Demokratik Toplum Partisi'nin Temelli Kapatılması İstemine İlişkin Savcılık İddianamesi/III- Dava konusu eylemler: Revizyonlar arasındaki fark

İçerik silindi İçerik eklendi
Yeni sayfa: '''III- DAVA KONUSU EYLEMLER :''' == A- DEMOKRATİK TOPLUM PARTİSİ’NİN KURULUŞU AŞAMASINDA ORTAYA ÇIKAN EYLEMLER: == Bilindigi gibi terör örgütü oldugu uluslararası alan...
(Fark yok)

13.13, 29 Eylül 2008 tarihindeki hâli

III- DAVA KONUSU EYLEMLER :


== A- DEMOKRATİK TOPLUM PARTİSİ’NİN KURULUŞU AŞAMASINDA ORTAYA ÇIKAN EYLEMLER: ==


Bilindigi gibi terör örgütü oldugu uluslararası alanda da kabul gören PKK (KONGRA GEL-KADEK-KKK)’nın kurucusu ve elebası olan Abdullah ÖCALAN yurt dısında yakalanıp getirilerek yargılanmıs ve mahkum oldugu cezası halen _mralı cezaevinde infaz edilmektedir. Tüm diger mahkumlar gibi yasal olarak avukatları ve ailesi ile görüsmesine imkan tanınmıstır. Ancak avukatları tarafından söz konusu görüsmelere ait diyaloglar daha sonra yazılı olarak örgütün güdümündeki yayın organlarında yayınlanmıs, böylece terörist örgüt liderinin yandaslarına ve örgütüne talimat vermesine olanak saglanmıstır. Nitekim yasal bir hakkın kötüye kullanımı olarak kabul edilebilecek sekildeki bu iletisimi saglayan avukatları hakkında ilgili mercilerce zaman zaman yasal islem yapılma yoluna gidilmek zorunda kalınmıstır. Ancak “AVUKAT GÖRÜSMELERİ” veya “GÖRÜŞME NOTLARI” adı altında teröristbasının talimatları örgüte yakın çesitli gazete ve dergilerin yanı sıra çok sayıda degisik internet sitesinde de (ROJACİVAN, RİZGARİ, VELATPEREZ, NASNAME gibi) yayınlanarak talimatların ilgililere ulasması saglanmıstır.

Söz konusu yazıların incelenmesinde özellikle Demokratik Toplum Partisi (DTP) ile ilgili ilginç bilgilere ulasılabilmektedir.

Örnegin 5.5.2004 tarihli görüsmede elebası

“Evet. Yeni bir parti gerekiyor. Ismi Demokratik Toplum Partisi olabilir. Ama tabandan gelecek. Özgür Parti kendini fesheder. Digeri zaten kapatilma durumu var. Bu temelde tartismalar yürütsünler. Daha sonra bunlari daha detayli açariz. Kongre öncesi tartismalari yürütsünler. Genis katilimli delegeler olusturulur. Bu delegeler 19 kurucular kurulunu seçer. Yeni partinin programını savunmamdan oldugu gibi uyarlayabilirler.” Seklinde bir beyanda bulunmustur. Bilindigi gibi bu tarihte hakkında daha önce Anayasa’nın 69 ncu maddesinin 6 ncı fıkrasında “Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlügünü” ilkesini koruma altına alan Anayasa’nın 68 nci maddesinin 4 ncü maddesine aykırı eylemlerin odagı haline gelmesi nedeniyle Cumhuriyet Bassavcılıgımız tarafında hakkında kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesine dava açılmıs bulunan Demokratik Halk Partisi (DEHAP) faaliyette idi. Teröristbası ilk kez bu görüsmesinde yeni bir parti kurulması talimatını vermekle kalmayıp kurulacak partinin ismini dahi talimatlarının arasına almıstır. Partinin ismini vermekten baska elebası sonraki görüsmelerinde de hem yeni kurulacak parti ile ilgili (DTP) hem de o tarihte faaliyette olan (DEHAP) ile ilgili talimatlarına devam etmis;

12.5.2004 tarihinde

“Avrupa’daki Kürtler, Kongre bittikten sonra kendi kongrelerini yapsınlar. Kendi kurumlarına yöneticilerini kendileri seçsinler. Temsil heyetini kendileri seçecek. Suriye ve _ran’daki Kürtler için de benzer süreçler yasanabilir. Yeni parti her bölge de toplantılar yapılarak ilan edilir. DEHAP ve Özgür parti de yeni parti içinde yer alır. Ahmet Türk, Murat Bozlak, bunlara benzer elli altmıs kisi, Karayalçın’la çatı örgütü üzerinde konusabilirler. _leride seçime çatı örgütü ile mi ya da nasıl girilecegi netlestirilir. Ama ayrı örgütümüz olacak. Yapı örgütlenecek. Böyle olursa yüzde on barajını asarlar.”

……. “Avrupa’da ki Kürt halkı kendi yöneticilerini kendileri seçecekler. Halk delegeleri seçecek, delegeler de temsilcilerini seçecek. Roj TV, Özgür Politika’ya geçici olarak bakacak sahıs Remzi Kartal olsun. Ben unuttum, bunu avukatlara söylemedim, bunu onlara aktar. Bundan sonraki süreçte buradaki basın ve Kürt Enstitüsü, demokratik kurumlar kendi baskanlarını, yöneticilerini kendileri seçecekler. Demokrasi budur. Bir kurumun içerisinde demokrasi olmazsa o kurum islemez. Yeni partinin olusmasında benim savunmamdan yararlanılabilir. Çok güzel bir cevap olabilir. Bundan sonra halk delegeleri kendisi seçecek. O delegeler de il yönetimini ve parti meclisini seçecekler. Seçim sonrası DEHAP’ta neler konusuluyor?


(DEHAP eksiklerimiz var diyor, ama seçim sonuçlarını basarılı buluyorlar.) Altı buçuk, yedi civarındaki oy oranını dört, dört buçuga düsürmüsler. Bu nasıl basarı oluyor? DEHAP’taki eski yöneticiler, onlar da delege olabilirler. Bu hayata geçirilirse, özgür parti de buna dahil olur; yeni olusum, demokratik toplum partisi kurulur. Herkesin de katkı sunması gerekir.”

…… “Cezaevinde olan ve cezaevinden çıkan arkadaslarda yeni parti olusumuna katkı sunabilirler. Sabri ile görüsünler, Sabri onlara yöntemleri gösterir….”

19.05.2004 tarihinde

Hukuki , siyasi temelde özel bazi görevlendirmelerim de olacak. Birileri kurumlari benim adima ele geçirmis. Ne yaptiklari belli degil. Bazi sahtekarlar var. Benim adima kurumlarda sahtekarlik yapiliyor. Kurumlarimizi geri almamiz gerekiyor. Bu yüzden kurumlar için sizleri düsünecegim. Savunmami verdim. Ben kendimi savunuyorum. Siz de beni savunacaksiniz. Halk tutuyor beni görüyorsunuz. Halkın bana baglı oldugunu siz de söylüyorsunuz. Eger halk önderiysem, Halk istiyorsa ben de bundan vazgeçemem. Bunun geregini yapmam gerekir. _sterlerse baska bir liderlik çıkarsınlar. PKK içinde de çıkabilir. Osman’dan Cuma’ya kadar yapabiliyorlarsa yapsınlar. O kararlı durusu, önderlik vasıflarını gösterebiliyorlarsa yapsınlar. Kendim de buna ihtiyaç duyuyorum. Liderlik kurumu önemlidir. Bu halka kimse önderlik yapmadıgı için bu yük omuzuma yüklenmis. Kimse bu halka sosyal, siyasal, kültürel önderlik yapmadıgı için ben yapmak zorunda kaldım. Halk da istiyorsa eger, ben bundan kaçamam. Gücüm kabiliyetim ölçüsünde yapmaya çalısıyorum. Çocuk da degilim, yasım 56 da olmus. Olgunlastım. Herkes buna saygı gösterecek. Saygılıysanız geregini yaparsınız. Siz de kudretli bir biçimde gereklerini adam gibi yapacaksınız. Sizi ben onurlu Kürt yurtsever olarak degerlendirmistim. Bunları yapmazsanız onursuz olursunuz. Halkın hukukunu degerlerini savunacaksınız. Aydınlar, PKK, herkes bunu anlayacak. Açlıkla bogusan yoksul halkımızın bin bir emekle kurdugu kurumlar var. Radyo var, TV var, gazeteler var. Kim beni burada engelleyebilir. Hangi alçak oralarda benim sesimi kısabiliyor. Halk için irade beyan edeceksiniz. _stedigin kadar konus istedigin kadar yaz. Engelleyen

terbiyesiz adam kimdir. Devlet bile bu asagılık duruma düsmedi. Devlet ile rakibiz. Birbirimizle gırtlak gırtlaga mücadele ediyoruz. Takip ettim devlet bile bana bunu uygulamadı. Bunun hesabını herkes verecek. Herkes özelestirisini verecek. Baska yolu yok. Rıza’dan Abbas’a, Cuma’ya kadar herkes hesabını verecek. Bu bir komplodur. Komplo içinde komplodur bu. Yunan komplosundan daha beter. Çünkü bu komplo içimizde. Bu komplonun açıga çıkartılması gerekir. Bu çok önemlidir. Özelestirilerini herkes bu temelde dogru dürüst verecek. Kimse bundan kaçamaz. Neden özelestiri saglam biçimde verilmiyor. Binlerce halkın çocugu dagda vuruldu, binlercesi yirmi yıldır hapislerde çürüyor. Siz gidip soracaksınız onlara. Gidip gırtlaklarına basacaksınız onların. Sorun bunun hesabını. Halk sana evladını veriyor. Sorusturmadaki yetkili de demisti. Sizinkiler dogru dürüst savasmasını bile bilmiyorlar diye. Benim adıma savasacaksan dogru dürüst savasacaksın. Benim adıma böyle savas olur mu? Madem savastıramıyorsun neden eline silahı veriyorsun. Bu ne kıvraklık. Sonra da lider geçiniyorlar. Bilmem ne yapıyorlar. madem savasamıyorsun madem demokrasi ve hukuktan anlamıyorsun o zaman ne hakla radyo, TV’yi ele geçiriyorsun. Kurumları ele geçirmisler. Namussuzluktur bu. Halka gidecektiniz. Bunu anlatacaktınız. Gençlere gidip, Apo’nun selamları var diyeceksiniz. Gidip halka yandaslarımıza söyleyecektiniz. Kurumlarınızı geri alın diyecektiniz. Halk kurumlarını ele geçirecek.

Biz bu kadar acıyı onların koltuk menfaatleri için mi çektik. _ktidar olacaklarmıs, milletvekili, belediye baskanları olacaklarmıs. Siz de hiç vicdan yok mu? _nsanlık bunu kabul eder mi? Bana saygısı olmayan benim adıma nasıl siyaset yapar. Bunun anlamı Apo ben senin ananı bilmem ne yapıyorum demektir. Biz bu kadar namussuz muyuz? Nasıl oluyor bu. Sizler çocuk gibi yaklasıyorsunuz. Bana Baskanım diyeceksiniz. Sonra da Benim burada söyledigim en ufak seyimin geregini yerine getirmeyeceksiniz. Baskanın bu kadar burada çile çekecek sen bilmem ne yapacaksın.

Onları Suriye’den beri besliyorum. Aslında ben onlara üzülmüyorum. Kendime üzülüyorum. Yirmi yıl onları besledim, büyüttüm. Benim adıma kan dökeceksin, Avrupa’da vergi toplayacaksın. Sonra da Baskan kösede kalsın biz kabul etmeyecegiz diyeceksin. Bu bir komplodur. Bu komployu kimlerle, kimin adına yaptılar. Devletler mi vardı isin içinde. Halkı arkanıza alıp müdahale edecektiniz. Siz bunları söylediginizde yanınıza az mı insan gelir. Benim adıma uygulamaya geçireceksiniz söylediklerimi. Bunun yolları var. Bu konuda her hafta bana rapor vereceksiniz. Politik ve zeki olacaksınız. Devlet bile beni engellemiyor. Savunma hakkı kutsaldır. Burada kendimi savunuyorum. Burada beni savunmanız gerekirdi. Savunmanın ne demek oldugunu siz iyi bilirsiniz. Beni kullanmak istediler. Bunu nasıl yaptılar. Devlet bile karısmıyor. Bunların yaptıgı tecrit içinde tecrittir. Beni burada imha etmek istediler. Hangi güç yaptırıyor bunu? Bu kallesliktir. Hakim bile savunmaya izin veriyor. Biz burada halkı savunmaya çalısıyoruz. Bunu bile engelliyorlar. Nasıl oluyor bunlar.

(sizi sadece manevi ve ruhani bir önder olarak ele alıyorlar) Ruhani lider olarak mı görüyorlar. Humeyni de ruhani liderdi. Hz. Muhammet de manevi liderdi. Ama onlara hala kimse saygısızlık yapmıyor. Ruhani lidere böyle saygısızlık yapılır mı? TV’de söylediler mi bunu? Niye söylemiyorlar açık açık. Eger yürekleri varsa açık açık bunu halkın önüne çıkıp söylerler. Çıksınlar açık açık Apo’yu istemiyoruz desinler. Ruhani lidermis. Ne demek bu. Nasıl oluyor bunlar. Bunların hepsi lümpen, serseri. Bunların eline silah verilemez. Bunlar komutanlık yapamazlar. Hiç begenmedikleri Devlet bile yüz kat onlardan daha ciddi. PKK adına kimse böyle yapamaz. Bu yapılan canavarlıktır. Bana karsı bunu yapan her seyi yapabilir. Bunlar beni örgütten de atabilirler. Apo’yu örgütten atabilirsiniz. Ama bunu açık yapın. TV, Radyoyu ele geçirmisler zaten. Madem beni örgütten atacaklar açık olarak çıkıp söylesinler. Halk adına siyaset yapıyorum. Halka karsı sorumlu olmazsa insan, burada iki gün dayanamaz intihar eder. Nasıl yapabiliyorsunuz bunu. Halkın parasını kullanıyorsunuz, önderligini kullanıyorsunuz. Komplocu bunlar. Böyle olmaz. Siyaset böyle yapılmaz. Siyaset açık yapılır. Bizim siyasetimiz sosyalisttir, demokrattır. Son nefesime kadar halkımı savunacagım. Gidip el koyacaktınız. Siz benim savunma avukatlarımsınız. Onların etkisine girmisseniz avukatlıgımı bırakacaktınız. Hem avukatım olup hem beni savunmayacaksanız olmaz böyle. Yoksa bu tarihi vebal üzerinize kalır. Dediklerimi uyguladım diyebilmelisiniz. Halk beni liderlikten atabilir. Halk seni atmıs dersiniz. Ben de bir kösede sessiz sakin dururum. Sabrederim. Ama iste görüyorsunuz öyle bir durum yok. Halk bana baglı. Bunlar kim oluyorlar. Halk her gün Biji Baskan diyor. Sen liderlik yapamazsın. Halkı kandırıp bir de halk adına liderlik yapmaya çalısıyorlar. Bir de özelestiriye gelmeyeceksin. Aslında ben kendime üzülüyorum. Bunca yıl bunları niye besledim. Birazdan size iki ilke söyleyecegim buna iliskin. Gidip oraya özelestiriyi dogru uygulatacaksınız onlara. Siz uygulatacaksınız. Neden gitmediniz? Devletle olan meselemi bir tarafa bırakıp bundan sonra bunlarla ugrasacagım. Bu kadar ucuz konusamazsınız diyeceksiniz. Gidip onlara söyleyeceksiniz yirmi dört saat doktorlar geliyorlar. Apo’nun saglıgı yerindedir diyeceksiniz. Görüyorsunuz saglıgım iyi. En degme psikologlar geliyorlar, inceliyorlar beni. İyisin diyorlar. Bana delilik raporu verilmedi. Savunmalarım var. Halk Baskan diyor. Savasçılar da beni kabul ediyorsa, ki ediyor. O zaman bunlar hesabını verecekler. Varsa birtakım çeteciler, bunlar hesabını verecek. Halkı bunlar aldatamaz. Tutarlı bir özelestiri verecekler. _lk defa bu topraklarda biz demokratlıgın sesini gür çıkaracagız. Gidin onlara deyin, Sizi onurlu demokratlar olarak görmek istiyorum. Bu süreçte tek yigitlik yapan namuslu ses Leyla oldu. Sizin yasınızda çocukları var. Sizinle ilgili seyi de var.

(Görev alması için ısrarcı olduk)

Görev almayabilir de. Ama siyasi mücadele yap diyorum. Legal demokratik alanda sözcülügümüzü yapsın diyorum. Onu kullanabilirler. Ben kendimi kullandırtmam. Remzi oraya geçti mi?

(Teyit etmek istiyorlar)

Ne demek. Remzi derhal Televizyonun basina geçecek. Özgür politika için de dürüst bagli biri gerekiyor. Bu konuda öneriniz var mi?

(Gazeteyi de Remzi yapabilir )

Yok. Özgür politikanın basına Remzi, uygun buldugu birini düsünsün. Önerisini bana getirirsiniz. Buradaki gazeteyi de düzenlemek lazım. Buradaki gazeteyi attım. Kim olabilir? Pınar Selek olabilir mi?

(olabilir)

kafası çalısan bir kadın. Pınar buradaki gazetenin genel yayın koordinatörü olsun. Kendi ekibini olustursun. Halkların kutsal demokrasisi için, kendi dedesinin demokrat gelenegini sürdürsün. Pınar’ın kitabını inceledim, isledigi tezlerin demokratik özüne göre hareket etsin. Kitabındaki tezleri uygulamazsa sahtekardır derim. Siz de yanında olacaksınız. Yardımcı olacaksınız. Demokratik çizgi basarıya ulasıncaya kadar denetlersiniz. Baska hangi dost kurumlar var. Tam çizgi oturtuluncaya kadar bu çalısmalarda destek olmalısınız. Biriniz Enstitü için görev alabilirsiniz. Tam çizgi oturuncaya kadar kendi aranızdan birini enstitü için görevlendirebilirsiniz. Bunlar hep hukuka göre, demokrasi üzerine bina ediyoruz. Hukukun gereklerini söylüyorum. Devlet de engellemez. Savunmalarım eksenindedir. Demokratik hukuk devleti çerçevesindedir. Dernek ve okullarımız var. Onlarla ilgilenmemiz gerekiyor. Gençlere haber vereceksiniz. selamımı ileteceksiniz. Demokratik hukuk çerçevesinde kurumlarımıza sahip çıkmamız gerekiyor. Pratik tedbir alın hemen. Dediklerimi derhal uygulayın. Bana haber getirin. Beni onurlu temsil edeceginize dair söz veriyor musunuz?

(Evet söz veriyoruz)

O zaman sorun yok. Buna uygun davranacaksınız. Demokratik Toplum Partisinin gelistirilmesinde (bir avukat arkadasımızın ismini söyleyerek) olabilir mi ? (olabilir)

O zaman (görevlendirilen avukat) benim sözcüm olacak. Kitle çalısmaları ile tabandan hareket edecek. Sen de benim vasimsin, yaptıgım tüm görevlendirmelerde onlara yardımcı olacaksın.

(Partinin çalısmaları için görevlendirilen arkadas) yanına birçok genci alsın, ekibini olustursun. (Görevlendirilen avukat) tabandan demokrasiyi gelistirecek. Hukuka ve demokrasiye uygun sekilde yapacaksınız. Avrupa’daki insiyatifi de alacaksınız. Oradaki kurumları da düzenlemek lazım. Biriniz ya da ikiniz gidersiniz. Oradaki halk bize baglıdır diyorsunuz. Oradaki kurumları da demokratik ilkeler çerçevesinde yeniden düzenlemek gerekiyor…..”

6.6.2004 tarihinde

“….Baska haberler var mı?

(Bazı sezdigim ve bazı arkadaslardan aldıgım bilgiye göre, sizin bu legal siyaset ile

ilgili projenize DEHAP Genel Merkezinin bir kısmının olumsuz baktıgı söyleniyor.) Eger benden katkı bekliyorlarsa benim katkım, projem budur. Bundan sonra da bir katkı bekleniyorsa bu projemi devam ettirecegim. Bak, Ceylanpınar’da 2000 oy farkı ile almıslar. Yani dogru bir proje olursa yüzde on besleri de alabilirler. Bu arkadaslar ne demek istiyorlar? Onların kazanması için biz katkı sunuyoruz. Büyük bir parti olması için demokratik bir güç. Zaten partinin ismini de söylemistim. Avukat arkadaslar bu projede köprü görevini yapacaklar. Avukatların bu projeye güçleri yeter mi yetmez mi?

(Orada ekip olarak arkadaslar azlar. Kendilerine avukat olarak yeni güç katmaları gerekiyor.) …”

21.7.2004 tarihinde

“….Türkiye’de Demokratik Toplum Partisi gelisecek. Sizden ricam gerçek bir demokrasi hareketi olusturun. Türkiye’deki yurtsever, demokrat çevreler var, onlarla birlikte ortak örgütlenme de olabilir.

(Ortak örgütlenmenin denendigi, ancak bu kosullarda gerçeklesme sansının olmadıgı söyleniyor. Daha çok Kürt orijinli parti gerekliligi oldugu söyleniyor.) Kürt orijinli, Kürt agırlık olabilir ama demokrat Türk arkadaslar da yer alabilir, esneklik payı bırakıyorum.

(Bu çerçevede bazı görüsmeler yaptık , DEHAP merkezindeki arkadaslarda hak edilmeyen agır elestiri alındıgına dair genel bir algılama var, bu nedenle görev almada genel bir isteksizlik oldugunu gözledik. Cezaevinden son çıkanlarla görüstük, onlarda da yine siyasi yasaklı oldukları gerekçesiyle görev alamayacaklarını söylüyorlar. Bizce siyasi yasak konusu hukuken tartısmalı bir konu. Ayrıca görev almama egiliminde olduklarını gözlemledik.)

DEHAP’lılar beni yanlıs anlıyorlar. Emekleri var ama yetmedi. Ben genel bakıyorum, tıkanıklık var, asılması gerekiyor. Cezaevinden son çıkanlar da bu çalısmada yer almalılar.

(Cezaevinden son çıkanlara yönelik özel bir mesajınız var mı?) Mesajım bellidir. Bu yeniden insa seyine katılacaklar ve bu hareket gümbür gümbür gelisecek. Herkes dört elle sarılmalı. (Demokratik siyaset alanında iki farklı yapıdan söz ediliyor. Grup veya anlayıs olarak ifade edebiliriz. Birisi Murat Bozlak ve bazı eski belediye baskanlarından olusan bir çevre, digeri de mevcut DEHAP yöneticileri. Her iki egilim de birbirleriyle çalısamayacaklarını söylüyorlar.)

Anlasılıyor, taraf, grup seylerini asmak lazım. Herkes görev almalı. Çizgi belli. Bize baglı olan binlerce genç var, cezaevinden çıkanlar var, kadınlar var. Herkes hızla görev almalı. Bu çerçevede Murat Bozlak’larla görüsürsünüz. Çizgi çerçevesinde katılanlar katılır, gelenler gelir, uzatılmasın. Sizler de benim adıma hareket edersiniz. Savunmalarımdan demokratik bir program çıkartırsınız. Tüzük vb. hazırlıkları yaparak bir an önce bu hareketi baslatmalısınız. Tabandan kitle bagı olanlarla çalısın, onları getirin. Demokratik Toplum Partisi _nsa Koordinasyonu kurulur, baglı olanlar, kitle temeli olan iliskilerle bu gelistirilir. 50-60 kisilik kurucular kurulu bölgeler temelinde kurulur, olusturulur.

(Daha önce üç bin veya bes bin sayıda bir delege olusturulmasından bahsetmistiniz.) Biçime takılmayın, pratiklesmeyi tartısın, esnek bırakıyorum. Önemli olan halka dayalı olarak gelismesidir. Özü budur, biçimi tartısın ve siz karar verin. Sizler bu çalısmaları yapar gelirsiniz, tartısırız…”

28.7.2004 tarihinde

“….Baska ne var? (Bölgede birçok panel yaptık. Halkın yogun selamları var.) Paneller demokratik toplum partisi ile mi ilgili? (Hayır, daha çok özgür yurttas hareketi ile ilgili.) 27 Simdi toplumcu demokratik harekete gelecegim. HEP, DEP ve HADEP’ten gelenlerin ve DEHAP’lıların demokratlıkla iliskileri varsa, politik iddiaları varsa, bu çalısmaya katılırlar, katkı sunarlar. Eger bunları yapmayacaksa gençlere çagrı yapacagım, onlara bu görevi verecegim. Savunmamda ideolojik zemin güçlü verildi. Buna paradigma dedik; ! köklü düsünce sistemidir. Düsünce gücü olmayanların eylem gücü olmaz. ……. Cezaevinden son çıkanların pozisyonu nasıl? Toplumcu demokratik harekete katkı sunmaları gerekiyor. Kavramaları gerekir. Savunmalarımdan yararlanmaları gerekir. HEP’ten, DEP’e ve HADEP’e kadar, Ahmet Türk’ten Tuncer’e kadar toplumcu demokratik hareket içinde yer almalılar. Siz de bu harekete katkı sunarsınız. Yoksa tarihi vebal altında kalırsınız. Paneller seminerler devam etmeli. Edirne’den Hakkari’ye kadar çalısma yürütmeliler. Az önce söyledigim öze sahip olurlar. Simdi hareket olarak gelisir, önümüzdeki aylarda da partilesirler. Kuruculara her kesimden katılım olur. Mesajlarımı dogru aktarmalısınız…”

11.8.2004 tarihinde

“…Hızla önemli noktaları aktarın . (Temel gündem maddelerimiz söyle; yeni olusuma iliskin tartısma ve çalısmalardan bahsetmek istiyoruz. Bu kapsamda Dehap’ın durumu, belediyeler ve Cezaevinden son çıkanların durumuna iliskin ayrıntılı bazı bilgiler vermek istiyoruz. Ayrıca Rıza ve Karasu’nun bilgilendirme notları var. Büroya iliskin özelestiri toplantısı yapıldı, sonuçlarını aktarmak istiyoruz)

En önemli gündem maddeleri bunlar mı? Hızla aktarabilirsiniz ama ben 15 Agustos mesajımı devam ettirmek istiyorum. Onu tamamlamam gerekir. Peki o zaman hızla aktarın.

(Yaptıgımız görüsmelerde söyle bir tablo çıkıyor. Genel olarak bir siyasal boslugun varlıgından söz ediliyor. Dehap’ın belirsiz bir durumu var. Yasal olarak kongrelerini yapmak zorundalar, _llerde de atama çalısmaları yapıyorlar. Ancak söyle bir kaygıları var; bir taraftan yeni parti çalısması var. Atama ve kongre çalısmalarının yeni çalısmaya bir direnç olarak algılanmasından kaygılanıyorlar. Ayrıca belediyeler konusu belirsizligini koruyor. Belediyelerin Dehap’a geçmesi kararlastırılmıstı ancak bunun size sunulmadan da, uygulamak istemiyorlar)

DEHAP’in kapatılma durumu var zaten. Sanırım kapatılma ihtimali yüksek. (Dava son asamasına geldi. Kapatılacagına yönelik yaygın kanaat var) Kapatılma durumu konusuluyorken kongresini yapması gerekli midir?

(Yasal zorunluluk var)

O zaman sekli bir kongre yaparlar. Belediyeler de simdilik böyle kalabilirler. (Cezaevinden son çıkan arkadaslarla görüsmelerimiz oldu. Öncelikle siyasi yasaklı olduklarını düsünüyorlar. Bu konuda daha önceki aktarımımızın dogru olmadıgını belirttiler. Bunu da düzeltmek istiyoruz)

Gazetede okudum, kurucu olabilecekleri belirtiliyordu.

(Uzman hukukçularla görüstüklerini, kendileriyle ilgili siyasi yasak konusunun net oldugunu söylüyorlar. Bu nedenle yeni parti çalısmasında yer alamayacaklarını belirtiyorlar. Ayrıca kendilerine iliskin olarak diplomatik çalısmalar ve sivil toplum örgütleriyle görüsmelere dayalı yogun bir program yaptıklarını, Avrupa’ya yönelik olarak da ayrı bir programlarının oldugunu belirtiyorlar. Cezaevinden yeni çıktıklarını, toplumu ve parti içi sorunları da, diger çevreleri de anlamak istediklerini, sorunları daha yakından görmek istediklerini, bunun için de biraz zamana ihtiyaç duyduklarını, bu çerçevede gündeme gelen yeni olusumun yeterince tartısılmadıgını, bu yüzden erken basladıgını da belirtiyorlar)

Bu düsündükleri ile yeni olusum birbirine paralel, birbirini bütünleyen seyler. Hepinizin anlama sorunu var. Burada önemli seyler söyledim,çerçeve çizdim, ama anlamamakta ısrar ediyorsunuz. Ben ögretmeye çalıstım,yüzde yüz beni bosa çıkarıyorsunuz. Böyle olunca da halk içinde bir umut olamıyorsunuz. Saygısızlık derecesine vardırdınız. Ama sallana miting yapıyorsunuz, halkın karsısına çıkıyorsunuz; halk sizi bagrına basıyor. Önderim diye ortaya çıkıyorsunuz, o zaman liderligin gereklerini yerine getireceksiniz.O zaman bu sorumlulugun gereklerini yapın. Bunu anlamamak örümcek kafalılıktır. Tartısılmadıgını söylüyorlar, o zaman tartıssınlar. Engel mi var? Sasırtıcı.Siz nasıl yasıyorsunuz? Hepinize söylüyorum: Gidin tartısın; eskilerle tartısın, yenilerle tartısın…”

15.9.2004 tarihinde

“…Yeni olusum çalısmalarına iliskin bilgi vermek istiyoruz. Çalısmalar belli bir olgunluga ulastı. Ama sonuçlandırmanın önünde bazı sorunlar var. DEPli arkadaslardan ikisi çalısmalara katıldılar. Diger iki arkadasın ise çalısmaya iliskin bazı kaygı ve elestirilerinin oldugunu belirtiyorlar. Bu çerçevede çalısmanın dar kaldıgını, sonuç alıcı olmayacagını, bu nedenle biraz zamana ihtiyaç duyduklarını, tartısmak istediklerini ifade ediyorlar. Bize göre ise, bu asamadan sonra daha fazla gecikmenin bazı sakıncaları var.)

Hatip katılıyorsa yeterlidir. Görüsün, fazla uzatmasınlar. Çalısmayı baslatın. Fazla uzatmayın. Yerel konferanslardan kongreye dogru gidersiniz. Demokratik katılımı esas almak gerekir. Demokratik tarzda ve topluma dayalı olarak gelismelidir. Leyla’dan mektup aldım. Ona cevabi bir mektup yazdım. _dare birkaç gün içinde verilecegini söyledi. Orada da belirttim. Demokratik Toplum Partisi, tüm Türkiye’nin partisi olur. Bu önemli bir çalısmadır. Kürtler, Türkler, azınlıklar girebilir. Ama seksiyon tarzı örgütlenme de olabilir. Bu Boockhin’de de var. Ege’de, Karadeniz’de ayrı seksiyonlar olabilir. Demokratik toplum hareketi toplum odaklı, demokrasi hedefli gelistirilir. Leyla’ları da çagırın. Size iletmemi istedi deyin. Onu da davet ediyorum. _kisinin katılması iyi olmus. Sanırım katkıları oluyor. Hatip’i daha önce de söylemistim. Sanırım çalısmak istiyor, ön planda olabilir. Bu isler için Hatip uygundur. Leyla da yardımcısı olsun. Benim savunmalarıma dayalı bir program gelisir. Daha sonra bu konuyu tekrar degerlendiririz.

Bu çizgiyi Özgür Politika ve diger yayınlar iyi vermeli. Bu gerçekler temelinde çizgilerini degistirsinler. Bu çizgiyi hayata geçirmeleri gerekiyor...”

29.9.2004 tarihinde

“…Türkiye seyine geliyorum. Daha önce yerelde konferanslarla ise baslasınlar demistim. Ama üç belge önerecegim onları bitirdikten sonra konferanslara baslasınlar. Birincisi program taslagıdır. _kincisi bundan daha uzun olur 150-200 sayfa kadar olur buda program gerekçesidir. Üçüncüsü tüzük taslagı olur. Bunları hazırlayıp sonra yerelde çalısmaları baslatsınlar. Bu belgeleri hazırlamada benim “Bir Halkı Savunmak” adlı savunmamdan yararlansınlar. Tamamen kongre modelini esas alsınlar. Hukuki ve yasal bir çalısma olacak. Bu konuda Bookchin’in “Kentsiz Kentlesme” eserinden ve Kemal Dervis’in çalısmaları vardı bunlardan da yararlanabilirler. Bu parti de es baskanlık gibi bir kurum da olabilir. Bütün Türkiye’ye yayılacak. Türkiyelilesecek bu parti. Özgür partinin kongresini yapıp ismini Özgürlük ve Demokrasi Partisi olarak degistirebilirler, bununla devam edebilirler. Bu da bir seçenektir…”

20.10.2004 tarihinde

“….Evet simdi sizin demokratik çalısmanıza gelelim. Program, tüzük çalısmalarına basladınız mı? (Hayır. Bu tartısmaları genis koordinasyon kurulu olustuktan sonra baslatmanın daha dogru olacagını düsündük.) Tabii, genis koordinasyonla olmalı. Öncelikle bir program gerekçesi hazırlanabilir. Savunmamda vardı. Savunmam size destektir. Yasaklanmaması da bu açıdan önemlidir. _lgili bölümlerden yararlanabilirsiniz.

Es baskanlık modelini dogru buluyorum.

. Es baskanlık için Pınar’ın kosulları uygun olsaydı, olabilir miydi. Ona Türkiye’nin Behice Boran’ı olmaya hazır mısın dersiniz. (Çalıstıgı alanda bazı zorlanmalar yasadıgını, bazı sorunların oldugunu belirtiyordu. Bunları aktarmamızı da istiyordu.) Zorlanıyor öyle mi? Aktardıklarını haftaya alırım. Es baskanlıkta Hatip’le birlikte Türkiyeli bir kadın olabilir. Baglar belediye baskanı da olabilir. Biri Çanakkale’den digeri Diyarbakır’dan. Güzel olur. _stiyorsa önerimdir. Hatip’e selamlarımı söyleyin. Hatip bu gibi önerileri tartıssın…”

27.10.2004 tarihinde

“…Yeni parti çalısmasına iliskin bazı aktarımlarımız olacak. Öncelikle Cuma günkü açıklamayı izleyebildiniz mi?)

Bu proje tutacak.

(Açıklamadan sonra bir toplantı yapıldı. Ahmet Türk ve Murat Bozlak sizin özellikle

geçen hafta es baskanlık için önerdiginizin isimlere, yeni çalısmanın ve kendilerinin katılımının gelecegi açısından dogru bulmadıklarını, bu konuda öneri olarak isimleri halk belirleyecek biçiminde bir düsünce belirtmenizin daha dogru olacagını ilettiler. Ayrıca sadece geçen hafta degil, ondan önceki görüsmelerde de yeni çalısmanın sorumlulugunu tasıyacak isim (Hatip Dicle) konusunda yaptıgınız degerlendirmenin de bu çerçevede degistirilmesinin dogru olacagını belirttiler.) İsim mühim degil. Bu parti tüm Türkiye’nin partisidir. Es baskanlık modelini bunun için önermistim. Tamam, anlasıldı. Ben bütün isimleri geri çekiyorum. _simleri halk seçecek. Herkes de buna saygı duyacak.

(Sizin geçmiste önerdiginiz sorumlu ismin, görüsmeye gelen bazı avukatların yönlendirmesi sonucu oldugunu düsünenler var)

İsimleri geri aldım, ama ilkelerimde çok ciddiyim. Asla vazgeçmem. Kimseye de zorla dayatmam. Madem sizi yönlendirici olarak görüyorlar, iste aranızda Diyarbakır’dan gelen bir arkadas var. O söylediklerime tanıktır. Hem mektup gönderiyorlar, isim ve öneri istiyorlar, hem de isim kabul etmiyoruz diyorlar. Tamam, kabul ediyorum, bundan sonra da hiçbir isim önermeyecegim. Ama hiç kimsenin ahbap çavuslarını oraya doldurmasına da izin vermem. Bana isim ve klik seyini getirmesinler. Klikleri, grupçukları da kabul etmem.

İyi bir program, taslak çıkarılır. Demokratik Toplum ismi de kullanılabilir. Kendi görüsümü de dokuz sayfalık mektup yazdım. Yönetime dün verdim. Bilemiyorum, devlet dogru bulursa verir. Dördünün de ismine yazdım. Siz de okuyun. Yerel konferanslar baslar. Alttan üste dogru halk isteyecek, halk seçecek. Tabandan emekçiler yükselecek. Delegeler belirlenecek. Kim demokratik çizgiyi özümser, benimserse yer alır. Tarihi bir süreçtir. Kim seçilirse seçilir. Onlar da sonuçlarına saygılı olur, ben de saygılı olurum.

(Bazı arkadasların, görüsme notlarının özellikle isimlerin de yer aldıgı bütün ayrıntısıyla yayınlanmasının- son haftada görüldügü gibi- çesitli sorunlara yol açtıgı, ayrıca sizi de dönem dönem zor duruma düsürdügü yönünde bir mesajları vardı. Bu konunun size aktarılarak sizin bu konudaki görüsünüzün sorulmasını istiyorlardı)

Bu konuda sorumlu olan sizlersiniz. Mesela bu hafta üçünüz geldiniz, siz düzenlersiniz. Basına ayrı diger yerlere de ayrı düzenler gönderirsiniz. Beni kamuoyunda zor durumda bırakmayacak seyler yapın. Bu düzenlemelerden siz sorumlusunuz. (Görüsme notlarının bütünüyle oldugu gibi yayınlandıgından haberiniz var mıydı?) Hayır, haberim yoktu. (Bu konuyla Fuat arkadas İlgileniyordu. Bu konuda özen gösteriyordu. Görüsme notlarının tümüyle yayınlanmaması bazı sorunlara yol açmıstı. Tecrit,sansür gibi...) Hayır, ben her yere ayrı mektup gönderin diyordum. Basın açıklamalarını siz düzenleyin demistim. Bu yöntem uygulanmazsa sorumlu olan sizlersiniz. Beni kamuoyunda güç duruma düsürecek basın açıklamalarından -bu görüse üçünüz geldiginiz için- bundan sonra siz sorumlusunuz. Sanırım bu anlasıldı…”

10.11.2004 tarihinde

“…(Cezaevlerinde son yasal degisikliklerle 1500’e yakın kisi çıkacak, bir kısmı oldu denebilir.)

1500 kisi mi çıkıyor? Önemlidir bunlar, demokratik toplum hareketinin içinde yer alabilirler. Herkese selamlarımı söyleyin…”

2.12.2004 tarihinde

“…(Diyarbakır’dan avukat arkadas, “Yeni TCK ile birlikte yaklasık iki bin kisi cezaevinden çıktı. Bunlara iliskin herhangi bir proje yok. Ayrıca ana davadan çıkanlar resmen siyaset yapabilecekler, yasal engel kalktı. Ancak size baglı olan kadrolar tasfiye ediliyor, atıl durumdalar” dedi.)

_ki bin civarında çıkan var. Hepsinin demokratik toplum hareketine katılması gerekir. Bazılarının maddi sorunları var sanıyorum. Buradaki partinin olanakları var, maddi destek sunabilir. Çıkanlar bir araya gelmeliler. Demokratik toplum hareketinde yer almaları onların boyun borcudur. DTH legal yasal bir harekettir. Yasal sorunları olmayanlar resmen kurulus sürecine de katılırlar. Yasal haklarıdır. Küçük hesaplara girmeden, dogru çalısma ile yer almalılar. Onları görev almaya çagırıyorum. Herkes çalıssın. Kim engelliyor, kim pratiklestirmiyor? Sözlerim ortada. Ben toplumsal bir hareketin sorumlusuyum, vurun kırın demiyorum. Hak, adalet bizden sorulur. Devlet engel olmuyor. Peki, bunları engelleyen kim? Bunları bana getireceksiniz. Kendilerinin yaratıcı olması gerekiyor. Devletten korkmanıza gerek yok, zaten engel de olmuyor. Yüzünüz ak, ortada büyük fedakarlıklar var. Topluma borcumuz var; en büyük vatanseverlik, hak, adalet bizden sorulur. DTH’ne katılmaya ekmek su kadar ihtiyaçları var. Kahramanca direndiler, neden yetersiz kalıyorlar? Çalısmanın önünde bir engel yok, bizim adımıza kim engel oluyor?

(Bana göre hareketten kaynaklı.)

Duymak istemedigim bu sözleri kimse bize söylemesin. Ne diye böyle sikayet ediyorsunuz? Öfkeleniyorum.

(Cezaevi çıkıslıların yasadıkları sorunun harekette yasananlarla baglantılı oldugunu düsünüyorum ve bu alana yansıması olarak görüyorum. Ancak son süreçte bir toparlanma yasanıyor. Cezaevi çıkıslılar bir konferans da düzenlediler. Kararlasma ve sürece daha aktif katılım kararları var. Özelestirisel bir yaklasım da gösterildi.) ….. “… (DTH 14 kisiden olusan koordinasyonla çalısmalarını yerellerde konferans ve halk toplantıları ile baslatacak. Aralık ayının 23’ünden itibaren bu toplantıların yapılması planlandı.)

Daha önce belirttigim üç belgeyi hazırladınız mı?

(Hayır, yerel toplantılar sonrasında bu çalısmaların baslatılması uygun görülüyor.)

Tam tersine, bu belgeler çerçevesinde tartısmaları gelistirmelisiniz. Program ilkelerine iliskin maddeler söylemistim. Bir Halkı Savunmak kitabında da çerçeveyi verdim. Program gerekçesi olarak alınabilir. Bu belgeler iki üç haftada hazırlanabilir. Taslaktır. Parti hareketine aydınlar, genis kesimler katılmalılar. Bu konuda Kentsiz Kentlesme, Toplumu Yeniden Kurmak adlı kitaplardan da yararlanabilirsiniz. Bu iki kitabı okuyun. Yararlanabilirsiniz. Benim temsil ettigim dünya görüsü Wallerstein ve Bookchin’in düsüncelerine yakındır. Yakınlıklarımız var, ancak onları da asıyor. Daha ilk savunmamda bunları dile getirdim. O zaman bu yazarları da okumadan önce bunları söylemistim. Bu bir okuldur. ….. Sordum, gönderildigini söylüyorlar. Orada genis açmıstım. Neyse, özünü burada veriyorum. Verdigim altı madde çerçevesinde program gerekçesi açılarak yazılır. Tüzük taslagında es baskanlık düzenlenir. Es baskanlıgı bütün kurumlarda her düzeyde düsünsünler. Bütün alanlarda uygulanabilir. Anlamlıdır, iyi bir ilkedir. Esnek bir partilesme olmalı, katı merkeziyetçi olmamalı. Genis bir parti meclisi, genis baskanlık kurulu olusturulur. Baskanlık kurulu yarı yarıya ya da üçte bir kadın olur. Yarı yarıya olabilir. Bir de komisyonlar olusturulur. Sayısı 10–20 arası olabilir. Komisyonlar baskanlıga baglı çalısır. Baskanlar kurulu arastırma ve teorik çalısmalar yürütür. Parti yürütme kurulu, yani icra kurulu olusturulur. Bunlar da pratik çalısmalar yapar. Sekreterlige baglıdır.

Yürütme organına baglı 20-30 kisiden olusan bürolar seklinde kadın, isçi, yardım, daha önce belirttigim bürolar olusturulur. Politikanın yerel oldugunu anlamalıyız. Bu benim icadım da degil. Politika ilke olarak yereldir. Murat Yetkin’in bir yazısında okudum. O da bunu belirtiyor. Simdi politika yereldir ilkesinin ayaklarını öneriyorum. Dört biçim sayıyorum: Köy yereli, kasaba yereli, kent yereli, büyük kentlerde ise mahalleler yereli. Ben buna özgür yurttas meclisi diyorum. Bunlar bir nevi taban örgütlenmesidir. Bu meclisler yetkili ve politikanın sahibi sayılırlar. Delegelerini seçerler. Bu delegeler yerelden bölgesel koordinasyona ve buradan baslayarak merkezi koordinasyona kadar dikey olarak olusur. Bu yasal, demokratik bir modeldir. Bir de her konuya özgü sivil toplum örgütleri olusturulur.

Bu model Avrupa tarzı bir parti modelidir. Yesiller de bu modeli biraz uygulamaya çalısıyor. Yeni dönem demokratik parti taslagı hazırlanır. Bir Halkı Savunmak adlı kitabım taslak gerekçesi olarak alınır, islenir. Üç ana belge temelinde yerel konferanslar, toplantılar yapılır. Kongreye bes bin delege ile gidilir. Baskan önermiyorum. Su anda bu böyle. Simdi bunları konusmaya gerek de yok. Net konusuyorum. Siz de anlamalısınız. Belirttigim model devlet düsmanlıgı yapmaz, 35 devleti de hedeflemez; ancak devletin borazanı da degildir. Bu yeni model partilesme Türkiye’yi ileriye tasıyabilir. Sag ve sol sekterler bunu gerçeklestiremezler. Pratikleri ile bu netlesmistir. Su ana kadar ki partilesmeler yozlasmıs partilerdir, oligarsiye hizmet eden partilerdir.

Gençleri, cezaevinden çıkanları, halkımızı, aydınları DTH’ne katılmaya çagırıyorum. Binlerce kisi var, herkesi katın…”

5.1.2005 tarihinde

“…DTH’ne selamlarımı iletirsiniz. Es baskanlık modelini daha önce de söylemistim. Es baskanlık sistemi gelistirilmeli. Önerilerimi iletebilirsiniz. _llegalite olmayacak, sonuna kadar açıklık olmalı. M. Kemal’in 1920’lerdeki cumhuriyetçiligine verecegimiz en iyi yanıt, cumhuriyetin demokratiklestirilmesidir. En iyi yurttaslıgı ben yapıyorum. Sonuna kadar yasal vatandaslık hakkımı kullanacagım.

(DEHAP yasal zorunluluktan dolayı kongrelerini 13 Ocakta yapacagını, kongre yapmalarının yasal zorunluluktan kaynaklandıgını, ancak farklı anlasıldıgını, böyle bir durumun olmadıgını, DTH’ne destek verdiklerini belirtiyorlar.)

Yasal nedenlerdendir, degil mi?

(Evet.)

Tamam, kongrelerini yapacaklar. Bu harekete katılsınlar. Anayasa mahkemesi DEHAP’ı kapatırsa kapatır.

Sabri ne zaman çıkıyor?

(Subatın basında çıkıyor.)

Çıktıgında saga sola gitmesine gerek yok. Bu harekete fiili sözcüm olarak katılsın. Bu arkadas benim adıma fiilen Demokratik Toplum Hareketi içinde rolünü oynasın. Kendine bir ekip olusturur. Sizden biri de onunla beraber yasal temsilci olarak çalısır…” ….

“…Baska neler var?

(DTH toplantılarına basladı. Diyarbakır’da halk ile yapılan toplantının olgun geçtigini, sizin sahsınızda halkın projeye baglı oldugunu, güven duydugunu belirtiyorlar.) İstenilen düzeyde gidiyor mu? Saglıklı isliyor mu? (Çok istenilen düzeyde olmasa da, pratik sorunlar olmakla birlikte, asılmaya çalısılıyor.)…”

19.01.2005 tarihinde

“…Alttan yönetim olusturulur. Birçok sivil toplum örgütü temsilcisi de katılır. Yesiller örnegi var. Üç binin üzerinde sivil toplum kurulusunun temsilcisi var içinde. Tartısmalarınızı sürdürün, en uygun biçimde partilesin. Eski tip partilesme olmayacak, alternatif bir olusumdur. Azınlık temsilcileri de olmalı. Ermeniler ve Araplar da girebilir. Partilesmenizi Türkiye’de Avrupa müktesebatına uygun biçimde gelistirin. Selamlarımı söyleyin. Demokratik örgütlenme temelinde kurumlasmalısınız. Bu önemli…”

23.2.2005 tarihinde

“…Sabri çıktı mı?

(Üç gün süre verdiler askere aldılar.)

Hemen mi aldılar ne kadar kalacak?

(Askerlik 15 ay sürüyor.)

Bir sey söyleyemiyorum hassas bir mesele. DTH’nin çalısmaları nasıl gidiyor?

( 5 ilde toplantı yaptılar.)

Çok agır niye bu kadar agır gidiyor? Çalısmak isteyenler yok mu?

(Tabanda çok çalısmak isteyen var. Tepede biraz kilitlenme yasanıyor. Agır gidisten

dolayı halkta da kaygılar var.)

Tepede kilitlenme dogru degil. Bunlar asılmalı, bu sürecin hızla gelistirilmesini istiyorum. Bu süreçte hızla olmalı, gerekirse siz benim adıma gider sorarsınız…”

16.3.2005 tarihinde

“…Tamam. Newroz’a giderken bir af seyi olabilir. Baska aktaracagınız?

(DTH’nden bir bilgi var. Çok acele etmek istemediklerini, eski hataları tekrar etmek istemediklerini, yine yerellerde çok kırgınlıgın oldugunu belirtiyorlar.)

Bunlar problem olmaz, asılır. Yeni mi uyanıyor bunlar? Altı yıllık mücadele var. Yapmasınlar bunu. _pi digerlerinin, ilkel milliyetçiligin eline vermek istiyorlar. En önemli uyarım su olacak: Kürt halkını üst düzeyde emperyalist bir planlama dahilinde ilkel milliyetçiligin eline vermek istiyorlar. Kürt halkı küresel düzeyde bir planlama ile esir bırakılmak isteniyor. Irak’taki olusumun eline verilmek isteniyor. _ste bu kaçan hainleri de biliyorsunuz. Sözde para var, kadınları da kullandılar. ….. (Osman Baydemir’in üçüncü ses de muhatap alınsın diye hükümete bir çagrısı oldu.) _yi. Tekrar belirtiyorum. Mese Agacını Koruma Derneginden Dicle-Fırat dernegine kadar birçok dernek kurulur. Bunlarda DTH’ne katılır. DTH de tutarlı ve ciddi olsunlar.

Aceleci olun demiyorum ama tarihi rollerini oynasınlar. Engelleyen olursa üstüne gidecegim…”

27.4.2005 tarihinde

DTH çalısmalarınız nasıl? Basında Celal Dogan’ın DTH’yla ortaklasabilecegine dair bir haber okudum.

(Evet, Leyla’ların kendisiyle diyalogları var, ortak paydalarda bulusulmaya çalısıldıgı

belirtiliyor. C. Dogan’ın da DTH ilkelerine yakın bir partilesme programı öngördügünü, bir toplumsal barıs projesi olarak bu ortaklasmayı önemsedigini, bu çerçevedeki diyalogun devam ettigini ifade ediyorlar.)

Olabilir. Bu diyalog olumlu. Deniz Gezmis’in arkadasıydı. Bu konuları bilen birisidir. Sonuna kadar birlikte hareket edilebilecek biridir. Türkiye’nin buna ihtiyacı var. Toplumsal barıs projesi olarak öngörmesini önemli buluyorum. Bu projenin önü açıktır. Barıs için bu gereklidir denebilir. Bunu önemsiyorum. Güçlerin birlestirilmesi demokrasiye kazandırır.

DTH projesi kapsamlı bir proje. Zaten bir çok ilkeyi vermistim.

(Proje kapsamlı, ancak bu projeyi hayata geçirmede aktörler yetersiz kalıyorlar. Mevcut haliyle Türkiye’ye açılım pratiklesemiyor. Kürtlerin tümünü de kapsayamıyor.) Aktörlerin yetersizliklerini biliyorum. Bu harekette yer alanları yeniden düsünmeye çagırıyorum. Bu çerçeveye girmeyenlere engel olunur, ikinci plana düserler. Canı gönülden katılanlar gereklerini yerine getirmeliler. Politika asktır. Demokratik politikaya ask düzeyinde baglı olanları göreve çagırıyorum. Öfkeliyim, kavga etmek istemiyorum.

(Bu konuda bir bilgilendirme notu var. Bazı ittifaklar ve yeni katılımların saglanması için resmi kurulusun geciktirilmesi önerisi var. Bu konuda görüsünüz alınmak isteniyor.)

Uzatılabilir, olabilir. Zaman var. Basında bol bol isleyin. Makaleler yazın. Zaman sorun degil. …

(Son dönemlerde AB Elçilerinin de içinde oldugu hem uluslararası hem de ulusal bir konsept çerçevesinde Öcalansız çözüm dillendiriliyor. Bu çerçevede çesitli çevrelerin açıklamaları da oldu, bunlar basına da yansıdı.)

Radyodan izliyorum. Avrupa bes yüz yıllık sömürge aygıtını kurtarmak istiyor. Kesinlikle kabul edilemez. Çok güçlü karsı çıkılmalı. Reddedenler reddedilirler. Çünkü bu sadece benim ya da PKK’nin reddi degil, halkın umutları ve degerlerinin reddidir. Halkın acı, gözyası ve emegine sahip çıkacagız. Bununla oynanamaz. Bu oyuna gelenler kendileri tasfiye olurlar. Protesto ediyorum. Avrupa demokratik uzlasıya gelmek zorunda.

Seklinde beyanlarda bulunmustur. (Ek-1)


B- SÖZ KONUSU BEYANLARIN DEĞERLENDİRİLMESİNDE;

Terör örgütü PKK’nın lideri Abdullah Öcalan’ın emirleri ile adı, kurucuları ve genel baskanı hatta esbaskanlık sistemi de dahil olmak üzere DEMOKRAT_K TOPLUM PARTİSİ (DTP) nin kurulmasından çok önceden sekillendirildigi, kurulus çalısmalarının tamamen Öcalan’ın direktifleri dogrultusunda gelisip sonuçlandırıldıgı açıkça ortaya çıkmaktadır. Nitekim 23 Ekim 2004 tarihli Vatan Gazetesi ve 26 Ekim 2004 tarihli Star Gazetesi’nde bu durum tüm açıklıgı ile haber haline getirilmistir.(Ek-

Böylece DEHAP için açılmıs olan temelli kapatılma davasının sonuçlarından ve hatta kapatılma davası tarihinden sonra gelisen ve söz konusu partinin Anayasa’nın 68 nci maddesinin 4 ncü maddesine aykırı eylemlerin odagı haline gelmesini saglayacak nitelikteki gelisme ve olayların sorumlulugundan kaçırılması imkanı saglanmak istenmistir.

Siyasi partilerin demokratik siyasi yasamın vazgeçilmez unsurları oldugu tartısmasızdır. Ancak terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı gibi davranan DEHAP’ın eylemlerinin ulastıgı yogunlugu dikkate alarak yine PKK ve elebasısı Öcalan’ın emir ve talimatları ile yeni parti kurulması yoluna gitmek, ulusal ve uluslararası hukuk düzenlerinde öngörülen “siyasi parti” kavramı ile ilgisi olmayan, demokratik siyasal hayat içerisinde izah edilemeyecek bir durumdur. Hele aldıkları talimat dogrultusunda DEHAP’ı DTP’ye katılmak üzere kapatan siyasi partililerin zaman geçirmeden DTP bünyesinde çalısmalara baslamaları dünya siyaset tarihi yönünden ele alınıp, bagımsızlık, demokratiklik ve hatta etik yönden dahi incelenmesi gereken bir sonuçtur. Cezaevinde bulunan bir terör örgütü liderinden aldıkları talimatların geregini harfiyen yaparak siyasi parti (DEHAP) kapatıp, yeni bir siyasi parti (DTP) kuran kisilerin terör örgütü ve liderine ne derece baglı olduklarını kuskuya yer vermeyecek biçimde ortaya çıkarmıstır.


Abdullah Öcalan aynı görüsmelerde terör örgütü PKK üzerinde de etkinligini devam ettirmis, daha dogru bir anlatımla terör örgütünü verdigi talimatlarla yönetmeye devam etmistir. Hatta talimatları kimi zaman örgütün kadrosunu tehdit etme seklinde gerçeklesmistir. Geçekten Öcalan 19 Mayıs 2004 tarihli görüsmede örgütün yönetici kadrolarına talimatlar vermis, istediklerinin yapılmaması olasılıgına karsı da ilgilileri tehdit etmekten geri durmamıstır. Tüm bu bahsi geçen görüsmelerde geçen talimatların ne kadar etkili oldugu zaman içinde gözlenebilmistir. Teröristbasının hem terör örgütünü, hem de Demokratik Toplum Partisini (öncesinde (DEHAP’ı) talimatları ile yönetip, yönlendirdigi kuskuya yer vermeyecek biçimde ortaya çıkmıstır.

16.07.2004 tarihli “HÜRR_YET” Gazetesi’nin 1. sahifesinde mansetten “Örgütte hortum zabıtları” baslıgı ile terör örgütü PKK/KADEK/KONGRA-GEL’ in eski Avrupa sorumlusu Rıza ALTUN’un savunması adı altında yayımlanan haberde yer alan;

“ …Osman’ın seçimlere müdahalesi kaosu derinlestirdi. Güneydogu’daki eski Belediye Baskanı gibi rant gücünü ellerine geçirenlerin müdahalesiyle ortam gerginlesti. Özgür Parti ve DEHAP’ın yönetimleri adayları belirledi. Diyarbakır basta, birkaç yeri bos bırakıp getirdiler. Siyasi parti genel baskanı, yardımcısı Osman Özçelik, Muzaffer (Simdiki Avrupa Sorumlusu), Mizgin (Kadın Kolları Baskanı), Ferda biraraya gelerek tartıstık, birkaç bos yeri doldurup ülkeye gönderdik…..

Örnegin yasal partinin (DEHAP) daha önceki seçimlerde (3 Kasım) para ihtiyacını da o sahanın içinden sagladık. Bu sırada _rfan Güler tam bir provakasyon çevirdi. Avukatlara, ‘Basınızın çaresine bakın’ dedi. Nitekim hukuk bürosunun bir aylık parasını Türkiye örgütleyemeyince bulup gönderdik…. Eski Belediye Baskanı’nın kendinin itiraf ettigi yolsuzlukları sadece milyonlarca mark degerinde. _halelerden alınan 4-5 milyon mark bellidir. ‘1.5 milyonu harcandı, gerisi bendedir’ diye beyanları vardır. _hale verdigi kisilerden 12 villa almıstır. Kurdugu bir sirket var, tüm sermayesini bu kaynaklardan saglamıstır. Birçok yerde belediyeye ait arsaları satmıstır. Bütün bunları kendisi bizzat söyleyip kabul etmektedir. Tüm bunlardan dolayı DEHAP kitlesi onu istemiyordu. Onun durumuna düsmeyecek birini bulmada, Osman dahil, hepimiz aynı fikrirdeydik. Osman dagdayken, ‘Seçilmeyecekse elindeki parayı almak lazım. Bize yollayın, seçtiririz, havası yaratıp elindeki paraları alalım’ demisti. Onları irtibatlandırdık. Kopus sürecinde bu iliski daha da derinlesti...”

Seklindeki ifadelerle ilgili söz konusu tarihte faaliyette olan ve daha sonra DTP ile Öcalan’dan aldıgı talimat dogrultusunda birlesen DEHAP tarafından hiçbir açıklama veya yalanlama gündeme getirilmedigi gibi, haberde bahsi geçen belediye baskanları dahi hiçbir yalanlama yapamamıslardır. Yayımlandıgı gazete, haberin yeri ve içeriginde geçen atıfların son derece ciddi nitelikte olması nazara alındıgında parti tarafından söz konusu habere bir tepki verilmemesi olgusu dahi “DEHAP’ın ve sonrasında DTP.nin terör örgütünün kontrol ve güdümünde faaliyet gösterdigini kanıtlamaya yeterlidir. Nitekim sonraki tarihlerde DTP bünyesine katılan ve halen görevde olan belediye baskanlarının eylemleri, PKK tarafından atanmaları konusunda kuskuya yer vermeyecek boyutlarda ortaya çıkmıstır.” Bu durumda Anayasa ve yasaların öngördügü demokratik, hukuka saygılı bir siyasi partiden bahsetmek imkansızdır. .(Ek-3)

DTP’nin terör örgütü PKK ile baglantısını kanıtlayan bir olay da Demokratik Toplum Partisi’nin kurulusu asamasında gerçeklesen Hikmet Fidan cinayetidir. Olayda öldürülen Hikmet Fidan geçmiste Anayasa Mahkemesi kararı ile temelli olarak kapatılan HADEP’te baskan yardımcılıgı yapmıs, parti içinde aktif çalısmalarda bulunmus bir kisidir. Öcalan’ın DTP’nin kurulması talimatı üzerine DEHAP yönetimi ve diger unsurlar tarafından baslatılan çalısmalar sırasında Hikmet Fidan’a da yeni parti (DTP) için çalısması teklifi iletilmistir. Ancak Hikmet Fidan o tarihlerde Abdullah Öcalan’la ilgili olusan kisisel düsüncelerinin etkisi ile PKK terör örgütünden kopma noktasına gelmis, bu baglamda daha önce PKK terör örgütünden ayrılarak Irak’ın kuzeyinde üslenen ve PWD ( Partiya Welatparezen Demokraten Kurdistan) adı altında kurulan yasa dısı örgütle temasa geçmistir.

Burada PWD’de ile ilgili bazı bilgilerin olayı anlamaya katkısı olacagı düsünülmektedir. Botan (K) Nizamettin Tas ve arkadaslarının PKK’dan ayrılarak olusturdukları PWD örgütü PKK’yı degisik nedenlerle (amaç, eylem tarzı vb. gibi) elestirmis ve yine bölücü amaçlarla ancak PKK’dan farklı bir olusum olarak ortaya çıkmıstır. (PWD.nin kurulusunda ve halen destegini saglayan (yerlesme yeri, güvenlik, parasal ihtiyaçları vb. gibi) ülke veya sahıs gibi kaynaklar her zamanki gibi kendilerini ve amaçlarını açıkça desifre etmemislerdir.) PWD konusunda yanıtlanamayan soruların yanında bazı gelismeler açık olarak gerçeklesmistir. Bunlara örnek olarak PKK’dan ayrılıp PWD’ye katılan Kani Yılmaz, Serdar Kaya, Sabri Tori gibi kisilerin PKK militanlarınca bir anlamda iç hesaplasma adına öldürülmeleri gösterilebilir.

Hikmet Fidan’da bu asamada Demokratik Toplum Hareketi adı altında (Öcalan’ın talimatları geregi!) faaliyete baslayan partililerin çalismalara katılması yolundaki davetine olumsuz yanıt vermistir. DTP’ye red yanıtı veren ve bu arada PKK’nın muhalifi PWD ile iliskisi ortaya çıkan Hikmet Fidan 06.07.2005 tarihinde Diyarbakır’da tuzaga düsürülerek bilinmeyen bir PKK mensubu terörist tarafından ensesine ates edilmek suretiyle öldürülmüs, tuzaga düsürenler yargılanarak mahkum edilmislerdir. Bundan sonra olaya DTP’nin yaklasımı baslı basına ele alınması gereken mahiyettedir. Zira hiçbir DTP (DEHAP)’li olayı kınayamamıs, hatta cenazenin kaldırılması için Diyarbakır Büyüksehir Belediyesinden ambulans talebi dahi “deposu delik” gerekçesi ile karsılanmamıstır.

Milliyet Gazetesi’nin 25.10.2005 tarihli nüshasında yer alan haberde; Hikmet Fidan’ın katil zanlısının DTP’nin kurulus asamasında baslatılan Demokratik Toplum Hareketi içerisinde yer almayı reddettigi için terör örgütü tarafından infaz emrinin verildigi hususu yer almıstır. (Ek-4)

Tüm bu hususların degerlendirilmesinde Demokratik Toplum Partisi’nin daha kurulusunda kan ve terör örgütü PKK’nın emirleri üzerine oturtuldugu, hiçbir sekilde ve hiçbir kaynaktan muhalefete imkan tanımadıgı, adında Demokratik Toplum ibaresini kullanmasının dahi trajikomik oldugu ortaya çıkmıstır. Bu düsünce elbette toplumun büyük bir kısmına hakim olmus, nitekim Milliyet Gazetesi yazarı Hasan Cemal’in 16.07.2005 tarihli “Kürt aydınları tedirgin”, 19.07.2005 tarihli “Sus, yoksa hain derler”,Taha Akyol’un 12.07.2005 tarihli “PKK ve Kürt hareketi” baslıklı yazılarında ve diger pek çok gazetecinin yazılarında bu hususu açıkça vurgulanmıs,PKK ile DTP (DEHAP) organik baglantısı artık kamuoyunun gözünde tartısmaya yer vermeyecek biçimde kanıtlanmıstır. Gerçekten sadece Hikmet Fidan olayı dahi Öcalan’ın emriyle kurulan ve terör örgütünün destekçisinden öte bir organı gibi çalısan DTP’nin ulusal ve uluslararası hukuk alanında siyasi parti olarak tanımlanmasını bir “demokrasi ayıbına” dönüstürmektedir. (Ek-5)

06.06.2005 tarihli Milliyet Gazetesi’nde yer alan;

“DEHAP’A KRİTİK UYARILAR” baslıklı haberde:

Hollanda'nın Ankara Büyükelçisi Sjöerd Gosses, DEHAP'lı Diyarbakır Büyüksehir Belediye Baskanı Osman Baydemir'e, "PKK ile aranıza mesafe koyun, ayrılıkçılıktan kaçının" uyarısında bulundu.

AB Dönem Baskanı Lüksemburg'u Türkiye'de temsil eden Gosses, Güneydogu Anadolu ziyaretinde yerel otoritelere, "Feodal yapıdan kurtulun, öncelikle Türkçe ögrenin" dedi.

Gosses, mayısın 3. haftasında bölgede yaptıgı incelemelerden edindigi izlenimleri, diger AB büyükelçileriyle paylastı:

Feodal yapı en büyük engel "Kürtlerin çogu açıkça söylemek istemese de feodal yapı, bölgenin kalkınmasının önündeki en büyük engel. Namus cinayetlerinin, kız çocuklarının okula gönderilmemesinin temelindeki ana neden bu. Güneydogu, modernlesme yönünde adım atmadan her seyi Ankara ve AB'nin yapmasını istiyor. Avrupa'da her birey yasadıgı ülkenin dilini bilmek durumundadır. AB'nin Kürtler de dahil etnik grupların kendi dillerini kullanma özgürlügü için Türkiye'den beklentileri, bu ülkede yasayan herkesin Türkçe bilmesi zorunlulugunu ortadan kaldırmaz. Türkçenin bilinmemesi, Güneydogu'nun Avrupa standartlarına ulasmasında büyük engeldir." (Ek-6)

23.07.2005 tarihli Milliyet Gazetesi’nde yer alan;

“DEHAP ve Demokratik Toplum Hareketi (DTH) gibi Kürtlere yakın siyasi grupların PKK terörüne sessiz kalması üzerine çıkan tartısmaya katılan AB, Dönem Baskanı _ngiltere'nin Ankara Büyükelçiligi aracılıgıyla dün yaptıgı açıklamada, "Türkiye'deki tüm siyasi grupları her türlü siddeti kınamaya" çagırdı.

Açıklamada, AB üyesi ülkelerin baskentteki büyükelçilerinin önceki gün yaptıkları olagan toplantıda terör eylemlerinin de konusuldugu kaydedildi. Bir önceki dönem baskanı Lüksemburg'u temsil eden Hollanda'nın, nisanda Diyarbakır Belediye Baskanı Osman Baydemir'e PKK ile arasına mesafe koyması yönünde verdigi mesajı anımsatan açıklamada, "Türkiye müzakerelere baslamaya hazırlanırken, siyasi grupların sadece bir suikastı degil, siyasi amaçlı siddetin her türlüsünü kınamasının" önemi vurgulandı. Ne demek istediler?


İngiltere ve Ankara'daki diger AB üyesi ülkelerin diplomatlarından edinilen bilgilere göre, bir paragraflık açıklama su önemli mesajları içeriyor: ZANA DA ADRES: Açıklama, "tüm siyasi partiler" yerine "tüm siyasi gruplar" kelimesi ile, sadece DEHAP'ı degil, Zana ve Orhan Dogan'ın basını çektigi henüz partilesmeyen Demokratik Toplum Hareketi'ni de kapsadı. Çagrı, "Teröre destek verip AB sürecini baltalamayın" mesajı da tasıyor.

FİDAN CİNAYETİ: Açıklamada, diger siddet eylemlerinin yanı sıra "bir suikastın" özellikle kınanmasının istenmesi dikkat çekti. PKK'ya karsı görüsleriyle öne çıkan eski HADEP Genel Baskan Yardımcısı Hikmet Fidan'ın öldürülmesi olayını kasteden AB, DEHAP ve Zana grubunun sessiz kalısından hosnut olmadıgını ortaya koydu.

BAYDEMİR MESAJLARI HERKESE: Açıklamada Baydemir'e verilen, "Öcalan ve PKK'yla aranıza mesafe koyun. AB siddeti desteklemedi, desteklemeyecek. AB bölünmenin degil, bütünlesmenin tesvik edildigi projedir. Ayrılıkçılıgı ve federalizmi tasvip etmiyoruz" mesajlarının DEHAP ve DTH için de geçerliligini korudugunu vurguladı.

Açıklamada, Çesme, Kusadası ve Bingöl'deki bombaların etkili oldugu kaydedildi.”Seklindeki haber içerigine göre de DEHAP ve DTP’nin PKK organı seklindeki faaliyetlerinin uluslararası platformda da aynı sekilde degerlendirilip, kınandıgını göstermektedir. (Ek-7)

Ulusal platformda degerlendirilmesi gereken bir olay da _nsan Hakları Dernegi (İHD) kurucu üyelerinden olan yazar Adalet Agaoglu’nun, dernegin Emin Galip Sandalcı’nın İstanbul Baskanlıgından düsürülmesinden sonra PKK yanlısı politika izledigi, tek yanlı ırkçı-milliyetçi bir tutum takındıgını gibi gerekçelerle _HD’den istifa etmesidir. Bulunması gereken konumla ilgisiz bir konuma sürüklendigi anlasılan İHD’nin davalı DTP (ve terör örgütü PKK) ile hemen her platformda ortak görüs bildirmesinin altında yatan sebebin Sayın Agaoglu’nun tesbitleri oldugu, dolayısıyla _nsan Hakları Dernegi’nin tamamen terör örgütü PKK’nın kontrolünde faaliyet gösterdigi anlasılmaktadır.(Ek-8)


== C-DEMOKRATİK TOPLUM PARTİSİNİN KURULUSUNDAN SONRAKİ EYLEMLER. ==


=== 1- DTP’Lİ CİZRE BELEDİYE BAŞKANI AYDIN BUDAK’IN TERÖR ÖRGÜTÜNÜN PROPAGANDASI NİTELİĞİNDEKİ BEYANI: ===


14.01 2006 tarihinde Cizre Belediye Baskanı olan Aydın BUDAK’ın Memu-Zin Kültür Merkezinde yaptıgı konusmada sarfettigi “…ve milyonlarca Kürdün siyasal iradesi olan Öcalan’ı hücre hapsi cezasıyla cezalandırıyor, ailesi ile görüstürmeme kararı alıyor, sayın Basbakanım kürt sorununu böyle mi çözeceksin, ama bilin ki Kürtler sizin bu kirli oyununuzun farkındadır, bunu basaramayacaksınız, ve basaramayacaksınız. Sonunda Kürt iradesi galip gelecek, Türkiye’de demokratik Cumhuriyetin gerekleri yerine getirilecek…” seklindeki sözlerle yasadısı PKK terör örgütü ve lideri olan Abdullah Öcalan’ı övdügü, örgütün ve amacının propagandasının yaptıgı gerekçesi ile yargılandıgı Cizre Asliye Ceza Mahkemesinin 09.06.2006 gün ve 2006/100-440 sayılı kararı ile TCY.nın 220/8-1. maddesi geregince 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmistir. (Ek-9)