Susurluk Raporu (Kutlu Savaş): Revizyonlar arasındaki fark

İçerik silindi İçerik eklendi
Justinianus (Tartışma | katkılar)
k →‎top: parametre değişikliği, değiştirildi: | yazar= → | esersahibi= AWB ile
Sabri76 (Tartışma | katkılar)
Değişiklik özeti yok
93. satır:
Kamuoyu devletteki "Çete" irtibatlarına konsantre olmuşken bu konuya da kısaca temas etmekte fayda vardır.
 
Çetelerin sadece silahlı ve insan öldüren görünümü tartışılmakta başta uyuşturucu ticareti yapan gruplar gündeme gelmektedir. Bu kanunsuz yapı, Devletin kolayca baş edeceği, dünyanın her tarafında müşahademüşahede edilen, ortaya çıkan ve her ciddi Devlette hele de toplumsal reaksiyon doğmuşken tasfiyesi mümkün bir görüntüdür. Oysa ülkemizde çete konusu iki ayrı gelişme göstermiştir; birincisi Ömer Lütfü Topal organizasyonunun uluslararası ölçekte ve değerde "mafya"laşma süreci, ikincisi silahlı faaliyetlerin ve zor kullanmanın dışında kalan eğitimli, saygın kişilerden oluşan, kravatlılar grubu olarak tariflenebilecek gruplaşmalardır.
 
Ömer Lütfi Topal, yüzlerce milyar liralık gelir elde etme imkanına kavuşarak belli bir dönemde devlete sızma ve rüşvet vererek iş yaptırma seviyesinden, kamu görevlilerine artık emir verme seviyesine yükselirken öldürülmüştür. Böylece Cumhuriyet tarihinin; polisten, jandarmadan, yargıdan korkmayan ilk Amerikan tipi mafyalaşma süreci yarım kalmıştır. Bu seviyeye ulaşan bir başka grup da yoktur.