Yeni Ahit/Markos/13: Revizyonlar arasındaki fark
İçerik silindi İçerik eklendi
düzeltme |
|||
8. satır:
}}
{{kısım||1}}İsa mabetten çıkarken şakirtlerinden biri ona dedi: Muallim, bak, ne biçim taşlar, ne biçim binalar!
{{kısım||2}}İsa da ona dedi: Bu büyük binaları görüyor musun?
{{kısım||3}}O, Zeytinlik dağı üzerinde, mabedin karşısında otururken, Petrus, Yakub, Yuhanna ve Andreas kendisinden ayrıca sordular:
{{kısım||4}}Bize söyle, bu şeyler ne zaman olacak?
{{kısım||5}}İsa da onlara söylemeğe başladı: Sakının, kimse sizi saptırmasın.
{{kısım||6}}
{{kısım||7}}Cenkler ve cenk sözlerini işittiğiniz zaman, sıkılmayın; bunların olması gerektir; fakat daha sonu değildir.
{{kısım||8}}Çünkü millet millete karşı, ülke ülkeye karşı kalkacak; yer yer zelzeleler olacak; kıtlıklar olacaktır. Bu şeyler ağrıların başlangıcıdır.
{{kısım||9}}Fakat siz kendinizi sakının; sizi meclislere verecekler, havralarda dövüleceksiniz; ve benim yüzümden onlara şehadet olsun diye valiler ve kırallar önünde durdurulacaksınız.
{{kısım||10}}Önce bütün milletlere incilin vâzolunması gerektir.
{{kısım||11}}Sizi teslim için götürdükleri zaman, ne diyeceğinize evelden kaygı çekmeyin; fakat o saatte size ne verilirse onu söyleyin; çünkü
{{kısım||12}}Kardeş kardeşi, ve baba evlâdı ölüme verecektir, ve evlâtlar ana babaya karşı kalkıp onları öldüreceklerdir.
{{kısım||13}}Benim ismimden dolayı herkes sizden nefret edecek; ancak sona kadar dayanan, kurtulacak odur.
{{kısım||14}}Ve harap edici mekruh şeyin lâyık
{{kısım||15}}ve damda olan aşağı inip evinden bir şey almağa girmesin;
{{kısım||16}}tarlada olan, abasını almak için geri dönmesin.
27. satır:
{{kısım||19}}Çünkü o günlerde öyle sıkıntı olacak ki, onun gibisi Allahın halkettiği hilkatin başlangıcından şimdiye kadar ne olmuştur, ne de olacaktır.
{{kısım||20}}Eğer o günleri Rab kısaltmasaydı, hiç bir adam kurtulmazdı; fakat seçtiği seçilmişler uğrunda o günleri kısaltmıştır.
{{kısım||21}}Eğer biri o zaman size derse: "İşte, Mesih burada", "İşte, orada", inanmayın.
{{kısım||22}}Çünkü yalancı
{{kısım||23}}Fakat siz sakının; işte, size hepsini önceden söyledim.
{{kısım||24}}Fakat o günlerde, o sıkıntıdan sonra, güneş kararacak, ay ışığını
{{kısım||25}}yıldızlar gökten düşmekte olacaklar, ve göklerde olan kudretler sarsılacaktır.
{{kısım||26}}O zaman İnsanoğlunun büyük kudret ve izzetle bulutlarda geldiğini göreceklerdir.
{{kısım||27}}Ve o vakit meleklerini gönderecek, ve onun seçtiklerini yerin ucundan ta gökün ucuna kadar, dört yelden
{{kısım||28}}İmdi incir ağacından mesel öğrenin; onun dalı yumuşayıp yapraklarını sürdüğü zaman, bilirsiniz ki, yaz yakındır.
{{kısım||29}}Böylece siz de bu şeylerin vaki olduğunu görünce, bilin ki, o yakındır, kapılardadır.
{{kısım||30}}Doğrusu size derim: Bütün bu şeyler
{{kısım||31}}Gök ve yer geçecek, fakat benim sözlerim
{{kısım||32}}Fakat o gün yahut o saat hakkında, ne gökteki melekler, ne de Oğul, Babadan başka kimse bir şey bilmez.
{{kısım||33}}Sakının, uyanık durun, dua edin; zira o vakit ne zamandır bilmezsiniz.
43. satır:
{{kısım||35}}İmdi, uyanık durun; çünkü ev sahibi ne vakit gelecek, akşamlayın mı, gece yarısında mı, horoz öttüğü zaman mı, sabahlayın mı, bilmezsiniz.
{{kısım||36}}Yoksa apansız gelip sizi uykuda bulur.
{{kısım||37}}Size ne
{{Eser son|kaynak=
|