Sayfa:DOSTLAR TİYATROSU’NUN YENİDEN ÜRETİMİ ABDÜLCANBAZ’DA YABANCILAŞTIRMA.pdf/6: Revizyonlar arasındaki fark

Kibele (Tartışma | katkılar)
kDeğişiklik özeti yok
 
Sayfa gövdesi (bağlamada kullanılacak metin):Sayfa gövdesi (bağlamada kullanılacak metin):
1. satır: 1. satır:
seyircisini sorunların unutulduğu bir büyü alanından çekip alarak onun, çözülmeyi bekleyen tüm sorunlarıyla karşısında duran dünyaya üretken bir bilinç ve eleştirel bir tutumla yaklaşmasını bekler. Brecht, kuramsal-eleştirel eseri ''Tiyatro İçin Küçük Organon (Kleines Organon für das Theater'', 1948)'da, yalnızca eylemin gerçekleştiği ve insan ilişkilerinin belirli tarihsel alanlarında mümkün olan duyguları, kavrayışları ve dürtüleri seyirciye sunmakla kalmayıp aynı zamanda alanın kendisini dönüştürmeye yardımcı olan düşünce ve duyguları kullanan ve üreten yeni bir tiyatroya ihtiyaç duyulduğunu dile getirir (Willett, 2001: 190). Ona göre ilgili alanı dönüştürmeye yarayacak olan tiyatro, seyirciyi doğa bilimlerinin ve toplum biliminin eleştirel tutumuna davet etmek zorundadır. Tam da bunun için özdeşleşmeden el çeken Brecht, sahne ve seyirci ilişkisine yeni bir boyut kazandırarak eleştirel bakışı beraberinde getiren yabancılaştırma etkisini estetiğinin başat unsuru kılar. Kendi ifadesiyle "dikkati tanımlanan nesne üzerine çekme, ona ilginçlik kazandırma yöntemi" olan yabancılaştırma, tıpkı bilimsel bakışın ''naiv tutumu'' gibi kendiliğinden anlaşılır gibi görünen pek doğal nesnelerin doğallığını yitirmesini, böylece gerçekten anlaşılabilir nitelik kazanmasını sağlar (Brecht, 201la: 193).
seyircisini sorunların unutulduğu bir büyü alanından çekip alarak onun, çözülmeyi bekleyen tüm sorunlarıyla karşısında duran dünyaya üretken bir bilinç ve eleştirel bir tutumla yaklaşmasını bekler. Brecht, kuramsal-eleştirel eseri ''Tiyatro İçin Küçük Organon (Kleines Organon für das Theater'', 1948)'da, yalnızca eylemin gerçekleştiği ve insan ilişkilerinin belirli tarihsel alanlarında mümkün olan duyguları, kavrayışları ve dürtüleri seyirciye sunmakla kalmayıp aynı zamanda alanın kendisini dönüştürmeye yardımcı olan düşünce ve duyguları kullanan ve üreten yeni bir tiyatroya ihtiyaç duyulduğunu dile getirir (Willett, 2001: 190). Ona göre ilgili alanı dönüştürmeye yarayacak olan tiyatro, seyirciyi doğa bilimlerinin ve toplum biliminin eleştirel tutumuna davet etmek zorundadır. Tam da bunun için özdeşleşmeden el çeken Brecht, sahne ve seyirci ilişkisine yeni bir boyut kazandırarak eleştirel bakışı beraberinde getiren yabancılaştırma etkisini estetiğinin başat unsuru kılar. Kendi ifadesiyle "dikkati tanımlanan nesne üzerine çekme, ona ilginçlik kazandırma yöntemi" olan yabancılaştırma, tıpkı bilimsel bakışın ''naiv tutumu'' gibi kendiliğinden anlaşılır gibi görünen pek doğal nesnelerin doğallığını yitirmesini, böylece gerçekten anlaşılabilir nitelik kazanmasını sağlar (Brecht, 201la: 193).
</div>
</div>
{{alıntı|"Günlük yaşamımızı sürdürürken, hemen çevremizde karşılaştığımız olay ve kişileri, kendilerine alıştığımızdan hiç yadırgamayız. Bu olay ve kişilerin yabancılaştırılması ise, onların dikkatimizi çekmesini sağlar. 'Pek doğal" bir gözle görülüp hiç kuşku konusu yapılmamış olaylar karşısında hayrete kapılmak, bilim tarafından titiz uğraşlar sonucu geliştirilip bir teknik durumuna getirilmiştir. Sanatın da bilimle bu alabildiğine yararlı tutumu paylaşmaması için ortada bir neden yoktur. Bilim için söz konusu tutum, insanın üretim gücünün büyüyüp gelişmesinden doğmuştur, aynı neden sanatın da böyle bir tutumu benimsemesini zorunlu kılmaktadır." (Brecht, 201la: 184-185).}}
<div style="margin-left: 5em;">"Günlük yaşamımızı sürdürürken, hemen çevremizde karşılaştığımız olay ve kişileri, kendilerine alıştığımızdan hiç yadırgamayız. Bu olay ve kişilerin yabancılaştırılması ise, onların dikkatimizi çekmesini sağlar. 'Pek doğal" bir gözle görülüp hiç kuşku konusu yapılmamış olaylar karşısında hayrete kapılmak, bilim tarafından titiz uğraşlar sonucu geliştirilip bir teknik durumuna getirilmiştir. Sanatın da bilimle bu alabildiğine yararlı tutumu paylaşmaması için ortada bir neden yoktur. Bilim için söz konusu tutum, insanın üretim gücünün büyüyüp gelişmesinden doğmuştur, aynı neden sanatın da böyle bir tutumu benimsemesini zorunlu kılmaktadır." (Brecht, 201la: 184-185).}}
</div>

<div style="text-indent:1em">
<div style="text-indent:1em">
Tiyatro sanatında, bilimsel düşüncenin temelindeki ''diyalektik tutum, yaratıcı kuşku ve eleştirel bakış''ın izini süren Brecht'e göre tiyatronun seyircisini bu yönde kışkırtabilmesi, ancak ''alışılmış olan''<nowiki>'</nowiki>ı yabancılaştıran bir teknik aracılığıyla gerçekleşir (Brecht, 2005: 46). ''Duyguları dizginleyerek, konuyu düşünsel düzeye aktarmak amacıyla'' kullanılan bu teknik, Epik tiyatroda ''yabancılaştırma'' [etkisi ya da] ''efekti'' (''Verfremdungseffekt''), kısaca [Y-etkisi ya da] ''Y-efekti'' (''V-effekt'') olarak karşılık bulur (İpşiroğlu, 2000: 42). "[İ]nsanlar arasında geçip sahnede sergilenebilecek olayların yadırgatıcı bir özellikle donatılmasını sağlayan, kendiliklerinden anlaşılmayıp bir açıklamayı gerektirdiklerinin belirtilmesine ve seyirciler tarafından doğal {{ysb|karşı|karşılanmalarının}}
Tiyatro sanatında, bilimsel düşüncenin temelindeki ''diyalektik tutum, yaratıcı kuşku ve eleştirel bakış''ın izini süren Brecht'e göre tiyatronun seyircisini bu yönde kışkırtabilmesi, ancak ''alışılmış olan''<nowiki>'</nowiki>ı yabancılaştıran bir teknik aracılığıyla gerçekleşir (Brecht, 2005: 46). ''Duyguları dizginleyerek, konuyu düşünsel düzeye aktarmak amacıyla'' kullanılan bu teknik, Epik tiyatroda ''yabancılaştırma'' [etkisi ya da] ''efekti'' (''Verfremdungseffekt''), kısaca [Y-etkisi ya da] ''Y-efekti'' (''V-effekt'') olarak karşılık bulur (İpşiroğlu, 2000: 42). "[İ]nsanlar arasında geçip sahnede sergilenebilecek olayların yadırgatıcı bir özellikle donatılmasını sağlayan, kendiliklerinden anlaşılmayıp bir açıklamayı gerektirdiklerinin belirtilmesine ve seyirciler tarafından doğal {{ysb|karşı|karşılanmalarının}}