2. Ergenekon İddianamesi/V. BÖLÜM ŞÜPHELİLERİN BİREYSEL DURUMLARI 48- Şüpheli HASAN HÜSEYİN UÇAR: Revizyonlar arasındaki fark
İçerik silindi İçerik eklendi
Yeni sayfa: 48- Şüpheli HASAN HÜSEYİN UÇAR a-Savunmaları, Savcılık beyanı Bursa Işıklar Askeri Lisesinde ve Kara Harp Okulunda okuduğunu halen teğmen rütbesiyle görev yaptığını, ... |
Değişiklik özeti yok |
||
1. satır:
48- Şüpheli HASAN HÜSEYİN UÇAR
== a-Savunmaları, ==
Savcılık beyanı
Satır 8 ⟶ 9:
Terör örgütü ile hiçbir ilgisi olmadığını, şüphelilerden Mehmet Ali Çelebi, Eren Mumcu, Noyan Çalıkuşu, Yaşar Tozkoparan’ı Harp Okulunda beraber oldukları için tanıdığını, Kemal Aydın’ı tanıdığını, Neriman Aydın ve Durmuş Ali Özoğlu’nu tanımadığını, Kemal Aydın ile Fal Kafe isimli bir kafede sohbet ettiklerini, Kemal Aydın ile Mehmet Ali Çelebi’nin tanıştırdığını, Mehmet Ali Çelebi, Noyan ve kendisi birlikte kafede sohbet ettiklerini, Kemal Aydın ile iki kez aynı kafede görüştüklerini, Kemal Aydın ve Neriman Aydın’ın evine gitmediğini, kendileri ile telefonla görüşmediğini, şüphelilerden Mehmet Ali Çelebi ile yaptığı telefon görüşmelerindeki beyanlarının doğru olduğunu, yaptığı eleştirilerin normal eleştiriler olduğunu beyan etmiştir.
== b-Elde Edilen Dökümanlar ==
Şüpheli Neriman AYDIN’ ın Ankara İli Çankaya İlçesi Birlik Mahallesi 14. Sokak No:7 sayılı adresinde yapılan arama işleminde çok sayıda doküman, ajanda, videokaset, CD ve not kâğıtları bulunarak el konulmuştur. El konulan dokümanların yapılan incelemesinde;
Satır 21 ⟶ 23:
-(1) sayfa 09.08.2006 11.59 gönderi tarihinde Neriman AYDIN’ ın Zübeyde A.’e gönderdiği mailde, ülkeyi yönetenlerin Türk olmadığından bahsederek tehlikeden Türk milletini haberdar edilmesi gerektiğinden bahsettikten sonra “… önderimiz konumundaki insan Kemal AYDIN bey her an bizlere şunu söylemektedir…” yazan bilgisayar çıktısı doküman olduğu,
-(1) sayfa not kağıdı üzerine el yazısı ile, “9 şubattan sonra 15- şubatta emekli edilen karargah subayı M.A. Faruk Çeliğin mecliste danışmanı olarak özel statüyle 4 Milyar lira ile göreve başladı yanınada ordudan müstavi edilen bir binbaşıyı da yanına almış. –Büyüğümüz …gittiğinde bu aracı …altına sokuyorlar ve bununla dinleme yapıyorlar M. A.; Karaim Yahudisi Uçuşyolu kanada Oradan F.Gülen’in yanına gidip geliyor. Uçak biletleri incelenirse Fetullaha gidiş yolu” yazdığı, arka sayfasında “Trilya Restoran sahibi= S.Ü. emekli subay tanımı M.Ü., C.Ü. emekli Havacı başçavuş elektronikci (MOSSAD ilişki Elektronikle ilgili her türlü dinleme işini yapabilen bir adam Bu lokantanın sahibi Fikri sağların aile dostu. 6 ay dinleniyor görüntü ve ses kayıtları bunlarda 2 jip donanımlı her türlü dinleme bunlardan yapılıyor. İsrail büyük elçiliğinin sivil C plakalı diğer araç Süreyya üzmez üzerine kayıtlı” Elektronikle ilgili her türlü dinleme işini yapabilen bir adam Bu lokantanın sahibi Fikri sağların aile dostu. 6 ay dinleniyor görüntü ve ses kayıtları bunlarda 2 jip donanımlı her türlü dinleme bunlardan yapılıyor. İsrail büyük elçiliğinin sivil C plakalı diğer araç S.Ü. üzerine kayıtlı” yazan doküman olduğu,
Satır 41 ⟶ 43:
Neriman AYDIN isimli şahsa ait, LENAVO marka Diz Üstü Bilgisayar içerisinden çıkan, Toshiba marka ve 36091775T seri numaralı hard disk’te “Belge11.doc” isimli MSword dosyası içerisinde; Neriman AYDIN adıyla yazılan Mehmet D. isimli şahsın tanıtıldığı ve övücü beyanların yer aldığı 10.08.2007 tarihli belgenin bulunduğu,
“emreçelebi.doc” isimli MSword dosyası içerisinde; “Harbiye ruhunu Harbıyede gecırdıgım 4 yıl boyunca goremedım ..”“Harbıyelılerın MUSTAFA KEMAL' den sonra örnek alabilecek en yakın unsuru bence bölük komutanının davranışlarıdır. Şu zamana kadar benım ornek alabilecegim komutanım olmadı. sebebi ise bölük komutanlarının harp okuluna gonderılırken kısılıklerınden cok alaverelerle yaptıkları karıyerlerı olmasıdır..” “Her gelen komutan (okul k.) Harp Okulundakı sıstemde degıssıklık yapıyor. Dolayısıyla Harbıyelıler neyın dogru neyın yanlıs oldugunu degerlendıremıyor. Yaptıklarınıda inanarak degıl yapmak için yapıyorlar.” şeklinde beyanlarının yer aldığı,
Satır 49 ⟶ 51:
“mali.doc” isimli MSword dosyası içerisinde; “…Hepimiz Kemaliz Hepimiz Türküz yürüyüş kararı izne tabidir. Normal olan Türk diline saygı neredeyse takdir konusu halini almıştır. Üst rütbedeki birçok komutan Atatürk adını ağzına almamaktadırlar…Askeri eğitim birçoğu kalıplaşmış, zamanı geçmiş, günümüzün ihtiyaçlarından uzak programlardan oluşmakta ayrılan zaman verimli geçmemektedir...Harbiyede korku kültürü lider yetiştiremez, liderliğini ispat etmiş çok yönlü komutanlar Harbiye de bulunmalıdır… Taburumuzdaki kimi kurmay subayımız ise bizlerin onur ve şerefini ufacık bile olsun düşünmeyerek bizlere karşı hakaret dolu sözler sarf edebilmekte Harbiyelileri geliştirmektense kendi bireysel çıkarları için her türlü fedakarlığı yapmakta olup Harbiyelilere sürekli onur kırıcı cezalar vermektedir...Verilen konferanslara harbiyelilerin ilgisi! Videoda nettir. Bunda yoğun programlarda savrulmalarının da etkisi vardır.” İfadelerinin bulunduğu,
“YAZI-1.doc” isimli MSword dosyası içerisinde; şüpheli Neriman AYDIN’a değişik tarihlerde gelen ve gönderilen e-postalar, mektuplar ve farklı konularla ilgili medya vs. temin edilen belgelerin bulunduğu 105 sayfadan ibaret belgede:
Satır 81 ⟶ 83:
Şüpheli Durmuş Ali ÖZOĞLU’nun, Maxtor marka hard disk üzerinde yapılan incelemede; “taslak hükümet SON 4 EN SON İNŞALLAH.doc” isimli bir MSword dosyası incelendiğinde; operasyon kapsamında göz altına alınan Eren MUMCU, Hasan Hüseyin UÇAR, Mehmet Ali ÇELEBİ ve Noyan ÇALIKUŞU isimli şahısların müdafiliğini yapan Avukat Yusuf ERİKEL’in Başbakan olarak gösterildiği ve çeşitli şahısların bakan olarak yazıldığı bir kabine listesinin oluşturulduğu görülmüştür.
== c- Telefon görüşmeleri; ==▼
▲c- Telefon görüşmeleri;
Tape No:7198’de, 23.06.2008 günü saat 22:50’de Mehmet Ali Çelebi ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Mehmet Ali’nin “işte böyle durumlar, nasıl neyi ne görüyorsun, geleceği nasıl görüyorsun” dediği, Hasan Hüseyin’in “Valla geleceği güzel görüyorum ya böyle” dediği, Mehmet Ali’nin “Mesaj verdim zaten ya 2 ay” dediği, Hasan Hüseyin’in “Hıım şerefsizler bugün anlaşma...belli olmayan bi tane arkadaş çıkmış şeye, onu o onu zaten geçtim onu, hep yapacaktı, onu yapacaklarından eminim artık alıştık ona ...dan da, Iııı yok Atatürk ün yaptığı sonradan getirdiği şeyler falan filan diye konuşmuş ya AKP başkan yardımcısı, hayvanoğlu hayvan” dediği, Mehmet Ali’nin “konuşsunlar daha iyi ya şu an” dediği, Hasan Hüseyin’in “Amerika’da konuşuyor, Amerika’da konuşuyor, itoğlu itin çocuğu sen kimi kime şey yapıyorsun” dediği, Mehmet Ali’nin “Önemli değil mi , bizim için o Amerika’da adam öldürmek daha kolay, sen hiç merak etme, oranın yarısı sokaklarda yatıyor, verirsin 100 doları, onlar şimdi kaçacaklar oralara ama, asıl orda öldürmek daha kolay, merak etme sen” dediği, Hasan Hüseyin’in “yani bilmiyom da, hayvanoğlu hayvanlar şeyini iyice ortaya koydular ya herşeyini, diyo ki AKP kazanırsa diyo, bu diyo ki benim çocuğum bunlar diyor tamam mı, Amerika da dedi aynı şeyi, Condalina Rice da dedi, abi Avrupa Birliği de dedi, aynı şeyler, bunları benim oğlum diyor tamam mı, ben peydahladım bunları diyor” dediği, Mehmet Ali’nin “şimdi tabi aynen öyle, şimdi zaten onu korumaya gelmediler mi, dünyanın en büyük orospusu, İngiliz orospusu gelmedi mi, haç takmadı mı, O geldi, İsrail’den geldiler, Amerika’dan geldiler, korumaya çalışıyorlar ama bu iş bitti yani, kalem kırıldı, sıkıntı yok tamam mı” dediği, Hasan Hüseyin’in “Evet kalemi kırdılar, doğru diyosun” dediği, Mehmet Ali’nin “Yani, iş bitti o zaman sıkıntı yok” dediği, Hasan Hüseyin’in “Yani, onu görüyorum ve gülüyorum bi de öyle, bıyık altında pis pis gülüyorum” dediği, Mehmet Ali’nin “Ne yaptın, şey ol yani, bu psikolojik şeyde diri ol” diyerek yürütme organını devirmeye yönelik yasadışı bir eylemin planlandığı ve beklendiğinin anlaşıldığı,
Aynı konuşmanın devamında; Hasan Hüseyin’in “Yok neymiş biz çıkarmış, işte şey çıkarmışız, yargıçları ele geçirecez, hükümeti şöyle yapacaz falan filan, bunla ilgili bi şey kurulmuş falan filan, ha böyle bi şey vardı eminim de vardır ama, ya kalkıp ta bunu böyle, oraya düşürenleri de asmak lazım, bizde de adam var demek ki yani, bizim içimizde de hainler var demek ki yani” sözleriyle Silahlı Kuvvetler içinde Devletin tüm yasal kurumlarını kendi istedikleri gibi etkileyebilecek gizli yapılanmaların olduğundan ve bu tür yapılanmaları dışarı sızdıranların hain olarak adlandırılıp öldürülmelerinden söz edildiği, Mehmet Ali’nin “Her yerde var da” dediği, Hasan Hüseyin’in “En çok hainin üretildiği ülke olduk” dediği, Mehmet Ali’nin “Evet evet” diyerek onayladığı, Hasan Hüseyin’in “Demek ki bizim, hah biz affeder miyiz, biz kırarız içimizde bunları bi kafalarını kopartırız, yani çok kuş var, onların kafalarını kopartırız, harp okulunda da çok kuş vardı” diyerek kendileri gibi düşünmeyen Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarını dahi feda etmeyi düşündükleri ve Harp Okulundaki öğrencilik yıllarında benzeri davranışlar içinde olduklarının anlaşıldığı, Mehmet Ali’nin “Tabi tabi hiç merak etme sen” diyerek onayladığı, Hasan Hüseyin’in “Ama Çelebi’m, o oluşumun bi kalkması lazım bi ayağa” dediği, Mehmet Ali’nin “Sadece o deyil, sadece o deyil” dediği, Hasan Hüseyin’in “O deyil tabi de yani bi şeylerin değişmesi lazım ya” dediği, Mehmet Ali’nin “Mutlaka değişecek ...” diyerek ülkede meşru ve seçilmiş yürütme organına karşı bir kalkışmayı planlayıp zamanını beklediklerinin anlaşıldığı,
Tape No:7247’ de, 30.07.2008 günü saat 18:42’te Mehmet Ali Çelebi ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Hasan Hüseyin’in “Kapatma davası açıklandı, güvendiğimiz adamlar da fos çıktı, yargıya güvenimiz de fos çıktı diyorum, sadece hazine yardımından kesiyolar” dediği, Mehmet Ali’nin “Sen moralini bozma boşver o moral bozacak bi husus değil tamam mı” dediği, Hasan Hüseyin’in “Noyan’ın haberini okudum gazetede de, valla canım sıkıldı benim ya, fotoğrafın yanına Kemal amcanın fotoğrafını koymuşlar da üzüldüm yazık ya” dediği, Mehmet Ali’nin “Oku ne olacak bişey yok ya sıkıntı yok sen merak etme, o konuda canını sıkma diyom. Ya onlar hepsi herkes cezasını görür merak etme tamam mı.” diyerek parti kapatma davasının kapatmayla sonuçlanmamasının kendilerinde hayal kırıklığına neden olduğu ve kapatılmayan partinin veya kapatma kararı vermeyen yargı mensuplarının da cezalandırılmasını düşündüklerini belirttikleri,
Satır 98 ⟶ 99:
Tape No:7183 de, 25.05.2008 günü Saat:14:03'de M. Ali ÇELEBİ’nin Hasan Hüseyin UÇAR ile yaptığı görüşmede özetle; Hasan Hüseyin UÇAR’ın; “…Ya koşturuyoruz dayımın oğlu….Yakın akraba bide başkada kimsesi yok … gençler le biz uğraşıyoruz bide buranın Beykozdan düğünleri biraz … masraflı oluyor” dediği, Mehmet Ali ÇELEBİ’nin “…Yapma ya sen jandarmasın halledersin her türlü, Ya sen(in) … GATA dan tanıdığın varmı …”, Hasan Hüseyin UÇAR’ın; “GATA dan tanıdık var, … tanıdık derken benim Mahmut diye bir arkadaş varda o ders çalışıyordur şuanda, Sen GATA da mısın şuanda,”dediği, Mehmet Ali ÇELEBİ’nin “Yok GATA ile ilgili işimiz varda bilgi almamız lazım biraz” Hasan Hüseyin UÇAR’ın; “Ya yüzde yüz şey yapmam hani güvenebileceğim bir adamım yok” dediği, anlaşılmıştır.
== d-Örgütsel İrtibatlar ==
Şüpheli Eren Mumcu’nun Savcılıkta alınan ifadesinde; “Gözaltına alınanlardan Noyan Çalıkuşu, Mehmet Ali Çelebi, Önder Koç, Hasan Hüseyin (soyadını hatırlamıyor) ve Yaşar Tozkoparan’ı tanıyorum. Bu şahıslardan Yaşar dışındakiler ile devre arkadaşıyız. Bu şekilde tanırım. Yaşar ile aramızda ise okuldan 3 yıl fark vardır, onu da okuldan tanırım.” dediği,
Satır 115 ⟶ 117:
Şüpheli Hasan Hüseyin UÇAR’ın telefon irtibatları ile ilgili yapılan çalışmalar sonucunda; şüpheli Mehmet Ali ÇELEBİ ile 351 kez, Kemal AYDIN ile 2 kez, Noyan ÇALIKUŞU ile 7 kez görüştüğü tespit edilmiştir.
== e-Delillerin Ve Hukuki Durumunun Değerlendirilmesi ==
Ergenekon Terör Örgütüne yönelik yapılan soruşturmada çeşitli şüphelilerden ele geçirilen DEVLETİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI İÇİN ÖNERİLER (MASTIR PLAN ÖN ÇALIŞMASI) isimli dokümanda, terör örgütünün Türk Silahlı Kuvvetlerine sızma ve Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde yapılanma faaliyetlerinin hedeflendiği ve bu hedefin gerçekleştirilmesi için gerekli çalışmaların yapılması gerektiği belirtilmektedir.
Gizli tanık Kıskaç’ın beyanlarında, şüpheli Kemal ve Neriman Aydın’ın da aralarında bulunduğu örgütün Kuvayı Milliye uzantısının gizli bir toplantısında genç subaylara örgüt adına rozet takıldığı belirtilmektedir.
Bu amaç doğrultusunda hareket eden ve bu amacı gerçekleştirme konusunda Ergenekon Silahlı Terör Örgütütarafından görevlendirildikleri anlaşılan şüpheliler Neriman Aydın ve Durmuş Ali Özoğlu’nun şüpheli Kemal Aydın’ın emir ve talimatları doğrultusunda hareket ettikleri, Kara Harp Okulunda okuduğu sırada bir şekilde ulaştıkları şüpheli Mehmet Ali Çelebi’yi örgüte kazandırdıkları, bu aşamadan sonra da şüpheli Mehmet Ali’nin harp okulunda okuyan diğer öğrencilerin örgüte kazandırılması konusunda kilit bir rol oynadığı, bu amaçla samimi olduğu başta Noyan Çalıkuşu olmak üzere soruşturma kapsamında yakalanan şüpheliler Hasan Hüseyin Uçar, Eren Mumcu, Önder Koç, ve Yaşar Tozkoparan’ı bilge bir kişi olarak tanıttığı şüpheli Kemal Aydın ve Neriman Aydın ile tanıştırdığı, şüpheli Hasan Hüseyin Uçar’ın Kara Harp Okulunda Ergenekon Silahlı Terör Örgütübünyesinde meydana getirilen ve başında Mehmet Ali Çelebi’nin bulunduğu hücre yapılanmasında yeraldığı, sonrasında da şüpheliler Kemal ve Neriman Aydın’ın yönlendirmesiyle şüpheli Durmuş Ali Özoğlu ile tanıştırılmasını sağladığı, hafta sonlarında ve her fırsatta arkadaşlarını şüpheli Kemal ve Neriman’ın evine getirdiği, bazen de dışarıda buluşmalarını temin ettiği, gizli yapılan bu toplantılarda başta şüpheli Kemal olmak üzere Neriman ve Durmuş Ali’nin Ergenekon Terör Örgütü’nün propagandasını yaptıkları, şüpheliler Kemal ve Neriman Aydın’ın bir yandan Genelkurmay Başkanlığı ile ortak hareket ettikleri ve yapılan faaliyetlerden Genelkurmay Başkanlığının haberinin bulunduğu konusunda bir hava oluşturdukları, bir yandan da subay adayı askeri öğrencilerle çok yakından ilgilenip onları etkilemeye ve güven kazanmaya çalıştıkları, yapılan bu çalışmaların sonunda adı geçen Kara Harp Okulu öğrencilerinin örgüte katılmalarının sağlandığı, örgüte bu şekilde dahil olan bu askeri okul öğrencilerinin örgütün amaçları doğrultusunda eğitilmeleri konusunda seminer adı altında sık sık gizli toplantılar yapıldığı, Türkiye Cumhuriyetinin yasama ve yürütme organına karşı askeri okul öğrencilerini kışkırtarak yönlendirdikleri, Mehmet Ali Çelebi’nin çalışmaları sonucu örgüte kazandırılan şüpheli Hasan Hüseyin Uçar’ın bundan sonra diğer örgüt mensuplarıyla birlikte örgütün amaçları doğrultusunda aktif olarak faaliyette bulunduğu, şüphelinin de içinde bulunduğu örgütün muvazzaf olarak TSK bünyesine katıldıktan sonra da devam eden Harp Okulu içindeki hücre yapılanmasını Mehmet Ali Çelebi’nin Noyan Çalıkuşu’nun da yardımıyla ve şüpheli Kemal ile Neriman Aydın’ın emir ve talimatları doğrultusunda yönettiği anlaşılmaktadır.
TSK içinde muvazzaf subay olarak görev yapan şüphelilerin, şüpheliler Kemal Aydın, Neriman Aydın, Durmuş Ali Özoğlu’nun talimatları doğrultusunda örgüt üyelerini aşama olarak öncelikle komando olma ve daha sonra bu özelliklerinin yardımıyla Özel Kuvvetler Komutanlığına sızma yönündeki teşviklerini yerine getirmek için azami gayret sarfettiği, kendisinde de oluşan bu bilincin örgüt üyelerinde oluşturulması için azami özen gösterdiği ve kayıtlı konuşmalardan ve şüphelilerin ifadelerinden açıkça anlaşılmaktadır.
|