Atatürk'ün, Milletvekili Seçimi Kanununun değiştirilmesi için birkaç milletvekilinin verdiği önerge üzerine 2 Aralık 1922 tarihinde TBMM'de yaptığı konuşma: Revizyonlar arasındaki fark

İçerik silindi İçerik eklendi
Nosferatü (Tartışma | katkılar)
Değişiklik özeti yok
Değişiklik özeti yok
32. satır:
Saniyen Efendiler! Beni vatandaşlık hukukundan ıskat etmek salâhiyeti bu Efendilere nereden verilmiştir? Bu kürsüden resmen heyeti âliyenize ve bu Efendilerin daire-i intihabiyeleri halkına ve bütün millete soruyorum ve cevap istiyorum.
 
Gazi Mustafa Kemal Paşa - Benim müstesna olduğuma dair bir kanun yoktur. (Bundan sonra bazı milletvekillerinin, Mustafa Kemal Paşanın büyük şahsiyetlerini belirten demeçleriaçıklamaları üzerine bu sözü söylemiştir.)
 
 
===Konuşmanın sadeleştirilmiş hali ===
Bu tasarı özel bir amaçmaksat güdüyor. Bu amaçmaksat bana yöneltildiği için, izin verirseniz, birkaç sözcüklekelime ile düşündüklerimi bildireyim. Bu tasarı, doğrudan doğruya, beni yurttaşlık haklarından yoksun bırakmaya yönelmiştir. On dördüncü maddesinde yazılı satırları gözden geçirecek olursanız, göreceksiniz ki; Büyük Millet Meclisine seçilebilmek için, ya Türkiye’nin bugünkü sınırları içinde kalmış yerlerin halkından olmak ya da bu seçim bölgelerinden birinde yerleşmiş olmak, göçmen olarak gelmişse yerleşmesi üzerinden en az beş yıl geçmiş olmak şart koşuluyor.
 
Ne yazık ki doğduğum yer, bugünkü sınırlar dışında kalmış bulunuyor. Herhangi bir seçim bölgesinde beş yıl olsun oturup kalmış da değilim. Doğum yerim bugünkü sınırlar dışında kalmıştır ama bunda benim ne eksiğim, ne suçum var! Bunun nedeni, bütün ülkemizi, darmadağın etmek, yok etmek isteyen düşmanların dilediklerini tam gerçekleştirmekten alı konamamış olmasıdır. Eğer düşmanlar amaçlarına tam ulaşmış olsalardı, Tanrı korusun, bu tasarıya imzasını koyan bayların memleketleri de sınır dışında kalabilirdi.
44. satır:
Sanırım ki ondan sonraki çalışmalarımı bilmeyen yoktur. Hiç bir yerde beş yıl oturamayacak kadar uğraşıp didinmiş bulunuyorum. Ben sanıyordum ki, bu yararlılıklarımdan dolayı ulusumun sevgisini, saygısını kazandım ve belki bütün İslâm dünyasının da gözüne girmiş bulunuyorum. Bütün bu sevgilere karşılık, yurttaşlık haklarımın elimden alınmak isteneceğini hiç düşünemezdim. Tasarlıyordum ki yabancı düşmanlar canıma kıymak yoluyla bu yönden yararlı olmaktan beni alıkoymaya çabalayacaklardır. Ama hiçbir zaman aklımın köşesinden geçmezdi ki yüce mecliste bunlarla bir düşünen iki üç kişi olsun çıkabilecek! Bunun içindir ki şimdi ben anlamak istiyorum :
 
Bu baylarbeylar seçim bölgeleri halkının duygularını ve dileklerini mi dile getiriyorlar? Yine bu baylara karşı söylüyorum : Milletvekili olduklarına göre bütün bir ulusun da vekili sayılırlar. Peki, ulus bu baylarlabeylerla bir düşüncede midir?
 
Benim yurttaşlık haklarımı elimden almak yetkisi bu baylara nereden verilmiştir? Bu kürsüden, yüksek kurulunuza ve bu baylarınbeyların seçim bölgeleri halkına ve bütün ulusamillete soruyorum ve karşılık istiyorum.
 
(Bundan sonra bazı milletvekillerinin, Mustafa Kemal Paşanın büyük şahsiyetlerini belirten demeçleri üzerine)