Adalet ve Kalkınma Partisinin Temelli Kapatılması İstemine İlişkin Savcılık İddianamesi/A-Giriş: Revizyonlar arasındaki fark

İçerik silindi İçerik eklendi
2-İç hukuk yönünden
54. satır:
 
==2-İç hukuk yönünden==
 
Bir siyasi parti hakkında uygulanacak en radikal yaptırım kuşkusuz kapatma yaptırımıdır. İç hukukta siyasi partilere uygulanacak yaptırımlar düzenlenirken, bu yaptırımlar arasında siyasi partinin kapatılmasına da yer verilmiştir.
 
===a-Anayasal düzenleme===
 
Siyasi parti kapatma yaptırımı ve bu yaptırımın hangi hallerde söz konusu olabileceği Anayasa’nın 69’uncu maddesinde düzenlenmiştir. Böylece anayasakoyucu kapatma yaptırımı nedenlerinin yasa ile artırılmasını engellemiştir.
 
Anayasa’nın 69’uncu maddesinin dördüncü fıkrasına göre, siyasi partilerin kapatılması, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın açacağı dava üzerine Anayasa Mahkemesi’nce kesin olarak karara bağlanır.
 
Anayasa’nın 69’uncu maddesine göre siyasi partilerin kapatılması ancak üç nedenle söz konusu olabilmektedir. Buna göre:
 
*Bir siyasi partinin tüzük ve programının Anayasa’nın 68 nci maddesinin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı olması (Anayasa md 69/5),
 
*Bir siyasi partinin Anayasa’nın 68’inci maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerin odağı durumuna gelmesi (Anayasa md 69/6),
 
*Bir siyasi partinin, yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyrukluğunda olmayan gerçek ve tüzel kişilerden maddi yardım alması (Anayasa md 69/10)
 
halinde siyasi partinin kapatılmasına hükmedilmesi gerekmektedir.
 
Anayasa’nın 68’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, “siyasi partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve lâik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez.” denilmektedir.
 
Bir siyasi partinin Anayasa’nın 68’inci maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerin odağı haline gelmesi ise, 69’uncu maddenin altıncı fıkrasındaki düzenleme uyarınca “68’inci maddenin dördüncü fıkrasına aykırı fiillerin, o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlenmesi ve bu durumun, o partinin büyük kongre veya genel başkan veya merkez karar veya yönetim organları veya Türkiye Büyük Millet Meclisindeki grup genel kurulu veya grup yönetim kurulunca zımnen veya açıkça benimsenmesi yahut bu fiillerin doğrudan doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlenmesi durumunda” söz konusudur.
 
===b-Yasal düzenleme===
 
SPY’ndaki hükümler, Anayasa’nın 69’uncu maddesinin son fıkrasından hareketle, Anayasa’daki esaslar çerçevesinde düzenlenmiş, bu bağlamda siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin düzenlemeler de, Anayasa’nın 68’inci ve 69’uncu maddesindeki esaslar gözetilerek 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası’nda da (SPY) yer almıştır.
 
SPY’nda, siyasi partiler hakkında uygulanacak yaptırımlar;
 
*Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılması
 
*Ve siyasi partinin kapatılması
olarak düzenlenmiştir.
 
SPY’nda Anayasaya paralel olarak yapılan düzenlemelere göre, bir siyasi partinin kapatılması, ancak Anayasa’daki yasaklara aykırılık durumunda ve üç nedenle olasıdır. SPY’nın 101’inci maddesindeki düzenlemelere göre;
 
*Bir siyasi partinin tüzük ve programının Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve laik cumhuriyet ilkelerine aykırı olması, sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlaması, suç işlenmesini teşvik etmesi,
 
*Bir siyasi partinin, Anayasanın 68’inci maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerin işlendiği odak haline geldiğinin Anayasa Mahkemesince tespiti,
 
*Bir siyasi partinin, yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyrukluğunda olmayan gerçek ve tüzel kişilerden maddi yardım alması,
durumlarında, siyasi parti hakkında kapatma kararı verilmesi gerekmektedir. Ancak belirtilen ilk iki durumda, kapatma yaptırımı yerine dava konusu eylemlerin ağırlığına göre, siyasi partinin almakta olduğu son yıllık devlet yardımı miktarının kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verilebilmektedir.
 
Yukarıda belirtilen ikinci nedene dayanarak bir siyasi partinin kapatılması, ancak Anayasa’nın 68’inci maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerin odağı durumuna gelmesi koşuluna bağlıdır. Odak haline gelmiş sayılmak ise, Anayasa’nın 68 ve 69’uncu maddelerindeki düzenlemelerle aynı paralelde, SPY’nın 103’üncü maddesinde düzenlenmiştir.
 
SPY’nın “siyasi partilerle ilgili yasaklar” başlıklı dördüncü kısmının;
 
*Birinci bölümü, “amaçlar ve faaliyetlerle ilgili yasaklar” başlığını taşımaktadır. Bu bölüm tek maddeden oluşmakta olup, 78’inci maddede “demokratik devlet düzeninin korunması yönünden” öngörülen yasaklamalara yer verilmiştir.
 
*İkinci bölümü, “milli devlet niteliğinin korunması” başlığını taşımaktadır. Bu bölümde, bağımsızlığın korunmasına (md 79), devletin tekliğinin korunmasına (md 80), azınlık yaratılmasının önlenmesine (md 81), bölgecilik ve ırkçılık yasağına (md 82) ve eşitlik ilkesinin korunmasına (md 83) yönelik yasaklamalar gösterilmiştir.
 
*Üçüncü bölümü ise, “Atatürk ilke ve inkılâplarının ve laik devlet niteliğinin korunması” başlığını taşımaktadır. Bu bölümde ise, Atatürk ilke ve inkılâplarının korunması (md 84), Atatürk’e saygı (md 85), laiklik ilkesinin korunması ve halifeliğin istenemeyeceği (md 86), din ve dince kutsal sayılan şeyleri istismar yasağı (md 87), dini gösteri yasağı (md 88) ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nı yerinin korunması (md 89) konusunda yasaklamalar açıklanmıştır.