Âb u Ziyâ
Âb u Ziyâ
O zamanki ederdi 'aks-i kâmer
Suda tarh-i riyâz-ı berf ü semen,
O zaman ki gelirdi her yerden
Nagme-i âb ile beyaz-ı seher,
O zaman -âremîde gûş u nazar, -
Eyleyip terk-i nâyzâr-ı hazen
Sâhil-i sâf-ı bahre indim ben;
Serime oldı bir taş üstü makarr!
Gark-ı nûr u sürûd idi deryâ:
Sanki bir sesle bir parıltı idi
Suda her katreyi eden imlâ!
Görülen bir ziyâ-yı şüstelikâ,
Duyulan tatlı bir çagıltı idi:
Sanki aglardı âb içinde ziyâ!
Cenab Şahabeddin