Sayfa:Üç Eser (Bize Göre, Gurabahane-i Laklakan, Frankfurt Seyahatnamesi).pdf/14: Revizyonlar arasındaki fark
(Fark yok)
|
00.30, 25 Eylül 2020 tarihindeki hâli
bütün iyi niyetlere rağmen, yaşlı ve yorgun iki san’atkârın ney ve sazından daha genç ve daha zinde bir şey dinlenilemediğine bakılırsa, musikîde de artık san’atkâr neslinin tükenmiş olduğuna hükmetmek lâzım geliyor.
Gerçi iyimserliği saflık derecesine vardıran bazı kalem sahipleri, hâlâ kısır çalı fidanları üzerinde taze güller görmekte ısrar etmektedir. Safdilliğin bu derecesi hakkında fikir beyan etmek, ancak tıbbın salâhiyetine girer.
Bahsi dağıtmadan edebiyata dönelim! On, on beş seneden beri aynı nağmeyi geveleyip durduğumuzun açık alâmetlerinden biri, okuyucunun yeni eserlere karşı gösterdiği hayretsizlik ve alışkanlıktır. Bu alışkanlık, ancak âdet şekline gelmiş bir hassasiyetin uysallığı değil midir?
Aksülâmeller, hiddetler, kinler ve gayzlann durduğu bir fikir âlemi içinde, artık yeni hiç bir eserin ortaya çıkmadığında zerre kadar şüphemiz olmamalıdır.
BAHAR
Mart başlayalı kırkını geçmiş nice tanıdıklarım
hastalandı. Bazılarının bronşiti, bazılarının romatiz
ması azmış. Baharın hastalıkları saymakla tüken
mez ki... Mart güneşi, uzviyette çöreklenip yatan
bütün yılanları uyandırıyor; toprağın yeniden genç
liğe kavuştuğu bu mevsimde, hava kuş cıvıltılanyle
beraber insan iniltileri ve hırıltılariyle dolu. Dün
neş’eli bir kır köşesinde baharın bu iki zıt levhasını
yanyana gördüm: Bir tarafta genç hayvanlar oyna