kazanuñ tavla tavla şehbâz atlarını binmüşüz altun akçasını yagmalamışuz kırk yigidilen oglı uruzı tutsak etmişüz katâr katâr develerini yetmişüz kırk ince bellü kızılan kazanuñ helâlını tutmışuz bu hayfları biz kazana etmişüz dedi
kâfirin biri eydür kazan begde bir hayfumuz kaldı
sökli melik eydür mere aznavur ne hayfumuz kaldı
kafir eydür kazanuñ kapuum dervendde on biñ koyunı vardur şol koyunları dahı götürsek kazana ulu hayf eder idük dedi
şökli melik eydür altı yüz kâfir varsun koyunı getürsin dedi altı yüz kâfir atlandı koyunuñ üzerine ılgar vardı
gece yatur iken karacuk çoban kara kaygulu vâkı'a gördi vâkı'asından semürdi örü turdı kıyan güci demür güci bi iki kardaşı yanına aldı agıluñ kapusını berkitdi üç yerde depe gibi taş yıgdı ala