarıda izah ettiği şahıslar ile dostluk amaçlı yemek toplantısı olduğunu beyan etmiştir.

Sanık Tanju GÜVENDİREN Savcılık ifadesinde; 8084 numaralı tape okunup, sorulduğunda; Nuh Mete YÜKSEL ve Erdal ŞENER paşa ile yemek yiyeceğini, o konuyu görüştüklerini, sonraki görüşmede de Erdal ŞENER paşa ile yemek konusunu görüştüklerini beyan etmiştir.

Şüpheli Halil Kemal GÜRÜZ Savcılık ifadesinde; Muhittin Erdal ŞENEL i YÖK başkam olarak görev yaptığı dönemde Genel Kurmay Başkanlığı Hukuk Müşaviri olarak tanıdığını belirtmiştir.

Şüpheli Engin AYDIN Savcılık ifadesinde; Hurşit TOLON'u Kent Otel toplantılarından tanıdığını, bu toplantıların değişik meslek gruplarından seçkin insanların katıldığı ve gündemdeki konular konusunda toplantı gününde uzman bir kişinin konuştuğu, katılanların da katkıda bulundukları yasal, herkese açık toplantılar olduğunu, Hurşit TOLON'un birkaç kez bu toplantılara geldiğini, Erdal ŞENEL'in de zaman zaman toplantılara katıldığını, bu nedenle kendisini tanıdığını, bunun dışında bir bağlantısının olmadığını beyan etmiştir.

Ahmet Tuncay ÖZKAN emniyet ifadesinde; Erdal ŞENEL'in Genel Kurmay Başkanlığı eski baş hukuk müşaviri olduğunu, kendisini emekli olduktan sonra tanıdığını, Hurşit TOLON ile buluşup buluşmadığını tam olarak hatırlayamadığı için Erdal ŞENER'in de gelip gelmediğini hatırlamadığını belirtmiştir.

Sanık Mehmet Şener ERUYGUR'un Genel Başkanlığını yaptığı ADD Genel Merkezi, Genel Başkan Odasında Bulunan 5 Nolu CD ü/erinde yapılan incelemede: 16 Aralık 2003 tarihinde şüpheli Levent ERSÖZ ile Ahmet Tuncay ÖZKAN arasında yapılan görüşme çözümünde özetle; Tuncay ÖZKAN'ın iki yıl önce Genelkurmay Adli Müşavirliğinden Erdal ŞENEL paşanın kendisini aradığını ve yanma çağırdığını, kendisinin de gittiğim, Tanju GÜVEN ve Erdal ŞENEL ile bir görüşme yaptıklarını, bu görüşmede kendisinden DOĞAN grubu ile ilgili bir tahlil yapmasını istediklerini, kendisinin de "ulusal açıdan Doğan grubunun tahlilini yapacak olursa Doğan grubu Türkiye'ye zararlıdır, mutlaka alternatifinin oluşturulması gerekir" dediğini, bunun üzerine kendisine "sana bir teklif gelecek, sen bu teklifi kabul et" dendiğini, kendisinin bu teklifin kimlerden geleceğini, Türkiye'de öyle bir grup olmadığını, fakat böyle bir teklif gelse memnuniyetle kabul edeceğini, Türkiye'de alternatif bir medya yaratılmasını, o medyanın ulusal duruşunun güçlendirilmesini memnuniyetle destekleyeceğini söylediğini ve bir hafta sonra da KARAMEHMET grubunu kastederek gruptan teklif geldiğini, bu durumdan kendisinin çok rahatsız olduğunu, bunların battığını, fakat git bat diyorsanız batayım dediğini, bunun üzerine kendisine "bu ulusal bir görevdir, bu grup batmaz, sen merak etme" dendiğini, kendisinin de gruba girdiğini, girince diğer komutanlarla görüşme fırsatı olduğunu ve herkesin "ulusal bir gruptur, desteklenecektir" mesajı verdiğini, bu mesajı alınca ilk günden itibaren ulusal bir duruş ortaya koyduğunu ve ona uygun olarak ta SHOW TV televizyonu ve Akşam gazetesini boşalttığını ve bir çizgi yarattığını, grubun bir çizgisi oluştuğunu, aynı zamanda Türkiye'de medya da olmaz denilen bir şey yaptığını ve Akşam Gazetesinin tirajını 120.000 den 210.000 e çıkarttığını, Akşam Gazetesinin lümpen bir gazete iken AB grubunda çok etkili bir gazete haline geldiğini, Show TV'yi dördüncü sıradan birinci sıraya çıkarttığını, reklam gelirlerini artırdığını beyan etmiştir.

Sanık Mehmet Şener ERUYGUR 'un ADD Genel Merkezi Genel Başkan Odasında Bulunan 7 Nolu CD içerisinde; "anılar2001_2003 25 temmuz 2004.doc" isimli Word dosyaları incelendiğinde;

"30 Temmuz 2002" başlığı altında; "...Komutanda ayrılınca doğru genkur. Bşk Adli müşaviri Tümg. Erdal Şenel ile görüşmeye gittim. Erdal paşa ile malum mevzuyu görüştüm. Bana yazının deniz kuvvetlerinden komutan imzası ile geldiğini ve genkur. Bşk'a verilen andıçı kendisinin hazırladığını söyledi. İlave olarak defterde Halil T ayrıca benim bütün terfilerimin kaydını tuttuğunu, tuğamirallik den istifa etmek istediğimi duyup bana iş aradığına dair bilgiler olduğunu söyledi. Ne kadar çok öğrenirsem o kadar çok şaşırmaya başladım. Adli müşavir bir şey olacağı yok ama komutan birde sizin ağzınızdan duymak istedi dedi. Artık karar vermiştim Halil T.... tam bir psikopat idi. Kendi hayal gücü içinde yarattığı bazı olayları gerçek zannediyordu. ..." şeklinde yazdığı tespit edilmiştir.

"26 Mayıs- 1 Haziran 2003" başlığı altında; "...29 mayıs Sabah sabah Burak beni görmeye geldi. Ne olduğunu bilmiyordum ama benimle ilgili olduğunu tahmin ettim. Nitekim geldiğinde anlattı. Dün akşam Cengiz Yalçın ile berabermişler. Cengiz bey bizim konuyu Erdal'dan öğrenmiş ve o akşam Burağm yanında Erdal ile konuşmuş. Erdal'ın ona söylemesine göre Hilmi paşa artık Bülent'in bu konuyu neden yaptığını anlamış ve sık sık da sağda solda söylemeye başlamış ve "Bülent süresini uzatmak için bu işi yapıyor" diyormuş. Bunun üzerine Burak'a "git hemen babanla konuş Karadayı'yı devreye sokacağım" demiş. İlginç insan. 07:30'dan 10:00'a kadar Buraği beş kez aramış. Hemen kendisini aradım ve ilgilendiğine teşekkür ettim..." şeklinde yazdığı görülmüştür.

Mehmet Şener ERUYGUR'a ait ADD Genel Merkezindeki Genel Başkan odasında bulunan (6) nolu Cd içerisindeki; "(1) DISKIM\siyaset\MAHALLİ GENEL SEÇİMLER.DOC" isimli Word dosyasında; "Biyografik İstihbarat" başlığı altında ise söz konusu siyasi kişiliklerden Ali Talip ÖZDEMİR hakkında ayrıntılı olarak siyasi ve kişisel bilgilerin yer aldığı, bu bilgilerin maddeler halinde işlendiği, bu maddeler arasında "...Bld. Bşk. iken Fethullahçı gruplar ile yakın ilişkiye girdi. Atatürkçü STK'larına tavır aldı. 11 Ocak 2003 'te Genel Başkanlığa seçilmeden önce N.... I....., M..... ve M....A..... ile ABD'ne giderek,F.GÜLEN'den icazet aldı. E. Tümg. Erdal ŞENEL'de kaset var..." şeklinde bilgilerin bulunduğu tespit edilmiştir.

Sanık Mehmet Şener ERUYGUR 'un "anılar2001_2003 25 temmuz 2004.doc" ve Sanık Mustafa Ali BALBAY'm "deniz.DOC" isimli dijital verilerinde aynen yer alan "28 Temmuz" başlıklı yazının yapılan incelemesinde; "28 Temmuz" başlığı altında; Albay Belgütay V....emir subayımı arayarak benimle özel bir konu görüşmek istediğini söyledi. Öğleden sonra kendisini Kabul ettim... Belgütay devamlı olarak TSK'da bir çok yerde hırsızlık yapıldığını bir generalin yut dışında 50 milyon doları olduğunu. Bir albayın 52 dairesi bulunduğunu ve bunların hepsinin belgelerinin kendisinde olduğunu tekrarladı durdu. Ayrıca Erdal Şener'inde kasasında olan 535 bin dolar devlet özel ödeneği ile Zirvekentte kendisine iki daire aldığını belirtti. Genelkurmay başkanı bütün bunları biliyormuş. Ama işlem yapmıyormuş. Geçen yıl durumu Kıvrıkoğluna rapor edince kendisine "TSK'da bazen görev dürüstlükden önemlidir" cevabı almış ve ertesi günü Deniz Kuvvetleri tarafından Özel Kuvvetlere atanmış. Kuvvet komutanına bu atama ile ilgili çıktığı zamanda kuvvet komutanı benim haberim yok demiş. Doğal bir kocaman yalan ! Velhasıl Bülent Paşa iki yıldır herkesi oyalayarak bu işten kurtulacağını zannetti anlaşılan. Belgütay genelkurmay başkanı ile olan konuşmasında ayrıca "sizinde üsteğmenliğinizdeki bir irtica dosyanızı Cumhurbaşkanın önüne koydular. Herhalde bunu biliyorsunuzdur. " demiş . Genelkurmay Başkanın da sanki ilk defa duyuyor gibi hayretler içersinde kalmış. Halbuki bu olayın geçen yıl kendisinin atamasının geç çıkmasında büyük bir rolü olduğu kesin. Ancak Kıvrıkoğlu yinede başaramadı. Herhalde Hilmi paşanın arkasında büyük bir güç olsa gerek..." şeklinde yazdığı görülmüştür.. Sanık Mehmet Şener ERUYGUR 'un "2003-2005.doc" ve Sanık Mustafa Ali BALBAY'ın "deniz.DOC" isimli dijital verilerinde aynen yer alan "18 Aralık 2003" başlıklı yazının yapılan incelemesinde; 11:30 - 12:00 - (E) Tümg. Erdal Şenel'in Ziyareti, Erdal paşa emekliye ayrıldıktan sonra ilk defa ziyaretime geldi. İçimde hep yeni bir kötü haber verecekmiş gibi bir his vardı. Korktuğum başıma gelmedi. Ona BA ile olan ve onun bilmediği son gelişmeleri anlattım. O da bana Tanju'nun güvenilir olduğunu ve onu kollamam gerektiğini söyledi. CY'nm verdiği haberi bana anlattı." Şeklinde yazdığı tespit edilmiştir. Sanık Mustafa BALBAY Savcılık İfadesinde; Erdal ŞENER, Levent ERSÖZ, Engin AYDIN, Hurşit TOLON, Şener ERUYGUR'un katıldığı aylık veya haftalık toplantıların bazılarına katıldığım, bu toplantıları farklı kişilerin organize ettiğini, bu toplantıların bazen otellerde, bazen restoranlarda olduğunu, her zaman bu toplantıların yeri ve zamanının değiştiğini, bu yemeklere katılanların yemek ücretlerinin kendilerinden alındığını, Mustafa BALBAY'a ait dijital verilerde yapılan inceleme neticesinde; "25.TXT" isimli metin belgesi içerisinde geçen "12 Eylül Perşembe Günü Ankara'da Çalgan Restoran'daki Akşam Yemeğine Katılan Kişiler" başlıklı yazıda isimleri geçen , Erdal ŞENEL, Engin AYDIN, isimli şahıslarla olan ilişkisi ile ilgili olarak; bu yemekli toplantıya misafir olarak davet edildiğini, buradaki davetiye veren şahsın kim olduğunu şu anda hatırlamadığını, buradaki görüşmede genelde Ankara siyasetinde rutin olarak konuşulan sözler olduğunu, bu konuşmayı yapan EŞ olarak kısaltma ismi olan kişinin muhtemelen Erdal ŞENEL' olabileceğini, kesin olarak hatırlamadığını, Mustafa BALBAY'ın dijital verilerinden "23nisul.txt" isimli metin belgesi içerisinde; "25 Nisan çarşamba Fatih ve ŞENEL'le Şeratonda sohbet - Yav biz bu işi 28 Şubatta bitirecektik. Bunu o gün üç kişi planladık, Bir, Fevzi Ben. Her şeyi hazırladık. Bakanlar kurulunu dahi. Müsteşarları bulmak zordu onları da tamamladık. Karadayı bizi uyuttu. Az sonra dedi, hemen dedi. Hükümet devrilsin ondan sonra dedi. Artık gelip 10-15 yıl gitmeden işleri halletmek gerekiyor..." şeklinde ki notlar ile ilgili olarak; Bu görüşmenin içeriğini hatırlamadığını, ŞENEL 'in de Erdal ŞENEL olabileceğini, Kent Otel toplantılarını haber verenin Engin AYDIN olduğunu, Engin AYDIN'm şurada ya da burada toplantı var dediğini, Erdal ŞENEL bu toplantılara katıldığını, bildiği kadarı ile İLHAN'ın geldiği günlere denk getirildiğini, İLHAN'ın olmadığı zaman kendisinin de katılmadığını, İLHAN yokken de bu toplantıların yapıldığını duyduğunu, ancak katılmadığını. İlhan SELÇUK gözaltına alındıktan sonra insanlarda bir araya gelme duygusunun kaybolduğunu, ayrıca buraya gelen insanlar içinde bazı görevli şahıslar olduğundan ve bunların isminin geçmesini istemediğinden pek bu konunun medyada yer almadığını, beyan etmiştir.

Sanık Mustafa BALBAY'm dijital verilerinde yer alan "GUN0902.TXT" isimli metin belgesi incelendiğinde; "12 Eylül perşemb akşam çalgan'da yemek." Başlığı altında;

"7... Y, İ... E, Erdal Şenel (Tümg. Gen Kurm. Aidi Müş), Engin AYDIN, B...E.. EŞ-AKP yükseliyor. Tek başına iktidara gelebilir. Bunlar Erbakan'dan daha beter. Erbakan'ı ararız. Laikliği sulandırmak isteyeceklerdir. Merkez sağdan bir kişi onlara geçecekti, sordular, cemsede size de yer ayıralım' dedim... Öyle bir şey olursa AB, ma be dinlemeyiz, ne AB'si yaaa.. 30 Ağustosta Yılmaz'ı çektim, ya bu seçim kararını niye aldınız' dedim. Bir şey diyemedi... böyle şey olmaz... Turgay C... yurtsever adamdır... Dağıtım tekelinin kırılması iyi oldu..." şeklinde yazdığı tespit edilmiştir.

Söz konusu görüşmenin yapılan takvim araştırmasında "12 Eylül 2002" tarihinde yapıldığı değerlendirilmiştir.

Sanık Mustafa BALBAY'ın CASPER marka dizüstü bilgisayarında yer alan "25.TXT" isimli dijital Veri incelendiğinde;

"12 Eylül Perşembe günü Ankara'da Çalgan restoran'daki akşam yemeğine katılan kişiler" başlığı altında sırasıyla; Tümgeneral Erdal Şenel (Genelkurmay Adli Müşaviri, Engin AYDIN (Adalet Bakanlığı Danışmanı, Mustafa BALBAY), Yemekte Tümgeneral ŞENEL'İN Turgay C....le ve Cumhuriyet-C... ilişkisiyle ilgili söyledikleri, - Cumhuriyet'in o ilişkisi iyi oldu, - Bu bağlantıyla Cumhuriyet'in önü açılabilir - Ben Ciner'i bir ölçüde... Hatta iyi tanıyorum... O yurtsever bir işadamı. Bu ülkeye inanan biri, - Sağdan soldan bir şeyler diyen olacaktır. İtibar etmeyin, - Dağıtım tekelinin kırılması da iyi oldu. Dilerim onu başarırsınız. Zor iş ama, sonunu getirin." şeklinde yazdığı tespit edilmiştir.

Sanık Mustafa BALBAY'ın CASPER marka dizüstü bilgisayar'm da yer alan "GUN1002.TXT" isimli Metin dosyası incelendiğinde; "5 Kasım Salı günü akşamüzeri Genkurm. Adli Müşaviri Tümgeneral Erdal ŞENEL'le görüşme..." başlığı altında;

"Çok bozuk... Seçim sonuçlarını Fethullah'ın iktidarı olarak yorumladı. Bunların başlangıçta takıye yapacağını, Fethullah gibi kendini gizle, çok güçlü olduğun an ortaya çık modelini benimseyeceklerini söyledi, içim acıyor.. Bu kadar olamaz dedi... Çocuklarımı düşünüyorum, Mustafa Kemal Türkiyesi bu olmamalı dedi... TSK'nin dimdik ayakta olduğunu gerekeni yapacağını söyledi." Şeklinde yazdığı tespit edilmiştir.

Yine aynı dizüstü bilgisayarda yer alan "GUN1102.TXT" isimli metin belgesi incelendiğinde dosya içersinde;" 14 Kasım 02-Perşemb" başlığı altında;

"Mini ehli dil... gazi orduevinde. Yener, A.., Aydın, Erdal, Önal.., Ev sahibi Şenel, ben çok karamsarım dedi devam etti ben Türkiye Cumhuriyeti askıya alınmıştır diyorum. Karamsarım. Çok karamsarım. Bunlar başlangıçta ılıman gelecekler, sonra usul usul girecekler. Kadrolaşacaklar. Fethullah iktidarda... Bunlar ekonomide de başarılı olur. Yastık altındaki paraları çıkarırlar, yeşil sermayeyi getirirler.. Demek ki biz patinaj yapmışız. Bunlarla mücadele ediyoruz dedik ama, boşunaymış. CHP de umut vermiyor... bilmiyorum... karamsarım Tek Cumhuriyet kaldı demiş bilgi notlan sadece bize.." şeklinde yazdığı görülmüştür.

"18.11.0 Pazartesi" başlığı altında;

"Dünkü pazar panoramadan sonra Erdal ŞENEL aradı. Kutladı. İyi dengelediniz dedi. Bülent A.'ya soruları olabildiğince net sordum. Size her kesimden oy verildi, içinizdeki redikallerle bunu nasıl dengeleyeceksiniz dedim... O da ılımlı gibi görünmeye çalıştı. Erdal ŞENEL'e göre, AB'nin Türkiye'de asker etkin falan demesi AKP'nin planı da olabilir. AB üzerinden istemlerini yerine getirmek istiyor olabilirler.. Orta vadede, ordunun etkisini azaltmaya yönelik hedef de olabilir dedi Bunun usul usul başladığını söyledi" şeklinde yazdığı tespit edilmiştir.

Yine aynı diz üstü bilgisayarda yer alan; "GUN1201.TXT" isimli metin belgesi incelendiğinde dosya içersinde; "11 Aralı" başlığı altında;

9 Aralıkta Brifing. Katılımcıların bir kısmı uyumuş. Sadece irtica bölümünde gözlerini dört açıp dinlemişler. İki kez 15 dakika ara verilmiş, Memet, iki tokat atıp gönderdik dedi. CA, bugün çok ters bir yerden girdi. Yeni şafak ve Vakit'te haber nasıl sızdı tartışması var. Bana, sen imzanı falan koyma, hedef olursun, askerin muhabiri derler gibi laflar söyledi. Benim iyiliğim için söylediğini söyledi. Ben de sadece Amerikan planını aldığımda imzamı koydum dedim.. Dün Erdal beyi aradım. Bozuk, işimiz zor dedi. Kös kös dinlediler dedi. Gül'ün birinci başkanı arama cesareti göstermesinin bile olayın yeni durumunu ortaya koyduğunu söyledi" yazdığı anlaşılmıştır..

Diğer notlardaki görüşme akışından tarihin 11 Aralık 2002 olduğu, yapılan araştırmada Genelkurmay' Başkanlığınmm 09 Aralık 2002 tarihinde hükümete bir brifing verdiği görülmüştür.

Sanık Mustafa BALBAY'ın Casper marka diz üstü bilgisayarında yer alan "GUN0301.TXT" isimli Metin dosyası incelendiğinde; "8 Ocak Çarşamba" başlığı altında;

Sanık Mustafa BALBAY'ın Casper marka diz üstü bilgisayarında yer alan "23NISU1.TXT" isimli metin dosyası içeriğinde; "23 Nisan Çarşamba Fatih ve ŞENEL'le Şeratonda sohbet" başlığı altında;

"Yav biz bu işi 28 Şubatta bitirecektik. Bunu o gün üç kişi planladık, Bir, Fevzi Ben. Her şeyi hazırladık. Bakanlar kurulunu dahi. Müsteşarları bulmak zordu onları da tamamladık. Karadayı bizi uyuttu. Az sonra dedi, hemen dedi. Hükümet devrilsin ondan sonra dedi. Artık gelip 10-15 yıl gitmeden işleri hallettmek gerekiyor. Üstelik o ara AB de yoktu. Kopenhag olmamıştı. Şimdi her şey çok daha zor, bugün durum çok kötü. Çok. Bir numara teslim olmuş durumda. Bunu lami cimi yok. Onunla Recep arasında hat var. Hat var. Bunlar AB yasalarını tümüyle kendi çıkarları için uygulayacak. İşte imar yasası. Apartmanların altına mescit yapmanın yolunu açacak değişiklik planlıyorlar, Birin altı sağlam. Blok. Ama orası çok önemli." şeklinde yazdığı tespit edilmiştir.

Diğer notlardaki görüşme akışından tarihin 2003 yılı olduğu ve netice olarak görüşmenin "23 Nisan 2003" tarihinde yapıldığı değerlendirilmektedir.

Sanık Mustafa BALBAY'm Casper marka diz üstü bilgisayarında yer alan "MASAL.TXT" isimli dosyanın içeriğinde; "29 Nisan" başlığı altında; "Akşam Perşembe Grubu toplandı. Erdal bey, Türkiyede artık demokratik yollardan yapılabilecek çok az şeyin olduğunu söyledi. Adamların dini alıp kullandığı geriye bir şey kalmadığını söyledi. Hurşit bey için çok övücü şeyler söyledi. Takıldım: hayatta en hakiki mürşit Hurşittir... Bir numara için molla diyoruz dedi.." şeklinde yazdığı görülmüştür.

Yapılan araştırmada söz konusu notun 29 Nisan 2004 tarihli olduğu değerlendirilmiştir.

Sanık Ergun POYRAZ'dan ele geçirilen ve sanığın korumalarının el yazması notlarının bulunduğu dokümanda; "10 Ocak 2003 Cuma" başlığı altında; "15:30 Milli Savunma Bakanlığında Görevli Erdal Paşaya (15) adet "Patlak Ampul" isimli kitabını bıraktı" şeklinde notun bulunduğu tespit edilmiştir.

Sanık Ergun POYRAZ'dan ele geçirilen "03 Ocak 2003 Cuma" ibaresi ile başlayan Mavi renkli plastik dosya içerisinde; Şüphelinin ikametinin Jandarma korumasında olduğu sıralarda görevli jandarma personelinin 03 Ocak 2003 ile 11 Mart 2003 tarihleri arasında tutmuş oldukları el yazması notlara bakıldığında;

"19 Şubat 2003 Çarşamba" başlığı altında; "14:45 MSB Erdal Paşanın yanma gelindi" "15:15 Erdal Paşanın yanından çıkış",

"11 Mart 2003 Salı" başlığı altında; " MSB'da Tümgeneral Erdal ŞENEL'e Eski Ankara Emniyet Müd. Yrd. Osman AKTa birlikte ziyaret edildi. Bu görüşme 1 saat 15 dakikayı buldu." şeklinde notların yer aldığı tespit edilmiştir.

Sanık Ergün POYRAZ'm 9227040680843 I 8586 seri numaralı sim kartın incelendiğinde Şüpheli Erdal ŞENEL’e ait olan 532 418 numaralı cep telefonu numarasının Erdal P diye kayıtlı olduğu,

Şüpheli Muhittin Erdal ŞENEL'in telefon irtibatları ile ilgili yapılan çalışmalar sonucunda

1 Ahmet Hurşit TOLON 704 2 Mustafa Ali BALBAY 6 3 Rıza Ferit BERNAY 2 4 Engin AYDIN 73 5 Ahmet Tuncay ÖZKAN 5 6 Tanju GÜVENDİREN 223 7 Ergün POYRAZ 2 kez görüştüğü tespit edilmiştir.

e-DelilIerin Ve Hukuki Durumunun Değerlendirilmesi değiştir

TSK bünyesinde tümgeneral rütbesiyle Genelkurmay Adli Müşaviri olarak görev yapmakta iken 2003 yılında yaş haddinden emekli olan şüpheli Muhittin Erdal Şenel'in Ergenekon silahlı terör örgütü nün faaliyetleri kapsamında, örgüt yöneticisi sanık İlhan SELÇUK'un talimatları şüpheli ENGİN AYDIN ile birlikte örgütün propagandasını yapmak ve örgütün kamudaki etkinliğini güçlendirmek amacı ile üst düzey kamu görevlileri ve yargı mensuplarının da katılımıyla düzenlenen KENT OTEL toplantılarını organize ettiği, burada önceden belirledikleri ve örgüte katmayı düşündükleri şahıslar ile küçük gruplar halinde toplantılar tertip ettikleri, bu toplantıların bir kısmına "PERŞEMBE", "EHLİ DİL" ismini verdikleri, bununla ilgili olarak soruşturma kapsamındaki sanık MUSTAFA BALBAY'dan ele geçirilen ve şüpheli ile yaptığı görüşme sonucu kaleme aldığı anlaşılan notlarda; "TSK gerekeni yapacak", "Akşam Perşembe Grubu toplandı. Erdal bey, Türkiyede artık demokratik yollardan yapılabilecek çok az şeyin olduğunu söyledi. Adamların dini alıp kullandığı geriye bir şey kalmadığını söyledi. Hurşit bey için çok övücü şeyler söyledi.... Bir numara için molla diyoruz, dedi",

"Yav biz bu işi 28 Şubatta bitirecektik. Bunu o gün üç kişi planladık, Bir, Fevzi Ben. Her şeyi hazırladık. Bakanlar kurulunu dahi. Müsteşarları bulmak zordu onları da tamamladık. Karadayı bizi uyuttu. Az sonra dedi, hemen dedi. Hükümet devrilsin ondan sonra dedi. Artık gelip 10-15 yıl gitmeden işleri hallettmek gerekiyor. Üstelik o ara AB de yoktu. Kopenhag olmamıştı. Şimdi her şey çok daha zor, bugün durum çok kötü. Çok. Bir numara teslim olmuş durumda. Bunu lami cimi yok. Onunla Recep arasında hat var. Hat var. Bunlar AB yasalarını tümüyle kendi çıkarları için uygulayacak. İşte imar yasası. Apartmanların altına mescit yapmanın yolunu açacak değişiklik planlıyorlar, Birin altı sağlam. Blok. Ama orası çok önemli",

"5 Kasım Salı günü akşamüzeri Genkurm. Adli Müşaviri Tümgeneral Erdal ŞENEL'le görüşme..." Çok bozuk... Seçim sonuçlarını Fethullah'ın iktidarı olarak yorumladı. Bunların başlangıçta takıye yapacağını, Fethullah gibi kendini gizle, çok güçlü olduğu an ortaya çık modelini benimseyeceklerini söyledi, içim acıyor.. Bu kadar olamaz dedi... Çocuklarımı düşünüyorum, Mustafa Kemal Türkiye 'si bu olmamalı dedi... TSK'nin dimdik ayakta olduğunu gerekeni yapacağını söyledi",

"12 Eylülperşemb akşam çalgan'dayemek" başlığı altında; "Y.. Y, Î...E, Erdal Şenel (Tümg. Gen Kurm. Aidi Müş), Engin AYDIN, B... E.. EŞ-AKPyükseliyor. Tek başına iktidara gelebilir. Bunlar Erbakan'dan daha beter. Erbakan'ı ararız. Laikliği sulandırmak isteyeceklerdir. Merkez sağdan bir kişi onlara geçecekti, sordular, cemsede size de yer ayıralım' dedim... Öyle bir şey olursa AB, ma be dinlemeyiz, ne AB'si yaaa.. 30 Ağustosta Yılmaz'ı çektim, ya bu seçim kararını niye aldınız' dedim. Bir şey diyemedi... böyle şey olmaz... Turgay C. yurtsever adamdır... Dağıtım tekelinin kırılması iyi oldu..." şeklindeki ifadelere yer verildiği görülmektedir.

Sanık Mehmet Şener ERUYGUR'un “2003-2005.doc” ve Sanık Mustafa Ali BALBAY'ın "deniz.DOC" isimli dijital verilerinde aynen yer alan "18 Aralık 2003" başlıklı yazıda; 11:30 - 12:00 - (E) Tümg. Erdal Şenel'in Ziyareti, Erdal paşa emekliye ayrıldıktan sonra ilk defa ziyaretime geldi. İçimde hep yeni bir kötü haber verecekmiş gibi bir his vardı. Korktuğum başıma gelmedi. Ona BA ile olan ve onun bilmediği son gelişmeleri anlattım. O da bana Tanju 'nun güvenilir olduğunu ve onu kollamam gerektiğini söyledi. CY'nın verdiği haberi bana anlattı." şeklindeki değerlendirmeler dikkate alındığında, Genelkurmay Adli Müşavirliği yaptığı dönemde Cumhuriyetçi Çalışma Grubu tarafından yapılan darbe çalışmalarından haberdar olduğu ve bu çalışmalara katıldığı anlaşılmaktadır.

Savunmasında, sanık TUNCAY ÖZKAN ile hiç görüşmediğini, sadece gazeteci olmasından dolayı tanıdığını beyan ettiği halde, sanık ŞENER ERUYGUR'dan ele geçirilen 6 no'lu CD içerisinde yer alan TUNCAY ÖZKAN ile LEVENT ERSÖZ arasındaki 16 Aralık 2003 tarihli görüşmenin çözüm tutanağının incelenmesinde, şüphelinin TANJU GÜVENDİREN ile birlikte TUNCAY ÖZKAN'ın yanına gittikleri ve ona "Ulusal bir grup bizden yardım istedi, sen Doğan grubundansın, sana bir medya grubundan teklif gelecek, sen bu teklifi kabul et" şeklinde konuşma yaptıkları, 1 hafta sonra bir medya grubundan TUNCAY ÖZKAN'a teklif geldiği, bunun üzerine şüphelinin TUNCAY ÖZKAN'a "Bu ulusal bir görevdir, bu grup batmaz, sen merak etme " diyerek bu grupta çalışmasını istediği, böylece örgütün amaçları doğrultusunda medyanın yönlendirilmesine çalıştığı belirlenmiştir.

Sanık Ergün Poyraz ile aralarında bir ilişki olmadığını ve Genelkurmay Adli Müşaviri olarak görev yaptığı dönemde bir kez görüştüğünü beyan etmiş ise de, o dönemde bir çok kez sanık Ergün Poyraz ile bir araya geldiği ve şüphelinin cep telefon numarasının sanık Ergün Poyrazın kullandığı sim kartta kayıtlı olduğu, ancak örgütsel irtibatın ortaya çıkmasını engellemek amacıyla bu yönde ifade verdiği anlaşılmıştır.

Sanık Mustafa Balbay'ı Kent Hotel toplantılarından tanıdığını, aralarında başkaca bir ilişki olmadığını beyan etmiş ise de, ele geçirilen dijital verilerde, şüphelinin özellikle 2002-2003 yıllarında sanık Mustafa Balbay ile bir araya geldiği ve "ehli dil "olarak adlandırdıkları gizli toplantılar yaptıklarını göstermektedir.

Ayrıca,şüpheliden ele geçirilen Cd içerisinde TCK 334 maddesi kapsamında gizli belge olduğu tespit edilmiştir.

Şüphelinin ikametgahında yapılan aramada ele geçirilen CD'de yer alan "karanlık savaş konsepti-2" isimli belgenin içeriğinin, Ergenekon silahlı terör örgütü nden elde edilen "fabrikatör, gözlem analiz ", "panzehir" isimli örgütsel dokümanlarla benzerlik göstermekte olup bu durumun da şüphelinin örgütsel konumunu açıkça ortaya koymaktadır.

Bu açıklamalar doğrultusunda şüpheli Muhittin Erdal Şenel'in görevi sırasında başladığı Ergenekon silahlı terör örgütü nün ara yöneticiliğine emekli olduktan sonra da devam ettirerek örgütün amacı doğrultusundaki faaliyetlerine devam ettiği, cebir ve şiddet kullanmak suretiyle Türkiye Büyük Millet Meclisini ve yürütme organını ortadan kaldırmaya, görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs eylemlerine iştirak ettiği anlaşılmakla;

Şüpheli Muhittin Erdal ŞENELİN eylemlerine uyan Ergenekon silahlı terör yöneticisi olmak suçundan TCK'nın 314/1 ,

Cebir ve şiddet kullanarak TBMM'ni ortadan kaldırmaya, kısmen veya tamamen görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs suçundan eylemine uyan TCK'nın 311/1.,

Cebir ve şiddet kullanarak yürütme organını ortadan kaldırmaya, kısmen veya tamamen görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek suçundan TCK'nın 312/1.,

3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5., TCK'nın 53, 58/9, 63. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.