Figen Yüksekdağ'ın 24 Aralık 2019'daki savunması: Revizyonlar arasındaki fark

İçerik silindi İçerik eklendi
Ahmet Turhan (Tartışma | katkılar)
İlgisiz
Etiket: Elle geri alma
Kibele (Tartışma | katkılar)
şapkalar
11. satır:
Diyarbakır 9’uncu Asliye Ceza Mahkemesi’nin verdiği birleştirme kararına ilişkin konuşmaya başlamadan önce bir noktanın altını çizmek istiyorum. Bana gelen bütün fezlekelerde özellikle konuşmaların dökümünde çözümlemeden kaynaklı ciddi sorunlar var. Aynı durum bu fezleke bakımından da geçerli. Konuşmaların bana ait olduğunu ifade etmekte sıkıntı yok ama işin ciddiyeti bakımından bu dökümler sıkıntılı. Konuşmanın durumunu içeriğin yansıtması bakımından yanlışlıkların ciddi sorunlara yol açtığını ifade etmek gerekiyor.
 
Bu birleşen fezleke üzerine konuşurken aynı zamanda tutuklu seçilmişler hakkında devam eden davalarda siyasi iktidarın baskısından da bahsetmek gerekiyor. Çeşitli siyasi operasyonlar düzenlendi partimize. Geride bıraktığımız yıllar boyunca bu operasyonların farklı biçimleriyle karşı karşıya kaldık, ancak siyasi iradeye el koymayı özel bir teknik olarak ortaya koydular. Kendi varlığının ifadesini yargı ile sağlıyorlar. Kayyım atamalarıyla temsiliyete müdahale ediliyor. Bugün de halahâlâ devam eden süreç olarak böyle bir saldırıyla karşı karşıyayız. Bu da gösteriyor ki siyasi iradeye dönük gasp hareketi, siyasi operasyonlarla kendi varlığını sürdürme hareketi değişik biçimlerde sürdürülüyor.
 
Kayyım atamalarıyla birlikte yüz yüze olduğumuz durum hukukla ilişkisi kalmamış bir durumdur, seçme seçilme hakkının ortadan kaldırıldığı bir durumdur. Tam anlamıyla verili tüm kuralların paramparça edilme anlayışıyla karşı karşıyayız. Hukuki açıdan başkan olarak seçilmesinde sorun olmayan bir kişide iki gün sonra sorun görülüyor ve mazbatasına el konuluyor. Kriminalize edilerek ve hedef haline getirilerek bugün itibarıyla 33 belediyemize el konuldu ve belediye eşbaşkanlarımızın yerine kayyım atandı.
29. satır:
'''Bu iktidar kayyımlarla ikinci kez kadınların iradesine darbe yapıyor'''
 
Biz buna işaret etmek zorundayız. Sadece kendi karşılaştığımız adaletsizliğin altını çizmek için değil bütün toplumun karşı karşıya olduğu kötülüğün altını çizmek ve bu kötülük karşısında bir tutum geliştirmek için bunları söylemek zorundayız. Bu süreç içinde partime dönük siyasi soykırım operasyonları devam ediyor. HDP’li belediyelere el konulması demek eşit kadın temsiliyetine darbe yapmak demektir. Ve siyasi iktidar ikinci kez kadınların iradesine darbe yapıyor. Birinci darbesinde yine bütün eşbaşkanlarımız gözaltına alındı, görevden alındı, yıllarca hapiste kaldı. HalaHâlâ büyük bir kısmı hapiste.
 
'''Eşbaşkanlık sistemimize 3 ay tahammül edemedi bu siyasi iktidar'''
55. satır:
'''İktidar, tecridi siyasi yönetimin bir enstrüman olarak görüyor'''
 
O süreçte hapishaneler bir siyasi tutum geliştirdi. 7 bin tutsak Sayın Öcalan’ın hukuki haklarından olan ailesi ve avukatlarıyla görüşme hakkının tanınması talebiyle açlık grevi gerçekleştirdi. Dünyada bu kadar çok kişinin katıldığı bir açlık grevi örneği yok. Bu, kesinlikle siyasi iktidarın gurur duyacağı bir şey değil. 7 bin tutsağın birden açlık grevine girmesi bir ülke için gurur duyulacak bir şey değildir. Belki açlık grevi yapanlar tutumları ile gurur duyabilir ama iktidar duyamaz. 5 ay geçtikten sonra İmralı ile 4 kez görüşme yapılabildi. İmralı’daki diğer tutuklularla beraber ailesi de 1 kez görüşme yapabildi. Bu sorunun çözülebilir bir sorun olduğu göründü. Ancak siyasi iktidar, İmralı’daki tecrit meselesini bugün halahâlâ kendi siyaset tarzının aparatı olarak görmeye devam ediyor. O kadar görüşme yapıldı hukuki olarak, siyasi güvenilirlik bakımından korunması gereken bir sistem var ama siyasi iktidar “Canım istediği zaman görüştürürüm” diyor. Yani bunu siyasi yönetimin bir enstrüman olarak görüyor.
 
'''Bir ülkenin barış umuduyla oyun oynanmaz'''
81. satır:
'''Tüm dünyanın diplomasi yürüttüğü güçlerle Türkiye savaş yürütüyor, bununla mı gurur duyacağız?'''
 
Bakın Afrin operasyonu yetmedi Kuzey Doğu Suriye’ye başka bir harekat gerçekleştirildi. 300’ü sivil 1000’e yakın insan öldürüldü. Türkiye kimyasal silah kullanma konusunda BM elinde dosyası olan bir ülke haline geldi. Kürt halkıyla kadim kardeşliği bir düşmanlığa dönüştürmek pahasına girişilen bir hareketti. Ne oldu? Kürtlerin seçilmiş siyasi iradeleri ile, tüm dünyanın diplomasi yürüttüğü güçlerle Türkiye halahâlâ savaş yürütülüyor. Bununla mı gurur duyacağız? İçişleri Bakanlığına göre terör tehdidi hiç bitmez. Çünkü terör bitse kendileri biter. Bitmeyen bir terör tehdidi 40 yıldan beri olur mu ya? Sen nasıl bir devletsin ki 40 yıldır bitiremiyorsun, bu 3 yıldır da ‘ha bitirdik ha bitireceğiz’ diye süre istiyorsun. Görevi doğrudan bunu bitirmek olan özel kadrolar bitiremediler. Ne zamana kadar? Bu olağanüstü savaş halini ne zamana kadar sürdürebilecekler?
 
'''“Zafer” dedikleri Amerika hamiliği yerine Rusya hamiliğidir'''