Mesnevi (Konuk)/1. Defter/2151-2200: Revizyonlar arasındaki fark

İçerik silindi İçerik eklendi
Iskenderbalas (Tartışma | katkılar)
Metin eklendi.
 
Iskenderbalas (Tartışma | katkılar)
metin eklendi
1. satır:
{{çalışma}}
{{eser1
| önceki = [[Mesnevi/1/2101-2150|2101-2150]]
Satır 26 ⟶ 25:
'''2165.''' O süvârî ki, askere zafer oldu, ehl-i dîn için kimdir? Sultân-ı basardır.<br>
'''2166.''' Vâkıâ körler asâ ile yol görmüşlerdir, onlar gözleri rûşen olan halkın penâhındadırlar.<br>
'''2167.''' Eğer görücüler ve şâhlar olmaya idi, körlerin hepsi cihânda ölmüş olurlardı.<br>
'''2167.''' <br>
'''2168.''' Körlerden ne ekmek, ne de biçmek, ne imâret ve ne ticâretler ve ne de fâide gelir idi.<br>
'''2168.''' <br>
'''2169.''' Size fazılların rahmetini etmese idi, sizin istidlâl ağaçlarınız kırılır idi.<br>
'''2169.''' <br>
'''2170.''' Bu asâ ne olur? Kıyâslar ve delîldir; o asâyı onlara kim verdi? Basîr olan Celîl!<br>
'''2170.''' <br>
'''2171.''' Vaktâ ki asâ cenk ve nefîr âleti oldu, ey kör, o asâyı ufalıyarak kır!<br>
'''2171.''' <br>
'''2172.''' O asâyı size verdi, nihâyet ileri geldiniz; o asâyı da gazabdan ona vurdunuz.<br>
'''2172.''' <br>
'''2173.''' Ey körler halkası! Ne iştesiniz? Ortaya görücüyü getiriniz!<br>
'''2173.''' <br>
'''2174.''' Onun eteğini tut ki, sana asâyı o verdi; bak ki âdem asâdan neler gördü.<br>
'''2174.''' <br>
'''2175.''' Mûsâ'nın ve Ahmed'in mu'cizesine bak; nasıl asâ yılan ve direk haberli oldu.<br>
'''2175.''' <br>
'''2176.''' Asâdan bir yılan ve direkten de nâle; din için beş nevbet çağırırlar.<br>
'''2176.''' <br>
'''2177.''' Eğer bu meze nâ-ma'kûl olmasa idi, bu kadar mu'cizeye ne vakit hâcet olurdu?<br>
'''2177.''' <br>
'''2178.''' Her ne ma'kûldür, akıl onu mu'cize ızhârı olmaksızın ve ileri geri çekmeksizin yutar.<br>
'''2178.''' <br>
'''2179.''' Bu tarîk-ı acîbi nâ-ma'kûl gör; her bir mukbilin gönlünde makbûl gör!<br>
'''2179.''' <br>
'''2180.''' Nitekim âdemin korkusundan, cin ve yırtıcı hayvan hasedden cezîrelere ürktüler.<br>
'''2180.''' <br>
'''2181.''' Münkirler de, enbiyânın mu'cizeleri korkusundan ot altına baş çekmişlerdir. <br>
'''2181.''' <br>
'''2182.''' Tâ ki müslümanlık nâmûsu ile yaşayalar; tâ ki, riyâ edince kim olduklarını bilmiyesin.<br>
'''2182.''' <br>
'''2183.''' O bozuk nakid üzerine, pâdişâh nâmına gümüş süren kalpazanlar gibi.<br>
'''2183.''' <br>
'''2184.''' Onların lafızlarının zâhiri şer'in tevhîdidir; onun bâtını ekmek içinde delice tohumu gibidir.<br>
'''2184.''' <br>
'''2185.''' Felsefînin dem vurmak için mecâli yoktur; dem vurursa dîn-i hak onu çarpar.<br>
'''2185.''' <br>
'''2186.''' Onun eli ve ayağı cemâddır ve onun cânı her ne derse, o ikisi onun emrindedir.<br>
'''2186.''' <br>
'''2187.''' Vâkıâ lisân ile töhmet koyarlar, el ve ayakları şehâdet verirler.<br>
'''2187.''' <br>
<center><big>'''Resûl'ün (a.s.) mu'cizesinin ızhârı ve Ebû Cehl'in elinde'''</center></big>
'''2188.''' <br>
<center><big>'''taş parçalarının söze gelmesi ve taş parçalarının'''</center></big>
'''2189.''' <br>
<center><big>'''O'nun risâletine şehâdet etmesi'''</center></big><br>
'''2190.''' <br>
'''2188.''' Ebû Cehl'in avucunda aşlar var idi, dedi ki: Ey Ahmed, çabuk söyle ki, bu nedir?<br>
'''2191.''' <br>
'''2189.''' Eğer resûl isen, eğer göğün esrârından haberin varsa, avucumdaki gizli olan nedir?<br>
'''2192.''' <br>
'''2190.''' (Resûl-i Ekrem) buyurdu ki: Nasıl istersin? Onun neler olduğunu mu söyliyeyim; yâhut onlar bizim hak ve sâdık olduğumuzu mu söylesinler?<br>
'''2193.''' <br>
'''2191.''' Ebû Cehil dedi ki, bu ikinci pek ziyâde acîbdir. (Resûl-i Ekrem) buyurdu: Evet, Hak ondan daha kâdirdir.<br>
'''2194.''' <br>
'''2192.''' Onun avucunun içindeki her taş parçası, bilâ-tevakkuf şehâdet söylemeğe geldi.<br>
'''2195.''' <br>
'''2193.''' "Lâ ilâhe" dedi ve "illallâh" dedi. "Ahmed Resûlullâh" gevherini deldi.<br>
'''2196.''' <br>
'''2194.''' Vaktâ ki Ebû Cehil taşlardan bunu işitti, öfkeden o taşları yer üzerine vurdu.<br>
'''2197.''' <br>
'''2195.''' (Ebû Cehil) dedi: Senin gibi başka sihirbâz olmaz. Sihirbazların reîsi ve baş tâcı sensin.<br>
'''2198.''' <br>
'''2196.''' Onun başına toprak ki, kör ve laîn idi, onun gözü toprak görücü İblîs geldi.<br>
'''2199.''' <br>
'''2197.''' Dön ve mutribin hâline kulak tut; zîrâ mutrib beklemekten âciz oldu.<br>
'''2200.''' <br>
<center><big>'''Kıssa-i mutribin bakıyyesi ve'''</center></big>
<center><big>'''hâtifin nidâ ettiği şeyi ona Hz. Ömer'in haber eriştirmesi'''</center></big><br>
'''2198.''' Hz. Ömer'e bir nidâ geldi, şöyle ki: Ey Ömer! Bizim kulumuzu hâcetten geri satın al!<br>
'''2199.''' Bizim hâs ve muhterem kulumuz vardır; sen kabristan tarafına ayağına zahmet et!<br>
'''2200.''' Ey Ömer, sıçra, beytü'l-mâli âmdan avucuna tamâmen yedi yüz dînâr koy! <br>