3. Ergenekon İddianamesi/SORUŞTURMA EVRAKI İNCELENDİ I-GİRİŞ: Revizyonlar arasındaki fark

İçerik silindi İçerik eklendi
Tarih (Tartışma | katkılar)
Değişiklik özeti yok
Tarih (Tartışma | katkılar)
Değişiklik özeti yok
239. satır:
 
YUKARIDA AYRINTILI OLARAK ANLATILAN TÜM DELİLER BİR BÜTÜN OLARAK DEĞERLENDİRİLDİĞİNDE;
 
Ergenekon silahlı terör örgütü tarafından kurulan ve yönlendirilen Cumhuriyet Çalışma Grubu hazırladığı ve uygulamaya koyduğu darbe planları çerçevesinde;
 
1-Hilmi ÖZKÖK'ün istifası talebini içeren kendileri tarafından kaleme alınmış mektupları, muvazzaf askerler tarafından hazırlanmış görüntüsü verilerek Hilmi ÖZKÖK'e gönderilmek suretiyle onu baskı altına almaya çalıştıkları,
 
2-Darbe hazırlıklarına destek sağlamak amacıyla emekli generallere mektup gönderdikleri,
 
3-Ulusal yayın yapan gazete ve televizyon sahiplerinin çağrılarak, iktidardaki hükümet aleyhine ve özellikle askerin hükümete bakış açısını sert mesajlarla topluma duyurulması amacıyla yayın yapılması için baskı yapıldığı ve bu yapılan baskılar sonucunda amaçlanan yayınların yapılmasının sağlandığı,
 
4-Örgüt yöneticisi İlhan SELÇUK'un ve örgüt üyesi Mustafa BALBAY'ın talimatları ile Cumhuriyet gazetesinin örgütün amacı doğrultusunda bu yöndeki haberleri manşetten vermek suretiyle darbe hazırlıklarına katkıda bulunmaya çalıştıkları,
 
5-Ülkede kargaşa meydana gelmesini sağlamak amacıyla öğrencileri gösterilerle sokağa dökmeye çalıştıkları, bu amaçla bazı Rektörlerle görüştükleri, ayrıca Rektörlerden hükümete sert tepki göstermelerini istedikleri, bunun üzerine harekete geçen bazı rektörlerin Hükümet aleyhine sert açıklamalar yaptıkları, özellikle Ergenekon silahlı terör örgütü yöneticileri dönemin YÖK Başkanı Kemal GÜRÜZ ile İ.Ü. Rektörü Kemal ALEMDAROĞLU'nun bu organizasyonları yaptıkları, "Ordu göreve" yazılı pankartların asıldığı mitinglerde görüntü kayıtlarının bulunduğu,
 
6-0 dönem iktidarda bulunan hükümeti parçalayıp ülkeyi yönetmeyecek hale getirmek ve bunun sonucunda ülkede çıkacak kaosla darbeye zemin oluşmasını sağlamak amacıyla, örgüt üyesi İsmail Yıldız'a milletvekilleri hakkında araştırma yaptırdıkları ve bu yolla iktidar partisinden ayrılabilecek nitelikteki milletvekillerini tespit ettikleri, bu doğrultuda örgüt üyeleri Levent Ersöz, Hasan Atilla Uğur ve İsmail Yıldız'in mecliste yer almayan bazı siyasi parti liderleri ile görüştükleri ve yapılan bu görüşmeyi kayda aldıkları,
 
7-Bu amaçla Bakanlar, milletvekilleri, üst düzey bürokratların siyasi görüşleri ve yaşam tarzları ilgili kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydettikleri,
 
8-Ayrıca, örgütün stratejileri arasında bulunan "Kıbrıs sorunun çözümsüzlüğe götürmek" amacına matuf olarak açıklamalar yaptıkları, sivil toplum kuruluşlarını yönlendirmeye çalıştıkları ve böylece ülkenin dış politikasının olumsuz yönde etkileyerek siyasi istikrarsızlığı sağlamaya çalıştıkları, Mehmet Şener ERUYGUR'un Kıbrıs Büyükelçisini makamına çağırarak bundan sonraki süreçte her talimatı kendisinden alacağını, Genelkurmay Başkanı çağırdığında kendisine basit bilgileri vereceğini, önemli husustaki bilgileri bizzat kendisine vermesi gerektiği şeklinde talimat verdiğinin ses ve görüntü kayıtlarından anlaşıldığı,
 
9-Darbe planları içerisinde yer alan Kuvvet Komutanlarının, uyguladıkları plana uygun olarak, yürütme organı üzerinde baskı uygulamak amacıyla Harp Okullarının eğitim dönemi açılış ve diploma törenlerinde sert ve toplumu geren açıklamalar yaptıkları,
 
10- Ergenekon silahlı terör örgütü yöneticisi İlhan SELÇUK, örgüt üyeleri Mustafa BALBAY, Levent ERSÖZ, Hasan Atilla UĞUR'un çoğu kez Şener ERUYGUR'un makamında gizli toplantılar yaptıkları, burada eylem planını görüştükleri, özellikle İlhan SELÇUK'un içinde yer aldığı 9 Mart 1971 de darbe teşebbüsü ile ilgili tecrübelerini aktararak dikkat edilmesi gereken hususlarda tavsiyelerde bulunduğu, İlhan SELÇUK'la Şener ERUYGUR ve diğer asker kökenli örgüt üyeleri arasındaki irtibatı ve haberleşmeyi Mustafa BALBAY'm sağladığı,
 
11-Bu dönemde "Ulusal Birlik Hareketi"ni kurdurarak, kendilerine yakın sivil toplum kuruluşlarım tek merkezden yönetmeye çalıştıkları,
 
12-C.Ç.G'nun planları arasında yer alan "sendikaların manipüle edilmesi" stratejisine uygun olarak, özellikle örgüt üyesi Mustafa ÖZBEK 'in başkanı olduğu sendika ile kendileri ile birlikte hareket edecekleri yönünde tespitler yaptıkları bazı sendikaları amaçlarına uygun olarak yönlendirdikleri anlaşılmıştır.
 
Yukarıda da belirtildiği üzere soruşturma kapsamında elde edilen delillerden Ergenekon silahlı terör örgütü nün bu amaç ve hedefinden asla vazgeçmediği, 2004 yılından sonra da ülkede kaos ve kargaşa meydana getirerek güven ortamını ortadan kaldırıp darbe zemini oluşturmak için faaliyetlerini sürdürdüğü görülmüştür.
 
 
== KONU İLE İLGİLİ DÖNEMİN GENELKURMAY BAŞKANI HİLMİ ÖZKÖK'ÜN İFADESİ ==
 
Hilmi ÖZKÖK'ün tanık sıfatıyla Cumhuriyet Başsavcılığımızca alınan ifadesinde;
 
Genelkurmay başkanlığı yaptığı dönemde Kuvvet Komutanlarının bir araya geldikleri ve toplantı yaptıkları yönünde kendisine bilgiler geldiğini, ancak doğrudan soruşturma yapılmasını gerektirecek mahiyette bilgilerin elinde bulunmaması nedeniyle bu konuda herhangi bir yasal işlem başlatmadığım, kuvvet komutanlarının her zaman toplanabileceğini, bunda bir sıkıntının olmadığını, kendisinin idareci olarak komutanlarının ve ordunun sürekli güçlü ve koordinasyon içinde bulunmaları konusunda elinden gelen gayreti göstermeye çalıştığını,
 
Birçok kez ihbar, mektup, CD ve benzeri bilgilerin kendisine ulaştığını, zaman zaman da toplantılarda bu konuları açıkça gündeme getirmeksizin üstü kapalı mesajlarla bu hususları dile getirdiğini,
 
O günlerde ,özellikle kamuoyunda Jandarma İstihbaratın yasal olmayan dinlemeler yaptığına ilişkin değerlendirmelerin olması ve bu yönde gelen duyumlar üzerine Jandarma Genel Komutanı Şener ERUYGUR'a İstihbarat Daire Başkanı ile Teknik Daire Başkanını yanına göndermesini söylediğini, İstihbarat Daire Başkanı Levent ERSÖZ ile Teknik Daire Başkanı olan Hasan Atilla UĞUR'a makamında Jandarma teşkilatının elinde teknik takip ve dinlemeler konusunda ciddi imkan ve kabiliyetlere sahip olduklarını, bu işlemlerin yasal çerçevede yapılması gerektiğini söyleyerek kendilerini bu konuda uyardığını ve ayrıca bu işlemlerin nasıl yapıldığı ile ilgili kendilerinden bilgi aldığını, buradaki temel amacının şayet yasal olmayan dinlemeler yapılmakta ise kendilerini bu konuda uyarmak olduğunu,
 
"Genelkurmay Başkanlığı yaptığınız dönem içersinde görev yapan Kuvvet Komutanlarından dönemin yürütme organına yönelik muhtıra verilmesi yönünde telkin yada teklifte bulunan oldu mu? Oldu ise kimler tarafından, ne amaçla ve nasıl oldu?" şeklindeki soruya; 2002 yılının Ağustos ayında Genelkurmay başkanlığı görevine getirildiğini, kısa bir süre sonra iktidar partisinin değiştiğini, Şura toplantıları öncesinde adet gereği Orgenerallerin Ankara'ya geldiklerini ve orda çeşitli toplantılar yapıldığını, bu toplantılarda Şura'da görüşülecek konular ile TSK ile ilgili çeşitli konularda görüş alış verişi yapıldığını ve aralarında müzakere ettiklerini, iktidara yeni gelen parti ie ilgili olarak geçmişteki bazı söylemleri sebebiyle çekincesi olanların toplantıda açık açık fikirlerini beyan ettiklerini, usul olarak en kıdemsizden başladığı için hepsinin görüşlerini aldıktan sonra kendisinin de görüşlerini belirttiğini, herkesin şahsi görüşünün yanında kimsenin, kendi yanında muhtıra verme şeklinde bir teklifte bulunamayacağını, kendisinin de böyle bir şeye fırsat vermeyeceğini, görevde bulunduğu dönem ve daha sonraki dönemlerde de bu şekilde bir teklif gelmediğini,
 
Kıbrıs konusunda çalışma yapmaları hususunda tüm kuvvet komutanları ve Jandarma Genel Komutanına birlikte bir çalışma yapmaları talimatı verdiğini, normal usulde bu tür çalışmalarda herkesin görüşünü beyan ettiğini ve bu görevi kıdemli olana verdiğini, kıdemli olanın da bu tür çalışmaları elden arz ettiğini veya bir kapak yazısı ile gönderdiğini, daha sonra da Genelkurmay karargahında değerlendirildiğini ve Genelkurmay başkanının görüşünü alarak ilgili makama verildiğini, kendisinin böyle bir çalışma beklerken birden 4 imzalı alışılmış usullerinin dışında yazılı bir belge önüne gelince usul olarak rahatsız olduğunu,
 
Ayrıca daha sonraki dönemde Kıbrıs Büyükelçisinin kendisinden habersiz bazı bilgileri Jandarma Genel Komutanına ilettiğini duyması üzerine bu konuyu ilgilisine usulüne uygun bir şekilde söyleyerek, bu yapılanın uygun bir davranış olmadığını bundan sonra tüm bilgileri kendisine getirmesini ilettiğini,
 
"SARIKIZ, AYIŞIĞI, YAKAMOZ ve ELDİVEN isimli darbe planlarından bilginiz oldu mu? Oldu ise bu darbe planlarını kim yada kimlerin hangi maksatla hazırladığını öğrendiniz mi? " şeklindeki soruya; darbe planlarından sadece "AYIŞIĞI" ve "YAKAMOZ" kod isimli darbe planlarından 2004 yılı bahar ayları içersinde haberinin olduğunu, bu bilgilerin kendisine bir slayt sunumu şeklinde geldiğini, geldiği zamanda söylentilerin azaldığı zamanlar olduğunu, "Eldiven" kod isimli darbe planını ve Cumhuriyet Çalışma Grubunu duymadığını,
 
Bu slaytlar kendisine geldiğinde isimleri geçen kişilerden bazılarının emekli olacaklarını, bu bilgilerin kendisine ilk geldiğinde karargahdaki arkadaşlarıyla dahi paylaşmadığını, çünkü bazı şeylerin şüyu vukuundan beter olduğunu,
 
19 Ekim 2003 tarihinde Jandarma Genel Komutanlığında Rektörlere yönelik bir brifing verildiğinden haberdar olmadığını, ancak Jandarma Dinlenme Tesislerinde sivillerle zaman zaman yemek yendiğini duyduğunu, bunlarında olağan şeyler olduğunu,
 
Kendisine "Genç Subaylar" başlığı altında herhangi bir mektup gelmediğini, ancak o dönemde basın yayın organlarında bu tür mektupların gönderildiği yönünde duyumlar aldığını,
 
Emekli Generallere Jandarma Genel Komutanlığından gönderilen mektuplardan haberi olmadığını,
 
Kuvvet komutanlarının Harp Okullarının açılış ve diploma törenlerinde yapacakları konuşmalara ilişkin hazırladıkları yazılı metinleri Genelkurmay Başkanın görmediğini ve bu metinleri bu amaçla da istemediğini, ancak o dönemde Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç YALMAN'ın konuşma yaptıktan sonra veya önce bu metni görmüş olabileceğini ancak hatırlamadığını,
 
Özellikle "AYIŞIĞI" ve "YAKAMOZ" olarak isimlendirilen darbe planları yapıldığı yönünde 2004 yılının bahar aylarında gelen duyum üzerine, Şener ERUYGUR'a Genelkurmay makamında olduğu bir sırada kendisine böyle bir plan ve çalışma olup olmadığını sorduğunu, Şener ERUYGUR'un da böyle bir çalışma olmadığım söylediğini, ancak bunlara rağmen özellikle sık sık gazetecilerin, rektörlerin Jandarma Genel Komutanlığına çağırılarak görüşülmesinin yanlış anlaşılmalara neden olacağını söylediğini ve kendisini uyardığını,
 
Görevli olduğu dönemde MİT Müsteşarının zaman zaman tarafına bazı bilgiler ve kayıtsız belgeler verdiğini ancak hatırladığı kadarıyla kendisine "ERGENEKON" olarak sözü edilen örgütle ilgili arşivlere geçecek mahiyette kayıtlı bir evrak verilmediğini,
"Mehmet Şener ERUYGUR dan el konulan dijital verilerin incelemesinde; Emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden ÖRNEK’e ait olduğu değerlendirilen "günlükler" in olduğu görülmüştür. Bu günlüklerde
 
"22 Eylül 2003" başlığı altında; Komutanların Jandarma Genel Komutanlığına giderek çok özel olarak konuştukları ve bazı kararlar aldıklarını, bu kararlara göre;
 
"AKP hükümetini vazgeçirmek için neler yapılması konusunda yapılan hazırlıklar bu hafta Genelkurmay Başkanına takdim edilecek,
 
İncelemesi için kendisine fırsat verilecek ve sonra onun niyetleri ve görüşü sorulacak
 
Eğer bizle aynı fikirde veya yakın ise yolumuza devam edeceğiz,
 
Eğer bir işlem yapılmasını kabul etmezse kendisine "Ya sen çekil yahut ta biz çekiliyoruz diyeceğiz.." şeklinde yazdığı görülmüştür.
 
Komutanlar olarak, Jandarma Genel Komutanı Mehmet Şener ERUYGUR, Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç YALMAN, Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden ÖRNEK ve Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim FIRTINA dan söz edildiği anlaşılmaktadır. Görevli olduğunuz dönemde, adı geçen Kuvvet Komutanları, belirtilen konularla ilgili sizden herhangi bir talepte bulundular mı? Şayet böyle bir talepte bulunulduysa ayrıntıları ile anlatınız." şeklindeki soruya; Türk Silahlı Kuvvetlerinin temsilcisi olduğundan zaman zaman birçok konuda kendisine teklifler, endişeler, arzların geldiğini, bunları zaman zamanda müzakere ettiklerini, Türk Silahlı Kuvvetlerinin hassasiyeti olan konuların kendisine iletildiği zaman kendisinin de doğrudan kamuoyu ile paylaşmak yerine bizzat Başbakana gidip "böyle böyle endişeler var kaygılar var" şeklinde ilettiğini, her zaman kurumlar arasında düşmanlığı değil birlik ve beraberliğin ön plana çıkması için çalıştığını, bu manada kendisinin çekilmesi veya kendilerinin de çekileceği yönünde herhangi bir bilgi gelmediğini,
 
"AYIŞIĞI" kod adlı darbe planında, "l.Ordu Komutanı Yaşar BÜYÜKANIT ve 2. Ordu Komutanı Fevzi TÜRKER'İN altında sağlam adamlar bulunması yada oldu bitti ile bunların hareketsiz ve yetkisiz bırakılması" gerektiği belirtilmiştir.
 
Şüpheliler Mehmet Şener ERUYGUR ve Ahmet Hurşit TOLON'dan ele geçirilen dijital verilerde de, Orgeneral Yaşar BÜYÜKANIT'a ait sağlık raporları, kullandığı ilaçlar, ailevi bilgiler, dostlarıyla ilgili kişisel bilgiler, kardeşi Mednan BÜYÜKANIT m öldürülmesi ile ilgili soruşturma ve kovuşturma evrakları, kooperatif bilgileri ve bazı kişisel bilgiler olduğu görülmüştür.
 
Ayrıca Özden ÖRNEK e ait olduğu anlaşılan günlüklerde "10 Ekim 2004" başlıklı not içerisinde "Öğleden sonra Kara Kuvvetleri Komutanı geldi. Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur'un bir şeyler karıştırıp durduğunu anlatan Aytaç Paşanın neler söylemek istediğini şimdi daha iyi anladım. YAŞARI ZEHİRLEMEYE KADAR VARAN PLANLAR HAZIRLANMIŞ. " ifadesinin yer aldığı belirlenmiştir.
 
Sizin dönemin 1. Ordu komutanı Orgeneral Yaşar BÜYÜKANIT'a yönelik yapılan çalışmalardan ve hazırlanan eylem planlarından haberiniz oldu mu? Bu planları kimlerin nasıl yaptığını biliyor musunuz?" şeklindeki soruya; 2004 yılı bahar aylarında gelen ve "AYIŞIĞI" ve "YAKAMOZ" olarak isimlendirilen planlarda Yaşar BÜYÜKANIT la ilgili değerlendirmeleri gördüğünü, günlüklerdeki konu ile ilgili bilgisinin olmadığını, herhangi bir değerlendirmede yapamayacağını,
 
"Özden ÖRNEK'e ait olduğu değerlendirilen "günlükler"in "30 Eylül 2003" başlığı altında; "Kara Kuvvetleri Komutanı ile yaptığı görüşmede "özel çalışma" nın Genelkurmay Başkanına verildiğini ve dört noktada itiraz olduğunu söyleyerek
"Adamların şeriat devletini kurmak istediğine inanmıyormuş diğer gerekçeleri de
önemli ama en önemlisi budur. Yani esas dan aramızda fark var. Tedbirler ile genelde hemfikir olmuş." diyerek Kara Kuvvetleri Komutanının anlattıklarını aktardığı, kendisinin bu konuyla ilgili Kara Kuvvetleri Komutanına "bu çalışmayı kendisine vermek dahi önemliydi. Bence iyi yaptınız. Hem fikir olmak veya olmamak onun bileceği şey.." şeklinde yazdığı görülmüştür.
36