Sırrı Süreyya Önder'in 20 Mayıs 2021'deki savunması

28’i tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanî Davasının 2'nci duruşmasının 2'nci gününde Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada Sırrı Süreyya Önder'in savunması. Kaynak: https://www.hdp.org.tr/tr/kobani-kumpas-davasi-devam-ediyor-3530-sayfalik-torba-iddianame-yargiya-mudahalenin-belgesidir/15435/

Sırrı Süreyya Önder, Cumhuriyet tarihi boyunca mahkemelerin etkisinden bahsetti ve şöyle konuştu:

Cumhuriyet zannedildiği gibi ulusal kurtuluş savaşı ile kurulmamıştır. Önemli bir bağımsızlık mücadelesi verilmiştir, tamam ama 100 yıllık tarihine baktığımızda burada rejim mahkemelerde kurulmuştur. İstiklal Mahkemeleri ile başlayan süreçte DGM, sıkıyönetim mahkemeleri, OHAL mahkemeleri, yüksek yetkili mahkemeler; adını unuttuğum yüzlerce mahkeme bir sopa işlevi görmüştür. ‘Yargı siyasallaşmış’ kavramı gerçeği açıklamaya yeten bir kavram değil siyaset yargısallaşmıştır. Bu bugünün işi de değil. Dün de öyleydi bugün de böyle. Belli ki demokrasi bize selam verene kadar devam edecek.”

Filistin konusundaki hassasiyetle Kobanî konusundaki hassasiyet aynıdır

Kuruluşunda ve fikriyatında emeğim olan, ilk vekili olma onurunu taşıdığım bir siyasi partinin davası görülüyor. 6 milyonun üzerinde oy alıyoruz. Bu siyasal yapı topyekün bir terör organizasyonu olmakla itham ediliyor. Bir hukukçu değilim, sayarsanız bir sanatçıyım sıradan insandan daha fazla duyarlılık, sorumluluk sahibiyim. Ömrüm demokrasi mücadelesi ve bunun bedelini ödemekle geçmiş. Ceza, cezaevi gibi şeylerin bizim üzerimizde bir yaptırım değeri yok. Elbette özlenen, tercih edilen mekânlar değil ama bunlar yüzünden tutumundan tasarruf edecek insanlar değiliz. Bu bizim için bir yaşam biçimidir, su gibi, ekmek gibi, hava gibidir. Bu memlekette yaşananların adını doğru koymazsak hiçbir yere gidemeyiz. Bugün Filistin konusunda gösterilen topyekün hassasiyet neyse dün Kobanî konusunda gösterilen topyekün hassasiyet aynıdır. Tek bir farkla, provokasyon yoktur.

6 milyonluk bir terör örgütü yoktur

Dünyanın hiçbir yerinde 6 milyonluk bir terör örgütü yoktur. Dünyanın birçok ülkesinin nüfusundan fazla terör örgütü olur mu? Öyle bir itham varsa akla gelecek soru, ‘bu terörden başka bir şey olmasın’ olmalıdır. Temel refleksimizin bu olması gerekir. Nedir bir ülkede 6 milyon insanı olağan şüpheli de değil kesin suçlu statüsüne iten? 24 saat, belirlenmiş kanallarda bize küfür ve hakaret ediliyor. Orada kendimizi ifade etme anlamında en ufak bir alan açılmıyor. Bunu yapanların da omuzlarında yargı kılıcı bir o yanda bir bu yanda sallanıyor. Bu reva mıdır? Değildir, bugünler geçecek. Bu topraklar hikmetli insanların bereketli olduğu topraklardır. Bu bir avuç nefret söylemiyle dolu, kendini ancak Kürt düşmanlığı ile var eden vasıfsız insanlar bir gün siyaset sahnesinden silinip gidecekler. Ama yazık değil mi bu insanlara?

Et ve Süt Kurumuna ne yaptım?

(Davanın müdahillerine ilişkin olarak) Et ve Süt Kurumunun temsilcisi oradaysa sorayım, kardeşim ben size ne yaptım? Etinizi mi yedim, sütünüzü mü döktüm? Siz benim 38 kez müebbetle yargılanmamı isteyen bir davaya niye müdahil oluyorsunuz?

Bir vekilimiz anadilinde savunma yapamamanın hüznüyle konuştu. Bakın, anadilinde konuşma yapanlar çok kısa konuştu. Siz bu dili anlamadığınız için onlar kısa konuştu. Siz konuştuğunuzda da Kürtçe konuşanlar sizin o Kürtçe savunmadan anladığınız kadarını anlıyorlar. Bu, bu meselenin en çok can yakıcılarındandır. Bu şekilde mahkeme salonlarını reva görmek insanlık açısından hiçbir fayda sağlamayacaktır.

Önder, hakkındaki adli denetim tedbiri kararının kaldırılmasını talep etti.

20 Mayıs 2021