Kur'an/Sâffât Suresi: Revizyonlar arasındaki fark

İçerik silindi İçerik eklendi
Enba24 (Tartışma | katkılar)
Yeni sayfa: {{Eser başlığı |başlık = Kur'an |yazar = |çevirmen = Muhammed Hamdi Yazır |bölüm = Sâffât Suresi |önceki = Yâsîn Suresi |sonraki = Kur'a...
 
𐰇𐱅𐰚𐰤 (Tartışma | katkılar)
k -
 
7. satır:
|sonraki = [[Kur'an/Sâd Suresi|Sâd Suresi]]
|kategoriler = Sureler
|vikisözlük = saffat
|notlar = Toplam ayet sayısı, 182'dir. Mushaf sırası, 37'dir. Nüzul sırası, 56'dır.
}}
{{kısım||1}} Kasem olsun ol kuvvetlere: o saf dizip de duranlara
{{kısım||2}} O haykırıp da sürenlere
{{kısım||3}} Ve o yolda zikr okuyanlara
{{kısım||4}} Ki ilâhınız birdir sizin
{{kısım||5}} Hep o Göklerin Yerin ve aralarındakilerin rabbı ve bütün meşrıkların rabbı
{{kısım||6}} Bakınız biz o Dünya Semayı (o yakın Göğü) bir ziynetle donattık: kevakib
{{kısım||7}} Hem mütemerrid ve her şeytandan koruduk
{{kısım||8}} Onlar melei a'lâyı dinleyemezler, tard için her taraftan sıkıya tutulurlar
{{kısım||9}} Ve onlara ayrılmaz bir azâb vardır
{{kısım||10}} Ancak bir çalıp çarpan, onun da peşine bir şihabı sâkıb takılır
{{kısım||11}} Şimdi sor onlara yaradılışca kendileri mi daha çetin yoksa bizim yarattıklarımız mı? Biz kendilerini bir cıvık çamurdan yarattık
{{kısım||12}} Fakat sen taaccüb ettin onlar eğleniyorlar
{{kısım||13}} Ihtar edildiklerinde de düşünmüyorlar
{{kısım||14}} Bir mu'cize gördükleri vakıt da eğlence yerine tutuyorlar
{{kısım||15}} Ve, bu, diyorlar başka bir şey değil, ap açık bir sihir
{{kısım||16}} öldüğümüz ve bir toprakla bir yığın kemik olduğumuz vakıt mı? biz mi ba'solunacakmışız?
{{kısım||17}} Evvelki atalarımız da mı?
{{kısım||18}} De ki: evet, hem siz çok hor, hakîr olarak
{{kısım||19}} Çünkü o bir zorlu kumandadan ıbarettir derhal gözleri açılıverir
{{kısım||20}} Eyvah bizlere derler bu o din günü
{{kısım||21}} Bu işte o sizin yalan dediğiniz fasıl günü
{{kısım||22}} Toplayın mahşere o zulmedenleri ve eşlerini ve Allahdan başka taptıkları şeyleri
{{kısım||23}} Toplayın da götürün onları sırata; Cehennem köprüsüne doğru
{{kısım||24}} Ve tevkıyf edin onları, çünkü sor guya çekilecekler
{{kısım||25}} Ne oldu sizlere yardımlaşmıyorsunuz?
{{kısım||26}} Hayır bu gün onlara teslim olmuşlardır
{{kısım||27}} Ve ba'zısına dönmüş soruyorlardır:
{{kısım||28}} Siz diyorlardır: bize sağdan gelir dururdunuz
{{kısım||29}} Yok, diyorlardır: siz inanmamıştınız
{{kısım||30}} Ve bizim size karşı cebredebilecek bir saltanatımız yoktu, fakat siz azmış bir kavm idiniz
{{kısım||31}} Onun için üzerimize rabbımızın kavli hakk oldu, her halde hepimiz tadacağız
{{kısım||32}} Evet biz sizi kışkırttık, çünkü biz azgındık
{{kısım||33}} O halde hepsi o gün azâbda müşterektirler
{{kısım||34}} İşte biz mücrimlere böyle yaparız
{{kısım||35}} Çünkü onlar «la ilahe illallah» denildiği zaman kafa tutuyorlardı
{{kısım||36}} Ve «hiç biz mecnun şâır için ilâhlarımızı bırakır mıyız?» diyorlardı
{{kısım||37}} Hayır o hakk ile geldi ve bütün Peygamberleri tasdık eyledi
{{kısım||38}} Elbette siz o elîm azâbı tadacaksınız
{{kısım||39}} Maamafih başka değil, hep yaptığınız amellerinizle cezalanacaksınız
{{kısım||40}} Müstesnâ ancak Allahın ıhlâs verilmiş kulları
{{kısım||41}} Onlar için bir «ma'lûm rızık» var
{{kısım||42}} Meyveler, ve onlar hep ikram olunurlar
{{kısım||43}} Naîm Cennetlerinde
{{kısım||44}} Karşılıklı tahtlar üzerinde
{{kısım||45}} Maînden bir ke's ile üzerlerine pırlanılır
{{kısım||46}} Bembeyaz, içenlere lezzet
{{kısım||47}} Onda ne bir gaile vardır, ne de başlarına vurur
{{kısım||48}} Yanlarında iri gözlü nazarlarını kasretmiş nazenînler
{{kısım||49}} Sanki saklı yumurtalar
{{kısım||50}} Derken ba'zısı ba'zısına dönmüş soruyorlardır:
{{kısım||51}} İçlerinden bir söyliyen «benim der: bir karînim vardı
{{kısım||52}} Derdi: sen cidden inananlardan mısın?
{{kısım||53}} Öldüğümüz de bir toprakla bir yığın kemik olduğumuz vakıt hakıkaten biz cezalanacak mıyız?»
{{kısım||54}} Nasıl der bir bakıştırır mısınız:
{{kısım||55}} Derken bakmış onu tâ Cehennemin ortasında görmüştür
{{kısım||56}} Tallahi, der: doğrusu sen az daha beni helâk edecektin
{{kısım||57}} Rabbımın ni'meti olmasa idi ben de bu ihzar edilenlerden olacaktım
{{kısım||58}} Nasılmış bak? Biz ölecek değiliz
{{kısım||59}} ilk ölümümüzden başka. Ve biz muazzeb değiliz
{{kısım||60}} Bu işte hiç şübhesiz o büyük murad, büyük kurtuluş
{{kısım||61}} Böyle bir murad için çalışsın çalışan erler
{{kısım||62}} Nasıl bu mu hayırlı konmak için yoksa o zakkum ağacı mı?
{{kısım||63}} Ki biz onu zalimler için bir fitne kılmışızdır
{{kısım||64}} O bir ağaçtır ki Cehennemin kökünde çıkar
{{kısım||65}} Tomurcukları Şeytanların başları gibidir
{{kısım||66}} Her halde onlar ondan yiyeceklerdir. Yiyecekler de ondan karınlarını dolduracaklardır
{{kısım||67}} Sonra üzerine onların hamîmden bir haşlamaları vardır
{{kısım||68}} Sonra da dönümleri şübhesiz ki Cehennemedir
{{kısım||69}} Çünkü onlar babalarını dalâlette buldular
{{kısım||70}} Şimdi de onların izlerince koşturuyorlar
{{kısım||71}} Hakıkat onlardan evvel eskilerin ekserisi dalâlette idi
{{kısım||72}} Celâlim hakkı için içlerinde inzar edici Peygamberler de gönderdik
{{kısım||73}} Sonra da bak o inzar edilenlerin akıbeti nasıl oldu?
{{kısım||74}} Ancak Allahın ıhlâs ile seçilen kulları başka
{{kısım||75}} Celâlim hakkı için bize Nuh nidâ etmişti, biz de hakıkat ne güzel mücîbiz
{{kısım||76}} Hem onu ve ehlini o büyük sıkıntıdan kurtardık
{{kısım||77}} Hem zürriyyetini bâkıy kalanlar kıldık
{{kısım||78}} Hem de namına bıraktık sonrakiler içinde
{{kısım||79}} Selâm Nuha bütün âlemler içinde
{{kısım||80}} Biz böyle mükâfat ederiz işte muhsinlere
{{kısım||81}} {{kısım||111}} {{kısım||132}} Çünkü o bizim mü'min kullarımızdan
{{kısım||82}} Sonra da diğerlerini suya boğduk
{{kısım||83}} Şübhesiz İbrahim de onun kolondan
{{kısım||84}} Çünkü rabbına selîm bir kalb ile geldi
{{kısım||85}} Çünkü babasına ve kavmine şöyle dedi: siz nelere tapıyorsunuz?
{{kısım||86}} Yalancılık etmek için mi Allahdan başka ilâhlar istiyorsunuz?
{{kısım||87}} Siz rabbül'âlemîni ne zannediyorsunuz?
{{kısım||88}} Derken bir bakım baktı da nücume
{{kısım||89}} Ben dedi: hastayım
{{kısım||90}} O vakıt arkalarını dönerek başından kaçışıverdiler
{{kısım||91}} Derken kurnazlıkla onların ilâhlarına vardı da buyursanız a, dedi, yemez misiniz?
{{kısım||92}} Neyiniz var söylemiyorsunuz
{{kısım||93}} Diyerek bir takrib ile onlara kuvvetli bir darbe indirdi
{{kısım||94}} Bunun üzerine birbirlerine girerek ona yöneldiler
{{kısım||95}} A, dedi siz kendi yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?
{{kısım||96}} Halbuki sizi ve yaptıklarınızı Allah yarattı
{{kısım||97}} Haydin dediler, bunun için bir bina yapın ve bunu ateşe atın
{{kısım||98}} Böyle ona bir tuzak kurmak istediler, biz de tuttuk kendilerini daha alçak düşürdük
{{kısım||99}} Bir de dedi ki: ben rabbıma gidiyorum, o bana yolunu gösterir
{{kısım||100}} Rabbım! bana salihînden ihsan buyur
{{kısım||101}} Biz de ona uslu bir oğul müjdeledik
{{kısım||102}} Vakta ki yanında koşmak çağına erdi, ey yavrum! dedi ben menamda görüyorum ki ben seni boğazlıyorum, artık bak ne görüyorsun! ey babacığım dedi: ne emrolunuyorsan yap! beni inşaallah sabirînden bulacaksın
{{kısım||103}} Vaktâ ki bu suretle ikisi de teslim oldular ve onu tuttu şakağına yıktı
{{kısım||104}} Ve şöyle ona nida ettik: ya İbrahim!
{{kısım||105}} Ru'yayı gerçek tasdık eyledin, biz böyle mükâfat ederiz işte muhsinlere
{{kısım||106}} Şübhesiz ki bu açık bir ibtilâ, kat'î bir imtihan
{{kısım||107}} Dedik ve ona büyük bir kurbanlık fidye verdik
{{kısım||108}} Namına da bıraktık sonrakiler içinde
{{kısım||109}} Selâm İbrahime
{{kısım||110}} Böyle mükâfat ederiz işte muhsinlere
{{kısım||112}} Bir de onu salihînden bir Peygamber olmak üzere İshak ile müjdeledik
{{kısım||113}} Hem ona hem İshaka bereketler verdik. İkisinin zürriyyetinden de hem muhsin olan var hem de nefsine açık zulmeden
{{kısım||114}} Celâlim hakkı için Musâ ile Harûnu da minnetdâr eyledik
{{kısım||115}} Hem kendilerini ve kavmlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık
{{kısım||116}} Hem yardım ettik onlara da galibler onlar oldular
{{kısım||117}} Hem kendilerine o belli kitabı verdik
{{kısım||118}} Ve kendilerini doğru yola çıkardık
{{kısım||119}} Sonrakiler içinde de namlarına şunu bıraktık
{{kısım||120}} Selâm Musâ ile Haruna
{{kısım||121}} {{kısım||131}} Biz böyle mükâfat ederiz işte muhsinîne
{{kısım||122}} Çünkü ikisi de bizim mü'min kullarımızdan
{{kısım||123}} Şübhesiz İlyas da mürselînden
{{kısım||124}} Zira kavmine demişti: siz Allahdan korkmaz mısınız?
{{kısım||125}} Bir ba'le mi yalvarıyorsunuz bırakıb da o ahsenülhâlikîni
{{kısım||126}} O rabbınız ve evvelki atalarınızın da rabbı olan Allahı?
{{kısım||127}} O vakıt onu tekzib ettiler, şübhesiz ki onlar da ıhzâr edildiler
{{kısım||128}} Müstesnâ Allahın ıhlâslı kulları
{{kısım||129}} Ona da sonrakilerde şunu bıraktık
{{kısım||130}} Selâm, ilyasîne
{{kısım||133}} Şübhesiz Lût da mürselînden
{{kısım||134}} Zira kurtardık onu ve bütün ehlini
{{kısım||135}} kalan bir karıdan başka batanlar içinde
{{kısım||136}} Sonra diğerlerini tedmir eyledik
{{kısım||137}} Ve siz elbette onlara uğrar ve üzerinden geçerseniz, sabahleyin
{{kısım||138}} Ve geceleyin, ya akıl edip de düşünmez misiniz
{{kısım||139}} Şübhesiz Yunüs de o mürselînden
{{kısım||140}} Hani bir vakıt dolu gemiye kaçmıştı,
{{kısım||141}} kur'a çekmişti de kaydırılanlardan olmuştu
{{kısım||142}} Derken kendisi balık yuttu melâmette idi
{{kısım||143}} Eğer çok tesbih edenlerden olmasa idi
{{kısım||144}} Her halde ba'solunacakları güne kadar onun karnında kalırdı
{{kısım||145}} Hemen biz onu alana attık hasta idi
{{kısım||146}} Ve üzerine kabak cinsinden bir ağaç bitirdik
{{kısım||147}} Ve onu yüz bine Resul gönderdik ve hattâ artıyorlardı
{{kısım||148}} O vakıt ona iyman ettiler de onları bir zamana kadar istifade ettirdik
{{kısım||149}} Şimdi sor o seninkilere: rabbına kızlar, onlara oğullar öyle mi?
{{kısım||150}} Yoksa biz Melâikeyi dişi yaratmışız da onlar şâhid mi bulunuyorlarmış?
{{kısım||151}} Ha!.. onlar şübhesiz ki yalancıdırlar
{{kısım||152}} «Allah doğurdu» derler ve elbette bunlar yalancıdırlar
{{kısım||153}} Kızları oğullara tercih mi etmiş?
{{kısım||154}} Nah sizlere! nasıl hukmediyorsunuz?
{{kısım||155}} Hiç demi düşünmezsiniz?
{{kısım||156}} Yoksa sizin için açık bir ferman mı var?
{{kısım||157}} O halde getirin kitabınızı sadıksanız
{{kısım||158}} Bir de onunla Cinler beyninde bir neseb uydururlar. Celâlim hakkı için Cinler bilirler ki onlar ihzar olunacaklardır
{{kısım||159}} Münezzeh sübhan o Allah onların isnad ettikleri vasıflardan
{{kısım||160}} Lâkin Allahın ıhlâs ile secilen kulları başka
{{kısım||161}} Çünkü siz ve taptıklarınız
{{kısım||162}} Ona karşı kimseyi meftun edemezsiniz
{{kısım||163}} Meğer ki Cahîme saldıran olsun
{{kısım||164}} Bizden ise her birimiz için bir makamı ma'lûm vardır
{{kısım||165}} Ve biz elbette biz o saf dizenleriz
{{kısım||166}} Ve biz elbette biz o tesbih edenleriz
{{kısım||167}} Ve gerçek avvel şöyle diyorlardır:
{{kısım||168}} «eğer yanımızda evvelkilerinkinden bir zikrolsa idi
{{kısım||169}} Her halde Allahın ıhlâs ile seçilmiş kullarından olurduk
{{kısım||170}} Fakat şimdi ona küfrettiler, artık ileride bilecekler
{{kısım||171}} Celâlim hakkı için risaletle gönderilen kullarımız hakkında şu kelimemiz sebkat etmiştir:
{{kısım||172}} «Onlar elbette onlar muhakkak muzaffer olacaklardır
{{kısım||173}} Ve elbette bizim askerlerimiz mutlak onlar galib geleceklerdir»
{{kısım||174}} Onun için yüz çevir de onlardan bir zamana kadar
{{kısım||175}} Gör onları: yakında görecekler
{{kısım||176}} Ya şimdi bizim azâbımızı mı iviyorlar?
{{kısım||177}} Amma onların sahasına indiği vakıt ne fenadır o acı haber verilenlerin sabahı!...
{{kısım||178}} Yine sen yüz çevir de onlardan bir zamana kadar
{{kısım||179}} Gör, yakında görecekler
{{kısım||180}} Tesbiyh o ızzetin sahibi rabbına onların vasıflarından
{{kısım||181}} Ve selâm mürselîne
{{kısım||182}} Ve hamd âlemlerin rabbı Allaha