Adalet ve Kalkınma Partisinin Temelli Kapatılması İstemine İlişkin Savcılık İddianamesi/D-2a Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın laiklik ilkesine aykırı eylem ve demeçleri: Revizyonlar arasındaki fark
İçerik silindi İçerik eklendi
Değişiklik özeti yok |
Değişiklik özeti yok |
||
9. satır:
== a- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın laiklik ilkesine aykırı eylem ve demeçleri ==
'''1)''' 2003 yılı Mayıs ayında Malezya'ya yapmış olduğu gezide bu ülkede yayımlanan [[:en:wikipedia:New Straits Times|New Straits Times]] adlı gazeteye demeç veren Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın {{quote|Modern bir İslam devleti olarak Türkiye, medeniyetlerin uyumuna örnek olabilir|Recep Tayyip Erdoğan}} dediği, '''(Ek.1)'''
'''2)''' Yargıtay Onursal Yargıtay Başkanı [[:w:Eraslan Özkaya|Eraslan Özkaya]]'nın ülkede yaşanan gelişmeleri ve gidişatı da gözeterek 2003 Yılı Adli Yıl açılış konuşmasında, "…Sınırsız din ve vicdan özgürlüğü isteyenlerle İslami devlet kurmak isteyenlerin amaçları aynı…" şeklindeki tespitine, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın {{quote|" …Bu bir defa çirkin ve olumsuz bir yaklaşım, Bir defa özgürlükleri farklı bir noktada olan kişinin özgürlük alanına kadar o alana giremezsiniz. Siz bir dinin mensubuysanız, farklı bir dinin mensubunun olduğu alana giremezsiniz. İnancınızın gereği neyse, bu inanca saygı duymak yönetimlerin görevidir.(…) Kaldı ki, şu anda yaşanan süreçte gerek Türkiye'de, gerek Batı'da, gerek Dünya'da tamamıyla dinlere saygılı olan bir anlayışın egemen kılınması, aynı şekilde düşünceye ve örgütlenmeye saygılı yapıların, özgürlüklerin oluşmasına fırsat verilmesini devamlı olarak imkânını hazırlıyor. Biz de böyle bir gayretin içindeyiz …"|Recep Tayyip Erdoğan}} diye beyanda bulunduğu, '''(Ek.2)'''
'''3)''' Genelkurmay 2. Başkanı Org. [[:w:İlker Başbuğ|İlker Başbuğ]]'un imam hatip lisesi mezunlarıyla ilgili askerlerin rahatsızlığını ortaya koymasından sonra, Üniversitelerarası Kurul üyesi profesörler ve Genelkurmay Başkanı [[:w:Hilmi Özkök|Hilmi Özkök]] ile görüşen Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 16.10.2003 tarihinde yazılı basında yer alan ifadesinde, Milli Eğitim Bakanı [[:w:Hüseyin Çelik|Hüseyin Çelik]]'in acil olarak çıkarılmasını savunduğu imam hatip lisesi mezunlarının üniversiteye girişini zorlaştıran katsayı engelini ortadan kaldırması amacıyla YÖK Yasasında yapılacak değişikliğe ilişkin tasarıyı ''"acelemiz yok"'' diyerek geri çektiklerini bildirdiği, tasarının TBMM Milli Eğitim Komisyonu Başkanı [[:w:Tayyar Altıkulaç]] tarafından YÖK Yasa taslağı içerisinde değerlendirilmek üzere alt komisyona gönderildiği, '''(Ek.3)'''
'''4)''' Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 29.05.2004 tarihinde Oxford Üniversitesinde yaptığı konuşma sonrası verdiği demeçte imam hatip liselilerin önünü açan YÖK Yasası'nı laikliğe aykırı olduğu gerekçesiyle veto eden Cumhurbaşkanı [[:w:Ahmet Necdet Sezer|Ahmet Necdet Sezer]]'e, {{quote|Bu okullar çok partili dönemden beri var. Dün laikliğe aykırı değildiler, bugün niye aykırı oldular? Bunun laiklikle alakası yok" …"Normal liselerde okutulan birçok ders İHL'de de okutuluyor. Ayrıca din dersi için de bir yıl fazla okuyorlar. Bu tür bir eğitim almak laikliğe aykırı mı?|Recep Tayyip Erdoğan}} diye söylediği, "Son 5 yılda bu yasağı koymak hangi adalet duygusuyla bağdaşır?,," "Sizin için ılımlı İslamcı deniyor. Biz Avrupalılar bu tanıma şaşırıyoruz. Hem İslamcı hem laik birbiriyle nasıl bağdaşır?"'' sorusuna {{quote|"Ilımlı denilince, ılımlı olmayanı varmış gibi oluyor. Sadece bir İslam vardır. Önüne bir şey konulamaz. Bu İslamı zedelemeye yönelik bir tezdir. Laiklik çok farklı bir konudur. Laik olduğumuz Anayasa'da belirtilmiştir. İnsanlar dini gereklerini böylece yerine getirebilir. İslam ile laikliği yan yana tanım olarak getirmek yanlış olur. Kişiler laik olmaz.|Recep Tayyip Erdoğan}} yanıtını verdiği, '''(Ek.4 )'''
'''5)''' RP İstanbul İl Başkanı olarak Ümraniye'de 1994 tarihinde yaptığı konuşmanın kasedinin Kanal D'de yayınlanması üzerine Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 22.08.2001 tarihli Akşam gazetesinde yayınlanan açıklamasında, söz konusu konuşmayı günün şartları içinde, üyesi bulunduğu partinin söylemleri ve disiplini gereği gerçekleştirdiğini ifade ederek, {{quote|Bazıları laikliği din gibi algılıyor. Laiklik din olursa aynı anda Müslüman olunamaz. İnsan iki dine mensup olamaz. Asıl itibarıyla laiklik bir sistemdir ve fertlerin değil, devletin laikliği söz konusudur. Dine mensupluksa ferdi bir tasarruftur. O manada söyledim.|Recep Tayyip Erdoğan}} ''dediği, '''(Ek.5)'''
'''6)''' Christchurch kentinde, ''"Ulusal Avrupa Etütleri Merkezi"'' tarafından düzenlenen konferansa katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, {{quote|Türkiye'de Türkü vardır, Kürdü vardır, Lazı vardır, Çerkezi vardır, Gürcüsü vardır, Abhazı vardır, aklınıza ne gelirse. Bizdeki etnik unsurları birbirine bağlayan önemli bir din bağı vardır. Çünkü Türkiye'nin yüzde 99'u Müslüman'dır. Bizdeki etnik unsurları birbirinden ayıran ya da bağlayan bağ, Yugoslavya'daki gibi Hırvat, Boşnak, Sırp gibi değildir. Yugoslavya'da savaşlar başladığı zaman birbirlerinden boşanmışlardır, ayrılmışlardır. Türkiye'de Kürt kökenli vatandaşlarımızın sorunu, Türk vatandaşın sorunu kadardır, Laz kökenli vatandaşımın sorunu ne kadarsa Kürt kökenli vatandaşımın sorunu da o kadardır.|Recep Tayyip Erdoğan}}'' şeklindeki beyanlarının 6.12.2005 tarihli basın yayın organlarında yer aldığı, '''(Ek.6)'''
'''7)''' Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Avustralya'nın Sydney Kentini gezerken,{{quote|"Herkes kendi kimliğiyle övünebilir. Bu onun en doğal hakkıdır. Kürt Kürtlüğüyle, Türk Türklüğüyle, Çerkez Çerkezliğiyle, Laz Lazlığıyla övünebilir. Etnik kimlik anlamında söylüyorum. Ama bizi üstte birbirimize bağlayan üst kimlik TC vatandaşlığıdır. Bu ortak paydadır"..."Hepimizi yaratan mutlak yaratıcı Allah'tır. Ayrıma ne gerek var. O üst ortak paydada birleşip el ele vereceğiz"|Recep Tayyip Erdoğan}} dediği, '''(Ek.7)'''
'''8)''' Yeni Zelanda ve Avustralya'ya yaptığı ziyareti tamamlayarak Ankara'ya dönen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Esenboğa Havaalanı'nda 11.12.2005 tarihinde yaptığı basın toplantısında; ''"Türkiye'de etnik unsurları birleştiren ana unsur dindir' şeklinde bir ifadeniz oldu mu, yoksa yanlış anlaşılma mı oldu?"'' sorusu üzerine, {{quote|Ben ne söylediğimi çok iyi biliyorum. Bakın bunu ne zaman, ne üzerine söyledim. İşin başını, arkasını bir tarafa koyup ortasını almayın. Biliyorsunuz konu, Sayın Baykal'ın Yugoslavya benzetmesi üzerine söylenmiştir. Türkiye, bir Yugoslavya değildir. Orada Sırp, Hırvat, Boşnak hepsi ayrı dinlerin mensuplarıdır. Aynı dinde olup farklı mezheplerde olanlar da vardır. Ama Türkiye'de ise 30'a yakın etnik unsur var. Bunu her zaman sizler de yazıyorsunuz, yüzde 99'u Müslüman bir ülke Türkiye'de din bir çimentodur.|Recep Tayyip Erdoğan}} cevabını verdiği,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bugüne kadar ''"din bir üst kimliktir"'' ifadesi kullanmadığını vurgulayarak, {{quote|Üst kimlik olarak kullandığım ifade; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıdır ve bunun defaatle açıklamalarını yaptık. Ama buna rağmen bazıları anlamak istemiyor. Yine söylüyorum, din bir çimentodur ve şu anda en önemli birleştirici unsurumuzdur. Tarih boyunca bu böyledir….|Recep Tayyip Erdoğan}} diye söylediği, '''(Ek.8)'''
'''9)''' 2005 yılı Mayıs ayında Kazakistan ziyareti dönüşü Atatürk Havalimanı'nda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın; izinsiz açılan Kuran kurslarıyla ilgili olarak''"Bir defa, şu ifade, çok çirkin bir ifade(…) Kaçak Kur'an kursu diye bir ifade olmaz. Yanlış bir şey. Bir defa, kanunun ruhuna aykırı. Kur'an öğrenilir. Kuranı öğrenmede kimse suç ifadesi kullanmaz. Bu millet Müslüman'dır ve Müslüman olan millet, kendi kitabı Kuranı da rahatlıkla öğrenebilir. 'Kaçak Kuran kursları' diye bir kanun maddesi yok. Ortada olan madde şudur; kanuna aykırı eğitim kurumlarıyla ilgilidir. Bu, birçok alanda eğitim veren kurumları kapsamaktadır. Bu tür yanlışlarla ülkemizi, halkının yüzde 99'u Müslüman olan bir ülkede, kendi kitabını öğrenme konusunda, kalkıp da böyle laflar kullanmayalım. Ondan sonra da kalkıp 'efendim niye İncil dağıtılıyor' diye bağırmanın bir anlamı yoktur. Önce bu millet, Müslüman olarak, tabiî ki kendi kitabını öğrenecektir, bilecektir ama onun ruhunu kavrayacaktır. Onun ruhunu kavramasına yönelik de kendi çarelerini bu millet, yasalar içerisinde, tabiî ki üretecektir."''…Türban konusunda ise; ''"ben toplumun talebini çok iyi biliyorum ve duyarlılığı çok iyi anlıyorum. Bu duyarlılığın bilinci içerisinde de geleceğe bakıyorum. Çünkü ben yaşıyorum, ben konuşmuyorum"'' şeklinde beyanda bulunduğu, '''(Ek.9)'''
'''10)''' 2005 yılı Haziran ayında Amerika'ya giderken uçakta Dünden Bugüne Tercüman gazetesinden Nazlı Ilıcak ile görüşen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın laiklik konusunda, ''"Laikliği din haline getirirseniz halkı üzersiniz"''…''"Bizim laiklikle derdimiz yok. 1982 Anayasası'nın laikliği düzenleyen maddesinin gerekçesinde bir tanım mevcut. Gerekçe, 'bütün dinlere eşit mesafede olmak' diyor. İnançlar, devlet güvencesinde. Tekrar ediyorum: Ben insan olarak laik değilim; devlet laiktir. Buna mukabil laik düzeni korumakla yükümlüyüm. Ama siz laikliği bir din gibi takdim ederseniz, bu ülkenin halkını üzersiniz. Türkiye iyiye gidiyor, hükümet başarılı, laikliği gündeme getirip, bundan nemalanmak isteyenler var. Türkiye'de 'niyet okuyucuları' haksız isnadlar ortaya atıyor"…"Eski TCK'daki 261. madde yerine, 263. madde ikame edildi. Biz sadece cezayı 1 yıla indirdik veyahut hâkimin takdirine bağlı olarak para cezası koyduk. Şunu söyleyeyim ki, bu madde eğitim ve öğretim özgürlüğü açısından hatalı. Eğitim ve öğretim nasıl kanuna aykırı olur? Artık kendimize güvenen toplum olmak zorundayız. ABD'de, İngiltere'de, örgün eğitimin dışında, çocuk evinde oturuyor, eğitimi evde alıyor, ona diplomayı da veriyorlar. Biz ise, oradan buradan buduyoruz, okuma imkânlarını kısıtlıyoruz. Sonra da 700 bin kız, okuma yazma bilmiyor diye feryat ediyoruz. Aslında, 263. maddeye "Kaçak Kur'an kursu" maddesi demek çok çirkin. Eğitim ve öğretim, suç kapsamına sokulmaz ama, bazı hassasiyetlere saygımız olduğundan, hafifletmekle birlikte, kanuna aykırı eğitim kurumlarına verilen cezayı kaldırmadık."'' dediği, '''(Ek.10)'''
'''12)''' '''a-'''Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın basına yansıyan geçmişteki beyanlarında:
şeklinde ifadelerde bulunduğu,
RP İstanbul İl Başkanı olduğu 1994 yılında Refah Partisi'nin Ümraniye İlçe Örgütü'nün yeni hizmet binasının açılış töreninde:
|