Kur'an/Vâkıa Suresi: Revizyonlar arasındaki fark

İçerik silindi İçerik eklendi
Enba24 (Tartışma | katkılar)
Yeni sayfa: {{Eser başlığı |başlık = Kur'an |yazar = |çevirmen = Muhammed Hamdi Yazır |bölüm =Vâkıa Suresi |önceki = Rahmân Suresi |sonraki = Kur'an/...
 
𐰇𐱅𐰚𐰤 (Tartışma | katkılar)
-
7. satır:
|sonraki = [[Kur'an/Hadîd Suresi|Hadîd Suresi]]
|kategoriler = Sureler
|vikisözlük = vakiavâkıa
|notlar = Toplam ayet sayısı, 96'dır. Mushaf sırası, 56'dır. Nüzul sırası, 46'dır.
}}
{{kısım||1}} Koptumu o Vakı'a bir
{{kısım||2}} Olmaz vak'asına yalan diyen dil
{{kısım||3}} İndirir bindirir
{{kısım||4}} Yer bir sarsılış sarsıldığı
{{kısım||5}} Dağlar bir serpiliş serpildiği
{{kısım||6}} Hepsi dağılıp berhevâ bir hebâ olduğu
{{kısım||7}} Siz de üç sınıf olduğunuz zaman
{{kısım||8}} Ki sağda «Ashabı meymene»: Ne «Ashabı-meymene!»
{{kısım||9}} Solda «Ashabı meş'eme»: Ne «Ashabı -meş'eme!»
{{kısım||10}} İlerde sabikun, işte o sabikun
{{kısım||11}} {{kısım||12}} 11,12. Onlar ne'ıym Cennetlerinde mukarrebun
{{kısım||13}} {{kısım||39}} Bir çok evvelînden
{{kısım||14}} Biraz da âhirînden
{{kısım||15}} Murassa' tahtlar üstünde
{{kısım||16}} Karşı karşıya kurulmuşlar
{{kısım||17}} Pırlanır etraflarında muhalled evlâdlar
{{kısım||18}} Kübler ve ibrıklerle me'ıynden bir piyâle
{{kısım||19}} Ne başları ağrıtılır ondan ne de irer zevâle
{{kısım||20}} Meyve beğendiklerinden
{{kısım||21}} Kuş etti istediklerinden
{{kısım||22}} Huri ıyn
{{kısım||23}} Saklı inci timsalleri gibi
{{kısım||24}} İşledikleri amellere mükâfat için
{{kısım||25}} Ne bir boş lâf işidirler orada ne de bir te'sîm
{{kısım||26}} Ancak bir kelâm: Selâmen selâm
{{kısım||27}} Ashabı yemîn ise ne Ashabı yemîn
{{kısım||28}} Dal bastı kirazlar
{{kısım||29}} Sıvama muzlar içinde
{{kısım||30}} Memdud bir saye
{{kısım||31}} Çağlıyan bir su
{{kısım||32}} Bir çok meyve
{{kısım||33}} Ne eksilir, ne men'edilir
{{kısım||34}} Yüksek düşekler
{{kısım||35}} Biz etmişizdir de onları yeniden inşa
{{kısım||36}} {{kısım||37}} 36,37. Kılmışızdır bir yaşıd ebkâri şeyda
{{kısım||38}} Ashabı yemîn için
{{kısım||40}} Ve bir çok âhirînden
{{kısım||41}} Eshabi şimal ise ne Eshabi şimal!
{{kısım||42}} Bir semum ve hamîm
{{kısım||43}} Ve zifirden bir zılli mağmum içinde
{{kısım||44}} Ne serin ne de kerîm
{{kısım||45}} Çünkü onlar bundan evvel mütrefîn: Keyflerine düşkün şımarık müsrifîn idiler
{{kısım||46}} Ve büyük cinayete ısrar ediyorlardı
{{kısım||47}} Ve diyorlardı ki: Öldüğümüz ve bir toprak, bir yığın kemik olduğumuz vakıt mi? Cidden biz mi mutlak ba'solunacakmışız?
{{kısım||48}} Ya evvelki atalarımız da mı?
{{kısım||49}} De ki: Muhakkak bütün evvelîn ve âhirîn
{{kısım||50}} Lâbüd cem' olunacaklar mikatına ma'lûm bir günün
{{kısım||51}} Sonra siz, ey sapgın münkirler!
{{kısım||52}} Lâbüd yersiniz de bir ağaçtan, zakkumdan
{{kısım||53}} Doldurursunuz da karınlarınızı ondan
{{kısım||54}} İçersiniz de üstüne o hamîmden
{{kısım||55}} İçersiniz hüyam ılletine tutulmuş kanmak bilmez develer gibi
{{kısım||56}} İşte bu onların konuklukları o din günü (ceza günü)
{{kısım||57}} Biz, yarattık sizi hâlâ tasdık etmiyecek misiniz?
{{kısım||58}} Şimdi gördünüzmü o döktüğünüz menîyi?
{{kısım||59}} Sizmi yaratıyorsunuz onu yoksa bizmiyiz yaratan
{{kısım||60}} Biz takdir ettik aranızda o ölümü ve bizim önümüze geçilmez
{{kısım||61}} Kılıklarınızı değiştirmek ve sizi bilemiyeceğiniz bir neş'ette inşa etmek üzereyiz
{{kısım||62}} Her halde ilk neş'eti biliyorsunuz o halde düşünseniz a
{{kısım||63}} Şimdi gördünüzmü o ekdiğiniz tohumu?
{{kısım||64}} Sizmi bitiriyorsunuz onu? Yoksa bizmiyiz bitiren?
{{kısım||65}} Onları elbet bir çöpe çeviriverdik de şöyle geveler dururdunuz:
{{kısım||66}} Her halde biz çok ziyandayız
{{kısım||67}} Daha doğrusu büsbütün mahrumuz!..
{{kısım||68}} Şimdi gördünüzmü o içdiğiniz suyu?
{{kısım||69}} Sizmi indiriyorsunuz onu buluttan yoksa bizmiyiz indiren?
{{kısım||70}} Dilesek onu acı bir çorak ediverirdik o halde şükretseniza
{{kısım||71}} bir de gördünüzmü o çakdığınız ateşi?
{{kısım||72}} Sizmi inşa ettiniz onun ağacını? Yoksa bizmiyiz inşa eden?
{{kısım||73}} Biz onu hem bir muhtıra kıldık hem de bir istifade: alandaki muhtaclar için
{{kısım||74}} O halde tesbih et rabbine azîm ismiyle
{{kısım||75}} Artık yok, o nücumun mevkı'lerine kasem ederim
{{kısım||76}} ve filhakika o, bilseniz çok büyük bir kasemdir
{{kısım||77}} ki hakıkaten o bir Kur'ani Kerîmdir
{{kısım||78}} Öyle bir kitabda ki mahfuz tutulur
{{kısım||79}} ona tertemiz temizlenmiş olanlardan başkası el süremez
{{kısım||80}} Rabbül'âlemînden indirilmedir
{{kısım||81}} Şimdi bu kelâma siz yağ mı süreceksiniz?
{{kısım||82}} Ve rızkınızı tekzibiniz mi kılacaksınız?
{{kısım||83}} O halde haydiseniz'â can hulkuma geldiği vakıt
{{kısım||84}} ki siz o vakıt bakar durursunuz
{{kısım||85}} Biz ise ona sizden yakınizdir ve lâkin görmezsiniz
{{kısım||86}} Evet haydiseniz'â dîne boyun eğmiyecek, ceza çekmiyecekseniz,
{{kısım||87}} onu giri çevirseniz'â! da'vanızda doğru iseniz
{{kısım||88}} Amma o mukarrebînden ise
{{kısım||89}} artık bir revh-u reyhan ve bir Cenneti ne'îm
{{kısım||90}} Ve amma Eshabi yemînden ise
{{kısım||91}} artık selâm sana Eshabi yemînden
{{kısım||92}} Ve amma o tekzib eden sapgınlardan ise
{{kısım||93}} her halde konukluğu hamîm
{{kısım||94}} Ve yaslanacağı Cahîmdir
{{kısım||95}} İşte budur hakikat hakkulyakîn
{{kısım||96}} Haydi tesbih et Rabbına azîm ismiyle