Yeni Başlangıç Üzerine: Revizyonlar arasındaki fark

İçerik silindi İçerik eklendi
CandalBot (Tartışma | katkılar)
k r2.7.1) (Bot: Ekleniyor: fa:آغازی نوین
Nanahuatl (Tartışma | katkılar)
k dz
51. satır:
Bu konu Amerika Birleşik Devletleri ile İran İslam Cumhuriyeti arasında gerginliğin kaynağı olmuştur. Uzun yıllardır İran kendini bir bakıma benim ülkeme muhalefetle tanımlamıştır ve gerçekten de bizim çalkantılı bir geçmişimiz vardır. Soğuk Savaşın ortasında Amerika Birleşik Devletleri İran’ın demokratik yolla seçilen bir hükümetinin devrilmesinde etkili oldu. İslam Devriminden beri İran ABD asker ve sivillerine karşı rehin alma ve şiddet hareketlerinde rol oynadı. Bu geçmiş herkese malumdur. Ben, geçmişin tuzağında esir olmaktansa, İran’ın liderlerine ve halkına, ülkemin ileri adım atmağa hazır olduğunu açıkça ifade ettim. Şimdi mesele, İran’ın neyin karşısında olduğu değil, nasıl bir gelecek kurmak istemesidir.
Yıllarca devam eden güvensizliği bir tarafa bırakmanın kolay olmayacağını takdir ediyorum, fakat biz cesaret, dürüstlük ve kararlılıkla ilerleyeceğiz. Ülkelerimiz arasında müzakere edilecek birçok mesele olacak ve biz karşılıklı saygı esasında ve ön koşul ileri sürmeden ileri adım atmağa hazırız. Ama nükleer silahlar alanıyla ilgilenen herkes için bu konuda bir karar noktasına ulaştığımız açıktır. Konu yalnız Amerika’nın çıkarları değildir. Orta Doğuda bu bölgeyi ve dünyayı son derecede tehlikeli bir yola sürükleyebilecek bir nükleer silah yarışına engel olmak meselesidir.
Ben, bazı ülkeler nükleer silaha sahipken diğerlerinin olmamasına itiraz edenleri anlıyorum. Hangi ülkelerin nükleer silah bulundurmasını bir tek ülke seçmemelidir. Bu yüzden Amerika’nın, hiçbir ülkenin nükleer silah bulundurmadığı bir dünya istemekteki kararlılığını tekrar ve kuvvetle teyit ettim. (Alkışlar) Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması altında sorumluluğunu yerine getiren, İran da dahil her ülke, barış amaçlı nükleer enerji elde etmek hakkına sahip olmalıdır. Bu vaat Anlaşmanın özünü teşkil eder ve anlaşmayı kabul eden herkes tarafından uyulmalıdır. Ve bölgedeki tüm ülkelerin bu amaç etrafında birleşeceği konusunda ümitliyim.
Değineceğim dördüncü konu demokrasidir. (Alkışlar)
Biliyorum, son yıllarda demokrasinin yayılması konusunda fikir ayrılıkları oldu, bu tartışmaların çoğu Irak’taki savaşla ilgilidir. Bu nedenle, şunu vurgulamama izin verin: Hiçbir ülkeye başka bir ülke tarafından bir yönetim sistemi empoze edilemez ve edilmemelidir.
Bu gerçek benim, halkına söz hakkı veren, hukukun üstünlüğüne ve bütün insanların haklarına saygı gösteren bir hükümet sistemine olan inancımı azaltmıyor. Her ülke bu ilkeyi kendince ve kendi insanının geleneklerine uygun şekilde hayata geçirir. Barış içinde gerçekleştirilen bir seçimin sonucunu bilemeyeceğimiz gibi, Amerika herkes için neyin daha iyi olacağını bildiğini iddia etmiyor. Ama ben insanların bir takım belirli şeyleri istediklerine kesinlikle inanıyorum: düşüncelerinizi söyleme olanağı, yönetiminizle ilgili söz sahibi olma; hukukun üstünlüğüne güven duyma; adaletin eşit uygulanması; şeffaf ve halkından çalmayan hükümet; istediğin gibi yaşama özgürlüğü gibi. Bunlar yalnız Amerikan idealleri değil, insan haklarıdır ve bu yüzden bu hakları her yerde savunacağız.
Bu vaade ulaşmak için dümdüz uzanan bir yol yoktur. Ama şu kadarı açıktır ki, bu hakları koruyan hükümetler sonunda daha istikrarlı, başarılı ve güvenli olurlar. İdealleri bastırmak hiç bir zaman onları yok edememiştir. Amerika bütün barışçı ve yasalara uyan seslerin dünyanın her tarafında işitilmesine, hatta biz onlarla hemfikir olmasak da, saygı gösterir. Ve biz seçimlerle iş başına gelen bütün barışçı hükümetleri, onların ulusun tamamını saygı ile idare etmeleri şartıyla, memnuniyetle karşılarız.
Bu son nokta önemlidir, çünkü bazıları demokrasiyi ancak iktidarda olmadıkları zaman savunur, iktidara geçtiklerinde ise diğerlerinin haklarını insafsızca çiğner. (Alkışlar) O halde bu tip bir durum nerede meydana gelirse gelsin, halk için ve halk tarafından seçilen bir hükümet, tüm yetkililer için tek bir standart uygular: siz yetkinizi zorla değil fikir birliği ile sürdürmelisiniz; azınlıkların haklarına saygı göstermeli; hoşgörü ve uzlaşma ruhu ile çalışmalı; ulusun çıkarlarını ve politik sürecin meşru faaliyetini kendi partinizden üstün tutmalısınız. Bu bileşenler olmadıkça, sadece seçimlere gidilmesi gerçek bir demokrasiyi var edemez.