Adalet ve Kalkınma Partisinin Temelli Kapatılması İstemine İlişkin Savcılık İddianamesi/D-4e Eylemlerdeki yöntemin hukuksal yönden irdelenmesi: Revizyonlar arasındaki fark

İçerik silindi İçerik eklendi
Değişiklik özeti yok
+
1. satır:
{{eser1
 
| önceki =[[Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Temelli Kapatılması İstemine İlişkin Savcılık İddianamesi/D-4d Eylemlerin isnat edilebilirliği|D-4d Eylemlerin isnat edilebilirliği]]
| sonraki =[[Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Temelli Kapatılması İstemine İlişkin Savcılık İddianamesi/D-4f Kapatma yaptırımının zamanlama açısından gerekliliği|D-4f Kapatma yaptırımının zamanlama açısından gerekliliği]]
| başlık =D-4e Eylemlerdeki yöntemin hukuksal yönden irdelenmesi
| bölüm =
| eser sahibi =
| çevirmen =
| notlar =
}}
== e- Eylemlerdeki "yöntemin" hukuksal yönden irdelenmesi ==
Davalı partinin din ve dince kutsal sayılan şeyleri istismar ederek, ancak "mutabakat süreçleri" olarak adlandırdıkları yöntemle toplumun İslami bir yapıya doğru evrimleşmesini sağladıktan sonra şeriatı egemen kılacakları gerçeğinden hareketle ve şeriatın tüm toplumu İslami bir düzene kavuşturmayı esas alan \’cihat\’ boyutu ile davalı partinin halen iktidar partisi olması gözetildiğinde; laik rejimi değiştirmek noktasında maddi güç kullanması ve bu tehlikenin uzak olmadığı bir gerçektir. Nitekim Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayip Erdoğan ve diğer partililerin demokrasiyi çoğulcu değil, "çoğunlukçu" olarak algıladıklarını gösteren eylem ve demeçleri olası bir "çoğunluk diktasının" açık işaretleridir.